• Sonuç bulunamadı

Ankara'nın Zir (Sincan) Kazası'nın sosyo-ekonomik yapısı (975 numaralı kadı siciline göre)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Ankara'nın Zir (Sincan) Kazası'nın sosyo-ekonomik yapısı (975 numaralı kadı siciline göre)"

Copied!
701
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

KIRIKKALE ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

TARĠH ANABĠLĠM DALI

ANKARA‟NIN ZĠR (SĠNCAN) KAZASI‟NIN SOSYO- EKONOMĠK YAPISI

(975 NUMARALI KADI SĠCĠLĠNE GÖRE)

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Hazırlayan

Vildan YURDUSEVEN EVCĠ

Tez DanıĢmanı

Yrd. Doç. Dr. M.Esat SARICAOĞLU

Kırıkkale – 2015

(2)
(3)

T.C.

KIRIKKALE ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

TARĠH ANABĠLĠM DALI

ANKARA‟NIN ZĠR (SĠNCAN) KAZASI‟NIN SOSYO- EKONOMĠK YAPISI

(975 NUMARALI KADI SĠCĠLĠNE GÖRE)

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Hazırlayan

Vildan YURDUSEVEN EVCĠ

Tez DanıĢmanı

Yrd. Doç. Dr. M.Esat SARICAOĞLU

Kırıkkale – 2015

(4)

KABUL-ONAY

Yrd. Doç. Dr. M. Esat SARICAOĞLU danıĢmanlığında Vildan YURDUSEVEN EVCĠ tarafından hazırlanan “Ankara‟nın Zîr(Sincan) Kazası‟nın Sosyo-Ekonomik Yapısı (975 Numaralı Kadı Siciline Göre)” adlı bu çalıĢma jürimiz tarafından Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim dalında Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiĢtir.

08/07/2015

Prof. Dr. Ġsmail ÖZÇELĠK (BaĢkan)

………

Yrd. Doç. Dr. M. Esat SARICAOĞLU Yrd. Doç. Dr. Sıddık ÇALIK

……… ………

Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.

…/…/2015

Prof. Dr. Ġsmail AYDOĞAN Enstitü Müdürü

(5)

KiĢisel Kabul

Yüksek Lisans Tezi Dönem Projesi olarak sunduğum“Ankara‟nın Zîr(Sincan) Kazası‟nın Sosyo-Ekonomik Yapısı (975 Numaralı Kadı Siciline Göre)” adlı çalıĢmanın, tarafımdan bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düĢecek bir yardıma baĢvurmaksızın yazıldığını ve faydalandığım eserlerin kaynakçada gösterilenlerden oluĢtuğunu, bunlara atıf yapılarak faydalanılmıĢ olduğunu belirtir ve bunu Ģeref ve haysiyetimle doğrularım.

Tarih: 08/07/2015

Adı Soyadı: Vildan YURDUSEVEN EVCĠ Ġmza:

(6)

I ÖNSÖZ

Tarih, dinamik olan toplumların geçmiĢten günümüze ekonomik, sosyal, siyasi, askeri ve kültürel yönlerini ortaya çıkaran bir bilim dalıdır. Tarih biliminin önemli kaynaklarından olan Ģer„iyye sicili defterleri, Osmanlı Devleti‟nin gerek merkez ve gerekse taĢra teĢkilatlarında görev yapan kadıların, mahkemelerde tutmuĢ oldukları kayıtları, merkezden gelen emir ve fermanları ve mahalli mahkeme kararların yanında önemli vakaları kaydettikleri defterlerdir. Günümüzde özellikle Osmanlı sosyal hayatı ve Ģehir tarihçiliği için baĢvurulan en önemli kaynaklardandır.

Osmanlı Ģehirleri ile ilgili araĢtırmalarda baĢta arĢiv kayıtları olmak üzere diğer kaynakları da kullanarak, genellikle belli bir zaman diliminde bir Osmanlı Ģehrinin;

demografisi, sosyo-ekonomik durumu, idari teĢkilatı ve fiziki yapıları incelenebilmektedir. Aynı zamanda bu siciller hukuk, iktisat, siyaset ve idare tarihi için de baĢvuru kaynaklarıdır. Bu defterler, gerek içeriği ve gerekse dili itibariyle akademik çalıĢmalar ve araĢtırmalar için adeta vazgeçilmez yazılı kaynak ve belgelerdir.

Yüksek lisans çalıĢmamızın konusu 975 numaralı Ankara Ġli Zir Kazası‟na ait ġer„iyye Sicili defterinin günümüzün konuĢulan yazısına aktarılması ve içeriği konusunda tahlillerin yapılmasıdır. ÇalıĢmanın amacı özelde Ankara ilinin o dönemde Zir Kazası‟na ait önemli bir bölümünün yaĢam tarzı ve sosyal hayatına, genelde ise Osmanlı kırsal hayatına dair araĢtırmalara katkıda bulunabilmektir.

Yaptığımız çalıĢma, Ģimdiye kadar yapılmıĢ ve bundan sonra yapılacak çalıĢmalarla birlikte özelde Ankara‟nın, genelde Osmanlı‟nın son dönemlerinde nasıl bir değiĢim geçirdiği ve ekonomik açıdan günden güne zayıflamakta olan imparatorluğun çektiği sıkıntılardan hangi oranda etkilendiği hakkında küçük de olsa ıĢık tutabilecektir.

Bu çalıĢma ile 1879–1882 (Hicri 1294-1297) yılları arasındaki Zir Kazası‟nın, idari, siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal yapısına dair, bilgilerden yola çıkarak kısmi de olsa tahminlerde bulunmaktır. Ayrıca bu çalıĢmada belirtilen tarihte Zir‟deki ailenin oluĢumu, halkın özellikleri, toplumun uğraĢ alanları, mirastan mal taksimi, nikâh akdi, mehir durumu, boĢanma ve nafaka takdiri, vasi tayini, vesayet,

(7)

II dini ve sosyal yaĢama dair bulgular, toplumda iĢlenen suçlar, ekonomik ve ticari faaliyetleri inceleyerek veriler sunmaktır.

ÇalıĢmamın temel kaynağı olan 975 Numaralı Ankara ġer„iye Sicili transkribe edilmiĢtir. Söz konusu Ģer„iye sicilindeki belgeler sıra numarasına göre günümüz harflerine çevrilmek suretiyle orjinal ifadeleri aynen muhafaza edilmiĢtir.

Türkçe yzım diline çevrilen belgeler tezin amacı doğrultusunda bir değerlendirmeye tabi tutulmuĢ ve bu minvalde belgelere atıfta bulunulmuĢtur. ĠncelemiĢ olduğumuz defterin aslı 90 varak, 188 sayfa ve toplam 353 belge olması gerekirken aralarda koparılmıĢ varaklar veya numaralama iĢlemi sırasında atlanmıĢ numaralar nedeniyle elimizde 342 belge vardır. Yazı olarak zor bir metindir.

ġer„iyye Sicili defterinin transkripsiyonu yapılırken sicildeki bazı belgelerde boĢ bırakılmıĢ olan yerler ve satır baĢı veya sonuna denk gelerek fotoğrafı çekilememiĢ yerler soru iĢareti (?), çeĢitli sebeplerle okunmayan yerler üç nokta (…) ve okunuĢunda Ģüpheye düĢtüğümüz kelimeler okunarak sonunda soru iĢareti (?) ile gösterilmiĢtir. Ayrıca kâtipler tarafından iki kere yazılmıĢ olan kelimelerin bir tanesi yazılmıĢ, üzeri karalanmıĢ kelimeler ise okunmamıĢtır. Kâtipler tarafından üzeri çizilerek iptal edilmiĢ belgeler okunmamıĢ ve sadece karalandığı belirtilmiĢtir.

Ayrıca mevcut olmayan sahifelerden dolayı yarım olarak bulunan belgelerde okunmamıĢ ve belgenin mevcut olmadığı vurgulanmıĢtır.

Bu çalıĢmada özellikle metinlerin okunması ve değerlendirilmesinde yardımcı olan tez danıĢmanım Sayın Yrd. Doç. Dr. M. Esat SARICAOĞLU‟na, yapılan çalıĢmaların bilgisayara aktarılmasında emeği geçen kardeĢlerim M.Akif YURDUSEVEN, Rukiye ÇELEP ve eĢi Abdulkadir ÇELEP'e, Ġngilizce özetin yazılmasında yardımcı olan kardeĢim Nurullah YURDUSEVEN‟e Ģükranlarımı sunarım. Ayrıca tezin hazırlanması esnasında engin sabırlarından dolayı eĢim ġevket EVCĠ‟ye ve sevgili kızlarım Zeynep Rana ve Meryem Yaren'e çok teĢekkür ederim.

Vildan YURDUSEVEN EVCĠ

Kırıkkale-2015

(8)

III ÖZET

Bu çalıĢmamızda, Osmanlı Devleti tarihinin sosyal ve iktisadi açıdan birinci elden kaynaklarından 975 numaralı Ģer‟iyye sicili (1879–1882 (H.1279-1282) yıllarına ait belgeler) incelenerek o yıllarda Ankara‟nın Zir (Sincan) Kazası'nın, iktisadi ve sosyal yapısı, devletin bu döneme ait vergi uygulamaları ve diğer konular hakkında veriler sunularak değerlendirilmiĢtir.

ġer„iyye sicili kadılar tarafından tutulan mahkeme tutanaklarıdır. Kadı bulunduğu kazanın hâkimi, mülki amiri ve halkın her konuda müracat ettiği en üst yetkili görevlisi olduğu için kadının görev mahallinde tuttuğu Ģer„iyye sicilleri, o bölgenin hem iktisadi ve hem de toplumsal hayatını yansıtan önemli belgelerdir.

Osmanlı Devleti‟nin toplumsal ve ekonomik hayatının araĢtırılmasında mühim bir yeri olan tereke kayıtları bu çalıĢmanın da ana kaynağını oluĢturmaktadır.

Yaptığımız çalıĢma Türkiye Cumhuriyeti‟nin baĢkenti olan Ankara hakkında Ģimdiye kadar yapılmıĢ ve bundan sonra yapılacak çalıĢmalarla birlikte özelde Ankara‟nın, genelde Osmanlı‟nın sosyo-ekonomik tarihi, iktisat tarihi, sosyal ve siyasi tarihi hakkında bilgiler ihtiva etmektedir.

