• Sonuç bulunamadı

TRABLUSGARB, BİNGAZİ VE ON İKİ ADA MESELELERİ. Rumbeyoğlu Fahreddin / Mehmed Nabi Çeviren: Ünal TAŞKIN

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TRABLUSGARB, BİNGAZİ VE ON İKİ ADA MESELELERİ. Rumbeyoğlu Fahreddin / Mehmed Nabi Çeviren: Ünal TAŞKIN"

Copied!
21
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yıl 7, Sayı XVIII, ss. 739-759. Year 7, Issue XVIII, pp. 739-759.

DOI No: http://dx.doi.org/10.14225/Joh547

TRABLUSGARB, BİNGAZİ VE ON İKİ ADA MESELELERİ

Rumbeyoğlu Fahreddin / Mehmed Nabi Çeviren: Ünal TAŞKIN

Trablusgarb ve Bingazi vilayetleri 1553 yılında Turgut ve Sinan paşaların kumandası altındaki Osmanlı kuvvetleri tarafından fethedilmiştir. Turgut Reis’in vefatı üzerine Trablusgarb vilayetiyle devlet merkezi arasındaki ilişkiler zayıflamışsa da Trablus korsanları Akdeniz’de hakim olmuşlardır. Bu sebepten Avrupa devletleri donanmaları, Trablusgarb’ın vilayet merkezini bombalama teşebbüsünde dahi bulunmuşlardır.

1714 senesinde Karamanlı Ahmed Paşa fiilen bağımsızlığını ilan etmiş ve bölgede kendi hanedanının hüküm sürdüğü bir yapı oluşturmuştur. Fakat Osmanlı Devleti’nin üst hakimiyetini kabul etmiş, vergi ödeme ve hediye takdimi devam etmiştir.

XIX. yüzyılın başlarında Trablus hükümeti, ABD ile savaşa girişmiştir.

1801’de, ABD’nin 1796 tarihinden beri korsanlığa karşı ticaretin himayesi için vermekte olduğu 83.000 dolarlık verginin arttırılmasını talep etmiştir. Bu talep reddedildiği gibi ABD tarafından Trablus’u kuşatmak amacıyla deniz kuvvetleri bölgeye sevk edilmiştir. Dört yıl süren savaş neticesinde ABD Philedelphia fırkateyni ve kumandanı Kaptan William Benbrich ile birlikte tayfa esir edilmiştir. Savaş sırasındaki olayların en garibi ABD tarafından William Ayton kumandasında bir kuvvetin hazırlanıp bölgeye gönderilmesidir. Ayton 500 kişi ile İskenderiye’den hareket etmiş, çölü geçerek Amerikan savaş gemilerinin yardımıyla Derne’yi ele geçirmiştir. 3 Haziran 1805’te Trablus hükümeti isteklerinden vazgeçmiş fakat Philedelphia gemisinde ele geçirilen esirler için 60.000 dolar (tahminen 12.000 lira) tazminata karşılık barış imzalanmıştır.

Trablusgarb, Bingazi ve Cezair-i İsna Aşer Meseleleri, İstanbul, Matbaa-i Amire, 1334.

(2)

1815’te meydana gelen bazı korsanlık faaliyeti üzerine Amerika hükümeti tarafından Kaptan Benbrich ve D’Conor kumandasında sevk edilen donanma, tekrar Trablus’a saldırmış ve Trablus’u Amerikan isteklerini kabul etmek zorunda bırakmıştır. 1835’te Trablus’ta çıkan karışıklılık üzerine, Osmanlı Devleti müdahale etmiş ve bölgeyi doğrudan merkeze bağlamıştır.

1842 ve 1844 tarihlerinde meydana gelen kalkışmalar ise Osmanlı hükümeti tarafından derhal bastırılmıştır.

