• Sonuç bulunamadı

KR Z N ETK LER N AZALTACAK ÖNLEMLER DERHAL ALINMALI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "KR Z N ETK LER N AZALTACAK ÖNLEMLER DERHAL ALINMALI"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KR‹Z‹N ETK‹LER‹N‹ AZALTACAK KR‹Z‹N ETK‹LER‹N‹ AZALTACAK ÖNLEMLER DERHAL ALINMALI ÖNLEMLER DERHAL ALINMALI

Yahya ARIKAN*

Dünya ekonomisi 1929 buhran›ndan sonra en büyük bunal›m›n› yaflamaya bafl- lad›. Finans kurulufllar› tarihinin en zorlu dönemini yafl›yor. Ekonomide dur- gunluk, petrol, g›da baflta di¤er emtia fiyatlar›n›n bafl›n› al›p gitmesi iflsizlik ve açl›k sonucunu do¤uracakt›r. G›da ve enerjide do¤rudan ithalatç› konumda olan Türkiye’nin bu olumsuz tablodan etkilenece¤ini söylemek kehanet olma- yacakt›r. Bu tablo ayn› zamanda kazanan az›nl›k kesim ve kaybeden ço¤unluk olgusunu besleyen bir tablodur. Kriz; az›nl›k kesimin daha çok kazanmas›, kaybeden ço¤unlu¤un daha çok kaybetmesi anlam›na gelecektir.

Türkiye’ye etkileri flimdiden bafllayan krizin nedenlerini anlamak ve olas› ön- lemleri tart›flabilmek için öncelikle dünya ve Türkiye ekonomisindeki geliflme- lere bakmak gerekmektedir.

ABD’de gelir da¤›l›m›

Amerika’da bafllayan ve tüm dünya ekonomilerinde hissedilen bir yavafllama söz konusudur.

Bu süreci anlamak için Amerika’n›n ekonomik yap›s›n› kavramakta yarar vard›r.

Amerika Birleflik Devletleri’nin gelir da¤›l›m› yap›s›na bak›ld›¤›nda “kriz üre- ten bir gelir eflitsizli¤i” oldu¤unu görüyoruz. ABD gelir da¤›l›m› en bozuk 4.

OECD üyesidir.

ABD bir tüketim imparatorlu¤udur. En yoksullar›n paras›zl›¤› ile üst zenginle- rin harcama ifltah› sonucu, tasarrufu bitirmifltir. Orta ve alt gruplar›n bafll›ca tü- ketim arac› krediye dayanmaktad›r. Çin ve Asya ülkelerinin fazlalar›n›

ABD’ye borç vererek kurulan saadet zinciri bu kredilerin geri ödenmemesiyle k›r›lm›flt›r.



* TÜRMOB Genel Baflkan Yard›mc›s›-‹SMMMO Baflkan›

(2)

Bütün önlemlere karfl›n ABD ekono- misinde yavafllama, hatta durgunluk bafl göstermifltir.

Son verilere göre, iflsizlik oran› 2007 y›l›n›n ortalar›nda yüzde 4.5 iken sü- rekli artm›fl ve yüzde 5.1’i bulmufltur.

Bu milyonlarca insan›n iflsiz olmas›

demektir.

2007 sonunda Amerika’da bafllayan kredi geri ödemelerindeki t›kanma ve mali piyasalarda çalkant›, finans ser- mayesinin egemenli¤iyle flekillenen ekonomileri darbo¤aza sokmufltur.

Dünya tarihinin en a¤›r krizlerinden biri bafllad›

Bugün dünya ekonomisinin içine gir- di¤i darbo¤az, Amerika’da, Avru- pa’da yüz binleri iflsiz, evsiz b›rak- maktad›r.

Kredi faizlerinin ve g›da fiyatlar›n›n art›fl›yla devam eden kredi krizi, Asya ve geliflmekte olan ülkeleri de sar- maktad›r.

ABD ve Avrupa’da finansal kurulufl- lar›n iflas›n›n ard›ndan Asya, Latin Amerika,

Orta Avrupa ülkeleri için de durgun- luk kayg›s› bafl göstermifltir.

Krizin bulafl›c› etkisi

Geliflmekte olan ülke ekonomilerini de etkileyen yavafllama ve buna ba¤l›

oluflan kriz, bulafl›c› bir hastal›k gibi yay›lmaktad›r.

