Kemoterapötikler ve Etki Mekanizmaları
Prof. Dr. Nurten ALTANLAR
“
Kemoterapötik”lerin infeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanılması 17. yüzyılda
tedavilerin bilimsel bir temele oturması, bu
yüzyılın başında Paul Ehrlich’in “seçici toksik
etki” kavramı
19. Yüzyıl
Louis Pasteur Robert Koch
Bakteriyi hastaIık etkeni olarak tanımladı (Germ teorisi)
hastalığa neyin neden olduğu bilindikten sonra nasıl durdurulacağını bulmak
1877 Pasteur
Toprak bakterilerini hayvanlara enjekte ederek şarbon hastalığından korunmayı hedefledi
1888 de Freudenreich
Antibakteriyel özellikleri olan bakteri ürünleri izole edildi. Toksik ve stabil olmayan.
Antimikrobiyal tedavi 1935 yılında Domogk’un sulfamidleri tedavide kullanması
1929’da Fleming’in gözlemi
1929 - Sir Alexander Fleming’in penisilini keşfetmesi (Penicillium notatum)
1940’da Chain ve Flarey’in Penicillium notatum’dan elde ettiği bir madde
mikroorganizmalar üzerine öldürücü etkisi ile
antibiyotiklerle tedavi
Fleming Hafta sonu laboratuvarda bırakılan plaklar
(1928) Lizis olan/ölen Staphylococcus kolonileri
Stafilokokların yanındaki mantarlar.
saflaştırılamadı
Hayvan veya insan testi yapılmadı.
20. Yüzyıl
Florey, Chain Funguslardan penisilini saflaştırdı.
Heatley (1939)
1940 (World War II) Avrupa ve Amerika fazla miktarda penisilin üretimine izin
20. Yüzyıl
Waksman (1943) Toprak bakterisi Streptomyces’den streptomisini izole
Mycobacterium tuberculosis ve Gram negatiflere etkili
Toksik antibiyotik.
Kısa dönemli tedavide isoniazid kullanımına kadar, 1950’lerde kullanılmıştır
Antibiyotik, bakterileri inhibe eden veya öldüren doğal olarak bulunan maddedir.
Antimikrobiyal, mikroorganizmaları inhibe eden doğal, semi-sentetik veya sentetik olarak bulunan maddedir.
Antibiyotik
Bakterilerden veya mantarlardan elde edilen veya sentetik olarak üretilen
Bakteriler üzerinde öldürücü ya da üremelerini engelleyici etki gösteren buna karşın insana zararı olmayan veya çok az olan (seçici toksik etki)
Bakteriyel infeksiyonların tedavisinde kullanılan ilaçlardır.
Kemoterapötik
Antibiyotiklerle aynı özellikleri gösteren
Mikroorganizmalardan elde edilmeyen kimyasal veya sentetik maddelerdir
Antibiyotik, bakterileri inhibe eden veya öldüren doğal olarak bulunan madde
Kemoterapi,
ilaçların bir hastalığın tedavisinde kullanılması antibiyotiklerin çoğunun sentetik ya da
semisentetik yöntemlerle elde edilmesi mümkün olduğundan,
antibiyotik terimi tedavide kullanılan
kemoterapötik ve antibiyotik niteliğindeki
maddeler için genel bir ad
Seçici toksisite
Mikroorganizmaya etkisi yüksek insanlarda oluşturacağı toksik etkileri daha düşük bir düzeyde
Geniş dar spektrum
Enfekte eden organizma henüz tanımlanmamışsa geniş spektrum tercih edilir.
Organizma tanımlandıysa dar spektrum tercih edilir.
Bakteriyostatik etki
Bakteri hücrelerinin gelişmesinin ve üremesinin durdurulması
Bakteriyostatik etki gücünün göstergesi minimum inhibitör konsantrasyon [MİK].
