• Sonuç bulunamadı

BR HEMATOLOJ SERVSNDE VANKOMSNE DRENÇL ENTEROKOK SEPSS VE KOLONZASYONU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "BR HEMATOLOJ SERVSNDE VANKOMSNE DRENÇL ENTEROKOK SEPSS VE KOLONZASYONU"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

26

BR HEMATOLOJ SERVSNDE VANKOMSNE DRENÇL ENTEROKOK SEPSS VE KOLONZASYONU

Tiraje CELKAN*, Yavuz ÖZER*, Hilmi APAK*, Alp ÖZKAN*, Lebriz YÜKSEL-SOYCAN*,

ükufe DREN**, nci YILDIZ*

*stanbul Üniversitesi Cerrahpaa Tıp Fakültesi, Pediatrik Hematoloji-Onkoloji Anabilim Dalı, STANBUL

**stanbul Üniversitesi Cerrahpaa Tıp Fakültesi, Pediatrik Mikrobiyoloji Laboratuvarı, STANBUL

Çoul dirençli enterokoklar antibiyotiklerin uygunsuz kullanımı sonucu seleksiyona urayan dirençli mutantlar nedeniyle özellikle immunsüpresif hastalarda önemli bir problem olarak karımıza çıkmaktadır. Hematoloji servisimizde yatırılarak tedavi alan üç hastadan birinde infeksiyon, ikisinde ise kolonizasyon olarak vankomisine dirençli enterokok (VRE) dikkat çekmitir. Burada bu 3 olgu sunulacaktır.

OLGU 1: O.Y., 5 ya erkek hasta. kter nedeniyle tetkik amacıyla çok kısa kaldıı baka bir merkezden sevk edilen olgu Burkitt lenfoma tanısı almıtır. Kemoterapi kürü sonrasın- da nötropenik olduu dönemde alınan hemokültüründe enterokok üremitir. E-test yöntemi ile vankomisin, teikoplanin ve penisiline MK deerleri, NCCLS önerileri dorultusunda disk difüzyon yöntemi ile ampisilin, rifampisin, siprofloksasin, eritromisin, nitrofurantoin duyarlılıı, streptomisin ve gentamisine yüksek düzeyde direnç aratırılan deneylerde su

sadece kloramfenikole duyarlı, dier antibakteriyellerin tümüne dirençli olarak saptanmıtır. Tedavi bu sonuçlara göre deitirilmi, ancak hasta aır sepsis ve multiorgan yetersizlii tablosunda bir gün sonra kaybedilmitir.

OLGU 2: B.K., 2 ya kız hasta. C-ALL tanısı ile takip edilmekte olan hastanın, 1. olgunun serviste yattıı dönemde yapılan kültürlerinde dıkısından VRE üretilmitir. Enterokok infeksiyonu ile ilikili klinik semptomları olmayan olguda takipte haftalık dıkı kültürlerinden ilk ikisinden VRE üretilmi, daha sonraki kültürlerinde VRE üremesi olmamı, VRE kolonizasyonu tedavi aksamasına neden olmamıtır.

OLGU 3: Ö.A., 12 ya kız hasta. Multiple odaklı osteosarkom tanısı ile takip edilen hastanın 1. olgunun serviste yattıı dönemde tarama kültürlerinde dıkısından VRE üretilmitir. Enterokok infeksiyonu ile ilikili klinik herhangi bir bulgusu olmayan bu olguda tekrarlanan 5 haftalık kontrollerde dıkı kültürlerinden ilk 3’ünde VRE saptanmı, bu kolonizasyona balı bir problem olmadan tedavisine devam edilmitir.

Bu dönemde bata izolasyon olmak üzere asepsi ve antisepsi kurallarına uyulması, hekim ve yardımcı personelin biliçlendirilmesi ve atıklar konusunda gerekli önlemler ile VRE suunun yayılması engellenmitir.

(45)

ANKEM Derg 2004;18 (Ek 1)

19. ANKEM KLNKLER VE TIP BLMLER KONGRES, SDE-ANTALYA, 30 MAYIS-3 HAZRAN 2004

(46) BR LEPTOSPROZ OLGUSU

Nail ÖZGÜNE, Pınar ERGEN, Saadet YAZICI, Özlem EN AYDIN, Mine GÜRAY

Göztepe SSK Eitim Hastanesi, nfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Klinii, STANBUL

Leptospiroz; Leptospira cinsi spiroketlerin neden olduu vaskülit ile seyreden akut generalize bir infeksiyon hastalııdır.

