• Sonuç bulunamadı

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUNUN PLASTİK ENJEKSİYON SEKTÖRÜNDE İNCELENMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUNUN PLASTİK ENJEKSİYON SEKTÖRÜNDE İNCELENMESİ"

Copied!
35
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUNUN PLASTİK ENJEKSİYON

SEKTÖRÜNDE İNCELENMESİ

Bitirme Projesi Ümit UZUNER

131101063

Bölüm: İş Sağlığı ve Güvenliği

Danışman

Yrd. Doç. Dr. Asuman KARAMAN

Şubat 2014

(2)

SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUNUN PLASTİK ENJEKSİYON

SEKTÖRÜNDE İNCELENMESİ

Bitirme Projesi Ümit UZUNER

131101063

Bölüm: İş Sağlığı ve Güvenliği

Danışman

Yrd. Doç. Dr. Asuman KARAMAN

Şubat 2014

(3)

Özgünlük Bildirisi

1. Bu çalışmada, başka kaynaklardan yapılan tüm alıntıların, ilgili kaynaklar referans gösterilerek açıkça belirtildiğini,

2. Alıntılar dışındaki bölümlerin, özellikle projenin ana konusunu oluşturan teorik çalışmaların ve yazılım/donanımın benim tarafımdan yapıldığını

İstanbul, 2014

Ümit UZUNER İmza

(4)

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUNUN PLASTİK ENJEKSİYON

SEKTÖRÜNDE İNCELENMESİ

(ÖZET)

Yapılan bu çalışmada ülkemizde birçok işveren ve çalışan için yeni olan 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun sektörel bazda incelemesi yapılmıştır. İş sağlığı ve güvenliği kavramının tanımıyla başlanarak, konunun dünya ve Türkiye’deki önemine değinilmiştir. Ayrıca devlet tarafından işyerlerine getirilen yeni düzenlemeler, işverenlerin sorumlulukları ve bu konulara bakış açıları ile çalışanların yeni düzenlemelere bakışları ve uyum süreçleri incelenmiştir.

(5)

6331 OCCUPATIONAL HEALTH AND SAFETY LAW PURSUANT IN PLASTIC INJECTION

SECTOR INVESTIGATION

(SUMMARY)

In this study conducted in our country, many employers and employees who are new to the Occupational Health and Safety Act 6331 No. of views was conducted on a sectoral basis.

Occupational health and safety, starting with the definition of the concept, the importance of the issue has been referred to the world and in Turkey.

In addition, the new regulations introduced by the government to workplaces, employers' responsibilities and perspectives on these issues and working with the overview of the process of adaptation to the new regulations were examined.

(6)

İÇİNDEKİLER

BÖLÜM 1 – GİRİŞ………1

BÖLÜM 2 - GENEL BİLGİLER………...2

1. Devlet tarafından işveren ve çalışanlara yüklenen sorumluluklar………..2

1.1. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun Amacı………...2

2.1. Tanımlar………..2

3.1. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre İşverenin genel yükümlülüğü...4

4.1. İş Sağlığı ve Güvenliği hizmetleri Yönetmeliğine göre İşverenin Genel Yükümlülükleri………...…….5

5.1. İş Güvenliği Uzmanlarının Görevleri………...7

5.2. İş Güvenliği Uzmanlarının Yetkileri……….………...9

5.3. İş Güvenliği Uzmanlarının Yükümlülükleri………...…9

6.1. İş Yeri Hekimlerinin Görevleri……….…10

6.2. İş Yeri Hekimlerinin Yetkileri………..…14

6.3. İş Yeri Hekimlerinin Yükümlülükleri………...…15

7.1. Diğer Sağlık Personeli Görevleri………..…16

7.2. Diğer Sağlık Personeli Yetkileri………...17

7.3. Diğer Sağlık Personeli Yükümlülükleri………17

BÖLÜM 3- ANALİZ VE MODELLEME……….18

1. Plastik Sektörü Hakkında Genel Bilgiler………...…………..………..18

1.1. Dünyada Plastik Ve Kauçuk Sektörünün Durumu……….………..20

1.2. Rakamlarla Türk Plastik Sektörü……….... .20

1.3. Türkiye’ de Plastik Ve Kauçuk Sektörünün Durumu………...20

1.4. Türk Plastik Sektörü………...……..21

1.5. Firma Stratejisi Ve Rekabet Yapısı………...23

BÖLÜM 4- DENEYSEL SONUÇLAR……….…24

1. İş Sağlığı Ve Güveliği Konusuna İşverenlerin Bakış Açısı…...………....24

2. İş Sağlığı Ve Güveliği Konusuna Çalışanların Bakış Açısı ………...26

BÖLÜM 5- SONUÇ………28

(7)

BÖLÜM 1. GİRİŞ

Birkaç yıldır tartışmaları süren, onlarca kanun tasarısı taslağının ortalıklarda dolaştığı, konuyla ilgilenen kişilerin en son taslağın hangisi olduğunu karıştırmaya başladığı,

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 30 Haziran 2012 tarihinde resmi gazetede yayınlandı ve kademeli olarak yürürlüğe girmeye başladı [1]. Hükümet yetkilileri bu yasayı insanlara öyle lanse ettiler ki, sanki yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren çalışma yaşamı düzelecek, iş kazaları azalacak gibi bir inanış kendini göstermeye başladı [1].

Halbuki gerçek hiçte öyle değildi… Yasa çıktıktan sonrada iş kazaları yaşanmaya, işçiler hayatlarını kaybetmeye aynı hızla devam etti… İş kazalarındaki Avrupa birinciliğimiz, dünya üçüncülüğümüz hala devam etmekte… [1]

Türkiye’de 2013 yılından itibaren yürürlüğe giren 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunun işverenler, çalışanlar ve devlet tarafından değerlendirmelerini sunmaktır.

Çalışmanın başında devlet tarafından kanun ve yönetmeliklerde işveren ve çalışanlardan istedikleri veya sorumlu tutuldukları yükümlülükler yer almaktadır. Devamında çalışmakta olduğumuz sektörün Türkiye ve dünyadaki yerine bakılmış olup, işveren ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerine bakış açılarını, düşüncelerine ve yapılan işlerde karşımıza ne gibi aksaklıkların çıktığı anlatılmaktadır.

(8)

BÖLÜM 2. GENEL BİLGİLER

2.1. Devlet tarafından işveren ve çalışanlara yüklenen sorumluluklar

2.1.1. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun Amacı

Bu Kanunun amacı; işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir.[2]

2.2.1. Tanımlar

Çalışan: Kendi özel kanunlarındaki statülerine bakılmaksızın kamu veya özel işyerlerinde istihdam edilen gerçek kişiyi,[2]

Çalışan temsilcisi: İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalara katılma, çalışmaları izleme, tedbir alınmasını isteme, tekliflerde bulunma ve benzeri konularda çalışanları temsil etmeye yetkili çalışanı,[2]

Destek elemanı: Asli görevinin yanında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda özel olarak görevlendirilmiş uygun donanım ve yeterli eğitime sahip kişiyi,[2]

Genç çalışan: Onbeş yaşını bitirmiş ancak onsekiz yaşını doldurmamış çalışanı,[2]

İş Güvenliği Uzmanı: Usul ve esasları yönetmelikle belirlenen, iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip, Bakanlık ve ilgili kuruluşlarında çalışma hayatını denetleyen müfettişler ile mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanı,[2]

İşyeri hekimi: İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, işyeri hekimliği belgesine sahip hekimi,[2]

(9)

İş kazası: İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olayı,[2]

İşveren: Çalışan istihdam eden gerçek veya tüzel kişi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları [2]

İşyeri: Mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile çalışanın birlikte örgütlendiği, işverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim yerleri ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçları da içeren organizasyonu [2]

Kurul: İş sağlığı ve güvenliği kurulunu, [2]

Meslek hastalığı: Mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalığı, [2]

Önleme: İşyerinde yürütülen işlerin bütün safhalarında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili riskleri ortadan kaldırmak veya azaltmak için planlanan ve alınan tedbirlerin tümünü, [2]

Risk: Tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka zararlı sonuç meydana gelme ihtimalini, [2]

Risk değerlendirmesi: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmaları, [2]

Tehlike: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyelini, [2]

İşyeri hemşiresi: 25/2/1954 tarihli ve 6283 sayılı Hemşirelik Kanununa göre hemşirelik mesleğini icra etmeye yetkili, iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş işyeri hemşireliği belgesine sahip hemşire/sağlık memurunu, ifade eder. [2]