Bakterisidal
Bakteri hücresinin direkt olarak öldürülüp yok edilmesi
Bakterisid etki gücünün göstergesi minumum bakterisid konsantrasyon [MBK]
sınıflandırma
Hedef hücreye etki
Etki mekanizmaları
Etki gösterdiği mikroorganizma grubu
Etki spektrumu
İmmunmodülatör etkileri
Antibiyotiklerin Etki Güçlerine Göre Sınıflandırılmaları
Bakterisidler
Penisilinler
Sefalosporinler
Aminoglikozidler
Vankomisin
Rifampisin
Florokinolonlar
Polimiksinler
Teikoplanin
Bakteriyostatikler
Tetrasiklinler
Kloramfenikol
Sülfonamidler
Eritromisin
Klindamisin
Mikonazol
Etambutol
Kemoterapötiklerin mikroplara etki mekanizması
DNA oluşmasını ve DNA transkripsiyonunu engelleyerek etki
a- Folik asit sentezini engelleyip purin ve timidin
oluşmasını dolayısıyla DNA sentezini bloke ederek etki
b- DNA’ ya bağlı RNA polimerazı inhibe ederek etki
c- Thymidilate synthetase’ı bloke ederek transkripsiyonu engelleme etkisi
d- DNA sentezini ve bu suretle DNA viruslarının replikasyonunu önleyerek etki
e- DNA gyrase enzimine bağlanıp onu bloke ederek etki
Bakteri hücre duvarının sentezini inhibe etmek ve litik enzimleri aktive etmek suretiyle etki (Hücre duvarı sentezine etki)
Sitoplazma membranının permeabilitesini arttırmak suretiyle etki (Hücre zarına etki)
Bakteri ribozomlarında protein sentezini inhibe
etmek suretiyle etki (Protein sentezine etki)
Penisilinler
1928 yılında Alexander Fleming penisilini keşfetti.
Penicillium notatum türü mantar etrafında üreme olmaması
1949 penisilin G geliştirildi
Bakteri hücre duvar sentezini inhibe ederek ve otolitik enzimlerini aktive ederek
Beta-laktam antibiyotikler
Penisilinler • Sefalosporinler • Sefamisin • Monobaktamlar • Karbapenemler (Meropenem, imipenem, ertapenem) • Beta laktamaz inhibitörleri
Hücre duvar yapılanmasını bozan diğer antib
Vankomisin
İkinci kuşak lipoglikopeptidler
Sikloserin
Ristosetin
Basitrasin
Teikoplanin
Etki mekanizması
Bakterisidal etki
Bakteri hücre duvar sentezini inhibe ederler.
Bakteri hücre duvarı sentezinin peptidasyon aşamasında görevli transpeptidaza (Penisilin Bağlayan Protein) bağlanır.
Peptidoglikan tabakasına sağlam peptidoglikan monomerlerinin eklenmesini engeller.
Bakterilerin endojen otolitik sistemini de aktive
ederler.
Antibiyotik etkiden sorumlu çekirdek kısmında beta- laktam halkası içerirler
Eklenen halkanın yapısına göre:
1. PENİSİLİNLER (PENAMLAR)
2. SEFALOSPORİNLER (SEFEMLER)
3. KARBAPENEMLER
4. MONOBAKTAMLAR
5. BETA-LAKTAMAZ İNHİBİTÖRLERİ
Penisilin grubu beta laktamlarPenisilin grubu beta laktamlar
6 aminopenisiloik asit halkası6 aminopenisiloik asit halkası
Sefalosporin grubu beta laktamlarSefalosporin grubu beta laktamlar
Dihidrotiazin halkasıDihidrotiazin halkası
MonobaktamlarMonobaktamlar
Monosiklik beta laktam halkasıMonosiklik beta laktam halkası
KarbapenemlerKarbapenemler
Bisiklik beta laktam halkasıBisiklik beta laktam halkası
PENİSİLİNLER
Penisilin molekülünde ana iskelet 6-APA (6- Aminopenisilanik asit)
6-APA…(6 Aminopenisilanik asid (Bir beta laktam halkası+tiazolidin halkası)+yan zincirden oluşur.
…………
6-APA’nın beta-laktam halkası,
beta-laktamaz enzimleri tarafından açılırsa, penisilinler kendilerine uyan penisiloik asid türevlerine dönüşür.