1879-1882 tarihlerini kapsayan bu çalıĢmamızın giriĢ bölümünde Osmanlı'da mahkeme, Osmanlı Devleti‟nde kadılık kurumu ele alındıktan sonra Ģer„iyye sicili ve 975 numaralı Ģer„iyye sicilinde kadı tarafından kaleme alınmıĢ olan tereke, ilam, berat, hüccet hakkında bilgiler sunulmuĢtur.

Birinci bölümde Ankara'nın tarihi, Zir Kazası, Ankara ile ilgili arĢiv çalıĢmaları, 1789-1882 yıllarında Osmanlı'nın siyasi ve sosyal durumu ve son olarak da demir yolunun yapılması ile Ankara‟ya etkileri hakkında bilgilere yer verilmiĢir.

Ġkinci bölümde 975 numaralı ġerʻiyye Sicili‟nden elde edilen bilgiler ıĢığında ortaya çıkan bulgularla genel servet yapısı, servet kaynakları; tarım, hayvancılık, arıcılık, gayri menkuller, dokuma; evde, tarımda ve diğer alanlarda kullanılan çeĢitli eĢyalar, nakit paralar, alacaklar, savaĢ aletleri, kitaplar, hayrat, nüfus durumu,

(9)

IV terekelerden alınan vergiler, borçlar, miras, tüketici hakları, meslekler vb. konular hakkında birinci elden veriler değerlendirmeye tabi tutulmuĢtur.

Üçüncü bölümde 975 numaralı ġerʻiyye Sicili‟nden elde edilen bilgiler ıĢığında sosyal hayata dair dönemin aile yapısı, evlilik, mehir, boĢanma, nafaka, hayır kurumu olarak vakıf, toplumda iĢlenen suçlar, Ģahısların kullandıkları isim ve ünvanlar ve belgelerde geçen ikamet yerleri hakkında bilgiler verilmiĢtir.

Dördüncü bölümde 975 Numaralı ġerʻiyye Sicili‟nin transkripsiyonu bulunmaktadır.

Sonuç bölümünde de yapılan çalıĢmadan ortaya çıkan sonuçlar ele alınarak değerlendirilmiĢtir.

Ayrıca tablo, grafik, gerekli bilgiler ve orjinal metinden örnekler eklerde verilmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: Ankara, Zir Kazası, ġerʻiyye Sicili, Tereke, Osmanlı Devleti.

(10)

V ABSTRACT

In this study, economical and societal structure of Zir (Sincan) District of Ankara, taxing methods of the state and the other issues have been evaluated by examining 975 numbered court register ( which is belong to the years 1879-1882 (H.

1279-1282)) and which is from the prominent sources in terms of social and political history of Ottoman State.

Court registers are the court records that have been written by kadis (the judges). Court registers recorded by kadis are important documents in terms of reflecting both economical and societal life of his region, because the kadi is the judge, administrative chief and the highest authority to whom people appeal for each issue. Inheritance (tereke) records, which have an importance place in researching the economical and societal life of Ottoman State, are the main source of this study.

The study we have done consist of information about socio-economical, economic, social and political history of Ottoman State, especially Ankara, together with the studies which have been and will be done about Ankara the capital city of the Republic of Turkey.

In the introduction of this study, which contains the years 1879-1882, firstly, court and judgeship (kadi) institution in Ottoman state has been handled. Then, information from court register and 975 numbered court register have been given on tereke (inheritance), verdict, warrant and hujjat (witness).

In the first section, some information have been given about history of Ankara, Zir District, archive studies about Ankara, political and social situation of Ottoman State during the years 1789-1881 and finally building of railways and its effects on Ankara.

In the second section, with the findings which emerged by the information which comes from 975 numbered court register, the data about general fortune

(11)

VI structure, fortune resources; agriculture, animal husbandry, bee culture, real estates, weave, some stuffs which is used in house, agriculture and other fields, cash monies, dues, war stuffs, books, charities, population situation, taxes taken from inheritances, loans, inheritance, consumer rights, occupations and such issues have been evaluated.

In the third section, under the light of information which obtained from 975 numbered court register, some information which are related to the social life of the period have been given about family structure, marriage, bride wealth, divorcement, alimony, charity as a beneficence institution, crimes committed in society, names and captions used by persons, and place of residence recorded in the documents.

In the fourth section, the transcription of 975 numbered court register has been given.

In the last section, the results that have been emerged from the study have been evaluated. Additionally, tables, graphics, necessary information and examples from original text were also given in appendixes.

Keywords: Ankara, Zir District, Court registers, Inheritance, The Ottoman State

(12)

VII KISALTMALAR

A: Adet

A.g.Ģ.s.: Adı geçen .Ģeriyye sicili A.g.e: Adı geçen eser

A.g.m.: Adı geçen makale Bkz.: Bakınız

C: Cilt

Der: Derleyen

D.Ġ.A.:Diyanet Ġslâm Ansiklopedisi Er: Erkek

Fyt: Fiyat H: Hicri Kr: KuruĢ M: Miladi N: Numara Ort: Ortalama P: Pare S: Sayfa

T.t.o: Toplam terekeye oranı Ünv: Üniversite

Vd: Ve diğerleri Vb: Ve benzeri Y: Yarımlağı

(13)

VIII Yy: Yayınevi

Yy. Hz: Yayına Hazırlayan

(14)

IX TABLOLAR

Sayfa No

Tablo 1: Zir Kazası‟nın Köyleri………..………17

Tablo 2: 1882 ve 1904 yıllarının vilayet bütçelerindeki gelir kalemleri arasında bir karĢılaĢtırma………24

Tablo 3: 1893 ve 1911 arasında Ankara – HaydarpaĢa hattında nakledilen tarımsal ürün miktarı……….……..25

Tablo 4: Terekelerde Nakit Para……….31

Tablo 5: Terekelerde Tarım Ürünleri……….……….36

Tablo 6: Terekelerde Gayrimenkuller……….…………38

Tablo 7: Terekelerde Dokuma………46

Tablo 8: Terekelerde Alacak……….……….47

Tablo 9: Terekelerde Borçlar……….……….51

Tablo 10: Terekelerden Alınan Vergiler……….………53

Tablo 11: Terekelerde Geçen Vasiyetler……….………...55

Tablo 12: Terekelerde Geçen Hayrat………..…………56

Tablo 13: Terekelerden Miras Alan KiĢiler………..………..57

Tablo 14: Belgelerde Meslekler………..…………61

Tablo 15: Birden Fazla Kadınla Evlilik ve Çocuk Sayıları………65

Tablo 16: Terekelerde Mehir Miktarları………..……...68

(15)

X

Tablo 17: Terekelerde Nafaka………..………...71

Tablo 18: Terekelerde Vasi Dağılımı………..………72

Tablo 19: Tereke Sahiplerinin Dine Göre Dağılımı………...….…75

Tablo 20: Müslüman Halkın Kullandığı Erkek Ġsimleri……….79

Tablo 21: Müslüman Halkın Kullandığı Kadın Ġsimleri……….………80

Tablo 22: Gayri Müslim Halkın Kullandığı Ġsimler……….……...81

Tablo 23: Terekelerde Ünvanlar……….82

Tablo 24: Terekelerde Geçen Köy Ġsimleri……….……86

Tablo 25: Köylerin Bugünkü Ġsimleri……….………87

(16)

XI GRAFĠKLER

Sayfa No

Grafik 1: Terekelerde Servet Dağılımı………27

Grafik 2: Terekelerde Servet Kaynakları………...29

Grafik 3: Terekelerde Hayvancılık……….33

Grafik 4: Terekelerde Gayrimenkuller………...40

Grafik 5: Terekelerde Alacak………..48

Grafik 6: Terekelerde KiĢiye Göre Miras Dağılımı………58

(17)

XII EKLER

Sayfa No

EK 1: 975 NUMARALI ġERʻĠYYE SĠCĠLĠ‟NDE BULUNAN

BELGELERĠN ÖZETĠ……….634

EK 2: 975 NUMARALI ġERʻĠYYE SĠCĠLĠ'NDE BULUNAN TEREKE LĠSTESĠ………645

EK 3: TEREKELERDE SERVET KAYNAKLARI………652

EK 4: TEREKELERDE HAYVANCILIK………...653

EK 5: TEREKELERDE MUHTELĠF EġYALAR………...654

EK 6: TEREKELERDE EV EġYALARI……….656

EK 7: TEREKELERDE MUTFAK EġYALARI……….657

EK 8: TEREKELERDE GĠYĠM EġYALARI………..659

EK 9: TEREKELERDE ZĠNET EġYALARI………...661

EK 10: TEREKELERDE ALACAK………662

EK 11: TEREKE SAHĠPLERĠ VE MĠRASÇILARI………663

EK 12: ANKARA ĠLE ĠLGĠLĠ YAPILMIġ ARġĠV ÇALIġMALARI……671

EK 13: 975 NUMARALI ġERʻĠYYE SĠCĠLĠ ORJĠNAL METĠN FOTOKOPĠ ÖRNEKLERĠ………676

(18)

XIII ĠÇĠNDEKĠLER

Sayfa No

ÖNSÖZ……….I ÖZET………..III

ABSTRACT………...V KISALTMALAR……….………VII

TABLOLAR………..IX GRAFĠKLER………XI EKLER……….XII ĠÇĠNDEKĠLER………..XIII

GĠRĠġ……….…..1

1. OSMANLI DEVLETĠ‟NDE MAHKEME………...1

1.1. Osmanlı Devlet'inde Kadı……….……….5

2. ġERʻĠYYE SĠCĠLLERĠ VE 975 NUMARALI ġERʻĠYYE SĠCĠLĠ‟NDE YER ALAN BELGELER……….………...….8

2.1.Berat………...……….9

2.2. Tereke……… 10

2.3. Hüccet………..11

2.4. Ġʻlam……….………12

(19)

