• Sonuç bulunamadı

Abdominal Aort Anevrizmalar›n›n Endovasküler Tedavisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Abdominal Aort Anevrizmalar›n›n Endovasküler Tedavisi"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Abdominal Aort Anevrizmalar›n›n Endovasküler Tedavisi

Amaç: Aort anevrizmalar›n›n endovasküler yöntemle tedavisi daha az invazif oluflu ve hastanede kal›fl süre-sinin k›sal›¤› nedeniyle yurdumuzda da giderek yayg›nlaflmaktad›r. Bu çal›flmada abdominal aort anevrizma-s› olgular›n›n endovasküler stent-greft yöntemi ile tedavisinde edinilen tecrübeler ve sonuçlar› retrospektif olarak de¤erlendirilmifltir.

Yöntem: Sekiz abdominal aort anevrizmas› olgusu hastanemizde endovasküler stent-greft implantasyonu yöntemi ile tedavi edildi. Hastalar›n 7’si erkek biri kad›nd› ve ortalama yafl 63.13±9.23 (48-72) idi. Alt› hasta-da genel durumlar› nedeniyle konvansiyonel cerrahi yöntem riskli bulundu.

Bulgular: Bir olguda ifllem s›ras›nda iliyak arterde geliflen travmatik rüptür nedeniyle konvansiyonel cerrahi yönteme geçildi. Bir olguda ilk ay içinde Tip I “endoleak” tespit edildi ve bu komplikasyon greft proksimali-nin balon dilatasyonu ile giderildi. ‹ki olguda geliflen Tip II “endoleak” postoperatif takiplerde spontan olarak kayboldu. Mortalite görülmedi. Konvansiyonel yönteme geçilen hasta hariç tutuldu¤unda, yo¤un bak›mda ortalama kal›fl süresi 24.57±10.37 (20-48) saat, hastanede ortalama kal›fl süresi 4.00±1.83 (3-8) gün, ortala-ma kan ve kan ürünü kullan›m› 456.25±722.81 ml olarak saptand›. Hastalar›n ortalaortala-ma takip süresi 9.36±3.75 (4-15) ayd›r.

Sonuç: Abdominal aort anevrizmalar›n›n endovasküler yöntemle tedavisi komplike hastalarda dahi düflük morbidite ile uygulanabilmektedir. Bu tedavi yönteminin güvenilirli¤i, etkinli¤i ve dayan›kl›l›¤›n›n belirlenmesi için yeni çal›flmalara ve uzun dönem sonuçlar›na ihtiyaç vard›r. (Anadolu Kardiyol Derg, 2003; 3: 115-121) Anahtar kelimeler: Abdominal aort anevrizmas›, endovasküler stent-greft.

Dr. Harun Arbatl›, Dr. Naci Ya¤an, Dr. Ergün Demirsoy, Dr. Mehmet Ünal, Dr. Serap Tekin*, Dr. Fürüzan Numan**, Dr. Bingür Sönmez

‹stanbul Memorial Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü, * Anesteziyoloji Bölümü ve ** ‹nvazif Radyoloji Bölümü, ‹stanbul

Yöntemler

May›s 2001 ve Nisan 2002 tarihleri aras›nda 19 hasta AAA nedeniyle opere edildi. Bu hastalardan 11’i klasik cerrahi yöntemle opere edilirken, 8 olgu hasta-nemiz kardiovasküler cerrahi ve invazif radyoloji ekiple-rinin ortak çal›flmas› sonucu EVSG implantasyonu yön-temi ile tedavi edildi (%42). Hastalar›n 7’si erkek, biri kad›n, yafl ortalamas› ise 63.13±9.23 y›l (48-72) idi.

Bu yöntemde amaç EVSG’in genellikle femoral yoldan anevrizma içerisine ilerletilerek, proksimal ve distalde sa¤lam damar duvar›na tutunmas›n› sa¤la-makt›r. Bu yolla anevrizma kesesi sistemik dolafl›m›n d›fl›nda b›rak›l›r ve tromboze olmas› sa¤lan›r.

Aort morfolojisinin görüntülenmesi ve kullan›la-cak Endovasküler Stent-Greft ölçülerinin belirlenme-si için 3 mm’lik kebelirlenme-sit al›nacak flekilde spiral bilgisayar tomografisi (BT) kullan›ld›. Greftin tutunma yerleri olarak düflünülen anevrizma proksimali ve distalin-deki lümen çaplar› ve mural trombüs olup olmad›¤›

Girifl

Vasküler cerrahi ve giriflimsel radyolojideki gelifl-meler aortadaki patolojilerin endovasküler yöntem-lerle tedavisini gündeme getirmifltir. Günümüzde baflta abdominal aort anevrizmalar› (AAA) olmak üzere inen torasik aort anevrizmalar› ve Tip B aort disseksiyonlar›nda endovasküler yöntemler kullan›l-maya bafllanm›flt›r (1). Cerrahi travman›n minimal düzeyde olmas› yo¤un bak›m ve hastanede kal›fl sü-resinin k›sa olmas›, yafll› ve morbiditesi yüksek hasta-larda da kullan›labilmesi bu yöntemin avantajlar›d›r. Bu makalede hastanemizde Endovasküler Stent-Greft (EVSG) uygulanan 8 AAA olgusunun sonuçla-r› sunulmufltur.

