• Sonuç bulunamadı

11. SINIF BİYOLOJİ KONU İŞLEME MODÜLÜ 1. KİTAP

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "11. SINIF BİYOLOJİ KONU İŞLEME MODÜLÜ 1. KİTAP"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

11. SINIF BİYOLOJİ

KONU İŞLEME MODÜLÜ 1. KİTAP

ANKARA

(2)

KONU İŞLEME MODÜLÜ 1. KİTAP

ISBN

978-625-7823-18-0

BASKI

Vadi Grafik Tasarım ve Reklamcılık Ltd. Şti.

İvedik Org. San. 1420. Cad. No: 58/1 Yenimahalle/ANKARA • Tel: 0 312 395 85 71

Sertifika No: 47479

Yazışma Adresi

Fidanlık Mh. Ziya Gökalp Cd. No: 23 Kat:1, 06600 Çankaya/Ankara www.fencebir.com

Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Fencebir Yayıncılık Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketi'ne aittir. Bu kuruluşun izni alınmadan yayının tümü ya da herhangi bir bölümü mekanik, elektronik, fotokopi,

manyetik, kayıt ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz.

BU KİTAP T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞININ BANDROLÜ İLE SATILMAKTADIR.

(3)

ÖN SÖZ

Sevgili öğrenciler,

Yaşam boyunca insanlar belirli aşamalardan geçer ve sınanırlar. İnsanı olgunlaştıran, çabalama- ya iten bu aşamalar, gerçekten başarmayı gaye edinenlere ‘’vazgeçmeme’’ duygusunu aşılar. Bir düşünürün dediği gibi, ‘’Adım adım küçük başarılar dizisi oluşturabilirsiniz. Her yolculuk ilk adımla başlar ama gideceğiniz yere ulaşmak için ikinci, üçüncü ve gerekli tüm adımları atmak zorundasınız.’’

İşte bu adımları atarak güzel, umut dolu bir geleceğe ulaşmak için geçeceğiniz bazı sınavlarda sizle- re yardımcı olabilmek, başarınıza katkıda bulunmak amacıyla hazırlanan bu soru bankası; konuların bütününü ölçen, kalıcı bilgiler sağlayan, bilgi eksiklerinizi görmenizi ve gidermenizi sağlayacak şekil- de, özgün ve öğretici bir bakış açısıyla hazırlanmıştır.

Değişim hayatın değişmez kuralı olup sürekli ve kaçınılmazdır. Hepimiz için önemli olan, deği- şim zamanının geldiğini fark edip zaman kaybetmeden değişime yönelmek ve değişimi yönetmektir.

Fencebir Yayınları, eğitim-öğretim hayatımızdaki değişim ve gelişmelere bağlı olarak kendini sürek- li, yeniliklere açık tutmayı ilke edinmiştir. Bu doğrultuda sınav sistemine ve müfredata uygun olarak hazır- lanan yayınlarımız ile sizlere fayda sağlamak en büyük temennimizdir.

Başarı dileklerimizle…

Fencebir Yayınları

(4)

I. ÜNİTE: SİNİR SİSTEMİ

– Sinir Sisteminin Yapısı, Görevi ve İşleyişi ...1

– Sinir Sistemi Rahatsızlıkları ... 22

– Konu Kavrama Testleri ... 24

II. ÜNİTE: ENDOKRİN SİSTEM

– Endokrin Bezler ve Salgıladıkları Hormonlar... 30

– Konu Kavrama Testleri ... 46

III. ÜNİTE: DUYU ORGANLARI

– Duyu Organlarının Yapısı ve İşleyişi ... 50

– Konu Kavrama Testleri ... 64

IV. ÜNİTE: DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ

– Destek ve Hareket Sisteminin Yapısı, Görevi ve İşleyişi ... 72

– Destek ve Hareket Sistemi Rahatsızlıkları ... 90

– Konu Kavrama Testleri ... 92

V. ÜNİTE: SİNDİRİM SİSTEMİ

– Sindirim Sisteminin Yapısı, Görevi ve İşleyişi ... 96

– Sindirim Sistemi Rahatsızlıkları ...114

– Konu Kavrama Testleri ...116

(5)

İnsan Fizyolojisi

Sinir Sistemi

SİNİR SİSTEMİNİN YAPISI, GÖREVİ VE İŞLEYİŞİ

•  Canlıların ortak özelliklerinden birisi de çevresel uyaranlara karşı tepki verebilmesidir.

•  Çevreden gelen uyaranlara karşı tepki verebilmek için öncelikle uyarıların alınması ve yorumlanması gerekmektedir.

•  Sinir sistemi çevreden gelen uyarıları alarak ile- ten, yorumlayarak tepki organlarına tepki cevabını gönderen sistemdir.

Sinir sistemi hem iç hem de dış çevreden uyarı alır.

Dış çevreden gelen uyarılara bilinçli veya refl eks hareketlerle cevap oluştururken, iç çevreden gelen uyarılara ise otonom olarak cevap üretir.

Dikkat

İnsanda sinir sistemi;

I. Uyartıları bir nörondan diğerine iletebilme II. Çevreden gelen etkileri algılayabilme III. Uyarılara karşı tepki gösterebilme IV. Sindirim enzimlerini salgılayabilme

gibi özelliklerden hangilerine sahip değildir?

A) Yalnız III B) Yalnız IV C) I ve II D) I, II ve III E) II, III ve IV

Örnek 1

B Çözüm

•  Sinir sistemi beyin ve omurilikten oluşur.

•  Sinir sisteminin temel hücreleri olan nöronlar uya- rıları alma, iletme, değerlendirme ve tepki cevabı- nı kaslara ya da bezlere iletme görevini üstlenen hücrelerdir.

•  Sinir sisteminde nöronların dışında başka hücreler de bulunur.

•  Bunlar glia denilen yardımcı hücrelerdir.

Glia hücreleri

Nöron

Nöron (Sinir Hücresi)

•  Nöronlar 3 temel kısma ayrılır.

•  Bunlar; hücre gövdesi, akson ve dendritler.

Mitokondri

Çekirdek

Hücre gövdesi

Dentrid

Akson uçları

Akson

•  Nöron hücrelerinde gövde, aksonlar ve dendritler nörolemma denilen hücre zarı ile çevrilidir.

•  Hücre gövdesinde çekirdek ve organeller bulunur.

•  Sentrozom bulundurmadığı için bu hücreler bölü- nemezler.

•  Nöronların sitoplazmasına nöroplazma denir.

•  Nöronların enerji ihtiyaçlarının fazla olması nedeni ile mitokondri bolca bulunur.

•  Protein üretimi ve iletimi yoğun olan nöronlarda ribozomlar ve granüllü endoplazmik retikulumlar hücre gövdesinde koyu noktalar halinde görülür- ler. Bu bölgelere nissl cisimcikleri adı verilir.

•  İletimde görevli proteinlerin paketlenmesi golgi ay- gıtında yapılır.

•  Nöronların şekilleri nörofibril denilen protein iplik- leri ile sağlanır.

