T.C.
DİYARBAKIR VALİLİGİ
DIYARBAK1 • ~
TIEBfLER. SAI-lABİLERı AZİZLER VE KRALLAR KEnTr
12-13 Nisan 2010
Diyarbakır
/
T.C.
DiVARBAKlR VAıJıJ~i
DİY ARBAKlR VALIUGi KÜL TÜR SANAT YAYINLARI: 2
Genel Koordinatör Mustafa CAN
Diyarbakır Vali Yarduncısı
Proje Koordinatörü Mustafa TEMEL
Proje Ekibi Pınar GÜRHAN Güldan ÖZGÜN Zafer LAÇIN
T.C. Diyarbakır Valiliği
www.diyarbakir.gov.tr
www.diyarbakirkulturrurizm.org
ISBN: 978-605-363 -798-1
Yayın Tarilll' Haziran 2013 Bas : 2. Baskı -1.000 Adet
Grafik Tasaııın
Aral Grup +90.312 433 2725
Baskı
Türkiye Diyanet Vakft Yayın Mat. ve Tic. Lşl.
Örnek San. Sil. 1. Cad. 358. Sok.
No: 11, Ostiın/Ankara
Tel : 0312 354 913 t Fax : 0312 354 9132
© Bu eserin bütün yayın hakları Diyarbakır Valiliği'oe aittir. Yayıncının izni olmakstzın kısmen ya da tamamen çogalulamaz.
Bu kitap, Diyarbakır Valiliği'nin Kalkınma Bakanlığt tarafından desteklenen "Cazibe Merkezleri-
ni Destekleme Programı" kapsamında uygulanan "Diyarbakır Kültürel Mirasının Tanıumı Projesi~
ile bastırılmışur. Tüm tebliğlerin sorumluluğu yazarlarına aittir. Kalkınma Bakanhğı ve Karacadağ Kalkınma Ajansı'nın görüşünü yansıtmaz.
Diyarbakır' daki Manevi Şahsiyet Mekanlannın Toplumsal Etkilerine
Dair Sosyolojik Bir Analiz
- - -- - - -Yrd. Doç. Dr. Mehmet KARACA - - - -
Dicle Üniversitesi Z.G. Eğilim Fakultesi,llköğretim Bölümü, Sosyal Bilgiler Anabilim Dalı.
mkaraca@dicle.edu.tr
ÖZET
Ülkemizin hemen her yöresinde olduğu gibi, Di- yarbakır ilinde de çeşitli özellikleriyle birer sos- yal değer niteliği kazanmış manevi şahsiyetlere
ait çok sayıda tarihi mekan (türbe vb) bulundu-
ğu bilinmektedir. lnsanlanmız arasında önemli bir saygı vesilesi olan ve etraflarında çeşitli kül- türel değerlerin oluştuğu bu mekanlara ilişkin
tarihsel ve sosyal boyutların incelenmesi kültü- rümüz açısından büyük bir önem taşımaktadır.
Dünyanın pek çok yerinde manevi şahsiyetlere
ait mekanlara yönelik benzer düşünce, tutum ve davranış kalıplarının sergilendiği söylenebi- lir. Bu davranış kalıplarının ise hem eski inanç sistemlerinden gelen birtakım ritüelleri hem de İslamiyet ile birlikte hayatımıza giren özelhkleıi kapsayabildikleri görülmektedir. Buralara yöne- lik sergilenen tutum ve davranışlar, etraOarın
da sürdürülen gelenekler, ziyaret nedenleıi ve mekansal özeUikleri, buralann sosyolojik açıdan incelenmesinde ve sosyal boyutlarının ortaya ko- nulmasında yarar bulunduğunu gösLermektedü.
Ancak akademik anlamda bugüne kadar yeterli düzeyde çalışmalar yapılmamış olması, konunun bu yonı:ıyle dikkatlerden uzak kalmasına yol aç- maktadır. Bu çalışmada bu düşünceden hareket- le, Diyarbakır ilinde bulunan manevi şahsiyetlere
ait mekanların çeşitli sosyo kültürel olgular bağ
lamında incelenmesine çalışılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Toplum, Kültür, Mekan, Manevi Şahsiyet
ABSTRACT
il is known ıhat ,1s in e\"Cf) city in our c:otınlf).
Lhere are a great nıanv historical places (Tomb ete )' belonglng Lo lhe' moral
personalitıes
whohaYc won
a
quality of social value wiıh Lhcir\'arious fcanıres ın the city of Diyarbakır as ''"eli. The examınatioıı of hıswıical ancl socıa\
exıents rel.ued Lo thcsc places thaı gıve rıse to an importanL respect among our public ~nd ın whose surroundıngs various culturnl ,·,1\ues are forme<l cuTies a major importance far our culture. il can be said that sinıilar thouglus.
nıanncrs ancl forms of behavıours towards places belongıng to moral pcrsonalities in many places in the worlcl are clisplayec.l. lt is seen Lhat thesc forms
or
bebaviours can include botlı cerLain rituals coming from thc old belier systems ancl thc features coming in our lives iAith lslaııı. Manners and bchaviours displayed towards thesc places. traditions ınaintaincd inthciı surroundings, reasons for their visits ::ınd
theu resiclcntal fcaturcs havc shown ılıat it is beneficıal for these places w be socıcılogicall) eXflmined and lheir snLial extems Lo he pm fornard. Ho>,ever, ıhe fact ıhat not enough
sıuclies h<we been made ac:ıc.lemically has caused Lhe Lopic to !>tay away froın the attentions in this aspect With thıs thought in this study.
the placcs bclonging to moral personalities in Lhc cıt)' ol Diyarbakır lıave been mcc.I Lo be stutlied in thc context of various socio-cultural plıenomen.
Key words: Socıcty, Culture, Residence, Moral Personalı;y
192
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Karaca
G1R1Ş
lnsan yaşamında mekan, hayatın aynlmaz parçalarından birini teşkil etmektedir. Bilindiği gibi, mekan olgusu barınma amaçlı kurulan evlerden, ibadethanelere; eğitim-öğretim ortamlanndan, kent- sel ya da coğrafi mekana kadar yayılabilen geniş bir yelpazede karşımıza çıkmaktadır. Mekan-insan
ilişkisinin en önemli boyutlanndan birini de mekanın inanç ile olan bağlantısı ve mekana atfedilen
kutsallık oluşturmaktadır.
Bugün yeryüzünde hemen her inancın kendine ait, müntesiplerince saygı ve bağlılık gösterilen birtakım kutsal mekanları olduğu bilinmekledir. Söz konusu mekanlara atfedilen kutsallık, bizzat dini kaynaklarla sağlanmış olabileceği gibi manevi önderler olarak kabul gören, peygamber, sahabe, havari, veli vb. şahsiyetlerin yaşadıklan, gezip dolaştıkları, ibadet ettikleri ya da mezarlarının bulunduğu yer
olmalarından da kayı1aklanabilmektedir.
Yine bu mekanlann ziyaret edilme sıklıkları, etraflarında cereyan eden hadiseler ve onlarla ilgili tutum ve davranışlar, ait oldukları inanç sistemi ile alakalı olduğu kadar buralara ilgi gösteren kişilerin
ihtiyaç, beklenti ve sosyo kültürel yaşayış tarzlarıyla da yakından alakalı bulurımaktadır.
