• Sonuç bulunamadı

SİYASET BİLİMİ I 6. HAFTA DEVLET NEDİR?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "SİYASET BİLİMİ I 6. HAFTA DEVLET NEDİR?"

Copied!
19
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SİYASET BİLİMİ I

6. HAFTA DEVLET NEDİR?

(2)

Devlet Nedir?

• Tüm vatandaşların vatandaşlık bağı ile bağlı olduğu, herkesin sahip çıkması, koruması ve saygı duyması gereken kutsal ve vazgeçilmez kuruluştur.

• En temel anlamda devlet, açıkça “kamusal” nitelik arz eden, toplumsal hayatın kamusal olarak örgütlenmesini hedef alan ve kamusal bütçe ile işleyen ve en nihayetinde kamusal nitelikteki güce dayandıkları varsayılan organizasyonlar bütünüdür. Bu anlamda askeriyeden belediyelere, hükümet kurumlarından bürokrasiye ve polis gücüne kadar birçok kurumun “adına güç ve iktidar kullandıkları” kamusal otoritenin kurumsal bütünlüğüne devlet denebilir.

(3)

Devleti Diğer Toplumsal Örgütlerden Ayıran Temel Özellikleri

1- En büyük yaptırım gücüne sahip olması 2- Vatandaşların Zorunlu üyeliği

3- Yasal ve meşru olarak ceza verme yetkisi

(4)

Devletin Öğeleri Nelerdir?

1- İnsan Topluluğu (Beşeri Unsur)

Belli bir insan topluluğu olmadan, yani beşer unsur olmadan devlet

olamaz. Bununla birlikte devlet olabilmesi için insan topluluğunun tüzel bir kişilik olan devlete vatandaşlık bağı ile bağlanmış olması gerekir.

2- Ülke (toprak parçası, vatan) 3- Hükümet Ya da Siyasi Otorite

Örgütlü bir siyasi bir iktidarı, bu iktidarı kullanan organları, kurum ve kuruluşları kısacası hukuk düzeni ve hukuki yapısı olmayan topluluklar devlet olamaz.

(5)

Devletin Kaynağına İlişkin Görüşler

Devlet'in kaynağı, ilk defa ortaya çıkışı ve bunun ne zaman olabildiği konularında kesin bilgi yoktur. Başka deyişle, sosyolojik ve tarihsel bakımdan, devletin kaynağı ve doğuşu, bütün incelemelere ve eldeki verilere rağmen, henüz kesinlikle çözümlenmiş bir sorun olmaktan uzaktır. Özellikle, aile, klan, kabile gibi ilkel insan topluluklarından devlet haline geçişin kesin nedenleri tespit edilebilmiş değildir.

Bununla birlikte çeşitli yorumlar yapılmaktadır. Örneğin; küçük insan topluluklarının, ortak bir tehlike karşısında korunabilmek için birleşmeleri, bu birleşmelerin sıklaşması dolayısıyla bir çeşit süreklilik kazanması, yada komşu kabilelerin yeni otlaklar, av alanları elde etmek için birleşmeyi tercih etmeleri devletleşme yolundaki ilk belirtiler olarak nitelendirilebilir.

(6)

Devletin Kaynağına İlişkin Görüşler

• Bir başka anlayışa göre Devlet, İnsanların toprağa yerleşmesi ile birlikte -vücut bulmuştur; Gerçi, göçebeliğin devlet olarak organlaşmaya ve bütünleşmeye mani olmasa bile bunu büyük ölçüde zorlaştırdığı bilinmektedir; fakat önemli olan bu nokta değildir.

Toprağa yerleşmenin gerçek nedenleri ve ilk defa bunun nerede ve nasıl ortaya çıktığı bilinmemektedir.

• İnsanlık tarihinde yöneten yönetilen farklılaşmasının ortaya çıktığı ilkel siyasal topluluklardan başlayarak devlet benzeri siyasi otoritelerin varlığından söz edilebilir. Ancak yönetenlerin şahsından bağımsız, bir tüzel kişilik olarak devlet, modern bir olgudur.