•  Akson ve dendrit boyunca uzanan nörofibrillerde madde iletimi de yapılır.

•  Hücre gövdesinden çıkan kısa uzantılara dendrit, uzun olan uzantılara ise akson denir.

•  Aksonun uç kısımları dallanmış şekildedir. Akson- ların dallanmış olan sinaptik uçları etki alanlarının

Sinir Sistemi

(6)

Sinir Sistemi

artmasına neden olur.

•  Akson boyu 1 metreye kadar varır.

•  Bazı nöronların aksonları miyelin kılıf ile sarılmış- tır. Miyelin kılıf yardımcı glia hücrelerindendir.

•  Steroid yapılı olan bu lipoprotein elektriksel izo- lasyonu sağlayarak uyartının hızlı iletilmesine yar- dımcı olan kısımdır.

Merkezden iç organlara ve bezlere uyarı götüren nöronlar miyelinsizdir.

Dikkat

Mitokondri Endoplazmik

retikulum Nissl tanecikleri Lizozomlar Mileyin

kılıfı Akson uçları

Akson

Çekirdek

Dendritler Gövde Lizozom Golgi aygıtı

Mikrotubüller

İmpuls iletim yönü

Gelişimini tamamlamış bir bireyin nöronların- da, aşağıda verilenlerden hangisi gerçekleş- mez?

A) Hücre zarından aktif taşımayla madde alış veri- şi yapılması

B) Akson ucundan sinaptik boşluğa nörotransmit- ter madde salınması

C) Protein sentezinin yapılması

D) Mitokondrilerde oksijenli solunum ile ATP sen- tezlenmesi

E) DNA replikasyonu Örnek 2

E Çözüm

•  Nöronlarda uyartı dendritlerce alınır. Oluşan im- puls dendritten nöron gövdesine oradan da akso- na iletilir. Bu nedenle impuls iletim yönü daima dendritten aksona doğrudur.

•  Schwann hücreleri arasında miyelin kılıf olmadı- ğından aksonlar boğumlanmış gibi görünür. Bu kısımlara ranvier boğumları denir.

•  Bir nöronda miyelin kılıfın olması impuls iletim hı- zını artırır.

•  Ranvier boğumlarının sayısı azaldıkça impuls ile- tim hızı da artacaktır.

•  Akson çapı da impuls iletim hızını artıran bir et- kendir. Akson çapının artması iç direnci düşürerek impulsun daha hızlı iletilmesini sağlar.

Hücre gövdesi

Ranvier boğumu

Miyelin kılıf Akson Dentrit

Bir nöronun yapısı, şematik olarak gösterilmiştir.

I II

V

III IV

Bu yapıların özellikleriyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I, reseptörlerden uyartı alınmasını sağlar.

B) II, diploit kromozom sayısına sahiptir.

C) III, bol miktarda sentrozom içerir.

D) IV, uyartıları elektrokimyasal olarak iletir.

E) V, lipoprotein yapılıdır.

Örnek 3

C Çözüm

(7)

Sinir Sistemi

•  İmpuls akson uçlarına geldiğinde sinaptik uçlar- dan diğer bir nöronun dendritlerine geçmesi ge- rekir.

•  Ancak nöronların akson ve dendritleri birbirlerine doğrudan temas halinde değillerdir. Aralarında si- naptik bir boşluk bulunur. Bu bölgeye sinaps de- nir.

•  Uyartının bu boşluktan iletimi elektriksel olarak sağlanamadığı için kimyasal iletim gerçekleşir.

•  Akson uçlarından sinaptik boşluğa nörotransmit- ter denilen maddeler salgılanır. Bu taşıyıcı mole- küller diğer nöronun dendritinin zarında bulunan reseptörlere tutunarak impulsu nörona aktarmış olurlar.

Nörohormon da denilen nörotransmitter maddeler;

asetilkolin, epinefrin, norepinefrin, histamin, dopa- min, serotonin ve glutamat gibi maddelerdir.

Dikkat

Tüm omurgalı sinir-kas sinapslarında kullanılan nörotransmitter madde asetilkolindir. Merkezi sinir sisteminde ise glutamat ve glisin gibi amino asitler nörotransmitter olarak kullanılır.

Dikkat

Sinaptik boşluk

Ca+2

Mitokondri Sinaptik

kese

sinaptik zarPost

Reseptör

Presinaptik Nöron İmpuls

Görevlerine Göre Nöronlar

•  Nöronlar görevlerine göre duyu nöronu, ara nöron ve motor nöron olmak üzere üçe ayrılır.

1. Duyu Nöronu: İç organlarda ve duyu organlarında bulunan reseptörlerden aldığı uyartıyı merkezi sinir sistemindeki beyin ve omuriliğe getiren nöronlara duyu nöronları (getirici nöronlar) denir. Bir koku burnumuza geldiğinde burundaki kemoreseptörler uyartıyı duyu sinirlerine iletir. Duyu sinirleri ise bu uyartıyı beyne getirirler. Duyu sinirlerinden sadece koku duyusu impulsu doğrudan beynin ilgili kısmına iletir. Diğer duyulardan gelen impulslar önce talamu- sa oradan beyin kabuğunun ilgili kısmına gider.

2. Ara Nöron: Merkezi sinir sistemi olan beyin ve omurilikte bulunur. Duyu nöronundan gelen impulsu alır. İmpuls ile gelen bilgiyi anlamlandırır ve meydana getirdiği cevabı motor nörona iletir. Omurilikte doğuş- tan ya da sonradan edinilen refl ekslere cevap veri- lir. Bu impulslara cevap oluşturmada beyin devrede değildir. Omuriliğe duyu nöronu ile gelen impuls ara nörona gelir ve oluşturulan cevap motor nöronla ha- reket organlarına iletilir. Elimize haberimiz olmadan iğne batırıldığında omurilik sayesinde önce refl eks hareketi ile elimizi çekeriz. Çok kısa bir sürede beyni- mize ulaşan impulslar elimize iğne battığını bize ha- ber verir ama biz elimizi çoktan çekmişizdir.

İğne Duyusa İğne

l girdi

Motor çıktı

3. Motor Nöron: Uyarana karşı ara nöron tarafından oluşturulan tepki cevabını hareket organları olan kas- lara veya iç salgı bezlerine ileten nöronlara motor nöron (götürücü nöron) denir.

Motor nöronlar ile ara nöronların hücre gövdesi genellikle beynin gri maddesi (boz madde) içinde yer alır.

Dikkat

(8)

Sinir Sistemi

Dokunma Tepki

Akson ucu Duyunöronu

Motor nöronu Ara nöronu

Çoğu tepki davranışında duyu nöronu, ara nöron ve motor nöron birlikte çalışır. İstisnai olarak diz kapağı refl eksinde ara nöron yoktur sadece duyu ve motor nöronlar devrededir.

