• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE EKONOMİSİ DÜNYA EKONOMİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKİYE EKONOMİSİ DÜNYA EKONOMİSİ"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ARALIK 2015

(2)

2 3 2015 yılı Aralık ayında, küresel ekonominin en

önemli gündem maddesi FED’in faiz artırımı sü- recini başlatması olmuştur. 2008 yılında başlayan küresel krizin ardından parasal genişleme kararı alarak politika faizini 0 ila 0,25 aralığına çeken FED, beklendiği gibi, Aralık ayı toplantısının ardından, politika faizini 25 baz puanı artırarak 0,25-0,50 aralığına yükseltmiştir. FED’in gelecek politika ka- rarlarını ekonominin gelişimine göre ayarlayacağı ve kademeli bir artış hızı izlenileceği beklenirken, faizlerin 2016 yılı sonunda 1,375 seviyesinde olaca- ğı tahmininde bulunuldu.

Uzun süreden beri faiz artışını fiyatlayan FED’in, faiz artırımına yönelik bu kararı ile birlikte Türki- ye’nin de dâhil olduğu gelişmekte olan ekono- milerden döviz çıkışı olacağı, faiz artışının ortaya çıkardığı getiri artışından yararlanmak ve risklerini azaltmak isteyen fonların gelişmiş ülkelere döne- ceğine yönelik beklentiler artış göstermiştir. Ka- demeli olarak devam edecek olan faiz artırımı sü- resince, gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışı

yaşanmaya devam edeceği ve ABD dolarının bu ülkelerin para birimleri karşısındaki güçlü konumu- nun sürmesi beklenmektedir.

Küresel ekonominin en önemli gündem maddele- rinden biri de petrol fiyatları olmuştur. Aralık ayı içerisinde, arz fazlasının artarak süreceğine yöne- lik beklentilerin artış göstermesiyle 2004’ten bu yana en düşük seviyesine gerileyen petrol fiyatları;

enerji fiyatlarının 2016 yılında nasıl bir seyir izleye- ceğine yönelik soru işaretlerini artırmaktadır.

Çin ekonomisinden gelen son veriler ise, ekonomi- deki yavaşlamanın nispi de olsa ivme kaybettiğine işaret etmektedir. Kasım ayına ait sanayi üretimi verisinin yıllık bazda %6,2 oranında artması ekono- mideki toparlanmanın sinyalini vermesine rağmen,

%7 olan 2015 yılı büyüme hedefine ulaşılmasının önündeki riskler devam etmektedir.

Avro Bölgesi’nde ise; Avrupa Merkez Bankası ta- rafından uygulanmaya konan tedbirler piyasalara olumlu etki etse de, ekonomik aktivitedeki dur-

gunluk sürerken, buna bağlı olarak enflasyon da düşük seyrini korumaktadır. Bu gelişmeler üzerine;

Aralık ayındaki toplantısında Avrupa Merkez Ban- kası, varlık alım programını sonlandırma tarihini 2017 yılının Mart ayına uzatmıştır. Bu kararın, uzun vadede Avro Bölgesi’ndeki ekonomik aktiviteyi hareketlendireceğini öngörebiliriz.

TÜRKİYE EKONOMİSİ

Türkiye ekonomisi; 7 Haziran Seçimleri sonrası ya- şanan siyasi belirsizlik ortamı ve bu dönemde artış gösteren güvenlik endişelerinin yanında, ekonomik ve siyasi anlamda gerek küresel gerekse jeopolitik risklerin de had safhaya ulaşmasına rağmen, 2015 yılının 3. çeyreğinde beklentileri aşarak %4 oranın- da büyümüş ve pozitif büyüme performansını 24 çeyreğe çıkarmayı başarmıştır.

FED’in para politikasına yönelik beklentiler ile yön bulmaya çalışan ve Çin ekonomisindeki yavaşla- manın yanı sıra Avro Bölgesi’ndeki durgunluktan da önemli ölçüde etkilenen bir küresel konjonk- türde, Türkiye ekonomisinin yılın ilk 9 ayında %3,4 oranında büyüme kaydetmesi, ekonominin çarkla- rının dönmeye devam ettiğine işaret etmiştir.

