• Sonuç bulunamadı

ERGISI HIV

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ERGISI HIV"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yıl

: 1970

••

HIV AT FAKULTESI

ll ll

ERGISI

ANKARA

ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT

FAKÜLTESi

(2)

"PEYGAMBERiN SÜNNETi" TABiRi HAKKINDA*

J.

SCHACHT Türkçesi: Mehmed S. H_..\.TİBOGLU

Son incelemelerinden birisinde Bayan Veecia Vaglieri, İsla:ınm başlan· gıcmda sünnet tabirinin ikili siyasi manas:ıp.ı ortaya koymuş bulunmaktadır 1

Hareket noktası olarak, tarihçilerin, üçüncü halifenin 23/644 yılındaki t~yini_ ile ilgili rivayetlerini almıştır. Onların naklettiklerine ·göre, Abdurrahman· ilin Avf, Ali ve Osman'a: Kur' ana, Peygamberin sünnet'ine ve ilk iki halifenin hareket tarzına (sire veyafi'line) riayeti tekeffül eifip ed~miyeceğini soracak, ve Ali, onları örnek edinmeyi reddedecekdi .. Bayan Veecia V aglieri, bahis mevzılu şeyin, siyaset, bilhassa. mail siyaset meseleleri olduğu neticesini çı· karmışdır ki, görüşü münakaşasız doğrudur. Bununla beraber, beni ilgilen· diren husus, Peygamberin sünnet'i tabiriııln kullanılışıdır. Yaşadıklan devir, üçüncü Irieri asır öncesine geçmeyen tarihçilerin, bu dramın aktörlerine dair naklettikleri hususlar, harfiyyen kaydedilmiş rivayetler değildir, gerçekten de, çeşidli nüshalarda oldukça mülıi:m farklar mevcud bulunmaktadır, ve biz asimda bu beyanlarm, iki asır zarfmda değişikliğe uğramış ve mualıhar. bir terminoloji kalıhma dökülmüş olmaları ihtimalini daima göz önünde bulun" durmak zorundayız. Bütün bunlar, tekrar ediyorum, asıl malılınatm gerçek olmadığı manasma gelmez, fakat biz, gerçek metod adma, şekil bakmımdan ihtiyatlı davranmak durumundayız. Bu hadiselerden elli sene sonrasının münakaşasız sılılıatta bir kaynağı ,bize açık bir şekilde gösteriyor ki, Peygam· . berin sünnet'i tabiri, muhakkak ki bu ilk asırda mevcılddu, fakat, resmi ve müstakil bir düstılr olarak ,Kur'an ile ilk iki halifenin sünnet'i arasına henüz dahil edilmiş değildi, ve onlardan sonraki halifelerin takib ettikleri siyasete müteveccih tenkidler, daima, onların Kur'andan ve Ebu Bekir ile Ömer 'in

sünnet'inden uzaklaşmış olduklarını söylemekle yetiniyordu.

* Bu makale-"Sur l'expression "Sunna" du Prophete"- ismiyle, "Publications de l'Uni-versite de. Tahılran'ın 843. kitabı olaxak neşredilen: MELAı'{GES d'Orientalisme offerts

a

HEN-RI MASSE, {1963)'ün 361-365. sahifelerinde çıkmıştır.

-1 L. Veecia Vaglieri, ·sulla ·origine della denominazione "sunniti", Studi Oiientalisıii:i iiı.

(3)

82

J. SCHACHT

Burada bir mektiıhdan bahsedeceğiz, ki bunda İlıadilerin reisi Abdullah ihn İhad, Emevi halifesi Ahdülmelik'e, talebi üzerine· ,Emevilerce merdud sayılmayan Osman'ın siyasetine olan itirazlannı etraflı bir şekilde açıklamak· ta.dır. Mek.iuhun metni, iliadi müellif Ebu'I-Kasım ihn İhrahl:m el-Berradi'nin

Kitabu'l-Cevfihir'inde muhafaza ediliniştir (yazılış tarihi 810/1407 'ye doğru·

dur)•. Mükemmel tavsif edilıniş bir siyasi durumu aksettiren vesikanın sıhhatı aşikardır ve Ahdülmelik ile Hasanu'l-Basri" arasmda buna muvazi ve muasır mektuhlar teatisi ile tasdik edilıniş bulunmaktadır3Mektuh 76/695 senesi

civarında yazılmış olabilir.