Yaz›flma Adresi: Op.Dr.Harun ARBATLI ‹stanbul Memorial Hastanesi

Eriflkin KVC A Blok AT Kat›

Piyalepafla Bulvar› 80270 Ça¤layan-‹stanbul

(2)

dikkatle incelendi. Endovasküler giriflime uygun gö-rülen hastalarda greft uzunlu¤unun saptanmas› için ölçekli kateter ile dijital subtraksiyon anjiyografi ya-p›ld›. Anevrizman›n boyu proksimal ve distal aç›lan-malar›; iliyak arterlerin yap›s› ve renal, mezenterik in-ferior, lomber arterler ve internal iliyak arterler gibi yan dallar›n anevrizma kesesi ile olan iliflkileri belir-lendi. Kullan›lacak greftin çap› saptan›rken, tutun-ma yerlerindeki lümen çap›ndan %20 daha genifl olacak flekilde hesapland›. Hastalar›n anatomik fark-l›l›klar› göz önüne al›narak hasta için özel olarak ya-p›labilen (“custom made”) greftler tercih edildi (Ta-lent, Medtronic, Sunrise, Florida, USA). Hastalarda endovasküler tedavinin seçiminde uluslararas› kardi-yovasküler cerrahi derne¤inin 1997 y›l›nda belirledi-¤i anatomik kriterler kullan›lm›flt›r:

1. Anevrizma proksimalinde normal çapta, trom-büs içermeyen en az 15 mm uzunlukta bir segment bulunmal›d›r.

2. Anevrizma distalinde en az 15 mm uzunlukta normal çapta, trombüs içermeyen aorta segmenti ya da iliyak arter segmentleri bulunmal›d›r.

3. En az bir iliyak arterin çap› 7 mm’den daha ge-nifl olmal›d›r.

4. Proksimal aorta boynu ve anevrizma kesesi aras›ndaki aç›lanma 60°’den daha az olmal›d›r.

5. ‹liyak arterdeki aç›lanmalar 90°’den genifl ol-mal›d›r.

6. AAA; çölyak trunkus, mezenterik süperior ya da renal arterleri tutmam›fl olmal›d›r.

7. Rekonstrüksiyon s›ras›nda en az bir iliyak arter ya da inferior mezenterik arter korunmal›d›r (1).

Sekiz olgunun 6’s›nda konvansiyonel cerrahi gi-riflimin riskli olmas› nedeniyle EVSG tercih edilmifltir. Bu olgular›ndan birinde kronik aktif hepatit ve kro-nik obstrüktif akci¤er hastal›¤› (KOAH) (1. hasta), bir olguda diyabet, obezite ve KOAH (2. hasta), bir olguda kronik lenfositik lösemi, ve mesane karsino-mu, iskemik kalp hastal›¤› (3. hasta), bir olguda he-modiyalize ba¤›ml› renal yetersizlik, iskemik hiper-tansif kalp yetersizli¤i, KOAH ve periferik damar hastal›¤› (4. hasta), bir olguda tüberküloz reaktivas-yonu, hemoptizi ve periferik damar hastal›¤› (5. hasta) di¤er bir olgumuzda da KOAH mevcuttu (6. hasta). Ayr›ca daha önce iskemik kalp hastal›¤› ne-deniyle olgular›n 5’ine koroner baypas operasyonu 2’sine ise perkütan koroner anjiyoplasti uygulanm›fl-t› (Tablo 1).

Anevrizma Daha Önce

Hasta No Yafl Cins Çap› Morbidite faktörleri uygulanan ifllemler

1.GS 66 E 75 mm KOAH, Kronik aktif hepatit, CABG

‹skemik kalp hastal›¤›

2. AK 72 E 54 mm KOAH, Diyabet, Obezite CABG

‹skemik kalp hastal›¤›

3.MO 70 E 90 mm Kronik lenfositik lösemi CABG

Mesane karsinomu ‹skemik kalp hastal›¤›

4.OC 72 E 60 mm KOAH PTCA

Hemodiyalize ba¤›ml› KBY ‹skemik hipertansif kalp yetmezli¤i Periferik t›kay›c› damar hastal›¤›

5.SK 48 E 100 mm Tbc reaktivasyonu CABG

KOAH

Periferik t›kay›c› damar hastal›¤› ‹skemik kalp hastal›¤›

6.ES 67 K 100 mm KOAH CABG

Jukstarenal AAA ‹skemik kalp hastal›¤›

7.‹HB 53 E 55 mm

8.HN 54 E 51 mm ‹skemik kalp hastal›¤› PTCA

AAA- abdominal aort anevrizmas›; CABG – koroner baypas operasyonu; EVSG-Endovasküler Stent-Greft; KBY-Kronik böbrek yetersizli¤i; KOAH – kronik obsrtüktif akci¤er hastal›¤›; PTCA – perkütan koroner anjiyoplasti

(3)

Di¤er iki olgumuz her iki yöntemle operasyona uygun olmas›na ra¤men, EVSG ifllemi hastalar tara-f›ndan tercih edilmifltir.