XIV BĠRĠNCĠ BÖLÜM

ANKARA TARĠHĠNE GENEL BĠR BAKIġ

1. ANKARA'NIN TARĠHĠ……….14

2. ZĠR KAZASI………...16

3. ANKARA ĠLE ĠLGĠLĠ YAPILMIġ ARġĠV ÇALIġMALARI…………..19

4. 1789-1881 YILLARINDA OSMANLI'NIN SĠYASĠ VE SOSYAL DURUMU VE BUNUN ANKARA‟YA YANSIMALARI………...20

5.OSMANLI'DA ANKARA EKONOMĠSĠ VE DEMĠR YOLUNUN YAPILMASININ ANKARA‟YA ETKĠLERĠ……….………...21

ĠKĠNCĠ BÖLÜM 975 NUMARALI ġER‟ĠYE SĠCĠLĠ‟NDE ZĠR‟ĠN EKONOMĠK YAPISI EKONOMĠK FAALĠYETLER………...26

1. TEREKELERĠN GENEL SERVET MĠKTARLARI……….27

1.1. Terekelerin Servet Kaynakları………28

1.1.1. Terekelerde Nakit Para………..30

1.1.2. Terekelerde Hayvancılık ………..31

1.1.3. Terekelerde Arıcılık………..36

1.1.4. Terekelerde Tarım……….36

1.1.4.1. Terekelerde Ölçü Birimleri………..37

(20)

XV

1.1.4.2. Terekelerde Ağaç ve Yakacak Malzemeleri………...37

1.1.5. Terekelerde ve Diğer Belgelerde Gayri Menkuller……….……..38

1.1.6. Terekelerde Muhtelif EĢyalar………41

1.1.7. Terekelerde Ev EĢyaları………42

1.1.8. Terekelerde Mutfak EĢyaları……….………42

1.1.9. Terekelerde Giyim EĢyaları………..43

1.1.10. Terekelerde Zinet EĢyaları………..44

1.1.11. Terekelerde Banyo EĢyaları………45

1.1.12. Terekelerde Dokuma………...46

1.1.13. Terekelerde SavaĢ Aletleri………..46

1.1.14. Terekelerde Kitaplar………..46

1.1.15. Terekelerde Alacaklar……….47

2.TEREKELERDE ZARURĠ HARCAMALAR VE BORÇ KALEMLERĠ………..…49

2.1. Techiz ve Tekfin………..50

2.2. Terekelerde ġahıslara Borçlar……….50

2.3. Terekelerden Alınan Vergiler………..51

2.4. Terekelerde Vasiyet……….54

2.5. Terekelerde Hayrat………..55

(21)

XVI

3. TEREKELERDE MĠRAS………...56

4. TEREKELERDE NÜFUS………..59

5. BELGELERDE TÜKETĠCĠ HAKLARI………60

6. 975 NUMARALI ġER„ĠYYE SĠCĠLĠ‟NDE MESLEKLER………..61

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 975 NUMARALI ġER‟ĠYYE SĠCĠLĠ DEFTERĠ‟NDE SOSYAL YAPI 1. AĠLE………64

1.1. Terekelerde Evlilik………...64

1.1.1. Ailenin Korunması için Bazı Uygulamalar: Mehir………...67

1.2. BoĢanma Halinde Kadın……….70

1.2.1. Nafaka Takdiri……….71

1.2.2. Vasi Tayini ve Vesayet………72

2. TEREKE SAHĠPLERĠNĠN DĠNE GÖRE DAĞILIMI………...74

2.1. Dini ve Sosyal Nitelikli Müesseseler:Vakıf………76

3. ġER„ĠYYE SĠCĠLĠNDE TOPLUMDA ĠġLENEN SUÇLAR………77

3.1. Hırsızlık ve Mal Kaçırma………77

3.2. Darp……….78

3.3. Tecavüz………...78

3.4. Cinayet……….78

(22)

XVII 4. TEREKE SAHĠPLERĠNDEN YOLA ÇIKARAK TOPLUMDA

KULLANILAN ĠSĠMLER………..79

4.1. Terekelerde Ünvanlar……….81 5. TEREKE SAHĠPLERĠNĠN ĠKAMET YERLERĠ………..85

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

975 NUMARALI ġER„ĠYYE SĠCĠLĠ DEFTERĠ‟NĠN TRANSKRĠPSĠYONU 975 NUMARALI ġER„ĠYYE SĠCĠLĠ DEFTERĠ‟NĠN

TRANSKRĠPSĠYONU………..……….89

SONUÇ……….624 KAYNAKÇA………...628 EKLER……….634

(23)

2 GĠRĠġ

BaĢkentimiz olan Ankara'nın tarihi ile ilgili birçok araĢtırmalar yapılmaktadır.

Üzerinde çalıĢmıĢ olduğumuz 975 Numaralı ġer„iyye Sicili 1879-1882 yıllarında Ankara‟nın ilçesi olup Zir olarak bilinen, özelde o bölge hakkında bilgi verirken, genelde Ankara en genel anlamda da Osmanlı Devleti hakkında bilgi vermektedir.

Kadı kayıtları, hem Osmanlı kanunlarının uygulama tarzı hem de sosyal tarihimiz hakkında bilinmeyen birçok gerçeğin ortaya çıkmasında en önemli kaynaklardandır. Evlilik tipleri, ailenin çözülmesi, ailedeki roller, kullanılan her türlü eĢyalar, kiĢinin ve ailenin sosyal, ekonomik ve kültürel değerleri gibi toplumun hayat tarzını yaklaĢık olarak ortaya koymaktadır. Yine terekede görülen cinsiyet farklılıkları, borç-alacak iliĢkileri Osmanlı toplum yapısı ve tarihi süreçteki değiĢimleri analiz etmemizde bizlere önemli ipuçları vermektedir.

1. OSMANLI DEVLETĠ‟NDE MAHKEME

Ġnsanoğlu büyük balık küçük balığı yutar atasözünün ifade ettiği hakikatten hareketle, kuvvetli olanın zayıfı, güçlü olanın güçsüzü ezeceği kanaatini taĢımıĢ, bunlar arasında haklıyı haksızı ayırt edip, etki altında kalmadan, bütün insanlara adaletle muamele edecek üçüncü bir yapının varlığına her zaman ihtiyaç duymuĢtur.

Bu güç ile toplumu oluĢturan bireyler arasında çıkan nizalarda taraflardan birinin zarar görmesi halinde, duruma el koyarak mesele büyümeden mahallinde halledilmektedir. Ġslâm'dan önce Türk devlet ve toplum hayatında, tabii süreci içerisinde günümüzde kullanıldığı manâda mahkemelerin, muhakeme usül ve Ģekillerinin varlığından söz edilmemektedir. Fakat Ġslâm ile birlikte muazzam bir hukuk sistemi geliĢtirilmiĢtir. Bu sistemin yansımaları toplum hayatında Osmanlı hukuk sisteminde görülmektedir.

Mahkeme kelimesi hüküm verilen, yargılama yapılan yer anlamına gelmektedir. Terim olarak kadıların davalara baktıkları daire ve makamdır. Daha

(24)

3 teknik bir ifade ile kamu hizmeti niteliğindeki yargılama yetkisinin kullanılması için kurulmuĢ resmi makam ve kurumu ifade eden yerdir. 1

Mahkeme, ilk defa Hz. Osman zamanında bir evin adli duruĢmaların yapılmasına tahsis edilmesi ile ayrı bir kurum olarak teĢekkül etmeye baĢlamıĢtır.2

Mahkemeler zaman içerisinde “Divan-ı mezalim, darü‟l-mezalim, darü‟l- amme ve darü‟l-adl”3 gibi isimlerle kendilerine tahsis edilen mekânlarda teĢrik-i mesailerine devam etmiĢlerdir. Ġslâm'ın ilk dönemlerinde duruĢmalar için belirli bir gün ve saat yokken daha sonraları artan davalar karĢısında bunları görüĢüp karar verebilmek için haftanın belirli gün ve saatlerini davalara ayırmıĢlardır. Ayrıca insanların Ramazan ayının kutsallığına binaen suç iĢleme, kavga etme gibi eğilimlerden uzaklaĢması nedeniyle daha az dava ile karĢılaĢılmıĢ ve kadılar Ramazan günlerinde genelde çalıĢmamıĢlardır.4 975 numaralı sicilde sadece 1879 yılı Ramazan ayına ait 1 adet miras davası, 10 adet tereke kaydı, 1 adet hüccet-i Ģer„iyye, 1 adet arazi kullanma izni için talep, 1 adet vekil tayini olmak üzere 14 dava mevcuttur.5 Mahkeme tatili Kurban ve Ramazan bayram günlerinde tatil edilmekteydi. Bu Ġslâm fıkhının lazımu‟l-icra bir hükmüdür. Büyük yangınların, sel gibi tabi afetlerin vuku bulduğu yerleĢim birimlerinde; aĢırı sıcak veya çok soğuk günlerde mahkemelerin çalıĢamadıkları günler arasında olduğu düĢünülmelidir. 6

Ġslâm düĢünce geleneğinde alenilik umumi bir düstur olarak ortaya çıkmaktadır. Alenilik duruĢma süresi ve duruĢma devamınca görülmektedir.

Mahkemede fukaha ve dinleyiciler hazır bulunmaları temel kuraldır. Ġslâm hukukçularının geneline göre açıkta gerçekleĢmeyen bir duruĢma Ģüphelidir. Bu sebeple kadı, “meĢveret” fonksiyonunu evinde veya baĢka bir yerde gerçekleĢtiremezdi.7

1 Fahrettin Atar, ”Mahkeme”, D.Ġ.A, Türk Diyanet Vakfı Yay. C.27, Ġstanbul, 2003, s. 338.

2 A.g.m.s. 341.

3 A.g.m.s. 339.

4 A.g.m.s. 341.

5 975 Numaralı ġer„iyye Sicili 6/10, 6-7/11, 21-22/39, 28-29/52, 38/68, 38-39/69, 39/70, 88-89/174, 89/176, 93/182, 95/186, 100-101/196, 101/197, 106-107/207 B.

6 Atar, a.g.e.s. 341.

7 Ġlber Ortaylı, Hukuk ve Ġdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti‟nde Kadı, Ankara, 1994, s. 52.