Hilafetinin sonuna doğru Osman:, hakikatim. ciddi_ bir. fikir değiş:j.kliğine d.uçar olınuştu. Onun," ilk iki halifenin yolunu takili edeceğini va'd etmesi, yani, onların, iimmetin yeui ihtiyaçlarına uydurulmuş maJi siyasetle:ri:ı:ı.i,tatbik etmesi ve bu suretle, Peygamber tarafından ittihaz edilıniş kararların· dışma çıkması, All'nin bunları kahul etmeyişi karşısında, hilafetin 23/644 senesin., de kendisinde kalmas~a yaramışdı.• Fakat o, şartla~ tazyiki altmda,·ki biz ahvalin _icabatmı pekala takdir edebiliyoruz, Ebu ·Bekir ve .Öm(;)r tarafından ~izilıniş .yolda devam ettiği zaman, bid'atle, Kur'anm nmdelerine. ve

selefie-rinin

yoluna muhalefetle itharn olundu. Abdullah ibn İhad'm mektuhunl,l,

meşgul olduğumuz meseleye doğrudan doğruya tatbiJç. imkanını ~eren işte bu keyfiyettir.

Abdullah ihn "İhad, Peygamberin süiınet'i mefhuınunu gayet iyi bilmek· tedir, fakat bu tahir, daima Kur'ana bir atıfla bağlıdır5Onun gösterdiği delil·

ler, muttariden Kur' andan· ayetler zikriyle desteklenmiştir (hen; ll sahifede bunlardan 48'ini saydım) •, ve Peygamberin fi'liııe asla bir atıf yoktur. Yalnız bir defa (157, ll) Peygamberin h:ir sözünü kaydeder: "Rabbime itaat· sizlikte bulunursam, kendisinde şühhe alınayan bir günün azalımdan korka~

2 Kıilıire (Bıirıiniyye) taş bas"!ası, 1302; 156-167;-Brockelınaıın, GAL2

, II, 311, S. II, 339; R. Ruhinacci, AIUON, N. S., IV (1952), 95-llO,.Ruhinacci'ııin İtalyanca tercemesi, AIUON, N. S., V.(1954), 92-:-121,.E. Sachan tarafından almanca özeti, MSOS, II fü (1899), 52-56 (~eş.fU'l­

Gumme'ye göre, Brockelınaıın,· GAV, II, 539).

3 Krş. H. Ritter, Der Islam, XX (1932), 67-83, J. Obermanıı, JAOS, LV (1935), 138-162. 4 Bana göre de münlikıişadan müstağııi olan bu netice Bayan Veecia V aglieri'ııindir.

5 S. 157, 18; 158, ll; 164, 10, 18; 165, 4 (burada siyak sibak, ~~ t) ile .:iıl .... ~j d.;... J arasına ·.:iılyi.:S kelimesinin dercini gerektirmel-tedir, 21, 166, 3.

6. Mesela bk. 156, 20; Peygamberin sünnet'ine hiçbir işarette bulunnlınaksıZ!II:

(4)

"PEYGAllffiERİN SÜNNETi" TABİRİ-HAKKINDA 83

nm.", fakat bunlar ,bizzat Kur'anın, Peygambere söylemesini emrettiği söz-lerdir (6. Eri'am/15; lO. YUn.us /15; 39. Zumer fl3)7

Sünnet, uyulacak düstı1r,

doğrudan doğruya Allahtan gelmektedir, ve Peygamberj.n sünnet'i, kat'iyetle Kur'ana uymaktan ibarettir." ..:iıl

J...