(10)

2.3.1. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre İşverenin genel yükümlülüğü

İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede;

Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar. [2]

Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.[2]

Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır. [2]

Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır. [2]

İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz. [2]

Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz. [2]

İşveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlara yansıtamaz. [2]

(11)

2.4.1. İş Sağlığı ve Güvenliği hizmetleri Yönetmeliğine göre İşverenin Genel Yükümlülükleri

İşveren aşağıda belirtilen sağlık ve güvenlikle ilgili hususları yerine getirmekle yükümlüdür:

İşveren, işçilerin sağlığını ve güvenliğini korumak için mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dahil gerekli her türlü önlemi almak, organizasyonu yapmak, araç ve gereçleri sağlamak zorundadır.[3]

İşveren, sağlık ve güvenlik önlemlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun sürekli iyileştirilmesi amaç ve çalışması içinde olacaktır.[3]

İşveren, sağlık ve güvenliğin korunması ile ilgili önlemlerin alınmasında aşağıdaki genel prensiplere uyacaktır:

o

Risklerin önlenmesi, [3]

o

Önlenmesi mümkün olmayan risklerin değerlendirilmesi, [3]

o

Risklerle kaynağında mücadele edilmesi, [3]

o

İşin kişilere uygun hale getirilmesi için, özellikle işyerlerinin tasarımında, iş ekipmanları, çalışma şekli ve üretim metodlarının seçiminde özen gösterilmesi, özellikle de monoton çalışma ve önceden belirlenmiş üretim temposunun hafifletilerek bunların sağlığa olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi, [3]

o

Teknik gelişmelere uyum sağlanması, [3]

o

Tehlikeli olanların, tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanlarla değiştirilmesi,

o

Teknolojinin, iş organizasyonunun, çalışma şartlarının, sosyal ilişkilerin ve çalışma ortamı ile ilgili faktörlerin etkilerini kapsayan genel bir önleme politikasının geliştirilmesi, [3]

o

Toplu korunma önlemlerine, kişisel korunma önlemlerine göre öncelik verilmesi, [3]

o

İşçilere uygun talimatların verilmesi,[3]

(12)

İşveren, işyerinde yapılan işlerin özelliklerini dikkate alarak;

o

Kullanılacak iş ekipmanının, kimyasal madde ve preparatların seçimi, işyerindeki çalışma düzeni gibi konular da dahil işçilerin sağlık ve güvenliği yönünden tüm riskleri değerlendirir. Bu değerlendirme sonucuna göre;

işverence alınan önleyici tedbirler ile seçilen çalışma şekli ve üretim yöntemleri, işçilerin sağlık ve güvenlik yönünden korunma düzeyini yükseltmeli ve işyerinin idari yapılanmasının her kademesinde uygulanmalıdır, [3]

o

Bir işçiye herhangi bir görev verirken, işçinin sağlık ve güvenlik yönünden uygunluğunu göz önüne alır, [3]

o

Yeni teknolojinin planlanması ve uygulanmasının, seçilecek iş ekipmanının çalışma ortam ve koşullarına, işçilerin sağlığı ve güvenliğine etkisi konusunda işçiler veya temsilcileri ile istişarede bulunur, [3]

o

Ciddi tehlike bulunduğu bilinen özel yerlere sadece yeterli bilgi ve talimat verilen işçilerin girebilmesi için uygun önlemleri alır,[3]

Aynı işyerinin birden fazla işveren tarafından kullanılması durumunda işverenler, yaptıkları işin niteliğini dikkate alarak; iş sağlığı ve güvenliği ile iş hijyeni önlemlerinin uygulanmasında işbirliği yapar, mesleki risklerin önlenmesi ve bunlardan korunma ile ilgili çalışmaları koordine eder, birbirlerini ve birbirlerinin işçi veya işçi temsilcilerini riskler konusunda bilgilendirirler.[3]

İş sağlığı ve güvenliği ile iş hijyeni konusunda alınacak önlemler hiç bir şekilde işçilere mali yük getirmez.[3]

.

(13)

2.5.1. İş güvenliği uzmanlarının görevleri

İş güvenliği uzmanları, aşağıda belirtilen görevleri yerine getirmekle yükümlüdür;

Rehberlik;

o

İşyerinde yapılan çalışmalar ve yapılacak değişikliklerle ilgili olarak tasarım, makine ve diğer teçhizatın durumu, bakımı, seçimi ve kullanılan maddeler de dâhil olmak üzere işin planlanması, organizasyonu ve uygulanması, kişisel koruyucu donanımların seçimi, temini, kullanımı, bakımı, muhafazası ve test edilmesi konularının, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına ve genel iş güvenliği kurallarına uygun olarak sürdürülmesini sağlamak için işverene önerilerde bulunmak. [4]

o

İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirleri işverene yazılı olarak bildirmek. [4]

o

İşyerinde meydana gelen iş kazası ve meslek hastalıklarının nedenlerinin araştırılması ve tekrarlanmaması için alınacak önlemler konusunda çalışmalar yaparak işverene önerilerde bulunmak. [4]

o

İşyerinde meydana gelen ancak ölüm ya da yaralanmaya neden olmayan, ancak çalışana, ekipmana veya işyerine zarar verme potansiyeli olan olayların nedenlerinin araştırılması konusunda çalışma yapmak ve işverene önerilerde bulunmak.[4]

Risk değerlendirmesi;

o

İş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapılmasıyla ilgili çalışmalara ve uygulanmasına katılmak, risk değerlendirmesi sonucunda alınması gereken sağlık ve güvenlik önlemleri konusunda işverene önerilerde bulunmak ve takibini yapmak.[4]

Çalışma ortamı gözetimi;

o

Çalışma ortamının gözetiminin yapılması, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı gereği yapılması gereken periyodik bakım, kontrol ve ölçümleri planlamak ve uygulamalarını kontrol etmek. [4]

o

İşyerinde kaza, yangın veya patlamaların önlenmesi için yapılan çalışmalara katılmak, bu konuda işverene önerilerde bulunmak, uygulamaları takip

(14)

etmek; doğal afet, kaza, yangın veya patlama gibi durumlar için acil durum planlarının hazırlanması çalışmalarına katılmak, bu konuyla ilgili periyodik eğitimlerin ve tatbikatların yapılmasını ve acil durum planı doğrultusunda hareket edilmesini izlemek ve kontrol etmek.[4]

Eğitim, bilgilendirme ve kayıt;

o

Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin ilgili mevzuata uygun olarak planlanması konusunda çalışma yaparak işverenin onayına sunmak ve uygulamalarını yapmak veya kontrol etmek. [4]

o

Çalışma ortamıyla ilgili iş sağlığı ve güvenliği çalışmaları ve çalışma ortamı gözetim sonuçlarının kaydedildiği yıllık değerlendirme raporunu işyeri hekimi ile işbirliği halinde EK-2’deki örneğine uygun olarak hazırlamak.

[4]

o

Çalışanlara yönelik bilgilendirme faaliyetlerini düzenleyerek işverenin onayına sunmak ve uygulamasını kontrol etmek. [4]

o

Gerekli yerlerde kullanılmak amacıyla iş sağlığı ve güvenliği talimatları ile çalışma izin prosedürlerini hazırlayarak işverenin onayına sunmak ve uygulamasını kontrol etmek. [4]

o

(Ek:RG-11/10/2013-28792) Bakanlıkça belirlenecek iş sağlığı ve güvenliğini ilgilendiren konularla ilgili bilgileri, İSG KATİP’e bildirmek.

