• Sonuç bulunamadı

4. Arz ve Talep Gelişmeleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "4. Arz ve Talep Gelişmeleri"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

4. A rz ve T alep G elişmeleri

2015 yılı ilk çeyreğine ilişkin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) verilerine göre iktisadi faaliyet Nisan Enflasyon Raporu’nda ortaya konulan görünüme kıyasla daha güçlü bir seyir izlemiş ve milli gelir dönemlik bazda yüzde 1,3, yıllık bazda ise yüzde 2,3 oranında artmıştır. Milli gelirdeki dönemlik artışta tarım ve net vergi kalemleri öne çıkarken, sanayi, inşaat ve hizmet kalemleri toplamı ılımlı artış eğilimini korumuştur. İlk çeyrek gelişmeleri mevsimsellikten arındırılmış verilerle harcama tarafından değerlendirildiğinde, nihai yurt içi talebin tüketim harcamaları kaynaklı artış gösterdiği görülmektedir.

Yatırım harcamaları ise gerek kamu gerekse özel kesimde bir önceki çeyreğe göre daralmıştır. Mal ve hizmet ihracatı dönemlik bazda artarken ithalat gerilemiş, böylece net ihracat dönemlik büyümeye pozitif katkı yapmıştır.

2015 yılı ikinci çeyreğine ilişkin açıklanan veriler iktisadi faaliyetteki ılımlı artışın devam ettiğine işaret etmektedir. Sanayi üretimi Nisan-Mayıs döneminde bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,0 oranında artış kaydetmiştir. İç talebe ilişkin satış, üretim ve ithalat göstergelerine göre nihai yurt içi talep dönemlik bazda artmaya devam etmektedir. Altın hariç ihracat miktar endeksinin, ilk çeyrekteki sert daralmanın ardından Nisan-Mayıs döneminde önceki çeyreğe göre düşük oranda artması, dış talebin büyümeye katkısının ikinci çeyrekte sınırlı kalabileceğine işaret etmektedir.

Önümüzdeki dönemde, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın devam edeceği öngörülmekle birlikte, büyümenin gücüne dair aşağı yönlü risklerin geçerliliğini koruduğu düşünülmektedir. Güven endekslerindeki zayıf seyir sonucunda yılın ikinci yarısına ilişkin belirsizlikler çerçevesinde güven kanalının desteği bir süre daha zayıf kalabilecektir. Yakın dönemde finansal koşullarda da bir miktar sıkılaşma yaşanmıştır. Dış talebe ilişkin gerek jeopolitik gelişmeler gerekse küresel para politikasındaki belirsizlikler ve Avrupa’daki sorunlar kaynaklı aşağı yönlü riskler devam etmektedir. Aşağı yönlü riskleri canlı tutan bu faktörlere karşın, küresel kriz sonrası gözlenen güçlü istihdam performansı ile cari açık ve enflasyonda öngörülen düşüşlerin ekonomi politikaları açısından alan oluşturmasının yanı sıra tarım katma değerinde beklenen düzeltme büyümeyi destekleyebilecek faktörler olarak değerlendirilmektedir.

Çıktı açığına ilişkin göstergeler 2015 yılı ikinci çeyreğinde talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde verdiği desteğin sürdüğüne işaret etmektedir. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı ikinci çeyrekte sınırlı bir toparlanma gösterirken, halen düşük düzeylerde seyretmeye devam etmektedir.

İşsizlik oranı yakın dönemde düşme eğiliminde olsa da bir yıl öncesine göre daha yüksek seviyelerde seyretmektedir. Sonuç olarak, 2015 yılında toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüş sürecini desteklemeye devam edeceği öngörülmektedir. Dış ticaret hadlerindeki iyileşmenin ve mevcut makroihtiyati çerçevenin de cari işlemler dengesindeki iyileşmeyi destekleyeceği tahmin edilmektedir.

4.1. Arz Gelişmeleri

TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, GSYİH 2015 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 2,3 oranında artmıştır (Grafik 4.1.1). Üretim yönünden incelendiğinde, yıllık bazda ilk çeyrekte inşaat haricindeki sektörlerin katma değeri artarken, inşaat katma değeri yüzde 3,5 oranında gerilemiştir. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilere göre ise GSYİH bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 1,3 oranında artış kaydetmiştir. Bu dönemde, tarım katma değeri geçtiğimiz yılın

(2)

son çeyreğine göre yüzde 5,3 artarak çeyreklik büyümeye en yüksek katkı yapan sektör olmuştur (Grafik 4.1.2). Net vergi ise çeyreklik bazda yüzde 3,9 artarak tarımdan sonra büyümeye en yüksek katkı yapan kalem olmuştur. Diğer taraftan, sanayi ve hizmet katma değerleri bir önceki çeyreğe göre sırasıyla yüzde 0,4 ve yüzde 0,8 oranlarında artmıştır. İnşaat katma değeri ise yüzde 0,2 oranında gerilemiştir.

Grafik 4.1.1.

GSYİH Yıllık Büyümesi ve Üretim Yönünden Katkılar (Yüzde Puan)

Grafik 4.1.2.

GSYİH Çeyreklik Büyümesi ve Üretim Yönünden Katkılar (Mevsimsellikten Arındırılmış, Yüzde Puan)

Kaynak: TÜİK. Kaynak: TÜİK.

Sanayi üretimi yıllık artış hızındaki 2014 yılı dördüncü çeyreğinde gözlenen yavaşlama 2015 yılının ilk çeyreğinde de devam etmiştir. Nisan ve Mayıs ayı verileri ortalaması ise bir önceki yılın aynı döneminin yüzde 2,2 oranında üzerinde kalmış; böylece sanayi üretiminin yıllık artış hızında iki çeyrektir süregelen yavaşlama bu dönemde yerini artışa bırakmıştır (Grafik 4.1.3). Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilere göre Nisan-Mayıs döneminde sanayi üretimi, Mayıs ayında otomotiv sektöründe gerçekleşen grevlere rağmen ilk çeyreğe kıyasla artış kaydetmiştir (Grafik 4.1.4). Mayıs ayındaki grevlerin otomotiv sektörü üzerinden yıllık sanayi üretimi büyümesine yaklaşık 1,7 puan, aylık sanayi üretimi büyümesine ise yaklaşık 1,0 puan düşürücü etkisi olduğu tahmin edilmektedir.

Grafik 4.1.3.

Sanayi Üretim Endeksi (Yıllık Yüzde Değişim)

Grafik 4.1.4.

Sanayi Üretim Endeksi

(Mevsimsellikten Arındırılmış, Çeyreklik Yüzde Değişim)

*Nisan-Mayıs dönemini kapsamaktadır.

Kaynak: TÜİK. Kaynak: TÜİK.

