• Sonuç bulunamadı

TAHKİM KURULU. : Prof. Dr. M. BALCI. : Av. H. H. SONSUZ : Av. Dr. E. KUL : Av. M. ERBİLEN : Av. A. GÜNEŞDOĞDU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TAHKİM KURULU. : Prof. Dr. M. BALCI. : Av. H. H. SONSUZ : Av. Dr. E. KUL : Av. M. ERBİLEN : Av. A. GÜNEŞDOĞDU"

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TAHKİM KURULU

BAŞKAN : Prof. Dr. M. BALCI

BAŞKAN VEKİLİ : Prof. Dr. E. YAZICIOĞLU RAPORTÖR ÜYE : Av. O. B. DURSUN ÜYE : Av. H. H. SONSUZ ÜYE : Av. Dr. E. KUL

ÜYE : Av. M. ERBİLEN

ÜYE : Av. A. GÜNEŞDOĞDU

KURUL KARARI

I – USUL BAKIMINDAN İNCELEME:

1. Hakem [..]’ın vekili, 15.03.2022 tarihinde Merkez Hakem Kurulu’nun (MHK) 08.03.2022 tarih ve 2022/7 sayılı kararının onaylanmasına dair Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yönetim Kurulu kararına karşı Tahkim Kurulu’na başvuruda bulunmuştur. Hakem [..]’ın başvuru dilekçesi 16.03.2022 tarihinde TFF Genel Sekreterliği’ne tebliğ edilerek Tahkim Kurulu Talimatı’nın 9/1. maddesi gereğince 7 günlük süre içinde cevap dilekçesinin sunulması hususu ihtar edilmiştir. TFF Hukuk Müşavirliği tarafından 23.03.2022 tarihinde sunulan cevap dilekçesi ile dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.

ESAS NO : 2022/[..]

KARAR NO : 2022/[..]

KARAR TARİHİ : [..]

KONU : Hakem [..]’ın Merkez Hakem Kurulu’nun 08.03.2022 tarih ve 2022/7 sayılı kararının onaylanmasına dair TFF Yönetim Kurulu kararına karşı başvurusudur.

(2)

2. Başvurunun süresinde yapıldığı, başvuru dilekçesinde yargılamanın duruşmalı yapılması ve yürütmenin durdurulmasının talep edildiği görülmüştür. Tahkim Kurulu Talimatı’nın 11/2. maddesi uyarınca asıl olan yargılamanın dosya üzerinden yapılmasıdır.

Kurul, uyuşmazlığın niteliği ve duruşma yapılmasının yargılamaya katkısını dikkate alarak yargılamanın duruşmalı yapılıp yapılmayacağına karar verebilir. Bu hüküm uyarınca Hakem [..]’ın duruşma talebi kabul edilmiş; duruşma gün ve saatini gösterir davetiye taraflara tebliğ edilmiştir. Duruşma için tayin edilen 26.03.2022 Cumartesi günü icra edilen duruşmada Hakem [..], vekilleri Av. [..] ile Av. [..], Türkiye Futbol Federasyonu vekili Av. [..] ve MHK Başkanı [..]’nun hazır oldukları görülmüş, sözlü beyanları alınmıştır.

II – ESAS BAKIMINDAN İNCELEME:

1. Hakem [..]’ın vekilleri, 15.03.2022 tarihli başvuru dilekçeleri ve sözlü beyanlarında özetle “2004 yılında faal futbol hakemliğine başlamış olan hakem [..]’ın, 2012 yılından bugüne kadar klasmanlarda hakem olarak görev yaptığını; MHK kayıtlarında bulunan müsabaka sayılarından da anlaşılacağı üzere [..]’a her yıl Süper Lig’de, 1. Lig’de, Türkiye Kupası ve diğer profesyonel lig müsabakalarında görev verildiğini; 2021-2022 Ahmet Çalık Süper Lig Sezonunda 9 adet müsabakada 4. hakem ve 3 müsabakada VAR – AVAR hakemi olarak, 1. Lig’de 8 adet müsabakada hakem olarak görev yaptığını; toplam 20 müsabakada görevlendirilmiş olmasından anlaşılacağı üzere hakemlik görevini gayet iyi bir performans ile yerine getirdiğini; müvekkilinin hakemlik kariyeri devam etmekteyken herhangi bir açıklama yapılmaksızın ve bir gerekçe bildirilmeksizin 08.03.2022 tarihli TFF’nin resmi internet sitesi üzerinden yayınlanan “Süper Lig ve 1. Lig Hakem ve Gözlemci Klasmanları yeniden belirlendi” şeklindeki açıklama ile müvekkilinin A Klasman Hakemliği kadrosundan çıkarıldığını; klasman dışı bırakma kararının MHK tarafından HMK ve Tebligat Kanunu’ndaki tebligat usullerine uygun tebliğ edilmediğini;

MHK’nin talimatlara aykırı tutum ve davranışlar sergilemekte olduğuna dair AİHM kararları (Serkan Akal ve Türkiye No:5506/16) bulunduğunu; MHK başkanının Bein Sports kanalında kararın alınmasına dayanak olan 31 hakemin yer aldığı listenin kendisi tarafından hazırlandığı ve kendi sorumluluğu bulunduğunu açıkça beyan ettiğini;