Dünya ekonomilerini etkileyen 3 bü- yük ekonomiye bakt›¤›m›zda; 2007 üçüncü çeyre¤inde yüzde 2.8 büyüyen ABD ekonomisinin,dördüncü çeyrek- te 2.5’e düfltü¤ünü görüyoruz.

27 Avrupa Birli¤i ülkesinde yavaflla- ma daha derindir.

Birinci çeyrekte 3.4 büyüyen AB dör- düncü çeyrekte 2.6 büyüyebilmifltir.

Japonya’da ayn› dönemlerin rakamla- r› yüzde 2.9’ tan 1.8’e düflüfl fleklinde- dir.

100 milyon insan açl›kla karfl›

karfl›ya

G›da, alt›n, ham petrol ve metal baflta olmak üzere emtia fiyatlar› bafl dön- dürücü biçimde artm›flt›r.

Kimilerine yarayan bu art›fl ve krizin do¤al sonucu olarak; yüz binlerce, milyonlarca insan› yoksullaflt›rmakta- d›r.

Nitekim bu süreç aylar önce bafllam›fl- t›r. G›da fiyatlar›ndaki art›fl›n yoksul ülkelerde 100 milyon kifliyi daha aç- l›kla karfl› karfl›ya b›rakmas› beklen- mektedir.

Yoksullar›n isyan›

Haiti ve M›s›r’da insan ölümleriyle sonuçlanan g›da fiyatlar›ndaki art›fl›

protesto gösterileri, dünya genelinde

(3)

pek çok ülkede sürmektedir. Endo- nezya, Arjantin’de yüz binler her gün alanlara dökülmektedir. Endonez- ya’da yükselen petrol fiyatlar› nede- niyle hükümetin akaryak›ta yüzde 30 zam yapmas› halk› isyan ettirmifltir.

Arjantin’de de çiftçiler yeni bir tar›m politikas› talebiyle meydanlara dökül- müfltür.

Bütün bu geliflmeler bir gerçe¤e iflaret etmektedir; yoksul kitleler, küresel ekonomi politikalar›n›n do¤urdu¤u krizin sonuçlar› alt›nda ezilmektedir.

Bu krizin sonuçlar› Türkiye’de genifl kitleleri etkileyecektir.

Yang›n›n ortas›ndaki ülke; Türkiye Türkiye, ihracat›n›n yar›s›ndan fazla- s›n› Avrupa’ya yapmaktad›r.

D›fl aç›klar› büyüktür ve s›cak para hare- ketlerinden do¤rudan etkilenmektedir.

Türkiye, iflsizlikle bo¤uflmaktad›r ve istihdam alanlar› yaratmak için; yerli- yi ayakta tutarken, üretmeye gelecek yabanc› sermayeyi de çekmek duru- mundad›r.

Bu özellikleriyle Türkiye küresel kre- di krizinde, yang›n›n tam ortas›nda kalm›flt›r.

Sanayide çark dönmüyor

Kriz, bu y›l ülke ekonomisini 2007’de hafif atlat›lan durgunlu¤a sürükle- mektedir.

Bu y›l›n ikinci yar›s›nda ve muhteme- len 2009’da da kriz derinleflecektir.

Büyüme rakamlar› düflüfle geçmifltir.

2002’de yüzde 7.9,

2005’te 7.6 ve 2007’de 4.5 büyüyen Türkiye ekonomisinin bu y›l hedefle- nen yüzde 4 büyümeyi yakalamas›

mümkün de¤ildir.

2007 büyüme oran›na bak›ld›¤›nda ana sektörlerde keskin düflüfl yaflan- m›flt›r.

Bu düflüfl, büyümeyi canland›racak yeni bir ekonomik program uygulan- mad›kça 2008 için kötü sinyaldir.

2006’da yüzde 1.3 büyüyen tar›m 2007’de yüzde 7.3 küçülmüfltür.

Lokomotif sektör olarak an›lan inflaat- taki büyüme oran› yüzde 18.5’ten 5’e düflmüfltür.

‹malat sanayide de durum farkl› de¤il- dir. Büyüme oran› yüzde 5.4’te kal- m›flt›r.

Bu sektörlerdeki durum, bu y›l için umutlu olmay› zorlamaktad›r.

