• Sonuç bulunamadı

Chaetopelma olivaceum (C.L. Koch 1841) (Araneae: Theraphosidae) türünün kitin yapısının karakterizasyonu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Chaetopelma olivaceum (C.L. Koch 1841) (Araneae: Theraphosidae) türünün kitin yapısının karakterizasyonu"

Copied!
38
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

NİĞDE ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

BİYOLOJİ ANABİLİM DALI

CHAETOPELMA OLIVACEUM (C.L. KOCH 1841) (ARANEAE:

THERAPHOSIDAE) TÜRÜNÜN KİTİN YAPISININ KARAKTERİZASYONU

HÜSEYİN YÜRTMEN

Ağustos 2019 H. YÜRTMEN, 2019NİĞDE ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTE FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜYÜKSEK LİSANS TEZİ

(2)
(3)

T.C.

NİĞDE ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

BİYOLOJİ ANABİLİM DALI

CHAETOPELMA OLIVACEUM (C.L. KOCH 1841) (ARANEAE:

THERAPHOSIDAE) TÜRÜNÜN KİTİN YAPISININ KARAKTERİZASYONU

HÜSEYİN YÜRTMEN

Yüksek Lisans Tezi

Danışman

Prof. Dr. Osman SEYYAR

Ağustos 2019

(4)
(5)

1 TEZ BİLDİRİMİ

Tez içindeki bütün bilgilerin bilimsel ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.

Hüseyin YÜRTMEN

(6)

iv

2 ÖZET

CHAETOPELMA OLIVACEUM (C.L. KOCH 1841) (ARANEAE:

THERAPHOSIDAE) TÜRÜNÜN KİTİN YAPISININ KARAKTERİZASYONU

YÜRTMEN, Hüseyin

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalı

Danışman : Prof. Dr. Osman SEYYAR

Ağustos 2019, 25 sayfa

Mevcut çalışmada, Chaetopelma olivaceum’dan kitin izole edilerek FT-IR, SEM, TGA ve XRD cihazları kullanılarak kitin karakterize edilmiştir. Elde edilen kitinin TGA değerlerine göre termal kararlılığının yüksek olduğu, XRD değerine göre Crl değerinin

%70,1 olduğu, FT-IR analizi sonucuna göre kitinin alfa formunda olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca kitinin yüzey morfolojisi SEM ile incelendiğinde porlar içeren iç içe geçmiş karmaşık liflerden oluştuğu görülmüştür. Tüm bu fizikokimyasal özelliklerden dolayı daha önce çalışılmamış olan bu örümcek türünün alternatif bir kitin kaynağı olabileceği düşünülmektedir.

Anahtar Sözcükler: Chaetopelma olivaceum, kitin, örümcek

(7)

v

3 SUMMARY

ISOLATION AND CHARACTERIZATION OF CHITIN FROM CHAETOPELMA OLIVACEUM (C.L. KOCH 1841) (ARANEAE: THERAPHOSIDAE)

YÜRTMEN, Hüseyin Nigde Ömer Halisdemir University

Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Biology

Supervisor : Prof. Dr. Osman SEYYAR

August 2019, 25 pages

In the present study, chitin was isolated from Chaetopelma olivaceum and characterized by using FT-IR, SEM, TGA and XRD devices. It was observed that the thermal stability of the obtained kit according to the TGA values are high, the Cr1 value according to XRD value is 70.1%, and the chitin is in alpha form according to FT-IR analysis. In addition, when the surface morphology of the chitin was examined by SEM, it was seen that it consisted of intertwined complex fibers containing pores. Because of all these physicochemical properties, this spider species, which has not been studied before, may be the source of an alternative chitin.

Keywords: Chaetopelma olivaceum, chitin, spider

(8)

vi

4 ÖN SÖZ

Kitin, doğada bulunan uzun zincirli bir biyopolimerdir. Kitin mantarların hücre duvarlarında bazı eklem bacaklılar ve örümceklerin iskelet yapısında bulunan bir polisakkarittir. Kitin ve deasitilasyonu sonucu elde edilen kitosan en çok su ürünleri işlemesi için özelleşmiş fabrikalarda atık durumda olan yengeç, karides, kerevit gibi kabuklu canlıların dış iskeletinden üretilmektedir. Ancak son zamanlarda deniz kabuklularından üretilen kitin ve türevleri kitin ihtiyacını karşılayamamaktadır. Bu nedenle son zamanlarda bilim insanları tarafından karasal formlardan çok sayıda birey sayısına sahip ve yaygın bazı eklembacaklılar üzerine kitin çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmada ise boyut olarak büyük bir örümcek türü olan Chaetopelma olivaceum’dan elde edilecek olan kitinin fizikokimyasal yapısı karakterize edilerek kitine alternatif kaynak olup olamayacağı, hangi yapıda ve görünümde olduğu araştırılacaktır.

Bu çalışmanın gerçekleşmesinde bana her türlü desteği sağlayan danışman hocam Sayın Prof. Dr. Osman SEYYAR’a ve manevi her türlü desteği sağlayan eşime ve oğluma sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

(9)

vii

5 İÇİNDEKİLER

ÖZET ... iv

SUMMARY ... v

ÖN SÖZ ... vi

İÇİNDEKİLER DİZİNİ ... vii

ÇİZELGELER DİZİNİ ... viii

ŞEKİLLER DİZİNİ ... ix

SİMGE VE KISALTMALAR ... x

BÖLÜM I GİRİŞ ... 1

1.1 Kitinin Genel Özellikleri ... 1

1.2 Kitinin Yapısal ve Fiziksel Özellikleri ... 2

1.3 Örümceklerin Genel Özellikleri ... 5

BÖLÜM II LİTERATÜR ÖZETİ ... 8

BÖLÜM III MATERYAL VE METOT ... 11

3.1 Materyaller ... 11

3.2 Kullanılan Materyallerin Hazırlanması ... 11

3.3 Analizler ... 12

BÖLÜM IV BULGULAR, SONUÇ VE TARTIŞMA ... 14

4.1 TGA Analizi ... 15

4.2 XRD Analizi ... 16

4.3 SEM Analizi ... 17

KAYNAKLAR ... 20

ÖZ GEÇMİŞ ... 24

TEZDEN ÜRETİLEN ÇALIŞMALAR ... 25

(10)

viii

6 ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge 1.1. Kitin ve selüloz arasındaki farklar ... 4

(11)

ix

7 ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1.1. Kitinin kimyasal yapısı ... 3

Şekil 1.2. Bir örümceğin genel görünüşü ... 6

Şekil 1.3. Chaetopelma olivaceum (C.L Koch 1841) türünün genel bir görünüşü ... 7