(25)

4 Osmanlı mahkemelerinin gece-gündüz açık bulunması alenilik prensibinden sonra en önemli özelliğidir. Adaletin yerine gelmesi için hakkını arayan müslim ve Gayri Müslim her kesimden bireyin gece, gündüz hatta Ramazan ayı bile olsa yapılan herhangi bir müracaatı geri çevrilmemiĢtir. Ayrıca kadı hükmü olmadan bir kiĢi ehl-i örf tarafından katiyen cezalandırılamazdı.8

Osmanlı mahkemelerinin önemli prensiplerinden biri mahkemelere giriĢlerin davayla ilgili olup olmamasına bakılmaksızın her kesimden herkese açık ve serbest olmasıdır. Aynı zamanda dünyanın birçok ülkesinde mevcut olan jüri heyetine benzer bir kurulda muhakeme anında mevcuttur. Mahkeme sonrasında tutulan kayıtlarda Ģerʻiyye sicil-i defterlerinde iʻlam verilen her davanın altında Ģuhudu‟l-hal veya Ģuhudu‟l-hali ismiyle bir heyetin bulunduğu müĢahade edilmektedir. Bu heyetde her kesimden insanların bulunduğu dikkat çekmektedir. Örneğin Ali Bey isimli sade bir vatandaĢ dahi bu kurula üye olabilmektedir. 9

Kadınlar için mahkeme tarafından ayrı bir yer tahsis edilmiĢ ve erkeklerden önce duruĢma salonuna alınmıĢlardır.10

Mahkemeler, bulunduğu mahallin sözü geçer beylerinden, ağalarından, ehl-i örfden, vezirlerden, sadr-ı azam ve hatta sultanın emir ve isteklerinden azade ve masundur. Bunların hepsi mahkemenin hükmünü, ilamını veya yazılan her hangi bir hüccetini kabule mecbur oldukları bilinmektedir. Mesela Molla Gürani, Fatih Sultan Mehmed‟in mahkemenin bir hükmüne itiraz edince mahkemenin istiklaline halel geldiği gerekçesini ileri sürerek istifa etmiĢtir.11

Mahkemeleri sadece Ģerʻi mahkemelerden ibaret saymak son derece yanlıĢ olur. Mahkemelerin çeĢitliliği ve iĢleyiĢleri zaman, mekân ve Ģartlara göre değiĢmekte, sayıları ya birleĢtirilerek azaltılmakta ya da ikiye, üçe ve hatta dörde bölünerek çoğaltılmaktaydı. Osmanlı mahkemeleri Anadolu ve Rumeli Kazaskerlikleri gibi ikiye ayrılmıĢ, Anadolu‟da görev yapan kadılar Anadolu

8 A.g.e.s. 53.

9 A.g.Ģ.s. 195/21.

10 A.g.e.s. 53.

11 Ortaylı, a.g.e.s. 53.

(26)

5 Kazaskerliği'ne, Kuzey Afrika ve Kırım‟da görev yapan kadılar ise Rumeli Kazaskerliği‟ne bağlanmıĢtı. Bu iki kazaskerliğe kadı atamaları, azilleri, becayiĢleri ve terfileri bağlı bulundukları kazaskerlik tarafından sadr-ı azam veya Ģeyhü‟l-Ġslâm vasıtasıyla padiĢaha arz ve teklif olunur berat-ı padiĢahi de denilen onayla tayin ve terfiler, becayiĢ ve nakiller iĢlerlik kazanırdı.12

1.1.Osmanlı Devleti‟nde Kadı

Kadı, sınırları sivil otorite tarafından belirlenen ve sivil otorite tarafından tensib ve berat-ı padiĢahi ile tayin ve nasb edilen beledi, idari, örfi ve kaza-i davalara bakan ve karara bağlayan kiĢidir.13

Kadının sayılan görevleri yanında halkın hak ve hukukunu idare karĢısında savunma hak ve yetkisine sahiptir.14 Bu görev kadının görevleri arasına alıĢılmadık bir Ģekilde bir de avukatlık veya dava vekilliği koyma hakkını vermektedir.

Önceleri dava vekilliği ismi altında sonra avukatlık Ģeklinde Osmanlı adli hayatına vekalet kurumunun profesyonel manâda girdiği görülmektedir.15

Kadıların yardımcıları, kadı tarafından nasb ve tayin olunurdu. Kadılar, her nahiyenin baĢına bir naib tayin ederlerdi. Naiblerini o bölgede veya yerleĢim birimlerinde yaĢayan insanlar arasından ve ilmi bir sıfata sahip olanlarından seçerlerdi. 16 Kadı naibler gibi diğer görevlileri de kendileri tayin veya azl ederlerdi.

Azil sebebi görevde suistimal ve istismar ile görevi kötüye kullanmaktı. Kadının yardımcıları ücretlerini kadıdan veya mahkeme harçlarından yüzde hesabıyla alırlardı.17

12 Mehmet Akif Aydın, “Osmanlı Devleti‟nde Mahkeme”, D.Ġ.A, Türkiye Diyanet Vakfı Yay. C.2, Ġstanbul, 2003, s. 342.

13 Fahrettin Atar,”Kadı”, D.Ġ.A, Türk Diyanet Vakfı Yay. C.24, 2001, s. 66, Mithat Sertoğlu, Osmanlı Tarih Lûgatı, Enderun Kitabevi, Ġstanbul, 1986, s.166, Ortaylı, a.g.e.s. 62.

14 A.g.e.s. 8.

15 Cevdet Küçük, “Sultan Abdulaziz ve Yetim sandığı” D.Ġ.A, Türk Diyanet Vakfı Yay. Cilt, 1, s. 180.

16 Ortaylı, a.g.e.s. 30-31.

17 A.g.e.s. 64, Hüseyin Özdeğer, 1463-1640 Yılları Bursa ġehri Tereke Defterleri, Bayrak Matbaacılık, Ġstanbul,1988, s.7.

(27)

6 Davada tarafların mahkemede bizzat bulunması esasdır. Ancak zaman zaman vekil veya vekiller tarafından temsil edilmeleri mümkün olmaktadır.18

Kadı tayininde kadılarda birtakım nitelikler aranmaktaydı bunlar; temyiz ve tefrik kudretine sahip olmak, adil olmak, hukuki ehliyete sahip olmak, bi-taraf olmak, nesebi sahih olmak, erkek olmaktır. 19

Osmanlı Devleti‟nde ister sadrazam, ister diğer bir yüksek kesim tarafından tensib edilsin kadının tayini padiĢah beratı ile yapılmaktaydı. Kadı berat-ı padiĢahiyi aldıkdan sonra Anadolu ve Rumeli Kazaskerlikleri dairelerinden birine kaydını yaptırır ve aldığı padiĢah beratını bu dairelerde tutulmakta olan Ruzname defterine kaydettirirlerdi. Bir kadının tayini Ruzname defterine kaydedilmemiĢse elindeki beratı hükümsüzdür. 16. asrın sonlarında Ankara kadısı olan Ġbadullah ġeyh, 18 Safer 1010 (11.08.1601) tarihinde beratla tayin edilmiĢ olmasına rağmen, Ruznamede kaydı olmadığı için beratı iptal edilmiĢ ve 1605 yılında kaydı tekrar yapılarak yeni berat verilmiĢtir.20 Küçük kadılıkların tayin edildikleri mahallerde görev süresi iki yıldı ve bu süre kısaltılabileceği gibi uzatılabilmekteydi. 975 Numaralı ġer„iye Sicili Defteri‟nde iki kadı ismi geçmektedir. Birinci kadı Mehmed Salih Efendi Cemaziye‟l-ahir 1294 yılında görevlendirilmiĢ görev süresi dolunca Cemaziye‟l-ahir 1296 yılında ikinci kadı Mevlana Ali Rıza Efendi atanmıĢtır.21

Nerede olursa olsun evvela mahkeme teĢkil olunarak mahkeme heyetinin duruĢma salonunda yerlerini aldıkları görülmektedir. Mahkeme reisinden sonra diğer üyelerin zeyl-i vesikada isimleri yazılan kiĢiler olduğu anlaĢılmaktadır. Daha sonra kadı veya vekili, erkek olsun kadın olsun “ta‟rif-i Ģer‟-i ile mu„arrefe “22 ifadesi ile davalı ve davacının kimlik tesbitini yapmakta sonra sözü önce dava edene vermekte sonra dava edileni ve sonra varsa her iki tarafın Ģahidlerini dinlenmektedir. Bu Ģahidler sicillerde “li-ecli‟Ģ-Ģehadeti‟Ģ-Ģerʻiyye makbulü‟Ģ-Ģehade oldukları” Ģeklinde

18 Aydın, a.g.m.s. 343.

19 Ortaylı, a.g.e.s. 9, Atar, “kadı”, s.67.

20 Ortaylı, a.g.e.s. 15.

21 A.g.Ģ.s. 2/1, 147/299.

22A.g.Ģ.s. 100/195.

(28)

7 ifade edilmektedir. Sonra yapılan araĢtırma neticesinde davayla ilgili hükümler verilmekte ve bu “alenen” sözüyle pekiĢtirilmektedir.23

Bundan sonraki aĢama kadının karar vermesidir. Mahkeme ilamının son kısmında kadının kararını bildirir.24

Kadı naibi veya vekili mahkeme devamınca taraflarla selamlaĢması, konuĢması, ayrıca taraflardan birine ziyafet vermesi veya ziyafete icabeti yasaktır.

Eğer dava miras, tereke, vefat ve nikâh kaydı ise kadıdan alındığı belirtilen izinle dava mahalline gidilmektedir. 25

Bir kamu hizmeti olan yargı iĢini ifa ettikleri için kadılara çalıĢmalarına karĢılık devlet bütçesinden ücret ödenirdi. MaaĢlar tesbit edilirken hayat Ģartları ve sosyal mevkileri göz önünde bulundurulurdu. Bu maaĢlar kadının gördüğü her davadan dava eden ve edilenden idari otoritenin belirlediği bir oranda harç alması ile temin edilirdi.26

Osmanlı adli sisteminde, alınacak harçlar, her sancak kanunnamesinde belirtilmiĢtir. Zaman içinde tayin ve tespit edilen miktarların üzerinde ve çok üstünde gayri kanuni olarak harç alınması, sonraları yaygınlaĢan bir yolsuzluk haline gelmiĢtir.27 Mahkeme harçlarını belirleyen ilk kanunname I. Bayezid devrinde (M.1394) çıkmıĢtır. Daha sonra Fatih Kanunnamesi‟nde bu harçlar yeniden düzenlenip tesbit edilmiĢtir. Kanun-ı resm-i sicill 6-8 akçe, deftere geçen 10 akçe, hüccet 20-30 akçe idi. Zamanla bu harçların arttığı görülmektedir.28

23A.g.Ģ.s. 142-143/288.