1881’de Tunus’un Fransızlar tarafından işgali üzerine Osmanlı Devleti tedbiren Trablus’taki asker sayısını arttırmıştır. 1889 tarihinde İngiltere ile Fransa arasında Orta Sahra’da Fransa nüfuzunun kabul edilmesinden sonra Trablus arazisi ile ilgili bir kısım anlaşmazlıklar ortaya çıkmış ve Fransa bölgeyi kendi nüfuzuna almak için yoğun çaba harcamıştır.

İtalya hükümeti öteden beri Tunus Eyaleti’ni ele geçirmek isteğinde olduğu halde 1881’de Tunus’un Fransızlar tarafından işgal edilmesi İtalya ile Fransa ilişkilerini gerginleştirmiştir. İtalya’nın üçlü ittifaka katılmasının da ana sebebini, Prens Bismark’ın manevrası sonucu bu durum teşkil etmiştir.

Berlin Kongresi’nden sonra Prens Bismark Fransız murahhaslarına, Fransa Tunus’u işgal edecek olursa Almanya’nın hemen onaylayacağını ve diğer Avrupa devletlerin de buna itiraz etmeyeceğini ima ettiği gibi İtalyan murahhaslarına da aynı doğrultuda sözler sarf etmiştir. İtalyanlar Tunus’un işgaline tereddütle bakarken Fransızların Tunus’u istila etmeleri, İtalya üzerinde büyük etki yarattı. O tarihten itibaren İtalyanların dikkati Trablusgarb’a kaydı.

Masuva ve Sevakin meseleleri ile İtalya’nın Afrika’da özellikle Habeşistan’da giriştikleri faaliyet, Trablus hakkındaki düşüncelerini ertelemişti. Fakat İtalya hiçbir vakit Trablus’un istilasından vazgeçmemekle birlikte, bu durumun Avrupa’daki etkisinden de çekinmiyor değildi.

Avusturya-Macaristan’ın Bosna Hersek’i ilhak etmesi İtalya açısından Trablus’u istila için haklılık sebebiydi. İtalya öncelikle Fransa ile görüşmelere başladı ve Fransa’nın Fas’taki faaliyetlerini onayladığı gibi desteğini de açık etti. Hatta İngiltere’ye resmen olmasa da böyle bir durumda itiraz etmeyeceğini anlattı.

Rusya imparatoru ile İtalya kralı arasında 1909 Teşrin-i Evvel’i başlarında Rakotiçi mülakatında, Hariciye Nazırı İzovelski İtalya’yı kendi tarafına çekmek ve ilerde Avusturya-Macaristan ile muhtemel bir savaşta ondan ayırmak için İtalya’nın Trablusgarb hakkındaki düşüncelerini onaylamaktan

(3)

İtalya’nın o sıralarda müttefiki olan Almanya ise Tarblusgarb’da doğrudan bir menfaati olmadığından Trablus’un İtalyanlar tarafından işgalinden dolayı ittifak meselesini ihlal etmeyeceği aşikârdı.

Avusturya-Macaristan’a gelince zaten Bosna Hersek meselesinden dolayı İtalya’nın Trablus’u istila etmesine muhalefet etmeyeceği Roma kabinesi tarafından biliniyordu.

İtalya, böylece büyük devletlerin desteğini aldıktan sonra Trablusgarb’ı benimsemişti. Roma Bankası orada arazi satın almaya ve İtalya Konsül Generali bir sömürge valisi gibi iç işlere müdahele etmeye başlamıştı.

1909’da Mebuslar ve ileri gelen siyaset adamlarının katılımıyla gerçekleşen gizli bir toplantıda Trablus’un istilasına karar verildi. İlk olarak basın-yayın, halkı böyle bir teşebbüse hazırlarken diğer taraftan hükümet gerekli tedbirleri alıyordu.

İtalya hükümeti, Osmanlı Devleti’nin iç işlerine hiçbir şekilde yabancı bir devletin müdahalesini hoş görmeyeceğini bildiğinden, 29 Eylül 1911’de bir ültimatomla Osmanlı Devleti’ne savaş açmış ve Trablus’a girmiştir.

