• Sonuç bulunamadı

EĞİTİM BİLİMLERİ 10A KPSS

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "EĞİTİM BİLİMLERİ 10A KPSS"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

6. Drama yoluyla öğrenme ve öğretim, bir fikir, durum, olay, nesne ya da ki- şinin canlandırılması, dramatize edil- mesidir. Çocuklar oyunları sırasında aldıkları roller sayesinde gerçek yaşam deneyimlerinin provalarını yaparlar. Çocukların rol oynama is- tekleri, eğitimsel bir araç olarak kul- lanılmalıdır. Drama yoluyla öğrenme, her öğrenim basamağındaki öğrenci- ler için etkili bir yöntemdir.

Cevap D

7. Soru cevap yöntemi öğrencinin der- se aktif olarak katılmasını sağlar.

Öğrencileri düşünmeye sevk eder hem de öğretimi disipline etmiş olur.

Soru-cevap yöntemi, her dersin öğ- retiminde kullanılabilir. Ayrıca, diğer metotlarla yapılan her öğretim meto- dunun mükemmel bir tamamlayıcısı olabilir. Soru tek bir öğrenci veya belli bir öğrenci grubuna değil bütün sını- fa sorulmalıdır.

Cevap D

8. Dönüt ve düzelteme işlemleri öğre- tim hizmetinin niteliğini ve öğrenme düzeyini belirleyen en önemli ögeler- den birisidir. Dönüt hedef davranışla- rın öğrenciler tarafından kazanılma- dığının bildirilmesini ifade eder. Bu bildirimin sonucuna göre öğrencilerin eksiklik ve yanlışlıkları belirlenir. Dö- nüt değerlendirme sonucunda ortaya çıkan eksiklikleri tamamlama; yanlış- lıkları doğrulama işlemi ise düzeltme olarak tanımlanır. Soruda yanlışlık- ları düzeltme durumu gerçekleşme- miştir.

Cevap A

9. Kavram ağı öğrencilerin izlenimlerini, düşüncelerini yazılı öğretim araçla- rındaki kavram ve ilkelerle uyum- lu bir biçimde sergileyen bir grafik araçtır. Kavram ağlarına, birbirleriyle

ilişkili bilgilerin nasıl farklı kategorile- re sokulabileceğini gösteren görsel haritalardır diyebiliriz. Öğrencilerin beyin fırtınası yaratarak bilgilerini harekete geçirmek, yeni kavramla- rı geliştirmek, kavramlar arası yeni ilişkiler kurmak, kavramları yeniden düzenlemek için kullanılabilir. Soru- da kavram haritasının oluşturulması gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.

Cevap B 10. Sorunun öncülünde verilen durum

görüş geliştirmeye örnektir. Görüş geliştirme eğitim ortamında bir ko- nuda yapılan düşünce alışverişinde, tartışmasında kişinin kendi görüşünü diğer görüşlerden de yararlanarak geliştirmesini ve savunmasını ya da değiştirmesini, karşı çıktığı gö- rüşü benimsemesini sağlayan bir öğretme-öğrenme tekniğidir. Görüş geliştirme, belirgin çelişkiler ve ku- tuplaşmış tutumları kapsayan konu- ların öğretiminde öğrencilerde görüş geliştirmek için kullanılan bir tartışma yöntemi olarak tanımlanabilir. Bu yöntemin kullanılması için konuların belirgin çelişkiler ve kutuplaşmış tu- tumlar içeren konuların öğretiliyor ol- ması gerekir. Görüş geliştirme, bütün sınıfın katılımı ile gerçekleştirilir.

Cevap D 11. Zihin Haritası, organize edilmiş bir

beyin fırtınası yöntemi ve beynin tüm potansiyelini açığa çıkarmak için evrensel anahtarlar sağlayan güçlü bir grafik tekniğidir. Zihin haritasının özellikleri şunlardır: Not alma ve ya- ratıcı düşünme tekniğidir. Üzerinde çalışılan konuyu algılamamıza ve hatırlamamıza yarar. Beynimizde saklanan bilgilerin görsel bir resmi- ni yaratır. Zihinsel şemanın kâğıda aktarılmış halidir. Kişiye özgü bir tek- niktir. Öğretmen tarafından kavram haritası gibi önceden hazırlanamaz.

Süreçte ortaya çıkar. Gerekirse öğ- retmen rehberliğinde bir sınıfın konu hakkındaki zihin haritası çıkarılabilir.

Cevap C 1. Problem durumlarına farklı yönlerden

bakma, farklı çözme teknikleri bulma, fikirleri düzenleme ve karar verme

‘’Altı şapka’’ sorun çözme tekniğinin özelliğidir. Öğrencilerin çok boyutlu düşünmelerini sağlamak amacıyla bu teknik kullanılabilir.

Cevap A 2. Zihin haritaları kişinin zihninde can- landırdığı yapıyı görselleştirerek ha- tırlamayı ve anlamlandırmayı artırır.

Soruda öğretmenin öğrencilerin akıl- larına ilk geleni söylemelerini isteme- si zihinlerindekileri ortaya koymayı amaçlamaktadır.

Cevap E 3. Yapılandırmacı yaklaşımda bilginin

transferi önemlidir. Birey yaparak ve yaşayarak öğrendiği takdirde kalıcı- lığı da yüksek olacaktır. Yapılandır- macı yaklaşımda bireysel farklılıklara önem verildiği için örnekler ne kadar çok olur ise hitap etme olasılığı da o kadar artar.

Cevap B 4. Eleştirilen durum ne bildiğin konu- sudur. Bilgiyi arşivleyen bir öğrenci yani ezberleyen bir öğrenci bildiğiyle bir şey yapamaz. Aynı zamanda bil- gi, yaşamda karşımıza çıkacak olan problemlerin çözümünde etkili olma- lıdır. Özetle soruda tam olarak ifade edilenler ‘Bilgiyi arşivleme – yaşamla iç içe olma’’ konularıdır.

Cevap D 5. Aktif öğrenme; öğrencinin kendi

öğrenmesinin yönetim ve sorumlu- luğunu üzerine aldığı, zihinsel yete- neklerini kullanmaya zorlandığı bir öğrenme biçimi olarak tanımlanabilir.

Aktif öğrenme bireyin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerini dikkate alan, bireye çoklu öğrenme ve değerlendirme fırsatları sunan bir yaklaşımdır. Kı- sacası aktif öğrenme öğrencilere öğ- renme deneyimleri kazanmaları için fırsat sağlar.

Cevap B

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN

KARA KUTU YAYIN • İNFORMAL YAYINLARI

informalyayinlari@gmail.com

www.informalyayinlari.com

(0543) 614 01 88

Yayınevi Kurumsal İletişim

10A

KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ

DENEME SINAVI ÇÖZÜM KİTAPÇIĞI

(0539) 775 48 50 Kurumsal Deneme

Teknik Destek Sorumlusu

Sınav sonuç ve analizlerine www.karakutuyayin.comadresinden ulaşabilirsiniz.