24 A.g.Ģ.s. 56/99, 85/166, 87/172.

25 Ortaylı, a.g.e.s. 55.

26 Atar, a. g.m.s. 68, Özdeğer, a.g.e.s.24.

27 Ortaylı, a.g.e.s. 67, M. Esat Sarıcaoğlu, Mali Tarih Açısından Osmanlı Devleti'nde Merkez TaĢra ĠliĢkileri (II. Mahmut Döneminde Edirne Örneği), Kültür Bakanlığı Yy, Ankara 2001, s. 71.

28 Ortaylı, a.g.e.s. 67-68. Ġsmail H.UzunçarĢılı, Ġlmiye TeĢkilatı, Ankara 1984, s. 84.

(29)

8 2. ġERʻĠYYE SĠCĠLLERĠ VE 975 NUMARALI ġERʻĠYYE SĠCĠLĠ‟NDE YER ALAN BELGELER

Bir milletin veya bir devletin kuruluĢ sancılarını, ikbal devirlerini, gerileme ve yıkılıĢ sürecini; kendisinden sonra gelecek nesillere devamını, yeniden doğuĢunu veya yerine kurulacakların devrini görmek için en eski arĢiv belgelerine ulaĢmak onları tarafsız bir Ģekilde incelemek, tahlil ve analizlerini dikkatle yapmak önemli bir sorumluluktur.

ġer„iyye Sicili defterlerinde kasabalarda, nahiyelerde ve köylerde yaĢayan her kesimden insanlara ait her türlü ticari, cezai, iktisadi, ailevi, dini, ahlaki meselelerin ve her tür vakanın baĢlangıcını, geliĢimini ve neticelerini bu defterlerde bulmak mümkündür.

Bu defterler tarihi seyri ve tekâmülü içinde “kadı sicilleri, kadı divanı, mahkeme kayıtları, sicillat-ı Ģerʻiyye ve yaygın kullanımı ile Ģerʻiyye sicilleri”29 gibi isimlerle anılmıĢ ve kadı veya naib tarafından görevli kâtiplerden herhangi birine yazdırılmıĢtır. Mahkeme kayıtlarının bu defterlerde toplanmasının ne zaman baĢladığı henüz yeterince açıklığa kavuĢturulamamıĢtır. Bu defterler sistematik biçimde sadece Osmanlı Dönemi‟nde tutulmuĢtur. Osmanlı‟nın kuruluĢ devirlerine ait defterlerin akibeti henüz bilinmemektedir. Osmanlı Devleti‟nde Ģerʻiyye sicillerinin en erken tarihli örneklerine Bursa‟da rastlanmaktadır. 1455 tarihli bu defterler, 19. yüzyılın ikinci yarısında yeni mahkemelerin kurulması sebebiyle içerdiği konular açısından bir daralmaya uğramıĢsa da 20. yüzyıl baĢlarına kadar düzenli biçimde tutulmuĢtur. Genelde iki yıllık sürelerle tutulmasına rağmen üç, beĢ, hatta on yılı kapsayan sicil defterleri de mevcuttur. 30

Konu ve belge çeĢitliliği Ģerʻiyye sicillerini tarih, hukuk, iktisat vb. pek çok disiplinin ana kaynakları arasına katmıĢtır. Ayrıca konularına göre her kayıt tipinin

29 Yunus Uğur, “ġerʻiyye Sicilleri”, D.Ġ.A, C. 39, Türkiye Diyanet Vakfı Yay. 2010, s. 8.

30A.g.m.s. 9.

(30)

9 değiĢik yazım usulü ya da inĢa Ģekli ilm-i Ģürut ve ilm-i sâk kitaplarından takip edilebilmektedir.31

ġer„iyye Sicili defterleri kayıtları tutulurken daha çok rika, talik ve divani hattı kullanılmıĢtır. Kâtiplerin her birinin yazı karekterleri ve tarzları birbirinden değiĢik ve farklı olmakla birlikte kalıplaĢmıĢ ifadeler bulunmaktadır. Osmanlı dönemine ait Ģer„iyye sicilleri içerisinde birçok kayıt türü vardır. Mahkemelerde kadılar tarafından hüccet, iʻlam, maʻruz, emir, mürasele gibi belgeler doğrudan, berat, ferman, buyruldu isimleri ile anılan birçok belge de suret olarak kaleme alınmaktaydı. Ġ„lam, hüccet, tereke kayıtları bizzat mahkemedeki iĢlemler sonucu tutulan kayıtları oluĢturur ve genellikle sicil defterinin ön kısmına (sicill-i mahfuz) yazılırdı. Ferman, emir, buyuruldu, tezkire, berat Ġstanbul‟dan gelen belge suretleridir ve arka kısmına (sicill-i mahfuz-ı defterlü ) kaydedilirdi.32

Üzerinde çalıĢılan 975 numaralı ġerʻiyye Sicil-i defterleri 1879-1882 (1294- 1297) seneleri arasındaki dönemi kapsamaktadır. Bu defterin dava çeĢitliliği yönünden bir tasnifi yapılacak olursa belgelerin tamamı 342 adet olup, kayıtlardan 237‟si terekelerden oluĢmaktadır. 2 adet berat, 61 adet ilam, 42 adet hüccet bulunmaktadır.

2.1.Berat

Bir adı da niĢan olan berat, bir devlet kadrosuna tayin, bir gelirden elde edilen tahsis, bir Ģeyin kullanılma hakkı, bir imtiyaz veya bir yükümlülükten muafiyetin verildiğini gösteren ve padiĢahın tuğrasını taĢıyan belgedir.33 975 numaralı defterde Anadolu Kazaskeri tarafından verildiği anlaĢılan ve kadı görevlendirilmesi ile alakalı iki berat örneği bulunmaktadır. 34

31 A.g.m.s.9.

32 A.g.m.s.9.

33 Mübahat S. Kütükoğlu, “Berat”, D.Ġ.A, C.5, Türkiye Diyanet Vakfı Yay. 1992, s. 472.

34 A.g.Ģ.s. 01/01.

(31)

10 2.2. Tereke

Tereke veya bir baĢka ifadeyle terike, ölen bir insanın arkasında kalan mal ve mülkdür. “Tereke defterlerine, kassam, metrukât ve muhallefat defterleri de denilmektedir. Tereke kayıtları, Osmanlı‟nın iktisadi ve sosyal tarihi için en önemli kaynaklardandır. Bir tereke kaydı dört kısımdan oluĢmaktadır. Terekenin baĢ kısmında ölen kiĢinin ismi, ünvanı, mensup olduğu soy, mesleği, memleketi, öldüğü yer, bazen vefat Ģekli, ölüm tarihi ve mirasçılarının kimler olduğu ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. Ġkinci kısımda ölen kiĢiden kalan mallar ve bu mallar için bilirkiĢiler tarafından tespit edilen fiyatlar yazılmaktadır. Üçüncü kısımda cenaze masraflarına, varsa mehir, nafaka, vergi, diğer borçları, tereke yazımı sebebiyle alınan ücret ve vergilere iliĢkin bilgiler yer almaktadır. Dördüncü kısımda ise, mirasçıların her birinin hisseleri oranında alacakları malın nakdi değeri bulunmaktadır.” Tereke kayıtları, vefat eden kiĢinin hayatta iken sahip olduğu her çeĢit giyecek, ev eĢyası, mutfak malzemeleri, yiyecek çeĢitleri ile ev, bağ, bahçe, çehrilik, değirmen gibi gayrimenkulleri, sahip oldukları hayvan cins ve miktarları; ambarlarda mevcut ürünlerin, tarım ve hayvancılıkda kullanılan aletlerin, kiĢiye ait silahların, kitapların miktar ve türleri ile bunların tahmini veya gerçekleĢmiĢ fiyatları tek tek verilmektedir. Bu bilgiler, o döneme ait her türlü üretim, tüketim ve fiyat hareketlerine ıĢık tutaması bakımından çok önemlidir.35

Tereke kayıtlarının baĢ kısmında isim ve yer adları verildikten sonra, kiĢinin ne zaman ve nasıl öldüğü hakkında bilgilerde bulunmaktadır. Bu defterde tereke kayıtlarında savaĢta Ģehit olduğu, darp nedeniyle vefat ettiği gibi ölüm sebebini belirten bilgilere de yer verilmektedir.36

975 numaralı defterde bulunan 342 belgeden 237'si tereke kaydıdır.

Ayrıca vefat eden kiĢilerin birinci derecede yakınları tereke taksimi için kadıya talepte bulunurlarsa kadı tereke taksiminde bulunurdu. Fakat zaman içinde kadı veya naiblerin köy köy dolaĢıp zorla miras taksimi yaptıkları ve yüksek oranda

35Tahsin Özcan, “Muhallefât”, D.Ġ.A, Cilt, 30, Türkiye Diyanet Vakfı Yay, Ġstanbul, 2005, s. 407.

ġemseddin Sami, Kamus-ı Türk-i, 1999, s. 399, Bkz. A.g.Ģ.s.s. tereke kayıtları.

36Bkz. Ek -1: 975 Numaralı ġerʻîyye Sicili‟inde Bulunan Belgelerin Özeti.