Ülkemizde de görülen leptospirozu yeniden hatırlatmak amacıyla, iitme kaybı ile giden bir olgu sunulmutur.

26 yaında erkek hasta ate, boaz arısı, öksürük, halsizlik tanımlamıtır. Fizik muayenesinde konjonktivalarda hiperemi ve hemoraji, tüm vücutta basmakla solmayan makülopapüler döküntü saptanmıtır. Alınan kan örnei stanbul Üniversitesi Cerrahpaa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’na gönderilmitir. Leptospira açısından yapılan incelemelerde karanlık alan mikroskopisi ve tüp aglütinasyon testi pozitif bulunmu, kültürde bu bakteri üretilmitir. Ampisilin-

sulbaktam tedavisi ile baarılı bir ekilde tedavi edilen hastada, tedavinin 10. gününde ani iitme kaybı gelimitir. Yapılan odyogram incelemesiyle bilateral aır sensörinöral iitme kaybı tespit edilmitir. Kulak Burun Boaz uzmanı tarafından tedavisi balanan hasta poliklinikte takip edilmek üzere taburcu edilmitir. Takibinin üçüncü ayında iitme kaybı devam etmekteydi. Literatürde leptospiroz ile birlikte iitme kaybının görüldüü bir olguya rastlanmamıtır.

Halen tüm dünyada yaygın görülen bir zoonoz olan leptospiroz, ateli döküntülü anikterik olgularda mutlaka akla getirilmelidir.

(2)

27

LISTERIA MENENJTL OLGU SUNUMU

Solmaz ÇELEB, Mustafa HACIMUSTAFAOLU, Ahmet Tahir ÖZCAN

Uluda Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Salıı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Görükle, BURSA

Listeria monocytogenessalıklı çocuklarda nadiren menenjite neden olur. Kliniimize baarısı ve ate yükseklii ile bavuran 6 yaındaki erkek olgunun daha önceden tamamen salıklı olduu örenilmitir. Meningiyal irritasyon bulguları pozitif olan olgunun yapılan lomber ponksiyonunda 1950 lökosit/mm3 (% 90 polimorf nüveli lökosit), BOS glukozu:30 mg/dl (e zamanlı kan glukozu 100 mg/dl), protein: 70 mg/dl (15-45 mg/dl), klor: 103 mEq/L, LDH: 208 Ü/L olarak

saptanmıtır. Olguya menenjit tanısıyla sefotaksim (200 mg/kg/gün) balanmıtır. zlemde ate yükseklii devam eden olgunun BOS kültüründe L.monocytogenes üremi, tedaviye ampisilin (300 mg/kg/gün) eklenmitir. Yapılan immunolojik tetkikleri normal bulunmutur. Tedavi ile klinik ve laboratuvar bulgularında düzelme olan olgunun tedavisi 4 haftaya tamamlanarak kesilmitir. Olgu nadir görülmesi nedeniyle sunulmutur.

(47)

ATE, SARILIK, MAKÜLOPAPÜLER DÖKÜNTÜ LE SEYREDEN BR AKUT BRUSELLOZ OLGUSU

Ayten KADANALI, Zülal ÖZKURT, Aye ALBAYRAK, Mustafa ERTEK, Mehmet PARLAK

Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi, Klinik Bakteriyoloji ve nfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı, ERZURUM

Bruselloz ülkemizde endemik bir infeksiyondur.

Hastalıın seyrinde gözlenebilen farklı semptom ve klinik bulgular bu hastalıın dermatolojik, hematolojik, kardiyak, nörolojik ve romatizmal hastalıklarla karımasına yol açabilir.

Burada atipik klinik seyir gösteren bir bruselloz olgusu sunulmaktadır.

OLGU: 35 yaında erkek hasta 7 gün önce balayan halsizlik, itahsızlık, ate, kas arıları, sarılık ve 1 gün önce ortaya çıkan döküntü nedeniyle servisimize yatırılmıtır.