(2)

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN 12. Vızıltı gruplarında öğretmen hetero-

jen olarak grupları belirler, gruptaki kişi sayısı kadar tartışma süresi belir- ler. Sürenin başlamasıyla tüm grup- lar eş zamanlı olarak konuyu kendi içlerinde tartışırlar. Sürenin bitimiyle birlikte grup sözcüleri grup kararını sınıfa açıklar.

Cevap B

13. Öğretim gerçekleşirken kullanılan çeşitli teknikler vardır. Bu teknikler- den birisi görüş geliştirmedir. Görüş geliştirme deyince akla zıtlık gelmeli- dir. Eğer bir konuda zıtlıktan, terslik- ten ve uç noktalardan bahsediliyorsa burada görüş geliştirme tekniği kul- lanılıyordur. Bu teknikte öğrencilerin her birinin konu hakkında belli fikirleri vardır ve öğretmen öğrencilere bu fikirleri duyma ve duyurma şansı ve- rir. Böylelikle fikirler yanlış ise doğru olanı görür ve kendi görüşlerini de- ğiştirebilir. Görüş geliştirmede önem- li olan öğrenciler ve öğrencilerin fikirleridir, yani öğrenci merkezli bir tekniktir. Konu seçilip hakkında bilgi alışverişi yapıldığı için bu teknik bir tartışma çeşididir.

Cevap C

14. Gösteri tekniği “demostrasyon tek- niği” olarak da adlandırılmaktadır.

Öğretmen, bir eylem veya işlemin nasıl yapıldığını veya bir nesnenin nasıl kullanıldığını öğrencilere gös- termek suretiyle açıklar. Zıt panel tekniğinin uygulanması için tartışma konusu hakkında öğrencilerin bilgi sahibi olmaları gereklidir. Bunun için, bu teknik genellikle daha önce öğre- nilmiş konuların tekrarında uygulanır.

Ancak öğrencilerin önceden hazırlık yaptıkları bir konuda da uygulanması mümkündür.

Cevap E 15. Haktan Öğretmen emir dilini kullan- mıştır. Hamza Öğretmen sen dilini kullanmıştır. Muhammed Öğretmen ben dilini kullanmıştır. Gökhan Öğ- retmen istek dilini kullanmıştır. Re- cep Öğretmen ise betimleyici dil kullanmıştır. Betimleyici dil kibar bir tarzla gerekçelerin ve sonuçların ifa- de edilmesidir.

Cevap E 16. İstenmeyen davranışlara müdahale

edilirken kullanılacak en etkili strateji sorunun kaynağına inmektir.

Cevap D 17. Öz-düzenlemeli öğrenme, kişinin

kendisini tanıma işi ve kendi kendine öğrenebilmesi yolunda kullanabildiği her türlü işlem, teknik, taktik ve stra- teji olarak tanımlanabilir. Yani kendi amaçlarını belirleme ve bu yolda kendi çalışma prensipleri doğrultu- sunda bilişsel olarak kendini motive etme işidir. Ayrıca yapılan çalışma- larda öz-düzenleme öğretiminin sa-

dece derslerde değil de hayat boyu önemli olduğunu vurgulayan nitelikte olduğunu göstermektedir.

Cevap C 18. Problem çözme aşamalarında çö- züm yolu problemin yapısına göre değişebilmektedir. Her zaman tüm aşamalar aynı sırayı takip edecek diye bir zorunluluk yoktur. Üst düzey düşünme becerisinin artırılması ön- celikli amaçlarından biridir. Probleme dayalı öğrenmede analitik düşünme ve eleştirel düşünme becerilerinin kazandırılması dikkate alınmaktadır.

Bu nedenle I ve III bu öğrenmenin amaçları arasındadır.

Cevap C 19. Kartopu, daha fazla sayıda kişiyi kat- tıkça tartışmanın büyüdüğünü ifade eden basit bir terimdir. Verilen bir problem ya da konu ile ilgili olarak öğrenciler önce tek başına düşünüp sonra iki, dört, sekiz kişilik gruplarla tartışırlar. Kartopu denmesinin nede- ni grubun giderek büyümesidir. Ula- şılan sonuçlar sınıfa sunulur.

Cevap D 20. A, B, C ve D seçeneklerinde şap- kaların özellikleri doğrudur. Ancak E seçeneğinde fikirleri birleştirip karar vermede şapka rengi yeşil değil Mavi olmalıdır. Yeşil yaratıcı fikirler ve yeni fikirler üretmeyle ilgilidir. Ancak karar verme rengi mavidir.

Cevap E 21. A seçeneği sunuş yoluyla öğrenme- de bilme ve kavrama düzeyindeki hedeflerin kazandırılması, B seçene- ği sunuş yolunda aşamalık/ardışıklık ilkesine göre (somuttan soyuta), D seçeneği ön örgütleyici, E seçeneği tümdengelim, yöntemleri kullanıl- mıştır. C seçeneği öğrencinin aktif olmasını gerektirir ve sunuş yoluyla öğrenmede problem oluşturur.

Cevap C 22. Edgar Dale’ye göre; öğrenme sü- recinde ne kadar çok duyu organı kullanılır ise öğrenme o kadar ka- lıcı olur. Sergileme işleminde bu durum daha az zaman alır. Koninin üst kısmından yararlanarak hedefe ulaşmaları alt kısma indikçe daha çok zaman alır. “Öğrencilerin yapmış olduğu çalışmaları sınıfta sergileme”

ifadesi üst kısımda yer alır.

Cevap D 23. Bütünsel modelde önlemsel sınıf yö- netimine öncelik verilir. Gruba olduğu kadar bireye de yönelme vardır. İste- nen davranışa ulaşabilmek için isten- meyen davranışın nedenleri ortadan kaldırılır, istenen davranış için ortam düzenlemesi yapılır, tüm bunlara rağ- men oluşabilecek istenmeyen davra- nışları düzeltmek amacıyla tepkisel yönetim araçlarından yararlanılır.

Bu etkinliklerde öğrencilerin gelişim özellikleri dikkate alınır. Bu model için sınıf yönetiminin sistem modeli denebilir. Modelin çevre boyutunda, okul, aile, boş zaman etkinliklerinin

yer aldığı arkadaş çevresi vardır.

Cevap D 24. Kalıcılığı sağlamak için doğrudan

yaşantılar gerçekleştirmek gerekir.

Özellikle psikomotor davranışlarda gerçek objeler kullanmak öğrenmeyi kolaylaştırabilir.

Bu cevap daha uygun olacaktır.

