Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığında (KOAH) Beslenme
KOAH;
bronşit ve amfizem ile karakterize, anormal inflamatuar yanıtla ilişkili,
ilerleyici,
geri dönüşümsüz,
hava akımı kısıtlanması ile karakterize sistemik bir hastalıktır.
Hastalığın kronik bronşit ve amfizem olarak 2 ana grubu bulunmaktadır.
Belirgin semptomları;
• nefes darlığı,
• kronik öksürük,
• balgam çıkarmadır.
Hastalığın en önemli özelliği alevlenmeler
Hastalıktaki alevlenmeler ve solunum yetersizliği gelişimi, hastane başvurularını ve sağlık harcamalarını artırmaktadır.
KOAH; üretim kaybına ve yaşam kalitesinde azalmaya neden olmaktadır.
3 risk faktörünün KOAH gelişimindeki rolü
1. Sigara
2. Mesleki/çevresel toz ve dumanlarla karşılaşma
3. Kalıtsal α-1 antitiripsin eksikliğidir.
Beslenme ile İlişkili Sorunlar
Kronik akciğer hastalarının pek çoğunda beslenme bozukluğuna rastlanmaktadır.
Hastaların beslenme durumunu;
İştah kaybı
GİS bozuklukları
Solunum yetersizliği ile besin alımının azalması
BMH’nın artması
Besinlerin termogenezinde artma
Sistemik inflamasyon
İlaç tedavisi etkilemektedir.
KOAH' ta hem şişmanlık, hem kilo kaybı hastalığın genel özelliğidir.
Şişmanlık;
Hastalarda solunum kapasitesinin azalması ve günlük aktivitelerin kısıtlanması,
enerji harcamasının ve ileri yaş nedeniyle enerji gereksiniminin azalmasıyla
aşırı kilo
Egzersiz kapasitesini ve yaşam kalitesini azaltmaktadır.
Beslenme Yetersizliği;
Poliklinikte izlenen KOAH'lıların % 25'inde, hastanede tedavi edilenlerin % 50'sinde malnütrisyon saptanmıştır.
Akut solunum yetersizliği ile seyreden kritik KOAH hastalarında bu oran % 60'a ulaşmaktadır.
KOAH'lı olgular tedavi programına alındıkları andan itibaren;
beslenme durumlarının değerlendirilmesi,
uygun beslenme programlarının düzenlenmesi
bu programların aralıklı olarak kontrol edilerek diğer tedavilerle birlikte beraber yürütülmesi
gerekmektedir.
Beslenme Tedavisi
Protein, yağ ve karbonhidratın vücutta enerjiye dönüşmesinde, oksijen tüketilir, karbondioksit üretilir.
Açığa çıkan karbondioksitin kullanılan oksijene oranı solunum katsayısı (RQ) değerini verir (R= VC02/V02).
Karbonhidratların enerjiye dönüşümünde en fazla, yağların enerjiye dönüşümünde ise en az C02 oluşmaktadır.
Karbonhidrattan zengin bir diyet daha fazla C02 üretimine neden olduğundan RQ değeri de yüksek çıkacaktır.
Beslenme planında;
a) C02 oluşumunu ve RQ'yu düşürmek için yağ tüketimi artırılmalı, karbonhidrat alımı azaltılmalıdır.
b) Enerji gereksinimi doğru belirlenmelidir.
Aksi takdirde C02 üretimi, metabolizma ve ventilasyon artar.
Karbonhidrattan elde edilen aşırı enerjinin hiperkapniye ve solunum yetersizliğine neden olabilmektedir.
Glukoz kullanımına bağlı olarak VC02 artması, yağlara oranla RQ'nun yüksek olması yanında, aşırı glukozun lipogeneze neden olması
KOAH'ta akut faza geçişi hızlandırabilir ya da ventilatörden ayrılma süresini uzatabilir.
Aşırı miktarda glukoz verilmesi sonrasında okside olmayan glukoz yağ olarak vücutta depolanır.
Karbonhidrat:
Pozitif azot dengesi sağlanmalıdır.
Kas kaybını ve azotemiyi önlemede önerilen miktar 1,5-2 g/kg'dır.
(%15-20)
Protein:
Diyet enerjisinin %35-40’ı yağlardan gelecek şekilde ayarlanır.
Intravenöz lipit solüsyonlarının solunum fonksiyonları üzerine etkileri?
Yağ:
PUFA
Omega 3
DHA
EPA
0mega 6
AA
KOAH hastalarında inflamasyonu önleyerek olumlu etki gösterdiği
belirlenmiştir.
Mikrobesin Ögeleri:
Süperoksit dismutaz,
Glutatyon enzimleri
Hematopoesiz
İmmün sistem hücrelerinin sentezi ve aktivasyonu
Akut faz proteinleri
KOAH’lı hastaların Mg yetersizliği oluşabilir.
Mg/Ca dengede olmalıdır.
(250mg / 800,1000mg)
KOAH’lı hastalar Zn yetersizliği açısından risklidir (12-15 mg).
Anabolik aşamada hipofosfatemi olabilir. Bu nedenle P ek olarak verilebilir (800-1000 mg).
Günde 2-3 litre sıvı tüketmeleri önerilmektedir.
Sıvı
Enerji
CHO: %40-45 (%5-10)
YAĞ: %35-40
PROTEİN: %15-20
Diyet Bileşimi