Endovasküler stent-greft ifllemi hastalar›n›n 4’ün-de epidural anestezi ile, di¤er 4 hastada ise genel anestezi ile yap›ld›. Skopi ve anjiyografi ifllemleri için C kollu anjiyografi cihaz› (Polistar Siemens Erlangen, Germany) kullan›ld›. Tüm olgularda bir ya da her iki femoral arter stent girifli için cerrahi olarak haz›rlan-d›. Sistemik heparin (10.000 ünite IV) verildikten sonra greft boynunun yerleflece¤i renal arterlerin hi-zas›n› belirlemek için femoral arterden ilerletilen öl-çekli kateter ile anjiyografi yap›larak gereken iflaret-ler konuldu.

Tüm olgularda greftin proksimal tutunma yeri transrenal fiksasyona uyacak “Bare spring” (greft dokusu ile kapl› olmayan ç›plak stent); distal k›s›mla-r› ise “closed web” (greft dokusu ile kapl› bulunan stent) fleklindeydi. Haz›rlanan EVSG, “superstiff exc-hange guidewire” (Boston Scientific Medical Corp., Sunrise, FL,. USA) yard›m›yla planlanan bölgeye iler-letildi. Endovasküler Stent-Greft renal arterlerin üs-tünde k›smen serbestlefltirildi. Kontrast madde veri-lerek renal arterlerin yeri son kez kontrol edildi ve greft afla¤› do¤ru çekilerek tamamen

serbestlefltiril-di. Bu flekilde transrenal fiksasyon emniyetli bir flekil-de yap›lm›fl oldu. Tafl›y›c› sistem içerisinflekil-de bulunan lateks balon fliflirilerek greftin damar çeperi ile daha iyi temas etmesi sa¤land›. Bifurkasyon grefti uygula-nan olgularda di¤er femoral arterden hidrofilik kla-vuz tel (Roadrunner guidewire, Cook, DK 4632 Bja-everskov) gönderildi ve ana greftin k›sa baca¤› içeri-sinden geçirilerek üzerinden “pigtail” kateter ilerle-tildi. Kateterin hareket ettirilip do¤ru lümende oldu-¤una karar verildikten sonra greftin di¤er modülü

ana greftin k›sa baca¤› içerisine ilerletilerek serbest-lefltirildi. Birleflme bölgeleri balon ile fliflirilerek her iki greftin iyi temas etmesi sa¤land›. Olgular›n 6’s›nda aorto-biiliyak bifurkasyonlu stent-greft, 2 olguda ise aorto-üni-iliyak stent-greft kullan›ld› (Resim 1, 2). Aorto-üni-iliyak stent-greft uygulanan olgulardan bi-rinde karfl› ekstremitenin kanland›r›lmas› için femo-ro-femoral kros baypas uygulan›rken, di¤er hastada yeterli kollateral dolafl›m›n geliflmifl olmas› sebebiyle baypas yap›lmad›. Kontrol anjiyografi sonras› arteri-otomiler 6/0 propilen sütür ile tamir edildi. ‹nsizyon bölgeleri aspiratif dren yerlefltirilerek kapat›ld›.

Bulgular

Hastalar›m›zda kullan›lan greftlerin konfigüras-yonlar› ve geliflen komplikasyonlar Tablo 2’de göste-rilmifltir. ‹lk olguda postoperatif erken dönemde tü-ketim koagulopatisi ve trombositopeni sonucu fe-moral insizyon hatlar›nda hematom geliflti. Bu komplikasyon kompresyon uygulamas› ve trombosit replasman› ile kontrol alt›na al›nd›. Bu olguda erken dönemde saptanan tip II “endoleak” ilk 3 ay içinde spontan olarak kapand› (Resim 3).

‹kinci olguda ilk BT kontrolünde saptanan küçük

(4)

“endoleak”’in de 3. ayda spontan olarak kapand›¤› tespit edildi.