[4]

İlgili birimlerle işbirliği;

o

İşyeri hekimiyle birlikte iş kazaları ve meslek hastalıklarıyla ilgili değerlendirme yapmak, tehlikeli olayın tekrarlanmaması için inceleme ve araştırma yaparak gerekli önleyici faaliyet planlarını hazırlamak ve uygulamaların takibini yapmak. [4]

o

Bir sonraki yılda gerçekleştirilecek iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili faaliyetlerin yer aldığı yıllık çalışma planını işyeri hekimiyle birlikte hazırlamak. [4]

o

Bulunması halinde üyesi olduğu iş sağlığı ve güvenliği kuruluyla işbirliği içinde çalışmak, [4]

(15)

o

Çalışan temsilcisi ve destek elemanlarının çalışmalarına destek sağlamak ve bu kişilerle işbirliği yapmak. [4]

2.5.2. İş güvenliği uzmanlarının yetkileri

İş güvenliği uzmanının yetkileri aşağıda belirtilmiştir;

İşverene yazılı olarak bildirilen iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirlerden hayati tehlike arz edenlerin, iş güvenliği uzmanı tarafından belirlenecek makul bir süre içinde işveren tarafından yerine getirilmemesi hâlinde, bu hususu işyerinin bağlı bulunduğu çalışma ve iş kurumu il müdürlüğüne bildirmek; [4]

İşyerinde belirlediği hayati tehlikenin ciddi ve önlenemez olması ve bu hususun acil müdahale gerektirmesi halinde işin durdurulması için işverene başvurmak, [4]

Görevi gereği işyerinin bütün bölümlerinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda inceleme ve araştırma yapmak, gerekli bilgi ve belgelere ulaşmak ve çalışanlarla görüşmek, [4]

Görevinin gerektirdiği konularda işverenin bilgisi dâhilinde ilgili kurum ve kuruluşlarla işyerinin iç düzenlemelerine uygun olarak işbirliği yapmak, [4]

Tam süreli iş sözleşmesi ile görevlendirilen iş güvenliği uzmanları, çalıştıkları işyeri ile ilgili mesleki gelişmelerini sağlamaya yönelik eğitim, seminer ve panel gibi organizasyonlara katılma hakkına sahiptir. Bu gibi organizasyonlarda geçen sürelerden bir yıl içerisinde toplam beş iş günü kadarı çalışma süresinden sayılır ve bu süreler sebebiyle iş güvenliği uzmanının ücretinden herhangi bir kesinti yapılamaz. [4]

2.5.3. İş güvenliği uzmanlarının yükümlülükleri

İş güvenliği uzmanları, bu Yönetmelikte belirtilen görevlerini yaparken, işin normal akışını mümkün olduğu kadar aksatmamak ve verimli bir çalışma ortamının

(16)

sağlanmasına katkıda bulunmak, işverenin ve işyerinin meslek sırları, ekonomik ve ticari durumları ile ilgili bilgileri gizli tutmakla yükümlüdürler. [4]

İş güvenliği uzmanları, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesindeki ihmallerinden dolayı, hizmet sundukları işverene karşı sorumludur. [4]

Çalışanın ölümü veya maluliyetiyle sonuçlanacak şekilde vücut bütünlüğünün bozulmasına neden olan iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde ihmali tespit edilen iş güvenliği uzmanının yetki belgesinin geçerliliği altı ay süreyle askıya alınır. Bu konudaki ihmalin tespitinde kesinleşmiş yargı kararı, malullüğün belirlenmesinde ise 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 25 inci maddesindeki kriterler esas alınır. [4]

İş güvenliği uzmanı, görevlendirildiği işyerinde yapılan çalışmalara ilişkin tespit ve tavsiyeleri ile 9 uncu maddede belirtilen hususlara ait faaliyetlerini, işyeri hekimi ile birlikte yapılan çalışmaları ve gerekli gördüğü diğer hususları onaylı deftere yazar.

[4]

2.6.1. İşyeri hekimlerinin görevleri

İşyeri hekimi, işyerinde bulunması halinde diğer sağlık personeli ile birlikte çalışır.

[5]

İşyeri hekimleri, iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri kapsamında aşağıdaki görevleri yapmakla yükümlüdür; [5]

o

Rehberlik; İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri kapsamında çalışanların sağlık gözetimi ve çalışma ortamının gözetimi ile ilgili işverene rehberlik yapmak,

o

İşyerinde yapılan çalışmalar ve yapılacak değişikliklerle ilgili olarak işyerinin tasarımı, kullanılan maddeler de dâhil olmak üzere işin planlanması, organizasyonu ve uygulanması, kişisel koruyucu donanımların seçimi konularının iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına ve genel iş sağlığı kurallarına uygun olarak sürdürülmesini sağlamak için işverene önerilerde bulunmak. [5]

(17)

o

İşyerinde çalışanların sağlığının geliştirilmesi amacıyla gerekli aktiviteler konusunda işverene tavsiyelerde bulunmak, [5]

o

İş sağlığı ve güvenliği alanında yapılacak araştırmalara katılmak, ayrıca işin yürütümünde ergonomik ve psikososyal riskler açısından çalışanların fiziksel ve zihinsel kapasitelerini dikkate alarak iş ile çalışanın uyumunun sağlanması ve çalışma ortamındaki stres faktörlerinden korunmaları için araştırmalar yapmak ve bu araştırma sonuçlarını rehberlik faaliyetlerinde dikkate almak, [5]

o

Kantin, yemekhane, yatakhane, kreş ve emzirme odaları ile soyunma odaları, duş ve tuvaletler dahil olmak üzere işyeri bina ve eklentilerinin genel hijyen şartlarını sürekli izleyip denetleyerek, çalışanlara yürütülen işin gerektirdiği beslenme ihtiyacının ve uygun içme suyunun sağlanması konularında tavsiyelerde bulunmak, [5]

o

İşyerinde meydana gelen iş kazası ve meslek hastalıklarının nedenlerinin araştırılması ve tekrarlanmaması için alınacak önlemler konusunda çalışmalar yaparak işverene önerilerde bulunmak, [5]

o

İşyerinde meydana gelen ancak ölüm ya da yaralanmaya neden olmadığı halde çalışana, ekipmana veya işyerine zarar verme potansiyeli olan olayların nedenlerinin araştırılması konusunda çalışma yapmak ve işverene önerilerde bulunmak, [5]

o

İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirleri işverene yazılı olarak bildirmek, [5]

Risk değerlendirmesi;

o

İş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapılmasıyla ilgili çalışmalara ve uygulanmasına katılmak, risk değerlendirmesi sonucunda alınması gereken sağlık ve güvenlik önlemleri konusunda işverene önerilerde bulunmak ve takibini yapmak, [5]

o

Gebe veya emziren kadınlar, 18 yaşından küçükler, meslek hastalığı tanısı veya ön tanısı olanlar, kronik hastalığı olanlar, yaşlılar, malul ve engelliler, alkol, ilaç ve uyuşturucu bağımlılığı olanlar, birden fazla iş kazası geçirmiş olanlar gibi özel politika gerektiren grupları yakın takip ve koruma altına

(18)

almak, bilgilendirmek ve yapılacak risk değerlendirmesinde özel olarak dikkate almak, [5]

Sağlık gözetimi; [5]

o

Sağlık gözetimi kapsamında yapılacak işe giriş ve periyodik muayeneler ve tetkikler ile ilgili olarak çalışanları bilgilendirmek ve onların rızasını almak,

o

Gece postaları da dâhil olmak üzere çalışanların sağlık gözetimini yapmak,

o

Çalışanın kişisel özellikleri, işyerinin tehlike sınıfı ve işin niteliği öncelikli olarak göz önünde bulundurularak uluslararası standartlar ile işyerinde yapılan risk değerlendirmesi sonuçları doğrultusunda, [5]

o

Az tehlikeli sınıftaki işyerlerinde en geç beş yılda bir, [5]

o

Tehlikeli sınıftaki işyerlerinde en geç üç yılda bir, [5]

o

Çok tehlikeli sınıftaki işyerlerinde en geç yılda bir defa olmak üzere periyodik muayene tekrarlanır. Ancak işyeri hekiminin gerek görmesi halinde bu süreler kısaltılır. [5]

o

Çalışanların yapacakları işe uygun olduklarını belirten işe giriş ve periyodik sağlık muayenesi ile gerekli tetkiklerin sonuçlarını EK-2’de verilen örneğe uygun olarak düzenlemek ve işyerinde muhafaza etmek, [5]

o

Özel politika gerektiren gruplar, meslek hastalığı tanısı veya ön tanısı alanlar, kronik hastalığı, madde bağımlılığı, birden fazla iş kazası geçirmiş olanlar gibi çalışanların, uygun işe yerleştirilmeleri için gerekli sağlık muayenelerini yaparak rapor düzenlemek, meslek hastalığı tanısı veya ön tanısı almış çalışanın olması durumunda kişinin çalıştığı ortamdaki diğer çalışanların sağlık muayenelerini tekrarlamak. [5]

o

Sağlık sorunları nedeniyle işe devamsızlık durumları ile işyerinde olabilecek sağlık tehlikeleri arasında bir ilişkinin olup olmadığını tespit etmek, gerektiğinde çalışma ortamı ile ilgili ölçümler yapılmasını planlayarak işverenin onayına sunmak ve alınan sonuçların çalışanların sağlığı yönünden değerlendirmesini yapmak, [5]

o

Çalışanların sağlık nedeniyle tekrarlanan işten uzaklaşmalarından sonra işe dönüşlerinde talep etmeleri halinde işe dönüş muayenesi yaparak eski