Haziran ayında, taşıt sektöründe Mayıs ayındaki üretim düşüşünün önemli oranda geri alınabileceği böylece üretimde ölçülü bir toparlanma gözlenebileceği düşünülmektedir. Nitekim Otomotiv Sanayicileri Derneği (OSD) tarafından açıklanan verilere göre, Haziran ayında taşıt üretimi mevsimsellikten arındırılmış olarak Nisan ayı seviyesine yaklaşmıştır. Öte yandan, anket göstergelerinde belirgin bir iyileşme göze çarpmamaktadır. PMI ve PMI üretim endeksi göstergeleri 50 seviyesinin belirgin

-2 0 2 4 6 8 10 12 14

- 2 0 2 4 6 8 10 12 14

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1

2010 2011 2012 2013 2014 2015

Net Vergi Tarım İnşaat

Sanayi Hizmetler GSYİH

-1 0 1 2 3 4 5

- 1 0 1 2 3 4 5

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1

2010 2011 2012 2013 2014 2015

Net Vergi Tarım İnşaat

Sanayi Hizmetler GSYİH

-25 -20 -15 -10 -5 0 5 10 15 20

-25 -20 -15 -10 -5 0 5 10 15 20

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 12*

2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 20142015

1,0

-1 0 1 2 3 4 5

-1 0 1 2 3 4 5

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2*

2010 2011 2012 2013 2014 2015

(3)

miktar iyileşme gösterse de düşük seviyelerdeki seyrini sürdürmektedir (Grafik 4.1.5 ve 4.1.6). Dolayısıyla önümüzdeki dönemde sanayi üretimindeki gidişatın ılımlı olması beklenmektedir. Ayrıca, küresel para politikalarına yönelik belirsizlik ile birlikte özellikle döviz kurunda gözlenen oynaklığın yurt içi talep üzerindeki olumsuz etkilerinin yanı sıra, parite etkisi ve yurt dışı talepte bir canlanma olmaması sonucunda zayıf seyreden ihracat yılın geri kalanında sanayi üretimindeki artışların ılımlı seviyelerde seyretmesi beklentisini desteklemektedir.

Grafik 4.1.5.

PMI ve PMI Üretim (Mevsimsellikten Arındırılmış)

Grafik 4.1.6.

İYA Son Üç Ay Üretim ve Gelecek Üç Ay Üretim Beklentisi (Mevsimsellikten Arındırılmış, Artacak-Azalacak)

Kaynak: Markit. Kaynak: TCMB.

4.2. Talep Gelişmeleri

2015 yılı birinci çeyreğine ilişkin GSYİH verileri harcama yönünden değerlendirildiğinde, net ihracatın yıllık büyümeye yaptığı negatif katkının bir önceki çeyreğe göre yükseldiği, nihai yurt içi talebin katkısının ise özellikle özel tüketim kaynaklı olarak önceki iki çeyreğe kıyasla artış kaydettiği görülmektedir (Grafik 4.2.1). Bu dönemde özellikle taşıt olmak üzere dayanıklı mallara yapılan harcamalar özel tüketimi artıran başlıca kalem olmuştur. Mevsimsellikten arındırılmış verilere göre ise hem net ihracat hem de nihai yurt içi talep dönemlik büyümeye pozitif katkı yapmıştır.

Grafik 4.2.1.

Talep Yönünden Yıllık Büyümeye Katkılar (Yüzde Puan)

Grafik 4.2.2.

Yurt İçi Özel Tüketim ve Alt Kalemleri (Mevsimsellikten Arındırılmış, 2011Ç1=100)

Kaynak: TÜİK.

*TÜİK, yurt içi tüketimi on alt kalemde yayımlamaktadır. Ağırlıklı olarak, otomobil, mobilya ve televizyon gibi dayanıklı malları içeren, mobilya-ev aletleri, ulaştırma-haberleşme ve eğlence-kültür (TV satışlarını içeren) kalemleri dayanıklı tüketim olarak isimlendirilmiştir. Diğer tüketim, dayanıklı tüketim hariç yurt içi tüketim olarak hesaplanmıştır.

Kaynak: TÜİK.

42 46 50 54 58 62

42 46 50 54 58 62

0611 0911 1211 0312 0612 0912 1212 0313 0613 0913 1213 0314 0614 0914 1214 0315 0615

PMI PMI Üretim

0 5 10 15 20 25 30 35

0 5 10 15 20 25

0611 0911 1211 0312 0612 0912 1212 0313 0613 0913 1213 0314 0614 0914 1214 0315 0615

Son Üç Ay Üretim

Gelecek Üç Ay Üretim (sağ eksen)

-10 -5 0 5 10 15 20

-10 -5 0 5 10 15 20

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1

2010 2011 2012 2013 2014 15

Net İhracat Stok Değişimi

Nihai Yurt İçi Talep GSYİH

70 75 80 85 90 95 100 105 110 115

70 75 80 85 90 95 100 105 110 115

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 15

Özel Tüketim Dayanıklı Tüketim*

Diğer Tüketim*

(4)

Özel tüketim, 2014 yılının ikinci yarısında belirsizliklerin azalması ve finansal koşullardaki gevşeme sonucunda başladığı ılımlı artış eğilimini ilk çeyrekte ivmesi sınırlı oranda azalsa da korumuştur. Bu artışta, önceki iki çeyrekteki yüksek oranlı artışlara rağmen dayanıklı mallara yapılan harcamaların yukarı yönlü seyrini sürdürmesi önemli bir rol oynamıştır (Grafik 4.2.2). Dayanıklı mal haricinde kalan tüketim mallarındaki çeyreklik artış oranı ise daha düşük seviyede gerçekleşmiştir. 2014 yılı ikinci yarısında toparlanmaya başlayan özel makine-teçhizat yatırımlarının yılın ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre düşüş kaydettiği görülmektedir. Diğer taraftan, özel inşaat yatırımlarında ilk çeyrekte artış gerçekleşse de bu artış oranı önceki çeyrekte hava koşullarının da olumsuz etkisiyle gerçekleşen düşüşü telafi edecek düzeyde değildir (Grafik 4.2.3). Böylelikle toplamda özel yatırımlar yılın ilk çeyreğinde gerileme kaydetmiştir. Kamu kesimi tarafında, tüketim harcamalarında mal ve hizmet alımları kaynaklı çeyreklik bazda belirgin bir artış yaşanırken; yatırım harcamaları büyük oranda makine-teçhizat yatırımlarındaki düşüşe bağlı olarak 2014 yılı son çeyreğine göre gerilemiştir. Toplamda ise mevsimsellikten arındırılmış kamu harcamaları yüzde 2,1 oranında artarak dönemlik büyümeye katkı sağlamıştır (Grafik 4.2.4).

Grafik 4.2.3.

Özel Yatırımlar ve GSYİH

(Mevsimsellikten Arındırılmış, 2011Ç1=100)

Grafik 4.2.4.

Özel ve Kamu Kesimi Talebi (Mevsimsellikten Arındırılmış, 2011Ç1=100)

Kaynak: TÜİK. Kaynak: TÜİK.

2015 yılı ikinci çeyreğine ilişkin veriler yurt içi talepte geçen yılın ikinci yarısında başlayan toparlanma eğiliminin ikinci çeyrekte daha çok tüketim kaynaklı olarak devam edebileceğine işaret etmektedir. Nisan-Mayıs döneminde tüketim mallarının gerek üretimi gerekse de ithalatı artmaktadır.

