• Sonuç bulunamadı

ASKER ATATÜRK. "Ordumuz, Türk birli inin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverli inin çelikleflmifl bir ifadesidir.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ASKER ATATÜRK. "Ordumuz, Türk birli inin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverli inin çelikleflmifl bir ifadesidir."

Copied!
122
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)

"Ordumuz, Türk birli¤inin, Türk kudret ve kabiliyetinin,

Türk vatanseverli¤inin çelikleflmifl bir ifadesidir."

ASKER

ATATÜRK

HARUN YAHYA

(4)

Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar Ad- nan Oktar, 1956 y›l›nda Ankara'da do¤du. ‹lk, orta ve lise ö¤renimini Ankara'da tamamlad›. Daha son- ra ‹stanbul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ve ‹stanbul Üniversitesi Felsefe Bölü- mü'nde ö¤renim gördü. 1980'li y›llardan bu yana, imani, bilimsel ve siyasi konularda pek çok eser ha- z›rlad›. Bunlar›n yan› s›ra, yazar›n evrimcilerin sah- tekarl›klar›n›, iddialar›n›n geçersizli¤ini ve Darwi- nizm'in kanl› ideolojilerle olan karanl›k ba¤lant›lar›- n› ortaya koyan çok önemli eserleri bulunmaktad›r.

Harun Yahya'n›n eserleri yaklafl›k 30.000 resmin yer ald›¤› toplam 45.000 sayfal›k bir külliyatt›r ve bu külliyat 57 farkl› dile çevrilmifltir.

Yazar›n müstear ismi, inkarc› düflünceye karfl›

mücadele eden iki peygamberin hat›ralar›na hürme- ten, isimlerini yad etmek için Harun ve Yahya isim- lerinden oluflturulmufltur. Yazar taraf›ndan kitapla- r›n kapa¤›nda Resulullah'›n mührünün kullan›lm›fl olmas›n›n sembolik anlam› ise, kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Bu mühür, Kuran-› Kerim'in Allah'›n son ki- tab› ve son sözü, Peygamberimiz (sav)'in de hatem- ül enbiya olmas›n› remzetmektedir. Yazar da, yay›n- lad›¤› tüm çal›flmalar›nda, Kuran'› ve Resulullah'›n sünnetini kendine rehber edinmifltir. Bu suretle, in- karc› düflünce sistemlerinin tüm temel iddialar›n›

tek tek çürütmeyi ve dine karfl› yöneltilen itirazlar›

tam olarak susturacak "son söz"ü söylemeyi hedef- lemektedir. Çok büyük bir hikmet ve kemal sahibi olan Resulullah'›n mührü, bu son sözü söyleme ni- yetinin bir duas› olarak kullan›lm›flt›r.

Yazar›n tüm çal›flmalar›ndaki ortak hedef, Ku- ran'›n tebli¤ini dünyaya ulaflt›rmak, böylelikle in- sanlar› Allah'›n varl›¤›, birli¤i ve ahiret gibi temel imani konular üzerinde düflünmeye sevk etmek ve inkarc› sistemlerin çürük temellerini ve sapk›n uy- gulamalar›n› gözler önüne sermektir.

Nitekim Harun Yahya'n›n eserleri Hindistan'dan Amerika'ya, ‹ngiltere'den Endonezya'ya, Polon- ya'dan Bosna Hersek'e, ‹spanya'dan Brezilya'ya, Malezya'dan ‹talya'ya, Fransa'dan Bulgaristan'a ve Rusya'ya kadar dünyan›n daha pek çok ülkesinde be¤eniyle okunmaktad›r. ‹ngilizce, Frans›zca, Al- manca, ‹talyanca, ‹spanyolca, Portekizce, Urduca, Arapça, Arnavutça, Rusça, Boflnakça, Uygurca, En- donezyaca, Malayca, Bengoli, S›rpça, Bulgarca, Çin- ce, Kishwahili (Tanzanya'da kullan›l›yor), Hausa (Afri- ka'da yayg›n olarak kullan›- l›yor), Dhivelhi ( M a u r i t u s ' t a kullan›l›yor), D a n i m a r k a c a ve ‹sveçce gibi

pek çok dile çevrilen eserler, yurt d›fl›nda genifl bir okuyucu kitlesi taraf›ndan takip edilmektedir.