Düflük kurla sanal zenginlik kar›n doyurmuyor

Artan enflasyona karfl›n kurun düflük seviyede tutulmas›, milli gelir ve kifli bafl›na gelire iliflkin rakamlar›n çarp›- t›lmas›na neden olmaktad›r.

Düflük tutulmufl dolar kuru ile yap›lan

(4)

hesaplamay› bir tarafa b›rak›p sabit fi- yatlarla, yani enflasyondan ar›nd›r›l- m›fl fiyatlarla bakmak gerekir.

Sabit fiyatlarla bak›ld›¤›nda geliflim fark›nda uçurum ortaya ç›kmaktad›r.

Büyüme d›fl kaynak ve ithalatla sa¤land›, peki ya flimdi?

Türkiye’de büyümenin soka¤a olumlu yans›mamas›n›n nedeni d›fl kaynak ve ithalata dayal› modeldir.

D›fl kaynak girifli ile ithalat rakamlar›

ve büyüme aras›nda do¤rudan iliflki vard›r.

2001 krizinde ekonomi yüzde 7.5 kü- çülürken, resmi verilere göre Türki- ye’den 14.5 milyar dolar› aflk›n para ç›k›fl› olmufltur.

Bu dönemde 41 milyar dolar ithalat yap›lm›flt›r.

2004’te yüzde 8.9 büyüme yaflan›rken 17.7 milyar dolar para girifli olmufl, 97 milyar dolar ithalat yap›lm›flt›r.

2007’de yüzde 4.5 büyümenin oldu¤u koflullarda 38 milyar dolar net serma- ye girifli olmufl, ithalat ise 139 milyar dolar› aflm›flt›r.

‹flsizlik ürkütücü boyutta

‹thalata dayal› büyüme, düflük kur, yüksek faiz modeli,istihdam yarata- mam›flt›r.

Türkiye ekonomisinde son birkaç y›l- d›r büyük oranl› büyüme yaflan›rken, ancak kimi dönemlerde iflgücüne kat›- l›m artsa da iflsizlikte iyileflme sa¤la- namam›flt›r.

‹flte uyku kaç›racaklar rakamlar;

- ‹fl bulma umudu olmayanlar›n oran›

% 18,4,

- ‹flsiz say›s› 4 milyon 530 bin, - Son bir y›lda üretim d›fl›nda kalan 1 milyon kifli,

- Kad›nlar aras›nda iflsizlik oran› % 11,2, - Genç iflsizlerin oran› %21 dir.

Borç ve d›fl kayna¤a ba¤›ml›l›k devam ediyor

Türkiye ekonomisi üzerindeki en bü- yük flantaj, kamunun borçluluk oran›

azalsa da hala d›fl borçlard›r.

Özel sektör bugün çark›n› borçla çe- virmektedir.

Yabanc› yat›r›m ve kredilerin milli gelire oran› son 5 y›lda yüzde 71’den yüzde 98’e ç›km›flt›r.

KAPIDAK‹ R‹SKLER

Ekonomideki bütün geliflmeler, yak›n dönemde büyük risklere iflaret etmek- tedir.

1 - Bankas›, flirketiyle dörtte biri k›sa vadeli olmak üzere borca bo¤ulan Türkiye için en büyük risk cari a盤›n finansman›ndad›r. D›fl kredilerle bes-

(5)

lenen bankalar için kredi maliyetleri artm›flt›r, kaynak bulmak zorlaflm›fl- t›r. Bu durum, yüksek faiz ve ekono- mik faaliyetlerde azalma demektir.

2 – Kaynak s›k›nt›s› ve ekonomik fa- aliyetlerde azalma daha yüksek iflsiz- lik, iflletmelerin kapanmas› demektir.

3 – Zorlu bir döneme girildi¤i aç›kt›r.

Bu¤day ve pirinçte yafland›¤› gibi farkl› ürünler üzerindeki olas› spekü- lasyonlar Türkiye’nin enflasyonu dü- flürme program›na darbe vuracakt›r.

4- Y›ll›k yüzde 16.5 faiz nedeniyle devlet ka¤›d›na yat›r›m yapan yaban- c› dolar üzerinden yüzde 41 getiri sa¤lam›flt›r. Vadeli döviz piyasalar›n- da kurlar garanti alt›na al›nm›flt›r. Bu da Türkiye’den para ç›k›fl›na fren ko- nulmas›na olanak vermeyecektir.