Merkez Hakem Kurulu Talimatı’na (MHKT) göre, MHK başkanının tek başına karar vermesinin verilen kararın hukuki geçerliliğini ortadan kaldırdığını ve verilen kararın MHKT’na aykırı olduğunu; bu kararın UEFA Hakem Konvansiyonu üyeliğini tehlikeye soktuğunu; 08.03.2022 tarihinde açıklanan yeni hakem klasman kadrolarının talimata aykırı olduğunu; TFF’nin kamu kurumu statüsünde olduğunu gösteren emsal nitelikte yargı kararlarına göre TFF kamu kurumu statüsünde bir kuruluş olduğundan, kamu görevlisi sıfatını haiz olan TFF bünyesindeki MHK Başkan ve üyelerinin cezai sorumluluklarının bulunduğunu; klasman dışı bırakılmanın şartlarının MHKT’nın 41.

maddesi ile düzenlendiğini; buna rağmen bu şartlar gerçekleşmeden keyfi şekilde hukuki dayanaktan yoksun bir karar verildiğini; müvekkili hakkında açılmış bir disiplin soruşturması veya verilmiş disiplin cezası bulunmadığını; klasman dışında bırakılma

(3)

işleminin alenen ulusal ve uluslararası hukuk normlarına, talimatlara aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin onuru, haysiyeti ve manevi değerlerinin zarar gördüğünü” beyan ile “müvekkilinin ilişiğinin hukuka aykırı şekilde kesilmesine dair işlemin iptali ile iade-i itibarının yapılmasına ve yürütmenin durdurulmasına” karar verilmesini talep etmiştir.

Başvuran [..]’ın sözlü beyanında özetle “objektif kriterlere göre performansının iyi olduğunu ve alınan kararın anlaşılmaz nitelikte olduğunu; kararın sebebini öğrenmek için başvuru yaptığını; bu karardan önce sebepsiz şekilde mentörünün alındığını; iyi ya da kötü maç yönetmiş olmasına bakılmaksızın kendisine görev verilmediğini; objektif olarak verileri incelense idi kendisinin görevden alınmayacağını; 4 yıldır bu ligde görev aldığını MHK başkanı tarafından kararın gerekçesi olarak gösterilen yıpranmasının ve yaşın kendisi için söz konusu olmadığını; yetersiz olsa idi görevden alınmasının ardından davet almaması gerektiğini; alınan karar ile önemli bir insan kaynağının devre dışında bırakıldığını; bu keyfi karar neticesinde iş ve aile çevresi yönünden çok sıkıntılı günler yaşadığını; hukuka ve adalete güvendiği için burada olduğunu” beyan ile “ilişiğinin kesilmesine ilişkin Merkez Hakem Kurulu’nun 08.03.2022 tarih ve 2022/7 sayılı kararının onaylanmasına dair TFF Yönetim Kurulu kararının kaldırılmasını ve yürütmenin durdurulmasını” talep etmiştir.

TFF MHK Başkanı sözlü beyanında özetle; “08.03.2022 tarihinde yapılan listede gençleştirmenin de amaçlandığını; bu çalışmaları ve sistem değişikliği ile 4-6 yaş gibi gençleştirmenin hedeflendiğini ve nihayetinde gençleştirmenin tamamlanacağını; bazı hakemlerden tecrübeleri dolayısıyla başka alanlarda faydalanmak istediklerini, ancak bu hakemlerin bu davetlerine icabet etmediğini; sistem için bu kararın verildiğini ve beklemek gibi bir lüksün olmadığını; geçmiş başarıların sıralamada etken olmadığını;

programa sadece hakem arkadaşlarının siyasal vs. anlamda zan altında kalmamaları amacıyla katıldığını; bunun bir yeniden yapılandırma olduğunu; sistemin tıkandığını [..]’ın yaş kriteri olmasa da alt sıralarında kaldığını ve kriterleri bu yıl karşılamadığını”

beyan etmiştir.

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Hukuk Müşavirliğinin 23.03.2022 tarihli cevap dilekçesi ve TFF vekili Av. [..]’in sözlü beyanında özetle “MHKT m. 5 uyarınca MHK’nin görev ve yetkilerinden birinin profesyonel hakem kadrosuna alınacak veya kadrodan çıkartılacak hakemleri belirleyerek Yönetim Kurulu’nun onayına sunmak olduğunu;

MHK’nin oybirliği ile aldığı kararın Yönetim Kurulu’nun 08.03.2022 tarih ve 153 sayılı kararıyla da onaylanarak TFF’nin resmi internet sitesi www.tff.org adresinde yayınlandığını; belirlenen klasman listelerinin Talimat hükümlerine ve usule uygun şekilde yayınlanarak tebliğ edildiğini; TFF’nin özel hukuk hükümlerine tâbi özerk tüzel kişilik olduğunu; kamu kurumu olduğu yönündeki itirazın başvuruya bir etkisi veya herhangi bir ilgisi bulunmadığını; hakem klasman belirlemelerinin kadro belirleme kriterlerine uygun olduğunu; MHKT m. 37/4 ve m. 43/3 düzenlemeleri uyarınca MHK’nin devre arasında ve her yarım sezon süresi içerisinde klasman kadrolarında yeniden