Bu çalışmada, Diyarbakır ilinde bulunan peygamber ve sahabe türbeleri başta olmak üzere manevi
şahsiyetlere ait mekanların toplum hayatındaki yerlerine dair çeşitli sosyo kültürel faktörler bağlamın
da bir sosyolojik analiz yapılmaya çalışılmaktadır.
GENEL
insan ve kutsalın ayrılmaz birlikteliğinde mekan bu birlikteliğin üçüncü boyutunu oluşturmaktadır
adeta. Bu bakımdan mekan, dolayısıyla da kent ve insan tabir yerindeyse kutsal iuifak içinde görün- mektedir. Tarih boyunca çeşitli coğrafyalarda kurulmuş kentler incelendiğinde, bu yerleşim birimle- rinde kutsalın temsil edildiği, başka bir ifade ile dine ve kutsala ait eylem ve ritüellerin icra edildiği mekanların kentin en merkezi yerlerinden birini oluşturduğu gibi mimari ve mühendisliğin de en önemli uygulama alanlarından birini teşkil ettiği görülecektir. Dolayısıyla en kalıcı eserlerin bu sahada
oluşturulduğu, bu durumun ise kent marızarasını ve kimliğini önemli ölçüde biçimlendirdiği de rahat-
lıkla gözlenebilmektedir.
"Kutsal veya kutsiyet, dinlerin onak bir terimi olup genelde bazı varlıklarda bulunduğuna inanılan
bir aşkın niteliktir. Arapça'da kutsiyet ve mukaddes, Latince'de ise 'sacrum' kelimeleriyle açıklanan bu duygu dinlerin aşkın bir guç olarak kabul ettiği unsurlan ve değerleri kapsamaktadır ... Modem dün- yada kutsallığın etkisinin azaldığı söylense de pratikte görülen olaylar bu tezi desteklememektedir ...
bu anlayış, adeta sosyal hayaun bir parçası olmuştur ... mabetler, tapınaklar, şehitlikler, mezarlıklar ve benzeri ziyaret yerleri de insanlar için hep ilgi odağı olmuştur. Bu nedenle özellik arz eden mekanlar,
savaşta ve barışta korunmalıdır. Çünkü her insanın ve toplumun kendi kuı.salına saygı duyması en
doğal hakkıdır" (Karaman, 2008:9-10).
Görüldüğü gibi, insan, mekan ve kutsal, tarihin her döneminde ve her yerde iç içe geçmiş görün- mekte, bir birlerinin varlık alanında derin izler bırakmakta ve adeta ayrılmaz bir bütünün birer par-
çası olma niteliği arz etmektedirler. Bu durum ise insan ve mekan ilişkisinin, tarihi, coğrafi, iktisadi, ekolojik vb. olgular dışında bu yönüyle de bilimsel çalışmalara konu edilmesirıi gerekli kılmaktadır.
Zira insan, kültür ve tarih ilişkisini anlamada böyle bir bakış açısı bize zengin bir malzeme sunacağı
gibi, geçmiş ile bu gün arasındaki bağı kurmada ve bu günü yarına eklemlemede de inanılmaz fırsatlar
sunabilecektir.
KENT, KÜLTÜR, TARİH VE KUTSAL lUŞKllERl
Medeniyet-Medine (kent) münasebetinden de anlaşılacağı gibi, kent ile kültür ve tarih arasında çok
sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Tarih boyunca yeryüzünde kurulan kentler, kültür ve uygarlığın üretil-
Dıyarbakır'daki Manevi Şahsiyet Mekanlannın Toplumsal Etkilerine Dair Sosyolojik Bir Analiz
diği birer kaynak olduktan gibi, aynı zamanda külcürel hayatın görünür kılınmasında çok canlı birer ayna olmuşlardır. Kentte kültür ve tarihi görünür, yaşanır ve geleceğe taşınabilir kılan kültürel öğelerin başında ise şüphesiz mekansal öğeler, özellikle de kutsallık atfedilen mekAnlar gelmektedir. Söz konu- su mekanlar özellikle kadim medeniyetlere beşik ve yuva olmuş kentler için adeta birer kimlik karu hüviyetindedir. Bu mekanlann geçmiş ile bugünü birbirine bağlayan birer bağ olduğunu söylemek de mümkündür.
Karakurt'un ifadesiyle, bulundukları dönemin siyasal, ekonomik ve kültürel yapısı, kentlerin geçir- dikleri değişim sürecinde önemli bir yere sahiptir (Karakun, 2006: 1) ve tarih boyunca her şey değişip dönüştüğü gibi kentler de çok köklü biçimde değişime uğramışlardır. Ancak bütün değişim, dönüşüm ve alt üst oluşlar karşısında dimdik ayakta kalabilen mimari yapılar ve tarihi mekanlar, tabir yerindeyse kentin yaşlansa da aynı şahsiyet olarak kalmaya devam etmesinde büyük bir rol oynamışlardır.
Geçmişte olduğu gibi günümüzde de kent, mekan ve mimari arasında kutsalın etkisi ile iyice peki- şen derin bir bağ bulunmaya devam etmektedir. Atik ve Erdoğan'ın belirttikleri gibi, konut biçimlenişi sadece fiziksel etkenlerin değil, tüm sosyo-kültürel faktörlerin sonucudur. Bu faktörler ise kimi düşü
nüre göre kültürel değerler ve seçimler; kimine göre kurallar, normlar ve sosyal ilişkiler; bazısına göre de sembolik anlamlardır. Konut tasarımına etki eden faktörlerden olan din/kutsal, aynı zamanda mi- mariye yansıyan oldukça önemli bir faktör olarak görülmekte, örneğin; Eliade'ye göre, konutta yaptlan dini ritüel ve uygulamalar onu kutsal yapmaktadtr (Atik ve Erdoğan, 2007: 22).
Kısaca, kent, kültür ve tarih arasında çok yakın bir ilişki bulunmakta, bu ilişkiyi pekiştiren en kuvvetli bağlardan birini ise kutsallık oluşturmaktadır. Bu açıdan bir kenti, o kentin kültürel mirası
nı, zenginliklerini ve tarihi köklerini anlamada kutsal mekanlar, özellikle de manevi şahsiyetlere ait mekanlar büyük bir önem arz etmektedir. Bunun için, çeşitli yerleşim birimleri, özellikle kentler ve oralarda yaşayan kitlelerin sosyo kültürel yaşanttları incelenirken coğrafya ve mekanın bu boyutunun da mutlaka göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Aksi takdirde, o yer hakkında ne kadar çok şey söylenirse söylensin bir şeyler hep eksik kalacaktır.
MANEVİ KÜLTÜR VE MANEVl ŞAHSİYETLER
Kent, kültür ve mekan ilişkisinde manevi şahsiyet olarak ifade edebileceğimiz, birer toplumsal de- ğer olma hüviyeti kazanmış olan kişiler ve onlardan kalan mekanlar önemli bir yer işgal etmektedir. Bu bakımdan, konunun anlaşıhr kılınabilmesi için kültür, manevi kültür ve manevi şahsiyet kavramlarına açıklık getirmekte yarar bulunmaktadır.
Kültür, Doğan (2008:419)'ın ifadesiyle "bir yaşama biçimidir. Bir topluma özgü bütün ifade ve etkileşim biçimleri bu tanımda yer almaktadtr. Buna göre üretim biçimleri, tüketim alışkanlıklan, siya- sal örgütlenme biçimleri ve benzeri faaliyetler çerçevesinde ortaya çıkan sanat, müzik, felsefe, hukuk, ahlak gibi bilinen toplumsal kurumların yanı sıra günlük hayatın görünürde kurumsal yankısı olmayan ifade ve etkileşim biçimleri de tanımın kapsamı dahilindedir".
