• Sonuç bulunamadı

BİR BARIŞ ÇAĞRISI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "BİR BARIŞ ÇAĞRISI"

Copied!
140
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KENT KÜLTÜRÜ DERGİSİ FELIS’TEN İKİ ÖDÜL ANDAY’A SAYGI BİENAL

BEŞİKTAŞ’TA ARKA BAHÇEMDE ATMACA HAVALI ARNAVUTKÖY DÜNYA BARIŞ PARKI İSVİÇRE BAŞKONSOLOSU: JULIEN THÖNI ERLANGEN YILDIZ SPOR KULÜBÜ PROCNE KADIN KOROSU SANATA SIĞINMAK

BİR BARIŞ ÇAĞRISI

SAYPE

SAYI 31 | SONBAHAR 2020

YILDIZ BOĞAZ’IN TACI ŞAİRİN KENT REHBERİ BİSİKLET ROTASI YOKUŞTAŞ İNSAN HAKLARI KENTİ BEŞİKTAŞ

(2)
(3)

Mücadele ile geçen çok zorlu bir yılı geride bırakıyoruz. Pandemi hepimizin hayatını derinden etkileyerek, hızlı değişimlere neden oldu. Biz Beşiktaş Belediyesi olarak pan- demi ile mücadeledeki yol haritamızı, komşularımızın taleplerine odaklanarak çizdik.

Beşiktaş’taki kamusal alanları düzenli olarak dezenfekte ettik; denetimlerimizi aksatmadık;

komşularımıza hijyen ve gıda desteğinde bulunduk; esnafımızı korumak için mali önlemler aldık; ileri yaştaki ve ihtiyaç sahibi komşularımızın yanında olduk. Sokak hayvanlarını da yalnız bırakmadık; ekiplerimiz ve hayvan ambulansımız aralıksız çalışmayı sürdürdü.

Bu süreçte İstanbul Büyükşehir Belediyemiz ile tam koordinasyon halinde hareket ederek hizmetlerimizi Beşiktaş halkına kesintisiz olarak ulaştırdık. Ekrem İmamoğlu Başkanımızla birlikte halkçı, katılımcı, ayrım gözetmeyen bir yönetim anlayışını İstanbul’da hâkim kılmak için biz de Beşiktaş’ta gayret gösterdik.

Aylarca eve kapanmak zorunda kalan halkımızın yaşadığı sıkışmışlık hissinden kurtula- bilmesi için “Beşiktaş İyileşecek” diyerek Stresle Topyekûn Mücadele Hareketi başlattık.

Açık alanlarda düzenlediğimiz sosyal mesafeli etkinliklerle iyileşmenin yollarını herkese açmaya odaklandık.

Beşiktaş’ın uzun yıllardır siyasi nedenlerle yok sayılan altyapı sorunlarına İBB ile iş bir- liği içerisinde el atıp çok geniş çaplı bir altyapı çalışması başlattık. Yenilenen altyapısıyla Beşiktaş aşırı yağışlara karşı artık çok daha dirençli.

“Beşiktaş’ta Birlikte Varız” anlayışıyla başlattığımız Saha Çözüm Hareketi kapsamında ise ekiplerimizle sorunlara yerinde hızlı çözüm getiriyor, halkımızla aramızdaki ilişkiyi her daim sıcak tutuyoruz.

Pandemi döneminde kadınların sırtındaki yükün arttığına şahit olunca, “Eşitlik Evde Başlar” kampanyasıyla erkeklere çağrı yaparak sorumlulukları paylaşmaya dikkat çektik.

İstanbul Sözleşmesi’ne saldırılar sırasında, vatandaşlarımızı bilgilendirmek için gerçek- leştirdiğimiz “İstanbul Sözleşmesi’ni Okudun mu?’ kampanyamızın Felis’ten iki ödülle dönmesi bizi mutlu etti. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde ise Kadın Dayanışma ve Yaşam Merkezi’mizi tamamladık.

Umutsuzluğa kapıldığımız bir dönemde, tüm icraatlarımız ve faaliyetlerimizle Beşiktaş’ta umudu yeşertmeye çalıştık.

Ekim ayında, her işiyle bize umudu ve birlikteliği aşılayan, “Land Art”ın dünyadaki en önemli isimlerinden Saype ve eserine Beşiktaş ev sahipliği yaptı. “Duvarların Ötesinde”

projesi kapsamında, sanatçının insanlar ve kültürler arasında kurduğu köprünün ayak- larından biri de Beşiktaş’tan yükseldi.

2020’de tüm olumsuzluklara rağmen, Beşiktaş’ta yükselen dayanışma ruhu yarınlarımı- za dair en büyük umut kaynağımız. Birlikte hareket ettiğimizde aşamayacağımız engel olmadığını gördük.

Beşiktaş’ta birlikteliğimizden aldığımız güçle yeni bir hayat inşa ediyor ve yarına umutla bakıyoruz.

2021’in hepinize başta sağlık olmak üzere, barış, huzur ve mutluluk getirmesini dilerim.

Sevgi ve saygılarımla

Değerli Beşiktaşlılar,

KENT KÜLTÜRÜ DERGİSİ

İMTİYAZ SAHİBİ T.C. Beşiktaş Belediye Başkanı

Rıza AKPOLAT T.C. Beşiktaş Belediyesi Adına SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ

Dr. Gökhan TURAN YAYIN YÖNETMENİ Görkem KIZILKAYAK YAYIN KURULU

Mehmet MANDACI, Melih ÖZTÜRK, Doç. Dr. Seyhun ŞAHİN, Kemal TAYFUR, Dr. Gökhan TURAN, Oktay ULUDAĞ,

Çağdaş YILDIZ, Özcan YÜKSEK KURUMSAL İLİŞKİLER VE İLETİŞİM

BİO Beşiktaş İletişim Ofisi Çağdaş YILDIZ

YAYIN TÜRÜ Üç aylık / Yaygın ISSN: 2717-9745 YÖNETİM YERİ

T.C. Beşiktaş Belediyesi Nisbetiye Mahallesi Aytar Caddesi Başlık Sokak No: 1 34340

Beşiktaş, İstanbul - 444 44 55 web: barti.besiktas.bel.tr e-posta: barti@besiktas.bel.tr

YAYINA HAZIRLAYAN Renee & OmaOma Yayıncılık

EDİTÖRYAL SERVİS Erden GÜMÜŞÇÜ / Görsel Yönetmen

Tijen BURULTAY / Fotoğraf Editörü Özlem TÜRKDOĞAN / Editör Ceren GÜLER / İçerik Koordinasyonu

Zühre GÜLDOĞDU / Türkçe Editörü Barış GÖRGÜN, Deniz DİKKAYA, İbrahim GÖKSU, Murat SAÇA, Okan FINDIK, Yusuf ASLAN / Fotoğrafçı

Emirhan DEMİRCİ / Grafik Tasarım KATKIDA BULUNANLAR

Ali Osman ASILSOY, Alkım DOĞAN, Aydan ÇELİK, Aydın SERTBAŞ, Beysun GÖKÇİN, Burcu ŞALİKOĞLU GİRGİN,

Cansu YEL ELİAÇIK, Cavit COŞKUN, Demet MÜFTÜOĞLU EŞELİ, Dicle KARAOZAN, Erlangen Belediyesi Arşivi, Fatih YÜCEL, Ferda ÇAĞLAYAN,

Gökhan TAN, İlkay BALİÇ, İsmail ÜSTÜN, İzmir Büyükşehir Belediyesi Arşivi, Julien THÖNI, Lionel KOCH MATHIAN, Mehmet ESER, Mehmet YÜCE,

Pınar KARADENİZ, Pınar KIZILPINAR ÇAKMAK, Procne Kadın Korosu Arşivi, Roxane AYRAL, SAYPE,

Simon DESSEIGNE, Şevki YILDIRIM, Tolga İLDUN, Tülay ÖZGÜR, Valentin FLAURAUD, Yağmur AKPINAR,

Yeşim GÜRER OYMAK, Yıldız Spor Kulübü, Zeynep KARAMAN, Zuhal ÜRETEN, Zümrüt AROL BEKÇE

Valentin FLAURAUD / Kapak Fotoğrafı Amerikan Ulusal Kongre Kütüphanesi Arşivi /

Arka Kapak Fotoğrafı BASKI

Çağdaş Film Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.

Mehmet Nesih Özmen Mah. Kavaklı Sok. No: 11/7 Güngören / İstanbul

© Her hakkı saklıdır. Yazı, fotoğraf, illüstrasyon ve haritalar izinsiz kullanılamaz, alıntı yapılamaz.

(4)

IÇINDEKILER

6 Sorunlara Sahada Çözüm

“Beşiktaş Saha Çözüm Hareketi” her eve, iş yerine giderek ihtiyaçları anında gideriyor.

8 Anday’a Saygı

Melih Cevdet Anday’ın Beşiktaş Şairler Sofası Parkı’ndaki yakılan heykeli onarıldı.

9 Bienal Beşiktaş’ta

Bienal kapsamında iki eser Sanatçılar Parkı ve Aykut Barka Deprem Parkı’na yerleştirildi.

10 b+’yı “Dinlebi”

b+ dergisini Dinlebi uygulamasından sesli dinleyebilirsiniz.

11 Felis’ten İki Ödül

“İstanbul Sözleşmesi’ni Okudun Mu?”

kampanyasına Felis’ten iki ödül.

12 Arka Bahçemde Atmaca

İnönü Parkı’nda yaralı halde bulunan atmaca sağlığına kavuştu.

14 Sonbahar Operası

İstanbul’un göbeğinde, onca trafiğin, karmaşanın ortasında sessiz doğal bir sığınak Yıldız Korusu.

16 Beşiktaş’ın Havası “İyi”

Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü’nün hedefi 10 istasyon daha kurmak.

18 İzmir Depremi

İzmir depremi dayanışmanın ve tek yürek olmanın önemini bir kez daha gösterdi.

20 Maraton Yolu

N Kolay İstanbul Maratonu, tarihinde ilk kez Avrupa’dan Asya istikametine doğru koşuldu.

22 Cavid Baysun

Beşiktaşlı Tarihçi Cavid Baysun’un Beşiktaş’a olan gönül bağı hiç kopmadı.