Dikkat

Uyartının nöronlar arasındaki ilerleyişi aşağıdaki gibi şematize edilebilir;

Uyarı → Reseptör → Duyu nöronu → Ara nöron

→ Motor nöron → Efektör (tepki organı)

İnsan sinir sisteminde bulunan nöron çeşitlerinden çok daha fazla sayıda bulunan ara nöronlardır.

Sinir sisteminde duyu, ara ve motor olmak üzere üç çeşit nöron görev yapmaktadır.

Bu sistemde görev yapan duyu nöronları için;

I. İç organlardan ve vücudun diğer bölgelerinden alınan duyuları merkezi sinir sistemine getirirler.

II. Merkezi sinir sisteminden gelen uyartıları çizgili kaslara götürürler.

III. Beyin ve omurilikten gelen uyartıları endokrin bezlere götürürler.

IV. Merkezi sinir sisteminde bulunur ve uyartıların değerlendirilmesini yaparlar.

verilenlerden hangileri doğrudur?

A) Yalnız I B) I ve II C) I ve IV D) III ve IV E) II, III ve IV

Örnek 4

A Çözüm

Glia (Destek Hücreleri)

•  Sinir sistemi temel hücreleri olan nöronlara yapı- sal destek ve işlevsel olarak yardımcı olan glia hücreleri bulunur. Bunlar;

1. Schwann Hücreleri: Çevresel sinir sisteminde bulunan nöronların miyelin kılıfını yapar (Otonom si- nir sistemi hücrelerinde miyelin kılıf yoktur.).

2. Oligodendrosit Hücreleri: Merkezi sinir siste- mindeki (beyin ve omurilik) nöronların miyelin kılıfını oluşturur.

Çevresel sinir sisteminin miyelin kılıfl arı Schwann hücreleri, merkezi sinir sisteminin miyelin kılıfl arı ise oligodendrosit denilen glia hücreleri tarafın- dan oluşturulur.

Dikkat

3. Mikroglia Hücreleri: Sinir sisteminin bağışıklık hücreleridir. Fagositoz ile yabancı maddeleri yok eder.

4. Astrosit Hücreleri: Madde alış verişi ve sıvı den- gesinden sorumludur. Kan - beyin bariyeri oluştura- rak zararlı maddelerin girişini engeller.

5. Ependim Hücreleri: Beyin içi boşlukları saran ve beyin omurilik sıvısı üretimi yapan hücrelerdir.

Nöronlar arası destek hücreleridir.

Mikroglia Sinir sisteminde fagositoz yaparak savunmayı sağlar.

Schwann hücreleri Çevresel sinir sistemi nöronlarında miyelin kılıfı oluşturur.

Oligodentrositler Merkezî sinir sistemi nöronlarında miyelin kılıfı oluşturur.

Ependim hücreleri Merkezî sinir sisteminin boşluklarını örter. BOS sıvısı üretimini ve akışını

düzenler.

Astrositler Madde alışverişini düzenler, kan-beyin bariyeri

oluşturarak zararlı maddelerin girişini engeller.

•  Sinir sistemi hormonal sistem ile birlikte çalışarak denetleyici ve düzenleyici rol oynar. Bu açıdan ho- meostasinin (iç denge) korunmasında en önemli sistemlerin başında gelir.

•  Vücudun işleyişinde iç organlardan gelen uyarıları

(9)

Sinir Sistemi alarak değerlendiren ve gerekli cevabı oluşturarak

organlara ileten sinir sistemi bu işlemi otomatik olarak düzenler. Otonom sinir sistemi olarak ad- landırılan bu yapı bilinç dediğimiz insan düşün- cesini oluşturan beyin kabuğu (korteks) dışında gerçekleşir ve insan bu olayların sürdürülmesin- den haberdar bile olmaz. Açlık isteği iç organla- rın uyartıları sonucu beyne iletir ve istemli şekilde yemek yeme davranışını oluşturur. Ancak yemek yedikten sonra kişinin bu besinlerin sindirimi, do- laşımla hücrelere gitmesi, hücrelerde enerji elde edilmesi, oluşan amonyak gibi atıkların üreye çev- rilmesi gibi süreçlerde kontrolü yoktur.

•  Duyu organları ile dış çevreden alınan uyarılar ise beyin kabuğunda değerlendirilir. Bu aşamada bi- linç devreye girer, uyartı değerlendirilir ve gereken cevap oluşturulur. Bu cevap ya hareket etmemizi sağlayan çizgili kaslara ya da salgı bezlerine gön- derilir. Bir arkadaşınızı gördüğünüzde onu tanıma- nız, yanına gitmeniz ve sohbet etmeniz bu türden bir sistem ile düzenlenir.

•  İster dış isterse iç çevreden alınan ve beyin ve omurilikte değerlendirmeye tabii tutulan uyartılara impuls adı verilir.

•  Bir uyaranın sinir sisteminde impuls oluşturması sırasında nöronlarda elektriksel ve kimyasal deği- şimler meydana getirmesi ile mümkün olur.

Sinir Hücresinde İmpuls Oluşumu ve İletimi

•  İnsan vücudundan ya da dış çevreden reseptörler ile alınan değişiklikler uyarı olarak adlandırılır.

•  Elimize aldığımız bir cismin sert ya da yumuşak olması bir uyarı olarak işlev görür. Aynı şekilde bu cismin görüntüsü veya sıcaklığı da birer uyarı ola- rak sinir sistemine ulaşır.

•  Uyarıların sinir sistemine ulaşmasında reseptör- ler görev yapar. Duyu organlarımızda bulunan reseptörler; şekil, renk, koku, tat, basınç, sıcaklık, konum, ağrı vb. uyarıları almak için özelleşmiş ya- pılardır.

•  Reseptörler, duyu nöronları ile bağlantılıdır ve al- mış oldukları uyarıyı bu sinirlere iletirler. Bu aşa- mada uyarı sinir hücresinde elektriksel ve kim- yasal değişikliğe sebep olur ve buna uyartı yani

impuls denir.

•  İmpulsun oluşumu ve iletiminde şu aşamalar mey- dana gelir.

1. Polarize durum (Dinlenme durumu)

•  Uyarılmamış bir nöronda hücre zarı elektriksel bir potansiyele sahiptir.

•  Hücre zarının dış yüzeyinde sodyum iyonları (Na+) fazla olduğu için pozitif yüklüdür.

•  Hücre zarının iç yüzeyi ise PO4 , SO4–3 gibi iyon- ların fazla olması nedeni ile negatif yüklüdür. Hüc- re zarının iki tarafındaki yük farklılığı elektriksel potansiyeli oluşturur. Bu potansiyel enerji farklılığı- na dinlenme potansiyeli denir.

•  Nöronlarda dinlenme halindeki elektriksel potansi- yelin korunması için hücre zarında yer alan Na-K pompası görev yapar.

•  Bu taşıyıcı protein ATP enerjisi kullanarak sodyum iyonlarının hücre zarından dışarıya, potasyum iyonlarının ise hücre zarından içeriye geçmesini sağlar.

•  Bu durum hücre dışında sitoplazmaya göre daha fazla Na+, hücre sitoplazmasında ise hücre dışına göre daha fazla K+ bulunmasını sağlar.