(7)

Devletin Kaynağına İlişkin Görüşler

Özet olarak;

İnsanlık tarihinde yöneten yönetilen farklılaşmasının ortaya çıktığı ilkel siyasal topluluklardan başlayarak devlet benzeri siyasi otoritelerin varlığından söz edilebilir. Ancak yönetenlerin şahsından bağımsız, bir tüzel kişilik olarak devlet, modern bir olgudur. Gerek teoride kavramsal olarak gerekse pratikte kurumsallaşmış bir iktidar tipi olarak devlet XVI.

yüzyılda doğmaya başlamıştır. XV. yüzyılın başında Machiavelli, belli bir toprak parçası ve topluluk üzerinde etkili otoriteyi anlatmak üzere stato sözcüğünü kullanmıştır. Daha sonra Jean Bodin, ürettiği “egemenlik”

kavramı ile devletin kavramsal olarak biraz daha ete kemiğe bürünmesine katkı sağlamıştır. Modern devlet bugünkü şekline ise ancak XIX. yüzyılda ulaşmıştır.

(8)

• Klasik Fransız kamu hukuku doktrininde devlet “milletin hukuki kişilik kazanmış şekli” olarak tanımlanmıştır.

• Avusturyalı hukukçu Hans Kelsen’e göre “devlet, etkili olarak yürürlükte bulunan bir hukuki normlar sistemidir”.

• Alman sosyologMax Weber (1864-1920) ise devleti, “belirli bir toprak parçası üzerinde meşru şiddet kullanma tekelini elinde başarıyla

bulunduran insan topluluğu” olarak tanımlamaktadır.

(9)

İdeolojik Açıdan Bazı Devlet Tanımları

Marksist teoride devlet,

Bir sınıf yapısı olarak telakki edilir. Buna göre devlet, üretim araçlarını elinde tutan kapitalist burjuva sınıfının, işçi sınıfı üzerinde tahakküm kurmak ve onun yarattığı artık ürüne el koymak için kullandığı bir

araçtır. Marksistlere göre işçi sınıfının bilinçlenip kapitalist düzeni

ortadan kaldırmasına paralel olarak onun müttefiki, bekçisi, muhafızı konumundaki devlet de kendiliğinden yok olup gidecektir.

(10)

İdeolojik Açıdan Bazı Devlet Tanımları

• Liberal teoride devlet, insanoğlu tarafından, bölünemez, piyasadan alınıp satılamaz nitelikte olan belirli hizmetleri yerine getirmek üzere kurulmuştur.

Liberaller, devleti, kuruluş amacıyla sınırlı, bu sınırları aşmaması gereken ve bu nedenle de yönetilenler tarafından sürekli denetim altında tutulması gereken bir araç olarak görürler. Liberaller, sınırlı devlet düşüncesini, insan doğası hakkındaki tasavvurlarına dayandırırlar. Liberallere göre insan, doğası itibariyle “iyi”dir.

Dolayısıyla insanların oluşturduğu toplumda duygudaşlık, birbirinin hakkını gözetme, adalet gibi nosyonlar hakimdir. Ne var ki genel eğilim bu olmakla birlikte, istisnai olarak insanlar arasında başkalarının can, mal, ırz ve namusuna tecavüz etmek isteyenler bulunabilir. Yine haksızlığa uğrayan bir kimse, hakkını haksızdan alma sürecinde ölçüsüz davranabilir. İşte devlet, bu türden istisnai durumlar dikkate alınarak toplumu dışardan ve içerden gelecek saldırılara karşı korumak, haklıyı haksızdan ayırt etmek, haklıya hakkını ve haksıza da hak ettiği cezayı vermek (adalet) için kurulmuştur. Liberallerin tanımını yaptığı devlet âdeta bir gece bekçisidir. Ancak devletin kuruluş amaçlarının dışına çıkması ve toplumsal ilişkilere müdahale etmesi liberallerce tasvip edilmez.

(11)

ÖDEV

• Devletin doğuşu ile ilgili tamamen varsayıma dayalı görüşler bulunmaktadır.

Bu görüşler hipotetik görüşler olarak sınıflandırılır. devleti açıklamak için şu sorulardan hareket etmişlerdir: İnsanoğlu devlete niçin ihtiyaç duymuştur?

Başka bir ifadeyle devletin kökeni, hakikati, özü ve işlevi nedir? Devletin yetkileri ve sınırları ne olmalıdır? Bu görüşlerin temsilcilerinden Thomas Hobbes(1588-1679) ve John Locke’nin(1632-1704) devlet teorilerinden bahsedip, görüşleri arasındaki farkları vurguladığınız bir makale yazın.

• Not: Bu teorilerde amaç, devletin nasıl, hangi koşullarda ve niçin doğduğunun izahı değildir; devletin amacının, yetkilerinin, sınırının ne olması gerektiğine dair belirli görüşleri temellendirmektir. Yapılan inşalar sosyolojik değil, felsefidir. Nitekim her düşünür kendi amacına göre farklı bir

“doğa durumu” kurgulamıştır.