Öğretim etkinliğini daha kalıcı kılmak için doğrudan yaşantılar gerçekleştir- mek gerekir. En etkili ders materyali gerçek objelerdir çünkü hayatın ken- disidir. Birinci elden somut yaşantılar sağlar. Gerçek objeler öğrencilerin bireysel olarak kendi hızında ilerle- mesini sağlar. Yaratıcılığa sevk eder ve geliştirir. Problem çözme becerisi kazandırarak somut alıştırma imkanı sunar.

Cevap C 25. Her öğrencinin aynı şekilde anlayabi- leceği şekilde ifade edilmesi, açıklık ilkesinin vurgulandığını ifade eder.

Soruda verilen öncülde öğrenilmesi gereken konuların herkes tarafından aynı şekilde anlaşılır olması üzerine vurgu yapılmıştır ve buda bize açıklık ilkesinin vurgulandığını göstermekte- dir. Açıklık ilkesi iki şekilde açıklan- maktadır; Anlaşılır, sade ve açık bir dilin kullanılmasıdır. Bir diğer anlamı da öğretimde ne kadar çok duyu or- ganı işe karışırsa o kadar nesnellik ve açıklık olmaktadır. Bu ilkeye göre materyal kullanımı nesnellik açısın- dan önemlidir. Ayrıca yaparak-ya- şayarak öğrenme bu ilkenin en çok desteklediği öğrenme şeklidir.

Cevap D 26. Bazı araçların maliyeti daha yüksek

olabilir. Öğrenmede araç kullanımı şüphesiz öğrenmeyi kalıcı kılar. An- cak maliyeti yüksek olan araçların kullanılması maliyeti artırır.

Her dersin kendine uygun araç ge- reci vardır. Öğretmen derse uygun araç gereci yerinde ve zamanında kullanarak öğretimi canlı ve açık hale getirebilir. Öğrencilerin ilgi ve dikkat- lerini arttırarak daha çabuk öğren- melerini sağlar. Derslerde araç gereç kullanımı zamanı etkili ve verimli kul- lanmada da oldukça büyük önem ta- şır. Kullanılan değişik araç-gereçler, değişik duyu organlarına seslenerek öğrencilerin dikkatini çekmiş olur. Ni- tekim araç-gereçlerin görsellik özel- liği öğrenilenlerin hatırlanma payını da arttıran bir unsurdur. Öyle ki öğ- retimde görsel öğelerle pekiştirilmiş bilgilerin daha kalıcı olduğu ve daha çok hatırlandığı araştırmalarla da kanıtlanmış bir durumdur. Ancak ne var ki bazı araç gereçlerin maliyetleri oldukça yüksek olabilir. Dolayısıyla eğitim araç gereçleri öğrenme mali- yetlerini düşürmez.

Cevap E 27. Çizgi gözü belirli bir alanda ya da bir

(3)

KPSS/EĞİTİM BİLİMLERİ SINAV 10 ÇÖZÜM KİTAPÇIĞI

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN

alan etrafında hareket ettirerek dik- kati bir yol boyunca sürükleyen veya bir noktaya çeken tek boyutlu bir ya- pıdır. İşlem, yön ve hareket gösterir.

Şekilleri ayırma ve birleştirme işlerini yapar. Çizgiler üzerine kurgu yapıla- bilecek temel yapı taşlarıdır. Yatay çizgiler durgunluk, dikey çizgiler güç gösterir, yukarı bakma hissi verir.

Köşegen çizgiler ise kuvvetli biçimde hareket ve dinamizm hissi verir.

Çizgiler tek boyutlu araçlardır. Dikey çizgiler güç, kuvvet izlenimini uyan- dırır.

Eğik çizgiler hareket, yatay çizgiler ise hareketsizlik izlenimini verir.

Cevap D 28.

Şekil zemin ilişkisi içerisinde dikka- te alındığında Şekil, o anda dikkat ettiğimiz uyarıcı şeydir. Zemin, o anda dikkat ettiğimiz şey dışındaki her şeydir. Algılama sırasında göze ilk çarpan nesnenin şekli formudur.

Zemin ise görülen şeklin arka pla- nındaki alandır. Görsel alandaki şekil zeminden daha yakındır ve bir biçimi vardır. Zemin ise tanımlanması zor bir izlenim verir. Şekil ile zemin yer değiştiğinde bu durum daha iyi anla- şılacaktır.

Cevap C 29. Öğretim tasarımı sürecinin ilk aşa- ması analizdir. Öncelikle; belli bir düzeyde, belli bir dersin ya da ko- nunun öğretim amaçları belirlenir.

(1) öğretim sonunda öğrencilere ka- zandırılması planlanan hedefler (2) bu hedefe ulaşmak için öğrencilerin öğretim sırasında kazanması gere- ken ön koşul davranışlar.

Analiz kısmında sırasıyla öğretim amaçları, öğrenci düzeyi, öğrencinin ihtiyaçları ve konu alanının özellikleri belirlenir.

Cevap C 30. Okul aile iş birliğinin sağlanması

açısından ev ziyaretlerinin önemli bir yere sahip olduğunu söylemek mümkündür. Özellikle oldukça sık ve amacına uygun olarak ustaca yapıl- dığında ziyaret eden ve veli arasında birbirini destekleyici, devamlılık gös- teren, bunun sonucunda yetişkin ve veli olarak büyüme ve değişmenin olduğu birebir ilişkinin oluşması için bir şansın doğmasını sağlarız. Ev ziyaretleri, ebeveynlerin değerlerini, çocuğuna karşı tutum ve davranış- larını, çocuk ile ilgili beklentilerini öğrenmek ve aileyi tanımak için kul- lanılan en iyi yöntemlerden biridir.

Öğretmen açısından güç olsa da çocukların evlerine yapılan ziyaretler çok önemli eğitim fırsatları sunmak- tadır. Öğretmenin ziyaretleri çocuk ve aileyi daha iyi tanımasına fırsat vermektedir. Aile, ev ziyaretleri sıra- sında duygu ve düşüncelerini daha

rahat ifade edebilmekte, çocuk ise öğretmeninin kendisi ile ilgilendiğini ve değer verdiğini düşünerek öz- saygısını geliştirebilmektedir.

Aile ziyaretleri öğrenci-öğretmen-ai- le ilişkisinin sağlıklı olmasını sağlar.

Öğrenci ve öğretmen arsında sağlıklı bir iletişim kurulmasını sağlar. Aile ziyaretlerinin amacı tartışma ortamı yaratmak değildir.

Cevap E 31. Önceki çalışmaların yeni çalışmalara

yön vermesi, geçmişteki olumsuzluk- lara düşülmemesi program geliştir- menin tarihi temelini oluşturur. Tarihi temel geçmişten günümüze yapılan tüm programları inceleyip hatalardan ders çıkarmamıza yarar.