Şekil 3.1. Chaetopelma olivaceum türünden kitin eldesi ... 12

Şekil 3.2. Kitin karakterizasyonunda kullandığımız cihazlar ... 13

Şekil 4.1. Chaetopelma olivaceum türünden izole edilen kitinin FT-IR spektrumları ... 14

Şekil 4.2. TGA analizi ve DTG eğrileri Chaetopelma olivaceum elde edilen kitin ... 16

Şekil 4.3. Chaetopelma olivaceum türünden izole edilen kitinin XRD analizi ... 17

Şekil 4.4. Chaetopelma olivaceum türünden izole edilen kitinin SEM ile elde edilmiş yüzey morfolojisi ... 18

(12)

x

8 SİMGE VE KISALTMALAR

Simgeler Açıklama

℃ Santigrad Derece

% Yüzde

β Beta

α Alfa

ɤ Gama

Kısaltmalar Açıklama

cm Santimetre

CrI Kristalinite

FT-IR Fourier Dönüşümlü Kızılötesi Spektroskopisi

HCI Hidroklorik Asit

mm Milimetre

mL Mililitre

NaOH Sodyum Hidroksit

nm Nanometre

pH Hidrojen Potansiyeli

SEM Taramalı Elektron Mikroskobu

TGA Termal Gravimetrik Analizi

XRD X-ışını Kırınımı Yöntemi

(13)

1

1 BÖLÜM I

1 GİRİŞ

Kullanım alanı her geçen gün yaygınlaşan ürünlerden en önemlilerinden birini de kitin ve türevleri oluşturmaktadır. Kitin çevreci ve yenilenebilir bir polisakkarit olmasından dolayı son zamanlarda gıda, ziraat, biyomedikal, kozmetik, eczacılık, su arıtma ve tekstil vb. sektörlerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Kitin, doğada selülozdan sonra bulunan en çok biyolopolimerdir. Buna rağmen kitinin kullanım alanlarının çok olması kitin kaynaklarını yetersiz hale getirdiğinden araştırmacılar kitinin en çok üretildiği kabuklular dışında eklembacaklılar, örümcekler ve birçok canlı üzerinde kitin izolasyonu çalışmaları yapmaktadırlar. Örümceklerden elde edilen kitinin de kaynak olarak kullanılabileceği son araştırmalarla ortaya konulmuştur (Synowiecki ve Al-Khateeb, 2003).

Örümcekler, farklı hayat şartlarına adapte olmuş, dünyanın her yerine yayılmış karasal hayvan formlarıdır. Örümcekler, son zamanlarda biyolojik mücadelede kullanılmaları, doğal dengenin korunmasında etkin rol oynamaları, karakteristik özellikleri, ağ yapıları ve dış iskeletinde bulunan kitin sayesinde araştırmacıların ilgisini her geçen gün daha fazlaçekmektedir.

1.1 Kitinin Genel Özellikleri

Kitin, zırh anlamına gelen yunanca kökenli “chiton” sözcüğünden türemiştir. Bradcannot tarafından ilk olarak 1811 yılında kullanılmıştır. Selülozdan sonra en yaygın olan karbonhidrat biyopolimeri olup çoğunlukla eklembacaklılarda dış iskeletin temel yapı maddesini oluşturmaktadır (Shahidi vd., 1999). Istakoz ve yengeç gibi deniz kabuklularının ve böceklerin ekzoiskeletinden başka göz merceğinin yapısında bulunan kondroidinde, kıkırdak ve tendonların yapısında da bulunur. Selüloz, nasıl bitkiler için önemli bir yapı taşı ise kitin ve türevleri de diğer canlılar için öylesine önemli bir yapı taşıdır (Simpson vd., 1994).

Kitinin alfa, beta ve gamma formları, kitin mikrofibrillerinin farklı yapılarıdır. Alfa yapısı, doğada en fazla bulunan formudur; antiparalel zincir yapısı vardır. Deniz kabuklularının dış iskeletlerinde, küflerde, mayalarda ve böceklerde bulunur. Beta formu,

(14)

2

doğada daha az görülmekte olup, mürekkep balığının kollarında bulunur ve paralel zincir yapısı vardır. Gamma formu, paralel ve antiparalel yapıların karışımı olarak böceklerin kozalarında görülür (Zhang vd., 2000).

Kitin ilk olarak “Braconnot” tarafından 1811 yılında mantarın yapısında, “Odier”

tarafından ise 1823’te böceklerin kabuklarında keşfedilmiştir. Kitosan ise, “Rauget”

tarafından 1859 yılında kitinin potasyum hidroksitte kaynatılması esnasında keşfedilmiş olup, bu materyal 1894 yılında “Hoppe-Seyler” tarafından kitosan olarak tanımlanmıştır.

20. yüzyılın ilk yarısından itibaren araştırmalara konu olarak kitin ve kitosan seçilmeye başlanmış, kitosan hakkındaki ilk kitap kitinin bulunmasından tam 140 yıl sonra, 1951 yılında yayınlanmıştır. 1960’lı yılların başlarında kitosanın kırmızı kan hücrelerine bağlanma yeteneği ve kan durdurmadaki etkinlikleri araştırılmıştır. Son otuz yılda kitosan su arıtma/saflaştırma sistemlerinde suların toksik maddelerden özellikle yağ, boya ve diğer potansiyel kirlilik yaratan maddelerin uzaklaştırılması amacıyla kullanılmaktadır.

Günümüzde ise, diyet desteği, kilo kontrolü, fotoğrafçılık, kozmetik, medikal ve tıbbi alanda yaygın olarak tercih edilmektedir (Jollès ve Muzzarelli, 1999).

Kitin yenilenebilir bir kaynak ve çevre dostu biyopolimer olma özelliğinden dolayı son yıllarda dünya genelinde tıptan gıdaya, ziraatten kozmetiğe, eczacılıktan atık su arıtımına ve tekstil sektörüne kadar sayısız alanda kullanılabilmektedir. Gıda endüstrisinde stabilize edici madde ve antimikrobiyal madde olarak kullanılmaktadır (Shahidi vd., 1999). Ayrıca yaraların iyileşmesi, bağışıklık sistemini geliştirme, lipid düşürücü ve antimikrobiyal aktivite de dahil olmak üzere biyomedikal alanlarda da kullanılmaktadır (Aranaz vd., 2009). Gübre olarak ve meyve ile tohumu kaplayarak tarım sektöründe, deri ve saç bakım ürünlerinde katkı maddesi olarak kullanımıyla kozmetik alanında, ilaç tasarımlarında, kirlilik yaratan maddelerin uzaklaştırılması amacıyla su arıtımında gibi alanlarda da kitin kullanılmaktadır (No vd., 1989).