(19)

görevinde çalışması sakıncalı bulunanlara mevcut sağlık durumlarına uygun bir görev verilmesini tavsiye ederek işverenin onayına sunmak, [5]

o

Bulaşıcı hastalıkların kontrolü için yayılmayı önleme ve bağışıklama çalışmalarının yanı sıra gerekli hijyen eğitimlerini vermek, gerekli muayene ve tetkiklerinin yapılmasını sağlamak, [5]

o

İşyerindeki sağlık gözetimi ile ilgili çalışmaları kaydetmek, iş güvenliği uzmanı ile işbirliği yaparak iş kazaları ve meslek hastalıkları ile ilgili değerlendirme yapmak, tehlikeli olayın tekrarlanmaması için inceleme ve araştırma yaparak gerekli önleyici faaliyet planlarını hazırlamak ve bu konuları da içerecek şekilde yıllık çalışma planını hazırlayarak işverenin onayına sunmak, uygulamaların takibini yapmak ve EK-3’te belirtilen örneğine uygun yıllık değerlendirme raporunu hazırlamak, [5]

Eğitim, bilgilendirme ve kayıt;

o

Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin ilgili mevzuata uygun olarak planlanması konusunda çalışma yaparak işverenin onayına sunmak ve uygulamalarını yapmak veya kontrol etmek, [5]

o

İşyerinde ilkyardım ve acil müdahale hizmetlerinin organizasyonu ve personelin eğitiminin sağlanması çalışmalarını ilgili mevzuat doğrultusunda yürütmek, [5]

o

Yöneticilere, bulunması halinde iş sağlığı ve güvenliği kurulu üyelerine ve çalışanlara genel sağlık, iş sağlığı ve güvenliği, hijyen, bağımlılık yapan maddelerin kullanımının zararları, kişisel koruyucu donanımlar ve toplu korunma yöntemleri konularında eğitim vermek, eğitimin sürekliliğini sağlamak, [5]

o

Çalışanları işyerindeki riskler, sağlık gözetimi, yapılan işe giriş ve periyodik muayeneler konusunda bilgilendirmek, [5]

o

İş sağlığı ve güvenliği çalışmaları ve sağlık gözetimi sonuçlarının kaydedildiği yıllık değerlendirme raporunu iş güvenliği uzmanı ile işbirliği halinde EK-3’teki örneğine uygun olarak hazırlamak, [5]

(20)

İlgili birimlerle işbirliği;

o

Sağlık gözetimi sonuçlarına göre, iş güvenliği uzmanı ile işbirliği içinde çalışma ortamının gözetimi kapsamında gerekli ölçümlerin yapılmasını önermek, ölçüm sonuçlarını değerlendirmek, [5]

o

Bulunması halinde üyesi olduğu iş sağlığı ve güvenliği kuruluyla işbirliği içinde çalışmak, [5]

o

İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği konularında bilgi ve eğitim sağlanması için ilgili taraflarla işbirliği yapmak, [5]

o

İş kazaları ve meslek hastalıklarının analizi, iş uygulamalarının iyileştirilmesine yönelik programlar ile yeni teknoloji ve donanımın sağlık açısından değerlendirilmesi ve test edilmesi gibi mevcut uygulamaların iyileştirilmesine yönelik programların geliştirilmesi çalışmalarına katılmak, [5]

o

Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Yönetmeliğine göre meslek hastalığı ile ilgili sağlık kurulu raporlarını düzenlemeye yetkili hastaneler ile işbirliği içinde çalışmak, iş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına yakalanan çalışanların rehabilitasyonu konusunda ilgili birimlerle işbirliği yapmak, [5]

o

İş sağlığı ve güvenliği alanında yapılacak araştırmalara katılmak, [5]

o

Gerekli yerlerde kullanılmak amacıyla iş sağlığı ve güvenliği talimatları ile çalışma izin prosedürlerinin hazırlanmasında iş güvenliği uzmanına katkı vermek, [5]

o

Bir sonraki yılda gerçekleştirilecek iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili faaliyetlerin yer aldığı yıllık çalışma planını iş güvenliği uzmanıyla birlikte hazırlamak, [5]

o

İşyerinde görevli çalışan temsilcisi ve destek elemanlarının çalışmalarına destek sağlamak ve bu kişilerle işbirliği yapmak, [5]

2.6.2. İşyeri hekiminin yetkileri

İşyeri hekiminin yetkileri aşağıda belirtilmiştir;

(21)

İşverene yazılı olarak bildirilen iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirlerden hayati tehlike arz edenlerin, işyeri hekimi tarafından belirlenecek makul bir süre içinde işveren tarafından yerine getirilmemesi hâlinde, bu hususu işyerinin bağlı bulunduğu çalışma ve iş kurumu il müdürlüğüne bildirmek, [5]

İşyerinde belirlediği hayati tehlikenin ciddi ve önlenemez olması ve bu hususun acil müdahale gerektirmesi halinde işin durdurulması için işverene başvurmak, [5]

Görevi gereği işyerinin bütün bölümlerinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda inceleme ve araştırma yapmak, gerekli bilgi ve belgelere ulaşmak ve çalışanlarla görüşmek, [5]

Görevinin gerektirdiği konularda işverenin bilgisi dâhilinde ilgili kurum ve kuruluşlarla işyerinin iç düzenlemelerine uygun olarak işbirliği yapmak. [5]

Tam süreli iş sözleşmesi ile görevlendirilen işyeri hekimleri, çalıştıkları işyeri ile ilgili mesleki gelişmelerini sağlamaya yönelik eğitim, seminer ve panel gibi organizasyonlara katılma hakkına sahiptir. Bu gibi organizasyonlarda geçen sürelerden bir yıl içerisinde toplam beş iş günü kadarı çalışma süresinden sayılır ve bu süreler sebebiyle işyeri hekiminin ücretinden herhangi bir kesinti yapılamaz. [5]

2.6.3. İşyeri hekiminin yükümlülükleri

İşyeri hekimleri, bu Yönetmelikte belirtilen görevlerini yaparken, işin normal akışını mümkün olduğu kadar aksatmamak ve verimli bir çalışma ortamının sağlanmasına katkıda bulunmak, işverenin ve işyerinin meslek sırları, ekonomik ve ticari durumları hakkındaki bilgiler ile çalışanın kişisel sağlık dosyasındaki bilgileri gizli tutmakla yükümlüdürler. [5]

İşyeri hekimleri, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesindeki ihmallerinden dolayı, hizmet sundukları işverene karşı sorumludur. [5]

(22)

Çalışanın ölümü veya maluliyetiyle sonuçlanacak şekilde vücut bütünlüğünün bozulmasına neden olan iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde ihmali tespit edilen işyeri hekiminin yetki belgesinin geçerliliği altı ay süreyle askıya alınır. Bu konudaki ihmalin tespitinde kesinleşmiş yargı kararı, malullüğün belirlenmesinde ise 31.5.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 25 inci maddesindeki kriterler esas alınır. [5]

İşyeri hekimi, görevlendirildiği işyerinde yapılan çalışmalara ilişkin tespit ve tavsiyeleri ile işyeri hekiminin görevleri başlıklı dokuzuncu maddede belirtilen hususlara ait çalışmalarını, iş güvenliği uzmanı ile birlikte yapılan çalışmaları ve gerekli gördüğü diğer hususları onaylı deftere yazar. [5]

İşyeri hekimi, meslek hastalığı ön tanısı koyduğu vakaları, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına sevk eder. [5]

2.7.1. Diğer sağlık personelinin görevleri

Diğer sağlık personeli işyeri hekimi ile birlikte çalışır.[5]

