• Sonuç bulunamadı

SOSYAL MEDYA İLE DEPREM BİLİNCİNİN YÜKSELTİLMESİ Pınar Usta

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "SOSYAL MEDYA İLE DEPREM BİLİNCİNİN YÜKSELTİLMESİ Pınar Usta"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYAL MEDYA İLE DEPREM BİLİNCİNİN YÜKSELTİLMESİ

Pınar Usta1, Asuman Işıl Çarhoğlu1, Kasım Armağan Korkmaz2

1 Süleyman Demirel Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Isparta

2 ITU İnşaat Mühendisliği Bolumu, Ayazağa İstanbul

pinarusta@sdu.edu.tr

,

asumancarh@gmail.com, armagankorkmaz@gmail.com

Özet: Günümüzde internet kullanımı ve sosyal medya günlük işlerimiz arasında kendine yer bulmuş hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Kullanımı her geçen gün daha da artan sosyal medya kişiye söz hakkı tanıyarak, karşılıklı konuşma, dinleme gibi birçok konuda etkili bir yer edinerek, toplumsal bilincin yükseltilmesinde rol oynamaktadır. Bu çalışmada en eski ve en etkin deprem kuşaklarından biri olan Akdeniz deprem kuşağı üzerinde bulunan ülkemizin deprem bilincinin yükseltilmesinde sosyal medyanın kullanılabilirliği konu edilmiştir.

Anahtar Sözcükler: İnternet, sosyal medya, deprem

Abstract: Today social media became a very important instrument in our daily life. Day by day, it has been engaged with us up with tight ties in our routine. Social Media, with in dialogue, listening and many other issues, increases the conscious in the public. A wider community gets effected in a short period of time. In the present study, Turkey which is located in a high seismic risk zone, will be located in investigated in the respect to increases the conscious in public, social media will be discussed in the perspective of earthquakes and their effects on the public.

Keywords: İnternet, social media, earthquake

(2)

1. Giriş

Çağımızda artan teknoloji ile birlikte birçok sosyal erişim ağı ortaya çıkmış ve kişilerin birbirleriyle iletişimini, etkileşimini, işbirliğini, çalışmasını, farklı konulara bakış açılarını, toplumsal bilincini ve hatta öğrenme sürecini bile yeniden şekillendirmiştir.

Gün içerisinde sosyal ağlarda internet kullanıcılarının harcadıkları zaman giderek artmaktadır. Farklı yaş gruplarındaki kullanıcılar sosyal ağlara farklı amaçlar doğrultusunda katılmakta ve bu katılım her geçen gün artmaktadır.

Sosyal ağların bu inanılmaz gelişimi, birçok sosyal ve bilimsel olayın, kişilerle paylaşılması ve sosyal bilincin yükseltilmesi açısından oldukça dikkat çekicidir. Ayrıca sosyal medya, günlük olay ve haberlerin paylaşımının yanı sıra hayatımızı doğrudan etkileyen deprem gibi bilimsel gerçeklerin öneminin kavranması içinde etkili bir araçtır [1].

Deprem yeri, zamanı ve büyüklüğünün farklı parametrelere göre değişen doğa olayıdır. Her boyutu belirsiz olan bu doğa

olayından belirli ölçüde

korunabilmek için inşa edilen yapıların tasarım, proje, yapım ve kullanım aşamalarına dikkat etmek gerekmektedir. Bu aşamalardan birinde deprem etkisi dikkate alınmamış ise yapının dolasıyla da buradaki yaşamın deprem etkisine karşı dayanıklı olduğunu söylemek mümkün değildir.

Depremin öncesi, anı ve sonrası da çok önemlidir. Bu süreçte yapılacakları bilinçli bir şekilde yapmak çok önemlidir. Aksi takdirde

alınan önlemlerin başarılı olması beklenemez. Birçok depremde yapılar hasar görmediği halde insanlar nasıl davranılacağını veya yakınlarını nasıl kurtaracağını bilmediğinden birçok can ve mal kaybı olabilmektedir [2].

Bu nedenle ülkemizde ve dünyada yapılan bilimsel çalışma verilerinin dikkate alınması, sosyal medya ve internet kullanımı ile deprem bilincinin yükseltilmesi yani kişilerin

deprem gerçeğine karşı

bilgilendirilmesi gerekmektedir.