Yılın ilk çeyreğinde özel tüketim büyümesini destekleyen otomobil satışlarının ikinci çeyrekte de güçlü seyrettiği görülmektedir (Grafik 4.2.5). Bu dönemde tüketici güvenindeki zayıf seyir tüketim talebi üzerinde önemli bir risk unsuru olarak belirmektedir. Diğer taraftan, yatırımlara ilişkin göstergeler tüketim kadar olumlu değildir. Hafif ticari araç satışlarındaki hızlı artış eğiliminin bu dönemde durakladığı görülmektedir (Grafik 4.2.6). Makine-teçhizat üretimi ve ithalatında da bu dönemde düşüş gözlenmektedir (Grafik 4.2.7). İnşaata ilişkin göstergelerden mineral maddeler üretim ve ithalatı ise inşaat yatırımlarında kuvvetli bir artışa işaret etmemektedir (Grafik 4.2.8).

50 60 70 80 90 100 110 120

50 60 70 80 90 100 110 120

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 15

GSYİH

Özel Makine Teçhizat Özel İnşaat

60 70 80 90 100 110 120 130 140

60 70 80 90 100 110 120 130 140

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 15

Özel Kesim Talebi Kamu Kesimi Talebi

(5)

Grafik 4.2.5.

Tüketim Malları Üretim ve İthalat Miktar Endeksleri (Mevsimsellikten Arındırılmış, 2010=100)

Grafik 4.2.6.

İç Piyasa Araç Satışları (Mevsimsellikten Arındırılmış, Bin Adet)

* Nisan-Mayıs dönemini kapsamaktadır.

Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynak: ODD, TCMB.

Grafik 4.2.7.

Makine-Teçhizat Üretim ve İthalat Miktar Endeksleri (Mevsimsellikten Arındırılmış, 2010=100)

Grafik 4.2.8.

Mineral Maddeler Üretim ve İthalat Miktar Endeksleri

(Mevsimsellikten Arındırılmış, 2010=100)

* Nisan-Mayıs dönemini kapsamaktadır.

Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynak: TÜİK,TCMB.

2014 yılı ikinci yarısında küresel ekonomideki yavaşlama ve jeopolitik gelişmeler kaynaklı olarak başlayan zayıflamanın dış talep üzerindeki etkileri 2015 yılı ilk çeyreği itibarıyla sürmüştür. Bu dönemde her ne kadar mal ve hizmet ihracatında üç çeyrek aranın ardından artış gözlense de, bu artışın yoğun bir şekilde gerçekleşen altın ihracatından kaynaklandığı görülmektedir. Mal ve hizmet ithalatında ise düşüş gözlenirken, bu düşüşte de altın ithalatının bir önceki döneme kıyasla belirgin oranda azalması etkilidir (Grafik 4.2.9). Küresel ekonomideki gelişmelerin ihracat üzerindeki etkisini daha net gözlemleyebilmek için mal bazında altın hariç dış ticaret miktar endeksleri incelendiğinde, ilk çeyrekte ihracatın gerilediği, ithalatın ise arttığı görülmektedir (Grafik 4.2.10). Böylelikle, 2014 yılı ikinci yarısından itibaren gözlenen altın hariç mal bazında dengelenme sürecindeki bozulma ilk çeyrekte devam etmiştir.

Bu bozulmanın Mayıs ayı itibarıyla 2015 yılı ikinci çeyreğinde bir miktar sınırlandığı görülse de, ihracatın bu dönemde düşük oranda artması dış talebin büyümeye katkısının sınırlı kaldığına işaret etmektedir.

45 55 65 75 85 95 105 115 125

80 85 90 95 100 105 110 115 120 125 130

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 12*

2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 15 Üretim İthalat (sağ eksen)

2 4 6 8 10 12 14 16 18

10 20 30 40 50 60 70

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 15

Otomobil Satışları

Hafif Ticari Araç Satışları (sağ eksen)

60 70 80 90 100 110 120 130 140 150 160

60 70 80 90 100 110 120 130 140 150 160

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 12*

2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 15

Üretim İthalat

60 70 80 90 100 110 120 130 140

80 85 90 95 100 105 110 115 120

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 12*

2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 15 Üretim İthalat (sağ eksen)

(6)

Grafik 4.2.9.

Mal ve Hizmet İhracat ve İthalatı ile GSYİH (Mevsimsellikten Arındırılmış, 2011Ç1=100)

Grafik 4.2.10.

İhracat ve İthalat Miktar Endeksleri (Altın Hariç, Mevsimsellikten Arındırılmış, 2011Ç1=100)

Kaynak: TÜİK.

*Nisan-Mayıs dönemini içermektedir.

Kaynak: TÜİK, TCMB.

Özetle, 2015 yılı ilk çeyreğinde iktisadi faaliyet tüketimdeki olumlu seyir ile birlikte öngörülenden daha güçlü bir büyüme sergilemiştir. Finansal koşullardaki sıkılaşma ile belirsizlik algısında son dönemde bir azalma olmaması büyümeyi hem tüketim hem de yatırımlar yoluyla sınırlamaktadır. Diğer taraftan, euro/ABD doları paritesindeki gelişmeler, önemli dış ticaret ortaklarımızda yavaşlayan büyüme ve jeopolitik gelişmeler bu dönemde büyümeyi sınırlayan dış talep kaynaklı diğer unsurlar olarak ön plana çıkmaktadır.

2015 görünümü

2015 yılında büyümenin iç talep kaynaklı olacağına dair Nisan Enflasyon Raporu’nda çizilen görünüm korunmaktadır. İhracatın, dış ticaret ortaklarında yavaşlayan büyümeye, parite kaynaklı artan maliyete ve jeopolitik risklere bağlı olarak zayıf seyredeceği düşünülmektedir. Bununla birlikte, büyüme üzerindeki risklerin bir önceki döneme kıyasla daha dengeli olduğu düşünülmektedir.

Otomobil, beyaz eşya ve konut satışlarındaki olumlu görünümle uyumlu olarak ikinci çeyrekte TÜİK-TCMB güven endeksi göstergelerinden dayanıklı tüketim mallarına yönelik harcama yapma beklentisi artmıştır (Grafik 4.2.11). Bununla birlikte, hanehalkı enflasyon beklentisi azalmıştır. Bu dönemde finansal koşullarda bir miktar sıkılaşma gözlenmiştir. Nitekim, yılın ikinci çeyreğinde tüketici kredisi faiz oranı artışını sürdürmüştür (Grafik 4.2.12). Buna ek olarak, firmaların istihdam beklentilerinde zayıflama gözlenmektedir. Bu çerçevede, yılın ikinci çeyreğinde özel tüketim harcamalarının artacağı ancak söz konusu artışı finansal koşulların ve tüketici güveninin sınırlayabileceği düşünülmektedir. Dolayısıyla, ikinci çeyrekte özel tüketim harcamalarındaki artışın bir miktar yavaşlayacağı, yılın ikinci yarısında ise söz konusu sınırlayıcı faktörlerdeki seyre bağlı olarak ılımlı seyredeceği tahmin edilmektedir.

60 70 80 90 100 110 120 130

75 80 85 90 95 100 105 110 115 120 125 130

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 15

GSYİH İhracat İthalat (sağ eksen)

60 70 80 90 100 110 120 130

60 70 80 90 100 110 120 130

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 12*

2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 15 İhracat

İthalat

(7)

Grafik 4.2.11.

Tüketici Güven Endeksi

Grafik 4.2.12.

Kredi Kartı Harcamaları ve Tüketici Kredisi Faiz Oranı

Kaynak: TÜİK, TCMB.

*Konut, taşıt ve ihtiyaç kredisi faizi ortalamasıdır.