Trablusgarb vilayetiyle Bingazi sancağı Osmanlı Devleti’nin toprağı olarak idare edilirken ve İtalya ile ilişkiler dostane şekilde devam ederken, İtalya’nın yaptığı bu hareket medeni devletler arasında hatta Afrika kabileleri arasında bile rastlanacak bir şey değildir.

Osmanlı Devleti bir sene kadar İtalya ile savaştıktan sonra nihayet Balkan Savaşı’nın çıkmasıyla anlaşmak zorunda kalmıştır. Fakat bu sırada İtalya, Trablus’un yalnız sahil kısmını işgal edebilmiş, iç bölgelere girememiştir.

Sahilin işgali ise iç bölgelerin işgali anlamına gelmemektedir. Osmanlı Devleti 18 Teşrin-i Evvel 1912’de Lozan’da İtalyan hükümetiyle bir muahede imzalamıştır. Bu muahedeye göre, Osmanlı Devleti, Trablus vilayeti ve Bingazi sancağını birleştirmiş ve bölgenin idaresi için Naibü’s-Sultan unvanlı bir memur ile şer’i işlerin yürütülmesi için bir kadı tayin etmiştir. Kadı olarak tayin edilen kişi Trablus ve Bingazi’deki naiblerin görevlendirilmesi ile de sorumlu olacaktı.

Naibü’s-sultan ve naib maaşlarının vilayet varidatından, kadının maaşının ise merkezden gönderilmesi kararlaştırıldı. Trablusgarb ve Bingazi’de uygulanacak olan kanunlar, dine uygunluk ve yerel gelenekler göz önünde bulundurularak, ora insanlarından oluşturulacak bir meclis tarafından tespit edilecekti.

Osmanlı askerlerinin bölgeden ayrılmasıyla İtalya tarafından işgal edilmiş olan On İki Ada, Osmanlı Devleti’ne iade edilecek, Düyun-ı Umumiye ve Reji aidatı belirlendiği gibi ödenecekti.

(4)

İktisadi meseleler göz ardı edilmeyerek, İtalya yabancı devletlere verilen imtiyazdan vazgeçmiş sayılacak ve iktisadi meselelerle ilgili bir konferans tertip edildiği takdirde, İtalya Osmanlı Devleti’nin yanında yer alacaktı. Büyük devletler tarafından kabul edilirse, postahaneler kapatılacak ve gümrük vergisi

% 15’e çıkarılacaktı. Bunlar dışında yeni bir ticaret anlaşması ve diğer iktisadi meseleler ile ilgili menfaatler de görüşülmüştür.

İtalya’nın I. Dünya Savaşı’na girişinden üç ay sonra Osmanlı Devleti de savaş ilan etmiş ve anlaşma hükümleri geçersiz kalmıştır. Osmanlı Devleti, hiçbir zaman İtalya’nın Trablusgarb’ı işgalini ve hiçbir hakkını tanımamıştır. Bu sebepten Trablusgarb ve Bingazi, İtalya’nın 29 Eylül 1911’de verdiği ültimatomdan önceki haline geri dönmüştür.

On iki adaya gelince:

On İki Ada, İtalya tarafından Trablusgarb Savaşı esnasında geçici olarak işgal edilmiş ve Osmanlı Devleti’ne kayıtsız şartsız iadesi taahhüt edilmiştir. Bu sebepten İtalya’nın On İki Ada’yı iade etmemeye zerre kadar hakkı yoktur ve On İki Ada Osmanlı Devleti’nin doğrudan hükmü altındadır.

Eğer savaş Osmanlı Devleti ve müttefiklerinin galibiyetiyle sonuçlanırsa, Osmanlı Devleti’nin, barış konferansında Trablusgarb, Bingazi ve On İki Ada hakkında aşağıdaki isteklerini dile getirmeye hem kendi iç hukuku hem de uluslar arası hukuk müsaade etmektedir.