2. Deprem

Etki alanı oldukça geniş olan suya, canlılara ve yapıya etki etmektedir.

Dünyanın en etkili doğal afetlerinden biri olan deprem ülkemizi de fazlasıyla etkilemektedir.

Yeryüzünün en aktif fay alanları içerisinde bulunan Ülkemiz her an büyük deprem tehlikesi ve riskiyle karşı karşıyadır [3]. Ülke topraklarımızın, sanayimizin ve barajlarımızın büyük bir kısmı deprem kuşağı içinde yer almaktadır [4].

Türkiye deprem bölgeleri haritasına bakıldığında ülke topraklarının % 96’sının farklı oranlarda deprem tehlikesine sahip bölgeler içerisinde bulunduğu ve ülke nüfusunun % 98’inin bu bölgelerde yaşadığı görülmektedir. Bu bölgelerin % 66’sı 1. ve 2. derece deprem bölgeleri içerisindedir. Türkiye deprem haritası Şekil 1’de görülmektedir [3]

(3)

Şekil 1. Türkiye deprem haritası 3.Sosyal Medya

Sosyal medya kavramı teknolojiyi, sosyal girişimciliği kelimeler, resimler, videolar ve ses dosyaları ile birleştiren kullanıcıların bilgi, görüş ve ilgi alanlarını birbirleriyle paylaşarak etkileşim kurmaları için olanak sağlayan online araçlar ve web sitelerini içermektedir.

Sosyal medya ortamları, internet, ağ günlüğü, sosyal ağ siteleri, forum, sohbet ortamları, kişisel paylaşım siteleri gibi kullanımı kolay, katılıma açık olan internet üzerindeki iletişim ortamlarıdır. Sosyal medya siteleri içinde ülkemizde en yaygın olarak kullanılanları Facebook, Twitter, Youtube gibi sitelerdir [5].

İnternet ve sosyal medya günümüzde önemli bir iletişim ve bilgi paylaşım aracı haline gelmiştir. Özellikle ağ günlüğü, viki (wiki) ve diğer sosyal etkileşim ağları (örneğin; Fa- cebook, twitter) gibi zengin içerikli iletişim, bilgi paylaşımı siteleri insanlar arasında giderek yaygınlaşmaktadır [6].

Sosyal medya ve sosyal etkileşim siteleri ile herkesin erişimine açık ve şeffaf bir iletişim söz konusu olması toplumu, kültürü, siyaseti, ekonomiyi ve günlük yaşamı doğrudan etkilemekte ve değiştirmektedir [7-8]

4. Sosyal medya ve Deprem Bilinci

Günümüzde Kullanıcıların bilgilerini, görgülerini, ilgi alanlarını internet ya da mobil sistem aracılığı ile paylaştıkları sosyal platformlar ulusal ve uluslararası işletmeler tarafından rekabet gücünü arttırmak için kullanılmaya başlanmıştır [9].

Birçok alanda aktif olarak kullanılmaya başlayan sosyal medyanın en etkili doğal afetlerden biri olan fakat önemi halen çok fazla dikkate alınmayan deprem ve deprem bilincinin yerleşmesinde de kullanımı mümkündür.

Bilindiği gibi deprem öncesi ve sonrası için alınması gerekli önlemler olabilecek herhangi bir deprem esnasında kişinin hayatını kurtarmaktadır. Bu nedenle bu konu ile bilgilerin etkin ve yaygın bir biçimde paylaşılması, öneminin anlaşılması gerekmektedir. Ayrıca deprem ile ilgili gerçeklerin ve depremden korunabilmek için yapılabileceklerin her yaştan ve her kültürden insana aktarılması gerekmektedir. Kitap, dergi ve makale okuma oranı oldukça düşük olan ülkemizde kişiler için önemli olan bu tür konuların kullanımı oldukça yaygın olan sosyal medya aracılığıyla aktarılması alternatif bir çözüm olabilmektedir.

