Dikili Belediyesi’nin işlettiği jeotermal enerji kaynağından altın cevheri akıyor. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Çevre Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yapılan incelemeye göre, Kaynarca bölgesindeki jeotermal su kuyularında bulunan suyun 1 litresinde 4.9 miligram altın bulunuyor.
Uluslararası bilim çevreleri jeotermal akışkandan biyolojik yöntemlerle, siyanür kullanmadan altın elde edilebildiğini ortaya koyuyor. Kaynarca bölgesi Türkiye’nin en büyük jeotermal enerji sahalarından birisi olarak kabul ediliyor. Önceki deneyimler ABD ve Japonya’da, Dikili’dekine benzer gelişmelerin yaşandığını gösteriyor. ABD Nevada’da ve Japonya’da göllerden, denizden, jeotermal sahalardaki su kaynaklarından siyanür kullanmadan altın elde edildiğine ilişkin örnekler bulunuyor.
Belediye değerlendirecek
Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven gelişmeleri, “Demek ki, siyanür liçi yöntemi kullanmadan, çevreyi ve canlı sağlığını tehdit etmeden de altına ulaşılabiliyormuş” sözleriyle değerlendirdi. Özgüven, Kaynarca bölgesinde yer alan jeotermal kuyulardan aldıkları su örneklerini analiz ettirdiklerini belirterek “Dikili’deki jeotermal kuyulardan altın çıkıyor. Şimdi biz Koza Altın AŞ’ye diyoruz ki, siyanür kullanmadan da altın elde edilebiliyormuş. Hiç kimseyi zehirlemeden de altına ulaşılabiliyormuş. Bilim insanlarıyla görüşeceğiz ve Dikili’de, cazibe kaynağıyla ulaşılan altını ekonomimize kazandırmanın yollarını arayacağız” dedi. Özgüven, jeotermal kaynaktan elde elde edilen altının
binlerce ton kayayı parçalamadan, siyanür liçi kullanmadan, zehirli atık havuzları oluşturmadan, ağaçları kesmeden doğada kendisini gösterdiğini vurgulayarak “Dikili’deki jeotermal kaynakta, bir litrede bulunan altın oranı adı geçen ülkelerdekinden fazla. Amaç çevre ve insan sağlığına zarar vermeden, geriye zehirli atık depoları, siyanür barajları bırakmadan altın çıkarmak ve halkın zenginliği olarak kullanmak” diye konuştu.
OZAN YAYMAN Cumhuriyet 03.03.2009