Boyun ve üst gövdede balayan döküntü ertesi gün tüm gövde ve ekstremitelere yayılmıtır. Döküntü makülopapüler tarzda olup kaıntılı ya da hemorajik karakterde deildi. Balıca fizik bulguları 39°C ate, sarılık, makülopapüler döküntü ve hepatosplenomegali olmutur. Balıca laboratuvar bulguları lökosit: 6200/mm3 (nötrofil % 64, lenfosit % 28, monosit %

8), trombosit: 45 000/mm3, BUN: 27 U/l, kreatinin: 1.7 U/l, total bilirubin: 5.9 mg/dl, direk bilirubin: 2.8 mg/dl, ALP: 502 U/l, SGOT: 486 U/l, SGPT: 363 U/l, LDH: 3320 U/l olarak saptanmıtır. drar incelemesinde protein ve bilirubin pozitif bulunmutur. STA testi hastaneye yatıta negatif olup bundan 4 gün sonra 1/320 pozitif sonuç vermitir. Kan ve kemik ilii kültüründe Brucella spp. üremitir. Tedavide doksisiklin 200 mg/gün olarak 6 hafta ve streptomisin 1 g/gün olarak 3 hafta süreyle uygulanmıtır. Hastada klinik ve biyokimyasal olarak tam iyileme salanmıtır.

Brusellozda deri tutulumu yaygın deildir. Bu olgu ülkemiz gibi brusellozun endemik olduu bölgelerde ate, makülopapüler döküntü, sarılık nedeniyle hastaneye bavuran hastalarda etiyolojide brusellozun da düünülmesi gerektiini vurgulamak amacı ile sunulmutur.

(48)

ANKEM Derg 2004;18 (Ek 1)

19. ANKEM KLNKLER VE TIP BLMLER KONGRES, SDE-ANTALYA, 30 MAYIS-3 HAZRAN 2004

(3)

28

RNOSEREBRAL MUKORMKOZS: BR OLGU SUNUMU

Özge TURHAN, Dilara NAN, Rabin SABA, Filiz GÜNSEREN, Latife MAMIKOLU

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi, nfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, ANTALYA

(49)

nvaziv rinoserebral mukormikozis nadir ancak sıklıkla ölümcül seyreden fırsatçı bir fungal infeksiyondur. Sıklıkla diabetes mellitus, AIDS, yüksek doz kemoterapi alan hematolojik maligniteli ve transplantasyon hastaları gibi immünkompromize konakçılarda karımıza çıkmaktadır.

Mukormikozis vasküler invazyon, tromboz ve doku nekrozlarıyla seyreder. Rinoserebral tutulum en sık görülmekle birlikte akcier, deri, gastrointestinal sistem ve dissemine formları da bildirilmektedir.

OLGU: Elli yaında bayan hasta, burun kenarında siyah lezyon, dudaklarda ve yüzde ilik yakınmalarıyla bavurmutur. Özgeçmiinde IgA nefropatisi tanısı ile yaklaık üç yıldır 10 mg/gün deltakortil kullandıı ve buna sekonder diabetes mellitus gelitii örenilmitir.

Fizik muayenesinde burunda sol dı kenarda hemorajik, ekimotik, tabanı nekrotik lezyonları olması üzerine

mukormikozis ön tanısıyla amfoterisin-B (deoksikolat formu- Fungizone) balanmıtır. Patolojik ve radyolojik olarak rinoserebral mukormikozis tanısı konan hastada tedavi altında ilerleyen serebral tutulum yanında kavernöz sinüs trombozu gelimitir. Böbrek fonksiyonlarının bozulması da göz önüne alınarak beyin omurilik sıvısına geçii daha iyi olan ve doz yükseltme olanaı bulunan lipozomal amfoterisin-B (Ambizome-10 mg/kg) tedavisine geçilmitir. Burun ve sinüslere yönelik tekrarlanan cerrahi debridmanlar ve medikal tedavi ile hastada infeksiyon sınırlanmıtır. Sürekli konvülsiyonları olan hasta, intraserebral abselerine yönelik cerrahi planlandıı sırada genel durumu bozularak kaybedilmitir.