-W! ~ ·~ <.§.ijl t;:J-11 ~ .J? ..:iıl

.:..J.Ji (

~\.:S"' y>

.J (-o.J

.Y.,. Allabm Müslfuııanlara bıraktığı miras, Muhammed'in on-lara getirdiğidir, yıi.ni onun Kitabıdır" (157, 15)." ~ :i:.:..~

y

.J .iılyl:S"' .l:;.t;

Ondan sonra Ümmetin idaresini Ebu Bekir deruhde etti, ve Allahın Kita-bını aldı, ve Onuiı Peygamberinin sünnet'i ile amel etti "(157, 17)-aşi­ kardır ki Kur'ana tabi olarak. "Hidayet imamı Kur'ana uyandır, (gani-meti) Allahın böldüğü gibi bölen, ve Allabm hükmü ile. hüküm verendir" {166, ll). "Dalıiletin imamlan, Allahın vahyettiğinden başka türlü hükfuıı verenler Allahın taksiminden başka türlü taks~ edenler, ve <ı .iıl ~ ~ ·~ ıı Allahtan ğeleiı. bir sünnet'e tabi olmaksizın'';·kendi hevalarına uyanlardır'~ (166, 14). Kur'an, Peygamberin, Onun Sahıibesinin, ve ilk iki halifesinin rehberi olmuştur {157, 6, 8..,-ll, 23; 166, 2,5). Abdullah ihn İhad'ın; Pey• gamberin sünnet'ini, Kur'an ile Selefin yahud Ebu Bekir ve Ömer'in süiınet'i arasına dahil ettiği kısımlaiı işte bu manada anlamamız gerekir (158, ll; 164, 18; 165, 4). Ahdülmelik, Osman ve halefierinin çizdiği yolu takili ettiği için diılıilettedir (164, 13), zıninen ilk iki halifenin yolu ile tezad teşkil et-mektedir, fakat bir defacık olsun Peygamberin çizdiği yola hiçbir atıfda bu-lunulmuş değildir. Atıfta buJunduğu daima Kur'andır, ister tek başına (159~ 16; 161,

6;

162, 5; 163, I :v.s.), ister Eb~ Bekir ve Öm!)r'in fi'line bağlı ols~ {158, 8; 160, 21), yahud da her iki halifenin fi'Iine (158, 7) veya sadece Ömer'in fi'line (160, 3), fakat Abdullah ihn İhad'ın, Osman'ıi:ı. ve Ahdulnielik'infi'liue karşı koyduğu şey hiçbir türlü Peygamberin fi'li değildir.

Şu hald~·netice olarak dememiz gerekir ki, 76/695 senesinde· Peygamberin

sünnet'i mefhumu, Kur'anla bir seviyede, müstakil düstı1r olarak henüZ

yer-leşmiş değildi, ve hu tahir, Abdullah ihn İhad'ın düşüncesinde, Kur'anda bildirilmiş alıkamın ötesine gitmiyordu, ve Peygamberin sünnet'ine uymak, bizzat Peygamberin yaptığı gibi, ancak Allahın Kitabına uymaktan iharetti. Kur'anın yap.ı sıra bir başka müstakil düstı1r şayed varsa, bu, Abdullah ihn İhad'a göre, Peygamberin sünnet'i değil, fakat Ebu Bekir ve Ömer'in

sünnet'i-7 Bu cümledeu, Abdullah ibu İhad'ın, Hasanu'l-Basri'deu farksız şekilde hiçbir hadis

zikretıneıniş olduğunu görmek calib-i dikkattir. :U\...,.; üzerinde, müslüman 'olmanın neticeleri, mübtedinin kazançlan mevzil.nnda her nekadar bu meseleler onun itirazlan listesinde

(5)