Kaynak: BDDK, TCMB.

Yılın ikinci çeyreğinde Türk lirasında gözlenen değer kaybı sürmüştür. Böylelikle, Türk lirasındaki seyir hem bilanço hem de yatırım malları fiyatları kanallarından yatırım talebini sınırlamaya devam etmiştir. Bu dönemde kur oynaklığında gözlenen artış da, kapasite kullanımındaki düşük seviye göz önüne alındığında, özel yatırımları olumsuz yönde etkilemeyi sürdürmüştür. Kurun seviyesi ve oynaklığındaki seyrin de etkisiyle yatırım eğilimi yılın ikinci çeyreğinde gerilemiştir (4.2.13). Buna ek olarak, euro/dolar paritesindeki azalış eğilimi ihracat yapan firmalarda karlılığı azaltması sebebiyle yatırımları sınırlayabilmektedir. Özel yatırımların ikinci çeyrekte zayıflayacağı düşünülmekte, yılın ikinci yarısında ise finansal koşullarda ek bir sıkılaşma olmaması durumunda ılımlı seyredebileceği tahmin edilmektedir.

Grafik 4.2.13.

Yatırım ve İstihdam Eğilimi

Grafik 4.2.14.

Küresel PMI

Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynak: MARKIT.

Avrupa ekonomisinde 2014 yılı son çeyreği ve 2015 yılı ilk çeyreğinde gözlenen toparlanma eğilimi yılın ikinci çeyreğinde bir miktar güç kaybetmiştir (Grafik 4.2.14). Euro Bölgesi dışındaki önemli dış ticaret ortaklarımızın 2015 yılı büyüme hızlarına ilişkin beklentileri, jeopolitik gelişmelerin de etkisiyle aşağı yönlü revize edilmektedir (Grafik 4.2.15). Buna ek olarak, euro/ABD doları paritesindeki aşağı yönlü eğilim bazı sektörlerde rekabet gücünü olumsuz yönde etkileyerek ihracatı sınırlayabilmektedir. Bütün bu gelişmeler çerçevesinde, kısa vadede ihracatın büyümeye katkısının sınırlı kalmaya devam edeceği tahmin edilmektedir.

55 60 65 70 75 80 85 90 95 100

85 90 95 100 105 110 115 120 125 130

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 15

Dayanıklı Tüketim Mallarına Yönelik Harcama Yapma Düşüncesi Enflasyon Beklentisi

Tüketici Güven Endeksi (sağ eksen)

10 11 12 13 14 15 16 17 18

30 40 50 60 70 80 90

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2

2010 2011 2012 2013 2014 15

Millions

Kredi Kartı (Milyar TL)

Tüketici Kredisi Faizi (sağ eksen, yüzde)*

-50 -40 -30 -20 -10 0 10 20 30

-50 -40 -30 -20 -10 0 10 20 30

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 15 İstihdam Eğilimi Yatırım Eğilimi

42 46 50 54 58 62

42 46 50 54 58 62

0611 0911 1211 0312 0612 0912 1212 0313 0613 0913 1213 0314 0614 0914 1214 0315 0615

Küresel Euro Bölgesi

(8)

Grafik 4.2.15.

2015 Yılı Büyüme Tahminleri*

(Yıllık Yüzde Değişim)

Grafik 4.2.16.

Çıktı Açığı (Yüzde)

*Yatay eksen tahminin yapıldığı dönemi, dikey eksen ise 2015 yılı büyüme tahminini göstermektedir.

Kaynak: Consensus Forecasts. Kaynak: TCMB.

Küresel ekonomiye ilişkin azalan öngörülebilirlik ve gelişmiş ülkelerin para politikalarındaki farklılaşma ile artan belirsizlikler sonucunda risk iştahı ve sermaye akımlarındaki oynaklık sürmektedir. Söz konusu durum, 2015 yılı büyümesi üzerinde aşağı yönlü bir risk unsuru olarak önemini korumaktadır. Buna ek olarak, yurt içi belirsizliklerin sürmesi de firmaların yatırım ve istihdam kararları ile tüketici güvenini olumsuz yönde etkileyerek büyüme üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaktadır. Öte yandan, küresel kriz sonrası gözlenen güçlü istihdam performansı ile cari açık ve enflasyonda öngörülen düşüşlerin ekonomi politikaları açısından alan oluşturmasının yanı sıra tarım katma değerinde beklenen düzeltme büyümeyi destekleyebilecek faktörler olarak değerlendirilmektedir.

Sonuç olarak, 2015 yılında talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde katkı vereceği öngörülmektedir (Grafik 4.2.16). Dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmelerin ve tüketici kredilerindeki ılımlı seyrin etkisiyle cari dengenin önümüzdeki dönemde iyileşme eğilimi sergileyeceği ancak ihracattaki görece görünümün bu iyileşmeyi sınırlayabileceği tahmin edilmektedir (Grafik 4.2.17).

Grafik 4.2.17.

Cari İşlemler Dengesi (CİD) (12 Aylık Birikimli, Milyar ABD Doları)

Kaynak: TÜİK, TCMB.

-5 -4 -3 -2 -1 0 1 2 3 4

-5 -4 -3 -2 -1 0 1 2 3 4

0115 0215 0315 0415 0515 0615

ABD İngiltere Rusya

-2,0 -1,5 -1,0 -0,5 0,0 0,5 1,0

-2,0 -1,5 -1,0 -0,5 0,0 0,5 1,0

4 1 2 3 4 1 2 3 4

2014 2015 2016

-90 -70 -50 -30 -10 10 30

-90 -70 -50 -30 -10 10 30

0509 1109 0510 1110 0511 1111 0512 1112 0513 1113 0514 1114 0515

CİD CİD (altın hariç) CİD (enerji ve altın hariç)

(9)

4.3. Emek Piyasası

2014 yılında artış kaydeden toplam ve tarım dışı işsizlik oranları 2015 yılının ilk çeyreğinde, işgücü arzına ilişkin görünümün değişmesinin etkisiyle gerilemiştir (Grafik 4.3.1). 2014 yılının Kasım dönemine kadar hızlı bir şekilde artan tarım dışı işgücü, bu dönemden sonra yatay bir seyir izlemiştir (Grafik 4.3.2).

Bu durum, istihdam artışlarında 2014 yılı son çeyreğine kıyasla bir ivmelenme olmamasına rağmen işsizlik oranlarının gerilemesine neden olmuştur. Mart-Nisan döneminde ise tarım dışı istihdam artışı güçlü olmamasına karşın işgücü arzındaki zayıf görünümün devam etmesinin etkisiyle işsizlik oranları azalmaya devam etmiştir.

Grafik 4.3.1.

İşsizlik Oranları

(Mevsimsellikten Arındırılmış, Yüzde)

Grafik 4.3.2.

Tarım Dışı İstihdam ve İşgücünün Çalışabilir Yaştaki Nüfusa Oranı (Mevsimsellikten Arındırılmış, Yüzde)

* Nisan dönemi.

Kaynak: TÜİK. Kaynak: TÜİK.