Kronik lenfositik lösemi ve mesane karsinomu ve iskemik kalp hastal›¤› bulunan üçüncü olguda anev-rizma boynunda orta derecede kalsifikasyon ve 60 dereceye yak›n bir aç›lanma mevcuttu. Buna ra¤men klasik cerrahi yöntemin hasta için yüksek riskli olma-s› ve mesane karsinomu için sonradan yap›lmaolma-s› planlanan cerrahi bir giriflimi güçlefltirece¤i düflünüle-rek endovasküler yöntem seçildi. Önce koroner bay-pas operasyonu yap›lan hastaya 6 hafta sonra EVSG ifllemi uyguland›. Ancak ifllemden 4 hafta sonra has-tada kronik löseminin yol açt›¤› trombositopeni, anevrizma boynundaki kalsifikasyon ve aç›lanma ne-deniyle greftin proksimal k›sm›ndan kaynaklanan tip I “endoleak” geliflti¤i saptand›. Anjiyografik de¤er-lendirme sonras› elektif olarak greftin proksimal tu-tunma yerine lateks balon ile düflük bas›nçta anjiyop-lasti uyguland›. Kontrol anjiyografisi ve ifllem sonras› BT’lerde “endoleak” olmad›¤› görüldü (Resim 4).

Diyalize ba¤›ml› kronik böbrek hastal›¤› ve KOAH’› olan 4. hastam›zda, ifllemden bir gün önce ve bir gün sonra hemodiyaliz yap›larak metabolit birikimi, kont-rast madde yükü ve osmolarite art›fl› önlendi.

Beflinci olgu, tüberküloz reaktivasyonu ve he-moptizi nedeniyle genel anestezisi ve konvansiyonel cerrahisi riskli bulunan bir hastayd›. Epidural aneste-zi ile opere edilen bu hastam›zda 1. ayda yap›lan kontrol BT’sinde lümen içinde lineer trombüs sap-tand›. Ancak, greft lümeninde stenoz yaratmamas› ve yüzey özellikleri göz önüne al›narak konservatif kal›nd›: ‹lk 4 hafta düflük molekül a¤›rl›kl› heparin, daha sonra ise clopidogrel (Plavix) ve aspirin kullan›-larak trombüsün ilerlemesi önlendi.

Alt›nc› olgumuzda damar yap›s›n›n beklenenden zay›f ve tortiyöz olmas› nedeniyle ifllem s›ras›nda ili-yak arterde rüptür geliflti. Rüptür bölgesi süratle an-jiyoplasti balonu ile oklüde edilerek kanama kontrol alt›na al›nd› ve ifllem konvansiyonel cerrahi yönteme çevrildi.

Resim 3:A-EVSG uygulanan bir hastan›n BT’sinde Tip II “endoleak” görünümü. B-Üç ay sonraki kontrol BT’sinde “endoleak”in spontan olarak tromboze ol-du¤u görülmektedir.

Resim 4: A-Aorto-bi-iliak EVSG uygulanan hastada ge-liflen Tip I “endoleak”in BT görünümü. B-Balon dila-tasyonundan 1 hafta sonra yap›lan BT’sinde “endole-ak”›n tamamen tromboze oldu¤u görülmektedir.

Hasta No Uygulanan ifllem Komplikasyon Ek invaziv giriflim

1. GS Aorto-biiliyak EVSG Tüketim Koagülopatisi ‹nsizyonel Hematom

Tip II “Endoleak” (Spontan tromboz)

-2. AK Aorto-biiliyak EVSG Tip II “Endoleak” (Spontan tromboz)

-3. MO Aorto-biiliyak EVSG Tip I “Endoleak” Balon anjiyoplasti

4. OC Aorto-üni-iliyak EVSG + Hipertansif kriz (Medikal tedavi)

-Femoro-femoral kross bypass

5. SK Aorto-üni-iliyak EVSG Greft içi parsiyel tromboz (Medikal tedavi)

-6. ES Aorto-biiliyak EVSG ‹liyak arter rüptürü Aç›k cerrahi yöntem ile

aorto-bifemoral greft interpozisyonu

7. ‹HB Aorto-biiliyak EVSG -

-8. HN Aorto-biiliyak EVSG -

-EVSG-Endovasküler Stent-Greft

(5)

Olgular›m›zda mortalite saptanmad›. Konvansi-yonel cerrahi giriflime dönülen hasta ç›kar›ld›¤›nda, di¤er hastalar›n ortalama yo¤un bak›mda kal›fl süre-leri 24.57±10.37 (20-48) saat, ortalama hastanede kal›fl süreleri 4.00±1.83 (3-8) gün, ortalama kan ve kan ürünleri kullan›m› ise 456.25±722.81 ml idi. Ol-gular›n takip süresi 9.36±3.75 (4-15) ayd›r.