6 grupta sınıflanırlar
Doğal penisilinler (Penisilin G ve penisilin V, prokain penisilin)
Penisilinaza dirençli penisilinler (metisilin, nafsilin, isoksazil penisilinler)
Aminopenisilinler
Karboksipenisilinler
Üreidopenisilinler
Betalaktamaz inhibitörlü penisilinler
1. PENİSİLİNLER
Kimyasal yapılarına göre (Beta-Laktam halkasındaki -NH2 üzerindeki yan zincire göre):
Benzilpenisilin (Penisilin G) tuz/esterleri
Fenoksipenisilinler (Aside dayanıklı, ağızdan)
Beta-Laktamazlara (BL) dayanıklı penisilinler
Aminopenisilinler
Karboksipenisilinler
Asilüreidopenisilinler (Daha güçlü antipsödomonal)
penisilinler
Doğal penisilinler .
Penisilin G
Penisilin V
Penisilinaza dayanıklı penisilinler
Flukloksasilin, kloksasilin ve dikloksasilin oral
(Hafif şiddetli deri –yumuşak doku infeksiyonlarında)
Metisilin, nafsilin, oksasilin parenteral yol ile
Metisilin böbreklerden atılır nefrit yapar
Nafsilin ve oksasilin safra ile atılır.
Aminopenisilinler –Ampisilin-amoksisilin-
bakampisilin
Streptokoklara aktiviteleri daha az, enterokok ve Listeria etkileri daha fazla
Betalaktamazlara dayanıksız
Clostridium
Corynebacterium
Aktinomiçet
Menengokok
Endokardit profilaksisi
Ampisilin, amoksisilin, oral parenteral
Bakampisilin oral yolla,
Ampisilin oral biyoyararlanımı daha düşük, gıdalardan etkilenir.
Otitis media, pnömoni, bronşit, sinüzit, üriner sistem enfeksiyonu
PENİSİLİNLER
Antibakteriyel spektrumlarının (AS) genişliğine göre:
Dar spektrumlu penisilinler:
Penisilin G
Fenoksipenisilinler (Penisilin V, Fenetisilin, Propisilin)
Beta-Laktamazlara dayanıklı penisilinler
Genişçe spektrumlu penisilinler:
Ampisilin
Amoksisilin
Bakampisilin
Pivampisilin
Talampisilin
Geniş spektrumlu penisilinler (Antipsödomonal Penisilinler):
Karbenisilin
Karindasilin
Karfesilin
Mezlosilin
Piperasilin
Azlosilin
Antipsödomonal penisilinler
Karbenisilin
Azlosislin
Tikarsilin
Karbenisilin ve tikarsilin
Psödomonaslara , gram negatif bakterilere, anaeroplara etkili
Bakteremi, üriner sistem, solunum yolu inf)
Beta laktamaz yapan suşlara etkili değildir
Parenteral (İm veya i.v) uygulanır.
Üreidopenisilinler
Mezlosilin
Piperasilin
Beta-laktamaz inhibitörleri ile kombine penisilinler
Ampisilin-sulbaktam (DUOCİD, ALFACİD)
Amoksisilin-klavulanik asit (AMOKSİLAV, AUGMENTİN)
Tikarsilin-klavulanik asit
Piperasilin-tazobaktam
BL İNHİBİTÖRLERİ VE PENİSİLİNLERLE KOMBİNASYONLARI Bakteride BL üretimi, penisilinlere karşı doğal rezistansta en önemli ve en
yaygın faktör,
Penisilinlerin etki gücünü arttırmak ve spektrumlarını genişletmek amacıyla, irreversibl BL inhibitörleri geliştirilmiştir.
SULBAKTAM
Tip 1 beta laktamaz yapan Enterobacter,
Citrobacter, Serratia hariç betalaktamaz yapan bakterilere etkili
Alt solunum yolu enfeksiyonları, deri- yumuşak doku, diabetik ayak, genital, abdominal
enfeksiyonlar
Amoksisilin/klavulanat, oral
Ampisilin/sulbaktam, i.v, oral, i.m
Piperasilin/tazobaktam,
Doğal penislinler
Penisilin G kullanımı
Beta laktamaz yapmayan gram pozitif bakterilere etkili
Toleran suşlar hariç S. pyogenes, S. agalactiae, S. viridans, Peptokok, peptostreptokok enfeksiyonları
Pnömokok
Menengokok
Corynebacterium
Pasteurella multocida
Treponema pallidum
Leptospira
Clostridium türleri (C. difficile hariç)
Aktinomiçet
B. antracis
Gram negatif anaerop bakterilere etkili (Fusobacterium türleri hariç)
Penisilin G
Kristalize penisilin G Na veya K tuzu(i.v)4-6 saatte bir
otit, alt solunum yolu enf., deri-yumuşak doku enf, duyarlı mikroorganizmalarla oluşan endokardit, menenjit.