Kültürü, çeşitli kaynaklarda ifade edildiği üzere, toplumlann tarihlerinden devraldıkları maddi ve manevi mirasların toplamı olarak tanımlamak da mümkündür.
"Genellikle bilgi, inanç, san'at, ahlak, hukuk, örf ve adetler ve insanın toplumun bir üyesi olarak
elde ettiği bütün yetenekler şeklinde tanımlanan kültür, bir başka bakLmdan bir insanın ve insan top- luluklarının hayat tarzını ve sosyal problemlere ürettikleri çözümleri ifade etmektedir ... kültüre sosyal miras da denir" (Günay, 2003b: 28).
Gökalp'te hars şeklinde; kimi kaynaklarda milli kültür olarak ifade edilen manevi kültür ise bir toplumda, kültür ve medeniyetin aldığı kendine has yapısını ifade etmekte ve dini, ahlaki, estetik değer ve varlıklara karşılık gelmektedir.
I 193
194
Yrd. Doç. Dr. Mehmel Karaca
Manevi kültünln önemli unsurlarından olan manevi şahsiyet kavramı ise toplumun manevi haya- unda önemli rol oynayan/oynamış, bu yönüyle seçkin bir yer edinmiş ve kutsallık ya da kutsala yakın
bir saygınlık atfedilmiş olan kişilikleri ifade etmektedir. Bunlar, Allah'm elçileri (peygamber, nebi, re- sul), onların arkadaş ve destekçileri (sahabe, havari) vb. din büyükleri/azizleri olabilecekleri gibi, top- lumun milli ve manevi hayannda önemli bir yer işgal eden şehit, gazi, evliya vb. kişilikler de olabilirler.
Manevi şahsiyetlerin hayat hikayeleri veya onlar hakkında dilden dile dolaşan menkıbeler kadar, kendi- leriyle ilimilendirilen mekanlar da toplumsal hayatımızda önemli bir yere sahip bulunmakta, hatta bu mekanlar etrafında oralara has inanış, davranış ve ritüeller oluşabilmektedir. Bu mekanların söz konusu
şahsiyetlerle ilintilendirilmesi, yaşadıkları veya uğradıkları yerler olmasından kaynaklanabileceği gibi, efsanevi anlatımlara da dayanabilmektedir.
Günay'ın ifadesiyle, "veli, eren, evliya, ermiş, abil, zahit, alim, sofu, seyit, gazi, mübarek, pir, dede, baba, abdal, şehit gibi adlarla anılan kimselerin yattLkları yerler olarak bilinen yatır, türbe, kümbet, tek- ke, ziyaret, dede mezarı gibi adlarla anılan kutsal mekanlar, sahip oldukları ınanevf güç ve meziyetler sayesinde çok önemli birer çekim merkezi olarak kalmaya ve türlü dilek ve amaçlar ve belli usullerle ziyaretlere konu olmaya devam etmektedirler" (Günay, 2003a: 7).
Bu açıdan bakıldığında ülkemizin, manevi şahsiyetlere ait kabul edilen mekanlar açısından oldukça zengin olduğu görülecektir. Hatta sadece milletimiz içinde yaşayan ve hakim konumda bulunan din ve kültüre ait şahsiyetler için değil, tarihte yaşamLŞ ve çok az sayıda mümesibi kalmış bulunan inanç, mezhep ve kültürlere ait şahsiyet mekanlarının da korunup sahiplenildiği kolayca görülebilmektedir.
Sargımn ifadesiyle "Türkiye, Hnstiyanlıgın ilk dönemlerinde havarilerin ve önemli dini şahsiyetle
rin Anadolu'da yasamış olması ve bu dinin yayılmasına bu topraklardan başlamaları nedeni ile önemli bir merkezdir. Ülkemizdeki pek çok mekan (Efes, lznik, Antakya, lstanbul, vb.) bu dinin inananları tarafından kutsal sayılmaktadır ... Türkiye topraklan lslam dinine inananlar için de çok önemli bir merkezdir. Bin yılı aşkın bir süre bu topraklara egemen olan Türk lslam kültllnlnün ve aln yüzyıl
lslam dininin önderliğini yapmış bir dünya imparatorluğu olan Osmanlı Devletinin ortaya koyduğu
dini eserler yanında, manevi kimliği yüceltilmiş "evliya" olarak nitelenen insanlara ait ziyaret yerleri, camiler, yatırlar, türbeler hemen her şehrimizde kutsal yerler olarak bulunmaktadır" (Sargın, 2006: 4).
DlYARBAKlRIN KÜLTÜR VE TARİH BOYUTU
Dicle Nehri kenarında yer alan Diyarbaku, yukarı Mezopotamya bölgesinde kurulan en önemli yer-
leşim alanlarından biridir. Bilindiği gibi Mezopotamya ilk uygarlıkların kurulduğu bölge olarak kabul edilmektedir.
Kaynaklara göre, şehrin milattan önce 2300'den beri bir yerleşim merkezi olduğu, kalesinin bir kıs
mının milattan ônce iV. yüz yıldan kaldığı sanılmaktadır. Eski adı Amida olup lslami dönemde Amid
şeklini almLş, daha sonra Bekir bin Vail kabilesinin yaşadığı topraklar olarak Diyar-ı Bekr, Osmanlı'da
Diyarbekir ve son olarak Diyarbakır şeklinde değişmiştir (tslam Ans. 466).
Diyarbakır'ın 26 medeniyete ev sahipliği yaptığı belirtilmektedix. Bu coğrafya Huri, Mitanni, Asur, Urartu, lskit, Mecl, Pers gibi milattan önce yaşamış eski uygarlıklardan; Roma, Sasani, Bizans impara-
torluklarına; Abbasilerden Artuklulara; nihayet Selçuklulardan Osmanlılara kadar çok sayıda medeni- yete ev sahipliği yapmıştır (Haspolat, 2010: 233).
Tarihi bu kadar eskiye dayanan ve bu kadar çok sayıda medeniyetin üzerinde yaşadığı, yer yer ka-
rışıp kaynaştıkları kentin kültürel zenginliği de doğal olarak göz dolduracak boyutlardadır. Peygamber ve sahabe türbelerinden, cami ve kiliselerine; Çin seddinden sonra dünyanın en büyüğü olduğu söy- lenen surlarından hanları ve köprülerine kadar adeta cisimleşmiş bir tarih olan Diyarbakır, maddi ve manevi kültürel değerleri ile de dikkat çeken bir kentimiz olma özelliğine sahip bulunmaktadır.
Dıyarbakır'dakı Manevi ŞahsiyeL Mekanlannın Toplumsal Elkilerine Dair Sosyolojik Bır Analiz
DİYARBAKIR VE MANEV1 ŞAHSİYETLER
Peygamberler ve Sahabeler şehri olarak nitelendirilen Diyarbakır, bu nitelemeden de anlaşılacağı
üzere topraklarında manevi şahsiyetlere ait olan ya da bir şekilde bu şahsiyetlerle ilişkilendirilen çok
sayıda mekanı banndırmaktadır. Hatta Mekke ve Medine'den sonra en çok sahabe kabri bulunan şehir
olarak ifade edilmektedir.