Tart›flma

Genellikle bir semptom vermeyen AAA’n›n çap› 50 mm’nin üzerine ç›kt›¤›nda rüptür riski nedeniyle erken dönemde tedavi edilmesi önerilmektedir (2). Rüptüre abdominal anevrizmalar›nda en iyi flartlarda bile mortalite %50-60 civar›ndad›r (3). Elektif flartlar-da cerrahi uyguland›¤›nflartlar-da ise perioperatif mortalite %2-5 aras›ndad›r (4-7). Ancak majör bir cerrahi giri-flim olan bu ifllem s›ras›nda morbiditeyi art›ran bir ya da daha fazla faktör (ikinci organ problemleri) bir arada bulundu¤u durumlarda mortalite %15’e ka-dar ç›kabilmektedir (8). Ancak AAA hastalar›n›n önemli bir bölümünde genellikle riski art›ran morbi-dite faktörleri bulunmaktad›r. Bu hastalar›n %67’sinde koroner arter hastal›¤›, %63’ünde

hiper-tansiyon, %24’ünde periferik arter hastal›¤›, %22’sinde KOAH, %10’unda diyabet ve %7,2’ünde renal yetersizlik saptanm›flt›r (9).

Abdominal aort anevrizmalar›n›n tedavisinde en-dovasküler yöntem minimal travma ile uygulanabil-mesi, bölgesel anestezi ile yap›labiluygulanabil-mesi, az kan ve kan ürünü gerektirmesi nedeni ile morbiditesi yük-sek hastalarda öncelikle tercih edilmektedir. Ayr›ca bu hastalar›n hastane ve yo¤un bak›mda kal›fl süre-sinin k›salmas› gibi avantajlar› da vard›r.

Endovasküler Stent-Greft ilk kullan›lmaya bafllan-d›¤›nda ortaya ç›kan greftin k›vr›lmas›, bükülmesi, tutundu¤u yerden kaymas› (migrasyon) gibi kompli-kasyonlar, ikinci jenerasyon EVSG’in gelifltirilmesi ile önemli ölçüde azalm›flt›r (1). Günümüzde endovas-küler yöntemler sadece AAA’da de¤il torakal aort anevrizmalar› ve disseksiyonlar›n›n tedavisinde de kullan›lmaktad›r. Arkus aorta ve suprarenal AAA te-davisinde de kullan›lmak üzere çeflitli EVSG modelle-ri gelifltimodelle-rilmektedir (10-11).

“Endoleak” ad› verilen ve kese içerisinde kan ak›-m›n›n devam› anlam›na gelen komplikasyon, endo-vasküler greftlemeden sonra en s›k karfl›lafl›lan so-rundur ve çeflitli serilerde %11 ile %44 oranlar›nda karfl›lafl›ld›¤› bildirilmektedir (12-13).

“Endoleak” s›n›flamas› (1):

Tip I; greftin proksimal ya da distal uçta tutunma k›sm›ndan kaynaklanan,

Tip II; anevrizma kesesi içine retrograd olarak lom-ber arterler ya da di¤er kollaterallerden kaynaklanan,

Tip III; greftte üretim hatas›na ba¤l› y›rt›k ya da modüler birleflme yerinden kaynaklanan,

Tip IV; greftteki yüksek geçirgenlikten kaynaklanan “endoleak” olarak tan›mlanmaktad›r (14), (Resim 5).

‹lk iki olguda postoperatif BT kontrolünde sapta-nan “endoleak”, lomber arterlerden kaynaklasapta-nan Tip II “endoleak” olarak de¤erlendirildi. Her iki hastada da kontrast kaça¤›n›n postoperatif 3. ay yap›lan kont-rol BT’sinde spontan olarak kayboldu¤u gözlendi.

Kronik lenfositik lösemi ve mesane karsinomu bulunan 3. olgumuzdaki anatomik özellikler endo-vasküler yöntem için ideal de¤ildi. Ancak klasik cer-rahi yöntemin hasta için yüksek riskli olmas› ve me-sane karsinomu için sonradan yap›lmas› planlanan cerrahi bir giriflimi güçlefltirmesi nedeniyle endovas-küler yöntem seçildi. Hastada greft migrasyonu ol-mamas›na ra¤men kronik lenfositik lösemiye ba¤l› trombositopeni ve proksimal k›s›mdaki kalsifikasyon-dan dolay› tutunma bölgesinde yeterli bir kapanma olmam›fl ve tip I “endoleak” geliflmifltir. Tip I

(6)

leak”, e¤er kese içerisinde yeterli drenaj› sa¤layacak bir lomber arter ya da baflka kollateraller yoksa anevrizma kesesinin büyük bir h›zla büyümesine se-bep olabilmektedir (15). Olgumuzda da ifllem önce-si 90 mm olan anevrizma keseönce-si “endoleak” nede-niyle ilk ay içerisinde 100 mm’ye ulaflt›. Anjiyografi ile tan› kesinlefltirildikten sonra elektif olarak greftin proksimal tutunma yeri balon anjiyoplasti ile dilate edilerek baflar›yla tedavi edildi.