•  Hücre içinde anyonların katyonlardan fazla olması sonucu negatif bir yük meydana gelir. Böylelikle nöronun dış kısmı pozitif, iç kısmı ise negatif yüklü kalır.

Polarize durumdayken konsantrasyon farkı nede- niyle K+ hücre dışına, Na+ ise hücre içine difüzyon ile geçme eğilimindedir. Ancak hücre zarında yer alan Na/K pompası ATP enerjisiyle aktif taşıma yaparak 3 Na+ nın hücre dışına, 2 K+ nın hücre içine taşınmasını sağlar. Böylece hücre zarının dış tarafı pozitif (+), iç tarafı ise negatif (–) yüklü hâle gelir. Bu durum polarizasyon olarak adlandırıl- maktadır.

Dikkat

Dinlenme durumunda olan hücrelerin elektriksel yük farkı –70 mV’dur.

Dikkat

(10)

Sinir Sistemi

Aksiyon potansiyeli

Polarizasyon Repolarizasyon Normal zar potansiyeline

dönüş Depolarizasyon

Hücre içiHücre dışı Hücre zarı Voltaj kaılı iyon kanalları

2. Depolarize durum (Uyarılmış durum)

•  Nöron bir uyarı aldığında akson boyunca var olan elektriksel potansiyelinde değişiklik olur.

•  Aksonlarda bulunan ve dinlenme halinde kapalı olan voltaj kapılı iyon kanalları açılır.

•  Bu kanal proteinleri Na+ ve K+ iyonlarının kolaylaş- tırılmış difüzyonla geçişini sağlayan yapılardır (Sod- yum ve potasyum kanalları ayrı ayrıdır. Na-K pom- pası ile karıştırmayınız).

•  Zar eşik değerin üzerinde uyarıldığında Na+ kanalla- rın açılması sonucu yoğunluk farkı nedeni ile içeriye Na+ girişi meydana gelir ve bu daha fazla Na+ kana- lının açılmasına ve aksiyon potansiyelinin tetiklen- mesine neden olur.

•  Bu aşamada K+ kanalları daha yavaş açıldığı için hücre dışına K+ çıkışı da daha az olur.

•  Bu durumda aksonun dış yüzeyi negatif, iç kısmı ise pozitif elektriksel yüke sahip olur.

•  Bu ise akson zarının voltajında aksiyon potansiyeli denilen bir değişikliğe neden olur. Bu duruma depo- larizasyon denir.

•  Aksiyon potansiyeli komşu kanalların açılmasını ve akson boyunca zar potansiyelinin değişmesini sağlar. Böylelikle uyarı akson boyunca ilerler ve en sonda bulunan sinaptik uçlara ulaşır. Bu durum futboldaki Meksika dalgası hareketine benzetilebilir.

Depolarize durumdaki sinir hücre sitoplazmasının elektriksel yük değeri + 40 mV civarındadır.

3. Repolarizasyon durum

•  Aksonun depolarize olması sonrasında Na+ kanalla- rı kapatılır ve K+ kanalları açılır.

•  Böylelikle K+ iyonları hücre dışına çıkarlar ve pozi- tif yükün azalması sonucu hücre içi yeniden negatif yüklü olur. K+ çıkışı ise hücre dışını pozitif hale geti- rir. Bu duruma repolarizasyon denir.

•  Repolarize olmuş nöronda dinlenme halindeki gibi bir yük dağılımı mevcuttur. Yani hücre dışı pozitif, hücre içi ise negatif yüklüdür.

•  Ancak repolarizasyon durumundaki yük dağılımını oluşturan iyonlar dinlenme halindekinin tam tersidir.

Hücre dışının pozitif olması K+ iyonlarınca sağlan- maktadır.

4. Hiperpolarizasyon Durumu

•  Na+ iyonlarının hücre içine hızlı girişi ve K+ iyonla- rının hücre dışına yavaş çıkışı sonucu oluşan de- polarizasyon sonrasında Na+ voltaj kapılı kanalları hızlıca kapanır. Ancak K+ kanalları daha yavaş ka- pandığı için hücre dışına bir miktar daha K+ çıkışı devam eder. Hücre dışı dinlenme durumuna göre daha fazla pozitif, hücre içi de daha fazla negatif hale gelir ve yük farkı da artar.

•  Bu durumda zar potansiyeli dinlenme haline göre daha negatif olur. Bu duruma hiperpolarizasyon denir.

(11)

Sinir Sistemi

•  Nöron bu aşamada yeni bir depolarizasyon oluştu- racak uyarı aldığında buna tepki veremez.

•  Nöronun yeniden uyarılabilmesi için dinlenme du- rumundaki hücre içi potasyum ve hücre dışı sod- yum iyon konsantrasyonuna geri dönmesi gerekir.

Bunu ise Na-K pompası sağlar. Böylelikle hücre yeniden uyarılabilir duruma gelir.

Sinir hücresinde impuls iletimi sırasında gerçekle- şen yük değişimleri şekilde verilmiştir.

+ + + +

İmpuls iletim yönü

I II III

+ + + + – – – – –

– – – – + + + + + – – – – + + + + +

+ +

+ – – – – –

– – – – –

– –

– + + + + +

Bu olayla ilgili numaralandırılan şekiller aşağı- daki kavramlardan hangisiyle ilgilidir?

I II III

A) Repolarizasyon Depolarizasyon Polarizasyon B) Polarizasyon Depolarizasyon Repolarizasyon C) Repolarizasyon Polarizasyon Depolarizasyon D) Polarizasyon Repolarizasyon Depolarizasyon E) Depolarizasyon Repolarizasyon Polarizasyon

Örnek 5

A Çözüm

•  Bir nöronun akson zarındaki aksiyon potansiyeli- nin evreleri grafikte gösterilmektedir.

Aksiyon potansiyeli

1. Dinlenme potansiyeli (polarizasyon) 2. Depolarizasyonun eşik değer aralığı 3. Depolarizasyon 4. Repolarizasyon 5. Hiperpolarizasyon 6. Polarizasyon

5 6 3 4

–50 mV 2 + 40 mV

–70 mV 1

Özetle;

– Polarize durumda olan nöron uyarıldığı zaman ka- palı durumda olan sodyum kanalları açılır. Sodyum iyonları difüzyon ile hücre içine girer ve aksiyon potaniyeli oluşur. Hücre içi + 40 mV’a ulaştığında sodyum kanalları kapanır, sodyum difüzyonu biter.

Bu evre depolarizasyon evresidir.

– Sodyum kanalları kapandığında kapalı halde bulu- nan potasyum kanalları açılır. Potasyumların hüc- re dışına çıkması sitoplazmanın tekrar –70 mV’a ulaşmasına neden olur. Bu evre repolarizasyon olarak adlandırılmaktadır.

–  Potasyum kapılarının kapanmasında bir gecikme yaşanırsa daha fazla potasyum hücre dışına çıkar.

