• Sonuç bulunamadı

Bir pazar sabah

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir pazar sabah"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bir pazar sabahı yaşamdan, sevgiden, aşktan söz etmek istiyorum... Düşsel yolculuklara çıkmak!..

Paul Celan’la bir Viyana akşamını yaşamak, Prag’da sokaklarda dolaşmak, Belgrad’da anıları toplamak... Geçmiş zaman resimlerinde yaşamı yakalamak.

Kıyıda yürürken denizin beyaz köpüklü dalgalarını seyretmek...

Eski Datça’nın taş duvarlı evlerinin bahçelerinde renk renk çiçekleri sulamak... İlkyaz sıcağını yüreğimde duyumsamak...

Duru su baharın, ilk çiçek toprağın mıdır?

Lermontov elinde şarap kadehiyle ayın ışıklarını toplarken yeryüzünde, küreselleşmeye karşı başkaldırmak. Hani o sağır ve eski pişmanlık yıllarım vardır benim, okura sık sık anlatıp bıkkınlık getirdiğim...

çokuluslu şirketlerin “altın talanı”nı anlatırken, çocuklarımızın iç çekişleri Fırtına Vadisi’nde, Tunceli Ovacık’ta, Bergama’da, Kaz Dağları’nda yankılanır.

Kapanan gözler vardır ya hani; konuşmayan çocuklar; dağ başları, ovalar, akarsular, göller, denizler... Yağma vardır, talan vardır ya!..

Filiz süren bir sessizlik gelip çatar hayatın tam ortasına... Soygunun, vurgunun, yolsuzluğun egemen olduğu yer burasıdır bilip de bilmeyene...

Kaz Dağları, Artvin Cerattepe, Bergama Kozak Yaylası, Madra, Efemçukuru, Eşme, Tunceli Ovacık... Dağlarımız, ovalarımız delik deşik...

66 bin 600 dekarlık Kozak Yaylası’nda altın avcıları... ***

5 milyon çamfıstığı ağacı...

50 milyon dolarlık çamfıstığı dış satımı, 17 köyün geçim kaynağı... 300 binden fazla insana su sağlayan akarsular...

Zehirlenen Madra çayı... Yok olan doğa ve insanlık...

Ne zaman açılacak gözlerimiz, ne zaman?..

Ne zaman söylenecek türkümüz, insanca yaşamımız, sevgimiz, tutkumuz?.. 300 binden fazla insana su veren Kozak Yaylası gözden ıkarıldı...

(2)

Ne yazarsan yaz, siyasal erk umursamaz... On beş gün önce oralardaydım...

Kaz Dağları’ndan Edremit Körfezi’ni seyrederken tarifsiz kederler içindeydim... Kaz Dağları teslim alınmıştı...

Biga Yarımadası can çekişiyordu...

Vahşi kapitalizmin “Küreselleşme” ya da “Yeni Dünya Düzeni” masalı; aslında “Ahtopot’un Kolları”yla azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri kuşatmıştır...

çokuluslu “altın avcıları” ve onların taşeronları ülkemin topraklarını “mal” gibi görüyorlar. Yerli işbirlikçilerini, siyasal erki de “köle”.

Elimde Prof. Dr. Yaşar Gürbüz’ün “Siyasal Sosyoloji” kitabı (Filiz Yayınları, İstanbul) var... İlginç olduğu kadar okunması gereken bir kitap...

Azgelişmiş ülke tanımı Türkiye’yi anlatıyor gibi...

Kısa sürede köşeyi dönenler, sanayileşmiş ülke varsıllarının tersine pahalı otomobiller, yalılar, köşkler, gece kulüplerinde bırakılan binlerce liralar...

Azgelişmiş ya da gelişmemiş ülkelerin fotoğrafları değil midir bu yazdıklarım... ***

Şimdi gel de Karl Marx’ı anımsama...

Yaşar Gürbüz de anımsamış ki, Marx’ın sosyal sınıflara bakışını almış kitabına... Köle bir çeşit maldır!..

Öyle söyler Marx...

Emekçi ise emeğini satar...

Sınıflar arasındaki çelişkiyi Tunceli Ovacık’ta ya da Eşme Kışladağ’ında “Altın avcıları”nın yanında çalışan köylülere nasıl anlatacaksınız?

Bir uçta köleyi, bir uçta işçiyi alırsanız ne çıkar ortaya?

Sanayileşmemiş bir toplumsanız, din eksenli politikaların boyunduruğu altındaysanız yandınız!.. Tarikatlar siyasete yön verecek, din sömürüsü ivme kazanacak.

Galiba Türkiye’nin siyasal sancısı da bu!..

(3)

AKP iktidarı arkalarında... Paraları repoda!..

çokuluslu şirketler ise dağlarımızı, ovalarımızı talan ediyorlar... ***

Kozak Yaylası’nda kıyım sürüyor... Acı ama gerçek bu!..

AKP’nin gerçek yüzü ortada sevgili okur!

Türkiye’yi gerenler, hem ekonomiye hem de sosyal yaşama zarar veriyor... “Demokrasi ve özgürlük” adı altında Türkiye peşkeş çekiliyor...

Her siyasi hareket AKP tarafından durdurulmak isteniyor; sendikalara, demokratik kitle örgütlerine baskı yapılıyor... Bir pazar sabahı yaşam ve sevgiden söz edecektim, olmadı...

Belki Tahsin Saraç’ın dizeleriyle kendimi bağışlatabilirim:

“Al bahar, yeşil yaprak / Titrerim ak yellerle, dorukta kavak kavak / Ben ozanım / Açlığın kan çizgisinde ve taş dilsizliğinde / Değişip olurum hemen / Suskunluğun o sarı öfkesiyle / Kınında bekleyen soğuk bir bıçak.” hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr

Faks numaramız: 02126 343 72 69 Cumhuriyet 22.06.2008

Referanslar

Benzer Belgeler

İncelenen köylerin ova köyleri plansız toplu yerleşim şeklinde, orman ve dağ köyleri ise plansız dağınık yerleşim şeklindedir.. En yoğun nüfus 195 kişi

Bu çalışmada, sağlık çalışanlarının duygusal zekâ ve merhamet yorgunluğu değiş- kenlerinin sosyo-demografik faktörler açısından araştırılması

Karaçam’ın avukatı Arif Ali Cangı duruşmada ‘’Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun verdiği bozma kararına Danıştay uymak zorunda, dolayısıyla acele

Yeşil Artvin Derneği Üyesi olan aynı zamanda eski bir Murgul Bakır İşletme işçisi olan Erol Çağal, Yeşil Artvin Derneği üyesi olarak, 7 Nisan 2012 tarihli ve 28257 say

Bakanlar Kurulu taraf ından altıncı şirket lehine verilen “Acele kamulaştırma kararı” ile ilgili dava, acele kamula ştırmanın iptali ile ilgili Danıştay İdari Davalar

Özel güvenlik elemanlarının yanı sıra yol boyu ağaçlara yerleştirilen güvenlik kameraları ve otomatik giriş kap ısı ile saha 24 saat gözlenmekte!. KASABANIN

1990’lı yılların ba şında siyanürle altın çıkarmak için Cerattepe’ye gelen ve altın bakır gümüş ve çinko madenleri için ruhsat alan Kanada şirket Cominco

İşsizliğin köyleri için sorun olmasına rağmen madencilerin “Size istihdam sa ğlayacağız” sözlerine itibar etmediklerini söyleyen muhtar Özkan, “Halka, ‘Burası