• Sonuç bulunamadı

Ef^ou^ - M] MİMAR SİNAN

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ef^ou^ - M] MİMAR SİNAN"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MİMAR SİNAN

— A. Süheyl —

Sinan, devlet devairinde yazıcılık ile müstah- dem Mennan isminde bir zatın sulbünden kayseri- yede 28 mayıs 1490 da doğmuştur. Büyük babası Toğan Yusuf ağadır, Bu malûmat bir buçuk asır evvel Edirnede yazılmış ve bugün aslı Edirnede doktor Rifat Osman beyde mevcut el yazması bir eserden müstahreçtir. Bu risalenin resmini dercetti- ğimiz bir sahifesi böyle yazıyor:

[Edirne Selimiye camiini inşa eden üstadı kârdan Sinan bin Abdülmennan ağa yüz seneden ziyade muammer olmuş bir piridiyanetsemirdir ki Edirneye geldikçe büyük pederim saray atik kethüdası Ap- dullah ağanın mirimiran mahallesindeki hanesine nüzul eylermiş. Bir gece de Lüle burğaz camişerifinin resim ve hesaplarını yazmış imiş, üstad Sinan bü- yük pederi Toğan Yusuf ağanın neccarlıkta üstat olduğunu ve genç yaşında büyük pederinin kârha- nesinde takım aldığını büyük pederime hikâye etmiş.]

Sinan 23 yaşında Istanbula gelerek marangoz- lukla iştigale başlamıştır. Kayseriyede bu esnade Is- tanbula sevk edilecek oğlanlar kafilesinin memuru bulunan zatın yazıcılığı memuriyetile gelen pederinin refakatile Istanbula gelerek marangozluk öğrenmiş, bilahare yeniçeri ocağına girmiştir. Büyük babası Toğan Yusuf ağanın dükkânında ilk defa maran- gozluğa heves etmiştiır.

• *

' A l t

'- ' • i * *»>

, ; J f \ - JtîV Y ^ T I ?

- — ~ ri

c - M]

w

JL* V V - f -

- — s C a '4U-

E f ^ o u ^

U f U İ m

Sinanın hayatına ait vesikalardan

Koca Sinan pek hudai nabit yetişmiş bir adam değildir. 918 de Istanbula geldikten 2 sene sonra İran seferine iştirak ediyor' Çaldıranda" bulunuyor, 922 de mısırdadır, 927 de Belgrada, 929 da Rado- tedariki ve teferrüatı içün her mevkiin hususiyetlerinin de düşünlmesi icabeder. Sinan mimarlığın bu en müşkül cephesini yetiştirdiği müteaddit (mimar halifeleri) vasıtasıle başarabilmiştir. Bu zevattan şun- lar öğrenilmiştir.

(Mimar Ramazan ağa — Bosna ve havalisinde), (Mimar Hüsam kalfa — İstanbul havalisinde), ( Mimar Süleyman ağa — Edirne inşaatında), (Mimar İsa ağa — Sinan ağa — İstanbul inşaatında), (Mimar küçük Yusuf ağa — Rumeli taraflarında). Bursalı Tahir bey merhumdan öğrendiğime göre mimar koca Sinan ağa halifelerinden olduğu mezarı kitabesinde yazılmış olan küçük Yusuf ağa 1201 de Sirozda vefat etmiş ve merhum bu kitabeyi orada görmüştü. İşte Sinan ekolünü yaşatan simalardan bazıları. Bu üstatların daha pek çok olması da pek çok muhtemeldir. Eslaf arasında büyük dahinin hiç bir mütefekkir ve alimi Evliya çelebi kadar hürmetkârı olmamıştır. Hatta: [Mimar şöhretşıar, binayi zi- iktidar, mühendisi darülkarar koca mimar Sinan ağa) diye tavsifi pek canlıdır. Bu mukayeseli cetvelin Pek çok senelerin hizaları boşdur; bu cetvelin tevsii ve berayi tetkik Sinan asarının tesbiti şumullü nıesaiye merbut ve muhtaçtır. Ümit ve rica olunurki kıymettar (Mimar) ın gelecek seneki nüshasında

u cetvelin zengin bir zeyli konulmuş ola. Edirne 19 Mart 1931

Tosyevizade: Dr. Rifat Osman

(2)

sa gidiyor. 933 te Macaristandadır. 941 de Buğdan, 943 van. 944 İtalya ve 945 tekrar Buğdan seferle- rinde hazır bulunmuş ve bu seyahatlerinde her tar- zı mimariyi tetkik etmiştir. Sinan çok eser görmüş, bunları birbirine meze ederek bir halita değil, oriji- nal bir mimari yaratmıştır.