26 Şairin Kent Rehberi

Şairlerin dizelerinde kaybolarak Beşiktaş’ın hayat dolu sokaklarını keşfedin.

36 Saype

“Duvarların Ötesi” projesinin mimarlarından Görkem Kızılkayak, Saype ile buluştu.

48 “Beşiktaş Hareketli, Çeşitli ve Enerjik”

İsviçre’nin İstanbul Başkonsolosu Julien Thöni b+’nın sorularını yanıtladı.

52 17 Yıllık Dost

Beşiktaş ile kardeş şehri Erlangen arasındaki bağlar giderek güçleniyor.

56 Yokuştaş

Dolmabahçe’den Aşiyan’a bisiklet rotası.

64 Deniz, Yelken ve Ben

Beysun Gökçin ile Bebek’in eski zamanları...

70 Futbolun “Şiir”i

Refik Osman Top, sadece futbolu ile değil, yazılarıyla da futbol tarihine adını yazdırdı.

74 Yıldız: Boğaz’ın Tacı

Yıldız Mahallesi, görkemli tarihine rağmen ağırbaşlı bir hayatın izlerini barındırıyor.

86 Sağlıkta 51 Yıl

Tülay Eczanesi Çırağan Caddesi’nin en eskilerinden.

6

36

56

(5)

88 Sanatın Merkezinde

Maket Kırtasiye’yi yarım asırdır işleten Mustafa Türkeri eskiyi özlemle anıyor.

90 Futbolun İçinde 70 Yıl

Yıldız Spor Kulübü Başkanı Turhan Topal ile altyapı çalışmalarını ve hedeflerini konuştuk.

94 Virüs ve Uygarlık

Şimdi yeni bir toplumu, yeni bir yaşamı düşünmenin zamanı.

100 Sanata Sığınmak

Sanatın geleceğini İstanbul’un en önemli altı sanat merkezindeki yöneticilerine sorduk.

108 İnsan Hakları Kenti

Kadın Dayanışma ve Yaşam Merkezi, 25 Kasım’da Beşiktaş’ta hizmete sunuldu.

112 Hayata Çok Sesli Mola

Procne Kadın Korosu, çok sesliliğin boyutlarını keşfetmeye devam ediyor.

116 Dünya Barış Parkı

Park, tüm dünyaya Beşiktaşlıların güçlü barış talebini iletiyor.

120 Havalı Arnavutköy

Dayanışma ruhu ve mahalle kültürüyle Arnavutköy.

126 Dayanışmaya Anıt

“Dayanışma Anıtı” Abidin Dino’nun Türkiye’de kamusal alandaki tek eseri.

128 Atatürk’ün İzinde

128 Akıldan Çıkmaz Yol Projemize Bir Ödül Daha 129 Askıda Cihaz

129 Amatör Kulüplerimizin Yanındayız 130 Engelleri Birlikte Aşıyoruz 130 Beşiktaşlı Sanatçılar Buluşuyor

131 Cumhuriyet Bayramı’nı Coşkuyla Kutladık 132 Organik Atıklar Doğayla Buluşuyor 132 Sağlık Emekçilerini Unutmuyoruz 133 İş Kazaları Kontrol Altında 133 Beşiktaş’ın Acı Kaybı

134 İstanbul’un İncisidir Beşiktaş 135 İş Sanat’tan 21. Sezona

“Dijital Merhaba”

135 Konsere Misafir Var!

136 İKSV Evimizde

136 Çok Güzel Hareketler 2 137 Saype, Fransız Kültür’de 137 Sanatın Ev Hali 138 Dünya Diye Bir Yer!

138 Mahalla İstanbul’da

74

120

128

HABERLER

KÜLTÜR & SANAT

/besiktaskultur

(6)

eşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat öncülüğünde Beşiktaş’ta hayata geçi- rilen Saha Çözüm Hareketi ekipleri çalışmalara başladı. Alanında uzman gençlerden oluşturulan ve vatandaş- ların sorunlarını bizzat yerinde din- leyen ekipler Beşiktaş’ta çalınmadık kapı bırakmayacak.

Saha Çözüm Ekipleri, ev, iş yeri ve kamusal alanda Beşiktaş halkıyla buluşmaya devam ediyor ve yerinde çözüm oluşturan özelliğiyle örnek bir çalışma olarak Beşiktaşlılardan büyük ilgi görüyor. Sosyal mesafeye dikkat edilerek iki kişilik gruplar halinde ma- halle mahalle tüm hane ve iş yerlerinin

kapısını çalan ekipler, vatandaşların talep ve önerilerini kayıt altına alıyor.

Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat da COVID-19’u yenip iyileştikten sonra salgın ile mücadele çalışmalarına katıl- maya başladı. Akpolat, zorlu bir sürecin dayanışma ile üstesinden gelecekleri- ni belirterek “Pandemi dayanışmadan daha güçlü değildir. Şimdi hep birlikte daha yoğun dikkatin, dayanışmanın ve mücadelenin zamanıdır. Saha çözüm ekiplerimiz ile kısa süre içinde mas- ke, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyarak 16 Aralık itibarıyla 35 günde 38 bin 233 haneyi ve 530 iş yerini ziyaret ettik; kamusal alanlarda komşu- larımız ile buluştuk” şeklinde konuştu.

Başkan Rıza Akpolat açıklamalarına şöyle devam etti: “Pandemi sürecinde yurttaşımıza 300 bine yakın sıcak ye- mek ulaştırdık. 2 buçuk milyona yakın

Beşiktaş Belediyesi “Beşiktaş Saha Çözüm Hareketi” ile ilçemizi dayanışma ağlarıyla örüyor.

Her eve, iş yerine ve mahalleye girerek ihtiyaçlar anında gideriliyor.

B

Sorunlara Sahada Çözüm

(7)

maske, 24 bin litreye yakın dezenfektan dağıttık. İhtiyaç sahibi yurttaşlarımıza 12 bine yakın gıda paketi ulaştırdık. Mer- kezi yerlerdeki restoranlarla anlaşarak öğrencilerin ücretsiz yemek yemesini sağladık. 1207 aileye düzenli yardım gerçekleştirdik ve buna devam ediyoruz.

Askıda Cihaz kampanyası başlatarak ihtiyaç sahibi öğrencilerimize online ders yapabilmeleri için TV, tablet ve bilgisayar ulaştırdık. Okullarımız başta olmak üzere kamu kurumu, iş yeri ve hanelerde 7 binin üstünde dezenfek- siyon işlemi gerçekleştirdik. Esenlik

Hizmeti birimimiz ile yalnız yaşayan, engelli ve dezavantajlı komşularımıza

‘Evde Temizlik-Hijyen Desteği’, ‘Evde Kuaför’ ve ‘Pratik Ev Düzenlemeleri’

hizmetlerini sunduk. Hep söylediğimiz gibi Beşiktaş’ta birlikte varız! Beşiktaş için sahadayız!”

Saha Çözüm Ekipleri Kapı Kapı Dolaşıyor

35 Günde

38.233 Mesken 530 İş yeri Toplam 38.763 Ziyaret

Meskenlere 955.825 adet

İş yerlerine 13.250 adet

Toplam 969.075 adet Maske Dağıtımı

Toplam

38.763 adet

Dezenfektan Dağıtıldı

309.400 tane

Merdiven Çıkıldı

6.825 km

Yol Yüründü

gas gas

KAYNAK: BIRLIKTE.BESIKTAS.BEL.TR

(8)

eşiktaş Şairler Sofası Parkı içerisinde yer alan Şair Melih Cevdet Anday Hey- keli, kimliği daha sonra belirlenerek gözaltına alınan kişiler tarafından 1 Aralık 2019’da yakılmıştı. Heykelin zarar görmesiyle harekete geçen bele- diye ekipleri hemen müdahale ederek heykelin onarılmasıyla ilgili çalışma başlattı. Heykelin yapımını gerçekleş- tiren Heykeltıraş Metin Yurdanur’a ulaşılarak Ankara’ya gönderilen Me- lih Cevdet Anday heykelini sanatçı onardı. Belediye ekipleri tarafından yapıtın bulunduğu alana çevre dü- zenlemesi yapılmasının ardından heykel, 5 Kasım 2020’de tekrar eski yerine yerleştirildi.

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpo- lat şunları söyledi:

“Düzelmeden memleketin hali, düzelmeden dünyanın hali, gözüne uyku giremez ki…

Gözümüze uykunun girmediği günlerden geçsek de şiirin ve sana- tın iyileştirici gücünü duyumsuyoruz.

Büyük Şair Melih Cevdet Anday’ı sevgiyle anıyorum ve adını Beşiktaş’ta sonsuza kadar yaşatacağız.”

Türkiye’nin en önemli şair ve yazarlarından Melih Cevdet Anday’ın Şairler Sofası Parkı’nda bir yıl önce yakılan heykeli onarılarak eski yerine yerleştirildi.

B

Melih Cevdet Anday, Türk şiirinin en büyük ozanlarından biriydi.

Anday’a Saygı

YUSUF ASLAN

(9)

Kamusal Terapi Araçları Sanatçılar Parkı

Soraia Gomes Teixeira’nın sosyal mesafeye çözüm bulan Kamusal Terapi Araçları, spor aletlerini andıran büyük ölçekli nesnelerden oluşan bir koleksiyon formunda, bedensel yakınlığa tekrar güven duymamıza yardım etmeyi hedefliyor. Kamusal alandaki bedenlerin kolektif terapisine aracılık işlevi gören bu spor aletleri kişiyi gözlem yapmaya ve dokunmaya teşvik ederek, insanların birbirlerine güven tazelemesi için onları güvenli bir mesafede bir araya getiriyor. Bu tasarım böylelikle kamusal ve özel alanlar arasında kalan samimiyet sahaları için yeni bir düzenleme öneriyor.