Endovasküler yöntemden sonra gerekebilen se-konder endovasküler giriflimler genellikle kolay uy-gulanabilen ve iyi sonuç al›nan giriflimlerdir. Tip I “endoleak”, e¤er greftte bir migrasyon yoksa önce-likle “endoleak” bölgesinde balon dilatasyonu ile te-davi edilmelidir. Balon dilatasyonu, greftin sa¤lam damar duvar› ile temas yüzeyini art›racakt›r. E¤er greftin migrasyonu söz konusu ise bu bölgeye ek bir greft yerlefltirilmesi düflünülebilir (16).

Tüberküloz reaktivasyonu ve hemoptizi nedeniy-le genel anestezisi riskli bulunan ve epidural aneste-zi ile ifllem yap›lan 5. hastam›zda 1. ayda kontrol BT’sinde lümen içinde lineer trombüs saptanm›flt›r. Lümen içerisinde s›vanm›fl tarzda oluflan bu trom-büs, büyük bir olas›l›kla tüberkülozun do¤al seyri s›-ras›nda görülen fibrinojen art›fl›na ve sonuçtaki hi-perkoagulabilite durumuna ba¤l›d›r.

Postoperatif radyolojik monitörizasyon, kompli-kasyonlar›n erken dönemde saptanmas› ve gideril-mesi bak›m›ndan son derece önemlidir. Hastalar›-m›zda rutin olarak ifllem bitiminde kontrol anjiyogra-fisi yap›lmakta; ilk hafta içerisinde, birinci, üçüncü, alt›nc› ve sonraki her 6 ayda bir kontrastl› BT ile bir-likte tetkik yap›lmaktad›r.

Alt›nc› olgumuzda mevcut iliyak aç›lanma ve da-mar cidar›n›n zay›f oluflu greftin ilerlemesine izin ver-memifl ve rüptür geliflmifltir. Endovasküler ifllemin aç›k cerrahi yönteme çevrilmesi bu yöntemin %2-15 oran›nda yaflanabilen bir komplikasyonudur (17). Olgular›n iyi seçilmesi ve greft teknolojisindeki gelifl-meler bu oran› daha da afla¤› çekebilecektir. Ancak her olguda bu tür bir komplikasyon yaflanabilece¤i ve haz›rl›kl› olman›n gereklili¤i ak›lda tutulmal›d›r.

Endovasküler yöntemde cevaplanmas› gereken en önemli soru bu tedavi yönteminin ve kullan›lan materyallerin uzun dönemdeki dayan›kl›l›k derecesi ve sonuçlar›d›r. Anevrizma kesesinin endovasküler te-davi sonras› tekrar flekil almas› (“remodelling”), lü-men içinde bulunan stent-greftin migrasyonuna ya da k›vr›lmas›na sebep olarak anevrizma kesesinin rüptü-rüne yol açabilece¤i bildirilmifltir (8). Endovasküler

te-davi ile ilgili en genifl çal›flma olan EUROSTAR verileri-ne göre EVSG uygulanan hastalarda y›ll›k rüptür ge-liflme insidans› %1’dir. Ancak 5,5 cm’yi geçen anev-rizmalarda beklenen y›ll›k rüptür oran›n›n %10’un üs-tünde oldu¤u unutulmamal›d›r (18). Bunun anlam› genel olarak stent-greftlerin bu hastal›kta do¤al seyri dramatik olarak etkilemekte oldu¤udur.

Zarins ve arkadafllar›n›n (19) yapt›klar› çok mer-kezli prospektif bir çal›flmada 190 hastada endovas-küler yöntem, 60 hastada ise aç›k cerrahi yöntem uygulanm›flt›r. ‹ki grup aras›nda mortalite bak›m›n-dan fark yoktur. Ancak kan transfüzyonu, ekstübas-yon süresi, yo¤un bak›mda ve hastanede kal›fl süre-si ve normal yaflama dönüfl süresüre-si endovasküler yön-tem uygulanan gruplarda anlaml› derecede k›sad›r. Bunun yan› s›ra majör morbidite s›kl›¤› aç›k cerrahi yöntemde %23 iken endovasküler yöntemde %12’dir (p<0,05). “Endoleak” oran› erken dönemde %21 iken, birinci ayda %9’a düflmüfltür (19).

Ülkemiz flartlar›nda endovasküler tedavi maliyeti-nin klasik cerrahi yönteme göre daha yüksek olmas› kaç›n›lmazd›r. Sadece stent-greftin maliyeti total gi-derin %70’ini oluflturmakta, ayr›ca radyolojik takip-ler de gidertakip-leri art›rmaktad›r. Baz› çal›flmalarda ise endovasküler yöntemin ve aç›k cerrahi yöntemin maliyetleri birbirine yak›nd›r. Bir baflka çal›flmada ise endovasküler yöntemin maliyeti %14 oran›nda daha düflük bulunmufltur (20). Bunun sebebi aç›k cerrahi yöntem uygulanan hastalardaki yo¤un bak›m ve hastanede kal›fl sürelerinin uzun olufludur. Greft tek-nolojisinin ilerlemesi ile; AAA henüz küçük boyutta iken EVSG uygulamas› belki de en ucuz tedavi yön-temi haline gelecektir (21).