(32)

11 harç tahsil ettikleri görülmüĢtür. Bununla ilgili Tevki‟i Abdurrahman PaĢa Kanunnamesi‟nde zorla miras taksimi yapılamıyacağını ibraz eden yasal önlem alınmıĢtır.37 Ayrıca terekelerde bir takım yolsuzlukların görülmesi üzerine 26 Rebiyyü‟l-ahir 1300/06 Mart 1883 tarihinde maliye hazinesi beytülmal kassamlığıyla ilgili yayınlanan otuz maddelik bir nizamnamede suistimalin önünü kesmek için terekelerin müzayedesinden önce beytülmal kassamlığı aracıyla tahmin ettirilmesi lüzumundan bahsetmektedir.38 Miras taksimine haksız müdahalenin yanında resm-i kısmeti daha fazla almak için miras mallarının fiyatlarının yüksek tutulması ve beğenilen eĢyanın alınması gibi bir takım yolsuzluklar da yapılmaktaydı. Büluğ çağına ermemiĢ çocukların mirasını muhafazaya memur edilen vasilerin kassam kâtipleriyle birlikte hareket ederek mirası gizlice evlere kapatıp yarı fiyatına kendilerinin satın aldıkları ve daha sonra eĢyayı bedestene götürüp müzayede ile satarak elde ettikleri paraları aralarında bölüĢtükleri merkeze ulaĢan Ģikayetler arasındaydı.39

2.3. Hüccet

Sözlükte delil, burhan, senet anlamına gelen hüccet, bir davanın sıhhatine delalet eden Ģey demektir. “Osmanlı hukukunda hüccet kelimesi hem Ģahitlik, ikrar, yemin gibi bir davayı ispata yarayan hukuki deliller anlamında hem de, kadı huzurunda taraflardan birinin ikrarını, diğerinin bu ikrarı tasdikini içeren ve bir hükmü ihtiva etmeyen hususlara dair düzenlenmiĢ belgelerdir.” Hüccetin üst tarafında kadının imzası ve mührü bulunur. Genellikle her iki anlamı ifade eden belgelere de gerektiğinde bir hakkı ispat edici delil olarak kullanıldıkları için hüccet denilmiĢtir. 40

37 Ortaylı, a.g.e. s. 68.

38 Sait Öztürk,”Kassam”, D.Ġ.A, Cilt, 24, Türkiye Diyanet Vakfı Yay, Ġstanbul, 2001.s. 580.

39 A.g.m.s. 580.

40Mustafa Oğuz-Ahmet Akgündüz, “Hüccet”, D.Ġ.A, C. 18, Türkiye Diyanet Vakfı Yay, Ġstanbul, 1998, s.446, Ferit Develioğlu, Osmanlıca-Türkçe Lügat 1999, s.388.

(33)

12 Ġlgili tarafların isimlerini adreslerini, gösterdiği Ģahit ve mahkeme tarafından atanan bilirkiĢilerin ünvan ve isimlerini, konusunu ve tarihi ihtiva eden bu belgeler mahkemece verilir ve bir çeĢit delil özelliği olan belgelerdir.

Sicilde defterin baĢlangıç, kadı değiĢiminde ve sonunda tutulan belge 3 adet, satıĢ kaydı 10 adet, borç senedi 1 adet, satıĢ iptali 1 adet, dava vekaleti 3 adet, vasi tayini 4 adet, vasi düĢmesi 4 adet, nafaka 7 adet, emlak raporu 1 adet, cinayet raporu 1 adet, Ģehit olunduğunun delili 2 adet, eĢ ve çocuk ispatı 2 adet, arazi tetkiki, olmak üzere 42 adet hüccet-i Ģer„iyeler mevcuttur.41

2.4. Ġʻlam

Bildirmek veya bildirilmek anlamındaki bu kelime Ģerʻi, beledi ve ticari vb.

konularda mahkemece alınan kadının kararını ihtiva eden, kadının imza ve mührünü taĢıyan resmi bir belgedir. Hüccetin aksine verilen kesin kararı mühtevidir. Her iʻlam belgesi davacının iddiasını, dayandığı delilleri, davalının cevabını, verilen hükmün gerekçeleriyle birlikte nasıl karar verildiğini gösteren kayıtları ihtiva eder. Bu özellikleri ile hüccet, maruz vb. belgelerden farklıdır. Fakat örfi anlamda ve uygulamada, hüküm ihtiva etsin etmesin altında kadının imza ve mührünü taĢıyan her belgeye iʻlam denildiği için arĢivlerde birçok maruz iʻlam diye kaydedilmiĢtir.

ġer„iyye mahkemelerinde kadı yargılamayı tamamladıktan sonra verdiği kararı önce taraflara sözlü olarak açıklar, daha sonra kararın gerekçelerini de açıklayan bir iʻlam hazırlayarak davacı ve davalıya birer nüshasını verip, bir suretini de sicile kaydederdi. Hüccetin baĢında yer alan kadı mühür ve imzası iʻlamlarda Ģuhud-ı hali bölümünden sonra sol alt köĢede yer alır.42 Ana hatlarıyla bir i‟lam ve hüccet kaydında bulunabilecek bilgiler sırasıyla Ģöyledir: ġehir/kaza ve mahalle/köy bilgileri isim, din ve ünvan bilgileri, davada hazır bulunanların isim ve ünvanları, dava konusu ve sosyal olaylardır.43

41 Bkz. Ek -1: 975 Numaralı ġerʻiyye Sicili‟inde Bulunan Belgelerin Özeti.

42 Ahmet Akgündüz, “Ġ‟lam”, D.Ġ.A, C. 22, Türkiye Diyanet Vakfı Yay, Ġstanbul, 2000, s.72-73.

43 A.g.m. s.9.

(34)

13 975 Numaralı Sicilde i‟lam sayısı 61'dir. Bunlardan 33 dava miras ve veraset, 2 adet mirasın hibesi, 2 adet mal davası, 1 adet mala zarardan tazminat davası, 11 adet alacak davası, 2 adet cinayet davası, 2 adet mal kaçırma ve hırsızlık davası, 1 adet taciz davası, 3 adet boĢanma davası, 2 adet nikâh akdi ve 2 adet cuma namazı ve Cami izni ve onunla ilgili yapılan vakfiye vardır.

(35)

14 BÖLÜM I

ANKARA TARĠHĠNE GENEL BĠR BAKIġ

1. ANKARA'NIN TARĠHĠ

Ankara kelimesinin menĢei ile ilgili tam bir tespit yapılabilmiĢ değildir.

Galatlar'ın Mısırlılar'a galibiyetlerinin bir niĢanesi olarak Ankara‟ya Mısır‟dan getirdikleri bir Mısır deniz çapasına encir veya ancir sözcüğüne izafeten yerleĢim yerlerine Ankura ismini verdikleri söylenmektedir. Farsça‟da üzüm manâsına gelen

“engür” kelimesinden geldiği de söylenmektedir. Selçuklu paralarında ve bu devre ait kitabelerde Ankara ismi kullanılmıĢtır.44 Evliya Çelebi Seyahatnamesi‟nde Ankara için “Engürü” kelimesini kullanmıĢtır.45 Ankara için Ġmariye, Ġmadiye, Amudiye ve Kala-i Selasil isimlerinin kullanıldığı da söylenmektedir.46 Diğer bir kaynakta ise isim konusunda Roma imparatoru Agustos‟un Ģehre “Sebaste” ismini verdiği fakat bu ismin halk arasında itibar görmediği Ģeklinde bir ifade yer almaktadır.47

Ankara Türkiye‟nin tam ortasında 32:52 derece enlem ve 39:56 boylam daireleri arasında yer alan bir bozkır yerleĢim alanıdır.48 Ankara, Ġç Anadolu‟nun kuzey batısında ve Ankara Çayı'nın geçtiği ova üzerinde bulunmaktadır. Orta Anadolu‟da step iklimi ve bitki örtüsünün etrafında, korunması kolay bir yerde olması nedeniyle eskiden beri kervan yollarının geçtiği bir yerleĢim yeri olmuĢtur.49

Üzerinde bulunduğu Anadolu‟nun jeo-stratejik mevki ve ehemmiyyeti Ankara‟yı önemli bir konuma getirmiĢtir. Ankara doğudan-batıya, kuzeyden-güneye Osmanlı Ġmparatorluğu‟nun tam merkezinde bulunmaktadır.

44 ġeref Erdoğdu, Ankaram, TC Kültür Bakanlığı Yay, I. Baskı, Ankara 1999, s.23.

45 Evliya Çelebi, Seyahatname, Ġmaj Ġç ve DıĢ Tic. A.ġ Yay., Ġstanbul, 2006, s.204.

46 Erdoğdu, a.g.e.s.23.

47 Sargon Erdem, “Ankara”, D.Ġ.A., Türk Diyanet Vakfı Yay. C.3, 1991, s. 203.

48 Astroloji Dergisi, Linki: http://groups.yahoo.com/group/astro-gunluk/files.BarıĢ Ġlhan Yayınevi, 2008, anasayfa. 18/08/2014,saat:17:15.

49 Özer Ergenç, XVI. Yüzyılda Ankara ve Konya, Ankara Enstitü Vakfı Yay. Ankara, 1995, s. 15.