Nokta Bulutu

Aykut Barka Deprem Parkı

Soft Baroque’un “Nokta Bulutu” adlı eseri bizi makinelerin tasarım yaptığı bir dünyayı hayal etmeye davet eden oturma alanlarından oluşuyor. Makineler gerçekliği “okuduğunda”, nokta bulutları oluşturuyorlar. Bunları, bir araya gelerek üç boyutlu şekiller alan dijital düğümler olarak tanımlayabiliriz. Yapay zekânın doğuşuyla makineler ve yazılımlar gerçekliği

“okumakla” kalmıyor, aynı zamanda yeni biçim ve tasarımlar oluşturuyor. Aykut Barka Deprem Parkı’nda gördüğünüz mobilyalar da bu tür teknolojik gelişmelerden esinlendi. Sizi dünyanın makinelerin gözünden nasıl göründüğünü düşünmeye, tasarımların insan müdahalesi olmadan yaratıldığı otomatikleştirilmiş bir geleceğe dair hayal kurmaya davet ediyorlar.

Bienal kapsamında Soraia Gomes Teixe- ira’nın tasarladığı Kamusal Terapi Araçları Sanatçılar Parkı’na ve Soft Baroque’un iki üyesi Nicholas Gardner (Avustralya) ve Saša Štucin’in (Slovenya) Nokta Bulutu eseri de Aykut Barka Deprem Parkı’na yerleştirildi. Bienal’in Yeni Yurttaşlık

Ritüelleri programı kapsamındaki diğer yerleştirmeler İstanbul’un farklı nokta- larına yayılacak, Mayıs 2021’e dek farklı tarihlerde etkileşimlere sahne olacak.

Bienal ile ilgili ayrıntılı bilgi için:

empathyrevisited.iksv.org

İ

Bienal Beşiktaş’ta

stanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tara- fından düzenlenen 5. İstanbul Tasarım Bienali’nin bu yılki başlığı “Empatiye Dönüş: Birden Fazlası İçin Tasarım”dı.

Bienal, tasarıma empati üzerine temel- lenen yeni bir rol biçme arayışındaki fikirleri ve projeleri bir araya getirdi.

İKSV ARŞİVİ

Bienal süresince Beşiktaş İskelesi’nde sergilenen eserler, Bienal’den sonra kalıcı mekânları olan Beşiktaş parklarına yerleştirildi.

(10)

eknolojiyi takip eden geniş bir kesimin izleme ve dinleme aktiviteleri artık dijital uygulamalar üzerinden gerçekle- şiyor. Özellikle evlere kapandığımız bu salgın döneminde dijital medya araç- larıyla daha da yakınlaştık. Beşiktaş Belediyesi de hizmetlerini sadece fi- ziki olarak değil, dijital uygulamaları kullanarak halka ulaştırmada birçok belediyeye öncülük ediyor. b+ dergimizi de artık Dinlebi uygulaması üzerin- den dinleyebileceksiniz. Apple ya da Google Play’den Dinlebi uygulama- sını indirdikten sonra arama kısmına Beşiktaş Belediyesi yazmanız yeterli.

Dinlebi’nin deneyimli seslendirmen- lerinin sesinden dinleyebileceğiniz makaleleri dergimizin sayfalarında Dinlebi logosu ile bulabilirsiniz. Ayrıca 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı sergimizi ziyaret edemeyen Beşiktaşlılar, sergi metinlerini “Dinlebi”den dinleyebilir.

Türkiye’nin ilk yerli, sesli kitap plat- formu Dinlebi kataloğunda şu anda, Doğan Kitap, Can Yayınları, İnkılap,

Epsilon, Varlık Yayınları gibi Türkiye’nin köklü yayınevlerinden 1000’e yakın Türkçe sesli kitap mevcut. Dinlebi’nin en ilgi çeken özelliklerinden biri kitabı dinlerken eklenen ortam sesi özelliği.

Dilerseniz yağmur, okyanus gibi doğa sesleri eşliğinde de kitap dinleyebili-

yorsunuz. Uygulamanın bir diğer dikkat çekici özelliği ise Bas-Paylaş butonu.

Bununla dilediğiniz bir b+ makalesini player’da tek tuşa basılı tutarak sesli kaydedebiliyor ve o kısmı Instagram veya Facebook hikâyenizde doğrudan paylaşabiliyorsunuz.

b+ dergimizi artık okumakla kalmayacaksınız aynı zamanda dinleyebileceksiniz. Dergimizi dinlemek için tek yapmanız gereken Apple ya da Google Play’den “dinlebi” sesli kitap uygulaması indirmek.

T

b+’yı “Dinlebi”

(11)

adına şiddetin artmasıyla birlikte kadın haklarını korumaya ve şiddetin önüne geçmeye yönelik koruyucu kalkan ni- teliğindeki İstanbul Sözleşmesi gün- demimizde hızla yer etmeye başladı.

Özellikle sosyal medyada sözleşme maddelerinin paylaşılması ve insanları sözleşme içeriği hakkında bilgilendirme çabası hızla yayıldı. Tam da bu süreçte belediyemiz, konuyla ilgili farkındalığı artırmak amacıyla semtimizin dört bir yanında insanların sözleşmeye kolayca ulaşabileceği afiş ve billboardlar hazırla- dı. Vatandaşlarımız, afişlere eklenen QR kodla İstanbul Sözleşmesi maddelerine saniyeler içerisinde erişebildi. Ayrıca Beşiktaş’ın meydanlarına gezici araçlar yerleştiren belediyemiz halkımızın söz- leşme içeriğine ulaşabilmesi için kolaylık sağladı. Beşiktaş’ın İstanbul’un merke- zinde olması ve sosyal medya paylaşım- larının etkisi ile kampanya, önce tüm

İstanbul’a sonrasında ise tüm Türkiye’ye hızla yayıldı ve yabancı mecralarda da haber haline geldi.

Sosyal medyada oldukça olumlu tepki- ler alan İstanbul Sözleşmesi farkındalık kampanyamız, Felis Ödülleri’nde PR Bö- lümü Kamu İlişkileri Yönetimi kategori- sinde bir Felis’e, Sosyal Sorumluluk ve Sürdürülebilirlik kategorisinde ise Açık Hava Başarı Ödülü’ne layık görüldü.

Kampanyamızın ödüle layık görülmesi hakkında açıklama yapan Beşiktaş Bele- diye Başkanı Rıza Akpolat, “Her adımda kadınların yanında olmaya devam ede- ceğiz. Kadınlar için şiddetsiz bir hayatı

güvence altına alan ve dünyanın her ye- rinden kadınların çabalarıyla hazırla- nan İstanbul Sözleşmesi, burada, bizim kentimizde imzalandı. Bu sözleşmenin tartışmaya açılması üzerine sözleşmeyle ilgili yaratılmak istenen gerçek dışı algıya karşı tüm komşularımızın ve vatandaşla- rımızın bilgilenmesi için Beşiktaş’ı söz- leşmeye kolayca ulaşmalarını sağlayacak afişlerle donattık. Bu sayede sadece Be- şiktaş’ta değil, İstanbul ve hatta Türkiye çapında önemli bir bilinç yarattık. Bu kampanyamızın ödüllendirilmesi bizim için bir gurur vesilesi. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da İstanbul Sözleşmesi’nin tartışılması yerine tam uygulanması konusunda farkındalık yaratmaya ve her adımda kadınların yanında olmaya devam edeceğiz” şek- linde konuştu.

Beşiktaş Belediyesi Kurumsal İlişkiler ve İletişim Direktörü Çağdaş Yıldız da kampanya hakkındaki görüşlerini şöyle ifade etti: “Beşiktaş, İstanbul’un gün içerisinde nüfus bakımından en kalabalık ilçelerden biri. Dolayısıy- la herkese yönelik direkt bir mesajla konuya dikkat çekmek ve sözleşmeye kolayca erişilmesini sağlamak istedik.

Dijital mecralardaki yansımalara göre son bir hafta içinde 10 milyonun üze- rinde görüntülenme gerçekleşti. Bu konuda farkındalık çalışmalarımız devam edecek.”

Beşiktaş Belediyesi, Renee Reklam Ajansı ve Beşiktaş İletişim Ofisi tarafından gerçekleştirilen

“İstanbul Sözleşmesi’ni Okudun Mu?” kampanyası ile Felis’ten iki ödülle döndü.

K

İstanbul Sözleşmesi Farkındalık Kampanyasına

Felis’ten İki Ödül!

(12)

encerenizin önündeki kuş güvercin mi, kumru mu? Evinize yakın bir ağaca yuva yapan ve bet sesiyle kafanızı ütüleyen karganın leş kargası olduğuna emin mi- siniz? Küçük karga ya da ekin kargası olmasın? Ya bahar sonunda çatınıza yavrulayan martılar hep aynı tür mü?

Çünkü sadece İstanbul’da bile beş tür martı görülebiliyor.

“Karga deyip de geçmeyip” gözünü- zün önündeki kuşlar hakkında temel soruları sormanızla yeni bir dert sahibi oluyorsunuz. Pencerenize kadar sokulan, arabanızın üzerinde gezinen hatta açık alanda yediğiniz yemeğe ortak çıkan kuşlar. Onların sesini de görüntüsünü de az çok biliyoruz. Bir de sesini duyup kendisini fark etmediğimiz ya da kendisini görüp sesini tanımadığımız onlarca tür var çevremizde. Tabii duymak isterseniz.

Gerek sesleri gerek cisimleriyle papa- ğanları fark etmek hiç de zor değil örne- ğin. Ama daha geçen gün, karşı sokakta oturan bir arkadaşım, Maçka’da ikimizden de eski olan yeşil komşularımızın var- lığını haber veriyordu sağ olsun. Oysa hep beraber geceledikleri Dolmabahçe sahilinden şehre dağılan yüzlerce pa-

pağan, ağaçtan ağaca kat ettikleri tüm mahalleyi, tiz çığlıklarıyla yıkar geçer her sabah. Arkadaşım, bu ortalığı birbirine katan feryatları bir duyabilse, martı ya da kargaya ait olmadığını o bile anlayacak!

Bu yazının kahramanı ise sesini duysanız bile tanıyamayacağınız, kentte karşınıza çıkmasına çok ihtimal vermeyeceğiniz bir atmaca, bilimsel adıyla accipeter ni- cus. 22 Kasım akşamı İnönü Parkı’nda arkadaşlarım tarafından bulunduğunda, yerde sersemlemiş halde duruyor ve uçmu- yordu. Gagasında küçücük bir kan vardı ve halsizdi. Telefonla haber aldıktan beş dakika sonra parka vardığımda ben de ilk kez İstanbul’da bir atmaca görmüş oldum.

