İlk Heykel Sergisi
Elif Naci
Michel-Ange Floransa dağlarına bakarak
« kocaman bir çekicim olsa şu dağı yontup bir heykel yapmak isterdim.» demiş. Parmaklarının arasında yirmi beş faniyi ezecek imiş gibi gelen lâyemut Musayı yaratan Michel-Ange, böyle söyliyebilir. Zühtüün alay köşkünde teşhir ettiği heykeller? bu devasa eserlerin yanında gerçi bi- rer bit' ve göbeğine kadar sakalı olmıyan Zühtü renesans kahramanının topukları hiza- sında bir cücedir. Fakat asırların üstüste koy- duğu tekâmül irtifaında elinde ebuşuvarı, şu mahzun kadın heykelini muştalıyan Zühtü ile bir başkası arasında kıyas yapacak ve bir daha imtihanında ona iltimas ederek yüksek numara verecek vaziyette değilim. Ben, Zühtüyü met- hetmek için kalemi elime almadım. Sadece onun alay köşkünde teşhir ettiği bir avuç heykelin karşısında vecdimi ve kabiliyetine en çok inan- dığım bir san'atkâr olan onun bendeki intibaını kaydedeceğim. Gerçi alelumum heykellerde ne Yunanı kadimi, ne de onun yardakçılığını ya- pan Rönesans ağabeyleri görmek istemyien bir
•seyirciyim. Bununla beraber Zühtünün «Safo»
sunu beğendim. Gayet mevzun ve ahenkli omuz- ların üstüne fevkalâde zarif bir itina ile oturtul- muş küçücük başı, ince belinden aşağı taşan kalçaları ve ona tezat yapan kol ve bacak hatları biribirlerine okadar uygun, okadar ahenkli ola- rak konmuştur ki göze şayanı hayret bir ferahlık vermektedir. Bu heykelde başın, bel kısmı ile olan ahengine hayranlığımı söylerken çok ileri gitmek isterdim fakat Zühtü dostum olmasaydı.
İnsanlar, dostlarının eserleri karşısında da- ima söz söylerken daima garip bir tereddüt ile ürperirler. San'atkârın muvaffakiyetini söyle- mek, kanaatini izhar için mutlaka onun düş- manı olmak ta lâzım gelmez sanırım. Fakat
dost eserleri karşısında münakkidin bu ürperişi sebepsiz de değildir. Zira kariin gözbebeklerinde daima kıvrılan bir istifham vardır. Zühtü dos- tumdur. Fakat safo da güzeldir.
« Sabah » isimli heykeline birlikte bakalım.
Bu heykelin kusurlarını birlikte arıyalım. Ana- tomik zâfından başka ben bir kusur bulamadım.
Siz bulabilirseniz bilmem. Fakat bu heykel, kompozisyon itibarile harikadır dersem müba- lâğa etmemiş olduğumu sizde görürsünüz Yatmış kadın heykeli, « h ü z n » ü ifade için yontulmuştur. Zühtü, bu heykele doğrudan doğruya alçı üzerinde çalıştığını itiraf ediyor ve Zühtü bu müfrit cesaretinin cezasını da çek- memiş. değildir. Zira şu mahzun kadın bize form-ve anatomi sakatlıklarile istirahat halin- de pek mustarih görünüyor. Fakat hayır ben bu'kadını hüznünden tecrit ederek yalnız kom- c bakacağım. Vclüm ve hatların j ....^gerine tezadı itibarile bu eser insanı se- vincinden çıldırtacak kadar güzeldir.
Zühtünün portreleri harikadır. Zühtünün tayyare abidesi muvaffaktır. Zühtünün ka- biliyeti, velûdiyeti, Zühtünün san'at anlayış ve
" telâkkisi her türlü takdir ve sitayişin fevkinde- dir.-_
Bulunduğu vilâyetin meydanlarını süsle- mek için Kripell'lere Kanonika'lara abide sipa- riş eden bütün hüsnü niyet sahibi belediye re- islerine Zühtünün heykellerinin fotoğrafilerini ithaf ediyorum.
«Kusurlarımı söyleki dost olduğuna ina- nayım.» diyen Zühtüyü memnun etmek için onun hatalarını bulmak ve söylemek isterdim. Fakat kötü bir heykel ile onun da bana yardım etmesi icap ederdi.
Sııfo vo sabah
Yatmış kadın
Tayyare abidesi