Tarım dışı istihdam gelişmeleri incelendiğinde, hizmetler sektörünün tarım dışı istihdamdaki artışı sürüklemeye devam ettiği görülmektedir (Grafik 4.3.3). Ancak, hizmet sektörü altında istihdam artışı tüm sektörlere yayılmamaktadır. Nisan dönemi itibarıyla 2015 yılında ticaret, lokanta-otel, idari hizmetler ve kamu yönetiminin de yer aldığı toplum hizmetleri sektörleri hizmet istihdamındaki artışa katkı yapmaktadır. Diğer taraftan teknik hizmetler, bilgi-iletişim, gayrimenkul ve finansal faaliyetler sektörlerinde istihdam kayıpları yaşanmaktadır. Jeopolitik gelişmelere bağlı olarak turizm sektöründe son dönemde gözlenen durağanlık, lokanta-oteller sektörü başta olmak üzere, ticaret ve ulaştırma sektörlerindeki istihdam açısından risk unsuru olarak değerlendirilmektedir. Sanayi sektörü istihdamı, üretim artışındaki ivme kaybına paralel olarak, 2014 yılının ikinci yarısından itibaren yatay bir seviye etrafında dalgalanmaktadır (Grafik 4.3.4). Yaklaşık son bir yıllık dönemde sanayi istihdamında birikimli olarak bir artış yaşanmamıştır. Öncü göstergeler sanayi istihdamındaki görünümün yılın ikinci çeyreğinde iyileşeceği yönünde belirgin bir sinyal üretmemektedir. Her ne kadar sanayi üretimi artmaya devam etse de anket göstergeleri istihdam artışı yönünde beklentiyi sınırlandırmaktadır. Sanayi üretimi, Mayıs ayında otomotiv sektöründeki grevlerin de etkisiyle gerilemekle birlikte, Nisan-Mayıs dönemi ortalaması itibarıyla, ilk çeyrek ortalamasının üzerindedir. Bununla birlikte, PMI istihdam değeri, Haziran ayı itibarıyla son üç aydır, istihdam artışı ve azalışına giden firmaların oranlarının aynı olduğunu ifade eden nötr değerine yakın bir seviyede bulunmakta ve istihdamda yatay bir görünüme işaret etmektedir.

43 44 45 46 47 48 49 50 51 52

6 8 10 12 14 16 18

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 12*

2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 İşgücüne Katılım Oranı (sağ eksen) İşsizlik Oranı

Tarım Dışı İşsizlik Oranı

34 35 36 37 38 39 40 41 42

30 31 32 33 34 35 36 37 38

0408 1008 0409 1009 0410 1010 0411 1011 0412 1012 0413 1013 0414 1014 0415

Tarım Dışı İstihdam/ 15+ Nüfus Tarım Dışı İşgücü / 15+ Nüfus (sağ eksen)

(10)

Grafik 4.3.3.

Tarım Dışı İstihdamdaki Üç Aylık Yüzde Değişime Katkılar

(Mevsimsellikten Arındırılmış, Puan)

Grafik 4.3.4.

Sanayi Üretimi, İstihdamı (2010=100) ve PMI İstihdam Değeri* (Mevsimsellikten Arındırılmış)

Kaynak: TÜİK.

*İstihdam verisi Nisan, üretim verisi Mayıs ayı itibarıyladır. Sanayi üretimi üç aylık ortalama olarak hesaplanmıştır.

Kaynak: TÜİK, Markit.

İnşaat istihdamı 2015 yılının ilk çeyreğindeki gerilemeden sonra Mart-Nisan döneminde sınırlı bir oranda toparlanmıştır (Grafik 4.3.5). İnşaat istihdamıyla yakından ilişkili olan metalik olmayan mineral maddeler üretimi incelendiğinde, Mayıs ayı itibarıyla, yukarı yönlü bir eğilim gözlenmektedir. Üretimdeki bu görünüm, çok güçlü olmasa da inşaat istihdamındaki artışı destekler niteliktedir. Bir diğer öncü gösterge olarak izlenen Kariyer.net firmasından sağlanan toplam iş ilanı sayısı Haziran ayında bir miktar artış göstermiştir. Bu veri ılımlı istihdam artışı yönünde sinyal vermeye devam etmektedir (Grafik 4.3.6).

Öte yandan, başvuru sayısında Haziran ayında gözlenen hızlı artış neticesinde tarım dışı işsizlik oranı ile yakından ilişkisi bulunan ilan başına başvuru sayısında yükseliş gözlenmektedir.

Grafik 4.3.5.

İnşaat Sektörü İstihdamı ve Metalik Olmayan Mineral Madde Üretimi* (Mevsimsellikten Arındırılmış, 2010=100)

Grafik 4.3.6.

Kariyer.net Toplam İlan (2010=100), Başvuru (2010=100) ve İlan Başına Başvuru (Mevsimsellikten Arındırılmış)

*İstihdam verisi Nisan, üretim verisi Mayıs ayı itibarıyladır. Üretim verisi üç aylık ortalama olarak hesaplanmıştır.

Kaynak: TÜİK. Kaynak: TCMB, Kariyer.net, TCMB.

2015 yılı ilk çeyreğinde gözlenen zayıf istihdam görünümüne karşın saatlik ücretler artış eğilimini korumuştur. 2014 yılından sonra 2015 yılının ilk çeyreğinde de ücret artışları firma maliyetlerini yukarı çeken bir unsur olmaya devam etmektedir. 2014 yılında yıllık TÜFE enflasyonunun üzerinde, yüzde 11,4 oranında artış gösteren saatlik ücretler 2015 yılı ilk çeyreğinde de reel olarak artmaya devam etmiştir (Grafik 4.3.7). Saatlik ücretlerdeki bu artış asgari ücret artışıyla uyumlu hareket etmiştir. 2015 yılı için

-2 -1 0 1 2 3 4

-2 -1 0 1 2 3 4

1012 1212 0213 0413 0613 0813 1013 1213 0214 0414 0614 0814 1014 1214 0215 0415

Sanayi İnşaat

Hizmetler Tarım Dışı İstihdam

30 35 40 45 50 55 60 65 70

80 85 90 95 100 105 110 115 120 125

0608 1208 0609 1209 0610 1210 0611 1211 0612 1212 0613 1213 0614 1214 0615

Sanayi Üretimi Sanayi istihdamı

PMI İstihdam Değeri (sağ eksen)

80 90 100 110 120 130 140 150

80 90 100 110 120 130 140 150

1207 0608 1208 0609 1209 0610 1210 0611 1211 0612 1212 0613 1213 0614 1214 0615

İnşaat İstihdamı

Diğer Metalik Olmayan Mineral Ürünlerin İmalatı (3 aylık ortalama)

8 58 108 158 208 258

30 50 70 90 110 130 150 170 190 210

1207 0608 1208 0609 1209 0610 1210 0611 1211 0612 1212 0613 1213 0614 1214 0615

Toplam İş İlanı Toplam İş Başvurusu

Toplam İlan Başına Başvuru (sağ eksen)

(11)

geçerli olacak asgari ücret tutarları, öngörülen enflasyon esas alındığında, yıl genelinde de ücretlerde reel artışa işaret etmektedir.