1.2 Kitinin Yapısal ve Fiziksel Özellikleri

Kitin, N-asetilglukozaminler olarak adlandırılan modifiye glikoz monomerlerden oluşan bir polimer olup selülozdan sonra doğada ikinci olan bol bir yapısal polimerdir. Fakat ana zincirinde azot taşıyan biyopolimerler düşünülünce kitin en bol bulunan biyopolimerdir.

Kitin mantar hücre duvarlarında, eklembacaklılar ve böceklerde bolca bulunmaktadır.

(15)

3

Kitinin kimyasal formülü (C8H13O5N)n şeklinde olup (bkz. Şekil 1.1) detaylı yapısı Albert Hofmann tarafından 1929 yılında belirlenmiştir. Kitin, organizmaları güçlendirmeye ve korumaya katkıda bulunan dallanmamış bir yapısal polisakkarittir (Muzzarelli, 1973).

Şekil 1.1. Kitinin kimyasal yapısı (Anonim, 2019)

X-ray çalışmaları, kitinin son derece düzenli ve sıkı yapıda kristalin bölgeye sahip olduğunu göstermektedir.Αlfa (α), beta (β ) ve gama (γ) olmak üzere üç ayrı yapıda olan kitin, kristalin bölgelerinin diziliş şekline göre farklılık göstermektedir. α-kitinde zincirler zıt yönde, β-kitinde aynı yönde, γ-kitinde ikisi yukarı ve birisi aşağı şekilde dizilmişlerdir.

Bunlardan en stabil yapıda olanı α-kitin olup, γ ve β kitin belirli işlem koşulları altında α- formuna dönüştürülebilmektedir (Guang, 2002).

(16)

4

Çizelge 1.1. Kitin ve selüloz arasındaki farklar (Anonim, 2019)

Kitin ve Selüloz Kitin modifiye glikoz monomerlerden

yapılmış bir yapısal organik polimerdir.

Selüloz, doğrusal glikoz monomerler zincirlerinden oluşan bir yapısal organik polimerdir.

Kimyasal formül

(C8H13O5N)n (C6H10O5)n

Polimer Tipi Kitin, N-asetilglukozaminin (glukoz

türevi) bir polimeridir. Selüloz glikozun bir polimeridir.

Bulundukları Yerler Kitin esas olarak mantarların hücre

duvarlarında ve eklembacaklıların ve yumuşakçaların dış iskeletinde bulunur.

Selüloz ağırlıklı olarak bitki hücrelerinin hücre duvarlarında bulunur.

Bolluk Karşılaştırması Kitin, selülozlardan daha az miktarda

bulunur.

Selüloz, dünyadaki en bol organik bileşiktir.

Amil grubu Kitin, glikoz molekülünde bir ikame

olarak bir amil grubuna sahiptir.

Selüloz glikoz molekülünde bir hidroksil grubuna sahiptir.

Azot Molekülleri Kitin’in yapısında azot molekülleri

vardır. Selüloz yapısında azot içermez

Sertlik ve Stabilite Kitin selülozdan daha sert ve

dayanıklıdır.

Selüloz, kitinden daha az sert ve dayanıklıdır.

Doğal kaynaklardaki farklılıklar kitosan ve kitinin fiziksel özelliklerini etkilemektedir.

Kitin ve kitosan kimyasal olarak selüloza benzer fakat bir takım farklılıklar göstermektedir. Selülozda, ikinci karbon atomuna bağlı hidroksil (-OH) grubu bulunurken, kitinde asetamid (-NHCOCH3), kitosanda ise amin (-NH2) grubu bulunmaktadır (No vd., 1989).

(17)

5 1.3 Örümceklerin Genel Özellikleri

Örümcekler dünyada 112 familya, 4072 cins ve 46932 tür ile bu sınıfın en büyük takımını oluşturmaktadırlar (Platnick, 2017).

Örümcekler; Arthropoda şubesinde, Chelicerata alt şubesine, Arachnia sınıfı, Araneida takımında bulunurlar. Vücut, prosama ve opistosoma olmak üzere iki bölümden oluşur.

Prosoma bölgesinde ağız, basit yapıdaki gözler ve altı çift üye bulunur. Opistosoma segmentsiz torba şeklinde, pedisel aracılığıyla prosomaya bağlıdır. Opistosomada cinsiyet açıklığı, kitapsı akciğerlere ait stigmalar ve ağ bezleri yer alır. Örümcekler arachnida sınıfının en zengin takımlarından biridir, tanımı yapılmış ve 40 bini aşkın türü vardır (Platnick, 2017).

Örümcekler, karasal yaşama uyum sağlamış canlılardır. Çoğunlukla biyomasın zengin olduğu ormanlık ve step alanlar ile çöller, mağaralar ve dağların zirvesi gibi pek çok farklı alanda da bulunurlar (Maloney vd., 2003).

Örümcekler karnivor hayvanlardır. Örümceklerin avı çok büyük oranda böceklerden oluşur, ancak diğer eklembacaklıları da tüketebilirler (Maloney vd., 2003).

Örümceklerde dört çift bacak cephalothoraksa bağlanır ve anteriordanposteriora I, II, III ve IV olarak numaralandırılır. Her bacağın yedi bölümü vardır; Koksa ya da bazal segment, ardından trochanter, femur, patella, tibia, metatarsus ve tarsus izlenir. Tarsus iki veya üç tırnak bulundurur. Bu tırnaklar örümcek ipek ağlarına tutunmayı sağlar (Maloney vd., 2003).

Örümceklerin böceklerden ayrılan birçok özelliği vardır. Böceklerin çoğu kanatlı olduğu halde, örümcekler kanatsızdır. Böceklerde 6 bacak olmasına karşılık örümceklerde 8 bacak vardır. Antenleri olmadığından, ağız önündeki pedipalpler bu görevi üstlenirler.

Dış görünüşleri bacağa benzediğinden bunlara duyu bacakları da denir. Üzerleri duyu algılayıcı tüylerle kaplı olup, dokunma, tat alma ve çevreyi koklayıp araştırma gibi görevler yaparlar. Üreme dönemlerinde erkeklerde spermaları biriktirip dişiye aktaran bir kopulasyon (çiftleşme) organı olarak da iş görürler. Ve her tehlikeye karşı sperleri vardır.

Örümceklerde trakealar (solunum boruları), akreplerde olduğu gibi karın altında kitap

(18)

6

akciğerleri tipindedir. Kitap yaprakları şeklindeki deri kıvrımlarından dolayı solunum organları bu adı alır. İki veya dört tane kitap akciğerleri vardır. Eğer örümcekte bunlar iki ise, eksikliği ek solunum boruları ile tamamlanır. Örümceklerin bazılarında medial gözler koyudur. Bunlara “gece gözleri” denir. Bazılarında ise açık renklidir. Bunlara “gündüz”

gözleri denir (Babaşoğlu, 1999).