Sosyal medya kullanımı ile deprem öncesinde ve sonrasında kişilerin yapması ve yapmaması gereken davranışlar daha fazla kişiye daha hızlı şekilde ulaşabilmektedir. Çünkü sosyal medyada herhangi bir konu hakkında bilgi bir kişiden diğerbir kişiye olabileceği gibi bir kişiden yüzlerce kişiye, yüzlerce kişiden milyonlarca kişiye biçiminde gerçekleşmektedir. Toplumsal iletişim sınıfına dahil edilebilecek

(4)

olan iletişimin bu türünde; kişi, grup ve örgüt gibi toplumsal birimler arasındaki bilgi alışverişi söz konusu olmaktadır [10].

5. Materyal ve Metod

Çalışmada veri toplama aracı olarak sosyal medyanın deprem bilincine etkisinin belirlenmesine yönelik geliştirilen anket uygulanmıştır.

Anket içerisinde kişilerin interneti ve sosyal medyayı kullanım süreleri ve amaçlarına yönelik sorular bulunmaktadır. Bu araştırma ile kişilerin sosyal medya kullanımı ile deprem bilincinin geliştirilmesine etkisi tespit edilmeye çalışılmıştır.

6. Bulgular

Tablo 1. Anket katılımcılarının cinsiyete göre dağılımı

Cinsiyet yüzde (%) Bay 40 Bayan 60

Tablo 1’ e göre Anket katılımcılarının

% 40’ı erkeklerden % 60’ı ise bayanlardan olmak üzere çoğunluk bayan katılımcılardan oluşmaktadır.

Şekil 2. Anket katılımcılarının internet kullandıkları periyod

Şekil 2’deki Grafiğe bakıldığında anket katılımcılarının interneti genellikle 3-6 yıldır kullandıkları görülmektedir.

Şekil 3. Anket katılımcılarının günlük ortalama internet kullanım süreleri

Şekil 3’deki Grafiğe bakıldığında anket katılımcılarının günlük kullanım sürelerinin en fazla 10-12 saat olduğu en az ise 12 saat ve üzeri olduğu görülmektedir.

Şekil 4. Anket katılımcılarının sosyal medyayı kullanıp kullanmama durumu

Şekil 4’deki Grafiğe bakıldığında anket katılımcılarının % 87’sinin sosyal medyayı kullandığı %

13’ünün ise kullanmadığı

görülmektedir.

(5)

Şekil 5. Anket katılımcılarının sosyal medyayı kullanım amaçları

Şekil 5’deki Grafiğe bakıldığında anket katılımcılarının sosyal medyanın en çok eğlence amaçlı kullandığı en az ise diğer amaçlar için kullandığı görülmektedir.

Şekil 6. Anket katılımcılarının deprem yaşadığında olan depremin ayrıntılarını aldığı kaynaklar

Şekil 6’daki Grafiğe bakıldığında anket katılımcılarının yaşadıkları depremin ayrıntılarını sosyal medya araçlarından biri olan facebook ile aldığı, sonrasında ise depremler ile ilgili resmi sitelere baktığı görülmektedir.

Şekil 7. Anket katılımcılarının sosyal medyadan deprem ile ilgili faydalı bilgi alıp almadığı

Şekil 7’deki Grafiğe bakıldığında anket katılımcılarının %73’ünün sosyal medyadan deprem ile ilgili faydalı bilgi aldığı ve paylaştığı

%17’sinin ise sosyal medyayı bu amaçla kullanmadığı görülmektedir.

Şekil 8. Anket katılımcılarının sosyal medyada deprem ile ilgi bilgi paylaşımında bulunup bulunmadığı Şekil 8’deki Grafiğe bakıldığında anket katılımcılarının % 67’sinin kişilerin sosyal medyada deprem ile ilgi bilgi paylaşımında bulunduğu, % 30’unun bulunmadığı, %3’ünün ise kısmen bulunduğu görülmektedir.

(6)

Şekil 9. Anket katılımcılarının deprem sitelerini sıklıkla ziyaret etme durumu

Şekil 9’daki Grafiğe bakıldığında anket katılımcılarının % 54’ünün deprem sitelerini arada sırada ziyaret ettiği, %33’ünün genelde ziyaret ettiği, %13’ünün ise hiçbir zaman etmediği görülmektedir.