Peki, bu yırtıcı tür İstanbul’un göbe- ğindeki bir parkta ne arıyor? Atmaca, İstanbul’un hem göçmen hem de yerli kuşlarından. Uzman ekolog ve kuş göz-

lemcisi Kerem Ali Boyla’ya göre genç bir erkek olan bu atmaca kışlamak için İstan- bul’u seçenlerden. Kent merkezi onlara besin oluşturan serçe, sığırcık, kumru gibi küçük türler açısından çok zengin olduğu için yuvalamayı tercih edebiliyor. Eylül, ekim gibi kente gelip, mart gibi ayrılacak.

Kimi yırtıcıların aksine dar alanlarda, manevra yeteneği çok yüksek ve sık ağaç- ların arasında avlanabiliyor. Kerem Ali,

“24 saatini, Maçka Parkı gibi bir alanda geçiriyor olabilir mi?” sorusunu “Evet” diye cevaplıyor. Şişli’nin ağaç konusunda hiç de bonkör olmayan, çok katlı apartmanların yanaşık düzende sıralandığı bir sokağında oturan Kerem Ali, hava çok kötü olmadığı sürece, evinin balkonundan hemen her gün bir atmaca gördüğünü söylüyor. Atmacayı kışın şehirde görmek sürpriz değil. Gel- gelelim, iyi gizlenen bir tür olduğu için varlığını fark edememek de pek mümkün.

İstanbul’un kış konuğu atmaca... Manevra yeteneği çok yüksek bu yırtıcı kuş kentin içinde dar alanlarda, sık ağaçların arasında

avlanabiliyor. İnönü Parkı’nda sersemlemiş ve uçamaz halde bulunan bir atmaca, yazarımız Gökhan Tan’ın balkonunda sağlığına kavuştu.

Yazı ve Fotoğraflar: GÖKHAN TAN

P

ATMACA

Arka Bahçemde

(13)

Kuşun atmaca olduğunu anlar anlamaz fotoğrafını Yaban Hayatı Veteriner Heki- mi Ahmet Emre Kütükçü’ye gönderdik.

WWF-Türkiye’nin (Doğal Hayatı Koru- ma Vakfı) Yaban Hayatı Koruma Hattı 0850 203 09 93 üzerinden yardıma muh- taç yaban hayvanlarıyla karşılaşanlara danışmanlık yapan Kütükçü, hayvanın üzerinde gözle görülür başka bir yaralan- ma gözlemlenmediği için ilk teşhisinde

“çarpma nedeniyle kafa travması” geçi- riyor olabileceğini söyledi. Ahmet Kü- tükçü’ye göre kentteki atmacaların en sık yaşadığı sorun camlara aldanmak. “Bina camları bir ayna gibi ağaçları yansıttığı için dar alanlarda, site içi bahçelerde, parklarda avlanan atmacaları aldatabi- liyor. Bu nedenle bahçeye bakan ya da park kıyılarındaki yapıların camlarına yapıştırılacak çıkartmalar, kuşların bu tehlikenin farkına varmasını sağlayabilir”

diyor uzman veteriner.

Ahmet Kütükçü’nün yönlendirmesiyle atmacayı yanımda getirdiğim karton ku- tuya koydum ve eve götürdüm. Travmayı sakin bir ortamda geçirmesi için kapalı balkona koyduğum kutunun üzerine de

çevre ve ışık koşullarından etkilenmemesi için bir örtü örttüm. İlk akşam gagasına sadece bir-iki damla şekerli su damlattım.

Tez canlı bir yapısı olan atmacanın çevresindeki hareketliliğe pek tepki vermemesi, hatta elde tutulmaya itiraz edememesi, travma öyküsüyle uyumluydu.

Ama yemek yemeğe başladığında seyri değişecekti. Ertesi gün yaklaşık 100 gram kadar et yediğinde (atmacaların günlük besin ortalaması buymuş) o sersem halini geride bıraktı ve beslerken bile kendisine yaklaşılmasına izin vermemeye başladı.

Hayvanın büyük ölçüde toparladığını dü- şündüm ve evdeki çocuk nüfusunu da göz önüne alarak ertesi sabah salmaya karar verdim.

Arka balkonun baktığı sık ağaçlığın at- maca için ideal bir ortam olduğunu da yine Ahmet’ten öğrendim. Travma hikâ- yesiyle uyumlu olarak, hayvanı kutudan çıkardığımda ilk yöneldiği yer yine kapalı camlar oldu. Tekrar cama çarpmaması için açık pencerenin önünde yüksekçe bir platform hazırladım ve atmacayı üze- rine yerleştirdim. Derken kuş seslerine

dikkat kesildi ve bir sığırcık sürüsünün sesiyle ilk hamlesini, pencerenin per- vazına yükselerek yaptı. Birkaç dakika sonra zorlanmadan bahçedeki dev defne ağacının dalına kondu. Orada yaklaşık bir saat kadar bekleyip kendini hazırladı.

Sadece bir an için fotoğraf makinesini kontrol edip gözümü tekrar ağaca çevir- diğimde atmacanın birkaç saniye önce bulunduğu dalda olmadığını gördüm; sık dalların arasında hareketlenişini hayal meyal seçebildim.

Ahmet Kütükçü’ye göre atmaca büyük olasılıkla, çok hafif bir kafa travması geçir- mişti ve şoku atlattıktan sonra kısa sürede kendine geldi. Eğer ciddi bir kanama ya da ödem olsaydı veteriner hekim müda- halesi gerekebilirdi, ancak bu yönde bir bulgu yoktu.

Atmaca, İstanbul’da WWF-Türkiye Yaban Hayatı Koruma Hattı’na en çok ihbarı yapılan ikinci yırtıcı türü. İlk sıra- da ise şahin yer alıyor. Her iki tür kente göç ederken uğradıkları gibi kışlamayı da tercih edebiliyor. Ancak ikisinin de ortak bir düşmanı var: Kargalar. Kerem Ali Boyla’ya göre kargalar, yırtıcı kuşları sürekli taciz ederek belki de daha fazla yerleşmelerine olanak vermiyor. İstan- bul’da yüksek yapılarda, gökdelenlerde yuvaladığına tanık olunan bir tür de gök- doğan. Yaz aylarında ise kentte sayıca en fazla görülen tür delice doğan, en çok yaralanan tür ise arı şahini. Dünyanın kuşu Boğaz’ın üzerinden geçip giderken, doğru konumlanma ve biraz merakla kentte onlarca yırtıcı türü görebilmek mümkün.

Bu arada mahalle arkadaşlarımla, at- macanın balkondan nasıl uçup gittiğini gösteren videoyu da paylaştım. Bir kısmı hâlâ gündüzleri doğada avlanıp geceleri balkona geri döndüğünü sanıyor.

İnönü Parkı’nda uçamayan durumda bulunan atmaca (üstte solda) uzman veteriner tavsiyeleriyle bakımı yapıldıktan sonra doğaya salındı (üstte). Daha önce birçok kez yaban hayvanların doğaya salınması sırasında veterinerlere eşlik eden ve bu konuda deneyim sahibi olan Gökhan Tan, tecrübeleri sayesinde atmacayı evinde sağlığına kavuşturdu (sol sayfada).

Atmacaları kışın şehirde görmek sürpriz değil. Ama iyi gizlenen bir tür olduğu için varlığını fark etmek zor.

Beşiktaş Belediyesi Sokak Hayvanları Kısırlaştırma ve Rehabilitasyon Merkezi

İhbar Hattı 444 44 55

(14)

AYDIN SERTBAŞ

(15)

İstanbul’un göbeğinde, onca trafiğin, karmaşanın ortasında sessiz, doğal bir sığınak Yıldız Korusu. İçindeki yapay dereyi yukarı doğru takip ettiğinizde ulaşacağınız birbirine bağlı ahşap asma köprülerin olduğu rota boyunca hem mekân hem de zaman kavramları yok oluyor.

Ağaçlar, güzün en parlak renklerini kuşanıp bir ışık operası sunuyor.

Sonbahar Operası

(16)

ava kalitesi yönetimi dünyada her ge- çen gün hem vatandaşlar hem de ka- rar vericiler için daha da önemli bir konu haline geliyor. Temiz Hava Hakkı Platformu’nun “Kara Rapor 2020: Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri” raporuna göre İstanbul, 2017 yılından beri hava kirliliğine bağlı ölüm sayısının en fazla olduğu il. Peki, hava kirliliği nedir?

Hava içerisinde bulunan maddeler canlıların yaşamını olumsuz yönde etkiliyorsa ve canlı sağlığına zarar ve- riyorsa, bu maddelerin sebep olduğu kirlilik hava kirliliğidir. Duman ya da koku da kirlilik olarak kabul ediliyor.

Çünkü duman kirliliği aynı zamanda

görsel olarak da fark edilir durumda olan bir hava kirliliği türü. Koku kirli- liğiyse havada bulunan uçucu madde- lerin, koku olarak algılanmasına, koku duyusunu harekete geçirmesine sebep olması sonucu rahatsız edici, olumsuz bir boyuta ulaşması şeklinde oluşan hava kirliliği türü.

Hava kirliliği doğal kaynaklar ve in- san faaliyetleri sonucunda gerçekleşir.

Örneğin volkanik hareketler gibi doğal olaylar hava kirliliğine neden olabi- lir. Ateş ya da anız yakma gibi kırsal alanlarda daha çok karşılaşılabilecek hava kirliliklerinin yanı sıra endüstriyel faaliyetler, fosil yakıtların kullanılması,

Geçtiğimiz yılın aralık ayında hayatımıza giren ve tüm dünyada etkisini artıran COVID-19 salgını, üst solunum yolu sağlığının ve temiz havanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Beşiktaş Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü’nün görevlerinden biri de Beşiktaş’taki hava kalitesini kontrol etmek ve iyileştirmek.