5- Dünya ekonomilerindeki küçülme- ye ba¤l› ihracat daralmas› ve s›cak pa- ra ç›k›fl› Türkiye’yi daha da küçülte- cektir. 2008 için umulan yüzde 5 bü- yümenin yakalanmas› mümkün olma- yacakt›r. Bu geliflmeler de ailelerin ge- lirinin azalmas›, iflsizlik demektir.

B plan› derhal devreye sokulmal›

Hükümet, toplumun çeflitli kesimle- rinden yükselen seslere kulak verme- li ve bütün kesimlerle tart›flarak B plan› haz›rlamal›d›r.

Bu krizden büyük zararla ç›kmamak için, gündemin ilk konusu; krize kar- fl› önlemler olmal›d›r.

Bunun yolu, çözüm aray›fl›nda top- lumsal uzlaflma zemini sa¤lanmas›- d›r.

Sektörel ve yerel kalk›nma stra- tejisi oluflturulmak durumunda Hükümet bu dönemde, ekonomik programda revizyonlar›n› yaparak bu krizden etkilenecek kesimleri rahatla- tacak önlemler almal›d›r.

Bunun için istihdam›n lokomotifi sektörlere öncelik tan›mal›, kriz dö- neminde istihdam› daralt›c› uygula- malardan kaç›nmal›d›r.

Teflviklerde de istihdam›n artt›r›lma- s›n› esas almal›d›r.

Hükümet, bu süreçte toplumun bütün kesimleriyle iflbirli¤i içinde olmak durumundad›r.

Hükümet, dayan›flma ve anlaflma içinde olmal›d›r.

Türkiye’nin bu keskin viraj› sa¤-sa- lim atlatmas›n›n baflka da yolu yok- tur.

Popülizm yerine somut önlemler al›nmal›

Türkiye’nin yay›mlad›¤› resmi verile- re güven duyulmas›na flu anda s›k s›k dile getirilen politik istikrara güven duyulmas›na oldu¤u kadar ihtiyac›

vard›r.

Türkiye, çok büyük bir ekonomik kri-

(6)

zin efli¤inde iken elinde paras› olan yerli ve yabanc› yat›r›mc›n›n önünü görebilece¤i, adil uygulamalardan emin olabilece¤i ortam› yaratmak du- rumundad›r.

Yat›r›m teflviklerinde, vergilendirme- de adalet, bu ortam›n yarat›lmas›n›n bafll›ca araçlar› aras›nda say›lmakta- d›r.

Bu çerçevede kay›t d›fl› ekonomi ile mücadele büyük önem tafl›maktad›r.

Yerel seçimler öncesinde mali disipli- ni sürdürmesi de yaflamsal öneme sa- hiptir.

At›lmas› gereken ilk ad›mlar Yap›lmas› gereken ilk fley vergi dene- tim oran›n› artt›r›rken efl anl› olarak verginin ödenebilir düzeye gelmesi için yeni düzenlemelerin yap›lmas›- d›r.

Denetimi artt›rarak oranlar düflürül- melidir.

Bunun için her fleyden önce güven te- sis etmek gerekmektedir.

‹stihdam üzerinden al›nan vergi, prim ve destekler Türkiye’de yüksek sevi- yededir.

Büyüme ve istihdam politikalar›n›

destekleyici, kay›t d›fl› ekonomiyi azalt›c› , öngörülebilir bir vergi yükü oluflturulmal›d›r.

Bu konudaki çözüm önerilerimiz ise ; - Sosyal güvenlik yükü azalt›lmal›, istihdam özendirilmeli

‹stihdam üzerinde mali ve sosyal yük- lerin azalt›lmas› ve iflsizlik sigortas›

fonu ile ilgili düzenlemenin gözden geçirilmesi gerekmektedir.

Sosyal güvenlik aç›klar›n› konufltu¤u- muz bir ortamda çal›flan emekliden çok yüksek oranlarda sosyal güvenlik destek primi almaya çal›flmak kay›t d›fl›n› besleyen unsurlar aras›ndad›r.