(4)

değerlendirme yapmaya ve hakemlerin alt kadroya tenziline veya üst kadroya terfiine karar vermeye yetkili olduğunu; Kulüpler Birliği ile yürütülen çalışmalarda yeni ve genç yüzlerden oluşan bir kadronun sisteme kazandırılmasının hedeflendiğini; devre arasında bir alt lig kadrosuna 10 yeni ve genç hakem terfi ettirildiğini; MHK Başkanının değişikliklerin açıklanması ve kamuoyunun bilgilendirmesine yönelik açıklamalarının, başvuran vekilleri tarafından dilekçelerinde iddia edildiği gibi hukuki anlamda bağlayıcı olamayacağını; hakem klasman belirlemelerinin Talimat hükümlerine uygun olduğunu;

başvuranın itirazına gerekçe gösterilen MHKT m. 41/1’in sezon sonunda yapılacak klasman değerlendirmelerine uygulanabileceğini; son kadroların ise MHK tarafından MHKT’nın 41/1 maddesine göre değil, 37/4 maddesinde yer alan açık yetkiye istinaden belirlendiğini; Süper Lig’de 20 takımın yer aldığı; MHKT’nın 45/1. maddesine göre bu sayının MHK tarafından %30 oranında değiştirilebileceğini; MHK’nın ise %25 oranında değişikliğe gittiğini; 08.03.2022 tarihli kararda Süper Lig kadro sayısının 15’e indirildiğini;

bu nedenle kararın MHKT 37/4. ve 45/1.maddelerine uygun olduğunu; TFF Statüsünün 43/4. maddesi ve MHKT’nın 5. maddesi uyarınca klasman kadrolarının belirlenmesinde takdir yetkisinin bulunduğunu; Yönetim Kurulu kararının şeklen ve usulen Talimata uygun olduğunu; aksi yönde bir yorumun TFF’nun görev ve yetkilerine müdahale niteliği taşıyacağını” beyan ile “itirazın reddi” talep edilmiştir.

2. Hakem [..]’ın 15.03.2022 tarihli başvuru dilekçesi, TFF Hukuk Müşavirliğinin 23.03.2022 tarihli cevap dilekçesi, tarafların sözlü beyanları, Merkez Hakem Kurulu’nun 08.03.2022 tarih ve 2022/07 sayılı kararı, Yönetim Kurulu’nun 08.03.2022 tarih ve 153 sayılı kararı ile onaylanarak www.tff.org adresinde yayınlanan klasman listelerine ilişkin duyuru ile dosyada mevcut tüm bilgi ve belgeler incelenip değerlendirilmiştir.

Yapılan inceleme neticesinde (i) “Merkez Hakem Kurulu Talimatı madde 37 – Hakem, Gözlemci, Mentör ve Eğitimcilerin Kadroları Hakkında Ana Prensipler’in 4. bendine göre yenilenen SLH, AKH, VAR, SLG, AKG listelerinin Yönetim Kurulu’nun onayına sunulmasına,

… oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklindeki 08.03.2022 tarih ve 2022/07 sayılı MHK kararında “Süper Lig Hakem Listesi” başlığı altında 15 hakemin ismine; “A Klasman Hakem Listesi” başlığı altında 24 hakemin ismine; “VAR Hakem Listesi” başlığı altında 4 hakemin ismine; “Süper Lig Gözlemci Listesi” başlığı altında 12 gözlemci ismine; “A Klasman Gözlemci Listesi” başlığı altında ise 11 gözlemci ismine yer verildiği; (ii) söz konusu MHK kararının Yönetim Kurulu’nun 08.03.2022 tarih ve 153 sayılı kararı ile onaylandığı ve 08.03.2022 tarihinde Türkiye Futbol Federasyonu’nun resmi internet sitesinde “Süper Lig ve 1. Lig Hakem ve Gözlemci Klasmanları yeniden belirlendi” şeklinde yayınlanan açıklama ile ilan edildiği; (iii) 12.07.2021 tarihinde TFF internet sitesinde

“MHK Talimatı'ndaki değişiklikler doğrultusunda Merkez Hakem Kurulu, 2021-2022 sezonunda görev yapacak hakem ve gözlemcileri açıkladı.” şeklindeki duyuru ile açıklanan 2021 – 2022 Futbol Sezonunda görev yapacak hakem ve gözlemci klasmanları A Klasmanı Hakem Listesi’nin [..]. sırasında yer alan başvuran hakem [..]’ın 08.03.2022 tarihinde açıklanan listede yer almadığı; dolayısıyla başvuranın A Klasmanı Hakem listesinden çıkarıldığı; başvuran hakem [..]’ın, yukarıda özetlenen başvuru dilekçesi ve

(5)

sözlü beyanlarında yer alan gerekçelerle MHK’nin 08.03.2022 tarihli kararının onanmasına dair aynı tarihli TFF Yönetim Kurulu kararı ile belirlenen A Klasmanı Hakem Listesine itiraz ettiği tespit edilmiştir.

3. Anayasanın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasaya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık, yasaların üstünde yasa koyucunun da uyması gereken Anayasa ve temel hukuk ilkelerinin bulunduğu bilincine sahip devlettir. Hukuk devletinin temel ilkelerinden olan “kişilere hukuk güvenliğinin sağlanması”, hukuk kurallarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde hukuka güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerektirir. Hukuk devletinin diğer bir temel ilkesi olan

“belirlilik” ilkesi ise, hukuki düzenlemelerin, hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olmasını, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesini de zorunlu kılar.

Kamu otoritesinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlemler kapsamında yer alan en önemli İdare Hukuku ilkesi, kamu otoritesinin idari eylem ve işlemlerinin, özellikle de sahip olduğu takdir yetkisine dayalı idari eylem ve işlemlerin, hukukun belirlediği sınırlar içinde, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun şekilde, objektif esaslara bağlı kalarak, makul ve geçerli nedenlere ve gerekçelere dayalı olarak tesis edilmesi zorunluluğudur. Her idari işlem “idareyi işlem yapmaya yönelten etkenler” olarak tanımlanan belirli bir sebebe veya sebeplere dayanılarak yapılır. İdari işlemin sebebi veya sebeplerinin işlem metninde belirtilmesi ise, işlemin gerekçelerini oluşturur.