Şekil 1.2. Bir örümceğin genel görünüşü (Locket ve Millidge, 1951)

Tez materyali olan Chaetopelma olivecium (C.L Koch 1841) türü, Araneae takımının Theraphosidae familyasına ait bir türdür. Vücut büyüklüğü yetişkin erkekler için yaklaşık 5-5,5 cm ve dişiler için 7-9,5 cm veya daha büyüktür. Renkleri siyah, gri ve kahverengi arasında değişir. Daha serin, ormanın bol olduğu ve kurak bölgelerde daha koyu görünürler. Vücut küçük tüylerle kaplıdır ve parlak ve kadifemsidir. Türler çoğunlukla geceleri aktiftir. Kayaların veya ağaçların altında yaşarlar. Tehdit gördüğünde ön gövdesini kaldırır, ağzını ve pençelerini kırmızı bir leke ortaya çıkarmak için ayaklarını sallar. Tehdit devam ederse geri dönüp saklanma eğilimine girerler. C. olivaseumun büyük kolonilerde yaşadığı bilinmektedir. Bu örümcek, insanlar için tehlikeli değildir.

Hamamböceği gibi zararlıları ortadan kaldırmaya yardımcı olur. Diğer tarantula türlerine göre siyah, tüylü ve hızlıdır.

(19)

7

Ülkemizde Kıbrıs’da, Ortadoğu’da, Mısır ve Sudan’da yayılış alanına sahiptir. Yaygın bir tür olması tez materyali olarak seçilmesinin en büyük faktörüdür. Ayrıca örümceğe ait sistematik bilgiler aşağıda belirtilmiştir.

Şube: Arthropoda (Eklembacaklılar) Altşube: Chelicerata (Keliserli Hayvanlar) Sınıf: Arachnida (Örümceğimsiler) Takım: Araneae (Örümcekler) Aile: Theraphosidae

Tür: Chaetopelma olivaceum (C.L Koch 1841)

Şekil 1.3. Chaetopelma olivaceum (C.L Koch 1841) türünün genel bir görünüşü (Fotograf: B Göçmen,Sincan Kanyon, Payas, Hatay - 09.04.2011)

Bu tez çalışmanın amacı, bir örümcek türü olan Chaetopelma olivaceum (C.L. Koch 1841)’dan dünyada ilk kez kitin izolasyonu yapmak ve elde edilen bu biyomateryalin FT- IR, TGA, XRD ve SEM analizleriyle fizikokimyasal özelliklerini ortaya koymaktır.

(20)

8

2 BÖLÜM II

2 LİTERATÜR ÖZETİ

Son yıllarda kitin üzerine yapılan çalışmaların yoğunlaştığı görülmektedir. Günümüzde kitin biyomedikalden tarımsal uygulamalara kadar birçok alanda kullanıldığından dolayı ticari değere sahiptir. Son zamanlarda yapılan çalışmalar incelendiğinde yeni kitin kaynakları elde edilmesi üzerine çalışmaların hız kazandığı görülmektedir. Genellikle, kitinler deniz kabuklularından üretilmektedir. Ancak bu kaynaklar kitin kullanım alanının genişlemesiyle son yıllarda yeterli gelmemektedir. Bu nedenle son zamanlarda bilim insanları daha nitelikli kitin arayışına girmişler ve böceklerden ve eklembacaklılardan kitin eldesine gitmişlerdir (Gonil ve Sajomsang, 2012).

Kitin elde edilirken numuneye kuvvetli asit ve baz uygulanmaktadır. Kuvvetli asit ve bazın yoğun kullanımı doğaya zarar verebilmektedir. Bu nedenle bu geleneksel yöntem dışında kitin eldesi üzerine çalışmalar yapılmaktadır. Kitinin doğrudan mikroorganizma aracılığı ile kitin izolasyonu gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır (Simpson vd., 1994;

Synowiecki ve Al-Khateeb, 2003).

Kitinin doğada farklı formlarda bulunmaktadır. Bunlardan en çok α formda bulunur.

Shushizadeh vd. (2015) Sepia pharaonis türünden elde ettiği kitin ile β formdaki kitine yeni bir kaynak organizma kazandırmışlardır. β ve α formlardaki kitinin özelliklerini kıyaslamak için Hajji vd. (2014) üç farklı sucul organizmayla çalışmışlardır. Yengeç ve karides kabuğundan (Carcinus mediterraneus, Penaeus kerathurus) elde edilen α kitin ile ve mürekkep balığından (Sepia officinalis) elde edilen β kitinin yapılarındaki fark 13C NMR, FT-IR ve XRD ile karakterize edilmiştir. 13C NMR analizi sonucunda α kitinler C3 ve C5 karbon sinyallerinde ayrılırken, β kitinde bu sinyaller birleşerek tek bir rezonans oluşturmuştur. XRD analizi, α kitinin β kitinden daha kristalin yapıya sahip olduğunu göstermiştir. Bu çalışma, kitinin özelliğinin organizma grubuna göre değiştiğini göstermektedir.

Kaya vd. (2014a) yılında yeni bir kitin kaynağı olarak yarasa gübresiden kitin elde ettikleri, bu bilinen kitin elde etme yöntemlerinin dışında daha az masrafla kitin elde etme yöntemi olduğundan bu çalışma bilim insanların ilgisini çekmiştir.

(21)

9

Kaya vd. (2014b) yılında Geolycosa vultuosa ve Hogna radiata türlerindeki kitinin fizikokimyasal yapısını karakterize ettikleri kitin içeriği G. vultuosa türü için % 8-8,5 ve H. radiata türü için % 6.5-7 olarak belirlendiği, FT-IR, TGA ve XRD sonuçları kitin yapılarının α formunda olduğunun gösterildiği, çevresel taramalı elektron mikroskobu (ESEM), her bir türün yüzey morfolojisinin farklı olduğunu ortaya çıkardığı, G.

vultuosa'dan elde edilen kitin iki farklı gözenek yapısına sahip olduğu, G. vultuosa'da yeni bir kitin yüzey morfolojisi belirlendiği, H. radiata'dan izole edilen kitinin, klasik morfolojiye sahip olduğunu bildirmişlerdir.