Peygamberler
Peygamber, Allah'tan vahiy geriren, Allah'ın elçisi anlamlanna gelmekte olup ilk peygamberin Hz.
Adem, son peygamberin Hz. Muhammed olduğuna ve insanlığa yeryüzünün değişik bölgelerine olmak üzere resul veya nebi olarak ad landın lan yüz binlerce peygamber gönderildiğine inanılmaktadır.
Çeşitli kaynaklarda aktarıldığına ve halk arasındaki inanışa göre Diyarbakır ilinde çok sayıda pey- gamber kabri ya da makamı (bir süre ikamet ettikleri yer) bulunmaktadır.
"Diyarbakır'la ilgisi olan peygamber sayısı kimilerine göre 10, kimilerine göre ise Tdir. Bazı eserler- de ise Diyarbaktr'daki peygamber me.zan sayısı 9, peygamber makamı sayısı da 3 olarak geçmektedir.
Peygamberlerden ?'sinin Eğil ve Ergani çevresinde yaşadığı, makamının veya kabrinin bulunduğu elite getirilmektedir" (Yıldız, 2010: 28).
Sahabeler
Kısaca Hz. Peygamberin arkadaşı diyebileceğimiz sahabe, peygamber devrinde yaşayan, onunla be- raber bulunan, ona inanan ve mesajını öteki insanlara ulaşcırma gayreti içinde olan kişi olarak da ifade edilebilir. Bu şekilde vasınandmlan kişiler, göç yoluyla veya retihlere katılmak suretiyle yeryüzüne da-
ğılarak peygamberin mesajını değişik bölgelerdeki insanlara ulaşnrmaya çalışmışlardır. Onlardan çok
sayıda kişinin Diyarbakrr'ın fethine katıldıkları, bir kısmımn burada şehit olduğu ve çok sayıda sahabe kabrinin burada bulunduğu çeşitli kaynaklarca bildirilmektedir.
"Diyarbaku'ın lslam hakimiyetine girmesi, Hz. Ömer devrinde gerçekleşmiştir. Aralarında bine
yakın sahabinin bulunduğu sekiz bin kişilik ordusuyla Diyarbakır önüne gelen kumandan lyaz b.
Ganm'in gayretleri sonucunda uzun uğraşlardan sonra kale fethedilmiştir. Diyarbakır'ın alınmasında,
kale surlarında gizli bir yol keşfederek şehre giren meşhur sahabi Halid b. Velid'in de büyük katkılan olmuştur. Çarpışmalar esnasında yirmj dön sahabr ile birlLkte Halid b. Velid'in oğlu Süleyman da şehit düşmüştür. Diyarbakır'ın kutlu misafirleri olan bu sahabtler, bugün Hz. Süleyman Camii avlusundaki
şehitlikte yatmaktadırlar" (Akgündüz, 2009: 71).
Diğer Manevi Şahsiyetler
Peygamber ve sahabe dışında, herhangi bir kentte bıraktıkları izler ve eserlerle o yöre külrürünün önemli birer unsuru haline gelen ve halk arasında büyük teveccüh kazanan evliya, aziz, padişah vb.
değişik ad ve unvana sahip daha başka manevi şahsiyetler de bulunmaktadır. Bunlar, yaşadıkları ken- tin önemli değerleri olup değişik noktalarda gömülü bulunmakla birlikte, genellikle hazire denilen mekanlarda yer almaktadırlar. "Hazire, külliye, cami, mescit, tekke gibi dini yapıların avlularında yer alan ... mezarlıklara verilen isimdir" (Akgüç, 2010: 142). Bugün Diyarbakır'da da hazire olarak adlan-
dırılan onlarca mekanda ve çeşitli türbe ya da kümbetlerde Müslümanlarca değer verilen çok sayıda
manevi şahsiyet yer almakta, yine çeşicli kiliselerLn bünyesinde bulunan bazı Hırisliyan azizlerinin yanı
sua, değişik yerlerde bulunan diğer dinlere ait azizler, krallar vb.nden oluşan çok sayıda manevi şah
siyetten söz edilebilmektedir.
MANEV1 ŞAHSİYET MEKANLARININ TOPLUMSAL HAYATTAKi YERJ
Gerek manevi şahsiyetlere ait olsun, gerekse çeşitli ibadetlere tahsis edilmiş olmaları hasebiyle dini
açıdan kutsal sayılıyor olsun kutsal mekanlar toplumsal hayatta, özellikle de inananlarının hayatlarında
çok önemli bir yer tutmakta, manevi yaşayış başta olmak üzere,kükürel hayatta derin izler bırakmak-
o ::;
...ı
<
>
"'
::.:
<
""
"'
<>-
o 195
~ _,
::; < >
a:
:.: <
"'
a: <
>-
Q
196
Yrd. Doc. Dr. Mehmet Karaca
tadır. Erbaş (2002: 98-99)'ın ifade ettiği gibi, kutsal mekan kavramı ve onun ziyareti, tarih boyunca bütün inançlarda mevcut olmuştur.
Dünyanın pek çok yerinde yaşayan halkların kültürlerinde, kutsal mekanlar, mekansal düzenle- melerin en önemli unsurlarından birini oluşturdukları gibi, sosyo kültürel hayatın da tam merkezinde denecek kadar hayatla iç içe geçmiş bulunmaktadırlar. Günay (2003a: 27)'ın ifadeleriyle, dini ziyaret fenomeninde din, tarih, kültür ve coplum iç içedir.
Dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi, ülkemızde de halkın sosyal hayatıyla iç içe geçmiş, adeta
canlı birer unsur olarak mekanda yerini almakta olan bu türden çok sayıda yapı ile karşılaşmak müm- kündür. Üstelik bu, sadece lslam dinine ait ibadethanelere ve manevi şahsiyetlere has bir durum da değildir. Yaman (2005:29)'ın belirttiği gibi, "Türklerin yaşadığı farklı coğrafyalarda gerek lslam öncesi gerekse Islam'dan sonraki dönemlere mensup ve çeşitli nitelikleriyle ziyaretgah niteliği kazanmış pek çok şahsiyetin mezarının bulunduğu bilinmektedir".
Manevi şahsiyetlere ait mekanlar çeşitli mimari özelliklerle ve değişik isimlerle karşımıza çıkmak
tadırlar. Özelikle, türbe ve yanı gibi manevi şahsiyet kabirlerine ait isimler sıkça karşılaştığımız kav- ramlardandır. Ôzcan (2007:13)'ın çeşitli kaynaklardan aktardığına göre tiirbe, içinde ünlü kişilerin mezarlan bulunan kubbeli yapı, ölünün gömüldiiğü toprak yer, etrafı çevrilmiş yahut üstü örrülmüş
olan mezar, merkad anlamlarına gelir; yatır ise öldükten sonra da kerametler gösterdiğine, kendisine
başvuranlara yardım ettiğine inanılan ermişin mezarı olarak tanımlanmaktadır.