1-On iki adada bulunan İtalyan askerleri, bölgeyi derhal Osmanlı memurlarına teslim ve iadeye mecburdurlar.

2-Osmanlı Devleti, Trablusgarb ve Bingazi vilayetlerine daha önce fermanda belirtildiği üzere görev süresi beş yıl olan bir Naibü’s-Sultan tayin eder. Naibü’s-sultanın maiyetinde bulunan bütün memurlar, Osmanlı Devleti tarafından tayin edilir, eğer görev değişimi olacaksa Naibü’s-Sultanın tebliği üzerine Bab-ı Ali tarafından işlemler yapılır.

Vilayetin varidat ve masraflarını içeren bütçesini görüşmek ve bölgesel durumlar ile iklim özellikleri dikkate alınarak oluşturulacak kanunlar, her sene vakti geldiğinde vilayet merkezinde toplanmak üzere bir meclis oluşturulacaktır. Bu meclisin kararları Naibü’s-sultan tarafından doğrudan Bab-ı Ali’ye arz edilecek ve kararlar kabul edilmezse kanun hükmünü alamayacak.

Meclis üyeleri ahali tarafından belirlenecek kurallar çerçevesinde seçilecek.

Vilayette bulundurulacak askerlerin miktarı Harbiye Nezareti tarafından belirlenecek. İç işlere ait meselelerde, kumandan Naibü’s-Sultan’ın emri altında

(5)

olacaktır. Bulundurulacak askerin maaşı, tahsisatı ve masrafı Trablusgarb Vilayeti bütçesinden karşılanacaktır.

Vilayet tarafından yapılacak borçlanmalar Meclis-i Umumiye’nin onayı olmadıkça icra edilemez. Naibü’s-Sultanın görev uzatımı veya görev süresinin dolması halinde başkasının tayini merkez hükümete aittir.

3-Osmanlı hükümeti ikinci maddedeki durumu tasvip etmezse, vilayeti 1911 öncesi haline dönüştürüp doğrudan diğer vilayetler gibi yönetebilir.

I. Dünya Savaşı itilaf kuvvetlerinin mağlubiyeti ile sonuçlanmazsa aşağıdaki durum müzakerelere dâhil edilebilir.

Öncelikle, Lozan muahaedesinin uygulanması için çaba harcamalıyız.

İtalya’nın antlaşma şartlarına muhalefet edeceği aşikardır. Hatta Roma kabinesinin savaştan sonra Şeyh Senusi hazretleriyle Bingazi havalisindeki Arap şeyhleri ile ilgili bir kısım şiddetli tedbirler alacağı muhtemel olduğundan, Osmanlı hükümetinin kendine bağlılığını ispat etmiş olan Şeyh Senusi ve ona tabi olanların hukukunun korunması ve On İki Ada’nın iadesi meselesine çaba harcaması gereklidir. Gerçi İtalya hükümetinin On İki Ada’nın iadesi için tazminat talebi muhtemeldir fakat Osmanlı hükümeti bunu kabul etmeyecektir.

Lozan muahedesi kabul edilirse Trablusgarb ve Bingazi ahalisinin, Osmanlı topraklarında bulundukları zaman tabiiyet meselelerinden ve diğer hukuki meselelerden dolayı bazı ihtilaflar çıkmaktadır.

Lozan görüşmeleri sırasında tabiiyet meselesine değinilmiş fakat Balkan meselesi yüzünden İtalya hükümeti dikkat çektiğimiz bu durumu kabule yanaşmamıştır. Ancak tarafımızdan yapılan ısrar üzerine İtalyan delegeleriyle aramızda 15 Teşrin-i Evvel 1912’de, mevzu görüşülmüş ve imzalanmıştır.

Tercümesi aşağıda verilen zabıtnamenin üçüncü kısmında beyan edildiği gibi bu durum tabi oldukları hükümetler nezdinde teşebbüste bulunacaklar için açıkça vaat edilmiştir.