Kaya vd. (2015a) yılında çekirge türleri olan Celes varabilis, C. varabilis, Dectius verrucivorus, D. verrucivorus, Melanogryllus desertus, M. desertus male, Paracyptera labiata, P. labiata’dan oluşan erkek ve dişi çekirgeler üzerine kitin çalışması yaptıkları, türleri FT-IR, EA, XRD ve TGA, cihazları ile inceleme yaptıkları, yapılan bilimsel çalışmada kitin yapılarının alfa formunda olduğu, erkeklerin dişi türlere göre kitin kuru ağırlığının daha fazla olduğunun tespit edildiği, SEM ile yapılan incelemede erkeklerde bulunan kitinin 25–90 nm genişliğinde nanofiberler ve 90-250 nm nanopores içerdiğini, dişilerde ise çoğunluğunun kitin yüzey yapısında gözenekler veya nano elyaflar gözlendiğini, termal özellikler ve kristal indeks değerleri erkeklerde ve kadınlarda benzer olduğunu bildirmişlerdir.

Kaya vd. (2016) tarafında 3D kitin halkaları boyut olarak büyük olan Archispirostreptus gigas türünden kitin karakterize edildiği, adsorpsiyon denge verileri Langmuir adsorpsiyonuna diğer modellere göre iyi bir uyum sergilediği, sunulan bulgular, biyo- uyumlu ve toksik olmayan biyomateryalleri geliştirmeyi amaçlayan ileri çalışmalar için yararlı olabileceği bildirilmiştir.

2017 yılında Seyyar tarafından hazırlanan yüksek lisans tezinde bir otbiçen olan Phalangium opilio Linnaeus, 1758 türünün dış iskeletinden ilk kez kitin elde edilmiş ve FT-IR, SEM, TGA ve XRD değerlerine bakılarak kitinin karakterizasyonu yapıldığı, elde edilen kitinin termal karalılığının yüksek, nanofiber ve nanopor yüzeyli ve alfa formda olduğu görülmüş ve alternatif bir kitin kaynağı olabileceği önerilmiştir (Seyyar, 2018).

2018 yılında Demir tarafından hazırlanan yüksek lisans tezinde Aculepeira ceropegia (Walckenaer, 1802) adlı örümcekte kitin karakterizasyonunun yapıldığı, SEM, FT-IR,

(22)

10

TGA ve XRD değerlerinin çalışıldığı, kitinin alfa formda olduğu, yüzeyinin nanofiber ve nanoporlardan oluştuğu, termal karalılığının yüksek olduğu ve alternatif kitin kaynağı olarak önerilebileceği bildirilmiştir (Demir, 2017).

2018 yılında Bulgaristan’da Tsaneva vd. tarafından bal arılarının kimyasal bileşiminin yanında kitinin de incelendiği, balmumu cesetlerinden deproteinizasyon ve demineralizasyon içeren çok aşamalı kimyasal işlemle izole edildiği, elde edilen kitin (verim % 8,8) fizikokimyasal yöntemler ve Fourier dönüşümü kızılötesi spektroskopisi ile karakterize edildiği, bu temelde bal arısı formundaki hayvansal atıklar değerli bir kitin ve diğer biyolojik olarak aktif maddeler kaynağı olarak değerlendirilebileceği bildirmişlerdir (Tsaneva vd., 2018).

Ülkemizde özellikle son yıllarda Kaya ve arkadaşlarının kitin üzerine yapmış olduğu çalışmalar bulunmaktadır. Bu konuda yeni çalışmalar ve tezler yazılmaya başlanmıştır.

Yapılan tezler incelendiğinde farklı ve alternatif kitin kaynağı olarak böcekler ve araknidlere yönelim artmaktadır. Üniversitemiz Biyoloji Anabilim Dalın’da son zamanda Seyyar tarafından bir otbiçen olan Phalangium opilio, Demir tarafından ise bir örümcek türü olan Aculepeira ceropegia üzerine yüksek lisans tezlerini tamamlanmıştır.

(23)

11

3 BÖLÜM III

3 MATERYAL VE METOT

Tez çalışmasının ana materyali olan Chaetopelma olivaceum türüne ait örnekler tez danışmanının kişisel koleksiyonundan elde edilmiştir. Alkol içerisinde muhafaza edilen örneklerin etiketlerine bakıldığında 2014 yılında Mersin ilinden toplandığı görülmektedir.

3.1 Materyaller

Örnekler toplandıktan sonra oda sıcaklığında kurumaya bırakıldı. Alınan numulerin bütün organları çıkartılarak ve saf su ile birçok kez yıkanmıştır. Daha sonra numuneler 1 hafta boyunca 50℃’de fırın içinde tutulmuş ve numuneler dövülerek havanda ince toz haline getirtilmiş 100 mikron elek ile elenmiştir.

3.2 Kullanılan Materyallerin Hazırlanması

1. Kitindeki minerallerin uzaklaştırma işlemine demineralizasyon denir. Havanda öğütülmüş örnekler üzerine mineralleri uzaklaştırmak için 2 M 250 mL hacimde HCl ilave edildi. Elde edilen numune saf su ile yıkanarak süzüldü ve etüvde 24 saat kurutuldu.

2. Depigmentasyon için numunede bulunan organik bileşikler ve pigmentlerin uzaklaştırılması için etanolde yaklaşık 12 saat karıştırıldı ve saf su ile yıkandı.

3. Kitindeki proteinlerin uzaklaştırılması işlemine deproteinizasyon denir.

Deproteinizasyon işlemi baz ile yapılmaktadır.2 M NaOH çözeltisinde 19 saat muamele edildi ve süzme ve yıkama işlemlerinden sonra kitin elde edildi.

Chaetopelma olivaceum, 1841 türünden kitin eldesi için gerekli süreç Şekil 3.1’de verilmiştir.

(24)

12

CHAETOPELMAOLIVACEUM (ZEYTUNİORTADOĞUTARANTULASI)

FİZİKSEL TEMİZLEME VE YIKAMA

DEMİNERALİZASYON 2MHCL(2SAATKARIŞTIRMA)

DEPİGMANTASYON

PROTEİNLERİNYAPIDANUZAKLAŞTIRMASI

%1LİKASETİKASİTİLEYIKAMA

KURUTMA,YIKAMA,SÜZMEVE TANECİKBOYUTUNAGÖREAYIRMA

KİTİN

Şekil 3.1. Chaetopelma olivaceum türünden kitin eldesi (şematize)

Elde edilen kitinin fiziksel ve kimyasal özelliklerini belirlemek için üniversitemiz Merkezi Araştırma Laboratuvarı’nda TGA, FT-IR, XRD ve SEM analizleri yaptırıldı.

3.3 Analizler

FT-IR analizi için Chaetopelma olivaceum türünün kitinin infrared spektrumları, FT-IR Spektrometresi ile 1620-1654 cm frekans aralığında ölçülerek asetilasyon derecesi, hesaplandı.