Şekil 10. Anket katılımcılarının sosyal medyayı günlük faaliyetlerin haricinde bilimsel paylaşım amacıyla kullanıp kullanmadığı

Şekil 10’daki grafiğe bakıldığında anket katılımcılarının % 60’ının sosyal sosyal medyayı günlük faaliyetlerin haricinde bilimsel paylaşım amacıyla da kullandığı,

%33’ünün kullanmadığı, %7’sinin ise kısmen kullandığı görülmektedir.

Şekil 11. Anket katılımcılarının deprem bilincinin artırılmasında sosyal medyanın etkisinin olup olmadığı

Şekil 11’deki grafiğe bakıldığında anket katılımcılarının %87’sinin sosyal medyanın deprem bilincinin artırılmasında etkisi olduğunu,

%11’inin kısmen etkisi olduğunu,

%2’sinin ise etkisi olmadığını düşünmektedir

7. Sonuçlar

Dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunan ülkemizde geçmişte birçok yıkıcı deprem meydana gelmiştir dolayısıyla da gelecekte de yıkıcı ve büyük depremler yaşayacağımız ve hatta bu depremlerde büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız kaçınılmazdır.

Depremlerin oluşumunu

engellemeyeceğimiz için depremle yaşamayı öğrenmemiz ve depreme karşı dayanımlı bir yaşam kurmamız gerekmektedir. Bu nedenle depremde yapılması gerekenleri öğrenmemiz ve öğretmemiz depremin nerede, ne zaman ve nasıl gerçekleşeceği belirsizliğinin etkisini ortadan kaldırmamız ve bilinçli olmamız gerekmektedir.

Deprem üzerine ülkemizde ve dünyada yapılan bilimsel çalışma verilerini dikkate alarak depremi

(7)

kaderimiz olmaktan çıkarmak için teknik personelin ve devlet ile ilgili kurumların birlikte çalışmasının yanı sıra toplumun büyük bir kesimine ulaşabilmek için sosyal medyanın kullanımı da çok önemlidir.

Akıllı telefonlar, tablet bilgisayarlar gibi mobil cihazların ve internet kullanımının çoğalması, tüm ülkelerinde artması ve bilginin hızlı dolaşımı gibi nedenlerden dolayı insanların hayatında önemli bir yer tutmaya başlayan sosyal medya ile toplumdaki deprem bilincinin artırılması mümkündür. Sosyal medyanın kullanımı ile kişiler profil sahibi oldukları bir çok sosyal paylaşım sitelerin de farkındalık oluşturabilmekte ve edindindikleri bilgileri birden çok kişiye aktarabilmektedirler. Yanı deprem bilinci için sosyal medya kullanıldığında deprem esnası ve sonrası için kişilerin yapması gerekenler belirlenip kişilere yol gösterilebilmekte ve paylaşılarak daha fazla kişiye ulaşabilmektedir.

Bu çalışmada gerekli sayıdaki katılımcıya sosyal medyanın deprem bilincine etkisinin belirlenmesine yönelik geliştirilen anket uygulanmıştır. Anket sonuçlarına göre katılımcıların interneti en fazla 3-6 yıldır ve çoğunlukla günde 10-12 saat aralığında kullandığı görülmüştür. Bu sürenin son yıllarda evlerde bilgisayar ve internet kullanımının artması ile ilişkisi olduğu düşünülebilir. Yine internet kullanımıyla ilişkili olarak

katılımcıların büyük bir

çoğunluğunun sosyal medyayı aktif olarak kullandığı görülmektedir.

Katılımcıların sosyal medyadan deprem ile ilgili faydalı bilgiler alabildikleri, deprem ile ilgili bilgileri sosyal medya aracılığıyla aktardıkları görülmüştür. Ayrıca

katılımcıların verdiği cevaplara göre katılımcıların %87’sinin çalışmanın konusunu oluşturan deprem bilincinin artırılmasında sosyal medyanın etkisinin olduğunu sonucuna varılmıştır.

Bundan hareketle, deprem bilincinin arttırılmasında bilgisayar ve teknolojileri kolaylıkla ve yaygın bir şekilde kullanilabilir.

Ozellikle genç nesiller üzerinde deprem bilincinin oturtulması ile daha bilincli bir kuşak gelistirilmesi sağlanabilir. Bunun yapılmasında düzgün ve etkili bir politikanın izlenmesi gereklidir.