Cevap C 32. Esasicilik felsefesinde öğretmen

otoriter bir durumdadır. Disiplini sağ- lamak için ceza ve ödül sistemi kul- lanılır. İlerlemecilik öğrenci merkezli bir felsefedir. Öğrenci aktif, öğretmen ise rehber durumundadır.

Cevap B 33. Kavrama boyutu öğrencinin bilgiyi

açıklayabilmesi, örnek verebilmesi, tablo ya da şekille gösterebilmesini gerektiren bir aşamadır. Hiyerarşiye göre bir aşamadan diğer bir aşa- maya atlanılmaz. Öğrenmede bu aşamalar kesinlikle sırasıyla gidilme- lidir. Öğrenciler bilgi aşamasından uygulama aşamasına atlamışlardır.

Aradaki dikkate almaları gereken aşama kavrama aşamasıdır. Beyza Öğretmen bu aşamanın önemini vur- gulamaktadır.

Cevap B

34. Örgün eğitim sınıf ortamı arkadaş çevresinde oluşan bir eğitim türüdür.

Bulunduğu sosyal çevreye uyumunu sağlama, ahlaki değerleri elde etme bu eğitim türüne ait bir özelliktir.

Cevap A

35. Yurt dışında eğitim görenlerin dip- loma denkliği, okul ders saatlerinin belirlenmesi ve şura toplantılarının organize işlemleri Talim Terbiye Ku- rulu tarafından yapılmıştır.

Cevap A

36. A ifadesine doğru, b ifadesine yanlış, e ifadesine doğru ifadeleriyle giden bir öğrencinin 3 tane doğrusu vardır.

A ifadesinde ilk 5’ e giren öğrenci ifa- desinde karşılaştırma olduğu için ve kontenjan belirlendiği için bağıl de- ğerlendirmedir. Doğru kol ile devam edilmelidir.

B ifadesinde sınıf ortalaması ve ilk 10 ifadeleriyle bağıl değerlendirme yapılmıştır. Çünkü sınıf ortalaması sınavdan sonra belirlenir. Ayrıca 10 öğrenci ifadesi ile kontenjan sınır-

landırması yapmıştır. Bu nedenle B ifadesi mutlak değil, bağıl değerlen- dirmedir. Devam edilmesi gereken kol yanlış ifadesidir.

E ifadesinde öğrencilerin ilgilerini be- lirlemek başta olan bir durumdur ve tanıma amaçlıdır. Devam eden kol doğru ifadesidir.

A ifadesi D, b ifadesi Y, c ifadesi D işaretleyen bir öğrenci çıkışı doğru yapmıştır.

Cevap D 37. Sabit hatada hata miktarı sabittir ve

bütün ölçümlerde aynıdır. Sistematik hatada ise bazı ölçümlerde yani ku- rallı olarak gerçekleşen durumlarda hata gerçekleşir. Tesadüfi hata ise farkında olunmadan gerçekleşen durumlardır. Asansörde gerçekleşen hata hep bir kat olarak görülüyor. Bu durumda sabit hata gerçekleşmiş oluyor.

Cevap B 38. Mutlak ölçütte miktar, bağıl ölçütte

ise sıra önemlidir. I-II-III nolu öncül- lerde rekabet ve sıra ifadeleri görül- mektedir. Kontenjan, sıra, rekabet durumlarda bağıl ölçüt kullanılır.

Cevap E 39. I. öncülde öğrencilerin performansı

yüksek ve düşük olarak belirtmesi sınıflama düzeyindedir ve kategori- lendirme işlemidir. II. öncülde adet ve miktar belirten durum olduğu için gerçek sıfırdır. Bu nedenle II. öncül- de oran ölçeğidir. III. öncül puan ifa- desi vardır.

Puan ifadesinin olduğu durumların hepsi aralık ölçeğidir.

Cevap A 40. Ölçülmek istenen özelliği ölçebil- mesi geçerliktir. Yani hedeflenen davranışları ölçebilmesidir. Kapsam geçerliği soruların ölçülmek istenen özelliği kapsamasıdır. Eğer ölçülmek istenen özelliğin dışındaki durumlar ölçülüyor ise kapsam geçerliği düşük olur. D seçeneğinde bilinen bir du- rumdan yararlanarak bilinmeyen bir durumu tahmin etme işlemi yordama geçerliğidir.

Cevap C

41. Standart hata %99 ihtimal düşünül- düğünde formül:

. ,

S SS r

S 1

5 1 0 84 2

= -

= - =

Puan – 3 . se = alt aralık Puan + 3 . se = üst aralık 70 – 3 . 2 = 64 , 70 + 3 . 2 = 76

Cevap E

(4)

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN 42. Murat’ın geliş saati hep saat 09.00

olduğu için istikrar vardır. Hep aynı saatte geldiği için güvenilirdir. Ge- çerli olan saat 8.30’dur. Ancak Murat, saat 09.00’da geldiğinden geçerli bir saat değildir. Bu durumda Murat’ın okula gelişi güvenilirdir ancak geçerli değildir.

Cevap D

43. C seçeneğindeki testte öğrencilerin bir kısmı düşük notlarda bir kısmı ise yüksek notlarda yığılmıştır. Bu du- rumda test bilen ile bilmeyeni iyi ayırt etmiştir. Heterojen bir özellik göster- diğinden cevap C olur.

Cevap C

44. I. öncülde madde ayırt edicilik indek- sinde formül (üst grup-alt grup) /bir grubun toplamıdır.

Ayırt ediciliği en yüksek olanı kolay- lıkla bulabilmek için üst grubun çok fazla, alt grubun ise çok az doğru yapması gerekir. Yani arasındaki far- kın en fazla olduğu madde en ayırt edici maddedir. Bu durumda farkın en fazla olduğu madde M4’tür. Onun da ayırt ediciliği 0.80’dir.

II. öncülde en zor maddenin güçlüğü- nü bulabilmek için üst ve alt grupta toplamda doğru sayısının en az ola- nına bakmamız gerekir.

M1 45 doğru M2 74 doğru M3 54 doğru M4 50 doğru M5 50 doğru

Doğru sayısının en az olduğu madde M1’dir. Onun da güçlüğünü hesapla- dığımızda formül; doğru cevaplayan sayısı/tüm cevaplayıcı sayısı 45/100

= 0.45’tir.

III. öncülde bir maddenin varyansı- nın en yüksek olduğu madde, madde güçlük indeksinin 0.50 olanıdır. Bu durumda madde güçlük indeksi 0.50 olan maddeler M4 ve M5’tir.

IV. öncülde madde sapması en dü- şük olan madde, madde güçlük in- deksinin 0 veya 1’e en yakın olanı- dır. Bu durumda bu yakınlığı dikkate aldığımızda M2’nin sapması daha düşüktür.