(25)

13

TGA analizi için Linseis STA PT1600 analiz cihazı kullanılarak kitinin termal bozulmasına bağlı olarak DTG ve TG eğrileri oluşturuldu.

XRD analizi için Panalytical Marka empyrean model XRD cihazı kullanılarak elde edilen XRD spektrumları, Rigaku D max 2000 sisteminde 20° için 9° 2 0 aralığında ölçüldü ve Crl (Kristal index) değeri hesaplandı.

SEM analizi için kitinin yüzeyi Sputter Coater (Cressingto Auto 108) marka cihaz ile altınla kaplandı ve sonrasında yüzey morfolojisini fotoğraflamak için EVO LS 10 ZEISS marka cihaz kullanıldı

Şekil 3.2. Kitin karakterizasyonunda kullandığımız cihazlar

FT-IR Spektrometresi (Bruker Marka Vertex 70 model)(a), TGA cihazı (Linseis STA PT1600 marka)(b), XRD cihazı (Panalytical Marka Empyrean model)(c), SEM

mikroskobu (Zeiss Marka evo 40 model)(d), EDX (e)

(26)

14

4 BÖLÜM IV

4 BULGULAR, SONUÇ VE TARTIŞMA

Chaetopelma olivaceum türünde kitin eldesi yapılmış ve elde edilen kitinin FT-IR, TGA, XRD ve SEM kullanılarak fizikokimyasal karakterizasyonu yapılmıştır. Bu örümcek türünden ilk kez kitin eldesi yapılmış ve elde edilen kitin karakterize edilmiştir.

Şekil 4.1. Chaetopelma olivaceum türünden izole edilen kitinin FT-IR spektrumları

Chaetopelma olivaceum türünden elde edilen kitinin FT-IR analizi sonucunda elde edilen spektrumlar Şekil 4.1’de verilmiştir. Bu yöntem ile moleküler bağ karakterizasyonu yapılarak; katı, sıvı, gaz veya çözelti halindeki organik bileşiklerin yapısındaki fonksiyonel gruplar, iki bileşiğin aynı olup olmadığı, yapıdaki bağların durumu, bağlanma yerleri ve yapının aromatik yada alifatik olup olmadığı belirlenebilir. Kitin karakterizasyonunu yapmanın yöntemlerinden biri de FT-IR spektrumlardır. Kitinin elde edildiği duruma göre 3 değişik kristal formu (α-, β-, γ-) bulunmaktadır. FT-IR spektrumunda alfa kitinde 3 pik gözlenirken, beta kitinde tek pik gözlenir. Beta kitinde 1650 cm-1’de 1 pik gözlenir (Kurita vd., 1993; Lavall vd., 2007; Rinaudo, 2006). Alfa

(27)

15

formundaki kitinde ise 1650 cm-1, 1620 cm-1 ve 1550 cm-1’de pik gözlenmektedir (Focher vd., 1992; Kurita vd., 1993; Lavall vd., 2007). Orta dalga boyu aralığında en fazla 1660 cm-1 ve 1000 cm-1 aralığında bantlar vardır. Bu bantlar amid Ι, ΙΙ ve ΙΙΙ, sakkarid halkası, fosfodiester grupları ve protein bileşenleri ile ilişkilidir (Juárez-de La Rosa vd., 2012).

Yapılan gözlemlerde Chaetopelma olivaceum'da kitin olduğu gözlemlenmiştir. Kitinin kristal formunun α yapıda olduğu anlaşılmıştır.

4.1 TGA Analizi

Termal analizin sıcaklık değişimlerinin etkileşimleriyle bağlantılı olarak numune özelliklerinde ki değişimin analiz edilmesidir. Yani ağırlığın numunenin kütlesinin, numunenin sıcaklığına ya da zamana göre ölçümüdür. Chaetopelma olivaceum dan elde edilen kitin TGA sonuçları şekil 4.2’de belirtilmiştir. Elden edilen sonuca bakıldığında iki basamakta kütle kaybının gerçekleştiği gözlemlenmiştir. İlk basamakta 0-150℃’de

%6’lık kaybının kitin moleküllerine absorbe olmuş sudan, ikinci basamak ise 150-160℃

(DTG max:390℃) %74 kayıp kitin birimlerinin asetilenmiş ve deasitlenmiş birimleri ile molekülün polisakkarit yapısının bozunmasına atfedilmiştir (Juárez-de La Rosa vd., 2012).

Bu sonuçlarda mevcut çalışmada Chaetopelma olivaceum türünden kitinin başarılı bir şekilde üretildiğini göstermektedir.

(28)

16

Şekil 4.2. TGA analizi ve DTG eğrileri Chaetopelma olivaceum elde edilen kitin

4.2 XRD Analizi

Chaetopelma olivaceum'den elde edilen kitinim kristal index değeri aşağıdaki formül kullanılarak hesaplanmıştır.

CrI = [ ( I110-Iam ) / I110] x 100 CrI: Kristallik indeksi

I110: Kitin biyopolimerinin maksimum intensitisi,

Iam: Maksimum intensitiden bir önceki intensiti (Kitin biyopolimerinin amorf yapısınının intensitisi)

Chaetopelma olivaceum'den elde edilen kitinin kristal indeksi % 70,1 olarak hesaplanmıştır. Bu sonuçlar doğrultusunda mevcut çalışmada elden edilen kitin α formunda olduğu anlaşılmıştır.

(29)

17

Kristal indeksin belirlendiği bir çalışmada, karideste % 89,17 ve H. parallela’nın % 89,05 oranında kristal indeksi bulunmuştur. Diğer bir çalışmada ise larva ve pupa evresindeki ipek böceğinin (Bombyx mori) % 54, ağustos böceğinin (Cicada orni) % 58 oranında kristal indeksi belirlenmiştir (Zhang vd., 2000).

Şekil 4.3. Chaetopelma olivaceum türünden izole edilen kitinin XRD analizi

4.3 SEM Analizi

Chaetopelma olivaceum türünden saflaştırılan kitinin yüzey morfolojisi SEM ile görüntülenmiştir.(Şekil 4.4). Kitinin yüzeyinin iç içe geçen karmaşık liflerden olduğu ayrıca nanoporların (gözenekler) olduğuda görülmüştür.