Avro Bölgesi’nin %1.9, ABD ekonomisinin %2.2, Çin ekonomisinin %6.9, Japonya ekonomisinin %1, Al- manya ekonomisinin %1.8, İngiltere ekonomisinin

%2.3 ve Güney Kore ekonomisinin %2.7 büyüdüğü 2015 yılının 3. çeyreğinde, Türkiye ekonomisinin

%4’lük bu performansı, büyümenin sürmesi adına önemli bir çabanın varlığına işaret etmektedir.

Bu bağlamda Türkiye ekonomisi; 2016 yılına, 24 çeyrektir süregelen pozitif büyüme performansı- nın verdiği bu motivasyonla birlikte girmektedir.

30 Mart 2014’te Yerel Seçimler ile başlayan, Cum- hurbaşkanlığı Seçimi ile devam eden, ardından 7 Haziran ve 1 Kasım Genel Seçimlerine kadar süren yaklaşık 20 ay gibi kısa bir süre içerisinde, toplam 4 adet büyük seçim geçiren Türkiye, seçimsiz ge- çecek önümüzdeki 4 yıllık yeni dönemde yeniden ekonomi üzerine yoğunlaşmalıdır. Bu kapsamda;

ekonomik büyümeyi artırarak orta gelir tuzağın- dan sıyrılıp üst gelir grubuna dâhil olmak için, Tür- kiye ekonomisinde “yeni bir hikâye”ye gereksinim duyulmaktadır.

Ekonomik istikrarın korunduğu, cari açığın ve enf- lasyonun aşamalı olarak düşürüldüğü bir ortamda, yapısal reformlar aracılığıyla büyümeyi artırmak, Türkiye ekonomisinin orta ve uzun vadedeki ön- celikli hedefleri olmalıdır. Bu yeni hikâyenin en önemli unsuru olarak yapısal reformların hayata geçirilmesi sayesinde artırılacak büyüme potansi- yeliyle, 2016 yılının 2015 yılından daha iyi geçece- ğine inanıyoruz.

Aralık ayı içerisinde açıklanan ve önceki yılın aynı ayına göre 4,6 puan büyüyen Ekim ayına ait sanayi üretimi verisi, yılın son çeyreğinde büyüme veri- sinin beklenenden yüksek çıkabileceğini ihtimali- ni güçlendirmektedir. 1 Kasım seçimlerinin hemen öncesinde, yaşanan siyasi belirsizlik ve güvenlik endişeleriyle artan risk primine rağmen Ekim ayın- da sağlanan bu sanayi üretimi artışı performansı- nın Kasım ve Aralık aylarında da sürmesi halinde, Türkiye ekonomisinin OVP’de hedeflenen yıllık

%3’lük GSYH artış oranını aşacağını öngörebiliriz.

Dış Ticaret: Ekim ayında ihracat, 2014 yılının aynı ayına göre %3,1 artarak 13,3 milyar dolar olurken, ithalat %11,9 azalarak 16,9 milyar dolar olarak ger- çekleşmiştir. İhracatta gözlenen bu artış, 6 ay ara- dan sonra aylık bazda gerçekleşen ilk artış olmuş- tur. Böylece; 2015 yılı Ekim ayında dış ticaret açığı, bir önceki yılın aynı ayına göre %42,5 azalmış ve 2015 yılının en düşük seviyesi olan 3,6 milyar dola- ra gerilemiştir.

2015 yılının Ocak-Ekim döneminde ise; bir önce- ki yılın aynı dönemine göre, ihracat %8,2 azalarak 120,5 milyar dolar, ithalat ise %13,0 azalarak 173,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. İthalatın ihracattan daha hızlı düşüş kaydetmesiyle, 2015 yılı Ocak-E- kim dönemi dış ticaret açığı %22,2 azalarak 52,7 milyar dolar oldu.

Küresel petrol fiyatlarındaki düşük seyrin sürmesi, Ekim ayında da Türkiye’nin ithalattaki enerji fatu- rasını olumlu etkilemeye devam etmiştir. En büyük ithalat faslımızı oluşturan mineral yakıtlar ve yağ- ların ithalatı Ekim ayında %34,8 yılın ilk 10 ayında ise %30,1 azalmıştır.