Cevap C

45. Bağıl değişkenlik katsayısı stan- dart sapmanın aritmetik ortalamaya bölümünün 100 ile çarpımı ile elde edilen bir yüzdedir. Bu yüzden hem ortalamayı hem de standart sapmayı içeren ve dolayısı ile dağılımın değiş- kenliği hakkında standart sapmaya göre daha fazla bilgi veren bir değiş- kenlik katsayısıdır.

Cevap B

46. Yapılandırılmış Grid için öğretmen konuyla ilgili soruları hazırlar ve so- ruların yanıtını rastgele kutucuklara yerleştirir. Öğrencilerden, her soru için doğru kutucuğu bulmaları ve kutucuk numaralarını mantıksal ve işlevsel olarak sınamaları istenir.

Cevap C

47. Üst düzey davranışlar: analiz, sentez ve değerlendirmedir. I nolu öncülde ilginç yorumlar ortaya koyma, öz- günlüğü ifade eder. Yani sentezdir. II nolu öncülde matematik formüllerini açıklayabilme kavrama boyutunda- dır. III nolu öncül makale yazmak özgünlüğü ifade ettiğinden sentez düzeyindedir. IV nolu öncülde eğiti- min tanımını yapabilme ifadesi eğer ezber boyutunda ise bilgidir. Kendi ifadeleriyle tanımı yapabilmesi ise kavramadır. V nolu öncül açıklayabil- me ifadesi olduğundan kavramadır.

Cevap B

48. A, C, D ve E seçeneklerinde verilen davranışların tamamında bir yaşantı sonucu oluşma, kalıcı bir iz ve dav- ranışta değişiklik vardır. Bu nedenle öğrenme sonucu oluştuğu söylene- bilir. Ancak B seçeneğinde yer alan yeni yürümeye başlayan bir çocuğun düşerken kafasını bir yere çarpınca canının yandığı için ağlaması öğ- renme tanımında verilen özellikleri içermeyen bir davranıştır. Geçici özelliktedir.

Cevap B

49. Edimsel psikolojiye göre, bir davranı- şın öğrenilebilmesi için pekiştirilme- si, pekiştirilmesi için de öncelikle en az bir kez yapılması gerekir. Çünkü edimsel koşullanmada pekiştirme, davranıştan sonra yapılmaktadır.

Bazı durumlarda ise organizma istenen davranışı bir kez olsun yapmayabilir. Haliyle bu durumda pekiştirme yapılamaz ve davranış kazandırılamaz. İşte bu durumlarda devreye “biçimlendirme” girer. Biçim- lendirme de, hedef davranış, davra- nış basamaklarına ayrılır ve her doğ- ru basamağın ardından pekiştirilerek bir üst basamağa geçilir. Pekiştirme- ye organizmanın yapmakta olduğu davranışlar arasından hedef davra- nışa en yakın davranış belirlenerek başlanır. Muhammet Öğretmen’in amacına ulaşabilmesi için öğrencileri pekiştirmesi, pekiştirebilmesi için de öğrencilerin istenen davranışı en az bir kez yapmaları gerektiğine göre

“biçimlendirme yöntemini’’ kullanma- sı gerekmektedir.

Cevap D

50. Bir davranış sürekli belli bir uyarıcı ortamdayken pekiştirilirse, bir süre sonra bu uyarıcı davranış için ayırt edici rolü üstlenir ve davranışı kont- rol altına alır. Davranışı kontrol eden bu tip uyarıcılara “ayırt edici uyarıcı”, bu uyarıcılara verilen tepkilere ise

“ayırt edici edim” denir. Rüveyda’nın ders notlarını her hafta cuma günü temize geçirmesi, ders notlarını te- mize geçirmek için cuma gününün ayırt edici uyarıcı haline geldiğini göstermektedir.

Cevap C

51. Pavlov’a göre tepkisel koşullanma

“yer değiştirme” şeklinde gerçek- leşmektedir. Yani nötr uyarıcı ile koşulsuz uyarıcı yer değiştirerek (birbiriyle eşleşerek) koşullanma gerçekleşmektedir. Pavlov bu eşleş- menin sağlanabilmesi için nötr uya- rıcının daima koşulsuz uyarıcıdan önce gelmesi gerektiğini düşünmüş- tür. Habercilikle ilgili yapılan deney- sel çalışmalarda koşulsuz uyarıcıyı, nötr uyarıcıdan önce vererek de koşullanmanın gerçekleşebileceğini (olumsuz habercilik – geriye koşul- lanma), bu şekilde nötr uyarıcının koşullu uyarıcı haline dönüşebilece- ğini ortaya koymuştur.

Cevap A

(5)

KPSS/EĞİTİM BİLİMLERİ SINAV 10 ÇÖZÜM KİTAPÇIĞI

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN

52. Kendisini iyi ya da kötü olarak etkile- yen durumları kendi yetenek, özellik ya da davranışlarının sonuçları ola- rak algılayan, kendini etkileyen her türlü olayın kendi kontrolünde oldu- ğu bilinciyle hareket eden Burhan’ın içten denetimli bir öğrenci olduğu söylenebilir.

Cevap D

53. Öz düzenleme kavramı, bireyin be- lirlediği ölçütlere uygun bir biçimde hareket ederek yaşamını düzenle- mesini ifade eder. Soruda sözü edi- len Hamza’nın yaptığı plana uyması, programlı çalışması, haftada 1 gün futbol maçlarını izlemesi gibi özel- likleri, yaşamına yön veren aktif bir özne olduğunu, belirlediği ölçütlere uygun bir biçimde tercihlerini, davra- nışlarını düzenleme becerisini sergi- lediğini göstermektedir.

Cevap C

54. Crespi etkisi, pekiştirecin artmasına ya da azalmasına bağlı olarak dav- ranışında doğru orantılı bir şekilde artması veya azalmasıdır. Zeigarnik etki, yarım kalan olayların zihinde daha etkili olması durumudur. Pla- sebo şeker gibi bir uyarıcının ilaç olarak düşünülüp olumlu etki oluş- turmasıdır. Pymaglion etkisi, kendini gerçekleştiren kehanet mantığıdır.

Halo etkisi ise olumlu olan yargılar- dır. Soruda anlatılan durumda pekiş- tirecin etkisinden dolayı davranışın artması azalması durumu olduğu için cevap Crespi etkisidir.

Cevap A

55. Sosyal öğrenme kuramının üzerinde durduğu önemli kavramlardan biri de öz yeterlik kavramıdır. Öz yeterlik al- gısı, kişinin öğrenme ve davranışla- rını gerekli seviyelere ulaştırabilmek için kendi kapasitesine olan inancı- dır. Yüksek öz yeterliliğe sahip olan bireyler zorluklarla karşılaştıkların- da zorluğu aşabilmek için daha çok çaba sarf ederler.