Sadece ikinci jenerasyon greftlerin kullan›ld›¤› hasta grubunda yap›lan bir çal›flmada aç›k cerrahi yöntem kullan›lan hastalarda (n=135) mortalite ora-n› %5.9, EVSG uygulanan hastalarda ise (n=148) mortalite %2.7 bulunmufltur (p>0.05). Bunun yan›n-da 3 y›ll›k sa¤kal›m oranlar› EVSG’de %96, aç›k cer-rahi yöntemde ise %85’tir, (p=0.004) (22).

Aort anevrizmalar›n›n tedavisinde endovasküler giriflimler yurdumuzda da giderek artan oranlarda uygulan›r hale gelmifltir. Bu yöntemin en önemli özelli¤i tam bir ekip çal›flmas› gerektirmesidir. Kardi-yovasküler cerrahi, radyoloji, anestezi ve yo¤un ba-k›m ekiplerinin tam bir uyum içerisinde çal›flmas› hastan›n bu yöntemle tedavi flans›n› art›ran en önemli faktördür.

(7)

morbi-dite ve mortalite ile tedavi etmemizi sa¤layacak alter-natif bir yöntem oldu¤unu düflünüyoruz. ‹fllem s›ra-s›nda geliflebilecek komplikasyonlar nedeniyle ifllemin klasik cerrahiye çevrilebilece¤i düflünülerek gerekli ha-z›rl›k yap›lmal›d›r. Postoperatif radyolojik takipler komplikasyonlar›n erken tan›s›nda ve önlenmesinde büyük önem tafl›maktad›r. Endovasküler Stent-Greft-lerin dayan›kl›l›¤›, maliyetStent-Greft-lerinin nas›l düflürülebilece-¤i, postoperatif takipte hangi görüntüleme tekni¤inin ne s›kl›kta kullan›lmas› gerekti¤i, sadece morbiditesi yüksek hastalarda m› kullan›lmas› gerekti¤i ve bu yön-temin daha az invazif olmas› nedeniyle anevrizmalara daha erken safhada müdahale edilebilip edilemeyece-¤i gibi sorular halen yan›t beklemektedir.

Kaynaklar

1. White GH, Thomas SM, Gaines PA. Endovascular mana-gement of aortic aneurysms and dissections. In: Beard JD, Gaines PA, editors. Vascular and Endovascular Sur-gery. 2nd ed. London: WB Saunders; 2001. p.267-93. 2. Mannick JA, Whittemore AD. Abdominal aortic

ane-urysm. In: Greenhalgh RM, Becquemin JP, Davies A, Ga-ines P, Harris P, Ivancev K, Mitchell A, Raithel D, editors. Vascular and Endovascular Surgical Techniques. 4th ed., London: WB Saunders; 2001. p.131-8.

3. Raithel D, Boeckler D. EVAR will take over emergency ab-dominal aortic aneurysm rupture. In: Greenhalgh RM, editor. The Evidence for Vascular or Endovascular Re-construction. London: WB Saunders; 2002. p.210-13. 4. Reigel MM, Hollier LH, Kazmier FJ, et al. Late survival in

abdominal aortic aneurysm patients: The role of selecti-ve myocardial revascularization on the basis of clinical symptoms. J Vasc Surg 1987;5:222-8.

5. Bernstein EF, Dilley RB, Randolph HF 3rd. The improving long term outlook for patients over 70 years of age with abdominal aortic aneurysms. Ann Surg 1988; 207: 318-22. 6. Golden MA, Whittemore AD, Donaldson MC, Mannick JA. Selective evaluation and management of coronary artery disease in patients undergoing repair of abdomi-nal aortic aneurysms: A 16 year experience. Ann Surg 1990; 212:415-23.

7. Cambria RP, Brewster DC, Abbott WM, et al. The impact of selective use of dipyridamole-thallium scans and sur-gical factors on the current morbidity of aortic surgery. J Vasc Surg 1992;15:43-50.

8. Du Toit, Saaiman A. Overview of endovascular repair of abdominal aortic aneurysms. In: Du Toit, Saaiman A, editors. Illustrated Manual of Endovascular Stent-graft Treatment of Abdominal Aortic Aneurysms. Pretoria: J.L. van Schaik; 1999. p. 1-14.