Bu durumda hücre içi –90mV’a kadar iner. Bu du- ruma hiperpolarizasyon denir.

–  Potasyum kapıları kapandığı anda Na /K pompa- sı çok hızlı bir şekilde hücre içerisindeki sodyum- ları dışarı, hüre dışındaki potasyumları da hücre içine aktif taşımayla geçirerek polarizasyonu (dinlenme potansiyeli) oluşturur.

Aksiyon potansiyeli

Polarizasyon Repolarizasyon Normal zar potansiyeline

dönüş Depolarizasyon

Hücre içiHücre dışı Hücre zarı Voltaj kaılı iyon kanalları

(12)

Sinir Sistemi

Repolarizasyon ve polarizasyon arasında farklılık- lar vardır. Repolarizasyonda hücre içinde sodyum iyonları, dışında ise potasyum iyonları fazladır.

Nöronun polarize hâle dönebilmesi için Na/K pom- pası sayesinde sodyum ve potasyum iyonları yer değiştirir.

Dikkat

Sinir hücresinde uyartı iletimi sırasında mey- dana gelen;

I. Polarize durumdaki akson zarında, iyon denge- sinin korunması

II. Metabolizma için gerekli olan oksijenin alınması III. Akson ucundan nörotransmitter maddelerin sal-

gılanması

IV. İmpulsun akson boyunca ilerlemesi

olaylardan hangileri gerçekleşirken ATP harca- nır?

A) I ve II B) II ve III C) III ve IV D) I, III ve IV E) I, II, III ve IV

Örnek 6

D Çözüm

•  Elektriksel olarak aksiyon potansiyelinin akson boyunca iletilmesi sonucu impuls bir nöronun si- naptik ucuna gelir ve buradaki boşlukta kimyasal olarak iletilir.

•  Kimyasal iletimde nörotransmitter maddeler rol oynar.

•  Bu nedenle impuls iletimi nöron boyunca dendrit- ten aksona doğru iken nöronlar arasındaki sinaps- larda aksondan dendrite doğrudur.

•  Bir değişkenin oluşturduğu uyarının, impulsa dö- nebilmesi için polarizasyon durumundaki nöronu depolarizasyon durumuna getirmesi gerekir.

•  Nöronun depolarize olması için uyarı şiddetinin belirli bir değerin üzerinde olması gerekir ki bu de- ğere eşik değeri denir.

•  Eşik değerinin üzerinde şiddete sahip uyarı impul- sa dönüşebilir. Eşik değerin altında uyarı şiddeti varsa impuls oluşmaz.

•  Eşik değerini aşan her uyarı aynı şiddette impul- sa dönüşür. Bu prensibe ya hep ya hiç prensibi denir.

•  Eşik değerinin üzerindeki şiddete sahip bir uyarı, 2 kat şiddete ulaşsa bile impuls hızı ve şiddeti değiş- mez. Bunun sebebi impuls iletiminde gerekli olan enerjinin nöron tarafından sağlanmakta olmasıdır.

Eşik değer Eşik değer

İmpulsUyarı şiddeti

(13)

Sinir Sistemi Bir nörona gönderilen uyartının şiddetine bağlı ola-

rak tepki şidddetinde meydana gelen değişimler aşağıdaki grafi kte verilmiştir.

Tepki şiddeti

Uyartı şiddeti

Nöronda meydana gelen değişimlerle ilgili ola- rak;

I. Nörondaki tepki ya hep ya hiç prensibiyle oluş- turulur.

II. Uyartı şiddetinin nöronda tepki oluşturabilmesi için belli bir değerin üzerinde gelmesi gerek- mektedir.

III. Gelen uyartının şiddetine bağlı olarak nöronda- ki tepki değişebilir.

ifadelerinden hangileri doğrudur?

A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III

Örnek 7

C Çözüm

•  Ya hep ya hiç prensibi tek bir sinir teli için geçer- lidir. Sinir demeti için bu prensip geçerli değildir.

Çünkü bir sinir demetinde bulunan sinir tellerinin her birisinin eşik değeri birbirinden farklıdır. Bir si- nir teli için eşik değerin altındaki uyarı başka bir sinir teli için eşik değerin üzerinde olabilir ve sinir telini uyarabilir.

•  Uyarının şiddeti, frekansı veya süresi impuls hızı- na etki etmezken tepki şiddetine etki eder.

•  Uyarının şiddeti, süresi ve frekansı arttıkça impul- sun sayısı artar ve böylelikle tepki şiddeti artmış olur.

Tepki şiddeti

Eşikdeğer

Uyarı şiddeti

Sinir sisteminde gerçekleşen bazı olaylar ile ilgili tanımlar verilmiştir.

•  Dinlenme hâlindeki nöronda hücre içinin nega- tif, hücre dışının pozitif yüklü olması

•  İmpuls iletimi sırasında aksondaki anyon ve kat- yon değişimini sağlayan sistem

•  Bir sinir hücresinin uyarılması için gerekli olan minimum uyarı şiddeti

•  Nöronların belli bir değerin altında gelen uyarı- lara tepki vermemesi, belli değer ve üzerindeki uyarılara hep aynı tepkiyi vermesi

Bu tanımlar arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Ya hep ya hiç prensibi B) Polarizasyon

C) Na-K pompası D) Miyelin kılıf E) Eşik şiddeti

Örnek 8

D Çözüm

•  İmpuls hızı uyarandan etkilenmez iken nöronun yapısından etkilenir.

•  Miyelinli nöronlarda impuls daha hızlı iletilir.

•  Ranvier boğum sayısı çoksa impuls hızı azalır.

Çünkü daha az boğum olması atlama uzunluğunu artıracaktır ve impuls daha hızlı iletilecektir.

•  Aksonun çapının artması iç direnci düşüreceği için impuls hızı artar.

Uyarının şiddeti, süresi veya frekansı impuls hızını etkilemez. Çünkü nöron impuls iletiminde gerekli enerjiyi uyarıdan değil kendi yapısındaki ATP den elde eder.

(14)

Sinir Sistemi

Uyarının şiddeti, süresi veya frekansı impuls sayısını ve dolayısıyla tepki şiddetini artırır.

İnsanda sinir sisteminde impuls sayısını, aşa- ğıda verilenlerden hangisi etkilemez?

A) Uyartının etki süresi B) Uyartının şiddeti C) Uyartının frekansı D) Uyarılan dentrit sayısı E) Akson çapı

Örnek 9

E Çözüm

İmpuls hızı;

•  Miyelin kılıf bulunması

•  Akson kalınlığının artması

•  Ranvier boğumun azalması durumlarında artacaktır.

Dikkat

Önemli bilgiler;

1. Bir nöronda impulsun oluşabilmesi için uyarının belli bir eşik değerde olması gerekir.

2. İmpulsun iletimi için gerekli olan enerji uyarandan değil nörondan sağlanır.