Dünyan›n dört bir yan›nda ola¤anüstü takdir toplayan bu eserler pek çok insan›n iman etmesine, pek ço¤unun da iman›nda derinleflmesine vesile ol- maktad›r. Kitaplar› okuyan, inceleyen her kifli, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolay anlafl›l›r ve samimi üslubun, ak›lc› ve ilmi yaklafl›m›n fark›na varmakta- d›r. Bu eserler süratli etki etme, kesin netice verme, itiraz edilemezlik, çürütülemezlik özellikleri tafl›- maktad›r. Bu eserleri okuyan ve üzerinde ciddi bi- çimde düflünen insanlar›n, art›k materyalist felsefe- yi, ateizmi ve di¤er sapk›n görüfl ve felsefelerin hiç- birini samimi olarak savunabilmeleri mümkün de-

¤ildir. Bundan sonra savunsalar da ancak duygusal bir inatla savunacaklard›r, çünkü fikri dayanaklar›

çürütülmüfltür. Ça¤›m›zdaki tüm inkarc› ak›mlar, Harun Yahya Külliyat› karfl›s›nda fikren ma¤lup ol- mufllard›r.

Kuflkusuz bu özellikler, Kuran'›n hikmet ve anla- t›m çarp›c›l›¤›ndan kaynaklanmaktad›r. Yazar›n kendisi bu eserlerden dolay› bir övünme içinde de-

¤ildir, yaln›zca Allah'›n hidayetine vesile olmaya ni- yet etmifltir. Ayr›ca bu eserlerin bas›m›nda ve yay›n- lanmas›nda herhangi bir maddi kazanç hedeflenme- mektedir.

Bu gerçekler göz önünde bulunduruldu¤unda, insanlar›n görmediklerini görmelerini sa¤layan, hi- dayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmas›n› tefl- vik etmenin de, çok önemli bir hizmet oldu¤u orta- ya ç›kmaktad›r.

Bu de¤erli eserleri tan›tmak yerine, insanlar›n zi- hinlerini buland›ran, fikri karmafla meydana geti- ren, kuflku ve tereddütleri da¤›tmada, iman› kurtar- mada güçlü ve keskin bir etkisi olmad›¤› genel tec- rübe ile sabit olan kitaplar› yaymak ise, emek ve za- man kayb›na neden olacakt›r. ‹man› kurtarma ama- c›ndan ziyade, yazar›n›n edebi gücünü vurgulama- ya yönelik eserlerde bu etkinin elde edilemeyece¤i aç›kt›r. Bu konuda kuflkusu olanlar varsa, Harun Yahya'n›n eserlerinin tek amac›n›n dinsizli¤i çürüt- mek ve Kuran ahlak›n› yaymak oldu¤unu, bu hiz- metteki etki, baflar› ve samimiyetin aç›kça görüldü-

¤ünü okuyucular›n genel kanaatinden anlayabilir- ler.

Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve kar- maflalar›n, Müslümanlar›n çektikleri eziyetlerin te- mel sebebi dinsizli¤in fikri hakimiyetidir. Bunlardan kurtulman›n yolu ise, dinsizli¤in fikren ma¤lup edilmesi, iman hakikatlerinin ortaya konmas› ve Kuran ahlak›n›n, insanlar›n kavray›p yaflayabilecek- leri flekilde anlat›lmas›d›r. Dünyan›n günden güne daha fazla içine çekilmek istendi¤i zulüm, fesat ve kargafla ortam› dikkate al›nd›¤›nda bu hizmetin el- den geldi¤ince h›zl› ve etkili bir biçimde yap›lmas›

gerekti¤i aç›kt›r. Aksi halde çok geç kal›nabilir.

Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmifl olan Ha- run Yahya Külliyat›, Allah'›n izniyle, 21. yüzy›lda dünya insanlar›n› Kuran'da tarif edilen huzur ve ba- r›fla, do¤ruluk ve adalete, güzellik ve mutlulu¤a tafl›-

(5)

Girifl 4

Türk Milleti'nde Askerlik Kutsald›r 6

Atatürk ve Türk Ordusu 18 Atatürk'ün Baz› An›lar› 36 Atatürk'ün Askeri-Politik Dehas›

ve ‹leri Görüfllülü¤ü 54 Atatürk, Türk Ordusu ve Türk

Milleti ‹çin Ne Dediler? 60 Ek Bölüm: Evrim Yan›lg›s› 88

Birinci Bask›: Nisan, 2002

‹kinci Bask›: Mart, 2006

ARAfiTIRMA YAYINCILIK

Talatpafla Mah. Emirgazi Caddesi ‹brahim Elmas ‹flmerkezi A Blok Kat 4 Okmeydan› - ‹stanbul Tel: (0 212) 222 00 88 Bask›: Seçil Ofset / 100. Y›l Mahallesi MAS-S‹T Matbaac›lar Sitesi

4. Cadde No: 77 Ba¤c›lar-‹stanbul Tel: (0 212) 629 06 15

(6)

tatürk, Türk Milleti'nin yetifltirdi¤i en eflsiz siyasi deha, en güçlü devlet adam› ve hiç flüphesiz en büyük kumandand›r. Gerek do¤ufltan sahip oldu-

¤u yetenekler, gerekse hayat› boyunca kazand›¤›

özellikler aç›s›ndan, çok üstün ve seçkin nitelikle- re sahiptir. Onun üstün askeri dehas›, ileriyi görebilme, her za- man isabetli kararlar verebilme, cesaret, çelik gibi bir irade, azim, kararl›l›k ve güçlü bir sorumluluk anlay›fl› gibi özellikler- le kendini gösterir. Onun askeri ve siyasi dehas› tüm dünya ta- raf›ndan da tart›flmas›z kabul görmüfltür. Atatürk, hayat›n›n uzun y›llar›n› savafl meydanlar›nda geçirmifl, ancak hiçbir za- man yenilgi tan›mam›fl ender komutanlardan biridir. ‹flte bu ne- denle Türk Milleti, insanl›k tarihinde nadir olarak ortaya ç›kan eflsiz kahramanlardan birine sahip olma ayr›cal›¤›na sahiptir.

Atatürk'ün bizlere miras olarak b›rakt›¤› Türkiye Cumhuri- yeti, onun askeri ve siyasi dehas›n›n bir neticesidir. Türk Milleti ise Atatürk'ün kurdu¤u bu Cumhuriyetin y›lmaz bekçisidir. An- cak onun bu miras›n›n de¤erini kavrayabilmek ve Türkiye Cum- huriyeti'ni dünyan›n en güçlü devletleri aras›nda hak etti¤i yere

A

(7)

ulaflt›rabilmek için her Türk ferdinin Atatürk'ü çok yak›ndan ta- n›mas› gerekmektedir. Atatürk'ü takdir edebilmek, onun düflün- ce yap›s›n›, mant›k örgüsünü, Türk Milleti'ne olan bak›fl aç›s›n›

ve Türk Milleti için hedeflerini tam olarak anlamakla mümkün- dür. Atatürk'ü tan›yabilmek için en do¤ru yol ise, yine onun söz- lerine, uygulamalar›na, onu yak›n-

dan tan›yan kiflilerin anlat›mlar›na ve yine dünya siyasetine yön ve- ren kiflilerin onun hakk›ndaki yo- rumlar›na baflvurmakt›r.