Ekim ayında; yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı %4,1, orta yük- sek teknolojili ürünlerin payı ise %31,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde yüksek teknoloji

DÜNYA EKONOMİSİ

(3)

Parasal olmayan altın ticareti, 2014 Ocak-Ekim dö- neminde 1,4 milyar dolar net açık vermişken, 2015 yılının aynı döneminde yaklaşık 4,4 milyar dolar fazla vermiştir. Böylece parasal olmayan altın tica- retinin 2015 yılı Ocak-Ekim döneminde cari açığı- nın kapanmasına katkısı yaklaşık 5,7 milyar dolar düzeyinde olmuştur.

Önceki dönemlerle kıyaslandığında bir miktar ge- rileme gözlense de, doğrudan yabancı yatırımlar, Ekim ayında 367 milyon dolar olarak gerçekleşe- rek cari açığın finansmanına olumlu katkı vermeyi sürdürmüştür.

Dış ticaret açığındaki düşüşe paralel olarak cari açıktaki gözlenen azalışın önümüzdeki aylarda da sürmesi öngörülmektedir. Bununla birlikte; FED’in faiz artırım sürecini Aralık ayı itibariyle başlatmış olması, gelişmekte olan diğer ülkelerde olduğu gibi, Türkiye için de döviz çıkışı riskini artırmakta- dır. Küresel petrol ve emtia fiyatlarının düşük seyri- ni koruması ise Türkiye’nin cari işlemler dengesinin önümüzdeki dönemde en büyük artılarından biri olmayı sürdürecektir.

Sanayi Üretimi: 2015 yılı Ekim döneminde; mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bir önceki aya göre %0,1 artarken, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayı- na göre %4,6 artış kaydetmiştir. Bu dönemde arın- dırılmamış sanayi üretim verisinin ise, yıllık %14,7 artarak Ocak 2011’den bu yana en yüksek artış hı- zına ulaştığı görülmektedir.

Böylece; Eylül ayında %2,8 artarak 3. çeyreği bir önceki çeyreğe göre toplamda %3,3’lük bir artışla tamamlayan takvim etkisinden arındırılmış sana- yi üretimi, yılın 4. çeyreğinde de de artış grafiğini sürdürerek, son çeyrek GSYH büyümesi için olum- lu bir tablo oluşturmuştur.

İşsizlik: Ağustos, Eylül ve Ekim aylarının ortalama- sı alınarak tahmin edilen Eylül 2015 dönemi işsizlik oranı %10,3 seviyesinde gerçekleşti. Bu oran, son 6 ayın en yüksek işsizlik oranı olarak kayıtlara geçer- ken, işsizlik oranı geçtiğimiz dönemde ulaştığı çift haneli rakamlardaki seyrini korumuştur. Böylece;

geçen yılın aynı dönemine göre toplam işsiz sayısı 39 bin kişi artarak 3 milyon 103 bin kişi oldu.

ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı %16,2, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı ise %45,6’dır. Böylece; yüksek teknoloji ihracatımız ile ithalatımız arasındaki fark, yani ‘teknoloji açığı’

Ekim 2015 döneminde 1,750 milyar dolar seviye- sinde olmuştur.

En büyük ihracat pazarımız olan Avro Bölgesi’ne olan ihracatımız, 2015 yılı Ekim ayında %10,7 artış kaydederek 10 ay aradan sonra ilk kez artış gös- termiştir (en son Aralık 2014’te artış kaydetmişti).

Avro Bölgesi’nde ise son dönemde açıklanan ve- riler, bölgedeki ekonomik toparlanmanın hız kes- tiğin göstermektedir. Avrupa Merkez Bankası’nın zayıf seyreden enflasyonu artırmak için varlık alım programında Aralık ayında ilave genişlemeye gidi- leceğine yönelik açıklamaları, bu bağlamda dikkat çekmektedir. Varlık alım programının genişletilme- siyle birlikte, uzun vadede bölgedeki ekonomik aktivitede gözlenecek muhtemel canlanma, en büyük ihracat pazarımız olması hasebiyle, Türki- ye ekonomisinin dış ticaret rakamlarına da olum- lu yansıyacaktır. Bununla birlikte; dolar kurundaki

yüksek seviye dış ticaretimiz açısından bir risk ola- rak varlığını hissettirmeye devam etmektedir.

