• Sonuç bulunamadı

Erkek egemen kapitalist sistem, kad

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Erkek egemen kapitalist sistem, kad"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Erkek egemen kapitalist sistem, kadınları yerli ve uluslararası pazarda sürekli 'dolaşan' bir mala dönüştürmek üzerine kurulu. Cinsellik ve köleliğe dayalı bu sistemden en çok etkilenenlerse, hayatlarını sürdürmek için bedenlerini satmak zorunda kalan yoksul kadınlar.

İnsan aklı köleliğin ortaya çıkmasından bu yana, kamusal alanla özel alan, devlet yasalarıyla aile, evlilik ve akrabalık yasaları arasındaki ayrıma alıştırılıyor. Köleliğin insanları cinsiyet, sınıf ve din temelinde farklılaştırması sebebiyle artık ayrılık temel sorun halini aldı. Bu ayrılığı, kölelik ve derebeylik sistemleriyle, modernite ve modernite sonrası kapitalizm dayattı.

Bu sistem, asırlar boyunca insan aklına hükmeden kölelik felsefesi üzerine kurulu. 'Parçala ve yönet' ilkesi gereği ayrılığa vurgu yapan başka ilkelerle de destekleniyor. Bu ilkeye önce Avrupalı emperyalist düşünürler bağlandı, onların ardından 21. yüzyıldaki Amerikan emperyalizmi düşünürleri geldi.

Başörtüsü ve kapitalizm bir arada

Bu durum bizlere doğudan batıya, kuzeyden güneye dünya ülkelerinde dinin giderek siyasileşmesinin sebebini de açıklıyor. Oğul Bush da babası gibi ABD'deki köktenci Hıristiyan akımları destekliyor ve bu akımları askeri ve ekonomik savaşlar tutuşturmak için kullanıyor. Baba ve oğul Bush'ların köktenci İslamcı akımlarla ilişkisi de 1980'lerden bu yana biliniyor. ABD hükümeti komünizmin ve Sovyetler Birliği'nin vurulması için, Kaide ve Usame bin Ladin'in yanı sıra Mısır da dahil çeşitli Arap ve İslam ülkelerinden gençleri Afganistan savaşında silahlandırdı. Enver Sedat döneminde Mısır'daki sosyalist güçleri vurmak için köktenci dini akımlar teşvik edildi. Nasır'ı

destekleyenler, komünistler ve diğerleri Arap bölgesindeki ABD ve İsrail politikalarına karşı çıkıyordu. Sedat

1970'lerde Mısır'da Müslüman Kardeşler'le ve onun içinden türemiş veya dışındaki İslami hareketlerle işbirliği yaptı. İstenen oldu ve Mısır ekonomisi Amerikan çıkarlarına bağlı bir ekonomiye dönüştü. Mısır'ın yerli üretimi darbe aldı. Müslümanlarla Kıptiler arasında dini düşmanlık çıkarıldı. Medya ve eğitim kurumlarında köktenci düşünce yayıldı. ABD'ye, Coca Cola'dan baklaya kadar çeşitli tüketim mallarıyla Mısır pazarına saldırma özgürlüğü verildi. Mısır, buğday ve halkın temel gıdalarını bile kendisi üretmek yerine Kaliforniya'dan ithal eden bir ülkeye dönüştü. Mısır'da 'Amerikanlaştırma ve İslamlaştırma' aynı anda yaşandı. Köktenci dini düşüncenin kontrolü altında başörtüsü yayıldı ve bununla birlikte kadınların sünnet edilmesi oranı da arttı.

Fakat, başörtüsü ve sünnet kadını kocasının veya babasının işine yaramak için ev dışında çalışmaktan alıkoymadı. Amerikan şirketlerinde ve onların temsilciliklerinde yüksek ücretlerle çalışmak için bilgisayar kullanmayı

öğrenmekten, Amerikan yapımı makyaj malzemeleri almaktan, dengesini bozan yüksek topuklu ayakkabılarla yürümekten, hatta dar kot pantolonlar giymekten de alıkoymadı. Sünnet edilen kadın oranı geçen yıllarda düşüş

gösterse de 2007'de yüzde 97,4 arttı.

Fakirlik dünya ülkelerinde 'kadınlaştı'. Zira bütün kültür ve dinlerde kadınlar erkeklerden daha alt sırada. Yoksul kadınlar her ülkede toplumun alt sınıfında yer alıyor, bedenlerini satmaya zorlanıyor. Yeni teknoloji de fakir kadınların sömürülmesinde daha fazla rol oynuyor. Son bilimsel buluşların kadın ve yoksulların kurtarılmasına yardım etmesi öngörülüyordu. Ancak, bilim iktidardaki siyasi, ekonomik ve askeri güçlere boyun eğiyor. Nükleer buluşlar daha fazla barış, özgürlük ve adalet değil, daha fazla savaş, ölüm ve sömürü getirdi.

19 Şubat'ta Daily Mail'da, Britanya ve Avrupa'daki fakir kadınlara yumurtalarını satmaları karşılığı 250 sterlin

kazanacaklarını müjdeleyen bir haber gördüm. Bu tutar fakir bir anneye çocuklarının okul masraflarını karşılaması ve onlara yeni kışlık kıyafetler alması için destek çıkabilir. Yoksul kadın kendi yumurtalarına ihtiyaç duymuyor. Zira işinin ağırlığı altında çocuklarını doyurmaya çalışırken, hayatın tamamlayıcı etkenleri olan cinsellik ve sevgi gibi konuları düşünmeye ne takati var ne de vakti.