Bu gün onun eserlerindeki sadelik ve güzelliği tavsif etmek güçtür. Sinan hiç mukallit değildir.

Eserlerini ilmi bir tarzda tesbit etseydi, yalınız Sainin tercümei haline kalmasaydık onun ne yapmak istediğini gördüğümüzden daha eyi anlayabilirdik.

Sinan yalınız bir şehri tezyin ile kalmamış, Ana- dolu ve Rumelinin her tarafını eserlerile doldurmuştur.

Sinan bir iş sipariş aldığında evvela resimlerini yapar, sahiplerine gösterir ve elindeki projeler dairesinde işini ikmal ederdi. Klâsik bir mimarimi- zin vucut bulduğu Sinan devri gelişi güzel olmamış- tır. Bunu doğuran amiller arasında milletin o zaman- ki refahı, kadirşinaslığı ve türkün bedayiperestliği büyük rol oynamıştır. Sinan başka bir devirde gelseydi bu kadar nefis eserler yapamazdı. Si- nan o devir içün yaradılmıştır. Sinanı yetiştirmek içün bu kadar şaşaalı bir asra lüzûm vardı.

İtilâ devirlerimizin en büyük simalarından biride şüphesiz Sinandır. Sinan filân filân kimselerin zama- nında değil, filân ve filân Sinanın yaşadığı asırda yaşadı demek daha muvafıktır.

Mimar Sinan Mescidi—Yenibahçe

Sinan yalınız dinî mimarimizin inkişafına hizmet etmedi. İşte yaptığı içtimai binaların adedi 500 ü geçer. Hanlar, kervansaraylar, medreseler, hastaha- neler, imaretler, çeşmeler, sebiller, hamamlar, su bentleri, kütüphaneler, çarşular, köprüler hemen Rumeli ve Anadolunun en güzel yerlerini süsleyen eserlerdir. Bundan hariç Sinanın yaptığı saraylar zaman ekâbirine ait olanlarda dahil olduğu halde kendi hesabınca33 tür. Bu hesaptan hariçte birçok vardır. Bunlarda diğer saraylardaki ilâveleri sayma-

yorum. Sinanın saraylarından usuli mimarii Osmani- ye göre eski yalı köşkü ve beşiktaş kasrı da vardir.

Yalı köşkünün divarları hep çinilerle örtülü idi.

Bunların hiç biri bu gün mevcut değildir.

Bunların ne şekilde olduklarını bilmiyoruz. Lâ- kin tezyinatı hakkınde camilerdekini nazarı itibara alarak bir fikir edinebiliyoruz.

Sinanın askerî mimarlığı da muvaffakiyetle do- ludur. Bilhassa gençliği bu gibi inşaatla geçmiştir.

Buğdan seferinde Prut üzerine tutturulması güç olan köprüyü Sinan yapmıştır. 952 ye kadar askeri

vazifesi sürüyor.

Seferleri esnasında gittiği şehirlerde Sinanı faal görürüz. Macaristanda camiye tahavvül eden kilise- leri zarif minberlerle süsleyen, lsterğonda kızıl elma camii minberini yapan keza Sinandır.

Hele su yollarıle Istanbula ettiği hizmet ne bü- yüktür. Kırk çeşme suyunu getirüp her tarafı güzel

(3)

ve sade çeşmelerle süsleyen hep Sinandır. Sinanın eserlerini görmek içün istanbula gelmek icap etmez, tşte Rumelinin elimizde kalan belli başlı şehirleri, Anadolunun da mühim şehirleri Sinanın eserlerile doludur. İşte Gebze Sinanın bir mamuresidir. Sinan Gebzeyi yeni baştan yapmıştır. Orada öyle kıymetli eserler vardır ki insan vüsati karşısında hayran kalır. Ne kadar caht olunsa Sinanı böyle bir kaç sahifeye sığdırmak kabil olmaz, zira onun yıkık bir medrese divan mühim bir esere tetkik mevzuudur.

Türkiyada her şehir Sinanla iftihar etmekte haklıdır.

* * *

Sinan hayatında yalınız çalışmamış, Sai gibi nakışlar, İbrahim gibi alçı camda mahir ustalar bulmuş ve daha sonra sıra ile hassa mimarlıklarına geçen Sinanın halefi mimar Davut, dalgıç Ahmet ça- vuş, Mehmet ağa hep Sinan zamanında yaşamışlardır.