(36)

15 Ankara‟nın tarihi ile ilgili araĢtırma ve incelemeler yakın tarihlere ait ve çok yenidir. Arkeolojik bulgular Ġlkçağ‟dan beri Ankara ve çevresinde Galatia ve Firikya döneminden itibaren insanların yaĢadığını göstermektedir.50

Daha sonra Ģehre Romalılar'ın hâkim olduğu ve bu dönemde Ģehri imar ettikleri han, hamam, tapınak ve dikili taĢlar gibi pek çok eserler vücuda getirdikleri bilinmektedir. Bunlardan günümüze kalan Çankırıkapı Roma Hamamı, dünyadaki Roma hamamları içinde de en büyüklerinden birisidir.51

Doğu Akdeniz‟de devam eden Pers ve yedinci yüzyılda baĢlayan on birinci yüzyıl sonlarına kadar süren Arap istilaları ve milattan önce var olan Yunan ve Makedonlar'la yapılan mücadelelerin güzergâhı Ankara‟dan geçen Ġpek ve Kral Yolu olmuĢtur. Bu kentin kuruluĢundan itibaren bugüne kadar sürekli iskân görmesinin sebebi ise, Ġlkçağ‟dan baĢlayarak Anadolu Yarımadası'nı doğu-batı doğrultusunda geçen ordu yolu, posta yolu ve ticaret yolu özelliklerini kendisinde barındıran ana ulaĢım bağlantılarının birinin üzerinde olmasıdır.52

Ġklim Ģartları itibariyle koyun, keçi gibi küçükbaĢ hayvan yetiĢtiriciliğine elveriĢli oluĢu bu Ģehirde boya, dokuma, soft ve boyalı kumaĢ sanayisini çok geliĢtirmiĢtir. Ankara ve yakın çevresinde yoğunluk kazanan bu üretim ordu mensuplarının elbise ihtiyacı için çok önemli bir yere sahip olmuĢ ve bu etki 20.

yüzyıl sonlarına kadar Ankaralılar için devamlı bir gelir kaynağı olmuĢtur.53

Gerek Selçuklular ve gerekse Osmanlılar zamanında Ankara‟da görülen imar faaliyetleri, sanayileĢme çabaları ve eğitime dönük çalıĢmaları hep Ahiler'in eliyle gerçekleĢtirilmiĢtir.54

Ankara, yaklaĢık 1384 tarihinde kesin olarak Osmanlı Devleti‟nin hâkimiyeti altına girmiĢ ve aynı adı taĢıyan sancağın merkezi olmuĢtur. Ankara Sancağı‟nın

50 Erdoğdu, a.g.e.s. 23.

51 A.g.m.s. 203.

52Sevgi Aktüre, "16.Yüzyıl ÖncesiAnkara‟sı Üzerine Bilinenler”, Tarih Ġçinde Ankara Eylül 1981 Seminer Bildirileri, Derleyen: Erdal Yavuz ve Ümit Nevzat Uğurel, Ankara 1984, s. 1.

53 A.g.m. s. 2.

54 Birsen Edanur Yıldırım, Ankara Sancağı‟nın Târîhî Coğrafya Bakımından YerleĢme ve Nüfusu

“Yüksek Lisans Tezi (1871-1907)”, Ankara Ünv. Ankara 2006, s. 7.

(37)

16 kazaları, merkez kaza, Murtazaabad (Sincan), Çubuk, AyaĢ, Bacı(Polatlı) ve Yabanabad (Kızılcahamam) kazaları idi. 18. yüzyıla kadar bir sancakbeyi tarafından ve müstakilen idare edilen Ankara‟nın bu tarihten sonra mutasarrıflık haline getirilerek kaza sayısı on üçe çıkarılmıĢtır. Ġstanos bu kazalardan biridir.55

Tarih boyunca önemli bir yere sahip olan Ankara Ģehri, bugünkü tren istasyonundan itibaren yükselen bir tepenin üzerine kurulmuĢ olup, en yüksek noktasında kale bulunmaktadır. ġehirde ilk yerleĢme kalenin içinde ve etrafında olmuĢtur. 20. yüzyılda Ankara, 13 Ekim 1923‟te kurulan Türkiye Cumhuriyeti‟nin baĢĢehri kabul edilmiĢtir.56

2. ZĠR KAZASI

975 Numaralı ġer„iyye Sicili defterlerindeki kayıtlar miladi 1868 yılında ilk defa Ankara vilayetine bağlı bir kaza olarak kurulan Zir Kazası‟na aittir. Zir Kazası 1871 tarihinde kaza olarak zikredilmemekte ise de 1872 ve 1873 yıllarında tekrar Ankara Vilayeti‟ne bağlandığı görülmektedir. 1880 ve 1882 senelerinde Zir Kazası‟nın kaza merkezi olmaktan çıkarılarak nahiyeye dönüĢtürüldüğü yazılıdır. Bu tenakuzun nereden kaynaklandığı henüz bilinmemektedir.57 Bu yıllarda tutulan sicil defterlerinde Zir‟den bir kaza merkezi, Ġstanos‟tan ise hükümet merkezi olarak bahsedilmektedir. 975 numaralı ġer„iyye Sicili defterinde Ġstanos‟dan 1294/1879 yılında 20. belgeye kadar karye olarak söz edilirken, diğerlerinde kasaba olarak söz edilmektedir.58

On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda Ankara Sancağı'nın; Ankara merkez, Çubukabad (Çubuk), Murtazaabad (Sincan çevresi), Yabanabad (Kızılcahamam), Beypazarı, Nallıhan, Haymanateyn (Haymana), Yörükan-ı Ankara, AyaĢ ve ġorba isimleriyle adlandırılan on kazası bulunmaktadır. Yörükan-ı Ankara

55 Rıfat Özdemir, “Ankara”, D.Ġ.A, C.3, Türkiye Diyanet Vakfı Yay, 1991, s. 207-208.

56 A.g.m.s. 201-205.

57 Yıldırım, a.g.e.s 30.

58 A.g.Ģ.s. 233/22.

(38)

17 Kazası köylerinin bir kısmı daha sonraları Zir Kazası‟na bağlanan köyler arasında görülmektedir.59 Kaza olarak zikredilen Yörükan-ı Ankara‟nın kaza merkezinin veya hükümet merkezinin hangi köy, kasaba veya nahiye olduğu kayıtlarda yer almamaktadır.

Zir Kazası 1881 (H. 1299)‟de tekrar kaza merkezi olmaktan çıkarılmıĢ 1884/1887 yıllarında yeniden kaza olmuĢtur. 1909/1910‟da yeniden Ankara‟ya bağlanarak nahiyeye çevrildiği görülmektedir.60

Zir Kazası Ankara ġehri‟nin batısında yer almaktadır. Kazanın kuzeyinde Yabanabad Kazası, batısında AyaĢ Kazası ve Polatlı Kazası, güneyinde ise Sivrihisar Kazası mevcuttur. 1888 ile 1902 yılları arasında Zir Kazası‟nın merkez nahiyeye bağlı 92 köyü vardır. 1902‟de köy sayısı 99‟a yükselmiĢtir. 1909-1910 yıllarında ise sancağın merkez kazasına bağlı nahiye olarak ifade edilmiĢtir. Bu kazanın doğusunda Ankara merkez kazası bulunmakta ve Ankara‟ya en yakın kaza olmaktadır. O dönemde oldukça geniĢ bir coğrafyayı kapsamaktadır.61

1902‟deki idari yapıya göre, Zir kazası idari konumunu kaybetmiĢ ve nahiyeye dönüĢtürülerek Zir ve Çubuk adlarıyla sancak merkezine bağlanmıĢtır.62

Tablo 1:

Zir Kazası‟nın Köyleri63

Ahimesud Hisarlıkaya

(Alagöz)Esenler Ahiyağkub HisarĢehir

Avdan Ahlat Hut

Aydın Alacaatlu Ġbramçiftliği

59 Özdemir, a.g.m.s. 208.

60 Yıldırım, a.g.e.s 37, 38.

61 A.g.e.s 42.

62 Asuman Koçak, “Salnamelere Göre Ankara Vilayeti (1871-1907)”,Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2013, s.52.

63 A.g.e.s. 154…160.

(39)

18

Zir Kazası‟nın Köyleri63

Boyraz Alagöz Ġncecik

Bucak Alpağun Ġncemeviran

Çeltek Arkasaban Ġncirlik

ÇimĢid AĢağıyortucu(Zirtyurtcu) Ġstanos

Çoğlum Atayurt Ġynecik

Dodurğa Avkacı Karaahmedlü

Elpadin Ayna Karacakaya

Emriman Bacı Kargın

Gedikli Çiftliği Bakır Kayı

Gerendüs Balaban Kınık

GureyĢ Balkuyumcı(Balıkkuyumcu) KızılcaĢar

Güvenç Beçenek Kötüoba

Hacıtuğrul Beçenek(Zirpeçenek) KürtĢeyhi

Ġmirkayı Beklice Mali

Ġnceyiz Bitek Martın

Karalar Boladlar Memlik

KarataĢ Boyacı Miranüs

Kazgan Burçak çiftliği Mirğazi

Kılınçlar Çakırlar Oymaağaç

KıĢla ÇimĢidzir Özi

Kötükarin Çumi Saray

Lezki DerviĢ Saraycık

Mehdi Dönge Sarıayak

Memluk Ekrendi Satucak

Müslim Elci Sincan

Samunlıçiftliği Elvan Susuz

Sarılar Erkeksu ġehidali

Senlibar Germenci TeĢrik(teĢrek)

ġağbanözi GesiktaĢ Yağmurbaba

ġekerce Göçek Yakubhasan

Virancık Gökler Yeregiren

Yapalar Halkahavli Yipracık

Abderesi Hisarcık Yukarıyortucu(Balayurtcu)

(40)

19 3. ANKARA ĠLE ĠLGĠLĠ YAPILMIġ ARġĠV ÇALIġMALARI

Ankara‟ya ait Ģeriye sicilleri Milli Kütüphane‟de bulunmaktadır. 593 defterde 280.545 adet belge mevcuttur. Ankara ġerʻiyye sicilleri üzerinde çeĢitli çalıĢmalar yapılmıĢtır. Bunlardan Hüseyin Çınar'ın H. 1020-1021 Tarihli 13 Numaralı Ankara ġer‟iye Sicili Tanskripsiyon-Değerlendirme, Hicran Bayrakçı'nın 945 Numaralı ġer‟iyye Sicil Defterine Göre (1849-1850) Ankara‟nın Sosyo-Ekonomik Yapısı, Asuman Uzun'un 857 Numaralı Ankara ġer‟iyye Sicili H.1195-1196/M.1781-1782, Fuat Tezal'ın 61 Numaralı ġer‟iyye Sicil Defteri‟ne Göre Ġctimai ve Ġktisadi Hayat(1682-1682), Jülide Akyüz'ün Ankara‟nın Bütüncül Bir Tarih Çerçevesinde XVIII. Yüzyılda yaptıkları yüksek lisans tezi çalıĢmalarıdır. Asuman Koçak'ın Salnamelere Göre Ankara Vilayeti (1871-1907) yüksek lisans çalıĢmasından Zir'in 1902 yılında nahiyeye dönüĢtürüldüğü öğrenilmiĢtir. Doktora tezi olarak ġennur ġenel'in XIX. Yüzyıl Ortalarında Ankara Eyalet Merkezinin Sosyal ve Ġktisadi Durumu isimli çalıĢma vardır. Bunların dıĢında Ankara merkezle ilgili birçok çalıĢma bulunmaktadır. Ankara ilçeleri ile ilgili de Birsen Edanur Yıldırım'ın yapmıĢ olduğu Ankara Sancağı‟nın Tarih ve Coğrafya Bakımından YerleĢme ve Nüfusu (1871-1907) isimli yüksek lisans tezi, Ankara Sancağı‟nın genel hatlarıyla 1871 tarihinden 1907 tarihine kadar coğrafi yapısı, ilçe ve köylerini kapsayan bir çalıĢma dır. Mevcut kaynaklar içinde yalnızca bu tezde Zir Kazası ve köyleri hakkında en kapsamlı bilgiler bulunmaktadır. Bu çalıĢmada Salnamelerde yer alan nüfusla ilgili veriler alınarak sancağın nüfus yoğunluk haritası çıkarılmıĢtır. Bu tezin dıĢında Ankara'nın ilçesi Kızılcahamam ile ilgili Ahmet Yılmaz'ın 19. Yüzyılın Ġlk Yarısında Ankara Sancağına Bağlı Yabanabad Kazası ve Köylerinin Sosyal ve Ġktisadi Durumu, Ali Fuat Karaman'nın XIX. Yüzyıl Ortalarında Ankara Vilayeti‟ne Bağlı AyaĢ Kazası‟nın Sosyal ve Ġktisadi Durumu, Fatma Zeynep Seymen'in XIX.