H

Yazı: ALİ OSMAN ASILSOY / Beşiktaş Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü

BEŞIKTAŞ’IN HAVASI “İYİ”

(17)

trafik, ısınma, yeme içme sektörü kay- naklı kirlilik daha çok kentleşmenin yoğun olduğu bölgelerde görülen insan kaynaklı hava kirliliği türleri. Duman ve koku gibi fark edilebilir kirlilik tür- leri dışında, gözle göremediğimiz veya koklayarak algılayamadığımız partiküler maddeler (PM), kükürt oksitler (SOx), azot oksitler (NOx), ozon (O3) gibi un- surlar, biz fark etmeden, soluduğumuz havada kirlilik yaratabilir. Bu nedenle hava kirliliğiyle mücadelede düzenli ölçümlerin gerçekleştirilmesi büyük önem taşır.

BEŞİKTAŞ’IN HAVASI NASIL DENETLENİYOR?

Beşiktaş’ta endüstriyel üretim faaliyeti gösteren sadece bir sanayi kuruluşu bu- lunuyor. Kirli hava deşarjı yapan diğer noktaların hemen hepsi restoran, kafe, bar, gece kulübü gibi eğlence mekânları kategorisinde. Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü, Beşiktaş Belediyesi’ne hava kirliliğine yönelik gelen şikâyetlere is- tinaden ve habersiz yaptığı denetimler sonucu kirli hava deşarj eden noktalar- da gerekli kontrolleri gerçekleştirerek mevzuata uygunluğunu yerinde ve fa- aliyet sırasında kontrol ediyor. Tespit edilen bir uygunsuzluk söz konusu ise alınacak tedbirler ve uygulanması ge- reken iyileştirmeler hakkında tebligat yapılıyor. Bu tebligatlarda bildirilen gerekli baca tasarımı tedbirleri, filtre gibi önlemlerin uygulanması için ve- rilen yeterli sürenin ardından gerekli önlemlerin alınmaması durumunda da işletme hakkında gereğinin yapılması için konu, Zabıta Müdürlüğü ile Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü’ne iletiliyor. 2020 yılının ilk 11 ayı içerisinde denetlenen 241 işletmede yapılan incelemeler so- nucunda; arıtma tesisatı yetersiz olan, uygun periyotlarda baca temizlikleri yaptırılmamış, fan kapasiteleri yetersiz olanlar tespit edilmiş ve uygun şekilde

iyileştirmelerin yapılması sağlanmıştır.

Bu sayede bu işletmelerce deşarj edi- len kirli havanın yüzde 83 oranında temizlenmesi sağlandı.

HEDEF:

10 ÖLÇÜM İSTASYONU KURMAK Hava kalitesinin ölçümü ve izlenmesi, hava kirliliği ile mücadelede proaktif hareket edilebilmesi için atılması ge- reken adımların en başında geliyor.

Veriler sayesinde ulaşılacak erken teş- hisler sonucunda alınacak önlemler, istenen hava kalitesinin erişilmesine ve sürdürülmesine olanak tanır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, Beşiktaş ilçesinde bir “hava kalitesi ölçüm istasyonu” bulunuyor. Bu istasyona ek olarak Beşiktaş Belediyesi olarak ilçemize 10 ölçüm istasyonu daha kurmayı planlıyoruz. Şuan mevcut istasyon aracılığı ile yapılan ölçüm- ler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İBB’nin web adresinden de günlük, haftalık ve yıllık bazda izlenebiliyor.

Beşiktaş Belediyesi olarak ilçemizin 10 farklı noktasına daha hava kalitesi ölçüm istasyonu kurarak kentimizde

hava kalitesi değerlerinin daha büyük bir hassasiyetle izlenmesini planlıyoruz.

Hava kalitesi ölçümü için bakılması gereken altı ayrı parametre olan SO2, NOx, CO, O3, PM10, PM2,5 değerlerini izleyebilecek istasyonlar anlık bilgi alışverişine uygun olacak. Ölçüm istas- yonlarımızda kurulacak cihazlar ister mobil ister statik olarak kullanılabilecek ve anlık olarak bilgi aktarımı yapacak.

Vatandaşlarımız her bir istasyonun ve- risine online erişebilecek. Kurulması planlanan bu istasyonlarda solar sistem kullanılacak, yani her istasyon ihtiyacı olan enerjiyi güneşten elde edecek.

Beşiktaş’ta bulunan istasyon aracılığı ile yapılan ölçümler, havakalitesi.ibb.gov.tr web adresinden günlük, haftalık ve yıllık bazda izlenebiliyor (altta). Beşiktaş Belediyesi’nin kurmayı planladığı hava kalitesi ölçüm istasyonları güneş enerjisiyle çalışacak (en altta).

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, Beşiktaş’ta bir adet “hava

kalitesi ölçüm istasyonu” var. Bu istasyona ek olarak Beşiktaş

Belediyesi 10 ölçüm istasyonu daha kurmayı planlanıyor.

(18)

zmir, 30 Ekim tarihinde 6.9 büyük- lüğündeki depremle sarsıldı. Yuna- nistan’ın Sisam Adası açıklarında, yaklaşık 12 kilometre derinlikte meydana gelen deprem, Marmara Bölgesi’nde dahi hissedildi. Can ve mal kayıplarına neden oldu; 17 bina yıkıldı. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) 26 Kasım’da yayınladığı veri- lerine göre, 117 kişi hayatını kaybetti;

bin 32 kişi yaralandı. Yunanistan’daysa 2 kişi hayatını kaybetti, 19 kişi yaralan- dı. Sisam Adası’nda ve Seferihisar’ın Sığacık Mahallesi’nde tsunami yaşandı.

İMAR AFFI’NDAN DEPREME

Deprem haberi ilk duyulduğunda bu kadar ağır hasar vereceği düşünülme- mişti. Ancak zaman ilerledikçe bilinçsiz kentleşme, sağlıksız yapılar ve imar af- larının ağır tablosu gözler önüne serildi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü Banu Aslan Can, Meclis Depreme Karşı Alınabilecek Önlemleri Araştırma Komisyonu’nda İzmir’de “İmar Barışı” kapsamında yapı kayıt belgesi verilen binaların durumunu açıkladı.

Yapı İşleri Genel Müdürü Can, acil yıkılacaklardan 4’ünün, yıkık olan- lardan 2’sinin, ağır hasarlı olanlardan 36’sının yapı kayıtlı, diğerlerinin ise normal ruhsatlı yapı olduğunu söyledi.

Yani, depremde yıkılan ya da ağır ha-

sarlı binaların 42’si “imar affı” ile kayıt altına alınmış.

TÜRKİYE, TEK YÜREK

Bir deprem ülkesi olan Türkiye, İzmir depreminde de tek yürek oldu; yerel yö- netimler arasındaki dayanışma, ülkenin geleceğine dair umutları korumayı sağla- dı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer, “Türkiye’nin ve dünyanın dört yanından kampanyalara destek veren her- kese minnet duygularımı ifade etmeyi bir borç biliyorum. Hakkınız asla ödenmez.

Ve devletimizin tüm ilgili bakanlıkları ile bağlı kurumlarına, çalışanlarına, İzmir Valiliğimize, enkaz bölgesinde arama-kur- tarma ve yardım çalışmalarına katılan tüm gönüllü ve resmi kuruluşlara, sahip oldukları imkânları bizlere sunmakta bir an bile tereddüt etmeyen İzmir’den ve Türkiye’nin dört bir yanından koşarak gelen belediye başkanlarımıza, depremden etkilenen hemşerilerimizin tüm ihtiyaçla- rını karşılamak için özveriyle görev yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi emekçile- rine gönül dolusu teşekkür ediyorum.

İsimlerini tek tek sayamayacağım güzel ülkemizin iyi kalpleri insanları. İyi ki varsınız” açıklamasında bulundu.

İzmir’de 30 Ekim tarihinde yaşanan deprem büyük acılara sebep oldu;

dayanışmanın ve tek yürek olmanın önemini bir kez daha gösterdi. Türkiye yine bir depremle kenetlendi.

İZMİR DEPREMİ

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, depremzedeleri ziyaret etti.

İ

Saatler geçtikçe büyüyen acı tablonun yanında ortaya çıkan mucizeler yaşanan acılara su serpti. Helim Sarı, yıkılan 17 binadan biri olan Yılmaz Erbek Apartmanı enkazından 26 saat sonra yaralı olarak çıkarıldı.

Depremin sembollerinden biri 4 yaşındaki Ayda’ydı. Ayda, Rıza Bey Apartmanı’ndan 91 saat sonra sağ çıkarıldı. Bir mucize de Bayraklı’daki Doğanlar Apartmanı’nda yaşandı. 3 yaşındaki Elif, depremden 65 saat sonra sağ kurtarıldı.

Mucize Saatler

Yazı: ÖZLEM TÜRKDOĞAN Fotoğraflar: BEŞİKTAŞ BELEDİYESİ

#Yanındayızİzmir

İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE

(19)

DAYANIŞMA VE BAŞARI

İzmir’deki son çadır 30 Kasım’da kal- dırıldı. Başkan Tunç Soyer, tüm Türki- ye’nin başarı hikâyesi yazdığını açıkladı:

“Henüz tablo daha netleşmeden, hasar tespitleri bile yapılmadan biz bir söz vermiştik. Tek bir ailenin, tek bir ferdini bile yaklaşan kış mevsimi öncesi çadır köşelerinde bırakmayacağız demiştik.

Ve bırakmadık… Böyle büyük bir iddi- ayı ortaya atarken elbette arkamızda halkımızın desteği, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin imkânları ve devleti- mizin gücü olduğunu biliyorduk. O güven ve inançla, el ele, gönül gönüle vererek birlikte bir başarı hikâyesi yaz- dık. Bir Kira Bir Yuva Kampanyası ile kira desteği sağlananlar yeni evlerine yerleşti. Uzundere’deki konutlarımızın, eski Hilton Oteli’nin kapılarını açtık.

Depremzedelerin bir kısmı ise AFAD’ın konteyner evlerinde ve yurtlarda geçi- ci olarak barınıyor. Bugün depremden sonra kurulan son çadırı da kaldırdık.”

NELER YAPILDI?

• İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer’in çağrısıyla başlatılan Bir Kira Bir Yuva Kampanyası kapsamında destek miktarı 40 milyonu geçti. Böylelikle ilk

etapta kiraya çıkmak isteyen deprem- zede ailelerin 5 aylık kirası karşılandı.

