YAŞLILIK KURAMLARI
Fulya AKGÜL GÖK
Yaşlanma genel olarak organizmanın çevreye uyumunda gitgide artan bir yetersizlikle
ortaya çıkar.
Evrimsel bir yaşlanma modeline göre,
insanın yaşlanması daha önce birincil önem taşıyan uyum özelliklerinin ileri yıllarda
olumsuz özelliklere dönüşmesidir
Fizyolojik yaşlanma kuramları:
Yaşlanmanın biyolojik sürecini açıklayan kuramlardır.
Bu yaşlanma kuramları birincil yaşlanma
süreçlerini tanımlayan kuramlardır.
Birincil yaşlanma, bir türün tüm üyelerinde ortaya çıkan aşamalı,
kaçınılmaz yaşa bağlı değişimleriiçerir.
Birincil yaşlanmanın nedenleri
konusunda çeşitli kuramlar vardır:
Genetik programlama
Zaman ayarlama
Bağışıklık mekanizması
DNA’nın onarımı
Metabolik artıklar
İkincil yaşlanma insanların çoğunda ortaya
çıkar ama evrensel ya da kaçınılmaz değildir.
İkincil yaşlanmaya bağlı değişimler yaşla ilişkili olduğu için çoğu zaman birincil
yaşlanmayla karıştırılmaktadır.
Üçüncül yaşlanma yaşamın sonunu haber veren hızlı sonul bozulmadır.
Sağlıkta toplumsal yaşamda bilişsel işleyişte
yaygın değişimlerle kendini belli eder.
Aşınma kuramı, sağduyuya en yakın kuram gibi görünmektedir.
Buna göre organizma makinede olduğu gibi eskimektedir.
Ancak yaşam süresini yalnız çok çalışmanın ya da stresin kısalttığına ilişkin kesin bulgular
yoktur.
Özbağışıklık kuramı, damar hastalıkları yüksek tansiyon şeker hastalığı
romatizma kanser gibi sorunları
açıklmada yardımcı olmaktadır
Hücresel yaşlanma kuramı ise bedendeki hücre oluşumundan çok tükenmesine
odaklandığı için yanılmaktadır.
Hücrelerin büyük bir bölümü üremeyi sürdürür
ve kuramsal olarak sonsuza dek yaşar.
Kaynakça
Gander, M. J. ve Gardiner, H. W. (1993). Cocuk ve Ergen Gelisimi. (Çev.) Çelen, N., Dönmez, A. ve Onur, B. Ankara: İmge kitabevi.