Sonuç olarak bu olgu, nadir görülen ancak son derece mortal seyreden rinoserebral mukormikozis olgularına dikkati çekmek amacıyla sunulmutur.

ANKEM Derg 2004;18 (Ek 1)

19. ANKEM KLNKLER VE TIP BLMLER KONGRES, SDE-ANTALYA, 30 MAYIS-3 HAZRAN 2004

HSV-2 LE GELEN BR ENSEFALT OLGUSU

Asil ÖZTEKN, ÖzgeTURHAN, Dilara NAN, Ata Nevzat YALÇIN

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi, nfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, ANTALYA

Viral ensefalitler akut ya da subakut gelien sendromlardır.

Akut viral ensefalitlerin en sık etkeni Herpes simplex virusudur (HSV). Olgular sporadik olarak ortaya çıkmakta ve mevsimsel farklılık göstermemektedir. Tedavi edilmeyen herpes ensefalitinde mortalitenin yüksek olması ve çok az sayıda olgunun normale dönmesi nedeniyle erken tanı ve tedavi oldukça önem taımaktadır. Tanıda en duyarlı non-invaziv yöntem beyin omurilik sıvısında (BOS) polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) ile HSV-DNA’nın gösterilmesidir. HSV-2 neonatal herpetik ensefalit olgularının yaklaık % 80’ninden sorumludur. Doum sırasında anneden bebee geçi yoluyla ortaya çıkmaktadır. Yetikinlerde ise HSV-2 ile ilikili ensefalit nadir görülmektedir.

OLGU: Baarısı, bulantı, kusma ikayetleri ile bavuran olgunun dört ay önce sezaryen ile doum, bir ay önce herpes labialis, 20 gün önce zona zoster öyküsü saptanmıtır. Herpetik ensefalit öntanısı ile tedavisine balanan olgunun BOS’unda yapılan PCR incelemesi sonucunda HSV-2 pozitif olarak bulunmutur. Üç hafta süreyle parenteral asiklovir (3x10 mg/kg) tedavisi alan hasta herhangi bir komplikasyon gelimeksizin ifa ile taburcu edilmitir.

Literatürde PCR ile gösterilmi HSV-2’ye balı nadir ensefalit olgularının olması, ulatıımız bilgilerde sezaryen sonrası gelien çok az sayıda HSV-2’ye balı ensefalit gözlenmesi nedeniyle bu olgu sunulmutur.

(50)

(4)

AKUT VE KRONK ÜRTKERL OLGULARDA HEPATT A, HEPATT B VE HEPATT C SIKLII

Ayten KADANALI*, Özgül BALIK**, Cihangir ALAAOLU**, Zülal ÖZKURT*

*Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi, Klinik Bakteriyoloji ve nfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı, ERZURUM

**Numune Hastanesi Dermatoloji Klinii, ERZURUM

(51)

Ürtiker dünyada yaygın görülmesine ramen neden olan faktörlerin açıa çıkarılması ve tedavisi sorun olan bir hastalıktır. Bu çalımada yaları 8-55 (29.3±13.6) arasında deien 22’si kadın, 38’i erkek olan, 32’si akut ürtikerli, 28’i kronik ürtikerli toplam 60 hasta ve kontrol grubu olarak 41 salıklı bireyin serum örneklerinde HAV, HBV ve HCV serolojik göstergeleri aratırılmıtır.

Sonuçlar tabloda gösterilmitir. Hasta ve kontrol gruplarında hiçbir olguda anti-HCV saptanmamıtır. statistiki analizlerde ki-kare testi kullanılmı, akut ve kronik ürtikerli olgulardaki seropozitiflik oranları kontrol grubu ile kıyaslandıında istatistiki açıdan anlamlı farklılık olmadıı

belirlenmitir.

Tablo: Akut ürtiker, kronik ürtiker ve kontrol gruplarında HAV, HBV ve HCV serolojik göstergelerinde pozitiflik.