3. İmpuls iletimi sırasında meydana gelen polari- zasyon, depolarizasyon ve repolarizasyon olay- ları impuls iletiminin elektriksel olduğunu gös- terirken; enerji harcanması, O2 tüketilmesi, CO2

oluşması ve pH’nin düşmesi gibi nedenlerden dolayı da kimyasaldır.

4. İmpuls iletim hızı ve impuls şiddeti bir nöronda değişmez.

5. Bir nöronda uyarının şiddeti, frekansı ve etki sü- resi impuls hızını değil, sayısını etkiler.

6. Nöronun farklı bölgelerinde aynı anda çok sayıda impuls iletilebilir.

7. İmpuls iletim hızı miyelinli nöronlarda miyelinsiz nöronlara göre daha yüksektir.

8. Nöronda akson çapı artması da impuls iletim hı- zını artırır.

Eşik değerini aşan bir uyartının şiddeti daha da artırıldığında,

I. İmpuls hızının artması II. Uyartı frekansının azalması III. İmpuls sayısının artması IV. Tepki şiddetinin artması

gibi değişikliklerden hangisi gözlenir?

A) Yalnız I B) II ve III C) III ve IV D) I, II ve III E) II, III ve IV

Örnek 10

C Çözüm

Nöronlarda impuls iletimi sırasında elektrokimya- sal değişiklikler gerçekleşir.

Buna göre;

I. O2 tüketimi II. Glikoz tüketimi III. Depolarizasyon IV. CO2 üretimi V. Isı artışı

olaylarından hangileri kimyasaldır?

A) I ve II B) II ve III C) I, III ve IV D) I, II, IV ve V E) II, III, IV ve V

Örnek 11

D Çözüm

Sinapslarda İmpuls İletimi

•  İki nöronun birleştiği yere sinaps denir.

•  Sinaps bir nöronun akson ucu ile diğer nöronun dendriti arasındadır.

•  Akson ile dendrit arasında sinaptik boşluk bulu- nur.

•  Sinapslarda impuls iletimi kimyasal olarak gerçek- leşir.

(15)

Sinir Sistemi

•  Aksonun sinaptik ucunda bulunan sinaptik kese- lerde nörotransmitter maddeler bulunur.

•  Nörotransmitter maddeler sinaptik boşluktan ge- çerek aksondaki impulsu dendrite taşırlar.

Sinaptik kesecik

Akson

Dentrit

Nörotransmitter madde

Sinaptik boşluk

•  Sinapslarda impuls oluşumu şu aşamalarda ger- çekleşir.

–  İmpuls akson ucuna ulaştığında endoplaz- mik retikulumlarda bulunan Ca+ iyonları ser- best bırakılır ve hücre sitoplazmasına geçer.

–  Ca+ iyonlarının artması sinaptik keseciklerin içindeki nörotransmitter maddelerin sinaptik aralığa salınmasını sağlar. Bu olay ekzosi- toz ile gerçekleşir.

–   Sinaptik aralığa salınan nörotransmitter maddeler yoğunluk farkı nedeniyle difüze olurlar ve diğer nöronun dendritine ulaşırlar.

–  Nörotransmitter madde dendrite ulaştığında zarda bulunan reseptörlere bağlanır. Bu sa- yede sinir hücresi dışında yoğun olarak bu- lunan Na+ iyonları hücre içine geçerler. Böy- lelikle nöron depolarize hâle geçer ve impuls iletilmiş olur. İmpuls sinapstan geçerek ulaş- tığı nöronun dendritinden, hücre gövdesine ve aksonları boyunca iletilmeye devam eder.

–  Sinaptik boşlukta bulunan nörotransmitter maddeler impuls iletimi sonrasında enzim- ler yardımıyla hidrolize edilirler veya nöron tarafından endositozla geri alınır. Böylelikle gereksiz yere impuls oluşumu engellenmiş olur.

Sinaptik boşluk

Ca+2

Mitokondri Sinaptik

kese

sinaptik zarPost

Reseptör

Presinaptik Nöron İmpuls

İmpuls iletimi nöron boyunca elektrokimyasal, nöronlar arasındaki sinapslarda ise kimyasal ola- rak iletilir. Bu nedenle sinapslarda impuls iletim hızı daha yavaştır.

İmpulsun bir nörondan diğerine iletilmesinde;

I. Dentrit zarının Na+ geçirgenliğinin artması II. Akson ucundan nörotransmitter maddenin sal-

gılanması

III. Dentrit zarındaki reseptörlerin nörotransmitter madde tarafından uyarılması

olaylarının gerçekleşme sırası aşağıda verilen- lerden hangisi gibi olmalıdır?

A) II - I - III B) I - III - II C) II - III - I D) III - II - I E) I - II - III

Örnek 12

C Çözüm

(16)

Sinir Sistemi

İnsanlarda uyarana bağlı olarak bir davranışın meydana gelmesini sağlayan olayların;

I. Akson ucundan salgılanan nörotransmitter maddenin tepki organını uyarması

II. Motor nöronlarda gerekli uyarıların taşınması III. Reseptörlerle alınan uyarıların duyu nöronları- na taşınması

IV. Merkezi sinir sisteminde yer alan ara nöronda uyartının değerlendirilmesi

meydana gelme sırası aşağıdakilerden hangi- sinde verildiği gibi olmalıdır?

A) III - IV - I - II B) II - III - IV - I C) IV - II - I - III D) III - IV - II - I E) I - III - IV - II

Örnek 13

D Çözüm

•  Aksonların uçları genellikle dallanmış vaziyettedir ve birçok nöron ile sinaptik bağlantılar kurmuştur.

•  Akson ucuna gelen bir impulsun hangi sinapslarda iletileceği ve karşı nörona geçeceği önemlidir.

•  Sinapslara gelen impuls bazı nöronlara geçerken bazılarına geçmez. Bu olaya seçici direnç denir.

•  Seçici direnç sadece hedef nöronun uyarılmasını böylelikle nöronların gereksiz uyarılmasını engel- leyen önemli bir kontrol mekanizmasıdır.

•  Akson ucundan salınan nörotransmitter madde impulsun iletimini sağlıyorsa kolaylaştırıcı si- naps, impulsun diğer nörona geçişini engelliyorsa durdurucu sinaps adını alır.

•  Kolaylaştırıcı sinapslarda nörtransmitter maddeler diğer nöronda Na+ iyonunun hücre içine geçişini sağlarken, durdurucu sinapslarda ise K+ iyonunun hücre dışına çıkışını sağlayarak impulsun geçişini durdurur.

Nörotransmitler maddeler; asetilkolin, adrenalin (epinefrin), nöradrenalin (nörepinefrin), dopamin, histamin, serotonin gibi kimyasal moleküllerdir.

Dikkat

Önemli bilgiler;

1. Sinapslarda impulsun hızı azalır.

2. Nöronlarda impuls elektrokimyasal olarak iletilir- ken sinapslarda ise kimyasal olarak iletilmektedir.

3. Sinapslarda salgılanan nörotransmitter madde- nin çeşidi ve miktarına bağlı olarak impuls sayısı değişebilir.

4. Sinapsa gelen her impuls karşı nörona geçmez.

Sinir sisteminde uyartının taşınmasında etkili olan sinapsın yapısı şekilde gösterilmiştir.