84 J. SCH.ACHT

dir. Bütün bunlar 23/644 senesi için çok daha kuvvetle geçerlidir, ve; Kur' an, Peygamberin sünnet'i ve ilk iki halifenin yolu üçlüsü, ki bu tabiri, tarihçile· rin htİ seneye aid rivayetlerinde buluyoruz, fikirlerin muahhar gelişmesinde ka-zanacağı manada asla izah edilmemesi gerekir. Eğer Peygamberin sünnet'i tahiri

daha o devirde mevcudsa, bu, Abdullah ihn İhiid'm mektubunda anlattığının dışmda hiçbir şey ifade ediyor değildi. Hatta mümkündür. ki bu tahir, istik· halde o derece temel hale gelecek (fakat Abdullah ihn İhad'm mektubuna muvaz1 metinlerin çoğunda eksik) olan bir tah:irin, bu mühim mevzuda hesaha dahil edilmemiş olmasını garih karşılayacak bir nesil tarafından idhal edil~ miştir. Peygamber tarafından alınmış kararlarm dışına çıkmanın hangi öl· çüde mübah olduğunu sarahaıle bilme Müslümanlar için hahis mevzuu olduğu sırada, 23/644 senesinde, Peygamberin sünnet'ine bir atıfta bulunmanın işe yarar bir delil hizmeti görmeyeceğini dikkate almamız gerekir. Metnin bir başka ellietten tahkikine inanıyorum: Abdullah ihn İhad, Peygamberin sün·

net'inin yanı sıra, Ebu Bekir ve Ömer'in sünnet'inden bahsetmekte tereddüd

etmiyor, / J ~~i J f-J ~ ..:iıl

J...o

..:iıl '='~ 4:... 165, 4), nitekim onlardan sonrakilerin · sünnet'inden de söz etmektedir (158, 9; 164, ·ıs), halbuki biz

sl,re ve fi' l tahirlerini, tarihçilerin rivayetlerinde, ilk. iki halifenin yolu

mana-sında kullanılmış görmekteyiz, ki bu, muahhar sistematik gelişmenin göz önüne aldığı şeydir.

Abdullah ihn İhiid'm mektubu, Peygamberin sünnet'i mefhumunun ancak siyasi bir manada intişar bulduğu bir devire aiddir.

Bir tahirin · tarihçesinden halıseden bu küçük tedkiki, büyük üstad ve meslekdaşa, hayranlık ve dostluğun şahidi olarak sunulmakta olan bu cildde takdim etmeyi münasih buluyorum, ki Sayın Masse bu tahirin kat'! mana· larını, mutad fesahariyle bizzat işlemişlerdir•.

Referanslar

Benzer Belgeler

Davutpaşa'da, Karadon'da, Ostim'de, Dursunbey'de, Afşin'de, Erzurum'da, Tuzla'da...&#34; İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, Türkiye'de ilk kez &#34;28 Nisan Dünya

8’e göre; “Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde; Milli İstihba- rat Teşkilatı Müsteşarı veya yardımcısı, Emniyet Genel Müdürü veya İstihbarat Dairesi Başkanı

Sü ıınetın anla~ılması ve yon ımlıuıına s ıııda da lıir ınc:ıodoloji ıılarnk Usul-i Fıkh 'a ha~\'ltnılmu~ıur Öylc:ysc: sü nnet ve hadısııı anla~ılması

Bekir Kuzudişli, Hadis Tarihi (İstanbul: Kayıhan Yayınları, 2017)4. Özafşar, Mehmet

a)Bazı bilginlere göre bu soru yersizdir ve böyle bir soru sorulamaz. Çünkü Allah Tealâ, ezelden beri hâkim, ilim sahibi ve ganîdir. Bundan dolayı onun fiillinin hikmetsiz

Arap ve İslam ülkelerindeki aydınların birçoğu ve öğretim faaliyetinin öncü isimlerinden bazıları, modern öğretim stratejilerinin ve öğretim yöntemlerinin

In the oldest type of yazma we find floral motifs reminiscent of those employed in the borders of that period, while in the Tulip Period the same elegance and

Kim bir kâhini veya müneccimi söylediği şeylerde tastik ederse Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve selleme indirilen Kuran-ı Kerimi inkâr etmiş olur. Kim şeriata muhalif bir