Bu kitab›n amac›, Atatürk'ün, y›k›lm›fl bir imparatorlu¤un y›k›n- t›lar›n›n aras›ndan güçlü bir devlet oluflturabilmesinde en önemli et- kenlerden biri olan asker kimli¤ini incelemektir. "Asker Atatürk" hak- k›nda Türk insan›n› bilinçlendir- mek, onun Türk Milleti'nin kalbin- deki vazgeçilemez yerini anlama- m›zda yard›mc› olacak ve 21. yüz- y›l›n h›zla de¤iflen dünyas›nda Atatürk'ün izinden ve onun ilkele- riyle yürümemizi kolaylaflt›racak- t›r. Kitapta ayr›ca Atatürk'ün ve onun ilkelerinin en yak›n takipçisi ve koruyucusu olan Türk Ordusu- nun üstün seciye ve karakteri de baz› devlet adamlar›n›n ve yaban- c› yazarlar›n kalemlerinden gözler önüne serilecektir.

(8)

tatürk'ün önderli¤indeki Kurtulufl Savafl›, Türk Milleti'nin ve onun gözbebe¤i olan Türk Ordusu- nun kahramanl›¤›n› tüm dünyaya gösteren bir özgürlük destan›d›r. Türk Milleti düflmanlar›n güçlü ve modern silahlar›na ve yüksek donan›m- l› ordular›na karfl› tüm varl›¤›yla karfl› koymufltur. Mustafa Ke- mal Pafla'n›n önderli¤inde elele veren Türk Milleti büyük bir za- fer elde etmifl ve flan ve flerefle dolu olan tarihimize yepyeni bir sayfa eklenmifltir. Atatürk söz konusu baflar›lar›n Türk Mille- ti'nin eseri oldu¤unu Konya Orduevi'nde yapt›¤› bir konuflmada flöyle dile getirmifltir:

Arkadafllar, tüm tarih bize gösteriyor ki, uluslar yüce hedeflerine ulaflmak istediklerinde bu coflkular›n›n karfl›s›nda üniformal› ço- cuklar›n› bulmufllard›r. Tarihin bu geneli içinde büyük bir istisna bizim tarihimizde, Türk tarihinde görülür. Bilirsiniz ki, Türk Ulusu ne vakit yükselmek için bir ad›m atmak istemiflse önün- de hep önder olarak, yüksek ulusal ülküyü gerçeklefltirecek ha- reketlerin k›lavuzu olarak kendi kahraman çocuklar›ndan olu- flan ordusunu görmüfltür. Bu nedenle Türk Ulusu, elinde k›l›ç

A

(9)

tehlikelere karfl› yürümeye haz›r kahraman çocuklar›na derin bir güven beslemifltir. Bu güveni hep besleyecektir. Bundan sonra da Türk Ulusu'nun kutsal ülküsünün gerçekleflmesi için kahra- man asker evlatlar› hep önde gidecektir. Tüm Türk Ulusu, bafla- r›ya ulaflt›¤› her yaflamsal fleyin kahraman› olarak kendi ordusu- nu, ordusunu komuta eden öz evlatlar›ndan oluflma subaylar top- lulu¤unu, yüksek komuta heyetini görmektedir. Ulus ve kahra- man evlatlar›ndan oluflan ordu öylesine birbiriyle birleflmifltir ki, dünyada ve tarihte bunun örnekleri çok azd›r. Bu ulusal ger- çekle her zaman övünebiliriz.1

Atatürk, Kurtulufl Savafl›'nda kahramanca mücadele edip, düflman ordular›na beklenmedik bir karfl›l›k veren Türk Mille- ti'nin her ferdinin tafl›d›¤› önemi, bir baflka konuflmas›nda flu sözlerle ifade etmifltir:

Geçirdi¤imiz bunal›ml› günlerin flerefli kahramanlar›n› hep bir- likte kutsayal›m:

Onlar aras›nda savafl alanlar›nda düflman silah›yla gö¤üsleri de- linmifl bahtiyarlar oldu¤u gibi, atefllerde yak›lm›fl çocuklar, kad›n- lar ve ihtiyarlar vard›r.