Sinaptik kese İmpulsun

iletim yönü

Sinaps boşluğu

Reseptör

Bu yapıda, uyartının aksondan dendrite doğru iletilmesinde;

I. Uyartının sinaps bölgesine akson tarafından getirilmesi

II. Nörotransmitterlerin akson ucundaki kesecikler- de üretilmesi

III. Sinir hücresinde uyartının dentritten aksona doğru taşınması

durumlarından hangileri etkilidir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) II ve III E) I, II ve III

Örnek 14

E Çözüm

(17)

Sinir Sistemi İNSAN SİNİR SİSTEMİNİN BÖLÜMLERİ

Merkezî sinir sistemi

Çevresel

sinir sistemi Somatik

sinirler Otonom sinirler

Sempatik sinirler Parasempatik sinirler Duyu bölümü

Omurilik

Beyin Orta beyin

Arka beyin Ön beyin

Uç beyin Ara beyin

Beyincik Omurilik soğanı Pons

Motor bölümü

Talamus

Hipotalamus Epitalamus

SİNİR

SİSTEMİ

Merkezi Sinir Sistemi

•  Sinir sisteminin temel kısmı merkezi sinir sistemi- dir.

•  Merkezi sinir sistemi beyin ve omurilikten meyda- na gelir.

•  Beyin ve omurilik ara nöron ve motor nöronların hücre gövdelerinden oluşur.

•  Merkezi sinir sistemi uyaranlardan alınan uyarıla- rın değerlendirildiği yerdir.

•  İç organlardan ya da duyu organları ile dış çev- reden ulaşan uyarılar beyinde değerlendirilir ve anlamlandırılır.

•  Omurilik ise refleks davranışlarında etkindir ve beynin bu sürece doğrudan katkısı yoktur.

•  Omurilik sayesinde ani uyarılar hızlı bir şekilde de- ğerlendirilir ve hızlı şekilde cevap iletilir.

•  Merkezi sinir sistemi kısımları üç katlı zar ile çev- rilidir.

•  En dışta sert zar, ortada örümceksi zar ve en altta ise ince zar bulunur.

•  Beyin dışta kafatası kemikleri ile korunur ve bu ke- mikler sert zar ile yapışık durumdadır.

•  Omurilik ise omurga kemikleri ile korunur. İçeri- sinde boşluk bulunan yıldıza benzeyen 33 omur kemiği üst üste dizilerek omuriliğin girdiği kanalı oluştururlar.

•  Kafatası kemikleri hareketsiz iken omurga kemik- leri yarı hareketlidir.

Sert zar Örümceksi zar

İnce zar Beyin

•  Örümceksi zar, sert zar ile ince zarı bağlar. Yapı- sında bağ dokudan oluşmuş lifler bulunur. İnce zar ise yapısında bulunan kılcal damarlar sayesinde beyni ve omuriliği besler. Örümceksi zar ile ince zar arasında beyin-omurilik sıvısı (BOS) bulu- nur. Beyin omurilik sıvısı beyin ve omuriliğin iyon dengesini sağlar, darbelere karşı koruma sağlar ve nöronlar ile kan arasındaki madde alışverişini düzenler.

(18)

Sinir Sistemi

I. Beynin tüm kıvrımlarını sararak taşıdığı kan da- marları sayesinde beynin oksijen ve besin ihtiyacı- nı karşılar.

II. Kafatası kemiğine yapışık olan bu zar bağ do- kudan oluşmaktadır.

III. İki zarı birbirine bağlayan ince bağ dokusu iplik- lerinden yapılmıştır.

Beynin etrafını saran üç katlı zar sisteminin bazı özelikleri yukarıda verilmiştir.

Görevleri verilen beyin zarları aşağıdakilerden hangisinde doğru eşleştirilmiştir?

I II III

A) İnce Sert Örümceksi

B) Sert Örümceksi İnce

C) İnce Örümceksi Sert

D) Sert İnce Örümceksi

E) Örümceksi Sert İnce

Örnek 15

A Çözüm

•  Beyin ve omuriliği saran bu üç katlı yapı menen- gis adını alır ve iltihaplanması sonucu menenjit hastalığı meydana gelir. Menenjit özelikle çocuk- larda soğuk algınlığı belirtilerine benzer şekilde başlayan ve yüksek ateşle seyreden bir hastalıktır.

Tedavi edilmediği veya tedaviye geç kalındığı za- man beyin hasarı yaratan hatta ölümle sonuçlana- bilen önemli bir hastalıktır.

•  Menenjit hastalığı gibi bazı hastalıklar BOS’tan alınan numune ile teşhis edilir. BOS, multipl sk- leroz (MS), ensefalit ve ADEM (akut dissemine ensefalomyelit) gibi hastalıkların teşhisinde kulla- nılan bir sıvıdır.

Sağlıklı Menenjit

1. Beyin

•  Dıştan bakıldığında girintili çıkıntılı yapıda görülen ve iki parçanın birleşimi gibi olan beyin üç kısımda incelenir. Ön beyin, orta beyin ve arka beyin. Ön beyin ise uç beyin ve ara beyin olarak iki kısımda incelenir.

•  Beyin kısımları hem yapısal hem de işlevsel ola- rak farklılıklarından ötürü belirlenmiştir. Ancak be- yin bir bütün olarak işlev gören bir organdır.

Beyin yarım kürelerinden birisi çıkarılan canlılar yaşamlarına devam edebilir.

Dikkat

Ön beyin

Arka beyin Uç beyin Ara beyin

Talamus Epitalamus Hipotalamus

Orta beyin

Hipofiz bezi Omurilik

Pons Beyincik

Omurilik soğanı

a. Ön Beyin

•  Ön beyin, beynin en büyük bölümüdür.

•  Uç beyin ve ara beyin olmak üzere iki kısımdan oluşur.

(19)

Sinir Sistemi a.1. Uç Beyin

•  Sağ ve sol iki yarım küreden oluşur.

•  Genellikle sol yarım küre vücudun sağ tarafından gelen uyarıları alır ve kontrol eder, sağ yarım küre vücudun sol tarafından gelen uyarıları alır ve kont- rol eder.

•  Beyin yarım küreleri, üstten nasırlı cisim ve al- tındaki beyin üçgeni adı verilen sinir demetleri ile birbirine bağlanır.

•  Beyin yarım kürelerini enine bölen derin yarığa ro- lando yarığı denir.

•  Uç beyinde dışta boz madde, içte ise ak madde bulunur. Dıştaki boz madde miyelinsiz nöronların gövdelerinden oluşurken, içteki ak madde ise mi- yelinli nöronların aksonlarından meydana gelmiş- tir.

•  Uç beynin dıştaki boz maddesi girinti (sulkus) ve çıkıntılara (girus) sahiptir. Bu sayede yüzey alanı genişlemiş olan bu kısıma beyin kabuğu ya da beyin korteksi denir.