İdarenin bir eylem ve işlemi, neden, nasıl ve hangi şartlarda yaptığını ve neden başka bir içerikte işlem yapmadığını açıklamak suretiyle işlemi gerekçelendirmesi (gerekçe ilkesi), idari eylem veya işlemden etkilenen işlem muhataplarının hukuki güvenliğinin sağlanması açısından büyük öneme sahiptir. İdari eylem ve işlemlerde “gerekçe ilkesi”

ile idari işlemin muhataplarının işlemin hukuka uygun ve objektif esaslara dayalı olup olmadığı hususunda bilgi edinme, işleme itiraz ve yargı yoluna başvurma haklarını kullanmalarına imkân verme amaçlanır. İdarenin tesis ettiği işlemin maddi ve hukuki temellerini açıklayıp işlemi gerekçelendirmekle yükümlü olması, idareyi hukuka uygun davranmaya yönlendirme ve idarenin işlemlerinin hukuka uygunluğunun yargısal denetimi açısından da önemlidir. Dolayısıyla gerekçe ilkesi, idarenin keyfi ve sübjektif esaslarla işlem yapmasını önleme, takdir yetkisine dayalı işlemlerde takdir yetkisinin objektif esaslarla hukuka uygun şekilde kullanmasını sağlama işlevine de sahiptir.

5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonunun Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un (TFFK) 3. maddesinin 2. fıkrasında “TFF’nin teşkilat, görev ve yetkileri, teşkilatın çalışma

(6)

usul ve esasları, oluşturulacak diğer kurul ve birimler, merkez, yurt içi ve yurt dışı teşkilat birimlerinin görevleri ile bu Kanunun uygulanmasına dair diğer hususlar; TFF’nin üyesi bulunduğu FIFA ve UEFA kurallarına uygun olarak, Genel Kurulun yapacağı ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girecek TFF Statüsü ile Yönetim Kurulunun yapacağı ve aksi kararlaştırılmadığı sürece TFF’nin resmi internet sitesinde yayımlandığı gün yürürlüğe girecek talimatlarla belirlenir.” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca “TFF’nin teşkilat, görev ve yetkileri, teşkilatın çalışma usul ve esasları, oluşturulacak diğer kurul ve birimlerin görevleri”

Türkiye Futbol Federasyonu Statüsü’nde (TFFS) düzenlenmiş olup, TFFS’nin 2.

maddesinde TFF’nin amaçları ile bu amaçları gerçekleştirmek için gerekli talimat ve diğer düzenlemelerin TFF tarafından yapılacağı belirtilmiştir. TFF Yönetim Kurulu, TFFS m. 35 / 1 hükmünde belirtilmiş olan görev ve yetkilerini yerine getirmek amacıyla gerekli gördüğü talimatları çıkarır ve uygular (TFFS m. 35 / 3). Buna göre Türkiye’deki futbol faaliyetlerinin yönetiminde “hukuki güvenlik” ve “belirlilik” ilkelerinin gerekleri, 5894 sayılı TFFK, FIFA ve UEFA düzenlemelerine uygun olarak yürürlüğe konan TFF Statüsü ve TFF Yönetim Kurulu tarafından yürürlüğe konulan talimatlarla yerine getirilmektedir.

TFF, özel hukuk hükümlerine tâbi özerk tüzel kişilik olmakla birlikte, kamu yararı ve kamu düzenini yakından ilgilendiren futbol faaliyetlerinin yöneticisi ve düzenleyicisi olarak İdareye (kamu otoritesine) benzer bir durumdadır. Bu nedenle yukarıda açıklanan İdarenin eylem ve işlemlerinde tâbi olduğu temel ilkeler, bu kapsamda özellikle “gerekçe ilkesi”, TFF Yönetim Kurulu ve yan kurul olan Merkez Hakem Kurulu bakımından da geçerlidir.

Buna göre MHK, TFFS ve MHKT’nda belirtilen görevleri kapsamında aldığı kararlar ve tesis ettiği işlemlerinde, MHKT hükümlerine uymak, MHKT hükümleri ile belirlenmiş sınırlar içerisinde objektif esaslara bağlı kalmak, makul ve geçerli nedenlere ve gerekçelere dayanmak ve gerekçelerini açıklamak zorundadır. Aksi halde MHK’nin aldığı kararlardan ve tesis ettiği işlemlerden statüsü etkilenen kişilerin hukuki güvenliği ile kararın hukuka uygun ve objektif esaslara dayalı olup olmadığı hususunda bilgi edinme ve karara veya işleme itiraz hakları ihlal edilmiş olur. Ayrıca MHK karar ve işlemlerinin hukuka uygunluk yönünden yargısal denetimi açısından da MHK’nin aldığı kararları ve tesis ettiği işlemleri, bunların maddi ve hukuki temellerini açıklamak suretiyle gerekçelendirmek zorunda olduğu açıktır. TFF Yönetim Kurulu da onayına tâbi MHK işlem ve kararlarını onaylamadan önce, bu işlem ve kararların MHKT hükümlerine uygun olup olmadığını, objektif esaslara bağlı, makul ve geçerli nedenlere ve gerekçelere dayanıp dayanmadığını denetleyip tespit etmekle yükümlüdür.