Diğer sağlık personelinin görevleri aşağıda belirtilmiştir;

o

İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin planlanması, değerlendirilmesi, izlenmesi ve yönlendirilmesinde işyeri hekimi ile birlikte çalışmak, veri toplamak ve gerekli kayıtları tutmak,

o

Çalışanların sağlık ve çalışma öykülerini işe giriş/periyodik muayene formuna yazmak ve işyeri hekimi tarafından yapılan muayene sırasında hekime yardımcı olmak,

o

Özel politika gerektiren grupların takip edilmesi ve gerekli sağlık muayenelerinin yaptırılmasını sağlamak,

o

İlk yardım hizmetlerinin organizasyonu ve yürütümünde işyeri hekimi ile birlikte çalışmak,

o

Çalışanların sağlık eğitiminde görev almak,

(23)

o

İşyeri bina ve eklentilerinin genel hijyen şartlarının sürekli izlenip denetlemesinde işyeri hekimiyle birlikte çalışmak,

o

İşyeri hekimince verilecek iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili diğer görevleri yürütmek,

o

İşyerinde görevli çalışan temsilcisi ve destek elemanlarının çalışmalarına destek sağlamak ve bu kişilerle işbirliği yapmak. [5]

2.7.2. Diğer sağlık personelinin yetkileri

İşyerinde görevli diğer sağlık personelinin yetkileri aşağıda belirtilmiştir;

o

Görevi gereği işyerinin bütün bölümlerinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda inceleme ve araştırma yapmak, gerekli bilgi ve belgelere ulaşmak ve çalışanlarla görüşmek, [5]

o

Görevinin gerektirdiği konularda işveren ve işyeri hekiminin bilgisi dâhilinde ilgili kurum ve kuruluşlarla işyerinin iç düzenlemelerine uygun olarak işbirliği yapmak, [5]

Tam süreli iş sözleşmesi ile görevlendirilen diğer sağlık personeli, çalıştığı işyeri ile ilgili mesleki gelişmelerini sağlamaya yönelik eğitim, seminer ve panel gibi organizasyonlara katılma hakkına sahiptir. Bu gibi organizasyonlarda geçen sürelerden bir yıl içerisinde toplam beş iş günü kadarı çalışma süresinden sayılır ve bu süreler sebebiyle diğer sağlık personelinin ücretinden herhangi bir kesinti yapılamaz. [5]

2.7.3. Diğer sağlık personelinin yükümlülükleri

İşyerinde görevli diğer sağlık personeli, bu Yönetmelikte belirtilen görevlerini yaparken, işin normal akışını mümkün olduğu kadar aksatmamak ve verimli bir çalışma ortamının sağlanmasına katkıda bulunmak, işverenin ve işyerinin meslek sırları, ekonomik ve ticari durumları hakkındaki bilgiler ile çalışanın kişisel sağlık dosyasındaki bilgileri gizli tutmakla yükümlüdürler. [5]

(24)

İşyerinde görevli diğer sağlık personeli, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesindeki ihmallerinden dolayı, hizmet sundukları işverene karşı sorumludur. [5]

Diğer sağlık personeli, görevlendirildiği işyerinde iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tespit ve tavsiyelerini işyeri hekimine iletmekle yükümlüdür. [5]

BÖLÜM 3. ANALİZ VE MODELLEME

3.1. Plastik Sektörü Hakkında Genel Bilgiler

Plastik tüketimi, günümüzde refah artışının en önemli göstergelerinden biri olarak kabul ediliyor. Plastikler, gıdadan sağlığa, tarımdan otomotiv sektörüne, beyaz eşyadan oyuncak sektörüne kadar gündelik yaşamın her alanında oldukça yaygın olarak kullanılıyor. Ayrıca, giderek azalan doğal kaynakların yerine ikame edilen plastikler, kolay işlene bilirliği, hafifliği, geri dönüştürülebilir olması gibi özellikleri nedeniyle çevre dostu ürünler olarak öne çıkıyor. [6]

Plastik ve Kauçuk ürünleri imalat sanayi genel olarak ara malı üreten bir sektör

niteliğindedir. Kullanım alanlarına bakıldığında; en çok ambalaj sanayinde yer bulurken;

inşaat sektöründe de sağlam, dayanıklı, bakım gerektirmemesi ve korozyona dayanıklı olması nedeni ile tercih edilmektedir. En sık görülen uygulama alanları; kapı-pencere profilleri, pis ve temiz su boruları, su depoları, çatı cephe kaplamalarıdır. Tarımdaki uygulamaları; sera örtüleri, fide örtüleri, sulama boruları şeklindedir. Elektrikli küçük ev eşyaları, beyaz eşyalar, elektronik aletler, fiber optik iletişim kabloları, klasik güç dağıtım kablolarının üretiminde plastik malzemelerden faydalanılmaktadır. Plastikler otomotiv sektöründe; daha hafif ve daha güvenilir araçlar üretilmesini sağlamaktadır. Kauçuk ürünlerin; başta otomotiv olmak üzere, ayakkabı, giyim sektörlerinde kullanım alanı

bulduğu görülmektedir. Boru, hortum, taşıma bantları ve kayışlarda kauçuk malzeme tercih edilmektedir. Araçlar, donanımlar, hareketli makineler, uçaklar, oyuncaklar, mobilyalarda kullanılan tekerleklerdeki lastiklerde ve ayrıca ayakkabı tabanları, bağlantı parçaları ve contalar gibi farklı ürünlerde de kauçuk ürünler kullanılmaktadır.[7]

Plastik sektörüne ekonomik anlamda projeksiyon tutulduğunda, akla yaşamımızın her alanına girmiş plastiklerle birlikte (şezlong, top, şişe, market poşeti, oyuncak, mutfak

(25)

eşyası, beyaz ve elektronik eşya, tıbbi araç gereçler ve yüzlercesi), plastik hammadde (PE, PP, PVC, PS, PA, PET vs) ve plastik işleme makineleri (enjeksiyon ve ekstrüzyon

makineleri) gelir. Daha doğrusu siyaset, bürokrasi bu bütünün tamamını görür ve

aksiyonlarını ona göre belirler. Çünkü sektör ve sektör temsilcileri olan bizler, kendimizi bu şekilde ifade ediyoruz. [6]

Oysa sokaktaki vatandaş için plastik, ne hammaddedir, ne de plastiği işleyen makinedir.

Onun için plastik günlük yaşamını kolaylaştıran bir eşya veya araçtır, yani şezlongdur, yani saklama kabıdır, yani market poşetidir, yani plastik mamuldür. [6]

Plastik hammadde ve plastik işleme makineleri bu sektörü besleyen ana damarlardır.

Plastik sektörüne bakarken plastik değer zinciri içinde yer alan tüm alt sektörlere de bakacağız. Sektörün sayılarına bakarken genel alışkanlık dahilinde, değer zincirinin tümüne dair sayıları paylaşacak, sonra da başta plastik sektörü (plastik mamül) olmak üzere majör alt sektörlerine de ışık tutacağız. [6]

Plastik Değer Zinciri

Plastik mamulcüler- Plastiği işleyenler

Plastik işleme makineleri üreticileri

Plastik hammadde üreticileri

Plastik karışım üreticileri

Plastik ürünleri dağıtanlar, perakendeciler

Ömrünü tamamlamış plastiklerle ilgili işletmeler [6]

Plastik ve Kauçuk sektörünün girdileri yüzde 90 oranında petrokimya sanayinden temin edilmekte, bu sebeple de girdi maliyetleri petrol fiyatlarından doğrudan etkilenmektedir.

Her iki sektörün temel girdisi olan hammadde tedarikçilerinde, uluslar arası alanda oligopol bir pazar yapısının olduğu görülmektedir.

Özellikle plastik sektörünün hızlı gelişen bir sektör olması nedeniyle teknolojisi çok kısa zamanda ilerlemekte ve teknolojiyi izleyebilmek için sürekli yatırım yapılması gerekmektedir. Hammaddede dışa bağımlı olması, sektörün en büyük problemleri arasındadır.[7]

(26)

3.1.1. Dünya’da Plastik ve Kauçuk Sektörünün Durumu

Dünya plastik üretimi 2010 yılında 300 milyon tonu aşmıştır. Üretim kapasitesi yıllık ortalama artış hızı yüzde 9 civarındadır. Tüm dünyada bu sektörde 60 milyon kişiye istihdam sağlanmakta ve sektör yılda ortalama 700 milyar Euro’luk katma değer yaratmaktadır.