(30)

18

Şekil 4.4. Chaetopelma olivaceum türünden izole edilen kitinin SEM ile elde edilmiş yüzey morfolojisi

G. argaeus’dan elde edilen kitin yüzeyi 1000X büyütmede pürüzsüz bir yüzey olduğu tespit edilmiştir. 5000X büyütmede lifli bir yüzey gözlenirken, 10000X ve 20000X büyütmelerinde por yapısının varlığı belirlenmiştir. Por yapısının 150 nm boyutlarında, fiber yapısının ise 15-55 nm boyutlarında olduğu tespit edilmiştir. SEM analizleri sonucunda G. argaeus’dan izole edilen kitinin kontrollü ilaç verme, filtrasyon, dental uygulamalar için yara sargıları ve tekstil gibi farklı alanlarda kullanılabileceği öngörülmektedir (Kaya vd., 2013).

Karides kitininde daha az yoğun bir yapıya sahip, fiber ve por içeren, çok düzgün bir yapı açık bir şekilde gözlenmiştir. Yengeç ve kerevit kitin yüzeyinin daha az kristal halinde ve birbirinden farklı olacak şekilde bir yapı olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca kerevitten izole kitin yüzeyinde, paralel iplik ağları oluşturan fiber yapısı mevcuttur (Isa vd., 2012).

Doğada en yaygın olarak bulunan maddelerden birisi kitindir. Kitinler yoğun miktarda kabuklu su ürünlerinde, eklem bacaklılarda, böceklerde ve örümceklerde fazlaca bulunmaktadır. Kitin ve ondan elde edilen kitosanın geniş bir kullanım alanı bulunmaktadır. Bu nedenle kitinin önemi her geçen gün artmaktadır.

(31)

19

Bu tez Chaetopelma olivaceum’dan kitin izole edilerek kitinin fizikokimyasal yapısı FT- IR, XRD, TGA ve SEM analizleriyle ortaya konmaktadır. FT-IR spektrumundan elde edilen sonuçta kitinin yapısının alfa forma olduğu tespit edilmiştir. Termogravimetrik analizler sonucunda ise elde edilen kitinin termal kararlılığının bulunduğu, SEM analiziyle ise kitinin yüzeyinin iç içe geçen karmaşık liflerden olduğu ayrıca nanoporların (gözenekler) olduğunun tespit edilmiştir.

Daha önceki yıllarda ise daha çok kabuklu deniz hayvanları ile mantarlar üzerinde bulunan kitinin fizikokimyasal yapısı incelendiği, son dönemde kitinin öneminin artması ile farklı kitin kaynaklarına ihtiyaç duyulduğu bilinmektedir. 2017 yılında Zehra Demir tarafından örümcek türü olan Aculepeira ceropegia üzerinde bulunan kitin ile 2018 yılında Fatma Seyyar tarafından otbiçen olan Phalangium opilio üzerinde bulunan kitinlerin yapısı hakkında çalışmalar yapıldığı, her iki çalışmada kitinin yüzeyinin nanofiber ve nanoporlardan oluştuğu, termal karalılığının yüksek olduğu ve alternatif kitin kaynağı olarak önerilebileceği sonucuna ulaşılmıştır (Demir, 2017).

Yaptığımız bu çalışmada ise ilk kez bu tezde incelenen bir örümcek türü olan Zeytuni Ortadoğu Tarantulası olarak bilinen Chaetopelma olivaceum incelenmiş, kitinin α yapıda olduğu, termal kararlılığın bulunduğu, iç içe geçen karmaşık liflerden oluştuğu, üzerinde gözenekler bulunduğu tespit edilmiştir. Bu örümcek türünün kitinin fiziksel ve kimyasal özellikleri bakımından alternatif olabileceği düşünülmektedir.

(32)

20

5 KAYNAKLAR

Anonim, Kitin ve selüloz arasındaki farklar ve benzerlikler, http://toplubilgi.com/kitin- seluloz-arasindaki-farklar-benzerlikler/, 2019.

Aranaz, I., Mengíbar, M., Harris, R., Paños, I., Miralles, B., Acosta, N., Galed, G. and Heras, Á., "Functional characterization of chitin and chitosan", Current Chemical Biology 3(2), 203-230, 2009.

Babaşoğlu, A., Örümcekgiller (Arachnida), Niğde Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Furkan Ofset, Niğde, 1999.

Demir, Z., Aculepeira ceropegia (Walckenear, 1802) (Araneae:Araneidae) türünde kitin ve kitosan izolasyonu ve fizikokimyasal karakterizasyonu, Yüksek Lisans Tezi, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Niğde, s. 1-5, 2017.

Focher, B., Naggi, A., Torri, G., Cosani, A. and Terbojevich, M., "Structural differences between chitin polymorphs and their precipitates from solutions—evidence from CP- MAS 13C-NMR, FT-IR and FT-Raman spectroscopy", Carbohydrate Polymers 17(2), 97-102, 1992.

Gonil, P. and Sajomsang, W., "Applications of magnetic resonance spectroscopy to chitin from insect cuticles", International Journal of Biological Macromolecules 51(4), 514- 522, 2012.

Guang, W. Y., The effect of chitosan and its derivatives on the dyeability of silk, PhD Thesis, Hong Kong Polytechnic University, Japan, s. 1-7, 2002.

Hajji, S., Younes, I., Ghorbel-Bellaaj, O., Hajji, R., Rinaudo, M., Nasri, M. and Jellouli, K., "Structural differences between chitin and chitosan extracted from three different marine sources", International Journal of Biological Macromolecules 65, 298-306, 2014.

(33)

21

Isa, M. T., Ameh, A. O., Gabriel, J. O. and Adama, K. K., "Extraction and characterization of chitin from Nigerian sources", Leonardo Electronic Journal of Practices and Technologies 21, 73-81, 2012.

Jollès, P. and Muzzarelli, R. A. A., Chitin and Chitinases, EXS Presss, Basel, Switzerland, 1999.

Juárez-de La Rosa, B. A., Quintana, P., Ardisson, P. L., Yáñez-Limón, J. M. and Alvarado-Gil, J. J., "Effects of thermal treatments on the structure of two black coral species chitinous exoskeleton", Journal of Materials Science 47(2), 990-998, 2012.

Kaya, M., Lelešius, E., Nagrockaitė, R., Sargin, I., Arslan, G., Mol, A., Baran, T., Can, E. and Bitim, B., "Differentiations of chitin content and surface morphologies of chitins extracted from male and female grasshopper species", PloS One 10(1), e0115531, 2015a.

Kaya, M., Mulerčikas, P., Sargin, I., Kazlauskaitė, S., Baublys, V., Akyuz, B., Bulut, E.

and Tubelytė, V., "Three-dimensional chitin rings from body segments of a pet diplopod species: Characterization and protein interaction studies", Materials Science and Engineering: C 68, 716-722, 2016.

Kaya, M., Seyyar, O., Baran, T., Erdoğan, S. and Kar, M., "A physicochemical characterization of fully acetylated chitin structure isolated from two spider species: With new surface morphology", International Journal of Biological Macromolecules 65, 553-558, 2014b.