2014 yılında verimlilik artışı yaşanmamış, saatlik ücretlerdeki artış doğrudan birim ücretlere yansımıştı. 2015 yılının ilk çeyreğinde sanayi sektöründe bir miktar verimlilik artışı gözlenirken, iktisadi faaliyetteki yavaşlamaya paralel olarak, ticaret-hizmet sektöründe 2014 yılı ikinci çeyreğinden itibaren süregelen verimlilik kayıpları devam etmiştir. Verimlilik gelişmeleri sanayi sektöründe birim işgücü maliyetindeki artışı az da olsa sınırlarken, ticaret-hizmet sektöründe birim işgücü maliyetindeki artışa ivme kazandıran bir faktör olmuştur (Grafik 4.3.8). Ücret artışlarının asgari ücret artışına paralel hareket ettiği ve mevcut verimlilik eğiliminin korunduğu varsayımı altında birim işgücü maliyetindeki yıllık artışın yüzde 10’un altına gerilemesi beklenmemektedir. Bu görünüm işgücü maliyetinin özellikle emek yoğun hizmet sektöründe enflasyon katılığını artıran bir unsur olabileceğine işaret etmektedir.

Grafik 4.3.7.

Tarım Dışı Sektörlerde Saatlik İşgücü Maliyeti (Mevsimsellikten Arındırılmış, 2010=100)

Grafik 4.3.8.

Birim İşgücü Maliyeti*

(Yıllık Yüzde Değişim)

* Reelleştirilirken TÜFE kullanılmıştır.

Kaynak: TÜİK, ÇSGB, TCMB.

* Hizmetler sektöründe birim ücret, toplam ücret ödemelerinin hizmet fiyatlarıyla reelleştirilmiş ciroya bölünmesi ile hesaplanmıştır. Sanayi sektörlerinde ise toplam ücret ödemeleri üretime bölünmüştür.

Kaynak: TÜİK, TCMB.

Özetle, 2015 yılının ilk çeyreğinde, işsizlik oranı, tarım dışı istihdam artışında bir hızlanma olmamasına karşın, işgücü arzındaki yavaşlamanın katkısıyla gerilemiştir. Hizmetler sektörü tarım dışı istihdam artışının belirleyicisi olmuş, sanayi sektöründen de sınırlı bir katkı gelmiştir. Mart-Nisan döneminde hizmet sektörü tarım dışı istihdam artışını sürüklemeye devam etmektedir. Bu dönemde işsizlik oranları hem tarım dışı istihdam artışı hem de işgücü arzının zayıf olmasının etkisiyle gerilemeye devam etmiştir.

Önümüzdeki dönemde, ekonomik aktivitede ılımlı toparlanma varsayımı altında, sanayi ve inşaat sektörleri istihdamında da sınırlı miktarda artışlar olabilecektir. Buna karşın, hizmetler istihdamının artışında, jeopolitik gelişmelere tepki veren turizm sektörünün de etkisiyle, bir miktar yavaşlama olabileceği düşünülmektedir. Diğer taraftan yatırım eğilimindeki zayıflık istihdam üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaktadır. Bu doğrultuda, işsizlik oranlarında yılın geri kalanında ciddi bir gerileme beklenmemektedir.

0 2 4 6 8 10 12 14

90 94 98 102 106 110 114 118

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2008 2009 2010 2011 2012 2013 20142015

Kazanç Endeksi (Yıllık Yüzde Artış, sağ eksen) Reel Kazanç Endeksi*

Reel Asgari Ücret*

-10 -5 0 5 10 15 20 25 30

-10 -5 0 5 10 15 20 25 30

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 20142015

Sanayi Hizmetler

(12)

Kutu

4.1 Anket Verilerinin Yakın Dönemli Milli Gelir Tahminlerinde Kullanımı

M

illi gelir verileri iktisadi faaliyetin seyrine ilişkin görünümü en kapsamlı sunan göstergelerdendir. Bununla birlikte, bir çeyreğe ilişkin milli gelir verilerinin yayımlanması çeyrek bittikten 70/90 gün sonra gerçekleşmektedir. Bu durum, yakın döneme ilişkin büyüme tahminlerinin önemini artırmaktadır. Milli gelir verileriyle yakından ilişkili olan ve aylık bazda yayımlanan sanayi üretim endeksi ve dış ticaret verileri kısa dönemli tahminlerde önemli rol oynamaktadır. Ancak, bu verilerin de ilgili ay bittikten yaklaşık 40 gün sonra açıklanması nedeniyle sadece bu göstergelerin tahmin üretmede kullanılması halinde tahmin hataları ancak çeyrek bittikten sonra belirgin düşüşler kaydedebilmektedir.

M

illi gelir ve üretim/ticaret verilerinin aksine anket verileri oldukça zamanlı bilgi vermektedir. Örneğin, bir aya ilişkin İYA verileri o ay bitmeden önce, PMI verileri ise o ay bittikten sonraki iş günü yayımlanmaktadır. Bu bağlamda, daha zamanlı olan ve sadece geçmişe dair değil geleceğe yönelik de sinyaller içeren anket verilerinin tahmin oluşturma sürecine entegre edilmesi önem arz etmektedir. PMI ve İYA göstergeleri ile milli gelir dönemlik değişimi arasında pozitif bir korelasyon olması, bu anketlerin tahmin sürecinde kullanılabileceklerine işaret etmektedir (Tablo 1).

Tablo 1. Milli Gelir Çeyreklik Yüzde Değişimi ile Korelasyonlar PMI Yeni

Siparişler (Seviye)

İYA-Kayıtlı Siparişlerin Normale Göre Seviyesi

(Dönemlik Fark)

Sanayi Üretim Endeksi (Dönemlik Yüzde

Değişim)

Altın Hariç İthalat Miktar Endeksi (Dönemlik Yüzde

Değişim)

2008Ç1-2009Ç4 0,93 0,95 0,96 0,96

2010Ç1-2012Ç4 0,78 0,70 0,80 0,64

2013Ç1-2015Ç1 0,30 0,34 0,52 0,48

2

015 yılı ilk çeyreğinde milli gelir verileri anket verilerinin ima ettiğinin ötesinde bir artış sergilemiştir. Önceki dönemlerdeki hareketler değerlendirildiğinde, bazı çeyreklerde büyüme ve anket verilerinin farklı sinyaller verse de takip eden dönemlerde bu serilerin uyumlu hareket ettikleri görülmektedir (Grafik 1 ve Grafik 2).

Özellikle, ekonomide sert ve yüksek oranlı dalgalanma dönemlerinde anketlerin bilgi potansiyeli artabilmektedir. Diğer yandan, milli gelir büyümesi ile anket verilerinin korelasyonu son dönemde zayıflarken, benzer bir durumun sanayi üretimi ve altın hariç ithalat miktar endeksi için de geçerli olduğu not edilmelidir.

Bu gelişmede, tarım katma değerinin milli gelir büyümesinde meydana getirdiği dalgalanma da rol oynamaktadır. Özetle, sadece anket göstergelerini kullanarak yapılan tahminler yanıltıcı olabilecektir.

Ancak, anket göstergeleri güncel bilgiler içerebileceğinden üretim/ticaret verilerinin yanında, anketlerin de tahmin sürecine dahil edilmesi faydalı olabilecektir. Bu kutuda, anketlerin zamanlılık avantajını etkin şekilde tahminlerde kullanımına imkan veren bir yöntemin sonuçları incelenmektedir.