Prokain penisilin (i.m, 2x1) (alt solunum yolu infeksiyonu)
Benzatin penisilin G (i.m, tek doz)
(Streptokoksik farenjit, ARA profilaksisi, Erken ve latent sifiliz)
Penisilin V
(fenoksimetil penisilin oral)
Streptokoksik farenjit, ARA profilaksisi
Allerjik reaksiyonlar
IgE ilişkili
Erken Ürtiker (72 saatin altında)
Anafilaksi
Nadiren hemolitik anemi
Anafilaktik reaksiyonlar milyonda 4 -15 oranında
İdopatik
Geç ürtiker
deri döküntüleri
İlaç ateşi
Serum hastalığı
GİS yan etkileri, İshal, bulantı, kusma, psödomembranöz kolit
Yaşlılarda uzun süreli kullanımda nötropeni, trombositopeni, hemolitik anemi
Na yüklenmesi, hipokalemi, interstisiyel nefrit
Sefalosporinler
Sephalosporicum acremonium adlı mantardan elde edilmiş
4 kuşakta yer alırlar
1. kuşak gram pozitiflere etkili,
3. kuşakta gram negatif etki daha iyi,
2. kuşak her ikisi arasında,
4. kuşakta indüklenebilir beta laktamlara etki iyi
Birinci kuşak: Sefazolin – Sefalotin – Sefadroksil – Sefaleksin – Sefradin
İkinci Kuşak: Sefoksitin – Sefuroksim – Sefaklor – Sefuroksim aksetil
Üçüncü kuşak: – Sefiksim – Sefotaksim – Seftizoksim
– Seftriakson – Moksalaktam – Sefoperazon – Seftazidim
Dördüncü kuşak: – Sefepim
Hücre duvarında PBP sentezini inhibe eder.
Dihidrotiyazin halkasına dört üyeli beta laktam halkası eklenmiştir.
Direnç
PBPlerde değişiklikler
İlacın geçişini engellenmesi
Betalaktamaz üretimi
Beşinci Kuşak Sefalosporinler Seftobiprol medakaril
(Zeftera/Zevtera)
Etki mekanizması: S.aureus Pbp 2a, S.pneumonia Pbp 2x,
MRSA, Penisillin-resistant Streptococcus pneumoniae, Pseudomonas aeruginosa, ve Enterococci
Glikopeptidler
Hücre duvarı sentezinde D-alanin D- alanin içeren peptidlerle kompleks oluşturur,
Peptidoglikan sentezini inhibe ederler.
Vankomisin
Teikoplanin
Gram pozitif bakteri enfeksiyonlarında
aerop ve anaerop gram pozitif bakteriler
Pnömokok, stafilokok, streptokok, Corynebacterium, Clostridium bakterisid
Enterokoklara bakteriostatik etkili
Protein sentezini inhibe eden antibiyotiklerin mekanizmaları
Aminoasitlerin aktivasyonunu yani tRNA’ya bağlanmasını inhibe
mRNA’nın ribozomlara bağlanmasını inhibe
Peptidil transferaz etkinliğini azaltarak peptid bağlarının oluşumunu inhibe
mRNA üzerindeki kodonların, tRNA’lar
tarafından yanlış tercümesine neden
Aminoglikozidler (30S) Tetrasiklinler (30S) Tigesiklin (30S) Eritromisin (50S) Klindamisin (50S) Kloramfenikol (50S) Fusidik asit (50S)
Quinopristin+Dalfopristin (50S) Oxazolidinone:
Linezolid (50S) Telitromisin (50S)
S. griseus’ tan Streptomisin izole
Aminoglikozidler
(gentamycin,tobramycin,amicacin streptomycin,kanamycin,netilmycin, neomycin)
Ribozomların 30 S alt birimine bağlanarak protein
sentezine engel olurlar ayrıca mRNA’nın yanlış
okunmasına , poliribozomların parçalanmasına
neden olurlar
Makrolidler; 12-16 üyeli makrosiklik lakton halkasına
Glikozid bağları ile şekerler bağlanmıştır.