Ote taraftan, söz konusu mekanlar hakkında ortaya atı.lan ve halk arasında dolaşan çeşitli efsane ve menkıbeler, oldukça yaygın bir biçimde gündelik hayatta kendilerine yer bulabilmekte, buraların
halk nazarındaki konumunu pekiştirdikleri gibi, sosyokültürel hayatın ya da kültür ve edebiyatın birer unsuru haline dönüşebilmektedirler. Günay (2003a: 14)'ın belirttiği gibi, "efsane, menkıbe ve keramet- ler, ziyaret yerlerinin tabiatüstü yahut olağanüstii kutsal güçlerle mücehhez oldukları konusunda ait olduklan sosyal çevreleri ikna ve inandırmaya yarayan ve böylece onlann kutsallaşıp meşrulaşmasını sağlayan vasıtalar ya da mekanizmalar olarak karşımıza çtk1yorlar"
Sosyal-kültürel hayatla bu kadar iç içe geçmiş bulunan kutsal mekanlar ya da manevi şahsiyetlere
ait mekanlann toplumsal hayattaki yer ve etkileri şu başlıklar altında ele alınabilir
1. Dua, İbadet ve Dini Ritüeller İçin Ortam Suııma
Bu mekanların ziyaret edilme nedenlerinin başında dua ve ibadet etme amacı gelmektedir. Çeşidi
dinlere inana insanlar açısmdan değerlendirdiğimizde söz konusu ortamlar birer dua, ibadet, ayin ya da
çeşitli ritüellerin gerçekleştirilme yerleri olarak işlev görmektedirler. Zira Diizgün (2009: 134-136)'ün ifade ettiği gibi, ubu mekanlarda tek bir inanışın doktrin ve pratiklerine değil; bölgede insanoğlunun varlık sürdürmeye başladığı andan itibaren ortaya çıkan ve buraya taşman inanışlann ve bu inanışlara bağlı ritüellerin sentezinden oluşan karma bir inanç yapısmm izlerine rastlanır"
Dolayısı ile bu yerlerin öncelikle bir dua ve ibadet yeri oldukları söylenebilir. Aslında pek çok dinde dua ve ibadet için belirli bir mekana bağımlılık söz konusu olmadığı halde, bu tür yerlerin bir nevi feyiz kaynağı olarak değerlendirildikleri görülmektedir. Burada yapılan duaların daha makbul olabi-
leceği ya da buralarda yatmakta olan şahsiyetlerin manevi himmetleriyle dualann kabule daha layık olacağı yönünde bir inancm beslenebildiği de gözlenebilmektedir. Kısaca, sayılan türden sebeplerle manevi şahsiyetlere ait mekanların dua ve ibadet için başka ortamlara göre daha çok tercih edildikleri görülmektedir.
Çayır (2010:135)'ın da belirttiği gibi, Anadolu'da kutsal mekanlara gidip orada dua etme ve birta-
kım dileklerde bulunma davranışını belirtmek için 'ziyaret' kelimesi kullanılmaktadır. Ziyaret; türbe,
yatır, tekke gibi çeşitli isimlerle anılan ve çoğunlukla manevi güç ve meziyetlerine inanılan kişilerin
Diyarbakır'daki Manevi Şahsiyet Mekanlarının Toplumsal Etkilerine Dair Sosyolojik Bir Analiz
yattıkları kabul edilen yerlere belli dilek ve isteklerle yapılan ziyaretler ve bu alanda oluşmuş inanç ve
uygulamaları içerir.
2. Manevi Güç, Destek ve Doyum Sağlama
lnsanlar inandıkları dinin gereği olarak dua, ibadet ve kulluk yapabildikleri ve çeşitli yerleri ziya- ret ettikleri gibi kendilerini yalnız, güçsüz ve aciz hissettikleri dunımlarda da bir dayanak, sığınak ve güç unsunı olarak gidecek bir kapı aramaktadtrlar. lşte böyle dunımlarda da bu tür mekanlar olduk- ça işlevsel bir rol üstlenmektedirler. Günay (2003a: 26)'ın belirttiği gibi, çaresizlik içerisinde olanlar için ziyaret olayı bir sığınak, hayatın kritik safhaları ve anlan için bir güven ve ümit kaynağı olmakta, mühim geçitler ve sınavlar böylece aşılmaya, her çeşit arzu, istek ve dilekler bu yolla elde edilmeye
çalışılmaktadır.
Bilindiği gibi lslam dini, Peygamber, alim ve şehitler ile salih olarak nitelendirilen bazı kişilerin
insanlardan kimisine şefaat edeceği inancını onaya koymaktadır (Erdal, 2006:118-124). Dolayısı ile insanlar, bu nitelikte olduklarına inandıkları ya da haklarında bu yönde bir kanaat, menkıbe veya ke- ramet söylentisi olan şahsiyetlerin türbelerine, onların şefaatlerinden nasiplenmek, manevi desteklerini almak ve dualarında onları vesile kılmak gibi düşüncelerle de akın etmektedirler.
"Manevi güç ve meziyetlerine inanılan, kendileri için özel bulunan, hakkında iyi şeyler duyulan,
kişileri insanımız, aralarında yaşatmak, hayatlarını onlarla paylaşmak, onlarla ruhen irtibat sağlamak
için bazı mekanlara kutsiyet verdikleri bilinmektedir" (Özcan, 2007:14).
Söz konusu şahsiyetler hakkında, duada vesile olma, ölümünden soma da keramet gösterme, ken- disine inanan, bağlılık gösteren ve saygıda kusur etmeyen kişilere himmet etme ya da en azmdan
huzurlarında manevi bir hava yaşandığı hissi gibi psikolojik durumlar insanların çok çeşitli ve değişik
türden amaçlarla bu yerlere ziyaretçi akını gerçekleştirmelerini sağlamaktadır.
Günay (2003a: 17-18)'a göre, "ziyaret yerlerine; hastalıklardan şifa bulma, çocuk sahibi olma, ço-
cuğu durmayanların çocuklarının yaşamasını sağlama, doğacak çocuğun kız mı oğlan mı olacağını
önceden bilme, yağmur duası, dilek tutma, adak, evde kalmtş kızların kısmetinin açılması, kötü ka-
dınların bu durumdan kurtulmaları, düşman şerrinden emin olma; ev, araba, mülk, servet, vb. şeylere
sahip olma, kayıp eşyanın bulunması, içki, kumar gibi kötü alışkanlıklardan kurtulma, rızkın artması
ve geçim slkıntıstmn aşılması, işsizleıin iş bulması, trafik kaza lan vb. felaketlerden emin olma, evlilikte ilk gecenin hayırlı geçmesi, kan koca arasındaki muhabbeti arnrma, kocasının çapkmlıgını önleme,
dışarıya veya askere giden yakınların sağ salim dönmesi, niyet edilen belli konularda yaunn tavsiyesini alma, yaramaz çocukların uslanması, sınavlarda başarı, dolu, zelzele, vb. tabii afetlerden emin olma ve mahsulünü koruma, hayvanların hastalıklarının iyileşmesi gibi pek çok ve çeşitli dilek, istek, adak, murat ve hacetlerle gidilmektedir".
3. Sosyal Bütünleşme, Birlik Ruhu ve Birlikte Yaşama Kültürü
Manevi şahsiyetlere ait mekanların, özellikle de tarihin derinliklerinden gelen ve kültürel zenginlik
oluşturan mekan ve eserlerin toplum hayatında yerine getirdikleri en önemli fonksiyonlarından biri de toplumdaki bireyler, gruplar ve kitleler arasında toplumsal bütünleşme ve kaynaşmayı sağlamalarıdır.
Zira bir toplumu oluşturan farklı birey ve kesimler, sahip oldukları ortak değerler ölçüsünde bir birle- rine yaklaşabilmekte, tanışma ve karışıp kaynaşma fırsatı bulmaktadırlar. Yine, ortak değerlerin varlığı farklı kesimlerin ilişki, etkileşim ve iletişim imkanlarım arttırdığından, bu tür değerlerin sayısı arttıkça diyalog kurma, anlaşma ve karşılıklı olarak bir birlerine güven duyma imkanı da o ölçüde artmaktadır.