2010 yılı dünya kauçuk üretimi 24,5 milyon tondur. Bunun yüzde 42’si doğal kauçuk, yüzde 58’si de yapay kauçuktur. Doğal kauçuğun ana kaynağı Asya olup 2010 yılında dünya üretiminin yüzde 93’ü burada gerçekleşmiştir. Doğal kauçuk üretimi yapan başlıca ülkeler Tayland, Endonezya, Malezya, Hindistan ve Vietnam’dır. Üretim kapasitesi yıllık ortalama artış hızı yıllara göre değişkenlik göstermektedir. 2011 yılında bir önceki yıla göre yüzde 6,6 büyüme olmuştur. [7]

3.1.2. RAKAMLARLA TÜRK PLASTİK SEKTÖRÜ

6000 firma

200.000 çalışan

Yıllık ortalama % 15 büyüme

7 milyon ton üretim kapasitesi ile Avrupa 3’üncüsü

Plastik hammadde ithalatı 4,7 milyon ton – 7,7 milyar dolar / 2010 yılı

İhracat rakamı 3 milyar 522 milyon dolar / 2010 yılı

İthalat rakamı 9,8 milyar dolar / 2010 yılı

Makine ve teçhizat yatırımı 630 milyon dolar / 2010 yılı

Plastik enjeksiyon makinelerinde Çin’den yapılan ithalat, toplam ithalatın adet bazında % 63’ünü değer bazında da % 31’ini oluşturdu

Makine ithalatındaki ilk üç ülke Almanya, Çin ve İtalya [6]

3.1.3. Türkiye’de Plastik ve Kauçuk Sektörünün Durumu

Plastik ve Kauçuk Sanayinin 2008 yılında toplam imalat sanayi üretimi içindeki payı yüzde 4,81’dir. Sektörün; imalat sanayi toplam katma değeri içindeki yeri ve toplam istihdam içerisindeki payı incelendiğinde; her ikisinde de 23 sektör arasında 8. sırada yer aldığı

(27)

görülmektedir[6]. 1,8 milyar USD dış ticaret fazlası yaratarak dış ticarete olumlu katkısı olan Plastik ve Kauçuk Sanayinin 2011 yılı ihracatı 6,2 milyar USD, ithalatı ise 4,5 milyar USD’dir. Bu sektörde ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 1,36’dır. Aynı yılda bu oran tüm Türkiye için yüzde 56’dır. Toplam ihracat içindeki payı ise yüzde 4,64’dür.[7]

3.1.4. Türk Plastik Sektörü

Türk Plastik Sanayi, dünya toplam üretimi içinde yüzde 1,6’lık paya sahiptir. Avrupa’da 2011 yılında Almanya ve İtalya’dan sonra 3. büyük üretim merkezi olmuştur.

Türkiye’de sektörde yaklaşık 6.000 firma faaliyet göstermekte olup, bu firmaların yüzde 40’ı İstanbul’da bulunmaktadır. İzmir, Ankara, Bursa, Gaziantep, Konya, Kocaeli, Adana, Kayseri toplamda sektördeki firmaların yüzde 36’sını bulunduran önemli üretim

merkezleridir. Firmaların yaklaşık yüzde 98’i küçük ve orta büyüklükte işletmelerdir[7].

Sektörde 200 binden fazla kişi istihdam edilmekte ve her yıl 15.000 yeni kişiye istihdam sağlanmaktadır.

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) verilerine göre plastik mamul üreticilerinin yüzde 27’si ambalaj, yüzde 14’ü inşaat, yüzde 11’i tekstil, yüzde 10’u da ev eşyası sektörlerine plastik mamul üretmektedir. [7]

2011 yılı kesinleşmemiş rakamları;

 Toplam mamul üretiminin 6,9 – 7.0 milyon ton olarak gerçekleşerek 2010 yılına kıyasla % 13–15 arasında artacağını, [6]

 Bu düzeyde bir üretim düzeyi ile Türk plastik sektör üretiminin Almanya ve İtalya’dan sonra 3’üncü büyük proses kapasitesine erişeceğini, [6]

TUİK verilerine göre:

 Plastik hammadde ithalatının 5 milyon 266 bin ton ve 10,2 milyar dolara çıkarak 2010 yılına kıyasla miktar bazında % 13, değer bazında % 31 artacağını, [6]

 Plastik mamul ithalatının 493 bin ton ve 2,7 milyar dolara çıkarak, 2010 yılına kıyasla miktar bazında % 18, değer bazında % 29 artacağını, [6]

 Toplam ithalatın 5,8 milyon ton ve 12,7 milyar dolara çıkarak, 2010 yılına kıyasla miktar bazında % 13, değer bazında % 33 artacağını, [6]

 Plastik hammadde ihracatının 501 bin ton ve 917 milyon dolara çıkarak 2010 yılına kıyasla miktar bazında % 14, değer bazında % 30 artacağını, [6]

(28)

 Plastik mamul ihracatının 1 milyon 190 bin ton ve 3,7 milyar dolara çıkarak 2010 yılına kıyasla miktar bazında % 11, değer bazında % 23 artacağını, [6]

 Toplam ihracatın 1 milyon 691 bin ton ve 4,6 milyar dolara çıkarak 2010 yılına kıyasla miktar bazında % 12, değer bazında % 24 artacağını, [6]

 Sektörün ihracatçı sektörler kanalı ile 5 milyar dolar dolaylı ihracat

gerçekleştirerek, toplam 9,7 milyar dolarlık ihracat döviz girdisi sağlayacağını, [6]

 Plastik hammadde dış ticaretinde 4,8 milyon ton ve 9,2 milyar dolar dış ticaret açığı verileceğini, [6]

 Plastik mamul dış ticaretinde 697 bin ton ve 1,01 milyar dolar dış ticaret fazlası verileceğini, [6]

 Sektörün toplam olarak 4,1 milyon ton ve 8 milyar dolar dış ticaret açığı vereceğini, [6]

 İMMİB istatistiklerine göre plastik sektörünün, toplam kimya sektör ihracatı içinden % 29 payla ikinci ihracatçı sektör konumunda olacağını gösteriyor. [6]

Plastik sektöründe yer alan firmaların % 90'ı KOBİ niteliğindedir ve onlarca farklı sektöre yüzlerce çeşit mamul üretiliyor. Firmaların yaklaşık olarak % 30'u ambalaj, % 15'i inşaat,

% 11'i tekstil, % 10'u ev eşyası, % 10'u otomotiv ve % 9'u teknik parça sektörlerine mamul üretiyor. % 15'i ise geri kalan diğer sektörlere yönelik üretim yapıyor. [6]

Dışa açıklık düzeyinin sürekli arttığı yoğun rekabet ortamında Türk plastik sektörü, ölçek, teknoloji ve yenilik boyutlarıyla dinamik bir yapıya sahip.[5]

Türkiye’nin 2004 yılı plastik tüketimi 3,7 milyon ton olup, kişi başı plastik tüketimi 44 kg civarındadır. Bu rakam 37 kg olduğu tahmin edilen dünya ortalamasının üzerinde olmasına rağmen, 130 kg civarında olan gelişmiş ülkelerdeki kişi başı plastik tüketiminin çok

altındadır. [8]

Türkiye’nin plastik hammaddesi ihtiyacının sadece yüzde 25’i PETKİM tarafından karşılanmaktadır. Bunun yanı sıra, geri kazanılmış plastikler Türkiye’deki toplam ihtiyacın yüzde 10’unu karşılamaktadır.[8]

(29)

Plastik sanayinde toplam sınai maliyetin ortalama yüzde 70’ini hammadde, yüzde 15’ini de işçilik oluşturmaktadır. Enerji maliyetleri yüzde 4’ünü oluştururken diğer maliyetler toplamda yüzde 6’lık pay almaktadır.[9]

3.1.5. Firma Stratejisi ve Rekabet Yapısı

Çalışmaya katılan firmaların yüzde 52’si son 3 yılda sektörde faaliyet gösteren firmaların sayısının ulusal yatırımlarla arttığını belirtmiştir. Firmaların yine yüzde 52’ si “sadece fiyat odaklı rekabet” nedeniyle Bölgesel Rekabetten olumsuz etkilendiğini ifade etmiştir. Yüzde 56’ sı, ana rakiplerinin birinci sırada “Türkiye’deki firmalar” olduğunu belirtmiştir. Yüzde 63’ü rekabetin, birinci sırada “maliyet”, ikinci sırada ise “kalite” unsurlarına dayandığını belirtmiştir. Firmaların yüzde 89 ‘u aile şirketidir. Yüzde 63’ünün ISO 9001 Kalite Belgesi , yüzde 89’unun web sayfası vardır. Yüzde 67’si ulusal, yüzde 44’ ü uluslar arası fuarlara katılmaktadır. Firmaların yüzde 56’sı araştırma-geliştirme faaliyetlerinde bulunduğunu belirtmiştir. Ar-Ge harcamalarının ciro içindeki payının yüzde 1,96 olduğu belirlenmiştir.