4. Açıklanan bu temel esaslar çerçevesinde MHK’nin 08.03.2022 tarihli kararı ve bu kararın onaylanmasına dair TFF Yönetim Kurulu kararı incelendiğinde, öncelikle söz konusu kararların gerekçe ilkesine açıkça aykırı olduğu; diğer bir anlatımla kararın alınmasını gerektiren nedenler ile kararın objektif esaslara bağlı olarak makul ve geçerli

(7)

nedenlere ve gerekçelere dayanıp dayanmadığını tespite elverişli herhangi bir açıklama içermediği görülmüştür. İtiraza cevap dilekçesinde ve sözlü beyanlarda da 08.03.2022 tarihli kararın MHKT hükümlerine uygunluğu, bu kapsamda özellikle kararın objektif esaslara bağlı olarak makul ve geçerli nedenlerle ve gerekçelere dayandığı, dolayısıyla kararın hukuki temeli ve somut verilere dayalı maddi temeli ikna edici ve tutarlı bir şekilde açıklanamamıştır. Buna göre 08.03.2022 tarihli karar ile klasman dışı bırakılan hakemlerin, bu karar ile tesis edilen işlemin hukuka uygun ve objektif esaslara dayalı olup olmadığı hususunda bilgi edinme ve karara itiraz haklarının ihlâl edildiği açıktır.

MHK, görev ve yetkileri arasında sayılan “profesyonel hakem kadrosuna alınacak veya kadrodan çıkarılacak hakemleri belirleyerek Yönetim Kurulunun onayına sunmak” ve “hakem, gözlemci, mentör, hakem izleme görevlisi ve eğitimcilerin kadrolarını belirlemek ve Yönetim Kurulunun onayına sunmak” (MHKT m. 5) görevi gereği kadro belirlemelerinde MHKT hükümlerinde belirlenen esaslara uymak zorundadır. MHKT’nın 37. maddesinin 1.

fıkrasında “Hakem, gözlemci, mentör ve eğitimcilerin kadrolarda yükselme ve inmeleri ile kadro sayıları bu talimat hükümlerine göre belirlenir.” denilerek bu husus açıkça hüküm altına alınmıştır.

MHKT’nın 37. maddesinin (21.10.2021 tarih ve 113 sayılı TFF Yönetim Kurulu kararı ile değişik) “MHK sezon başında klasmanlar ile ilgili değerlendirme yaparak klasman kadrolarını belirler. MHK, devre arasında ve her yarım sezon süresi içinde bir kez olmak üzere, klasman kadrolarında yeniden değerlendirme yapmaya ve belirlemeye yetkilidir. MHK gerekli gördüğü hallerde sadece sayıca eksik kadroların tamamlanmasına karar verebilir.” şeklindeki 4. fıkrası hükmü ile sadece klasman belirleme zamanı hakkında düzenleme getirilmiş olup, bu hükümle MHK’na herhangi bir kritere bağlı olmaksızın dilediği şekilde klasman belirleme yetkisi verilmediği izahtan varestedir. Nitekim MHKT m. 37/4 hükmünde

“MHK’nin, gerekli gördüğü hâllerde sadece sayıca eksik kadroların tamamlanmasına karar verebileceği” öngörülmüş; ancak eksik kadroların nasıl tamamlanacağı dahi, MHKT m. 41 / 2 hükmünde “Klasman kadrolarındaki eksiklikler, MHK tarafından tertip edilecek klasman terfi kurslarıyla belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla MHKT m.

37 / 4 hükmü uyarınca MHK’nin “devre arasında ve her yarım sezonda klasman kadrolarında değerlendirme yapma ve belirleme” yetkisine dayanarak yapacağı hakem klasman belirlemelerinin de MHKT m. 41 vd. hükümlerine tâbi olduğu hususunda tereddüt edilecek bir yön yoktur. Öte yandan MHKT’nın 43. maddesinin “MHK hakemlerin herhangi bir alt kadroya tenziline veya herhangi bir üst kadroya terfisine karar vermeye yetkilidir.” şeklindeki 3. fıkrası hükmünün de MHK’nin herhangi bir kritere bağlı olmaksızın hakemlerin üst kadroya terfisine ve alt kadroya tenziline karar verebileceği şeklinde anlaşılması mümkün değildir; zira MHKT’nın 43. maddesinin 1. ve 2.

fıkralarında üst kadroya terfi veya alt kadroya tenzilde esas alınacak kriterler hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle MHK’nin TFFS m. 43 / 4 ile MHKT m. 37 / 4 ve 43 / 3 hükmü uyarınca hakem klasman kadrolarını belirlemede takdir yetkisine sahip olduğu ve bu

(8)

yetkiye müsteniden kadroları belirleyebileceği yönündeki savunmaya itibar edilmesi mümkün görülmemiştir.

MHKT’nin “kadro belirleme kriterleri” kenar başlıklı 43. maddesinin birinci fıkrasında

“MHK, hakemleri değerlendirirken ve kadrolara ayırırken aşağıda belirtilen kriterleri dikkate alır:

a) Gözlemci Notu b) Müsabaka Sayısı

c) Sezon içi yapılan kural ve atletik test sonuçları”

hükmü yer almaktadır.

Bu maddenin ikinci fıkrası ise

“MHK, hakemleri değerlendirirken ve kadrolara ayırırken ayrıca aşağıda belirtilen kriterlerin tümünü veya bazısını dikkate alabilir:

a) Müsabaka ağırlık puanı b) Sınav notu

c) Ceza Puanı (Hata Puanı) d) Disiplin cezası”

şeklindedir.