"Birleşmek, kaynaşmak, birlik, ahenl< ve denge içinde bulumnak, yekvücut olmak. .. gibi mana- lara gelen bütünleşme sosyolojide, toplumdaki küçük ya da alt gruplar, cemaatler, menfaat birlikleri, müesseseler gibi sosyal yapının çeşitli unsurları arasındaki tamamlanma ve kaynaşma durumunu ifade
/ 197
198
Yrd. Doç. Dr. MehmeL Karaca
etmektedir ... Bir başka açıdan da sosyal bütünleşme, bir toplum ve sosyal grup içinde hakim olan kültürel değerlerin toplumu meydana getiren fenler tarafından alınarak kendilerine mal edilmesi ve böylece fertlerin toplumun sosyo-kultürel değerlerini kazanarak onunla uyumlu bir şekilde yaşama du- rumuna gelmeleri sürecini ifade etmektedir ... mekan birliği de bürunleşmeyi sağlayıcı faktörlerdendir"
(Günay, 2003b: 343-345).
Bir toplumun güçlü olmasında ve varlığını sürdürmesinde, o toplumu oluşturan fertleri bir arada tutan ve farklı kesimleri birleştirip bütünleştiren unsurlar hayati önemdedir. Herhangi bir toplumsal
öğenin farklılıklan yan yana getirme ve bir arada tutma, hatta uyumlu bir bütünlük içinde birleştirme yeteneği bir toplumda en çok istenen ve aranan özelliklerden olup bu tür unsurlann yaşatılması ve yüceltilmesi her toplumda karşılaşılan ve kolay anlaşılabilir durumlardandır. lşte manevi şahsiyetler
ve onlara ait nesneler ve mekanlar da bu tür birleştirici, bütünleştirici değerlerden olup, bu yönüyle
korunmayı ve yaşatılmayı hak etmektedirler.
"insanların algılamalarına bakıldığında; bazı mekanların, zamanların, varlıklann veya nesnelerin
saygın ve kutsal kabul edildiği anlaşılmaktadır ... birlik ve beraberliğimizin arka planındaki bu manevr gücün varlığı asla unutulmamalıdır. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de de; birtakım mekanların kutsiyetine ve önemine dikkat çekilmiştir. insanlara bir rahmet ve hidayet olarak gönderilen peygamberlerirL hayadan ve faaliyetlerinin cereyan ettiği yerler; diğerlerine göre daha fazla tanınmış ve anlamlı hale gelmiştir"
(Karaman, 2008: 10).
Farklı köken ve inançtan olan kesimlerin ötekilere ait dini değerlere, mabetlere ve o inancın aziz- lerine ya da onlara ait eser ve mekanlara karşı saygılı davranmaları, birlik, beraberlik ve toplumsal
bütünlüğün sağlanmasında hayati öneme sahip bulunmaktadır.
Kısaca ifade etmek gerekirse, manevi şahsiyetlere ait olan ya da kutsal kabul edilen mekanlar, kar-
şılıklı anlayış, diyalog ve hoşgörü ortamı sunmaları ve farklı kesimlerirL üzerinde uzlaşabilecekleri birer
değer olmaları yönüyle, karşılıklı güven, sevgi, saygı, barış ve kardeşlik duygularını geliştirip pekiştir
mek suretiyle, birlikte yaşama külrurüne büyük bir katkı sağlamaktadırlar.
4. Tarihi Bağ ve Kültürel Zenginlik
Kutsal mekan kapsamında değerlendirilen yapı ve eserlerin önemli özelliklerinden biri de bu günün
geçmişle, yeni neslin tarihle bağlarını kurmaları ve kültürel zenginlik göstergesi olmalandır. Söz konu- su yapı ve mekanlar sosyo kültürel hayattaki yerleri itibariyle önemli birer kültür mirası oldukları gibi, mimari özellikleriyle de birer kültürel zenginlik aracı olarak öne çıkmaktadırlar.
Kültürel zenginliklerimiz arasında değerlendirilen kutsal mekanlara, camiler, külliyeler, kilise ve manasnrlar, mezarlıklar ve rurbeler örnek verilebilir. Bu tür yapılar, mimari özellikleriyle hangi dönem ve medeniyete ait olduklarını kolayca anlama imkanı sundukları gibi, üzerlerindeki işlemeler, süsle- meler, yazı ve kitabelerle de adeta dile gelmekte ve dillerinden anlayanlara çok şey anlatmaktadırlar.
Günay (2003a: 9)'ın da belirttiği üzere, türbe vb. üstünde yapı olan mezarların değişik şekilleri mevcut olup, ait oldukları dönemin, örneğin Selçuklu, Osmanlt, Timur dönemi ya da çağdaş dönemin mimari geleneklerini yansıtmaktadırlar.
Söz konusu eserlerden oluşan kültürel zenginlik, kültürel çevre olarak da anılmaktadır. Ancak kültürel çevre de tıpkı fiziksel çevre gibi çeşitli tahrip edici faktörlerin yıkıcı etkisi ile karşı karşıya bulunmaktadırlar. Keleş ve Hamamcı (1998:135-136)'nın ifade ettikleri gibi, doğal çevre değerleri, insanın tarih boyunca geliştirdiği uygarlıkların ürünü olan kültürel çevre ile bir bütün oluştururlar. in-
sanın tarih boyunca yarattığı kültürel değerlerin fiziksel çevreye yansımış olan görüntüsü tarihsel çevre olarak tanımlanmaktadır. Ancak kültürel çevrenin de su, hava, toprak, flora, fauna gibi kirletilebilen ya da yitirilebilen bir çevre olduğu görülmektedir.
Diyarbaku'daki Manevi Şahsiyet Mekanlannm Toplumsal Elkilerine Dair Sosyolojik Bir Analiz
5. lnanç Turizmi, Kültürel Alışveriş ve Tanıtım
Kutsal ve manevi değer ifade eden mekanlann önemli bir diğer fonksiyonları da inanç turizmi, kültürel alış veriş ve kemin tanıtımında rol oynamalandır. Hatta günümüzde yeryüzünde gerçekleştiri
len turistik seyahatlerin çok önemli kısmının ya tamamen ya da önemli oranda inanç turizmi şeklinde gerçekleşmekte olduğu söylenebilir.
"Kutsal yerlerin bu dinlere mensup turistlerce ziyaret edilmesinin, turizm olgusu içerisinde de-
ğerlendirilmesi 'inanç turizmi' olarak tanımlanmaktadır. .. insanlann inançlannın gereği olarak 'hacı'
olmak, kutsal yerleri görmek, manevi tatmine ulaşmak için seyahat ettikleri de bir gerçektir. Hatta bu yerler sadece inananlan tarafından değil, meraklıları tarafından da ziyaret edilmekte ve bu mekanlar tur organizasyonlan içerisinde özellikle yer almaktadır" (Sargın, 2006:3).