(13)

Grafik 1. Milli Gelir Dönemlik Büyümesi ve PMI Yeni

Siparişler (Mevsimsellikten Arındırılmış) Grafik 2. Milli Gelir Dönemlik Büyümesi ve İYA-Kayıtlı Siparişlerin Normale Göre Seviyesi (Mevsimsellikten Arındırılmış, Dönemlik Fark)

Kaynak: TÜİK, MARKIT. Kaynak: TÜİK, TMCB.

A

nket verilerinin milli gelir tahmin sürecinde sanayi üretimi ve dış ticaret verileriyle birlikte kullanılmasında çeşitli sorunlar ortaya çıkmaktadır. İlk olarak, milli gelir verileri çeyreklik olarak yayımlanırken, üretim, dış ticaret ve anket verileri aylık olarak yayımlanmaktadır. İkinci olarak, bir tarihte elde bulunan veriler farklı aylara ait olacaktır. Örneğin, bir aya ilişkin sanayi üretimi verisi genel olarak, bu ayı takip eden ikinci ayın 8’inde, PMI verisi ise bir sonraki ayın ilk iş günü açıklanmaktadır. Bu durumda, 1 Ocak’ta Aralık ayı PMI verileri, 8 Ocak’ta ise Kasım ayı sanayi üretimi verileri açıklanmaktadır. Milli gelir verileri çeyreklik olarak yayınlandığı için aylık verileri de çeyreklik ortalama olarak kullanma yoluna gidilse bile, Ocak ayındaki bilgi setinde sanayi üretimi için Aralık ayı verisi eksik olacaktır. Son olarak, milli gelir ve sanayi üretimi verileri çok eski dönemlere kadar yayımlanıyorken, PMI verileri Mayıs 2005’ten, yeni İYA verileri ise Ocak 2007’den bu yana yayımlanmaktadır. Bu durumda, hali hazırda yayımlanmakta olan 1998 bazlı milli gelir verileri tahmininde sanayi üretimi verileri 1998’den itibaren kullanılabilecekken PMI verilerinin de yer aldığı bir En Küçük Kareler modeli ancak 2005 yılından başlayacaktır. Bu durum, PMI kullanıldığında, 2005 öncesi bazı bilgilerin (2005 öncesi GSYİH-SÜE ilişkisi gibi) tahmin sürecine dahil edilmemesi anlamına gelebilecektir. Özetle, anket verileri zamanlı bilgi sunma potansiyeline sahip olsa da milli gelir ile farklı frekansta açıklanması (mixed frequency), sanayi üretimi gibi verilere göre daha geç yayımlanmaya başladığı için örneklemin başında eksik veri bulunması (missing data) ve anket verileri zamanlı açıklandığı için üretim ve dış ticaret verilerinde örneklem sonunda eksik veri bulunması (ragged ends), tahmin sürecinde bilginin etkin kullanılması için çözülmesi gereken konular olarak öne çıkmaktadır.

A

kkoyun ve Günay (2013) farklı frekansta yayımlanan, farklı başlangıç ve farklı bitiş tarihlerine sahip verileri işleyebilen bir dinamik faktör modeli kullanarak yakın dönemli milli gelir tahmininde PMI ve İYA göstergelerinin bilgi değerini incelemişlerdir. Yazarların kullandığı faktör modeli yönteminde, seriler ortak bir bileşen (common factor) kaynaklı hareket ile seriye özgü hareketler (idiosyncratic) olarak ikiye ayrılmaktadır.

Kalman filtresi yardımıyla faktör elde edilmekte ve bu faktör tahminlerde kullanılmaktadır. Yöntemin daha detaylı hali Akkoyun ve Günay (2012) çalışmasında bulunmaktadır.

B

u kutuda, mevsimsellikten arındırılmış verilerle, milli gelir verileri çeyreklik değişim olarak, sanayi üretimi ve altın hariç ithalat miktar endeksi verileri aylık değişim olarak 1998’den itibaren, PMI verileri ise Mayıs 2005’ten itibaren aylık seviye olarak kullanılarak dinamik faktör modeli ile örneklem dışı tahminler incelenmiştir (pseudo-out of sample forecasting). Bu uygulamada, bir tarihte veri yayımlanma takvimi dikkate alınarak

25 30 35 40 45 50 55 60 65 70

-6 -4 -2 0 2 4 6

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 15

GSYİH

PMI Yeni Siparişler (sağ eksen)

-25 -20 -15 -10 -5 0 5 10 15 20

-6 -4 -2 0 2 4 6

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 15

GSYİH

İYA-Kayıtlı Siparişlerin Normale Göre Seviyesi Dönemlik Farkı (sağ eksen)

(14)

tahminler oluşturulmakta, daha sonra örneklem genişletilerek yeni tahminler elde edilmektedir. Örneğin, Grafik 3’te sunulan tahminlerde, ilk olarak Mayıs 2008 itibarıyla elde olan verilerle faktör elde edilerek 2008 yılı ilk çeyreğine ilişkin tahminler oluşturulmuş, daha sonra Ağustos 2008’e kadar olan verilerle yeniden faktör elde edilmiş ve 2008 yılı ikinci çeyreği tahmin edilmiştir.

A

nket verilerinin tahmin sürecine etkisini görmek için ilk olarak tahmin edilmek istenilen çeyreğin bitiminden iki ay sonra yapılan tahminler değerlendirilmektedir (Grafik 3). Grafikten de görüleceği üzere milli gelir dönemlik büyümesi, sanayi üretimi ve altın hariç ithalat miktar endeksi verilerinden oluşan baz modele anket verisinin dahil edilmesi tahminleri sınırlı şekilde etkilemektedir. Bu beklenen bir durumdur, zira sanayi üretimi ve dış ticaret verileri milli gelir büyümesinin hesaplanmasında doğrudan kullanılmaktadır. Tahmin edilmek istenilen çeyrek için bu değişkenlerin tüm aylara ilişkin verileri açıklandığında, anket göstergelerinin ek bilgi değeri sınırlı olmaktadır.

Y

ukarıda da vurgulandığı üzere anket göstergelerinin tahmin sürcine asıl katkısı zamanlılık avantajlarından gelmektedir. Grafik 4’te gösterilen ve tahmin edilmek istenilen çeyreğin ortasındaki verilerle üretilen tahminlerde anket göstergesi kullanılmadığı durumdaki baz modelde tahmin performansı, özellikle kriz döneminde, oldukça zayıftır. Baz modele, PMI verisinin eklenmesi ile tahmin hataları azalmaktadır. Grafik 4’teki tahminlerin oluşturulmasında çeyreğin ortasındaki aydaki bilgilerin kullanılması, o çeyreğin ilk ayına ilişkin PMI verisinin bilgi setinde yer alırken o çeyreğe ilişkin sanayi üretimi ve ithalat miktar endekslerine ait verilerin yer almadığı bir durumu ortaya çıkarmaktadır. Özellikle 2008-2009 küresel kriz döneminde anket verilerinin kullanılmasının iktisadi faaliyetin seyri konusunda oldukça zamanlı bilgi verdiği görülmektedir.

Nitekim, gerek 2008 yılı son çeyreği ve 2009 yılı ilk çeyreğindeki sert daralmalar, gerekse 2009 yılı ikinci çeyreğindeki güçlü toparlanma daha o çeyreklerin ortasında anket verileri kullanılarak tahmin edilebilmektedir.