Cevap C

56. Eksik kısım olsa bile önceki bilgiler- den yola çıkarak zihnin boşluklarını tamamlayarak, bütün olarak algı- lamasına algıda tamamlama denil- mektedir.

Cevap E

57. Karşıt koşullanmada organizmada istenilmeyen davranışı meydana ge- tiren uyarıcı sevilen ve daha baskın geleceği bilinen başka bir uyarıcı ile birlikte sunulur. Soruda anlatılan du- rumda da sevilmeyen havuz suyuna karşı olan tepkiyi ortadan kaldırmak için sevilen bir oyuncak ortama dâhil edilmiştir.

Cevap A

58. Eklemleme stratejisi, var olan bilgi ile yeni bilgiler arasında ilişkiler kurul- masını sağlar. Bu süreçle yeni bilgi daha anlamlı hale gelecek, kodlama kolaylaşacak ve daha belirleyici ola- caktır. Eklemleme stratejileri, yeni bilginin kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe, bilinenle yeni bilgi arasında ilişki kurularak ve birlik ya- ratarak geçişine yardımcı olur. Bu nedenle soruda Tuğrul’un kullandığı strateji eklemlemedir.

Cevap B

59. Gölgeleme: İki nötr uyarıcı birlik- te verildiğinde şartlanma daha çok dikkati çeken şartlı uyarıcıya karşı oluşmaktadır. Diğer uyarıcı ise orga- nizmada herhangi bir etki yaratmaz.

Gölgeleme birden fazla uyarıcıya ko- şullanma sürecinde gerçekleşir.

Işık + Zil + Et→ Salya

Engelleme: Klasik koşullanma süreci bir uyarıcıya karşı oluştuktan sonra aynı doğal uyarıcıyla yeni bir nötr uyarıcı eşleştirildiğinde önceki ko- şullanmadaki koşullu uyarıcının yeni nötr uyarıcıyı bloke etmesine engel- leme veya bloklama etkisi denir.

I. DURUM Zil + Et → Salya Zil → Salya II. DURUM

(Zil) + Işık + Et→ Salya Işık→Salya yok

Gölgelemede iki nötr uyarıcı aynı anda, engellemede ise koşullanma süreci gerçekleştikten sonra koşullu ile koşulsuz uyarıcı eşleşmesine yeni bir nötr uyarıcının eklenmesi sonucu oluşur. Bu durumda Vildan’ın başka bir doktor istememesi engellemeye örnektir.

Cevap C

60. Bir bireyin kendisinde bulunan bir ku- suru, eksikliği, hatayı başkalarında da varmış gibi görmesi “yansıtma”

savunma mekanizması olarak adlan- dırılmaktadır. Soruda Emrah Bey al- kolik olmasını eşi ve kayın validesine bağlamakta, kendi hatasını başka- larında görmeye çalışmakta, onları kendi hatasına ortak etmektedir.

Cevap C

61. Öğretmenin yaptığı davranışlarla öğrencilerinin, kendinin, hem de meslektaşlarının takdirini kazanaca- ğını düşünmesi saygınlık ihtiyacı ile ilgilidir.

Cevap C

62. Soruda anlatılan kişi bir yetişkin ol- duğu için yetişkin bağlanma şekille- riyle çözülmelidir. Yetişkin bağlanma şekilleri güvenli, saplantılı, kayıtsız ve korkulu bağlanmadır. Kayıtsız bağlanan yetişkinler kendilerini önemli ve değerli görmelerine rağ- men aynı algılamaları çevreleri için hissetmezler.

Cevap D

63. Kimlik statüleri hayat boyu aynı şe- kilde devam ettirilemez. Bu yüzden b seçeneğinde yer alan başarılı bir kimliği kazanmış biri artık hayatının geri kalan kısmını sadece bu kimlik statüsünde devam ettirir ifadesi yan- lıştır.

Cevap B

64. Kreş çocukları benmerkezci oldukları bir yaşta (gelişimsel seviyede) olduk- larından kendilerine sorulan soruları yanıtlamada sıra bekleyememekte- dirler. Bu örnekte de hep bir ağızdan sorulan soruyu cevaplandırmaktadır- lar. Piaget bu “hep bir ağızda konuş- maya” toplu monolog demiştir. Ancak sorunun köküne dikkatli bakılırsa bu durumun nedeni sorulmaktadır. Top- lu monolog yaşanmasının nedeni benmerkezciliktir.

Cevap B

65. Bu soruyu çözen çoğu arkadaş çö- zümü E seçeneği olarak işaretleye- bilmektedir. Ancak cevap A seçene- ğidir. Çünkü sosyal psikoloji; bireyin toplum içindeki davranışlarını ince- ler. Bireyin topluma, toplumun bireye olan etkilerini araştırır. Sosyal etki al- tında bireyin davranışlarındaki şekil- lenmeyi inceler. Tutumlar, önyargılar, itaat etme, sosyal normlar, kamuoyu, propaganda, liderlik, moda ve reklam

(6)

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN gibi bireyler ve gruplar arasındaki

etkileşim konularıyla ilgilenir. Klinik psikoloji ise psikolojinin, en geniş uz- manlık alanıdır. Davranış bozukluk- larının teşhisi ve tedavisiyle uğraşır.

Amacı, insanın her türlü ruhsal so- runlarının çözümüne yardımcı olmak ve bireyin çevresiyle uyum içinde yaşamasını sağlamaktır. İlgilendiği ana konular gelişimsel sorunlar, fobi, şiddetli kaygı, depresyon, şizofreni, paranoya gibi sorunlardır.

Cevap A

66. Piaget’e göre; dışa bağlı ahlak (He- teronom ahlak) döneminin özellikleri şunlardır:

İyi-kötü, doğru-yanlış gibi ahlaki yar- gıları açısından çocuklar dışa bağım- lıdırlar.

Otorite tarafından belirlenen kurallar bu dönem çocukları tarafından sor- gulanmadan kabul edilir.

Davranışın arkasında yatan niyet dikkate alınmaz.

İşlenen bir suçun önem derecesini ortaya çıkaran fiziksel sonuçlardır.

Cevap C

67. Anne – babaların çocuklarını yetişti- rirken gösterdiği tutumlar çocukların kişilik gelişimlerini etkiler. Soruda anlatılan ebeveyn tutumu yetkinci tu- tuma örnek bazı anne-baba tutumları şöyledir:

İtici(Reddedici)Tutum: Çocuklarını istemeyen, çocuklarına kötü davra- nan ve düşmanca davranışlar sergi- leyen anne babalardır.