Onlar aras›nda namuslar›na sald›r›lm›fl... k›zlar vard›r.

Onlar›n aras›nda, yurtlar›n› yitirmifl aileler, yavrular›n› gömmüfl analar vard›r. Ve gene onlar aras›nda, savafltaki namus görevini flerefle yerine getirerek, bugün memleketlerine dönmüfl gaziler vard›r. Onlardan, flehitlik flerbetini içmifl olanlar›n ruhlar›na fati- halar arma¤an edelim.

Bu hareketi yapan bir ordunun babalar› ve analar›ndan oluflan ulusumuz, bütün dünyaya karfl› en sayg›n ve de¤erli yeri ka- zanm›flt›r. Ulusumuz çekinmeden övünebilir ve ben, böyle bir ulusun, önemsiz bir kiflisi olmakla en büyük mutlulu¤u duyu- yorum. Bu savafl alanlar›nda, benzersiz kahramanl›klar ve yi¤it- likler göstermifl olan subaylar›m›z›n, erlerimizin ve komutanlar›-

(10)

m›z›n her biri ayr› ayr› birer övünç sayfalar›, bir destan oluflturan hareketlerini, en ulu duygularla ve sayg›yla an›yorum.2

Büyük Önder, Onuncu Y›l Nutku'nda ise Türk Milleti'ne olan güveninin nedenini flöyle aç›klam›flt›r:

Geçen zamana nispetle daha çok çal›flaca¤›z, daha az zamanda daha büyük ifller baflaraca¤›z. Bunda da muvaffak olaca¤›m›za flüphem yoktur. Çünkü, Türk Milleti'nin karakteri yüksektir...3 Bütün dünya Türkiye'nin mevcudiyeti muhteremesine g›pta ede- cek ve milletimize lay›k ve müstehak oldu¤u yüksek mevkii ay›- racakt›r. Böyle bir millete mensubiyetimden dolay› çok bahtiyar ve müftehirim.4

T

Tüürrkk M Miilllleettii''nniinn fi fiaannll›› T Taarriihhii

Kurtulufl Savafl› Türk Milleti'nin tarihinde bir alt›n sayfad›r.

Ancak Türk'ün tarihi bunun gibi daha pek çok kahramanl›klar- la doludur. Türk Milleti dünya tarihine damgas›n› vurmufl flanl›

bir millettir. As›rlar boyunca üç k›tada eflsiz devletler kurmufl, ayak bast›¤› her yere bar›fl, adalet ve medeniyet götürmüfl, dün- ya milletlerine örnek olmufltur. Türk Milleti'nin devlet kurma ve yönetmedeki yetene¤ini kavrayabilmek için Türk Milleti'nin medeniyet ve kültürünü, üstün ahlak›n›, vatan ve millet anlay›- fl›n›, idari ve askeri yap›lanmas›n› iyi tan›mak gereklidir. Türk Ordular› tarih boyunca tüm milletlere örnek olmufltur. Düflman- lar›na korku, dostlar›na ise güven vesilesi olan Türk askeri bu- gün de üstün vas›flar›yla tüm dünyaya örnektir.

Türklerin ön plana ç›km›fl meziyetlerinden biri do¤ufltan asker olmalar›d›r. Türk askeri cesur, fedakar ve itaatkard›r. Tarih boyunca kurulan Türk devletlerinin temeli düzenli bir askeri teflkilata dayanm›flt›r. Askerlik, Türklerde milli bir görev olmufl- tur. Türklerin mükemmel askeri kurulufllar› ve de¤erli komutan-