Cari Açık: Ekim ayında cari işlemler dengesi, aynı döneme ait dış ticaret açığında gözlenen daralma- nın önemli etkisiyle 133 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Böylece; geçtiğimiz Eylül döne- minde fazla veren cari işlemler dengesi, Ekim ayın- da da denge noktasına yakın bir seviyede gerçek- leşerek olumlu görünümünü sürdürmüştür.

Ocak-Ekim dönemi cari açığı ise, bir önceki yılın aynı ayına göre %24,9 azalmış ve 25,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Yıllıklandırılmış bazda cari işlemler açığı ise 38,1 milyar dolar olmuştur. Bu ra- kam son 5 yılın en düşük yıllıklandırılmış cari açığı olarak kayıtlara geçmiştir.

Ödemeler dengesi tablosundaki dış ticaret açığı- nın Ocak-Ekim döneminde, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yaklaşık 10,8 milyar dolar azalarak 39,4 milyar dolar seviyesine düşmesi, bu dönemde cari açığın azalmasında oldukça etkili olmuştur.

(4)

6 7 ki aya göre, sanayi sektörünün 4,3 puan, hizmet

sektörünün ise 0,1 puan hız kaybetmesi belirleyici olmuştur.

Böylece SAMEKS Bileşik Endeksi; 50,9 puanlık de- ğeriyle, 2015 yılı Aralık ayında ekonomik aktivite- nin canlılığını sürdürdüğüne işaret etmektedir.

Buna ek olarak; 2015 yılındaki 52,0 puan ortalama- sıyla SAMEKS Bileşik Endeksi, yıl genelinde Türki- ye ekonominde çarkların dönmeye devam ettiğine işaret etmiştir.

Sanayi Sektörü SAMEKS Endeksi

SAMEKS Sanayi Endeksi, 2015 yılı Aralık ayında, bir önceki aya göre 4,3 puan azalarak 51,0 seviyesine gerilemiştir. İstihdam (7,9 puan), üretim (7,9 puan), satın alım (5,1 puan) ve yeni sipariş (4,1 puan) alt endeksinde gözlenen azalışlar, sanayi sektöründe gerçekleşen hız kaybının en önemli belirleyicileri olmuştur.

Bununla birlikte; SAMEKS Sanayi Endeksi’nin Ara- lık ayında 50 baz puanının üzerinde yer alması, sanayi sektöründe ekonomik aktivitenin canlılığına işaret etmektedir.

Hizmet Sektörü SAMEKS Endeksi

SAMEKS Hizmet Endeksi; 2015 yılı Aralık ayında, bir önceki aya göre 0,1 puan azalarak 50,8 değeri- ne gerilemiştir. İstihdam (2,4 puan), tedarikçilerin teslimat süresi (1,2 puan) ve satın alım (0,6 puan) alt endekslerinde gerçekleşen azalışlar, hizmet sektöründe gerçekleşen hız kaybının en önemli belirleyicileri olurken, iş hacmi (2,4 puan) alt en- deksinde görülen artış hizmet sektöründeki hız kaybını sınırlamıştır.

Aralık ayında gözlenen bu hız kaybına rağmen;

SAMEKS Hizmet Endeksi’nin 50 baz puanının üze- rinde yer alması, hizmet sektöründe ekonomik ak- tivitenin canlılığına işaret etmektedir.

1 Arındırılmamış verilere göre hesaplanmıştır.

Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı önceki aya göre yatay seyretmiş ve %12,4 olarak gerçekleş- miştir. 5-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı

%0,6 azalarak %18,5 olurken, 15-64 yaş grubunda işsizliği ise %0,2 azalarak %10,5 olarak gerçekleşti.

2015 yılı Eylül döneminde, bir önceki aya göre iş- gücü 51 bin artış gösterirken toplam istihdamın yalnızca 6 bin artış kaydedebilmesi, bu dönemde toplam işsiz sayısının 45 bin artmasına neden ol- muştur. Önceki yılın aynı dönemi ile kıyaslandığın- da da benzer bir tablo ile karşılaşılmaktadır. Önce- ki yılın Eylül ayına göre işgücüne katılım 1 milyon 26 bin olurken, aynı dönemde istihdam artışı 987 bin düzeyinde kalmıştır. Böylece bir önceki yılın aynı ayına göre toplam işsiz sayısı yaklaşık 39 bin kişi artış göstermiştir.