Bakteri ribozomlarının 50S birimindeki rRNA proteinine bağlanarak etkili olurlar, peptid zincirinin başlatılması engellenir
Eritromisin • Roksitromisin • Klaritromisin
Diritromisin • Azitromisin • Spiramisin
Linkozamidler; ribozomların 50S birimlerine bağlanırlar
Klindamisin • Linkomisin
Sitoplazma membran permeabilitesini bozarak
Polimiksinler
Amfoterisin B
Gramisidin
Nistatin
Ketokonazol ve diğer imidazoller
Flukonazol ve diğer triazoller
Daptomisin (hücre membranına bağlanarak)
Sınıf: Lipopeptid , Jenerik adı: Cubicin
Hücre membran potansiyelini değiştirerek
DNA ve RNA sentezini [nükleik asid sentezini] bozarak etki gösterenler
DNA ve RNA sentezini [nükleik asid sentezini] bozarak
memeli hücresine de etkili (sitotoksik) antineoplastik
Memeli hücresine etkili olmayan kinolonlar ve rifamisinler antibiyotik olarak kullanılır
Kinolonlar
Rifampisin
Metronidazol
Ornidazol
Mitomisin
Aktinomisin
kinolonlar
Birinci kuşak
Nalidiksik asit
İkinci kuşak
Siprofloksasin – Ofloksasin – Pefloksasin – Norfloksasin – Enoksasin
Üçüncü kuşak
Grepafloksasin – Sparfloksasin – Levofloksasin
Dördüncü kuşak
Trovafloksasin – Moksifloksasin
Antimetabolit etki
Sülfonamidler
Trimetoprim
PAS (paraamino salisilik asit)
Sulfonlar
İzoniazid
Etambutol
Klorokin
Dapson
Etki ettiği mikroorganizma grubuna göre
Antibakteriyel
Antiviral
Antifungal
Antiparaziter
Antimikobakteriyel
Antiviraller
Amantadin • Asiklovir • Famsiklovir • Gansiklovir • Lamivudin • Oseltamivir
Ribavirin • Rimantadin • Valasiklovir • Vidarabin • Zanamivir
Antiviral kemoterapötiklerin etki mekanizması
Idoxuridine; DNA viruslarında, DNA’nın timidini yerine geçmek suretiyle bu virüslerin replikasyonunu baskılar.
İnsanlar için çok toksiktir.Herpes virus enfeksiyonlarında yerel olarak krem ve pomadlar şeklinde kullanılır
Cytarabine; DNA’nın replikasyonunu engelleyerek antiviral etki gösterir
Amantadine; Bazı virüslerin duyarlı konak hücre içerisine girmesini baskılar
Vidarabine; Purin ve pirimidin analogu olarak viral DNA polimerazını inhibe eder
Acyclovir; Herpes viruslarının DNA polimerazını inhibe ederek etkili olurlar.