• Halkın Bakkalı üzerinden gelen bağış- lar doğrultusunda 22 bin kişilik yemek desteği sağlandı.

• 17 lokasyonda yemek ve ikram hiz- meti verildi.

• Aşevi Şube Müdürlüğü’nce 81 bin 613 kişilik çorba ikramı, 3 öğün 148 bin kişilik yemek hizmeti, ayrıca pide ve kumanya desteği sağlandı, 20 bin litreye yakın süt dağıtımı yapıldı.

• Depremzedelerin ısınma ihtiyaçları için 265 soba kuruldu ve yakacak talebi karşılandı.

• Çadırda kalan ya da evlerinden baş- vuru yapan yurttaşların giyim ve hijyen malzemesi ihtiyacı karşılandı.

• Ev kiralayan 209 yurttaşa buzdolabı, çamaşır makinesi, set üstü ocak, çekyat, küçük ev aletleri desteği sağlandı.

• İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Uzundere’de bir yıllık kullanım için depremzedelere açtığı dört bloktaki 224 konuttan 112’sine aileler yerleşti.

• İzmir Büyükşehir Belediyesi, geçmiş- te Hilton oteller zincirinin işlettiği ve sözleşmesi bitince boşalttığı beş yıldızlı otel binasının 380 odasını depremzede ailelere açtı.

İzmir’in yardımına ilk koşanlardan biri Beşiktaş Belediyesi oldu. Arama kurtarma ekipleri gönderen Başkan Rıza Akpolat, Halkın Bakkalı’na yardım çağrısı yaptı.

Beşiktaş Belediyesi Arama Kurtarma Ekipleri, Başkan Akpolat’ın talimatıyla deprem günü yola çıktı (altta). Ekipler, İzmirlilerin depremi en az hasarla atlatması için canla başla çalıştı (altta sağda).

Beşiktaş Belediyesi Başkanı Rıza Akpolat, sosyal medya platformu Twitter hesabı üzerinden “6.9 şiddetindeki depremle sarsılan İzmir ve çevre illerdeki vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

En büyük temennimiz hiçbir can kaybının yaşanmaması” dedi. O dönem COVID-19 tedavisi gören Başkan Akpolat’ın talimatıyla Beşiktaş Belediyesi Arama Kurtarma Ekipleri, aynı gün bölgedeki çalışmalara katılmak üzere yola çıktı. Başkan Rıza Akpolat, “Beşiktaş’tan yola çıkan arama kurtarma ekibimiz İzmir’de dün gece itibarıyla T.C. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi koordinasyonunda çalışmalara katıldı. Umuyoruz ki daha fazla yurttaşımız canlı olarak kurtarılacak” açıklamasında bulundu.

Başkan Akpolat, İzmir Büyükşehir Belediyesi Tunç Soyer’in başlattığı yardım kampanyasını paylaşarak dayanışmanın ve birliğin önemini vurguladı: ”Değerli Beşiktaşlı komşularım, gün birlik, beraberlik ve dayanışma günü. İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanımız Tunç Soyer ‘in başlattığı #İzmirDepremi dayanışma ağına sizler de katılabilirsiniz.

halkinbakkali.com adresinden vereceğiniz her katkı çok kıymetli.”

#BizVarız

#Yanındayızİzmir

Beşiktaş’tan

İzmir’e Yardım Eli

(20)

MEHMET ESER / ANADOLU AJANSI

8 Kasım 2020’de koşulan N Kolay İstanbul Maratonu, bu yıl pandemi önlemleri kapsamında tarihinde ilk kez Avrupa’dan Asya istikametine doğru koşuldu. Yenikapı’dan Anadolu yakasına koşan sporcular Barbaros Bulvarı üzerinden köprüyü geçerek Asya Kıtası’na geçti. Köprüyü geçer geçmez U dönüşü yapan koşucular, Beşiktaş sapağından sonra Barbaros Bulvarı’ndan geçerek koşunun başladığı Yenikapı’ya ulaştı.

N Kolay 42. İstanbul Maratonu’nda sporcular, maraton tarihinde ilk kez iki kıtayı birbirine bağlayan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden iki kere geçme şansını yakaladı.

Maraton Yolu

Beşiktaş parkurunu izlemek için https://youtu.be/0ua4vINBZWM

(21)
(22)

Beşiktaş’ta doğdu, Abbasağa’da ilkokula başladı, ordinaryüs profesörlük payesi aldı ama Tarihçi Cavid Baysun’un Beşiktaş’a olan gönül bağı hiç kopmadı.

Cavid Baysun’a ait olduğu ve

Cavid Bey’i Galatasaray Lisesi’nin bahçesinde öğrencileriyle beraber gösterdiği düşünülen fotoğraf.

CAVID BAYSUN

Yazı: FATİH YÜCEL

Beşiktaşlı Tarihçi

(23)

Cavid Baysun’un Beşiktaş’ın tarihini ve semtin isminin kökenini ele aldığı yazısının başlık sayfası.

eşiktaşlı Tarihçi Ordinaryüs Profesör Cavid Baysun 15 Ağustos 1899’da Beşiktaş’ta doğmuş, eğitimine Beşiktaş’ta Abbasağa Mahallesi’ndeki ilkokulda baş- lamış, 19 Kasım 1968’de vefat ettiğinde Beşiktaş’ta Yahya Efendi Dergâhı’nın haziresine defnedilmiştir.

Aslında İzmirli olan Cavid Bey’in babası Dr. Ali Rıza Bey, İstanbul Sıhhiye Müdürüydü, annesi Bedriye Hanım ise paşa kızıydı. Cavid Bey orta- okulu babasının tayini sebebiyle Halep’te Fransız Okulu’nda okudu, Adana Lisesi’nde başladığı lise eğitimini 1922’de Nişantaşı Lisesi’nde tamamladı;

İstanbul’da Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra, 1926’da İstanbul Erkek Lisesi’nde tarih öğretmeni oldu. Kandilli Kız Lisesi ve Galatasaray Lisesi’nde tarih öğretmenliği yaptı, 1937 senesinde Edebiyat Fakültesi’nde Orta Zamanlar Garp Tarihi (Orta Çağ Avrupa Tarihi) dersini vermeye başladı. 1939’da do- çent, 1945’te Türkiye Tarihi Kürsüsü’nde Türkiye ve Yeni Çağ Avrupa Tarihi profesörlüğüne yükseltildi.

Cavid Baysun 1950’de Türkiyat Enstitüsü Müdür- lüğü’ne tayin edildi; Adnan Adıvar’ın ölümünden sonra, üye olarak çalıştığı İslam Ansiklopedisi’nin müdürü oldu; 1960’da ordinaryüs profesörlüğü pa- yesi aldı. 1968’deki ölümüne dek Yeni Çağ Tarihi kürsüsünün başkanı olarak kaldı.

TDV İslam Ansiklopedisi’nden aldığım bu bilgiler- de ve diğer kaynaklarda Cavid Baysun’un çocuk- luğunda ve hayatının geri kalanında İstanbul’un hangi semtinde veya semtlerinde yaşadığına dair bir işarete ulaşamadım. Çocukluğunda Beşiktaş’ta yaşadığı muhtemeldir. Belki de ileriki yaşlarında bu semtten kopmuştur. Fakat Cevdet Paşa’nın Tezâ- kir’i, Gelibolulu Mustafa Âlî’nin Mevâidü’n-nefâis fî kavâidi’l-mecâlis gibi eski yazıdan yaptığı neşirleri, Cem Sultan, Hayatı ve Şiirleri, Tiryaki Hasan ve Kanije Savaşı ve lise öğrencileri için yazdığı Orta Çağ Tarihi gibi kitapları ve İslam Ansiklopedisi için hazırladığı çok sayıda ansiklopedi maddesiyle beraber Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, Türkiyat Mecmuası, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Dergisi gibi dergilerdeki makalelerinin haricinde, gönül bağıyla bağlı olduğu belli olan Beşiktaş semtine dair araştırmalar yapmış ve bunları farklı dergilerde yayınlamıştı.

Burada Yahya Kemal’in meşhur dizesini hatırla- mak uygundur: “Sade bir semtini sevmek bile bir

ömre değer.” Belli ki Cavid Bey’in ömrü boyunca sevdiği semt de Beşiktaş’tır. Cavid Baysun, Beşiktaş’ta Barbaros Hayreddin Paşa’nın türbesinin etrafındaki binaların kaldırılıp iskele meydanının ıslah edilip türbenin karşısına Barbaros Hayreddin Paşa’nın heykelinin dikildiği 1946 senesinde yazdığı “Be- şiktaş’a Dair” isimli makalesinde (Türkiye Turing ve Otomotiv Kurumu Belleteni, 1946, no. 55-56, s. 21-23), imar faaliyetlerinden ötürü abidelerinin akıbetinden endişe ettiği Beşiktaş’ın tarihini ve semtin isminin kökenini ele almaktadır. Cavid Baysun, 16. yüzyıl kaynaklarında, özellikle de Beşiktaşlı mutasavvıf Yahya Efendi’nin bir şiirinde ismi “Beşiktaşı” olarak geçen İstanbul’un Sur dışındaki en eski mahallele- rinden biri olan Beşiktaş’ın ismini bilinen “beşik”

kelimesinin haricinde, denizcilikte bir tabir olan gemi beşiği ve Türk donanmasıyla pek sıkı olan Beşiktaş’taki taş sütunlardan gelmiş olabileceğini öne sürmektedir.

DEĞİŞİMİN İZİNDE

Cavid Bey “kasabamız” olarak adlandırdığı Beşik- taş’ın zaman içindeki değişiminden bahsederken, bazı isimlerin tıpkı Yıldız Kasrı civarındaki yerinden edilmiş Sultan II. Mahmud’un ikinci kadını ve Sultan Abdülmecid’in validesi Bezm-i Âlem Sultan tarafın- dan inşa ettirilmiş bir çeşmeye Topkapı haricinde rastlaması gibi– Abbasağa Mahalllesi’ndeki Hamidiye Çeşmesi’nin önünde, eskiden “Âşıklar Meydanı” de- nilen, “Küçüklüğümde, bugün park hâlinde bulunan kabristanla alakalı-yedi âşıklar menkıbesi- dinledi- ğimi hatırlıyorum” diye yâd ettiği, artık Beşiktaş’ta

“Âşıklar Meydanı” adını taşıyan bir sokak ya da bir

B

(24)

semtin kalmadığını söylediği fakat Kasımpaşa ta- rafında bir sokağa verildiğini anlattığı “Abbasağa Mahallesi’nin bir zaman en tanınmış yer isminin Âşıklar Meydanı olduğunu iddia edebilirim” diye yazdığı bu meydan ismini de yerinden edilmiş bir isim olarak zikretmektedir.