Enflasyon: Ekim ayında yıllık bazda bir miktar ge- rileyerek %7,58 oranında gerçekleşen enflasyon, Kasım ayında piyasa beklentilerine paralel şekilde artış kaydetmiş ve %8,10 seviyesine yükselmiştir.

Bu dönemde yurtiçi üretici fiyatları ise yıllık bazda

%5,25 olarak gerçekleşerek, düşüş eğilimini sür- dürmüştür.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en çok fiyat artışı- nın gerçekleştiği grup %13,44 ile lokanta ve otel- ler olurken, bunu %11,74 ile eğlence ve kültür ve

%10,50 ile ev eşyası grubu izledi. Merkez Banka- sı’nın yakından takip ettiği gıda enflasyonu yıllık bazda %9,51 olarak gerçekleşirken, gıda enflas-

yonu aylık bazda da %1 artış kaydetmiştir. Ekim ayında, mevsimsel faktörlerin etkisiyle, aylık bazda

%11,43 artış kaydederek enflasyondaki artışta be- lirleyici olan giyim ve ayakkabı grubu ise, Kasım ayında aylık bazda %5,37 artış kaydetmiştir.

Döviz kurlarının gecikmeli etkisiyle çekirdek enf- lasyon göstergelerinde son dönemde gözlenen bozulma eğiliminin Ekim’de hız kazandığı görül- müştü. TCMB tarafından yakından takip edilen yıllık çekirdek enflasyonun, Kasım ayında da artış eğilimini sürdürmüş ve %9,22 (Eylül değeri %8,92) olmuştur. Çekirdek enflasyon göstergelerindeki bozulmada büyük ölçüde TL’deki değer kaybının etkili olduğu görülmektedir.

Kış aylarıyla birlikte enflasyonun mevsimsel faktörlerin etkisiyle hızlanma eğilimi sergileye- ceğini bekleyebiliriz. Ek olarak; kurlardaki yük- sek seyrin sürmesi, enflasyon üzerindeki risk- lerin önemli ölçüde arttığına işaret etmektedir.

Bununla birlikte, enerji ve emtia fiyatlarındaki düşük seyrin mevsimsel etkiler ve kurdan kay- naklanan söz konusu baskıları hafifleteceği ön- görülmektedir.

SAMEKS

SAMEKS Bileşik Endeksi1 2015 yılı Aralık ayında, bir önceki aya göre 1,3 puan azalarak 50,9 puana gerilemiştir. Endekste gözlenen bu azalışta; önce-

(5)

Referanslar

Benzer Belgeler

Türkiye İstatistik Kurumu ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2015 yılı Temmuz ayında, 2014 yılının

Dün ABD hisse senedi endeksleri beklentilere göre daha olumsuz gelen makro ekonomik verilerden ötürü %0.5 civarında bir düşüş kaydetti.. Ancak, bu sabah Asya’dan gelen olumlu

Anadolu Hayat 2012 ilk çeyrekte 21.2 milyon TL net kar ile 19 milyon TL olan piyasa beklentisinin üzerinde kalırken geçen yıla göre de %58 artış gösterdi.. Net kardaki

HSBC ve ilişkili kuruluşlar ve/veya bu kuruluşlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen (veya ilişkili) menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve

TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, dış ticaret açığı Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %28.7 azalarak 7.1 milyar dolar

Açıklanan  Nisan  ayı  dış  ticaret  açığı  beklentilerin  altında  kalırken,  yıllık  artış  hızının  ivme  kaybettiği  görülmektedir. 

2015 yılı Mayıs ayında yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE), Nisan ayına göre %1,11, bir önceki yılın Aralık ayına göre %5,22, bir önceki yılın aynı ayına göre

 Mart ayında dış ticaret açığı geçen yılın aynı ayına göre %17,2 artarak USD 6,15 milyar oldu ve Kasım 2014'ten beri ilk kez artış gösterdi..  Merkez Bankası