Methisazone; Pox viruslarının replikasyonunu inhibe eder
Antifungaller
Polienler – Amfoterisin B (konvansiyonel) – Amfoterisin B lipid kompleks – Amfoterisin B lipozomal
Azoller – Ketokonazol – Flokonazol – İtrakonazol
Primidin – Flusitozin
Antifungal kemoterapötiklerin etki mekanizması
Polyenler; Hücre zarının geçirgenliği üzerine
etkilidir zardaki ergosterol ile bileşik oluşturarak etki gösterir
İmidazole; mantarlardaki ergosterollerin oluşumunu engelleyerek etki gösterir mikonazole,ketoconazole,Fluconazole
5- Flucytosine; Mantar RNA’larının yapısının bozulmasına yol açarak protein sentezini engeller
Griseofulvin; Hifin hücre duvarının oluşumunu
engeller
Antiparaziterler
Albendazol • Amfoterisin B • Klindamisin • Klorokin • Levamizol • Mebendazol • Metronidazol • Ornidazol
Niklozamid • Primetamin • Kinin • Spiramisin • Tetrasiklin
• Doksisiklin • Trimetoprimsulfametoksazol
Antimikobakteriyeller
İzoniazid • Rifampisin • Etambutol • Pirazinamid • Streptomisin • PAS • Etionamid
Kanamisin • Amikasin • Kinolonlar • Makrolidler • Tetrasiklinler
İmmunmodülatör etkilerine göre
Konak immün savunmasına belirgin etkileri olmayanlar:
Beta- laktamlar, vankomisin
İmmün sistemle sinerjik davrananlar: Kinolonlar
(mikroorganizmaları fagositoza elverişli hale getirirler)
İmmün fonksiyonları deprese edenler:
Tetrasiklinler, kloramfenikol (selüler ve humoral yanıtları olumsuz etkilerler)
İmmün fonksiyonları şiddetlendirenler:
Sefozidim (CD4 sayısını ve CD4/CD8 oranını arttırır, sitotoksisiteyi, kemotaksisi ve fagositozu güçlendirirler
antibiyotiklerin etkin olmayan dozda verilmesi,
uygunsuz sürede kullanılması,
endikasyonu olmadığı halde antibiyotik başlanması,
mevcut enfeksiyonun tedavisi için
uygun olmayan bir antibiyotiğin
seçilmesi
Direnç sorunu özellikle, hastalar arasındaki yakın temas nedeniyle hastanelerde sık olarak görülür ve yaygın antibiyotik kullanımı direnç
gelişmesini kolaylaştırır.
Tüm dünyada araştırmacılar, bu sorunu
çözümlemeye ve özellikle hastane ortamlarında antibiyotik direncini kontrol altına almaya
çalışıyorlar.
Antibiyotik direnci (antimikrobik direnç de denir) enfeksiyona yol açan mikroorganizmaların yeni çevrelere uyum sağlamasıdır.
Bakteriler, antibiyotiğin saldırısına karşı koyabilmek için hücre yapılarını değiştirebilmektedir.
Bir bakteri ilaca karşı direnç kazandıktan sonra, o ilaç artık enfeksiyonun tedavisinde etkili olmamaktadır.
Bazı direnç tipleri diğer bakterilere de geçebildiğinden, giderek artan sayıda enfeksiyon artık antibiyotiklerle tedavi
edilememektedir.
Direnç çok fazla kişiyi etkileyebildiğinden, dünya çapında önem kazanmakta ve toplum sağlığı açısından büyük tehlike
oluşturmaktadır.
Bakteriyel hastalıklar sadece sınırlı sayıda antibiyotikle tedavi edilebilmektedir.
Dirençli bakterilerin yol açtığı bir enfeksiyon söz konusuysa, tedavide daha toksik ve pahalı ilaçların kullanılması gerekebilir.
Bu durum, hastanede daha uzun süre kalınmasına ve yüksek maliyete yol açabilir.
Bunun yanı sıra, antibiyotik direnci diğer bakteriyel enfeksiyonlara da yayılabilir.
Ender görülen bazı vakalarda, hastalığa neden olan dirençli bakterileri yok edecek kadar etkili antibiyotik
bulunmadığından, bazı bakteriyel enfeksiyonlar tedavi edilemez duruma gelebilir.
Bulunduğumuz çevrede sürekli olarak bakterilere maruz kalırız.
Bu bakteriler zaman zaman enfeksiyona neden olur.
Antibiyotiğin uygun olmayan biçimde kullanımı, bakterinin yok olmamak ve güçlenmek için direnç geliştirmesine yol açar.
Direnç geliştirmiş bakteriyi daha sonra aynı antibiyotikle yok etme girişimi başarısızlıkla sonuçlanacaktır.
Bu nedenle, antibiyotikler sadece enfeksiyonun tedavisinde gerekli olduğu zaman kullanılmalıdır.
Soğuk algınlığı gibi viral enfeksiyonlar antibiyotiğe yanıt vermez.
Tedavi başarısızlığı
Mortalite, morbidite
Yan etkiler
Ekonomik yük
Direnç
Kemoterapötik ilaçlara karşı direnç
Terapötik dozlarda bir kemoterapötik maddenin doğal olarak etkili olabildiği mikroorganizmaların tümüne o kemoterapötiğin etki spektrumu denir.