Buna göre MHK, hakem değerlendirme ve klasman belirlemesinde, her halde gözlemci notu, müsabaka sayısı, sezon içi yapılan kural ve atletik test sonuçları kriterlerini esas almak zorundadır. Bu kriterlerden “sezon içi yapılan kural ve atletik test sonuçları”, MHKT m. 32 ve 44 hükümlerine uygun şekilde yapılmış test sonuçları olmalıdır. MHKT m. 36 / 2 hükmünde “belirli bir kadroda bulunmanın, bir müsabakaya veya hakeme atanma hakkını beraberinde getirmediği” öngörülmüşse de, hakemlerin müsabakalara atanmasında veya (sezon başında veya devre arasında gerçekleştirilmiş atletik testlerde başarısız olma gibi) atanmamasında MHKT hükümlerine uygun, objektif ve eşit işlem esaslarına dayanılmış olması zorunludur; aksi halde MHKT m. 43 / 1 hükmünde öngörülen

“müsabaka sayısı” kriterinin kötüye kullanılmasına veya keyfi uygulamalara imkân verilmiş olur. Dolayısıyla hakem değerlendirme ve klasman belirlemesinde esas alınacak

“müsabaka sayısı” kriteri bakımından bir hakemin objektif ve eşit işlem esaslarına göre müsabakaya atanıp atanmadığı da belirleyici olup, MHK’nin klasman değerlendirme kararlarında bu hususa da açıklık getirilmiş olmalıdır. MHKT m. 43 / 2 hükmünde MHK’na müsabaka ağırlık puanı, sınav notu, ceza puanı (hata puanı) ve disiplin cezası kriterlerinin tümünün veya bazılarını dikkate alıp almama konusunda takdir yetkisi tanınmış ise, bu takdir yetkisinin de objektif ve (bir klasman için değerlendirmeye alınacak tüm hakemlere aynı şekilde olmak üzere) eşit işlem esaslarına göre kullanılmış ve gerekçelendirilmiş olması şarttır.

Şu hâlde MHK tarafından (sezon başında, devre arasında, yarım sezonda) ne zaman yapıldığından tamamen bağımsız olarak, yapılacak her klasman değerlendirme ve belirleme işleminde öncelikle her bir klasman için değerlendirmeye alınan tüm

(9)

hakemlerin, MHKT m. 43 hükmünde öngörülen kriterlere göre sıralanması, bu şekilde her bir klasman için yapılmış sıralamanın en üstünde yer alan ve MHKT m. 45 hükmüne uygun şekilde belirlenen sayıda hakemin, o klasmanda görevlendirileceği; sıralamanın altında kalan hakemlerin ise, koşullarını sağladığı bir alt klasmana tenzil edileceği açıktır. Dolayısıyla MHKT’nın 51. maddesinde düzenlenen A Klasmanı Hakemliği giriş koşullarını yerine getirerek söz konusu klasman kadrolarına alınan hakemlerin, giriş koşullarını kaybetmiş olmaları veya MHKT m. 43 hükmünde belirtilen kriterlere göre yapılacak sıralamada belirlenen kadro sayısının altında kalmaları halinde, bulundukları klasmandan çıkarılması mümkün olup, bu hâlde dahi bir alt klasmanının koşullarını sağlayan hakemlerin bu klasmana tenziline karar verilmesi gerekmektedir.

İtiraz konusu 08.03.2022 tarihli MHK kararında A Klasmanı Hakem listelerinin belirlenmesinde değerlendirmeye alınan hakemlerin kimler olduğu; hakemlerin MHKT m. 43 hükmünde öngörülen kriterlere göre sıralamasının yapılıp yapılmadığı ve klasman dışında bırakılanların neden ve hangi kriterlere göre klasman dışında bırakıldıkları açıklanmadığı gibi, klasman dışı bırakılanların MHKT m. 43 hükmünde belirtilen kriterleri karşılamadıkları ya da bulundukları klasman koşullarını kaybettiklerini gösteren bilgi ve belgeler de sunulmamıştır. TFF Hukuk Müşaviri duruşma sırasında bu hususlara ilişkin belge sunulması için süre verilmesi talebinde bulunmuşsa da, Tahkim Kurulu Talimatı’nın 9 / 3. maddesi uyarınca bu talep kabul edilmemiştir.

Bu kapsamda 2021 – 2022 Futbol Sezonu A Klasmanı Hakem Kadrosunda yer alan hakem [..]’ın 08.03.2022 tarihli karar ile klasman dışı bırakılması işleminin maddi ve hukuki temelleri ve bu temellerin MHKT hükümlerine uygun olduğu açıklanıp ispatlanmamıştır. Ayrıca başvuran hakem [..]’ın 36 yaşında olduğu; A Klasman Hakemliği için MHKT m. 43 hükmünde öngörülen kriterlere göre yapılan sıralamada MHKT m. 45 hükmü uyarınca belirlenen kadro sayısının altında kalmışsa koşullarını sağladığı bir alt klasmana tenzil edilmesi gerektiği açıktır. Buna göre başvuran hakem [..]’ın klasman ve kadro dışı bırakılması kararının açıkça MHKT hükümlerine aykırı olduğu sonucuna varılması gerekmiştir.