Bunların bilahare en büyük mimari makamlara geç- tiklerini düşünerek Sinanla beraber çalışdıkla rina hü- küm olunabilir. Sinan zamanında çok büyük üstad- ve kalfalar yetiştirmiştir. Bunlar Anadolunun ve rumelinin her tarafında Sinan tarzında eserler vucu- de getirmişlerdir. Sinan ayni zamanda uzak mesafe- deki bir çok şehirlerde inşaata başladığından hep bu yetiştirdiği adamları oralara projelerle göndere- rek bu vasi işi başarmıştır. Zira hayatının son elli senesinde bir insan bir yerde beşyüz eser vücude getirebilir. Fakat Süleymaniye gibi bazısı en aşağı 8-10 senede biten eserler ve uzak şehirlerde yapılan bina- ların ne kadar çok zaman süreceklerini düşü nürsek Sinanın bu kudretine hayran olmamak kabil değildir.

Şüphesiz ki Sinanın bu muvaffakiyetinde arka-

daşları amil olmuştur. Sinanın yetiştirmelerinden mi- mar Yusuf Moğol Padişahlarının meşhur saraylarını yapmışdır.

» * *

Sinan bu kadar velût ve bahtiyar bir mimar değilmi?evet öyledir. Lâkin her zamanda en çok yıkılan eserler yine Sinanındır. Sinanın bu yüzlerce eserinin bugün belki yarısı şöyle böyle payidar kal- mıştır. Camiler en mamur ve payidar eserleridir.

Medreseleri halâ harap ve ötede beride istifadesiz- durmakta ve dolaysile harap olmaktadır. Hamam ların çoğu icareteyne tahvil olunarak bir takım kimselerin elinde kalmış ve bir çoğu yıkılmıştır.

Camiler müstesna olmak üzere Sinanın diğer eser- lerinden hanlar, kervansaraylar, medreseler, imaret- ler, darüşşifalar, sebiller, çeşmeler, hamamlar çok

ihmal olunmuştur. Bunların mühim bir kısmıda haraptır. Ohalde Türk gençliğine ve mimarları- mıza mühim vazifeler düşüyor.

Sinan için Sainin tezkeresi yeniden ilâvelerle ve resimli olarak basılmalıdır. Sinanın büyük eserleri tespit olunmuştur. En ziyade gözden kaçan küçük eserleridir. Bunlar bilhassa tetkik ve tesbit olun- malıdır. Koca Sinanı sevenler için bu bir borçtur.

Sinanın ecdadın her feth ettiği diyarda yapdığı eserler oraların Türklere ait olduğunu ispat eden tapo senetleridir. Daha doğrusu o yerlerin mühürleri- dir. Türk her gittiği yerden çapolçulukla dönmemiş oralara medeniyet ve irfan da götürmüştür. Bu me- deniyetin ta Macaristan ovalarına kadar gitmesinde Sinan da büyük amildir. Biz oralara gitmekle Avru-

panın medeni sahada tarakkisine çok himmet ettik.

Sinanın mezarı. Süleymaniye

Referanslar

Benzer Belgeler

YAVUZ Sultan Selim’den sonra tahta oturan Sultan Süley­ man devrinin başlarında, Mimar Ali Usta ölünce, Lütfi Paşa'nuı tavsiyesiyle koca Sinan Sermîmarlığa

Gündoğdu Akkor dergiler hazırlıyor, resim yapıyor durmadan, Bilkent tepeleri gibi yeşeriyor, renkleniyor duvarları, inci Akkor da seramik, resim çalışmalarından sonra

Tankut Centel, İş Güvencesi Kanunu (Konferans Notları), Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası Yayını, İstanbul 2003, s. maddede ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş

Şimdi, dünyanın en eski kubbe sistemlerinden biri olan Aya- sofya ve Süleymaniye yapı sistemleri ara- sında bir mukayese yapalım: H e r ikisi, plân bakımından merkezî bir

E ğitim-Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol basın toplantısında şöyle dedi; “Eğitim Sen olarak, sürgün kararının hukuki dayanağı olmadığını, tamamen siyasi nitelikli

Bugün Japonya’nın güneyinden Endonezya’ya, Avustralya’nın kuze- yinden Yeni Kaledonya’ya kadar uza- nan kıyı bölgelerinde, 10-40 metre derinlikteki kayalık

2005 yilrndan itibaren hem kamu kesiminin hem de ozel sektorde galrganlann reel ricrederinin enflasyon de$ederinin altnda seyrettigi anlagilmaktadrr, 2001,- 2010 donemi igerisinde

Irak ’ta "Kasaidi Muhtar-ül Meşher ül - Türk-ül Muasır”, yani Çağdaş Türk Şiirinden Seçmeler kitabını bıraktım.. (Türkmen Türkçesinde ‘bıraktım