TUİK tarafından gerçekleştirilen 2010 yılı Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması sonuçlarına göre; Türkiye’de Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcamasının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) içindeki payı binde 8,4’tür.[10] KOBİ‘lerde ise bu oran yüzde 0,3 civarındadır.[6]

Görüşülen firmalar teknolojinin sektör için çok önemli olduğunu; teknoloji sayesinde bugün esnek üretim yapabildiklerini belirtmişlerdir. “Yanmaz Boru”, “Sessiz Boru” gibi ürünlerin, sektördeki Ar-Ge çalışmaları sonucunda üretilmesine rağmen sektörün genelinde maalesef teknoloji ve Ar-Ge’nin Avrupa’dan kopya edilmekte olduğunu ifade etmişlerdir.

Firmaların yüzde 74’ ü kredi kullandığını , yüzde 67’ si ise işletmesini büyütmeyi

düşündüğünü ifade etmiştir. Büyümenin; makine kapasitesi artışı, üretim kapasitesi artışı sağlanması, pazar payının arttırılması ve yeni ürün üretilmesi şeklinde gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir. Yüzde 44’ü kamusal fonlardan faydalanmazken, yüzde 48’ i üniversite ile hiç işbirliği yapmadığını belirtmiştir.

Sektörün en büyük sıkıntıları arasında nitelikli iş gücü eksikliği yer almaktadır.

Görüşmelere katılan tüm firma yetkilileri beyaz ve mavi yakalı eleman temin etmekte sıkıntı yaşadıklarını; sektöre işgücü yetiştirmekte olan eğitim kurumlarının öğrenci kapasitesinin sektörün ihtiyacının çok gerisinde kaldığını ifade etmişlerdir.

Sektörde ekstrüzyon, enjeksiyon, polimer, baskı teknolojileri gibi plastik prosesleri konusunda mesleki eğitim ihtiyacı olduğu gözlenmiştir. [6]

(30)

BÖLÜM 4. DENEYSEL SONUÇLAR

4.1. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KONUSUNA İŞVERENLERİN BAKIŞ AÇISI

Ülkemizde 2013 yılı başından itibaren gündemde olan iş sağlığı ve güvenliği konularına işverenler kademe kademe alışma göstermektedirler. Alışkın olmadıkları bu yönde işverenlerin desteği olmadan hiçbir şey yapılamayacağı için uzmanların işini zorlaştırmaktadır. İşverenlerin en büyük sıkıntısı daha önce belirttiğimiz gibi rekabet içerisinde maliyetleri düşürmeye çalışırken, iş sağlığı ve güvenliği açısından yapılan işlerin ya üretime dolaylı etkisi veya çalışanların eğitimi sırasında direkt etkisi yüzünden ortaya çıkan üretim durmalarının kazanca olan etkisini düşünmeleridir. Devlet tarafından zorunlu hale getirilen bu kanunun masa başında yapıldığını ve hiçbir şekilde uygulamaya yönelik olmadığı kanısındadırlar. Devletin çok aceleci davrandığını ve Avrupa Birliği uyum süreçlerinde bir şeyler gösterebilmek adına yapıldığı şeklinde yorumlamaktadırlar. Hiçbir şekilde iş güvenliği konularına karşı olmadıklarını ancak yapılan işlerin şu anda düşüncesiz bir şekilde ilerlediğini söylemektedirler. Ortak işveren görüşlerinden biride; yapılan tüm harcamaların vergisi, alımların vergisi, çalışanların SGK ödemeleri vb. gibi ödemeler ve iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının da ekonomik götürüleri, küçük ve orta ölçekli işletmelere devletin de artık bir ortakları gibi olduğu görüşüdür.

İşverenler ile olan iletişimlerimize değinecek olursak; iş sağlığı ve güvenliği konularında yaptığımız çalışmalarda yaşadığımız sıkıntıları şu şekilde özetleyebiliriz;

 Risk değerlendirme çalışmaları; yönetmelik gereği değerlendirme grubu oluşturmak gerekmektedir. Bu gurubun bir arada iş yeri içerisinde gerekli denetlemeleri ve incelemeleri yapması gerekmektedir. İşverenler bu konuda yardımcı olmamakta, çoğunlukla ya ustabaşı ya da muhasebeci ile birlikte risk değerlendirme çalışmalarının yapılmasını istemektedirler. Amaç mümkün olduğunca iş kaybını engellemek düşüncesidir.

 Çalışan temsilci ataması; yönetmelik gereği temsilci belirlenmesi seçimle yapılması istenmekte olup bu seçimi kurumsal şirketler haricinde yapılması neredeyse imkansız durumda olduğu gözlemlenmiştir. Küçük ve orta büyüklükteki

(31)

işletmelerin İşverenleri seçime kesinlikle izin vermemektedirler. Atama yapılması hakkında da sorunlar yaşamakta daha çok mavi yaka diye tabir ettikleri çalışanlardan değil de beyaz yakadan seçmeye çalışmaktadırlar.

 İSG Kurul Toplantıları; işverenler açısından daha çok yasal düzenlemelerin yerine getirilmesi amacıyla yapılan bir eylem olarak görülmektedir. İşveren veya vekillerinin toplantı katılımları yine küçük ve orta işletmelerde oldukça düşük olup genellikle sayı fazlasıyla toplanarak toplantılar yapılmaktadır. Bu nedenle Kurul Toplantısında alınan kararların yine işverenin onayı doğrultusunda yapılma zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.

 Ekipmanlara ait fenni muayene raporları ve topraklama ölçümleri; ekipmanların bakımları düzenli olarak yapıldığından fenni muayene raporlarının işverenler genelde gereksiz görmektedirler. Topraklama ölçümlerinde genel anlamda sorun yaşamasanız da kaçak akım koruma rölesini 30mA olarak hiçbir şekilde taktıramamaktasınız. Birçok işveren hiçbir şekilde koruma rölesini kabul dahi etmemektedirler. Elektrik hatlarında özellikle eski hatlarda 30mA değeri rahatlıkla aşıldığından sürekli elektrik kesintileri yaşanmaktadır. Bu olayı işverenler koz olarak kullanmaktadırlar. İnceleme yaptığımız plastik enjeksiyon firmalarında plastik eritebilmek için makinalarda bulunan rezistansların zaten yüksek amperlerle çalışması nedeniyle hakikaten uygulamada bu kaçak akım koruma rölesini 30 mA olarak taktırmak oldukça güç olmaktadır.

 İSG eğitimleri; çalışanların eğitimleri plastik enjeksiyon firmalarında 12 saat olarak verilmesi gerekmektedir. Eğitim planlamalarının yıl içine dağılımını yapmak bizim açımızdan zor olmaktadır. Yönetmelik gereğince yıllık eğitim planlarının yapılması istenmekte olup planlarda; hangi tarihte kimlere eğitim verileceği ve ne kadar süre verileceği belirtilmesi gerekmektedir. Planlarla birlikte eğitim süreleri de sıkıntı oluşturmaktadır. 12 saatlik süreli eğitimler uygulamada yapılamamaktadır. Yine işverenler 12 saatlik eğitimleri gereksiz buldukları gözlemlenmiştir. Çalışanların eğitime katılmasının onlar için ekstra bir dinlenme zamanı olduğunu söylemektedirler. 12 saatlik eğitimin başarılı bir şekilde hiçbir zaman gerçekleştirilemeyeceği kanısındadırlar.

(32)

Yukarıda belirttiğimiz sıkıntılar işverenler tarafından şu şekilde yorumlanmaktadır;

 Çalıştırmak zorunda olduğumuz iş güvenlik uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli ile bu işler bitmiyor. Asıl bütün işler bu görevlendirmelerden sonra başlıyor.

İş güvenlik Uzmanı ile; periyodik fenni muayeneler, Endüstriyel ortam Ölçümleri, Topraklama Ölçümleri vb., iş yeri hekimi ile; periyodik sağlık raporları , ilk yardım sertifika eğitimleri gibi masraflar çıkmaktadır. İşverenlerin en çok takıldıkları nokta yapılacak olan bu kontrollerin neden uzmanlar tarafından yapılamadığı veya neden her iş için farklı kollar oluşturulduğudur. Örnek verecek olursak iş yeri hekimi işyerinde çalışanların mutlaka eğitimlerinden de sorumlu olduğu halde işyeri hekiminin vereceği ilk yardım eğitiminin neden kabul görmediği ve eğitim kurumlarına ekstra para vererek neden sertifika sınavlarına girilebildiğidir.