29

ANKEM Derg 2004;18 (Ek 1)

19. ANKEM KLNKLER VE TIP BLMLER KONGRES, SDE-ANTALYA, 30 MAYIS-3 HAZRAN 2004

(52) ZONASD PROFLAKSSNE BALI GELEN KOLESTATK HEPATT

Solmaz ÇELEB, Mustafa HACIMUSTAFAOLU, Taner ÖZGÜR, Berkan AKTÜRK

Uluda Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Salıı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Görükle, BURSA

Tüberküloz infeksiyonunda koruyucu amaçla kullanılan izoniasid tedavisine balı nadiren hepatotoksisite gelimektedir.

zoniasid ile ilikili hepatotoksisite asemptomatik transaminaz yükseklii eklinde olabilecei gibi fulminan hepatik yetmezlik gibi deiik tablolarda da olabilmektedir.

Ciltte sararma ve idrar renginde koyulama yakınması ile kliniimize bavuran 6 yaındaki kız olgunun 2 aydır profilaksi amacıyla 10 mg/kg/gün dozunda izoniasid alım öyküsü vardı. Hepatit A ve B aılamasının yapıldıı örenildi. Çevrede sarılık geçiren kii yoktu. Olgunun tüm vücudu ve sklerası ikterik, karacier 3 cm palpabıldı. AST:

756 Ü/L, ALT: 1222 Ü/L, total bluribin: 17.1 mg/dl, direkt bluribin: 13.7 mg/dl, ALP: 254 Ü/L, GGT: 259 Ü/L, PT:

19.2 sn, aPTT: 41.9 sn bulundu. HBsAg: negatif, anti-HBsAg:

pozitif, anti-HBc IgM ve anti-HBc IgG: negatif, anti-HAV IgM: negatif, anti-HAV IgG: pozitif bulundu. Dier viral markırlar negatif olarak bulundu. Olguda izoniaside balı kolestatik hepatit düünülerek izoniasid kesildi, ursodeoksikolik asid ve hidrasyon tedavisi balandı. K vitamini ve taze donmu plazma destei uygulandı. Tedavinin 2.

haftasından itibaren karacier fonksiyonlarında progresif düzelme gözlendi, klinik olarak ikteri azaldı ve itahı düzeldi.

Hasta 3. haftada ayaktan izleme alındı. zlemde 2. ayda karacier fonksiyon testlerinde tam düzelme gözlendi.

zoniasid profilaksisine balı gelien kolestatik hepatitli olgu, nadir görülmesi nedeniyle sunulmutur.

Serolojik gösterge HBsAg anti-HBs anti-HBc total anti-HCV anti-HAV IgG anti-HAV IgM

Akut ürtiker (n: 32) n (%)

0 4 (% 12.5) 2 (% 6) 0 (% 0) 26 (% 81)

1 (% 3)

Kronik ürtiker (n: 28) n (%)

2 (% 7) 6 (% 21) 4 (% 14) 0 24 (% 86)

0

Kontrol grubu (n:41) n (%)

1 (% 2) 6 (% 15) 6 (% 15) 0 38 (% 93)

0

Referanslar

Benzer Belgeler

If we agree that Becker’s view about how history works and what historical facts actually are makes more sense in the horizon of experience (because we are

[r]

Bu nedenle kısmi zamanlı çalışmam veya stajım boyunca genel sağlık sigortası kapsamında olmayı kabul etmiyorum.. Durumuma ilişkin SGK’dan alınan resmi belge

Bunun ölçüleri bu serbest ticaretin etkileri son derece önemlidir ve yaptığımız hesaplara göre özellikle rekabet ye- tenekleri bakımından Türk sanayiinin (1960 lardan

Öğrenme üzerinde etkili olduğu genel kabul gören ve öğretim teknolojileri planlamasında dikkate alınması gereken öğrenci özelliklerini üç temel kategoride

Burada ‹stanbul Üniver- sitesi Onkoloji Enstitüsü Pedatrik Hematoloji-Onkoloji Bilim Dal›’nda nöroblastomlu bir olguda ilk kez saptanan ve linezo- lidle baflar›l› bir

Son aylarda Hematoloji Servisimizde yatırılarak tedavi alan üç hastadan birinde infeksiyon, ikisinde ise kolonizasyon olarak vankomisine dirençli enterokok (VRE) dikkat

Splenektomiden 46 yıl sonra sepsis gelien bir olgu nedeniyle splenektomi sonrası sepsis: Korunma