Bu durumdan, kısır olan veya damar sertleşmesi, alzheimer ve parkinson gibi 'yaşlılık ve zenginlik hastalığı'ndan çeken üst sınıf erkekler istifade edecek. Yaşlı erkekler torunları yaşında küçük kızları 'seviyor'. Bu durum, viagra

(2)

kullanımının artmasıyla birlikte erkeklerin 'sağlığının düzelmesi' sonrası yayılmaya başladı.

Yaşlı kadınlar için de viagra üretmeyi amaçlayan yeni bilimsel araştırmalar var. Hatta yaşlı kadınların yalnızlığını işsiz fakir gençlerle gidermesi bile mümkün.

'Yıkılmış kızlar kuşağı'

Bu durum bizleri iğrendiriyor ancak 'erkek kapitalist dünya' sadece kâr etme ve iğrençliklerini artırma peşinde. Bu dünya zayıfların, fakirlerin ve kadınların sırtından geçiniyor. Dünyaya sadece güç hükmediyor, başka bir şey değil. En zayıf kesimler de küçük fakir kızlar. Yaşamak ve sevmek istiyorlar ancak toplum onlara ancak sahip oldukları en değerli şeyi aldıktan sonra bu fırsatı veriyor; sadece bekâretlerini değil, değerli hayatlarını, akıl sağlıklarını da alıyorlar.

Doğudan batıya, kuzeyden güneye dünya ülkelerinde bütün kültür ve dinlerden psikolojik anlamda yıkılmış bir kızlar nesli var. Hepsi, aynı erkek kapitalist dünyanın gölgesinde yaşıyor. Dünya onların duygularını, bedenlerini, akıllarını, sevgiye ve özleme duydukları ihtiyacı pazarlıyor. Özgürler pazarına, yani en güçlünün en zayıfı sömürme

özgürlüğünü yaşadığı pazara acımasızca sürükleniyorlar. Bir araştırma, 21. yüzyılın başında dünyadaki seks, aşk ve sevgi ticareti sebebiyle psikolojik açıdan yıkılmış bir kızlar kuşağı ortaya çıktığını gözler önüne seriyor.

Bu ticaret küçük kızları 'tüketim pazarı'nda cinsel bir objeye dönüştürüyor. Kızlar medya, film sektörü ve sanat

tarafından cinsel tüketim üzerine eğitiliyor. çıplaklık güzel sanatların yerini aldı. Hastalıklı duygusal ve cinsel ilişkiler baskın hale geldi. çoğu aile kızlarını erkekleri tahrik etme yöntemleri üzerine eğitiyor. Dindar aileler bile... Anne veya babalar, kızlarının güzel ve çekici olduğunu düşünüyor ve hatta, kızlarının çekiciliği sayesinde zengin ve başarılı bir koca tavlamasıyla övünüyor.

Erkek kapitalist dünyamız, kadınları, özellikle de yoksul kadınları yerli ve uluslararası pazarda sürekli 'dolaşan' bir mala dönüştürmek üzerine kurulu. Seks ticareti de en büyük pazar haline geldi. Asya, Afrika ve Latin Amerika'daki fakir kızlar Avrupa ve Amerika'daki zengin ülkelere satılıyor. Yıllık kârı trilyonlarca dolarla ölçülen bu pazar, silah ve uyuşturucu ticaretinden hemen sonra geliyor. Bu ticaret, ABD, İsrail ve Avrupa ülkelerinin Ortadoğu ülkelerine ve diğerlerine açtıkları savaşların alçaklığıyla daha da iğrençleşiyor. Fakir kadınlarsa, 'kölelerin kölesi'. (Londra'da Arapça yayımlanan Hayat gazetesi, Mısırlı feminist yazar, 26 Şubat 2007)

Referanslar

Benzer Belgeler

Myers ve arka- daşları, çoğu cinsel sadist seri katilin cinsel sadizm yelpazesi- ne düşen parafilik bir bozukluğu olan suçlular olarak düşünülme- si gerektiğini

D iğer taraftan, M âturîdî söz konusu ayetlerin hüküm leri ile şarabın haram kılındığını söyleyerek haram oluşunun illetini içenin sarhoş olm asına

[r]

TGS Genel Başkanı Oktay Kurtböke, Prof. Tütengil’ln de kanlı terörün kurbanları arası­ na katıldığını belirtmiştir. Türk basın mensuplarının

Ve günüm üzde dahi yapıtları halen t a r t ı­ şılan , ancak Wm kimsenin sine­ mamıza olan katkısını yadsı­ madığı Muhsin Ertuğrul dö­ nemi başlıyor..

Geçti¤imiz fiubat ay›nda Colorado, Durango'da gerçeklefl- tirilen Çok Potansiyelli Kök Hücreleri Sempozyumu’nda insan embriyonik kök hücrelerinin, sinir hücrelerini

Temelleri 1920’lerde oluşturulan “iyonik rüzgâr” adlı bir kavrama dayanan teknolojiyle, yüksek güçte elek- rik alanında yüklenen nitrojen iyonları uçağın arkasından

ventrikül tümörlerinin eksizyonu için klasik yöntem olan ve inferior serebellar vermis insizyonu sonrası her iki taraftaki vermisin lateral retraksiyonunu içeren