Yetkinci(Mükemmeliyetçi)Tutum: Ço- cuklarına başarılı olmaları için aşırı baskı yapan ve çocuklarının herkes- ten daha başarılı olmalarını isteyen anne babalardır.

Aşırı Koruyucu Tutum: Çocuklarını aşırı korurlar, onların ağlamalarına, hasta olmalarına dayanamazlar ve sık sık hastaneye götürüp onların kendi ihtiyaçlarını karşılamalarına izin vermeyen anne babalardır.

Aşırı Hoşgörülü ve Şımartıcı Tutum(İzin Verici Tutum): Çocukları- na karşı aşırı hoşgörülü ve şımartıcı olurlar. Aşırı koruyucu anne babalar- dır.

Tutarsız Tutum: Dengesiz ve tutarsız anne babalardır. Anne ve babalarının görüş ayrılığından dolayı çocuklarına karşı değişken davranışlarda bulun- masıdır.

Otoriter(Baskıcı) Tutum: Anne ve ba- balar belirlediği kuralları çocuklarına çok katı bir şekilde uygulatır. Çocuk- ların istekleri göz ardı edilir.

Demokratik Tutum: Çocuğa karşı de- mokratik bir yaklaşım içerisinde bulu- nan sağlıklı bir anne baba tutumudur.

Bu anne babalar çocuklarına hoşgö- rülü, güven verici ve destekleyici bir tutum içerisindedirler.

Cevap B

68. Bu soruda çocukların müzik, spor gibi alanlara yönelmesiyle bu alanla- rın dışına taşan alanlarda olumlu ge- lişimlerin olacağı vurgulanmaktadır.

Sorularda gelişimin bir alanındaki avantaj ya da dezavantajının diğer gelişim alanlarını etkilediği vurgula- nıyorsa bu durum gelişimin bir bütün olarak ilerlediğini gösterir.

Cevap E

69. Çocuklar yaklaşık 3 yaşlarına gel- diklerinde girişkenlik dönemi başla- makta ve altı yaşlarına kadar devam etmektedir. Bağımsız bir şekilde davranabilen bu dönem çocukları, dil gelişimiyle birlikte iyice özerkle- şirler. Sosyal ilişkilere daha çok ka- tılmaya ve çevresinde olup bitenlerle daha çok ilgilenmeye, merak etmeye başlarlar. Bu öğrenme merakı sonu- cundaysa sürekli sorular sorarak, gi- rişimlerde bulunurlar. Bu dönemdeki çocukların merak ya da araştırma duyguları, onları çeşitli etkinlikler yapmaya yöneltmektedir. Bu etkinlik- lerin gerçekleştirilmesinin anne baba tarafından engellenmesi, çocukta suçluluk duygularının gelişmesiyle sonuçlanacaktır. Aynı zamanda bu etkinliklerde yaşadığı başarısızlıklar sonucunda çevresindeki kişiler tara- fından yetersizlik hissettirildiğinde de çocuklarda suçluluk duyguları gelişe- bilecektir.

Cevap C

70. Sınavda karıştırılan konulardan biri de rehberliğin işlevleri, rehberlik hiz- metleri ve alanlarıdır. Rehberliğin işlevleri; uyum sağlayıcı, yöneltici rehberlik, ayarlayıcı rehberlik, geliş- tirici rehberlik, önleyici rehberlik, ta- mamlayıcı rehberlik, krize müdahale edici rehberlik ve iyileştirici rehberlik- tir. Problem alanlarına göre rehberlik türleri; eğitsel, mesleki ve kişisel-sos- yal rehberliktir. Rehberlik hizmetleri ise doğrudan hizmetler; oryantasyon, psikolojik danışma, bireyi tanıma, bilgi toplama ve yayma, izleme, yö- neltme ve referedir. Dolaylı hizmetler ise; müşavirlik, çevre ve veli ilişkileri, plan hazırlama, araştırma ve değer- lendirmedir. Soruda işlev sorduğuna dikkat ettiğimizde sorunun cevabının tamamlayıcı rehberlik olduğunu an- layabiliriz. Tamamlayıcı rehberliğin görev alanları ise öğretim etkinliklerini tamamlayıcı çalışmalar içermektedir.

Okullarda yürüten eğitim öğretim et- kinliklerinin etkili olabilmesi rehberlik hizmetleri ile birlikte gerçekleştirilme- sine bağlıdır.

Cevap E

71. Ergenlik yıllarındaki çocukların ge- lişim özellikleri dikkate alındığında rehber öğretmenin ebeveynlere ço- cuklarınızı anlamaya çalışmak için anlattıklarını içtenlikle dinleyin sözü bu dönemdeki gençlere yönelik en etkili cümle olur. Çünkü bu dönem- deki çocuklara nasihat verici, zorlayı- cı ve baskıcı cümleler kurmak yanlış olacaktır.

Cevap D

72. Müşavirlik alanının amacı, okuldaki yönetici ve öğretmenlerin daha ye- terli ve ortak bir anlayışa sahip olma- sının ve böylece okuldaki çalışmalar- da bu anlayışın esas alınmasını ve tüm olanakların bu anlayışa uygun bir biçimde kullanılmasını sağla- maktır. Diğer bir deyişle psikolojik danışman ile öğrencinin eğitimi ve yetiştirilmesi ile ilgili bir ya da daha fazla sayıda kişinin (öğretmen, yö- netici, veli) işbirliği içinde öğrencinin gelişmesine yönelik olarak kurdukları yardım ilişkisidir.

Cevap A

(7)

KPSS/EĞİTİM BİLİMLERİ SINAV 10 ÇÖZÜM KİTAPÇIĞI

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN

77. Özel eğitim hizmetlerinde mümkün olduğunca bireyi sosyal ve fiziksel çevrelerinden ayırmamak esastır.

Cevap B

78. Okula gitmek istemeyen öğrencide okul ile ilgili korku ve fobi oluşmuş olabilir. Bu önemli bir sorundur ve araştırılması gerekir. Her şeye rağ- men çocuğun okula gitmeye zorlan- ması okul korkusunun iyice yerleş- mesine ve kalıcı olmasına neden olabilir. Küçük yaşlardaki okul kor- kusu çocuğun sonraki eğitim yaşan- tısını da olumsuz etkiler. Bu nedenle çocuk zorlanmamalıdır.

Cevap E

79. Soruda rehber öğretmenin yap- mış olduğu müşavirlik çalışması ve bunun sonuçlarını değerlendirme amacı vardır. İzleme hizmetleri genel olarak iki tür faaliyeti kapsamaktadır:

a. Mezun olan öğrencilerin izlenmesi b. Psikolojik danışma ve rehberlik hizmeti alan öğrencilerin izlenmesi Psikolojik danışma ve rehberlik hiz- meti alanların alınan hizmetten ne derece yararlandığını görmek ama- cıyla izlenmesi, zaman zaman tekrar değerlendirilmesi bu kapsamdadır.