4.2. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KONUSUNA ÇALIŞANLARIN BAKIŞ AÇISI

Yeni olan bu konuyla, 50 kişi ve üstü işyerlerinde bulunan çalışanlar ile 50 kişi altında bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıftaki işyerlerinde çalışanların çoğu, yeni karşılaşmaktadır.

Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği konusu ne işveren nede çalışanlar tarafından tam anlaşıldığı söylenemez. Çalışanlar iş sağlığı ve güvenliği denildiğinde akıllarına gelen ilk ve tek şey İSG eğitimleri olmaktadır.

Çalışanların en büyük sıkıntısı çalışma süreleridir. Birçok işyerinde haftalık çalışma saati olan 45 saatin üzerinde çalışma yapılmaktadır. Bunun en büyük nedeni ise firmalar arası rekabet ve iş yetiştirme telaşıdır. İşveren açısından tek düşünülen şey para olmaktadır. Firmaların birçoğunda çalışanların fazla çalışmayı kabul ettiğini gösteren sözleşme ekleri daha iş başında kendilerine imzalatılmaktadır. İsg eğitimlerinde gözlenen en büyük sonuçlardan biride Türkiye de okuma yazma oranının hiç de sanıldığı gibi yüksek olmadığıdır. Birçok çalışan adını bile

yazmakta zorlandığı gözlemlenmiştir. Bu durumdaki kişiler daha iş başı yaparken işveren tarafından eli kolu bağlanmaya çalışılmaktadır. İsg eğitimlerinde en çok dikkat edilen nokta hizmet sözleşmeleri, çalışma süreleri ve ücretlerin hesaplanması

(33)

adı altında anlatılan eğitim bölümüdür. Çalışanlarında tek amacı çalışarak para kazanmak olduğundan bu bölümün daha ilginç olduğu bir gerçektir. Fazla çalışma zamanlarının mevzuatta çalışanların rızasına bırakılmasına rağmen maalesef bu böyle gerçekleşmemekte, işverenin isteği doğrultusunda herhangi bir günde yapıldığı gözlemlenmiştir. Ayrıca gece vardiyalarının günde en fazla 7,5 saat olması gerekirken, çalışma zamanlarının 9 saat olduğu birçok işyerinde tespit edilmiştir. Yine buradaki amaç işverenin vardiya sayısını dolayısıyla çalışacak personel sayısını azaltarak kazancı olabildiğince artırmaktır. Bu işleyişlerin tuhaf tarafı; çalışanlarla yapılan görüşmelerde müfettişlerin denetime geldiği

öğrenilmiştir. Mevzuatı hazırlayıp, yürürlüğe sokan devlet, teftiş eden yine devlet ama maalesef uygulamalarda farklılıklar açıkça görülmektedir.

Çalışanların zaman içerisinde uyum göstermesi gereken birçok konu bulunmaktadır. Bunları sıralayacak olursak;

 Kişisel koruyucu donanımların kullanılması ve korunması

 Görevlendirildikleri (destek elemanı) acil durum gruplarının görev ve sorumlulukları

 İş sağlığı ve güvenliği açısından kendi bulundukları çevreleri gözlemleme alışkanlıklarının kazanılması

 Kullanılan makine, alet ve teçhizatı farklı bir amaç doğrultusunda kullanılmaması

 Kendi görevleri haricinde herhangi bir işe karışmama alışkanlığı

 Düzenli ve tertipli bir şekilde çalışma alışkanlığı

 Malzemelerin düzgün istiflenmesi ve malzeme konulmaması gereken yerlerin bilinmesi (acil çıkışlar, elektrik panoları vb.)

(34)

5. SONUÇ

İş sağlığı ve güvenliği doğrudan çalışanların yaşam hakkına etki eden bir konudur.

O sebeple işyerlerinde yaşanan iş sağlığı ve güvenliği sorunları, sadece o işyerini değil tüm ülkeyi ilgilendirmektedir. İşyerlerindeki kazalar sadece orada çalışanları değil, tüm ülkeyi olumsuz yönde etkilemektedir.

Genel anlamda bakıldığında iş hayatında halen 6331 sayılı yasanın getirdiklerinin ve gerekliliklerinin tam olarak anlaşılmamış olduğu görülmektedir. Temmuz ayında yapılan erteleme ile sanki yasanın tamamı erteleniyormuş gibi bir hava esmiştir.

Bakanlık bir yandan yasanın ilgili yönetmeliklerini çıkartarak yasanın tamamlanmasını sağlamaya çalışmaktadır. [1]

Yasanın kendisi tam olarak anlaşılamamışken ilgili yönetmelikler ile bu anlaşılmazlıklar giderilmeye çalışılmaktadır. Umarız iş sağlığı ve güvenliği konusu yasa, yönetmelik ve tebliğlerle geçiştirilecek bir konu olarak ülke gündeminden düşmez. İnsan hayatının yok sayıldığı, insanın köleleştirildiği, sadece para kazanmanın hedef seçildiği, kar hırsının işverenlerin gözünü kör ettiği bir yaşamda hangi yasayı yaparsanız yapın sonuçta insan hayatı hep ikinci planda kalacaktır. [1]

(35)

KAYNAKLAR

[1]. Turgay ALDI; İş Sağlığı Ve Güvenliğine Kısa Bir Bakış http://www.metalurji.org.tr/dergi/dergi166/d166_2022.pdf [2]. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu;

http://www.mevzuat.gov.tr/Metin.Aspx?MevzuatKod=1.5.6331&MevzuatIl iski=0&sourceXmlSearch=

[3]. İş Sağlığı Ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği;

29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete

[4]. İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk Ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik; 29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete [5]. İşyeri Hekimi Ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki,Sorumluluk Ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik; 20 Temmuz 2013 Cumartesi Resmî Gazete

[6]. Türkiye Plastik Sektörü;

http://www.paosb.org/uploads/dosyalar/PAGDER-ve-Plastik-Sektor- Bilgileri.pdf

[7]. Plastik ve Kauçuk Sektörü Rehberi;

http://www.iaosb.org.tr/Media/FileDocument/PLASTIK%20VE%20KAUC UK%20SEKTORLERI%20RAPORU%20-%20MAYIS%202012.pdf [8]. Gözde Sevilmiş, Ege Bölgesi Plastik Sektörü Raporu, İzmir Ticaret Odası Plastik İşleme Sanayisi Raporu, 2010, İGEME

[9]. Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013) Kimya Sanayi Özel İhtisas Komisyonu Plastik Ürünler Çalışma Grubu Raporu, Ocak 2006, Ankara [10]. TUİK 04 Kasım 2011 tarih ve 224 sayılı Haber Bülteni

Referanslar

Benzer Belgeler

Çok tehlikeli sınıfta yer alan ve (A) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı çalıştırması gereken işyerleri için, bu işyerlerinde Kanunun yürür- lüğe

maddesi uyarınca işveren, görüş alma ve katılımın sağ- lanması konusunda iki veya daha fazla çalışan temsilcisinin bulunduğu işyer- lerinde (en az 51

(2) İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları; görevlendirildikleri işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirleri işverene yazılı

Böylelikle 4857 sayılı yasanın kapsam dışında bıraktığı aşağıda yer alan işlerde de İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamına girmiştir. a) Deniz ve hava taşıma

sınıfı göz önünde bulundurularak asgari çalışma süreleri, işyerlerindeki tehlikeli hususları nasıl bildirecekleri, sahip oldukları belgelere göre hangi işyerlerinde

a) İlgili bakanlıkların görüşü alınarak, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, sürdürülmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi amacıyla; iş yeri bina ve

 50 ve daha fazla iĢçi çalıĢtırılan ve 6 aydan uzun sürekli iĢlerin görüldüğü iĢyerlerinde iĢ sağlığı ve güvenliği kurulu kurulması yükümlülüğünü yerine

(4) Az tehlikeli sınıfta yer alan ve 1000’ in üzerinde (1000 dahil) işçi çalıştırılan işyerlerinde tam gün çalışacak bir iş güvenliği uzmanı ile üçüncü