Grafik 3. Çeyrek Bittikten İki Ay Sonra Mevcut Olan

Bilgilerle Tahminler ve Milli Gelir Büyüme Gerçekleşmesi Grafik 4. Çeyreğin İkinci Ayı İtibarıyla Mevcut Olan Bilgilerle Tahminler ve Milli Gelir Büyüme Gerçekleşmesi

A

kkoyun ve Günay (2012) çalışmasında detayları anlatılan yöntemin bir avantajı da tahminlerin veriler açıklandıkça güncellenebilmesidir. Bu durumun yakın dönemli büyüme tahmini üretme sürecinde nasıl kullanılabileceği aşağıdaki örneklerle gösterilmektedir. İlk olarak kriz dönemindeki bir çeyrek incelenmiş, daha sonra yakın döneme ilişkin bir örnek sunulmuştur. Grafik 5’te 2008 yılı son çeyreği için 30 Eylül itibarıyla (çeyrek başlamadan önceki gün) elde bulunan verilerle oluşturulan tahminden, o çeyreğe ilişkin üç ayın da

-7 -5 -3 -1 2 4 6

-7 -5 -3 -1 2 4 6

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 15

Gerçekleşme SÜE ve İth Mikt.

SÜE, İth. Mikt. ve PMI-YS

-7 -5 -3 -1 2 4 6 8

-7 -5 -3 -1 2 4 6 8

1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 15

Gerçekleşme SÜE ve İth Mikt.

SÜE, İth. Mikt. ve PMI-YS

(15)

sanayi üretimi ve ithalat miktar verilerinin yayımlandığı 10 Şubat tarihine kadar olan zaman diliminde veri açıklanmaları sonrası tahminlerin nasıl değiştiği gösterilmektedir. Buna göre, küresel ekonomik krizin etkisiyle dönemlik bazda yüzde 5,9 daralan milli gelire ilişkin çeyrek başlamadan yapılan tahminler pozitif büyümeye işaret etmektedir. 1 Ekim’de Eylül ayına ilişkin PMI verileri sonrası modelin yeniden çalıştırılmasıyla tahminler yüzde 2 civarında dönemlik daralmaya işaret etmektedir. Bu noktada, 1 Ekim itibarıyla tahmin etmeye çalıştığımız son çeyreğe ilişkin elimizde veri bulunmadığı, sanayi üretimi ve ithalat miktarına dair en son Temmuz ayı verilerinin olduğu not edilmelidir. Ancak, PMI Yeni Siparişler endeksinin Eylül ayında çok sert şekilde düşmesi model tarafından son çeyrek tahminlerine de yansıtılmaktadır. 8 Ekim ve 10 Ekim’de üçüncü çeyreğe ilişkin bir veri olan Ağustos ayı üretim ve ithalat miktar verisi sonrası tahminler önemli oranda güncellenmemiştir. Ancak, 1 Kasım’da son çeyreğe ilişkin ilk veri olan Ekim ayı PMI Yeni Siparişler verisi bilgi setine dahil olduğunda model iktisadi faaliyetteki daralmanın Ekim ayında elde bulunan verilerle yapılan tahmine göre çok daha sert olacağına işaret etmektedir. Takip eden veri akışı ile birlikte tahminlerde bir miktar güncelleme olmuştur. Tahminleri gösterilen 2008 yılı dördüncü çeyrek verilerinin 31 Mart 2009 tarihinde açıklanacağı dikkate alındığında, daha çeyreğin içinde ve üretim ile dış ticaret verilerini görmeden önce iktisadi faaliyetteki daralmaya ilişkin net sinyaller alındığı vurgulanmalıdır.

İ

kinci örnek ise daha yakın dönemden alınmıştır (Grafik 6). Yukarıda da vurgulandığı üzere bazı dönemlerde anket göstergeleri ile milli gelir arasındaki ilişki zayıflamaktadır. Bu da tahminlerin performansını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Nitekim, 2015 yılı ilk çeyreğine ilişkin veriler açıklandıkça modelin verdiği tahminler incelendiğinde, 1 Şubat’ta Ocak Ayı PMI verileri sonrası dönemlik büyüme tahmininin negatife güncellendiği görülmektedir. Bu durum, Ocak ayında PMI Yeni Siparişler göstergesinin 50 seviyesinin altına düşmesinin bir yansımasıdır. Takip eden dönemde, Aralık ayı sanayi üretimi ve ithalat miktar endeksi verileri sonrası büyüme tahmini bir miktar yukarı güncellenmiştir. Ancak, 1 Nisan’da Mart ayı PMI verileri açıklandıktan sonra modelin büyüme tahmininin tekrar dönemlik bazda daralma olarak güncellendiği görülmektedir. Bununla birlikte, takip eden dönemde açıklanan güçlü sanayi üretimi verilerinin bilgi setine dahil olması ile birlikte büyüme tahmini tekrar 10 Haziran’da açıklanan rakama yaklaşmıştır.

Grafik 5. 2008Ç4’e İlişkin Tahminlerin Veri Açıklanma

Sonrası Değişimi Grafik 6. 2015Ç1’e İlişkin Tahminlerin Veri Açıklanma

Sonrası Değişimi

-8 -7 -6 -5 -4 -3 -2 -1 0 1 2

-8 -7 -6 -5 -4 -3 -2 -1 0 1 2

Tahmin Gerçekleşme

-0,4 -0,2 0,0 0,2 0,4 0,6 0,8 1,0 1,2 1,4

-0,4 -0,2 0,0 0,2 0,4 0,6 0,8 1,0 1,2 1,4

Tahmin Gerçekleşme

Referanslar

Benzer Belgeler

İmalat sanayi PMI ile işsizlik oranı arasındaki korelasyon katsayısı negatif yönlü 0,35 olarak hesaplanmış olup negatif ve zayıf düzey bir doğrusal bir ilişki vardır..

Yılın son çeyreğinde ihracattaki toparlanmaya rağmen ithal mal talebindeki kuvvetli artışa paralel olarak net dış talebin yıllık büyümeye olumsuz katkısının artacağı

Özetle, ikinci çeyreğe ilişkin veriler yurt içi özel kesim nihai talebinin özellikle tüketim talebi kaynaklı olarak çeyreklik bazda ılımlı bir büyüme sergilediğine

5 Kutudaki değerlendirmeler Karasoy (2015) çalışmasına dayanmaktadır. Analizle ilgili detaylar için bu çalışmaya bakılabilir. 6 CNBC-e tüketici güven endeksi Ekim

ADP raporuna göre Temmuz’da istihdam bir önceki aya göre 695 bin kişi olan tahminlerin altında 330 bin kişi artarken, Haziran verileri hafif aşağı yönde revize edildi..

 Çin’den yapılan ithalat Haziran ayında yıllık bazda %6.5 artarak 2 Milyar ABD$ olurken, Rusya’dan yapılan ithalat ise yıllık bazda %18.8 azalarak 1.74 Milyar ABD$ olarak

TÜİK verilerine göre takvim etkisinden arındırılmış aylık sanayi üretimi endeksi 2009 yılı Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %8.4 azalış

Son olarak, 2016 yıl sonu enflasyonunun Ekim Enflasyon Raporu’nda verilen tahmine göre yüksek gerçekleşmesi ve çekirdek enflasyon göstergelerindeki yükselişin