Kaya, M., Seyyar, O., Baran, T. and Turkes, T., "Bat guano as new and attractive chitin and chitosan source", Frontiers in Zoology 11, 1-10, 2014a.

Kaya, M., Tozak, K. Ö., Baran, T., Sezen, G. and Sargin, I., "Natural porous and nano fiber chitin structure from Gammarus argaeus (Gammaridae Crustacea)", EXCLI Journal 12, 503-510, 2013.

Kurita, K., Tomita, K., Tada, T., Ishii, S., Nishimura, S. I. and Shimoda, K., "Squid chitin as a potential alternative chitin source: Deacetylation behavior and characteristic

(34)

22

properties", Journal of Polymer Science Part A: Polymer Chemistry 31(2), 485-491, 1993.

Lavall, R. L., Assis, O. B. G. and Campana-Filho, S. P., "β-Chitin from the pens of Loligo sp.: Extraction and characterization", Bioresource Technology 98(13), 2465-2472, 2007.

Locket, G. H. and Millidge, A. F., British Spiders I, The Royal Society, London, UK, 1951.

Maloney, D., Drummond, F. A. and Alford, R., Spider Predation in Agroecosystems, Department of Biological Sciences, University of Maine, Orono, USA, 2003.

Muzzarelli, R. A. A., Natural Chelating Polymers; Alginic Acid, Chitin and Chitosan, Pergamon Press, Oxford, UK, 1973.

No, H. K., Meyers, S. P. and Lee, K. S., "Isolation and characterization of chitin from crawfish shell waste", Journal of Agricultural and Food Chemistry 37(3), 575-579, 1989.

Platnick, N. I., The world spider catalog, version 14.0, https://wsc.nmbe.ch/, 2017.

Rinaudo, M., "Chitin and chitosan: properties and applications", Progress in Polymer Science 31(7), 603-632, 2006.

Seyyar, F., Phalangium opilio Linnaeus, 1758 (Opiliones) türünden kitin eldesi ve karakterizasyonu, Yüksek Lisans Tezi, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Niğde, s. 2-8, 2018.

Shahidi, F., Arachchi, J. K. V. and Jeon, Y.-J., "Food applications of chitin and chitosans", Trends in Food Science & Technology 10(2), 37-51, 1999.

Shushizadeh, M. R., Pour, E. M., Zare, A. and Lashkari, Z., "Persian gulf β-chitin extraction from Sepia pharaonis sp. cuttlebone and preparation of its derivatives", Bioactive carbohydrates and dietary fibre 6(2), 133-142, 2015.

(35)

23

Simpson, B., Gagne, N. and Simpson, M., Bioprocessing of Chitin and Chitosan, In:

Fisheries Processing: Biotechnological Applications, Chapman and Hall Press, London, UK, 1994.

Synowiecki, J. and Al-Khateeb, N. A., "Production, properties, and some new applications of chitin and its derivatives", Critical Reviews in Food Science and Nutrition 43(2), 145-171, 2003.

Tsaneva, D., Petkova, Z., Petkova, N., Stoyanova, M., Stoyanova, A. and Denev, P.,

"Isolation and characterization of chitin and biologically active substances from Honeybee (Apis mellifera)", Journal of Pharmaceutical Sciences and Research 10(4), 884-888, 2018.

Zhang, M., Haga, A., Sekiguchi, H. and Hirano, S., "Structure of insect chitin isolated from beetle larva cuticle and silkworm (Bombyx mori) pupa exuvia", International Journal of Biological Macromolecules 27(1), 99-105, 2000.

(36)

24

6 ÖZ GEÇMİŞ

Hüseyin YÜRTMEN, 15.12.1986 yılında Niğde’de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Niğde ilinde tamamladı. 2009 yılında girmeye hak kazandığı Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü’nden 2013 yılının Haziran ayında mezun oldu. 2013 yılının Eylül ayında başladığı Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalında yüksek lisans öğrenimine devam etmektedir. Evli ve bir çocuk babasıdır.

(37)

25

7 TEZDEN ÜRETİLEN ÇALIŞMALAR

Bu tez çalışmasından, 1 (bir) adet SCI makale ve 1 (bir) adet uluslararası bildiri üretilmiştir. Bu üretilen çalışmalar aşağıda sunulmuştur.

Kaya, M., Baublys, V., Sargin, I., Šatkauskiene, I., Paulauskas, A., Akyuz, B., Bulut, E., Tubelyte, V., Baran, T., Seyyar, O., Kabalak, M. and Yurtmen, H., “How taxonomic relations affect the physicochemical properties of chitin”, Food Biophysics, 11(1), 10-19, 2016.

Yürtmen, H ve Seyyar, O., “Chaetopelma olivaceum (C.L. Koch 1841) (Araneae:

Theraphosidae) Türünün Kitin Yapısının Karakterizasyonu”, International Turkic World Congress on Science and Engineering, 17-18 June 2019, Niğde, Turkey. (Sözlü Bildiri)

(38)

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak Le- onards ve Levy (39) ASA'nın emi- liminin, ince partiküllü ASA içeren tabletten, iri partiküllü ASA içerene göre daha hızlı olduğunu, fakat mide barsak

Bir başka çalışmada ise C 2 l, kitozan granüllerinden IM'nin salım hızı, ticari iM kapsülleri ve ticari sürekli etkili iM kapsülleri ile

Bu çalışma bütünleşik STEM eğitimi yaklaşımıyla beşinci sınıf fen bilimleri dersi ünitelerinin tasarlanması, uygulanması ve değerlendirilmesine yönelik tasarım

san›n bu alandaki ilk kullan›m› kanser tedavisinde, tümörün bulundu¤u böl- geye antikanser ilaç tafl›yan kitosan implantlar›n yerlefltirilmesi.. Kitosan jellerin

Amaç: Diflubenzuronun Culex pipiens ve Culiseta longiareolata’nın larva evrelerine olan etkisini belirlemek, dört haftalık uygulamada hafta- lık mortalite oranlarını tespit etmek

Küresel bozunma (spheroidal weathering): Sütun yapıları ve blokların üst yüzeylerinde gelişen on- ların yuvarlaklaşmasına ve kubbemsi görünüm kazanmasına neden

Gerçekleşen evrim süreci içinde eklembacaklıların, yüzeyde sürünen denizel halkalı solucanlar grubunun ilkel formlarından ya da onlarla ortak bir atadan

Mevcut çalışmada da Phalangium opilio Linnaeus, 1758 türünden elde edilen kitinin sıcaklıkla olan bozulmalarını ortaya koymak için TGA analizi yapıldı. Elde edilen