Kaynaklar

[1] Tüysüz C., Balaman F. ve Atalar T., Eğitim Fakültesi Öğrencilerinin İnternet kullanım amaçlarının Belirlenmesi, Batman Üniversitesi, Yaşam Bilimleri Dergisi, Cilt1, Sayı 1, 2012.

[2] Doğan, N., Deprem ve Dünya ve Türkiye’nin Deprem Aktivitesi, web sitesi:

http://mizan.ogu.edu.tr/documents/d eprem/B%C3%B6l

%C3%BCm1ve2.pdf, Erişim tarihi:

14.10.2014.

[3] Can H. ve Özmen B., Türkiye’nin Deprem Gerçeği Paneli, web sitesi:http://www.deprem.gov.tr/Sarb is/DDK/Belgeler/turkiyenin_deprem_

gercegi_paneli_kitabi.pdf, Erişim tarihi: 14.10.2014.

[4] IMO Teknik web sitesi:

http://www.mmo.org.tr/resimler/dosy a_ekler/ee9b8f616afde72_ek.pdf, Türkiye’de Deprem Gerçeği ve TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nın Önerileri Oda Raporu, Erişim tarihi: 14.10.2014.

(8)

[5] Özel A.P., Sosyal medya ve güven: hükümet, sivil toplum örgütleri ve ticari kuruluşlara yönelik ampirik bir araştırma, Academic Journal of Information Technology – ISSN: 1309‐1581 – Yaz 2011.

[6] Tekinarslan E. ve Gürer M. D., Abant İzzet Baysal Üniversitesi Böte Öğrencilerinin Bilgi Paylaşımı ve Web Yayın Araçları Olarak Ağ Günlükleri Hakkındaki Görüşleri, Eylül 2011 Cilt:19 No:3 Kastamonu Eğitim Dergisi 887-902

[7] Van Dijk, Jan. The network society: social aspects of new media. London: SAGE Publications, 2006.

[8] Koçak N. G., Bireylerin Sosyal Medya Kullanım Davranışlarının ve Motivasyonlarının Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı Bağlamında İncelenmesi: Eskişehir’de Bir Uygulama, Doktora Tezi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Anabilim Dalı, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ekim, 2012.

[9] Eröz S. S. ve Doğdubay M., Turistik Ürün Tercihinde Sosyal Medyanın Rolü ve Etik İlişkisi, Dokuz

Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:27, Sayı:1, Yıl:2012, ss.133-157.

[10] Sabuncuoğlu Z. ve M.

Gümüş Örgütlerde İletişim, Arıkan Basım Yayım Dağıtım.

Ankara, (2008).

(9)

Referanslar

Benzer Belgeler

Sismitler, göl kıyısı çökellerinde kum daykları, sokulum yapmış ve kırılmış çakıllar ve yastık yapıları şeklinde gözlenirken, derin göl çökellerinde ise

Avrupa Uzay Ajans›’n›n (ESA) yeryüzünün manyetik alan katmanlar›n› incelemekle görevli Cluster uydu tak›m›yla, ESA ve Çin’in ayn› amaçla gelifltirdi¤i Çift

Ancak depremin oluşum anından saatler, hatta günler öncesinde gö- rülebildikleri gibi deprem sırasın- da ve nadiren deprem sonrasında da oluşabilen, bu nedenle “deprem

4 Cisim dalgalarının diğer bir tipi olan S (ikincil) dalgaları daha yavaştır ve parçacıkları dalganın kendisine dik yönde, ya aşağı yukarı ya da yanlara doğru

Marmara Bölgesi’nin deprem tehlikesi kaya zemin şartları göz önüne alınarak T = 1 s’deki spektral ivme için verilmektedir.. Kaba

Kuzey Anadolu Fayı ya da Doğu Anadolu Fayı gibi coğrafyamızdaki belli başlı yerkabuğu kırıklarını oluşturan ya da var olan kırıkları harekete geçiren bu

İncelenen toplam kırk (40) bina için; binanın üzerin- de bulunduğu zemin, bina taşıyıcı sistem ve taşıyıcı ol- mayan etkilenebilir değişkenler, bina tahliye sistemi,

Köylülerin 26 Temmuz’da Sakarya Bölge İdare Mahkemesi’ne ÇED raporu kararının iptali için açtıkları dava devam ederken, Aksu Deresi Koruma Birliği ve Düzce