Türbe, ziyaret yeri vb. olarak adlandırılan kutsal mekanlar ile tarihi eser statüsündeki çeşitli mimari
yapılar çeşitli özellikleriyle birer cazibe merkezi olmakta, dünyanın her yerinden ziyaretçi çekmek- tedirler. Ulaşım imkanlannın çeşitlenerek arttığı günümüzde, iyi bir tanıtım sayesinde bu tür yerlere ziyaretçi akını gerçekleşmesini sağlamak pekala mümkün olabilmektedir. Günay (2003a: 21-22)'ın
da belirttiği gibi, "toplumsal refah düzeyinin, iletişim ve ulaşım vasıtalarının artışı, yerleşim yerleri
arasındaki ilişkilerin sıklaşması ve sosyal mobilite ve sosyo-kültürel değişimin hızlanması ve toplumda iç turizm olayının yerleşip kökleşmesi olgularına paralel olarak şehir merkezleri ve özellikle de metro- pollerde merkezi bir konuma sahip bulunan türbe ve ziyaret yerleri yerellik ve bölgesellikten çıkarak
ülke çapında çekim gücüne erişmeye yönelecek bir odaklaşmaya sahne olmaktadır". Yani bu tür yerler
artık yerel birer değer olmanın da ötesine geçerek dünya kültür mirasının birer elemanı konumuna gelmektedirler. Dolayısı ile kentlerin1izin ve ülkemizin tanıtımında ve farklı kültürlerden insanlan ağır
lamasına zemin hazırlamada bu tür mekanlardan en üst düzeyde yararlanılabilir.
Dünyanın değişik bölgelerinde yer alan pek çok kent, sahip olduğu kutsal mekarılan çok iyi de-
ğerlendirip tamtımda ve turist çekmede çok iyi kullanırken, bizim şehirlerimizin pek çoğunda onlarca mekan sahipsiz durumda adeta kaderine terk edilmiş halde bulunmaktadır. Bu durum, peygamber, sahabe, aziz gibi kişilere ait çok sayıda manevi mekanı bünyesinde banndıran Diyarbakır ili için de büyük ölçüde geçerlidir. Akgündüz (2009: 7l)'ün ifade ettiği gibi, "Diyarbakır şehri inanç turizmi açı
sından büyük bir potansiyele sahip bulunmaktadır. Anadolu topraklarında sahabenin izleıini görmek isteyenler Diyarbakır'a gelerek bu kutsal mekarıları ziyaret etmelidir". Yani Diyarbakrr'ıo sahip bulun-
duğu manevi mekanlar ve tarihi eserlerden, kentin tarumnmda, inanç turizminde ve bu amaçla kenti ziyaret edecek olanlarla sosyal ve kültürel ahş verişte bulunmada yararlanılmaması için hiçbir neden
bulunmaktadır.
6. Sosyal-Kültürel Etkinliklere Zemin Hazırlama
Kutsal veya manevi şahsiyetlere ait mekanlara uğrayanların buralarda icra ettikleri faaliyetler daha çok ziyaret, dua, adak gibi olgular çerçevesinde değerlendirildiğinden, buralarda ortaya çıkan önemli bir gerçek genellikle gözden kaçınlmaktadır. Bu yerler aslında ziyaretçiler için stkça sosyal ve kültürel etkinlik alanları olarak da işlev görmektedir. Örneğin buralara uğrayanlar gezimi, kıra çıkma ve remiz hava alma amacı da gütmekte hatta ziyaret mekanlarının yakınlannda piknikler de yapabilmektedirler.
Bununla birlikte söz konusu mekanlar bilimsel çalışmalara, sempozyumlara, kültürel gezi, festival vb.
kültürel etkirıliklere de konu olabilmektedirler.
Bu tür mekanlara ait komplekslerde ya da onlara yakın yerlerde, sanatından mutfağına, yöre kültü- rünü tanıtıcı etkinlikler gerçekleştirilmesi de mümkündür. Zaten merkezi konumdaki çoğu mekanda
çeşitli yöresel ürünlerin satışı her zaman söz konusu olmaktadır. Ancak bu tür mekanlarda ya da çev- relerinde yöre ve ülke kültürünü tanıtmaya yönelik etkinlikler gerçekleştirilerek bu çerçevede açılacak
/ 199
200
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Karaca
standlarda kültürel zenginliklerimizin tanıtılması da her zaman için mümkün olabilir.
7. Ekonomik Yansımalar
Kutsal mekanlann toplum hayatındaki etkilerine dair sıralanan bütün bu faktörlerin yanında, bura-
ların kentin ekonomik hayatına etkilerinden de söz etmek mümkündür. Mevcut haliyle bu tür yerlerin, en azından buralan mesken tutanların hayatlarında bircak1m ekonomik yansımaları olduğu ortada.
Buraları gerek inanç turizmi, gerekse ziyaret çerçevesinde gezip görenlerin bu mekanları mesken tu- tanlara sadaka verme, para karşılığında dua vb. okutma, sattıkları çeşitli ürünleri satın alma vb. yollarla onlara ekonomik katkı sağladıktan gözlenmektedir. Ancak özellikle kent içinde ve merkezi yerlerde bulunanlar başta olmak üzere, bu mekanların çevre düzenlemelerinin yapılarak birer komplekse dö-
nüştürülmesi ve buralarla ilgili çeşitli sosyal, kültürel, turistik etkinliklere imkan tanınması suretiyle kent ekonomisine büyük katkılar sağlanması da mümkün olabilir. Bunun için, söz konusu mekanların yapı ve alan olarak elverişliliği ölçüsünde bizzat mekanın kendisi ya da en azından çevresi turistik bir görünüme kavuşturulabilir.
Sargın (2006:16)'ın çok yerinde tespitiyle, "inanç turizmi açısından ülkemizin var olan potansi- yelinin belirginleştirilmesi, yeteri kadar tanınmayan birçok mekanının cazibesini arttıracak ve turizm gelirleri daha geniş bir yelpazeye yayılarak, özellikle bir çok ekonomik sorunla karsı karsıya olan kırsal
kesimde yasayan insanların da bu faaliyetlerden faydalanmasında etkili olacaktır".
8. Kutsal Mekanlarda Sergilenen Hurafeler
Sosyo kültürel hayatımızda çok önemli bir yer işgal etmekte olan kutsal mekanlarla ilgili çeşitli
problemlerle de karşı karşıya bulunduğumuzu belirtmekte yarar var. Bu problemlerin başında ise söz konusu mekanlar etrafında oluşturulmuş olan hurafeler ya da batıl inançlar gelmektedir. Kimi kaynak- larda halk inançları olarak da ifade edilen hurafeler, Özcan (2007:8)'ın ifadeleriyle, toplumun kabul
etiği ilahi dinin hükümleri ve öğretileri dışında kalan, fakat halk arasında yaygın bir şekilde yaşatılarak
bir sonraki nesle aktarılan inanmalar olarak tanımlanmaktadır. Bunlar, dinin halka göre algılanış ve hayata geçiriliş biçimi olarak da ifade edilmektedirler.
"Semavf dinler içinde sıklıkla karşılaşılan ve bu dinlerin öğreti ve kabullerine göre çoğu zaman "hu- rafe" olarak adlandırılan inanış ve ritüeller halk arasında bazen mensubu bulunulan dinin doktrinlerine uyarlanarak bazen ise buna gerek duyulmadan varhklanm sürdürmeye devam etmişlerdir" (Düzgün, 2009:135)
Hayatın diğer alanlarında olduğu gibi, manevi/kutsal mekanlar etrafında cereyan eden ve geçmiş
ten günümüze sürüp gelen batıl inanç ya da hurafe denilebilecek çok çeşitli hareket ve davranışlarla karşılaşmaktayız. Günay'm aşağıya aktarılan ifadelerinden de anlaşılacağı gibi bu tür tavır, davranış ve eylemler sayılamayacak kadar çok sayıda olabiliyor.