“ 3-Trablusgarb ve Bingazi ahalisinden Memalik-i Osmaniyeye gidecek olanlar hakkında İtalya hükümetinin Hükümet-i Seniyyeye karşı himaye iddiasında bulunmayacağını taahhüd eylemesinin muahedenameye derc ve idhali Osmanlı murahhasları tarafından talep olunmuş ise de işbu talep İtalya’nın hukuk-ı hükümranisinin adem-i tasdikini tazmin edeceği cihetle esef ve kabul edilemeyeceğini ahz eyledikleri talimata binaen İtalya delegeleri beyan ederler. Ancak başvekil ile vukubulacak ilk mülakatlarında devleteyn beyninde bu meseleden dolayı hudusu melhuz müşkilatın önü alınmak üzere İtalya

(6)

memurin-i siyasiye ve konsoloslarına talimat ita edilmesi ve işbu talimatın Hükümet-i Seniyyeye tebliği lüzumunu iblağ eyleyeceklerdir.”

Talimatın İtalyan memurlarına tebliğinin gerekliliği Roma sefaretinden istenmişse de İtalya hariciye nezareti, cevap vermekten sürekli kaçınmıştır.

Ellerinde pasaportu olan Osmanlı tebaasının ise Trablusgarb ve Bingazi’ye dönüş izinlerini Sömürge bakanlığına sunmuştur Roma sefareti bu kararın ilgası hakkında tekrar girişimde bulunmuş fakat etkili olmamıştır. Yalnız Osmanlı tebasından Trablusgarb ve Bingazi’ye şahsi işlerini yoluna koymak için giden bazı kişilere verilen izinlerle sınırlı kalmıştır.

Bab-ı Ali 27 Teşrin-i Sani 1916

Süfera-yı Saltanat-ı Seniyyeden Rumbeyoğlu Fahreddin Roma Sefir-i Kebiri Mehmed Nabi

(7)

EK-1: Lozan Muahedenameleri Sureti

(8)
(9)
(10)
(11)
(12)
(13)
(14)
(15)
(16)
(17)

EK-2: Trablusgarb ve Bingazi Ahalisinin Tabiiyeti Meselesine İlişkin Zabıtname Sureti

(18)
(19)
(20)
(21)

EK-3: Trablusgarb Ahalisinin Şer’i İşlerine İlişkin Zabıtname Sureti

Referanslar

Benzer Belgeler

Avanzâde Mehmed Süleyman Trablusgarb ve Devlet-i Aliyye-İtalya Vekāyiʻ-i Harbiyyesi’nde İtalya’nın yakın tarihi, Osmanlı Devleti’ne verdiği notalar ve Osmanlı’nın

 Hem Yürütme organının başı olan Başkan’ın, hem de Yasama Organı’nın halk tarafından seçildiği ve karşılıklı olarak birbirlerinin hukukî

“Açma, ayırma; açıklama, yorumlama” 1 anlamlarına gelen Arapça “ح ر ش” kökünden türeyen ve İslami edebiyatın oldukça önemli yapı taşlarından biri

However, problems arising from the struggle for natural resources and the environment persist due to change and continuous increase in population and solving the

Kanunları yakın akriba arasında izdivaç ile meşğul olan başlıca Avrupa hükümetleri şunlardır:. 1 — Rusya yedinci batııa kadar akriba arasında izdivacı

sun  limanındaki  İngiliz  askeri  birlikleri  güçlendirildi.  Sivas  valisinden  Mustafa  Kemal’i  ve  Rauf  Bey’i  tutuklaması  ve  kongreyi  dağıtması 

Bunun ardından İtalya ile Osmanlı Devleti arasında gerçekleşen diplomatik yazışmalara kapsamlı bir şekilde değinen yazar daha sonra da sadece Trablusgarp

Arapça erbain hadis, Farsça çihil hadis olarak isimlendirilen kırk hadis türü divan edebiyatı içerisinde çokça eser üretilen türlerden birisidir.. Biz de bu