(11)

lar› tüm dünyan›n hayranl›¤›n› kazanm›flt›r. Arap düflünür Ca- hiz, "Türk'e karfl› hiçbir fley duramaz. Hiçbir kimse onu, yutu- lacak bir lokma olarak kabul edemez"5diyerek Türk Ordular›- n›n üstünlü¤üne iflaret etmifltir. Kanuni devrinde 7 y›l boyunca (1555-1562) Avusturya sefiri olarak ‹stanbul'da bulunan Ogier Ghiselin de Busbecq, Türklerin askeri yönünden flöyle söz eder:

Türkler, sefer esnas›nda sab›rl›, tahammüllü ve iktisatl› hareket ederler. Türk sistemini kendi sistemimizle mukayese edince istik- balin bafl›m›za getirece¤i fleyleri düflünerek titriyorum. Bu ordu galip gelecek ve payidar olacak, biz ise mahvolaca¤›z. Çünkü Türkler hiç sars›lmam›fl kuvvete sahip olduklar› gibi, kendile- rine has zafer itiyatlar›, meflakkatlere tahammül kabiliyeti, inti-

Büyük savafllardan galip ç›km›fl flanl› Türk ordusu...

(12)

Tarih boyunca Türk Ordular› di¤er tüm milletlerin hem im- rendikleri hem de çekindikleri bir güç olmufltur. Türk askeri, düflmanlar›na korku, dostlar›na ise büyük güven vermifltir. Bu güven ‹mam-› Azam taraf›ndan "K›l›ç, Türklerin elinde bulun- du¤u sürece senin dinine zeval yoktur"7 fleklinde dile getiril- mifltir. Bu sözle ‹mam-› Azam, Türk askeri yeryüzünde bulun- du¤u sürece ‹slam Dinine kimsenin zarar veremeyece¤ine iflaret etmifltir.

Türk Milleti sahip oldu¤u güçlü ordular sayesinde tarih bo- yunca çok güçlü devletler kurmufltur. Yap›lan araflt›rmalar Türklerin tarih boyunca 180'e yak›n devlet kurdu¤unu göster- mektedir. Araflt›rmalar devam ettikçe, bu say›n›n artaca¤› ve bu devletler hakk›ndaki bilgilerin daha kesinlik kazanaca¤› beklen- mektedir. Tarih boyunca yaflam›fl Türk devletlerinin yaflad›klar›

dönemlere ve bölgelere bak›ld›¤›nda, Japon Denizi'nden Adriya- tik Denizi'ne kadar uzanan genifl topraklar›n "Türk Dünyas›"

olarak kabul edilmesi gerekti¤i anlafl›l›r.

Söz konusu devletlerin ço¤u ayakta kald›klar› süre boyun- ca çok önemli devletler olmufllard›r. Bu devletlerden 16 tanesi ise dünya tarihinde etkili rol oynam›flt›r. Türk Milleti bu devletlerin yönetiminde gösterdi¤i üstün kabiliyetle tüm dünya milletlerine tarih boyunca örnek olmufltur. Bunun en önemli nedenlerinden biri ise hakimiyeti alt›nda yaflayan farkl› etnik kökene mensup topluluklar›, her birinin dil ve din farkl›l›klar›na sayg› göstere- rek, bar›fl, huzur ve güvenlik içerisinde, as›rlar boyunca birara- da yaflatma becerisini göstermesidir. Ayn› topraklar üzerinde ha- kimiyet kuran farkl› devletler ise bu baflar›y› sa¤layamam›fl, söz konusu topraklarda bu kadar uzun süreli hakimiyetler yaflan- mam›flt›r.

(13)
(14)

Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhur- baflkanl›¤› forsunda yer alan 16 devletin hakimiyet süreleri ve hakimiyet alt›nda tuttuklar› yerler ise flöyledir:

1. Hun Devleti:

Büyük Hun Devleti Orta Asya'da kurulan ilk Türk devletidir. MÖ 220'den MS 216'ya kadar hüküm sürmüfltür. Bi- linen ilk hükümdar› Teoman'd›r. Mete Han döneminde devletin s›n›rlar› Japon Denizi'nden Hazar Denizi'ne kadar ge- nifl bir bölgeyi kapsam›flt›r.