Açıklanan tüm bu nedenlerle, başvuran hakem [..]’ın itirazının kabulü ile Merkez Hakem Kurulu’nun 08.03.2022 tarih ve 2022/7 sayılı kararının onaylanmasına dair TFF Yönetim Kurulu kararının kaldırılmasına, Av. H. H. Sonsuz ve Av. Dr. E. Kul’un karşı oylarıyla oyçokluğu ile, karar verildi.

KARAR : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;

(10)

a) Hakem [..]’ın itirazının kabulü ile Merkez Hakem Kurulu’nun 08.03.2022 tarih ve 2022/7 sayılı kararının onaylanmasına dair TFF Yönetim Kurulu kararının kaldırılmasına, oyçokluğu ile,

b) Esas hakkında karar verildiğinden, yürütmenin durdurulması talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, oybirliği ile,

c) Başvuru harcı olarak yatırılan [..] TL’nin irat kaydedilmesine,

d) Kararın, hakem [..]’a ve gereği için TFF Genel Sekreterliği’ne tebliğine,

[..] tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

Prof. Dr. M. BALCI Prof. Dr. E. YAZICIOĞLU Av. O. B. DURSUN

Başkan Başkanvekili Raportör Üye

Av. H. H. SONSUZ Av. Dr. E. KUL Üye Üye

(Karşı Oy) ( Karşı Oy)

Av. M. ERBİLEN Av. A. GÜNEŞDOĞDU Üye Üye

KARŞI OY

08.03.2022 tarihli süper lig, birinci lig hakem ve gözlemcileri klasmanlarının yeniden belirlenmesi ile klasman listesinden çıkarılmaya ilişkin işlemin iptali ve kadro iadesine ilişkin talebin kabulüne yönelik çoğunluk görüşüne aşağıdaki nedenlerle katılamamaktayız:

1. Merkez Hakem Kurulu (“MHK”) 08.03.2022 tarihinde 2022/07 sayılı toplantısı ile MHK Talimatının 37. Maddesi 4. Bendine göre SLH, AKH, VAR, SLG, AKG listelerinin yenilenmesine ve Yönetim Kurulu’nun onayına sunulmasına karar

(11)

verilmiştir. Anılan kararda Süper Lig Hakem Listesi, A Klasman Hakem Listesi, VAR Hakem Listesi, Süper Lig Gözlemci Listesi, A Klasman Gözlemci Listesi’ne yer verilmiştir.

2. Tahkim Kurulu’na itiraz eden taraf, itirazında genel olarak klasman dışı bırakabilmenin şartlarının Talimatın 41. Maddesi ile düzenlendiği, uygulamanın keyfi olduğu, 43. Madde ile kadro belirlemenin kriterlerinin düzenlendiği, MHK’nin keyfi olarak bir süper lig hakemini hiçbir klasmanda yer vermeksizin klasmansız bırakamayacağı gerekçelerine dayanarak 08.03.2022 tarihinde açıklanan klasman listesinde, klasman dışı bırakılma kararına itiraz ettiğini ve kararın iptali ile tüm yasal ve süper lig klasman haklarının iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Türkiye Futbol Federasyonu ise itiraza cevap olarak, MHK’nin kararının Yönetim Kurulunun 08.03.2022 tarih ve 153 sayılı kararıyla onaylanarak www.tff.org adresinde yayınlandığını, MHK Talimatı 37/4 maddesi kapsamında MHK’nin devre arasında ve her yarım sezon içinde bir kez klasman kadrolarında yeniden değerlendirme yapmaya ve belirlemeye yetkili olduğunu, MHK Talimatının 43/3 maddesine göre MHK’nın hakemlerin alt kadrolara tenziline veya üst kadroya terfisine karar vermek bakımından takdir hakkına sahip olduğunu, TFF Statüsü 43/4 de MHK’ nin görev ve yetkilerinin belirtildiğini, MHK Talimatının 5. Maddesi ile MHK’nin görev ve yetkilerinin belirtildiğini, alınan kararların bu düzenlemelere uygun olduğunu, Tahkim Kurulu’nun TFF Yönetim Kurulu’nun yerini alacak şekilde yerindelik denetimi yapamayacağı gerekçelerine dayanarak itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

4. MHK Talimatı’nın 37/4 maddesine göre:

“MHK sezon başında klasmanlar ile ilgili değerlendirme yaparak klasman kadrolarını belirler. MHK, devre arasında ve her yarım sezon süresi içinde bir kez olmak üzere, klasman kadrolarında yeniden değerlendirme yapmaya ve belirlemeye yetkilidir. MHK gerekli gördüğü hallerde sadece sayıca eksik kadroların tamamlanmasına karar verebilir.”

Buna göre, MHK’ye klasman kadrosunun sezon başında değerlendirilmek suretiyle belirlenmesi hususunda yetki verildiği ve sezon başında belirlenen bu kadroların da devre arasında ve her yarım sezon süresi içerisinde yalnızca bir kereye mahsus olmak üzere yeniden belirlenmesi için yetki verildiği açıkça anlaşılmaktadır. 37. Madde “HAKEM,

(12)

GÖZLEMCİ, MENTÖR ve EĞİTİMCİLER” üst başlığı altında “A. GENEL HUSUSLAR”

başlığı altında yer almaktadır.