•  Beyin kabuğunda tüm duyu organlarından gelen uyarıların anlamlandırıldığı kısımlar vardır. Bu sa- yede görme, işitme, koklama, tatma ve hissetme gibi duyular oluşur. Beyin korteksi duyu organları ile aldığı uyarılar sayesinde anlama ve kavrama sonucu belleğe yerleştirme, hatırlama suretiyle bellekten geri çağırma, muhakeme etme, hayal etme, yaratıcı düşünme, eleştirel düşünme vb. bi- linç özelliklerine sahip olan ve zeka olarak adlan- dırılan yapıya sahiptir.

Beyin kabuğunda; istemli hareketlerin kontro- lü, beş duyunun alınıp değerlendirilmesi, öğ- renme, hafıza, zekâ, bilinç, yazma, konuşma gibi merkezler bulunur.

•  Beyin kabuğunun sağ ve sol kısımlarının yönettiği işlevler de birbirinden oldukça farklıdır. Beynin sol yarım küresi mantıksal süreçleri kontrol ederken, beynin sağ yarım küresi ise hayal gücü, yaratıcılık gibi işlevleri yönetir.

Beyin kabuğu zarar gören kişilerde yaşamsal faali- yetler devam ederken istemli hareketler yapılamaz.

Bu insanlar bitkisel hayatta kabul edilirler.

Dikkat

Şekilde sağ el boks eldiveninin soldan bakıldığın- daki görüntüsü beyin kabuğunun şekline benzetile- bilir. Boks eldiveninin parmak kısımları ön lob, elin arkası yan lob, başparmak kısmı şakak lob ve bilek kısmı ise arka lob olarak konumlanabilir.

Dikkat

Ön (Frontal) Lob: Alnımızın hemen arkasında bulu- nan ön lob şu işlevlerden sorumludur:

–  İstemli hareketler –   Konuşma ve yazma –  Koku alma

–   Hissetmek ve planlama yapmak –   Tahmin, karar verme, problem çözme –   Kişilik oluşumu

–  Kısa dönemli bellek (hipokampüs ve amigdala et- kisi ile uzun dönemli bellek oluşur.)

(20)

Sinir Sistemi

Beyinde ara beyini çevreleyen ve beyin korteksi- nin altında limbik sistem bulunur. İlkel (sürüngen) beyni olarak adlandırılan bu kısımda amigdala ve hippokampüs yer alır. Amigdala tehlike anında ya kaç ya da savaş kararını veren kısımdır. Hip- pokampüs ise geçici hafızanın kalıcı hafızaya dö- nüşmesini sağlar.

Dikkat

Yan (Parietal) Lob: Ön lobun hemen arkasında yer alan yan lobun görevleri şunlardır:

– Talamustan gelen dokunma, basınç, ağrı ve sıcak- lık bilgilerini alır.

–  Tat alma

– Lisan öğrenme (ön lob ile birlikte) –  Okuma

Şakak (Temporal) Lobu: Şakak lobu kafanın yan tarafında şakak bölgesinde yer alır ve görevleri şun- lardır:

– Duyma

– Konuşulanı anlama

– Yüz ifadelerinden duyguları çıkarma ve duygusal anı (Temporal lobun bir çekirdeği olan amigdala- nın görevi)

– Konuşmada ön lob ile birlikte çalışır. Konuşulanı anlamayı sağlar.

Arka (Oksipital) Lob: Arka lob yan lobun arka kıs- mında yer alır ve işlevleri şunlardır.

– Görme ile ilgili verileri alır ve işler.

–  Hareketleri algılar.

– Görme ile ilgili deneyimleri konuşmaya aktarma için gereklidir.

a.2. Ara Beyin

•  Ön beynin ikinci kısmı ara beyindir.

•  Ön beyin ile orta beyin arasındadır.

•  Ara beyin talamus, hipotalamus ve epitalamustan meydana gelir.

Talamus Hipotalamus

Epitalamus

•  Koku duyusu hariç diğer duylardan gelen uya- rıların iletildiği kısım talamustur. Talamus duyu organlarından gelen impulsları uç beyinde ilgili merkeze yönlendirir. Uyku ve uyanıklık durumunu da kontrol eden talamus beyin korteksi gibi uyku durumunda aktif değildir.

•  Hipotalamus homeostasiden (iç denge) sorumlu- dur.

•  Hipotalamus salgıladığı GnRh hormonu vasıtası ile hipofizi uyarır ve hipofizin ön lobundan birçok hormonun salgılanmasını sağlar. Bu hormonlar birçok sistemin işleyişini kontrol eder. Aynı zaman- da oksitosin hormonu ve ADH (antidiüretik hor- mon) üretir ve hipofizin arka lobunda bu hormon- lar birikir. Gerektiği zaman hipofizin arka lobundan salınan bu hormonlar vücut işleyişinde görevlerini yerlerine getirirler.

•  Genel olarak hipotalamus şu işlevlerden sorumlu- dur.

–  Homeostasiyi sağlar.

–  Vücut ısısını sabit tutar.

– Kan basıncını dengeler.

– Kalp atış hızını ayarlar.

–  Karbonhidrat ve yağ metabolizmasını düzen- ler.

–  Biyolojik saati düzenler.

–  İştahı düzenler.

–  Su ve iyon dengesini düzenler.

–  Stres ve heyecanı düzenler.

– Üremeyi kontrol eder.

– Dişilerde meme bezlerinden süt salgılanması- nı sağlar.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kız öğrencilerde: Gri ceket, beyaz gömlek, siyah kravat, siyah etek, siyah renk okul çorabı, ya da siyah pantolon, takım elbiseye uygun koyu renk ayakkabı.

• Moja przyjaciółka siedząc przed komputerem spędziła cały wolny czas.. • Czekając na wyniki egzaminów byłem

Önceden ilkel funguslar olarak bilinen Myxomycota ve Plasmodiophoromycota grubu funguslar şimdi Protozoa alemi, Oomycota grubu funguslar Chromista alemi içerisinde fungus

• Kortekste iki yarım kürenin birbiriyle haberleşmesini corpus callosum (sinir ağı demeti) sağlar. • İstemli hareketler, öğrenme, akıl yürütme, iradeyi kullanma,

ġiir Bilgisi Tanzimat Dönemi Ģiiri genel özelliklei ve sanatçıları Servetifünun Dönemi Ģiiri genel özellikleri ve sanatçıları Milli Edebiyat Dönemi

uyguladığımız kuvvet ise etki kuvveti olarak isimlendirilir. Herhangi bir yüzeyde yüzeye dik etki eden etki kuvvetinin büyüklüğü ile tepki kuvvetinin büyüklüğü

Fencebir Yayınları, eğitim-öğretim hayatımızdaki değişim ve gelişmelere bağlı olarak kendini sürek- li, yeniliklere açık tutmayı ilke edinmiştir. Bu doğrultuda

Elektrik devrelerinde iki nokta arasındaki potansiyel farkı ölçmeye yarayan devre elemanına voltmetre denir.