Fakat Cavid Baysun için Beşiktaş’ın en acınacak yeri, “rağbetten düşmüş” Ihlamur mesiresidir. Eski

kitaplardan okuyarak Kethüdâzâde Ârif Efendi gibi “mümtaz şahsiyetlerin” katıldıkları sazlı sözlü âlemlerin yapıldığı Ihlamur’daki kasrın “Hacı Hüse- yin Bağı” adı verilen bölgesine ayrı bir makalesini hasretmiştir Cavid Bey (Hacı Hüseyin Bağı, Tarih Dergisi, IV, 7, 1952, s. 69-76). Hacı Hüseyin’in kim olduğunu arşiv vesikalarıyla gösterdiği araştırmasında Hacı Hüseyin Ağa’nın Sultan III. Ahmed Devri’n- de Tersane Eminliği yapmış, Hacı Hüseyin Ağa’y- la beraber oğlunun, kızının ve torununun Beşiktaş civarında hâlâ var olan hayratı göze çarpan zengin bir kişi olduğunu ortaya koymuştur. Haksız yoldan zenginleşmesi hükûmetin tepkisini çeken Hüseyin Ağa, Râşid Tarihi’ne göre idam edilmiş ve malları müsadere edilmiştir. Ertesi sene de Hüseyin Ağa’nın damadı, Süleymaniye Müderrisi, Elmas Paşa imamı diye bilinen İbrahim Efendi, kayınpederine edilen muamele hakkında ileri geri konuşmak töhmetiyle

Hayata gözlerini Beşiktaş’ta açmış Beşiktaşlı Tarihçi Cavid Baysun Beşiktaş’ta gömülüdür.

Cavid Baysun’un Beşiktaş’ta Yahya Efendi Dergâhı’nın haziresindeki mezarı. Cavid Bey’in yanında annesi ve babası gömülüdür.

GÖRKEM KIZILKAYAK

(25)

Sadrazam (Şehid) Ali Paşa’nın gazabına uğramış ve Filibe Kadılığı görevine tayin edilerek İstanbul’dan uzaklaştırılmıştır. Hacı Hüseyin Ağa’nın idamından sonra hükûmet tarafından müsadere edilen mülkleri arasında bugün Ihlamur olarak bildiğimiz yerdeki bağlar, Cavid Baysun’a göre padişah bahçesi olarak korunmuş ve daha sonra oraya bir kasr-ı humâyûn inşa edilmiştir.

GÖNÜL BAĞI

Cavid Baysun’un yine Türkiye Turing ve Otomotiv Kurumu Belleteni’nde yayınlanmış, Boğaziçi sahili- nin semtlerini teker teker anlatan İzzet Efendi’nin kaside tarzındaki Sâhil-nâme isimli eserine dair bir makalesi de mevcuttur (“Boğaziçi İskelelerine Dair Bir Kaside: İzzet Efendi’nin Sahilnamesi”, Türkiye Turing ve Otomotiv Kurumu Belleteni’nden ayrı basım, 1950). Yazılarından takip edildiği kada- rıyla Cavid Baysun’un gönül bağıyla bağlı olduğu Beşiktaş dışındaki başkaca iki mekân, yıkılıp otel yapılma ihtimaline karşı çıktığı, bir zamanlar tarih öğretmenliği yaptığı Beyoğlu’ndaki Galatasaray Li- sesi binası (“Galatasaray Hakkında”) ve “Bayezid Camii’nin gölgesine sığınan asıl adı Hakkâklar olduğu hâlde yavaş yavaş kitapçılar tarafından istila edilerek Sahaflar Çarşısı denilen ahşap ve perişan dükkânlı, bozuk kaldırımlı dar ve çarpıp sokak”, “tesadüfen yolu düşenlerin bir an evvel çıkmak için acele ettikleri”, “İstanbul’un bütün ...

kitap meraklılarına dünyanın en ferah yeri” gibi görünen Beyazıt’taki şimdiki yerine bir yangının ardından taşınmış Sahaflar Çarşısı’dır (“Sahaflar Çarşısında”).

Cavid Baysun 19 Kasım 1968’de vefat etmesiyle, doğduğu semtin ismini araştırırken atıf yaptığı Beşik- taş semtindeki Yahya Efendi Dergâhı’nın bahçesine gömülmüştür.

Cavid Baysun’un Beşiktaş ve Boğaziçi hakkındaki yazılarının ilk sayfalarından örnekler (en üstte ve solda).

Cavid Baysun’un “Eğrikapılı Rasim Efendi” isimli makalesinin ithaflı ve eski yazıyla imzalı ilk sayfası. 24 Kânun-ı Sânî (Ocak) 1955, görsel İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Kütüphanesi’nden alınmıştır (üstte).

Cavid Baysun’un Orhan Şaik Gökyay’a yazdığı, 11 Şubat 1959 tarihli Cavid Bey’in yeni yazıyla imzasını gösteren eski yazıyla mektup. Görsel TDV İSLAM Kütüphanesi Arşivi, No. OŞG- 618’den alınmıştır (en solda).

(26)

Yahya Kemal Parkı’ndaki kaidesi üstadın dizeleriyle süslü Yahya Kemal Heykeli’nin tasarımı Heykeltıraş Hüseyin Gezer’e ait.

Necatigil’in dizelerinde Beşiktaş’ın sokaklarını gezebilir misiniz? Orhan Veli’yle vapura binip Boğaz kıyılarını seyredebilir misiniz?

Bir meyhanede oturup Cansever’den henüz yayınlanmamış bir şiirini dinleyebilir misiniz?

KENT REHBERİ

Yazı: GÖRKEM KIZILKAYAK Fotoğraflar: TOLGA İLDUN

ŞAİRİN

(27)
(28)

itap okumaya başladığım günden beri ki- tabın ana konusundan çok, kitabın derin- liklerindeki çıkmazlarda dolanmayı sevmi- şimdir. Yazarın/şairin kurduğu çatı yerine kahramanlarını gezdirdiği mekânların ne- resi olduğunu anlamak beni hep cezbetmiş- tir. Biraz daha bilinçlenip bu çıkmazları not etmeye başladığımda bir şeyi fark et- tim. Not ettiklerimin tamamı şairin/yazarın yaşadığı veya kafasında kurduğu kente dair tanıklıklarından oluşuyordu.

Behçet Necatigil’in şiirlerini okumak yerine, nedense, Beşiktaş’ın sisli puslu, daracık sokaklarında Necatigil’le birlikte yürümek isterdim. Tevfik Fikret’in çalış- ma odasından küçük bir köprü aracılığıy- la derslerini vermek için geçtiği patikada onunla sohbet etmek isterdim. Tabii ki bu mümkün olmadı. Ama en azından deneme- ye değer diyerek yıllardır topladığım not- larımdan bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Aslında bu notlar baskısını çeşitli neden- lerle ertelediğimiz “Beşiktaş Edebiyat Atla- sı”nın omurgasını oluşturuyor. Basılmamış bu atlastan aldığım izinle bazılarını sizler- le paylaşmak istedim.

Yıl 1938, baharın ilk günleri. Eşinizle Balık Pazarı’nda alışveriştesiniz. Pazarın yanındaki meyhanenin girişinde üç kişi gözünüze ilişiyor, hatırlıyor musunuz?

Hatta eşiniz, mahalleden genç komşunuz Sabahattin Kudret Aksal’ı tanıyor, “Yakası- na papatya takılı adam kimdir?” diye size soruyor. Bundan sonrasını Varlık Yayınla- rı’ndan çıkan “Cahit Sıtkı Tarancı, Sonrası”

kitabındaki Sabahattin Kudret Aksal’ın ya- zısından öğreniyoruz:

Beşiktaş kent tarihini algılamanın bir yolu da şiir.

Şairlerin dizelerinde kaybolarak Beşiktaş’ın hayat dolu sokaklarını keşfetmek mümkün.

K

(29)

Ziya Osman Saba’nın Bebek’e giderken altından geçtiği köprü, hanedan mensuplarıyla halkın birbirini görmeden yollarına devam etmelerini sağlıyordu.

(30)

O gün [Cahit Sıtkı Tarancı’nın] Cumhuriyet’te

“Papatya” adlı bir hikâyesi çıkmıştı. Pardösüsünün yakasına bir papatya iliştirmiş, kısa boylu; göz- leri ışıl ışıl, sokağın kalabalığına dalmış genç bir adam. Parmaklarının arasında yarısını bulmuş bir sigara. Ne kadar rahat, sâkin halliydi. Mülki- yeden sınıf arkadaşı bir hısmımla gelmiştik. Daha uzaktan tanımıştım, belki de yakasına tutuşturduğu papatyadan. İçeriye girdik. “İçeceğiz” diye dayattı.

O günden bu yana, günden güne gelişen, kökleşen dostluğumuzun çevrelerinin bir örneği sayabilirim bu Beşiktaş meyhanesini.

Beşiktaş’ı mesken tutmuş iki şairden devam edelim isterseniz. Bu sefer 1940’lı yılların başın- da Beşiktaş’tan Boğaz hattı vapuruna binmişsi- niz. Boğaz’ın enfes manzarası eşliğinde Bebek’e doğru giderken o anın bir şiire dönüşeceğinden habersiz, manzaranızı Cahit Sıtkı Tarancı ve Or- han Veli’yle paylaşıyorsunuz:

Bayramdı

Orhan Veli’yle beraberdik Boğaziçi vapurunda Âşiyan’a gidiyorduk Fikret’in elini öpmeye Necatigil’in ilham aldığı Beşiktaş sokaklarından bir tanesi olan

Şehit Asım, Behçet Necatigil Sokağı’nın paralelinde bulunuyor.