“B. HAKEMLER” başlığı altında yer alan 41. Madde de ise: “Sezon sonunda her klasmandaki hakemler 43. Maddede belirtilen kriterlere göre ayrı ayrı sıralanarak terfi kurslarına katılır. Kadrodan çıkarılacak hakemler mevcut kadronun en çok % 20’ si olacak şekilde belirlenir. Sıralamanın en üstünde yer alan hakemlerin en çok %20’si bir üst klasmana; sıralamanın en altında kalan hakemlerin en çok %20’si şartlarını karşıladıkları alt klasmana ilave edilir. Bununla birlikte yaş veya diğer kriterleri bir alt kadronun kriterlerine uymuyorsa, bu hakemler İl Hakemliğine indirilir. İl Hakemliği yaş ve diğer kriterlerine uymayanlar ise hakemlik yapamazlar.” düzenlemesi mevcuttur.

Anılan düzenlemenin sezon sonuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre sezon sonu 43. Maddedeki kriterlere göre tüm hakemlerin sıralanması ve terfi kurslarına katılması sonucu kadrodan çıkarılacak hakemler için bir üst limit öngörülmüş olup, kadrodan çıkarılacak hakemler mevcut kadronun en çok yüzde yirmisi olacak şekilde belirlenebilir.

Sezon sonunda yapılacak bu işlemlerle ilgili kadrodan çıkarma sayısına getirilen bu üst sınırın sezon ortasında da geçerli olduğuna ilişkin Talimatta herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Sezon ortası bakımından 37/4 maddesi kullanılacak yetkiye farklı bir sınır getirmiş olup, getirilen sınırlama yetkinin kullanılma sayısına ilişkindir. Buna göre

“MHK, devre arasında ve her yarım sezon süresi içinde bir kez olmak üzere, klasman kadrolarında yeniden değerlendirme yapmaya ve belirlemeye yetkilidir.

5. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 125. maddesinin 4. Fıkrasına göre:

"Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez." 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK)'nun 2. maddesinin 2. Fıkrasına göre: "İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler."

6. Anayasanın 125. Madde 4. Fıkrası ile İYUK m. 2 f. 2’ye atıfta bulunan Danıştay’a göre de “İdari işlemler üzerindeki yargısal denetim, bu işlemlerin hukuka uygunluğunun saptanmasıyla sınırlıdır. İdarenin takdir yetkisinin denetimine yargı organları yönünden getirilen ve idari işlemlerin yalnızca hukuka uygunluk açısından denetlenebilecekleri

(13)

biçiminde ifade edilen kural aynı zamanda idarenin takdir yetkisinin kullanılmasında uyması gereken sınırları da koymuş olmaktadır. Başka bir anlatımla, idarelerin belirli bir kamu hizmetinin etkili ve verimli bir biçimde yürütülmesi, kamu yararının daha somut bir biçimde ortaya konulması için birden çok seçenekten birisini tercihte takdir yetkisiyle donatıldıkları durumda idari yargı organlarının bu yetkisini hukuka uygun olarak kullandığının saptanması koşuluyla idareyi bu seçeneklerden birisini tercihe zorlayacak ya da belli bir yönde işlem veya eylem tesisine zorunlu kılacak biçimde yargı kararı vermeleri Anayasa ve Kanun'un yukarıda belirtilen ilkeleriyle bağdaştırılamaz.”

(Danıştay Kararı- 8. D., E. 2019/5086 K. 2021/4702 T. 21.10.2021; Danıştay Kararı- 8. D., E.

2017/7712 K. 2021/4398 T. 7.10.2021; Danıştay Kararı- 8. D., E. 2017/6649 K. 2021/4395 T.

7.10.2021; Danıştay Kararı- 8. D., E. 2017/6285 K. 2021/4394 T. 7.10.2021).

7. MHK Talimatı 37/4 maddesinde MHK’ye geniş bir takdir hakkı tanındığı görülmekte olup, Tahkim Kurulu tarafından MHK’nin takdir hakkı ile ilgili yerindelik denetimi yapılamaz.

Açıkladığımız gerekçelerle itirazın reddi gerekirken kabulü yönündeki çoğunluk görüşüne katılmamaktayız.

Av. H. H. SONSUZ Av. Dr. E. KUL Üye Üye

Referanslar

Benzer Belgeler

- Insatser för att bromsa kostnadsutvecklingen - Rapportering till styrelse och fullmäktige.. Kartläggning har skett av landstingets organisation, riktlinjer, läkemedelskostnader

Revisionens sammanfattande bedömning är att regionstyrelsen till över- vägande del fastställt en ändamålsenlig delegationsordning och i begränsad utsträckning säkerställt

Styrelsen beslutade i september 2016 om en sammanslagning av Kalix och Grytnäs hälsocentraler.. Den nya gemensamma hälsocentralen placeras i Ka-

sözleşme tarihinden önceki 10 yıllık dönemdeki (30.07.2009 öncesi dahil değil) veya sözleşme süresi içinde mesleki faaliyeti nedeniyle verdiği zararlara bağlı

müdahalelere onay verdiğini veya hangilerini reddettiğini belirler. Kişi, tıbbi vasiyet ile ileride ayırt etme gücünü kaybettiğinde kendisine uygulanacak tıbbi

Bunu yaparken, düzenlenen yeni belgelerle ilgili olarak eski bilgilere şerh veya kayıt düşme yoluyla herhangi bir atıfta bulunulmamalı ve özel hayata ilişkin bu kişisel

UÇK tarafından “davacının UÇK’ya başvurmak yerine icra takibi yolunu kullanmayı seçtiği; davacının icra takibinde karşılaştığı itiraz nedeniyle İcra ve

Buna göre davacının fesih tazminatı alacağının (davacının iddia ettiği gibi 15.01.2021 tarihinden itibaren değil), 23.01.2021 tarihinden itibaren faizi ile