"Türbe, adak ve ziyaret yerindeki mezara elini yüzünü sürme, kutsal kuvvet taşını ağnyan yere sürme veya koyma, türbe duvarına ismini kazıma, mezardan alınan toprağı suya katarak içme, kutsal gücü olan delikli taşın arasından geçme yahut deliğe elini sokma ... kutsal taşa, mezara veya ağaca çaput
bağlamak, kutsal su ile yıkanmak, kutsal ağacın meyvesinden yemek, kutsal caştan yahut ağaçcan kü- çük bir parça koparmak veya toprağından bir miktar almak ve yanında yahut evinde bulundurmak vb.
Aynı şekilde, genç kızın bir elbisesini yahut kumaş parçasını ziyaret yerine bırakma ve bir süre sonra
alıp ona giydirme, kutsal yere para, seccade, tespih, vb.ni bırakma, orada kurban kesme ve kanından alnına sürme yahut adını ve hatta adresini türbenin duvarına kazıma, vb. fiillerde de durum aynıdır"
(Günay, 2003a: 26)
Diyarbakır'daki Manevi Şahsiyet Mekanlarının Toplumsal Etkılerine Dair Sosyolojik Bir Analiz
SONUÇ
Toplumsal hayatta rol oynayan önemli unsurlardan biri olan ve kutsal mekanlar arasında de-
ğerlendirilen manevi şahsiyetlere ait mekanlar, dünyanın ve ülkemizin pek çok yerinde olduğu gibi
Diyarbakır'da da insanların ilgisini çekmeye devam etmektedir. Bu gün Diyarbalm'da peygamber ve sahabe kabir ve makamları başta olmak üzere çok sayıda manevi şahsiyet mekanı bulunmaktadu. Bü- tün diğer kutsal yerler gibi, söz konusu mekanlar da toplumsal hayatı derinden etkilemeye devam etmektedir.
Bu yerlerin toplumsal hayatta doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak yaptıktan etkileri; dua, ibadet ve dini ritüelleri gerçekleştirme ortamı sağlama; manevi destek, güç ve doyum sağlama; sosyal bütün-
leşme ve birlik ruhunu gerçekleştirmeye imkan sunarak birlikte yaşama kültürünü geliştirme; tarihle bugün arasında bağ kurma ve kültürel zenginlik oluştumıa; inanç ve kültür turizmine konu olma, kültürel alış veriş ortamı ve kent tanıtımma katkı sağlama; sosyo-kühürel etkinlikler için ortam sunma;
kent ile halkın ekonomik hayatına katkı sunma ve etraflannda oluşturulan batıl inanç ve hurafelerin toplum hayatına etkileri vb. şekillerde sıralamak, hatta bu Listeyi daha da uzatmak mümkündür.
Diyarbakır'da bulunan manevi şahsiyet mekanlannm da toplumsal hayatta sayılan bu tür etkilerde
bulunmaları söz konusu edilebilir. Ancak bu yerlerin gerçek anlamda hak ettikleri konuma ulaşunla
bildiğini Sôylemek çok da mümkün görünmemektedir. Onun için, Diyarbakır halkı ve yetkililerin, öte- ki bütün toplumsal değerler gibi, bu tür değerlere de gereğince sahip çıkmaları ve buraları hak ettikleri konuma ulaştırmaları toplumsal bir sorumluluk olarak karşımızda durmaktadır.
KAYNAKLAR
AKGÜNDÜZ, Murat (2010), "Diyarbaku'da Sahabe izleri", Nebiler, Sahabiler, Azizler ve Kral- lar Kenti Diyarbakır (25-27 Mayıs 2009 tarihli Sempozyum Bildirileri), ss: 71-74
ATIK, Damla ve ERDOCAN, Nevnihal (2007), "Geleneksel Konut Mimarlığını Etkileyen Sosyo- Kültürel Faktörler: Edirne'de Şinasi Dörtok Evi", Trakya Üniversitesi, ss: 21-27
ÇA YlR, Celal (2010), "Manevi Bir Değer Olarak Hz. Süleyman ve Haziresi", Nebiler, Sahabiler, Azizler ve Krallar Kenti Diyarbakır (25-27 Mayıs 2009 tarihli Sempozyum Bildiıileri), ss: 133-140
DOCAN, lsmail (2008), Sosyoloji (8. Baskı), Pegem Akademi Yayınları, lstanbul
DÜZGÜN, Ülkü Kara (2009), "Giresun Adak Yerlerinde Tespit Edilen Çeşitli Uygulama, inanış ve Efsaneler", Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, C: 2/7 Bahar 2009, ss:133-153
ERBAŞ, Ali (2002), "lslam Dışı Dinlerde Hac'', Sakarya Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, C:5, ss:97-121
ERDAL, Mesut (2006), 40 Soruda Kur'an ve Sünnet'e Göre Şefaat lnancı, Yeni Akademi Yayın
lan, İstanbul
GÜNAY, Ünver (2003a), "Türk Halk Dindarlığımn Önemli Çekim Merkezleri Olarak Dini Ziyaret Yerleri" Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S:l5, Y:2003/2, ss:5-36
GÜNAY, Ünver (2003b), Din Sosyolojisi, lnsan Yayınlan (6. Baskı), lstanbul
HASPOLAT, Kenan (2010), "Hükümdarlar, Paşalar ve Beyler Kenti Diyarbakır", Nebiler, Saha- biler, Azizler ve Krallar Kenti Diyarbakır (25-27 Mayıs 2009 tarihli Sempozyum Bildirileri), ss:
233-313
ISLAM ANSlKLOPEDlSl, "Diyarbakır" road., Türkiye Diyanet Vakfı Yay., lstanbul, 1994, Cilt:9 KARAKURT, Elif (2006), "Kentsel Mekanı Düzenleme Önerileri: Modern Kent Planlama Anlayışı
/ 201
202
Yrd. Doç. Dr. MehmeL Karaca
ve Postmodem Kem Planlama Anlayışı", Erciyes Üniversitesi İktisadi ve ldari Bilimler Fakültesi Dergisi, 5:26, Ocak- Haziran 2006, ss: 125-146
KARAMAN, Fikret (2008), "Kutsalı Anlamak", Gündem, Diyanet Aylıl< Dergi, Ocak 2008, ss:
9-11
KELEŞ, Ruşen ve HAMAMCI, Can (1998), Çevrebilinı (3. Baskı), lmge Kitabevi, Ankara ÖZCAN, Hatice (2007), Halkın Çoban Dede'den Beklentilerinin Psikolojik Nedenleri, Yüksek Li- sans Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstirüsü, Felsefe ve Din Bilimleri Anahilim Dalı
SARGIN, Sevil (2006), "Yalvaç'ta lnanç Turizmi" Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C:l6, 5:2 Ss:l-18, ELAZIG
YAMAN, Ali (2005), "Türk Dünyasmda ZiyareL Kültürünün Ortak Bazt Unsurları Hakkında", Ma- nas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, S: 14, ss: 29-3 7
YILDIZ, M. Cengiz (2010), "Eğil-Ergani Halkının Dilinde Medfun Peygamberler" Nebiler, Sahabi- ler, Azizler ve Krallar Kenti Diyarbakır (25-27 Mayıs 2009 tarihli Sempozyum Bildirileri), ss: 25-43