Kent hızla değişse de şairlerin tarihe düştükleri not kalıcı.

Necatigil’in Beşiktaş’ında mı gezmek istersiniz, yoksa

Fikret’in Beşiktaş’ın da mı? Seçim size kalmış.

(31)

Bir baktım üzgün koca şair Bir baktım güneşler içinde Hiç söz açmadı Halûk’tan Dilinden de düşürmedi

“Bu memlekette bir gün sabah olursa Halûk”

(Cahit Sıtkı Tarancı, “Vatan/Sanat Yaprağı eki”, Ekim 1953.

Biraz daha geriye gidip Abbasağa Mahallesi’ne uğrayalım. 1880’li yılların sonlarına doğru Abbas- ağa’da kırmızı kâgir bir konakta oturuyorsunuz.

Sokağınızda mor salkımlı bir ev, o evde de aile- siyle yaşayan Halide isimli minik, sevimli bir kız arkadaşınız var. Oradan taşınınca Halide’den de

kopuyorsunuz. Halide’nin, 1919 yılındaki Sulta- nahmet Mitingi’nin ateşli hatibi olduğunu 1955 yılında Yeni İstanbul Gazetesi’nde tefrika edilen Halide Edip’in çocukluk anılarından öğreniyorsu- nuz (Halide Edip Adıvar, “Mor Salkımlı Ev”, Can Yayınları, İstanbul, 2012, 11. Baskı, Sayfa 17).

Hafızasında hayat, kendini kayda başladığı ilk devrin hiç unutamayacağı zemini, Beşiktaş’ta, doğ- duğu evde başlar. Bu ev Ihlamur’a giden uzun cad- deye inen, birbirine muvazi dik yokuşlardan birinin hemen hemen tepesindedir. Bu evden sonra gelen kocaman kırmızı kâgir konak, bu yokuşun son evidir.

Tepenin solu koyu yeşil çamlar, nazlı söğütler arasın-

80’li yılların sonlarına doğru yapılan kazıklı yol Arnavutköy’ün Boğaz’la ilişkisini yeniden şekillendirdi.

GÖRKEM KIZILKAYAK

(32)

GÖRKEM KIZILKAYAK

Mehmet Emin Yurdakul, Yaşar Kemal, Cemal Reşit Rey gibi büyük ustaların mesken tuttuğu Serencebey Yokuşu, Tarihi Yarımada’nın en güzel gözüktüğü noktalardan bir tanesi.

(33)

da Abdülhamid’in Beyaz Saray’larını görürken sağ tarafı Adalar Denizi’nin mavi sularına bakar. Evin kendisi, çocuğun hafızasında Mor Salkımlı Ev yafta- sını taşır. Bu ev, yarım asırdan ziyade, bazan da her gece, bu küçük kızın rüyalarını girmiştir.

Yeniden Tarancı ile Orhan Veli’nin Fikret’in elini öpmeye gittikleri 40’lı yıllardayız. Yine Be- bek’teyiz ama bu seferki kahramanlarımız Oktay Akbal ile günlüklerini okumaya doyamadığım Salâh Birsel. İki genç edebiyatçı oturmuş Boğaz kıyısındaki bir kahvede günbatımına tanıklık ediyor. Biz de Oktay Akbal’ın Yılmaz Yayınla- rı’ndan çıkan “Şair Dostlarım” kitabı sayesinde bu güzel ana ortak oluyoruz:

Şimdi birkaç yıl önceki gibi, koskoca bir ayın ışıl- dattığı Bebek koyunu seyreden o kıyı kahvesinde ol- malıydık… İki gazoz şişesi önümüzde. Bir de bitmiş

sigara paketi. Dumanları tüketip susmalıydık. Ben yaşamakta olduğum aşkın hayalleri arasında kay- bolmalıydım. O ise, bana o sırada o kadar değersiz, yersiz görünen bir takım gündelik olayların dediko- dusu içinde. O unutulmayan zaman parçası içinde dostumun da benim ruh halimi yaşamasını ne kadar istemiştim! Ne çare ki Birsel âşık falan değildi, turp gibiydi henüz. Güzin’i tanımamıştı…

Konumuz edebiyat olunca Bebek’i terk etmek istemiyor insan. Zaman makinesini 1910’lu yılla- ra ayarlayalım. Diyelim ki sıcak bir yaz gününde Beşiktaş’tan tramvaya biniyoruz. İstikamet Be- bek Bahçesi! Tramvayda yanımızda bir baba-o- ğul oturuyor. Konuşmalardan, onların da Bebek’e gideceğini anlıyoruz. O gün babasıyla sohbetini çaktırmadan dinlediğimiz 9-10 yaşlarındaki se- vimli çocuğun adının Ziya Osman Saba olduğu- nu yıllar sonra anlıyoruz.

Beşiktaş Çarşısı’nın kalbi Balık Pazarı Cahit Sıtkı Tarancı’nın Papatya hikâyesinin yayınlandığı 1938 baharındaki canlılığını hâlâ koruyor (solda). Kazıklı yol yapılmadan önce Arnavutköy İskelesi’nin olduğu yerde bugün Tankut Öktem’in yonttuğu Atatürk Anıtı yükseliyor (üstte).

(34)

Çırağan sarayının köprüsü altından gene geçe- ceğiz elbette. Ortaköy’de durduğumuz zaman, bir küçük kilise, gene bugünkü gibi, daha çok çıngırak sesiyle çan çalmaya koyulacak. Daha sonra, cadde, bugün genişlediği yerden, gittikçe daralmaya başlı- yacak. Bir müddet, eski, büyük yalıların bahçe du- varlarının arasında, kendimize zorlukla yol açar gibi ilerleyeceğiz. Kuruçeşme korusunun eteklerinde tramvay hattı da tekleşiverince, artık çaresiz, durup karşılık bekliyeceğiz. O kadarcık zaman ne geçmez olacak! Dört gözle beklenilen tramvayın önce gürül- tüsünü işitir gibi olacağız, arkasından onu, birden kırmızı kırmızı, karşımızda bulacağız. Vatmanlar çanlariyle biribirlerini selâmlıyacaklar. Bize bıra- kılan, serbest hatta gönül rahatlığıyle sapıp yeniden yola koyulacağız. Her an çırpıntılı denizi, sert rüz- gârlariyle Akıntı Burnu, o günkü Boğazın müjdesini verecek. Hidivin yalısını, arka sırtlardaki koruya bağlayan -biri kafesli- köprülerin de altından geçtik- ten sonra, Bebek bahçesinin etrafını, raylarda, her

defasında da aynı gıcırtıyı çıkararak dolanacağız.

Bebek bizi bu sesle karşılayacak, biz Bebek’e ancak bu sesi duyduktan sonra kavuşabileceğiz (Ziya Os- man Saba, “Değişen İstanbul”, Varlık Yayınları, İstanbul, Şubat 1959, sayfa 26-27).

Bebek’ten bir Yahya Kemal anısıyla ayrılalım.

Yıl 1935, Arnavutköy-Bebek arasındaki gazinolar- dan birinde öğle yemeğindesiniz. Yemeğinizi yer- ken yandaki masaya Yahya Kemal, Peyami Safa ve Hamâmîzâde İhsan oturuyor. Ne kadar şanslı ol- duğunuzu düşünüp keyiflenirken Yahya Kemal’in keyfinize keyif katacak şu ikiliğine kulak misafiri oluyorsunuz (Salâh Birsel, “Boğaziçi Şıngır Mın- gır”, Sel Yayıncılık, 2015, İstanbul, s. 258)

Beş asrı geçirmiş Boğaz’ın manzarasında Gün geçti Peyami’yle Hamami arasında.

Yıl 1954, Mayıs’ın ortası… Şair Nedim Cadde- si’ndeyiz. Bir apartmanın penceresinden sokağı seyreden küçük ve sevimli kız gözümüze ilişiyor.

Bu küçük kızın, elinizden düşürmeyeceğiniz öy- külerin yazarı Nazlı Eray olacağını bilmeden sa- hile doğru yürüyoruz.

İlk anımsadığım Beşiktaş, halamın ve eniştem Sa- bahattin Kudret Aksal’ın oturdukları Demet Apart-

Beşiktaş’ın Boğaz mahalleleri sadece şairlere değil, her kesimden, her yaştan İstanbulluya ilham veriyor.

Yeme içme mekânlarıyla birlikte Arnavutköy’ün Satış Meydanı Sokak’ta bulunan kahvesi de artık kapalı.

Referanslar

Benzer Belgeler

– Halihazırda Viyanaʼdaki Sanat Tarihi Müzesinde bulunan, olasılıkla Banatʼtaki feodal prenslerden birisi için yapılmıș Sânnicolau Mare Hazinesi (Timiș); çekiç ye

Biraz daha ileri gidilecek olursa, buradan çıkan sonuç kültürün, sıradan insanların her gün yaşadığı şeyler değil, daha çok boş zamanları dolduran, festivallerde

Türk motifleriyle süslü, gül ağacından yapılmış 500 koltuklu, localı bir salona sahip olan bina, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk operalarının sahnelenmesi, ilk dil ve

ZEYTİNBURNU KÜLTÜR SANAT Etkinliklerimizi YouTube kanalımız üzerinden canlı olarak takip

milletlerarası tedbirlerle gerek bizzat üye devletler ahalisi gerekse bu devletlerin idaresi altındaki ülkeler ahalisi arasında bu hakların dünyaca fiilen tanınmasını ve

tutarak, esenliği için gerekli bakım ve korumayı sağlamayı üstlenirler ve bu amaçla tüm uygun yasal ve idari önlemleri alırlar... Taraf Devletler, çocukların bakımı

• reklamcılar gazetecileri kullanım değerine göre sınıflandırmakta ve kendi kültürel üretimlerinin dağıtım makinesi olarak görmekte. • Blurb whore: bir ürün/konu

• Tiyatro, opera ve bale sanat dallarını bünyesinde bulunduran Devlet Tiyatroları 1949 yılında 5441 sayılı yasayla kurulmuş ve Devlet Opera ve Balesi 1970 yılına kadar