Yüzyıl‟da Ankara Eyaleti Beypazarı Kazası‟nın Sosyal ve Ġktisadi Durumu, Asuman Koçak'ın Salnamelere Göre Ankara Vilayeti (1871-1907), Aysun Benlioğlu'nun XIX.

Yüzyıl Ortalarında Ankara Vilayeti‟nin Haymanateyn Kazasının Sosyal ve Ġktisadi Durumu, Fethullah Uçar'ın, Temettuat Defterlerine Göre XIX. Yüzyıl Ortalarında Ankara Sancağı Haymanateyn Kazası'nın Sosyal ve Ġktisadi Hayatı isimli yüksek lisans tezlerinde bilgiler bulunmaktaır. Ayrıca merkez Ankara Ģehri ile ona bağlı

(41)

20 Çubuk, Yabanabad (Kızılcahamam), Murtazaabad (Sincan), Kazan AyaĢ ve Bacı (Polatlı) kazalarının vakıf bilgileri de, Ġbrahim Köse'nin Ankara Evkaf Defteri'nde yer almaktadır. 64

4. 1789-1881 YILLARINDA OSMANLI'NIN SĠYASĠ VE SOSYAL DURUMU VE BUNUN ANKARA‟YA YANSIMALARI

Osmanlı‟nın son dönemlerinde devletin içinde bulunduğu dâhili ve harici buhranlar, dıĢ müdahaleler, iç mücadeleler nedeniyle vilayet sınırları ve kaza sayıları sıkça değiĢtirilmektedir. Bu dönemde en büyük mesele Osmanlı-Rus savaĢlarıdır. Bu savaĢ nedeniyle Osmanlı Devleti büyük bir göç dalgasının etkisi altında kalmıĢtır.

Zir‟in kaza olduğu tarihlerde devletin baĢında II. Abdülhamit bulunmaktadır.65 19.

yüzyılın üçüncü çeyreğinden sonra Doğu Anadolu‟dan bu bölgeye “ġirvanlı, ġıhbızınlı, Yadıllı, Mikailli, Yambekli, Keybanlı, Türkiyanlı isimli Kürt aĢiretleri getirilmiĢtir ve bunlar tiftik keçesi üretimi ile meĢgul olmuĢlardır. Bunlara büyük miktarlarda tarla, bağ ve bahçeler tahsis edilmiĢtir.66

19. Yüzyılda Ankara‟ya gelen gezginler genel olarak kentin bakımsızlığına vurgu yapmıĢlardır. Örneğin Charles Texier “Kalın duvarlarına rağmen, Ankara kenti, hüzünlü ve pek bakımsız bir haldedir.” demektedir. Bu da devletin içinde bulunduğu durum nedeniyle ekonomik çöküntünün görsel ve bölgesel etkilerini ortaya koymaktadır.67

Üzerinde çalıĢılan 975 numaralı sicilde bulunan belgeler arasında savaĢta ölenler veya savaĢta aldığı yaradan dolayı savaĢ sonrası vefat eden Ģahıslara dair kayıtlara rastlanmaktadır.68

64 Bkz. EK: Ankara ile Ġlgili YapılmıĢ ArĢiv ÇalıĢmaları.

65 Ekrem Yaman, “Abdulhamid‟in DıĢ Siyaseti”, www.ekremyaman.com/2013/11/.../ii-abdulhamidin- dis-siyaseti. Sıla Dergisi, Sorgun, s.2-3-4,17/09/2014,s:12:00.

66Yıldırım, a.g.e.s.101.

67 Serim Denel, 19. “Yüzyılda Ankara‟nın Kentsel Formu ve Konut Dokusundaki FarklılaĢmalar”, Tarih Ġçinde Ankara: Eylül 1981 Seminer Bildirileri, der: Erdal Yavuz ve Ümit Nevzat Uğurel, Ankara, 1984, s. 131.

68 A.g.Ģ.s. 44-45/79,45-46/8, 49/89.

(42)

21 5. OSMANLI'DA ANKARA EKONOMĠSĠ VE DEMĠR YOLUNUN YAPILMASININ ANKARA‟YA ETKĠLERĠ

19. yüzyılın baĢlarında dünyada değiĢen dengeler, ülkenin içinde bulunduğu siyasi çalkantılar, kaybedilen topraklar, etnik karıĢıklıklar ve hantal bir bürokrasi devletin ekonomisini çok zor duruma sokmuĢtur. Bir ülkeyi güçlü kılan en önemli sacayağından biri iktisadi yapısıdır. Bu konuda ülke içi ve dıĢı değiĢimleri yakalayarak ona göre strateji belirlemek büyük bir baĢarıdır. Bir beldenin iktisadi tarihi değerlendirilirken ülkenin o döneme ait bölge Ģartları, yönetim Ģekli, eğitim durumu, yapılan meslekler, kiĢilerin mal varlıkları, üretilen tarım ürünleri, kullanılan eĢyalar, tüketim Ģartları gibi birçok etmen göz önünde bulundurulmalıdır.

Osmanlı ekonomisi genel olarak küçük üreticiliğe dayanmaktadır. 1840 yıllarına ait yapılan bir araĢtırmaya göre Anadolu‟da ekili toprakların yaklaĢık % 80‟i, 60 dönümden küçük iĢletmeler tarafından ekilmektedir. 1858 Arazi Kanunnamesi'yle ekili topraklarda özel mülkiyet yaygınlaĢmıĢ, mirî toprakların özelleĢmesi hızlanarak yaklaĢık % 70‟i özel mülkiyete geçmiĢ ve 1926 Ġsviçre Medeni Kanunu'nun temelleri atılmıĢtır.69 Bu dönemde ticaret büyük çoğunlukta Gayri Müslimlerin eline geçmiĢtir. Müslüman tüccarlar genellikle perakende iĢiyle meĢgul olup küçük dükkânlarla geçimlerini sağlarlardı. Gayri Müslim tüccarlar ise Ankara‟nın Ġstanbul ve Avrupa ile bağlantısını kurar, bu sayede de gelirden büyük payı alırlardı. Bu zenginlikleri sayesinde Gayri Müslimler kent yönetiminde dahi müslümanlarla eĢit seviyede söz sahibi olmuĢlar, kent meclislerinde eĢit sayılarda temsil edilmiĢlerdir.70

Ankara ekonomisinde tarım ve hayvancılık önemli bir yere sahiptir. O yıllarda Keçiviran, Ayvalık, Ġncirlik, Solfasol, Çinçin Bağları, Cebeci Bağları, Küçük Esat ve Büyük Esat Bağları, Çengi Kayası Bağları ve Çubuk suyunun etrafında yoğun bir Ģekilde tarım faaliyetleri yapılmaktaydı.71 Fakat bu tarımsal faaliyetler

69 Ahmet Tabakoğlu, “Osmanlı Ġktisadi Yapısının Ana Hatları”, Yeni Türkiye, 701 Osmanlı Özel Sayısı 2, Ekonomi ve Toplum, Mart 2002, s. 11-12.

70 Serim, a.g.m.s. 133.

71 Rıfat Özdemir, XIX. Yüzyılın Ġlk Yarısında Ankara (Fiziki, Demografik, Ġdari ve Sosyo- Ekonomik Yapısı), Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1998, s. 217.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yalvaç’taki temettuat vergisinin 751395 kuruş ile %87’si köylerden toplanmaktadır.. yüzyılın ilk yarısında Yalvaç’ın sosyal ve ekonomik tarihini

11426 Numaralı Temettuat Defteri’ne Göre Kesriye Kazası Kırsalının Hâne Sayısı ve Toplam Temettuatı.. Kesriye Kazası

Birincisi kişilerin özel hayatlarını kontrol altına alma ya da koruma konusunda eğitilmeleri, sosyal medya gibi ya da teknolojik içerikli medyanın tehlikesine karşı, ikincisi

Gelir sağlayan hanelerde, hane başına düşen ortalama gelir miktarı 64,6 kuruş iken, Künbet’te toplam hane sayısında, hane başına ortalama 48,6 kuruş gelir düşmektedir.. 18

Tahrir Defterlerine göre daha modern bir tasarıma sahip olan Temettuat Defterleri hane halkının mevcut menkul ve gayrimenkullerini, yıllık kazancını, mesleğini,

“Açma, ayırma; açıklama, yorumlama” 1 anlamlarına gelen Arapça “ح ر ش” kökünden türeyen ve İslami edebiyatın oldukça önemli yapı taşlarından biri

Araştırmada hizmet kalitesinin belirlenmesine yönelik olarak kullanılan temel unsurlar olan alt ölçekler ile müşteri memnuniyeti arasındaki ilişkilerin ortaya konduğu

漫談�體雕塑──抽脂 近年來�為台灣經濟進步,營養過量,�此如何