Cevap D

80. Öğrenci kişilik hizmetleri öğrencilerin kendilerini tanımaları ve geliştirme- lerine yönelik hizmetlerdir. Okul mü- dürünün müfettişlerle ilgili öğretmen- lerine bilgi vermesi eğitimin yönetim hizmeti ile ilgilidir.

Cevap D 73. Ebru Hanım ayıcık taktiğini kullan-

mıştır. Ayıcık taktiği; insanların ilişki- lere zarar vermeksizin tartışamaya- caklarını, bir tatsızlık çıkmasın diye çatışmadan kaçınılması gerektiğini düşünürler. Çatışma devam ederse, birilerinin kalbinin kırılacağından ve ilişkilerin zarar göreceğinden ya da bozulacağından korkarlar. İlişkilerini sürdürebilmek için kendi amaçların- dan vazgeçerler. Oyuncak ayı sanki

“Amaçlarımdan vazgeçiyorum ve is- tediğin şeyi yapmana izin veriyorum;

yeter ki beni sev.” der gibidir. İlişkile- rin bozulmaması için çatışmayı yatış- tırmaya çalışırlar.

Cevap C

74. Geleneksel kariyer kuramlarının daha çok orta sınıf için geçerli oldu- ğunu ve sosyokültürel etkilerin göz ardı edildiğini iddia eden Gottfredson (1981), çalışmalarını geleneksel ku- ramlarda eksik gördüğü zekâ, sosyo- ekonomik statü, ırk ve cinsiyetin ka- riyer seçimindeki etkisi gibi alanlarda sürdürmüştür. Gottfredson’a göre, geleneksel kuramlar kariyer süreci veya içeriğinden birisine odaklan- mıştır. Bunu bir eksiklik olarak gören Gottfredson, kariyer seçimi süreci ve içeriğini bütünleştirmeye çalışmıştır (Erdoğmuş, 2003). Gottfredson kura- mını pek çok gözleme dayandırarak oluşturmuştur. Bunlardan birincisi meslek seçimiyle alakalı kuramların genelde gelişimsel ve yapısal yönleri birleştirmek yerine karar almayı ya da alınmış kararı öne çıkarması üze- rinedir. Örnek verecek olursak Super (1973) kuramında değişik gelişim düzeylerindeki bireylerin benlik kav- ramlarını geliştirme ve uygulamaya koyma üzerinde dururken, Holland (1973) öncelikli olarak kişiyi ve mes- leğini tanımlamak için bulunabilecek ortak boyutlara yönelmiştir. İkinci gözlemi, meslek seçimi konusundaki belirleyicilerle ilgili olarak araştırma- larla mesleki uygulamanın göster- dikleri arasındaki uzaklık üzerinedir.

Örneğin çoğunluk için sosyoekono- mik düzey ve zekâ düzeyi önemli bir belirleyiciyken kuramlar bunları göz ardı etmiştir.

Cevap C

75. Sosyometri uygulamasından güve- nilir sonuçlar alabilmek için uyulması gereken kurallar:

• Sosyometri sonuçları özel ve gizli tutulmalıdır. Sosyometri uygulama- sında uygulama sonuçlarının gizli tutulacağı hakkında tüm bireylere söz verilmeli ve gerçekten bu söze kesinlikle uyulmalıdır.

• Sosyometri uygulaması dostça bir hava içinde hiçbir zorlamaya da- yanmadan yapılmalıdır. Uygulama sınıfta ya da grupta bir sınav ortamı oluşturmamalı; bireylerin seçimlerini ve tercihlerini kendiliğinden serbest- çe yapabilmeleri sağlanmalıdır.

• Sosyometri uygulamasından önce sınıfta ya da gruptaki üyeler birbirle- rini yeterince tanımış olmalıdır.

• Sosyometri uygulaması aynı sınıf ya da grupta belirli aralıklarla tek- rarlanmalıdır. Çünkü zamanla üyeler arasındaki ilişkilerin yapısı ve biçimi değişebilir.

• Sosyometri uygulamasından elde edilen bilgiler bireylere verilecek psi- kolojik danışma ve rehberlik hizmet- lerinin programlanmasında dikkate alınmalı, bu bilgiler uygun yaklaşım biçimleri içinde bireylerle paylaşılma- lıdır.

Cevap D

76. Birey sayısına göre rehberlik içinde bireysel rehberlik, grupla rehberlik, bireysel psikolojik danışma ve grupla psikolojik danışma konuları vardır.

Sorunun kökünde birey sayısına göre dediği için eğitsel ve mesleki rehberlikle oryantasyonu elemeli- yiz. Geriye grup rehberliği ve grupla psikolojik danışma kalır. Anlatılan soruda bir danışmanlık olmadığı için cevap grup rehberliğidir.

Cevap D

(8)

İNFORMAL

DENEME

SINAVLARI İNFORMAL

DENEME

SINAVLARI

İnformal Yayınları

İnformal Yayınları

(0543) 614 01 88

Referanslar

Benzer Belgeler

• Bir şeye malik olan kimse, o şeyin zarûriyyatından olan şeye dahi malik olur.. • Asıl sakıt oldukta, fer’i dahi

 BAŞKALARININ VARLIĞI O BİREY İÇİN BİR UYARAN OLUŞTURMAKTADIR..  ÖRN/ ARKASINDAKİ SPORCUNUN AYAK SESLERİNİ

Ortaöğretim bakolaryasını elde eden ilk kadın Julıa Daubie diplomasını 1861'de aldı (Tekeli, 1982:58). Avrupa'nın ilk kadın avukatı Jeannne Chauvin ve Fransa’nın ilk

öncülde: Ayırt ediciliği en yüksek olanı kolaylıkla bulabilmek için üst grubun çok fazla, alt grubun ise çok az doğru yapması gerekir.. öncülde en zor

1’den 9’a kadar, 9 adet rakam› üçgenlerin içine öyle yerlefltirin ki kenar uzunlu¤u 2 birim olan tüm eflkenar üçgenlerin içerisindeki rakam- lar toplam›

yöntemi, daha çok damla sulama yöntemine benze- yen, a¤aç alt› mikro ya¤murlama yöntemidir.. A¤aç- lar›n alt›na yerlefltirilen küçük ya¤murlama bafll›kla- r›yla

Hepsinden “daha fazla” ve “daha yakın” olarak planladığımız Nest Bornova; otobanın hemen yanında olma- sının avantajıyla, şehrin kalbinden çok kısa sürede

• İktisat, işletme, hukuk, siyasal bilgiler, iktisadi ve idari bilimler fakülteleri ile bankacılık, fi nans, iktisat, işletme, muhasebe, uluslararası ticaret,