8. konu
Max Weber ve
Rasyonalleşme
8. hafta
• Akrabalık ve Sosyal Organizasyon dersinin 8. ve 9.
haftaları ile Weberyen paradigmaya odaklanacağız.
Weber’in kavramlarını ve kuramsal formülasyonunu mercek altına alıp açtığı paradigmatik çığırın
kuramsal ve araştırma temelli köşetaşlarını aydınlatacağız. Bu doğrultuda, Durkheimcı
paradigma ile ayrımını keskin hatlarla çizeceğiz.
• Sosyal antropolojinin 1960lı yıllarla birlikte Weberyen bir paradigmada yürüdüğünü ve
etnografilerin bugün bu tarihten öncekilerden farklı bir topluluk ve toplumsal aktör anlayışına
yaslandıkları unutulmamalı.
8. hafta
• Weber’in en kıymetli analizlerinden biri Katolik asketizminden Protestan asketizmine geçişin
tarihsel şartlarına dayandırdığı kapitalizm analizidir.
• Buna göre, öbür dünya inancına dayalı Katolik inancı bir biçimde mistik bir tefekkürcülük
tanımlamakta, yaşanan dünya ile ilgili özlemleri ve kaygıları ikincilleştirmekte, sözgelimi özel
mülkiyetin önünde engel teşkil etmektedir. Bu inanç sistemi, Tanrı ile temasın mistik yollarına dönük bir arayışı tetiklemeye müsaittir. Bir lokma bir hırka anlayışının ima ettiği asketik, Katolik
inancının tetiklediği bu arayış içerisinde yürür.
8. hafta
• Yaşanan dünyanın ikincilliği teodise sorununa
dönük bir çözüm de önerir. Başa gelen talihsizlikler veya şansın bir biçimde yaver gitmemesi ile oluşan bu dünya mahrumiyetleri, esas olanın öbür dünya olduğu inancı etrafında soğurulabilir.
• Tarihsel bir hareket olarak ortaya çıkan Protestan asketizmi ise öbür dünyanın esas olduğu inancına karşı yaşanan dünyanın esas olduğu inancını
ortaya çıkartır. İnananın akıbeti, zaten belirlenmiş olan keskin bir kader anlayışı içerisinde ele alınır.
Tanrı ile mistik tefekkürcü bir temas, bu inanç etrafında mümkün ve anlamlı bulunmaz.
8. hafta
• Bunun yerine, bu dünya kazanımları ve başarısı, inananın seçilmiş bir kişi olup olmadığının, Tanrının inayetinin
üzerinde olup olmadığının işareti olarak okunur. Başarı ve kazanım gibi kavramların inanç içerisinde kazandığı değer sonradan kapitalizmle taçlanacak olan başarı ve kazanç anlayışının köklerini atar. Bu inançla, fakir veya zengin
olmak dinsel ve kapitalist bir çerçevede aynı anda okunur hale gelir.
• Protestanlığın özel bir asketik çalışma ahlakı inşa
ettiğinden bahsetmek mümkündür. Buna göre, dengeli kazanmak dengeli harcamak ve her ikisinde de ifrata kaçmamak esastır. Burada, ne kadar kazanmanın, ne kadarını harcamanın, ne kadarını göstermenin makbul olacağı arayışı inancın özü, kendisidir.
8. hafta
• Weber, bu geçişi dinsel rasyonalleşme kavramı üzerinden okur.
• Ona göre, dinsel rasyonalleşme, tarihsel olarak siyasal rasyonalleşme, hukuki rasyonalleşme ve ekonomik rasyonalleşme ile kolkola gider. Her biri Weberyen ideal tipler gibi de okunabilecek bu
rasyonalleşme veya aklileşme örüntüleri, birbirleri ile çelişmeyen bütüncül bir kapitalistik
organizasyon tanımlar.
8. hafta
• Zorunlu okuma:
• Max Weber. Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu. Ankara: Bilgesu Yayınları (1. Bölüm:
Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu (tamamı))