(12)

Devletin Kaynağına İlişkin Teoriler

1- İlahi Hukuk Teorisi

Teoriye göre; devlet tanrı tarafından yaratılmıştır. Tanrı insanları yönetme yetkisini ve yeteneğini belirli kişi ya da gruplara vermiştir.

Özellikle ortaçağda devletin tanrı iradesinin bir eseri ve yansıması olduğunu iddia etmişlerdir. Özellikle İlk ve Orta Çağlar'da din adamları, siyasal iktidarın ilahî kaynaklı bulunduğunu savunmuşlar, ileri sürmüşler ve böylece bu ilahî kaynaklı iktidarın kullanılmasında, dinsel görevlerinin doğal bir sonucu olarak, kendilerine görev düştüğünü kabul ettirmek istemişlerdir. Örneğin, Eski Mısır'da ve Babil'de din adamları Devlet yönetiminde de önemli roller oynamışlardır.

İslam Devletlerinde de, siyasal iktidarın ve Devlet'in Allah'ın iradesinin bir yansımasından ibaret bulunduğu, iktidarlarını Allah' tan alan ve Hilafet müessesesi uyarınca Allah'ın yeryüzündeki vekili durumunda bulunan Sultanların, Şeriat yani İslam hukuk esaslarına uygun hareket etmekle yükümlü bulundukları kabul edilmiştir.

(13)

Devletin Kaynağına İlişkin Teoriler

2- Aileyi Devletin Temeli Sayan Görüş

Din efsanelerine bakılırsa, toplum ve Devlet, Adem ile Havva' nın

oluşturdukları ilk aileye dayanmaktadır. Bu teoriye göre ataerkil bir ailenin zamanla büyüyüp genişlemesiyle devlet denen topluluklar oluşmuştur.

3-Çatışan ve Uzlaşan Çıkarlar Teorisi

Engels sınıf mücadelesini ve toplumsal çıkar çatışmasını devletin doğuşunda temel faktör kabul eder. Bu düşünceye göre bir devletin doğması ve oluşması için yoğun bir toplumsal ilişkiler karmaşasının ve düzeninin olması gerekir.

Çıkar çatışması sonucu oluşan uzlaşma o örgütte devlet denen örgütlenmeyi oluşturur. Bir toplumun çıkar çatışmaları uzlaşmayla sonuçlanmazsa o toplum parçalanır.

(14)

Devletin Kaynağına İlişkin Teoriler

• Toplumsal Sözleşme Teorisi

Bu teoriye göre, insanlar doğal halde yaşarlarken toplu halde yaşamaya geçmişlerdir. Bu geçiş sırasında toplu halde yaşamanın kurallarını

belirleyerek aralarında toplumsal bir sözleşme yapmışlardır. İşte bu toplu halde yaşamaya geçiş devletin temelini oluşturur.

• Devleti Kuvvete Dayandıran Görüş

Bu teori devletin doğuşunu ve kaynağını kuvvete yani kuvvetlinin zayıfa, güçlünün güçsüze üstünlüğüne dayandırmaktadır. Bu görüşe göre

devlet kuvvetlinin zayıfı ezmesi sonucu doğmuştur. Ancak burada birey değil topluluklar söz konusudur.

(15)

Devlet Türleri

• Yapıları Bakımından Devlet Türleri

Basit ya da Üniter Yapılı devletlerle, Birleşik Yapılı ya da Mürekkep Devletler olmak üzere iki kümede incelenir.

1. Basit Ya Da Üniter Yapılı Devletler

Basit yapılı devletlerin temel özelliği ülkede siyasal yapının tek elde toplanmış olması ya da bölünmemesidir. Yani bir tek yasama, bir tek yürütme organı ve yargı birliği vardır. Oysa birleşik yapılı devletlerde siyasi iktidar tek elde toplanmamış, eyaletler ya da üye devletlere

paylaştırılmıştır. Her eyaletin ya da üye devletin kendi yasama organları, yürütme organları vardır. Üniter devletlere örnek; İngiltere, Türkiye,

Fransa , İtalya

(16)