9. Parodi JC, Bates MC, Puech-Lao P. Aortic endovascular cotroversies and challenges; The main EVAR indication will be patients unfit for open repair. In: Greenhalgh

RM, editor. The Evidence for Vascular or Endovascular Reconstruction. London: WB Saunders; 2002. p.139-45. 10. Inoue K, Hosokawa H, Iwase T, et al. Aortic arch re-construction by transluminally placed endovascular branched stent graft. Circulation. 1999;100:316-21. 11. Hosokawa H, Iwase T, Sato M, et al. Successful

endovas-cular repair of juxstarenal and suprarenal aortic ane-urysms with branched stent graft. J Vasc Surg 2001;33:1087-92.

12. May J, White GH, Yu W, Waugh R, Stephen MS, Harris JP. Repair of abdominal aortic aneurysms by the endolu-minal method: Outcome in the first 100 patients. Med J Aust. 1996;165:549-51.

13. Blum U, Voshage G, Lammer J, et al. Endoluminal stent-grafts for infrarenal abdominal aortic aneurysms. N Engl J Med 1997;336:13-20.

14. Eikelboom BC, Blankenstejin. How and when to treat an endoleak after endovascular abdominal aortic aneurysm repair. In: Whittemore AD, Bandyk DF, Cronenwett JL, Hertzer NR, White RA, editors. Advances in Vascular Sur-gery. St. Louis: Mosby; 1999. p.105-22.

15. Parodi JC, Berguer R, Ferreira LM, La Mura RE, Schermer-horn M. Intra-aneurysmal pressure after incomplete endo-vascular exclusion. J Vasc Surg 2001; 33: 909-14. 16. Haris PL. Management of endoleak and endotension.

In: Greenhalgh RM, Becquemin JP, Davies A, Gaines P, Harris P, Ivancev K, Mitchell A, Raithel D, editors. Vascu-lar and EndovascuVascu-lar Surgical Techniques. 4th ed., Lon-don: WB Saunders; 2001. p.265-9.

17. Raithel D. Conversions. In: Greenhalgh RM, Becquemin JP, Davies A, Gaines P, Harris P, Ivancev K, Mitchell A, Ra-ithel D, editors. Vascular and Endovascular Surgical Tech-niques. 4th ed., London: WB Saunders; 2001. p.275-8. 18. Buth J, Van Marrewijk CJ, Harris PL, Hop WCJ, Riambau

V, Laheij RJF. Outcome of endovascular abdominal aor-tic aneurysm repair in patients with conditions conside-red unfit for an open procedure: A report on the EU-ROSTAR experience. J Vasc Surg 2002;35:211-21. 19. Zarins CK, White RA, Schwarten D, et al. AneuRx stent

graft versus open surgical repair of abdominal aortic aneurysms: Multicenter prospective clinical trial. J Vasc Surg 1999;29:292-308.

20. Dietrich EB. Aortic endovascular controversies and chal-lenges; The main EVAR indication will be patients unfit for open repair. In: Greenhalgh RM. The Evidence for Vascular or Endovascular Reconstruction.. London: WB Saunders; 2002. p.146-52.

21. Bayazid M, Göl MK, ‹flcan HZ, Ulus T, Tafldemir O, Baya-zid K. Is surgery justifiable for treatment of small abdo-minal aortic anurysms? Asian Cardiovasc Thorac Ann 1999;7:200-3.

Referanslar

Benzer Belgeler

Torasik Aort Anevrizmalar›n›n Endovasküler Tedavisi Endovascular Treatment of Thoracic Aortic

Madde 5.- Tütün ve tütün ürünlerinin yasakland›¤› ve yasa¤a iliflkin yaz›l› uyar›lar›n bulundu¤u yerlerde tütün ve tütün ürünle- ri içenlere, ilgili

Aort disseksiyonunun tedavisinde greft içerme- yen konvansiyonel stentlerin kullan›lmas›na yönelik deneysel çal›flmalar, yalanc› lümenin tüm aort boyun- ca stent

Akut tip B aort disseksiyonu nedeni ile tedavi uygulanan hasta gruplar›n›n analizi cerrahi uygulanan ya da uygulan- may›p yo¤un bak›mda izlenen olgular aras›nda morta- lite

Rüptüre abdominal aort anevrizmasının acil cerrahi tedavisi: Tanı ve tedavide 10 yıllık deneyim. Turk Gogus Kalp Dama

Dahası Bulut ve Demirağ [18] yaptıkları çalışmada, uygun anatomili ve açık cerrahi ile yüksek ameliyat sırası mortalite ve morbidite beklenen hastalarda

Hastaların tanı aşamasındaki kontrastlı tomografi- leri istatistiksel olarak değerlendirildiğinde; AAA’nın çapı büyüdükçe, entübasyon süresinin uzadığı

Endovasküler stent-greft işlemi, eşlik eden hastalıkları bulunan ve bu yüzden ameliyat edilemeyen hastaların tedavisinde önemli bir seçenek haline gelmesinin