Bugün hala Ba¤-Kur, SSK ve Emekli Sand›¤›’ndan emekli olup çal›flan top- lam 5.615.000 kiflininbüyük bir k›s- m› SGK’na (Sosyal Güvenlik Kuru- mu) sosyal güvenlik destek primi ödememek için kay›t d›fl› çal›flmak durumunda kalmaktad›r.

Bu emekli çal›flanlar ödeyemeyecek- leri bir yükle karfl› karfl›ya kald›kla- r›ndan devlet eliyle kay›t d›fl›na itil- mektedir.

- Adil bir vergileme yap›lmal›

Türkiye’de kay›t d›fl› milli gelirin yüzde 70’ine ulaflmaktad›r. Kiflisel ve kurumsal servetin artmas›na karfl›n servet üzerinde kapsaml› bir vergi ya- p›lmad›¤›ndan dolayl› vergilerin pay›

giderek artmaktad›r. Vergi yükü son 12 y›lda yüzde 67 yükselirken dolayl›

vergilerin pay›n›n yüzde 72.3’e ç›kt›-

¤›n› görüyoruz. Beyan üzerinden al›-

(7)

nan vergi oran› yüzde 10 civar›nda seyretmektedir. Bu tablo gelir da¤›l›- m›ndaki adaletsizli¤i derinlefltiren vergi politikalar›n›n resmidir. Kay›t d›fl› ekonomi oran› gelir a盤› yarat›r- ken dolayl› vergiler artt›r›lmak sure- tiyle aç›k kapatmaya çal›flmak vergi- de adalet ve eflitlik prensibini hiçe saymakt›r.

- Yoksullukla mücadele edilmeli Adil vergi politikalar›n› oturtmaya çal›fl›rken sosyal politikalara a¤›r- l›k verilip yoksullukla mücadele gi-

riflimleri desteklenmelidir. Devle- tin kurumlar› aras›nda efl güdüm, bilgi ak›fl› ve koordinasyon sa¤lanma- l›d›r. Servet beyan› esas› yeniden uy- gulamaya konulmal›d›r.

- KOB‹’ler ve üretim teflvik edilmeli Türkiye’de istihdam›n yüzde 80’in- den fazlas›n› küçük ve orta boy ifllet- meler sa¤lamaktad›r. KOB‹’ler için kayda girmeyi teflvik edici önlemler al›nmal›, çal›flma hayat›na yönelik ça-

¤›n gerektirdi¤i düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmelidir.

(8)
(9)

YAZILAR REFEREED PAPERS HAKEML‹

HAKEML‹ YAZILAR

REFEREED PAPERS



(10)

Referanslar

Benzer Belgeler

Bir SD haz›rlan›rken araflt›rma sorusuna cevap arayan tüm randomize kontrollü çal›flmalar›n tespit edilebilmesi için gerekli koflullar ve tespit edilen çal›flmalardan

SGK tarafından bu başvurunun uygun görülmesi halinde idarece, işverene yapılacak her hak ediş ödemesinden önce elektronik ortamda işverenin ve varsa alt işverenlerinin

Kron k egzers z çalışmalarını ayrı değerlend rmek amaçlı, sedanter obez b reylerde 12 ha a boyunca sürdürülen b r çalışma; orta yoğunlukta sürekl antrenman

C) Meslek mensupları ile işverenler arasında düzenlenen sözleşmenin iptali halinde yeni sözleşme bir aylık süre içerisinde Kuruma bildirilecektir. D) İlk defa tescil

Ankara ili merkez ve ta úra ilçelerinde ilkö ÷retim ve liselerde görev yapan ö ÷retmenlerin görüúlerine iliúkin ortalama puanlar aras ı fark için ba÷ımsız gruplar t

Hat›rlatma: Cihaz›n›z› çal›flt›rmadan önce hava da¤›t›c›n›n, su filtre separatörünün, y›kanabilir hepa filtrenin ve y›kanabilir hepa filtre süngerinin

Gerçekleştirilen bu değişiklik ile daha önce diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre (mülga 506 sayılı Kanun, mülga 5434 sayılı Kanun veya diğer sosyal gü- venlik

Çalımamızda, antibiyotiklere karı direnç problemi nedeniyle gelecein antibiyotikleri olacaı düünülen antimikrobik etkili katyonik peptitlerden kolistin metansülfonat,