Devlet Türleri

2. Birleşik Yapılı Devletler

Bu tür devletlerin en yaygın olanı federal yapılı devletlerdir. Federal yapılı birleşik devletlerin kendine özgü farklılıkları olmasına rağmen aralarında bazı ortak noktalar da vardır. Bu ortak noktalardan en önemlisi birden çok üye devletten ya da

eyaletten oluşmalarıdır. İkinci ortak noktaları basit ya da üniter yapılı devletlerde gördüğümüz devletin temel güçlerinden olan yasama ya da yürütme güçleri hem federal düzeyde hem de eyaletler düzeyinde vardır. Birleşik yapılı devletlerde genel olarak federal düzeyde iki meclis vardır. Birincisi, eyaletler ya da üye devletler dahil ülkenin tümünden seçilen üyelerin oluşturdukları meclistir. ABD’de bu meclise

temsilciler meclisi denir. Diğeri de her üye devlet ya da eyaletin temsilcilerinden oluşan meclistir. ABD’de bu meclise senato denir. İki meclisin birleşmesiyle büyük meclis oluşur. Bu iki meclisin birleşmesinden oluşan meclise ABD’de Kongre

denmektedir.

Federal yapılı devletlere Örnek: ABD, Rusya Federasyonu, Federal Almanya, İsviçre

(17)

Devlet Türleri

Bağımsızlıkları Bakımından Devlet Türleri Bağımsız

Bağımsızlıkları Kısıtlı Devletler

(18)

Devlet Türleri

1.Bağımsız Devletler

Herhangi ikinci bir devletin korumasında, kontrolünde ya da uluslararası kuruluşlarda başka

devletlerce temsil edilmeyen devletlerdir. Özellikle uluslararası ilişkilerde her türlü devlet yetkisine sahiptir. Kendi uluslararası tüzel kişiliklerini kendileri temsil eder.

2. Bağımsızlıkları Kısıtlı Devletler

Bu devletler, devletler hukuku bakımından bir takım kısıtlamalara sahiptir. Kendi aralarında 2 gruba ayrılır.

2.1. Koruma Altındaki Devletler

İki devlet arasında hukuksal bir ilişkidir. Bu ilişkide bir taraf koruyan devlet iken diğer taraf himaye edilen devlettir. İki devlet arasında her türlü ekonomik, askeri ya da siyasi koruma ve korunma ilişkisi antlaşmalarla belirlenir. Himaye edilen devletin uluslararası kişiliği ortadan kalkmaz. Himaye edilen devletin vatandaşları, himaye eden devletin vatandaşı sayılmaz. Örn: Monaco, Fransa’nın

himayesindedir.

(19)

Devlet Türleri

2.2. Bağımlı Devletler

Önceleri eyalet ya da federal yapılı devlete üye iken zamanla bağımsızlığını kazanmış ancak ayrıldığı devlette ile tüm bağları

kopmamış devletlerdir. Bu tür devletin bağımsızlığı geçici olup bu aşama tam bağımsızlığa giden yolun ilk adımıdır. Bağımlı devlet himaye

altındaki devletten farklı olarak bağımlı olduğu devlete vergi verir, kendisini temsil ettirir. Bağlı olduğu devletle beraber hareket eder.

Referanslar

Benzer Belgeler

POGGI, Gianfranco, Devlet, Doğası, Gelişimi ve Geleceği, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2007 POGGI, Gianfranco, Modern Devletin Gelişimi: Sosyolojik

Sözü edilen yaklaşım farkı dolayısıyla, Genel Kamu Hukuku (GKH) söz konusu olduğunda, devleti, örneğin siyaset biliminde, anayasa hukukunda anlaşıldığından daha

Bakanlığımızda; taşra teşkilatındaki davaların tüm süreçlerinin düzenli olarak takip edilir duruma getirilmesini sağlayan Merkez Erişimli Taşra Otomasyon

– İkincisi, refah devletinin bunalımına çözüm olarak ortaya çıkan yeni sağ ve neo-liberal politikalarla birlikte kamu yönetiminde bilgi toplumu koşullarına uygun

– 3) halkın isteklerine daha iyi yanıt vermek ve devletin meşruluğuyla desteğini artırmak için hem seçimle ilgili hem de düzenleyici süreçlere halkın katılımını

Üçüncü aşamada kişisel bilgi güvenilir kanallar üzerinden alınabilir ve sağlanabilir iken dördüncü aşamada ise tek adımda hizmet için kamu kurumları arasında

• Bütçede, gelir-gider arasındaki eşitliği ifade eden mali denklik mali fonksiyon ile ifade edilir. • Kıt kaynakların, sınırsız ihtiyaçlar arasında bütçe

İkinci Kitabının Birinci babı Devletin kişi- liğine karşı suçların Birinci faslında, Devletin ulus- lararası kişiliğine karşı suçlar arasında, Devlet sır- rını,