Dar spektrumlu
Geniş spektrumlu
Antibiyotik direnç mekanizmaları
Biyokimyasal • (membran,enzim ve geçirgenlik değişimi) •
Genetik • (Kromozomal, Plazmidlere ve
Transpozonlara bağlı direnç)
Kemoterapötik ilaçlara karşı direnç
Mikroorganizmaların oluşturduğu enzimatik etkinlik (parçalayıcı ya da modifiye edici enzimler)
betalaktamaz enzimleri,
chloramphenicol acetyl transferase,
aminoglycoside modifiye edici enzimler
Kemoterapötiklerin mikroorganizma hücresinin içinde birikimini engellemek Bakteri içinde ilaç
toplanmasının engellenmesi permeabilite azalması ve ilacın hücre içine girememesi -aktif pompalama ile antibiyotiğin dışarı atılması
Mikroorganizmalar ilacın hedef teşkil ettiği yapı birimlerinde değişiklik yaparak bu hedefi ortadan kaldırmak şekilde etki gösterirler..
Direncin Kaynağı
Genetiğe bağlı olmayan direnç
Genetiğe bağlı olan direnç
1-Kromozomlara bağlı ( kromozomal)
2-Kromozom dışı elementlere bağlı direnç ( Extra kromozomal)
1- İNTRENSEK DİRENÇ:
Mikroorganizmaların yapısı nedeniyle bu bakterilerde antibiyotiklerin etkili olabilecek hedeflerinin
olmamasıdır. ENTEROBACTERİACEA: penisilin G, glikopeptitler, klindamisin, makrolid
ACİNETOBACTER: Ampisilin, amoksisilin, 1. kuşak sefalosporinler.
PSEUDOMONAS: ampisilin, amoksisilin, 1. ve 2.
kuşak sefalosporin, TMP-SXT
SERRATİA: kolistin, 1. kuşak sefalosporinler, ampisilin, amoksisilin KLEBSİELLA:
ampisilin, tikarsilin, karbenisilin
2- KAZANILMIŞ DİRENÇ:
Kromozom, transpozon veya plazmid DNA sındaki mutasyonlarla veya direnç geni taşıyan DNA
dizilerinin başka bakterilerden transdüksiyon veya konjügasyon yoluyla alınması ile
bakterinin ilaca permeabilitesi azalabilir yada ilacın hedefinde değişiklikler
Direnç mekanizmaları başlıca 3 grupta toplanabilir.
1-İlaç hedefinde olan değişiklikler 2-Bakterinin sentezlediği enzimler ile antibiyotiğin inaktive edilmesi 3- Bakteri içinde ilaç toplanmasının
engellenmesi: -permeabilite azalması ve ilacın hücre içine girememesi -aktif pompalama ile antibiyotiğin dışarı atılması
PENİSİLİNLERE REZİSTANS:
1) Periplazmik aralıkta bulunan ve buradan hücre dışına salgılanan beta- laktamaz (penisilinaz) enzimleri ile beta-laktam halkalarının açılması
2) Transpeptidazların ve bakteri çeperindeki PBP’lerin (Penisilin Bağlayan Proteinler; penisilinlerin hedef enzimleri) ilaca karşı afinitesinin azalması,
3) Hücre çeperinin permeabilitesinin azalması sonucu ilacın periplazmik aralığa girmesinin zorlaşması.
Kemoterapötik seçiminde nelere dikkat edilmelidir
Dokudan absorbsiyon hızı
Kan ve dokulardaki konsantrasyonu
BOS’a geçme oranı
Organizmadan atılma yolu, hızı ve
konsantrasyonu
Kemoterapötiklerin önemli yan etkileri
Anaflaktik tipte ilaç allerjisi
Nörolojik ve psişik bozukluklar
Gastrointestinal sistemde bozukluklar
Barsak ve diğer yerlerin florasının bozulması ve süper enfeksiyon
Böbrek zedelenmesi
Karaciğer zedelenmesi
Kemik iliği ve diğer hematolojik bozukluklar
İlaç ateşi
Lokal flebit