2. Bat› Hun ‹mparatorlu¤u:

MÖ 53'de, Büyük Hun ‹mparator- lu¤u'nun ikiye bölünmesiyle, Bat› Tür- kistan'da Cici Han taraf›ndan kurulan Türk devletidir. Yaflad›¤› dönem boyun- ca en büyük bölgesel güç olmufltur.

3. Avrupa Hunlar› (Bat› Hunlar›):

Avrupa Hunlar› MS 434'de Atil- la'n›n bafla geçmesiyle büyük bir devlet haline geldiler. Hakim oldu¤u y›llarda, Avrupa k›tas›nda en büyük güç olmufl- tur.

4. Akhunlar:

5. yüzy›l›n ortalar›nda, Amuderya

nehrinin çevresinde kurulmufl ve geliflme göstermifl bir Türk devletidir. Horasan, Afganistan ve ‹ran topraklar›na kadar yay›l- m›flt›r. K›sa bir dönem hüküm sürmesine ra¤men, hakimiyeti boyunca Asya'da büyük bir güç olmufltur.

(15)

16 Türk devletinin bayraklar› soldan sa¤a,

Hun Devleti, Göktürk Devleti, Karahanl›lar, Alt›nordu Hanl›¤›, Bat› Hun

‹mparatorlu¤u, Avar Devleti, Gazneniler, Timurlar Devleti, Avrupa Hunlar›, Hazar Devleti, Büyük Selçuklu ‹mparatorlu¤u, Babûr Devleti, Akhunlar, Uygur Hakanl›¤›, Hârizmflahlar, Osmanl› ‹mparatorlu¤u.

(16)

5. Göktürk Devleti:

Göktürk Devleti, Türk tarihinde Türk ad› ile kurulan ilk devlettir. Devletin kurucusu ve ilk hükümdar› olan Bumin Ka-

¤an, Orta Asya'daki bütün Türk boylar›n› egemenli¤i alt›nda toplam›flt›r. Bumin Ka¤an ölünce yerine o¤lu Murat Ka¤an hü- kümdar olmufltur. Bu dönemde ‹pek Yolu Türklerin denetimine girmifl ve Türkler Çin'e üstünlüklerini kabul ettirmifllerdir.

6. Uygur Hakanl›¤›:

Büyük Hunlar›n torunlar› olan Uygurlar, çok say›da devlet kurmufllard›r. Uygur Hakanl›¤› bunlardan birisidir. 744-840 y›l- lar› aras›nda hüküm sürmüfltür. Selenga, Orhun ve Tola ›rmak- lar› havzalar›ndan Baykal Gölü'nün güneyindeki bozk›rlara ka- dar uzanan genifl sahada yaflam›fllard›r. 100 y›la yak›n bir süre içinde, Asya k›tas›nda, bölgesel güç olmufllard›r.

7. Avar Devleti:

Macaristan'da büyük bir devlet kuran Avarlar, zaman za- man ‹stanbul'u kuflatm›fllard›r. O dönemde Avrupa k›tas›nda bölgesel güç oluflturmufllard›r. ‹stanbul'u kuflatan ilk Türk boyu Avarlar olmufltur.

8. Hazar Devleti:

Kafkaslar'da kurulmufl olan Hazarlar, Hazar Denizi'ne de ad›n› vermifltir. 7. yüzy›ldan itibaren iyice güçlenen ve bütün Do¤u Avrupa'y› eline geçiren Hazarlar, 3 yüzy›l hüküm sür- müfller ve y›k›lana kadar bölgede çok büyük bir güç oluflturmufllard›r.

9. Karahanl›lar:

10. yüzy›l›n ortalar›nda Orta Asya'da kurulan ilk Müslü- man Türk devletidir. Ayn› zamanda ilk Müslüman Türk devleti olarak bölgesel hakimiyet kurdular.

(17)

10. Gazneliler:

Karahanl›larla ayn› dönemde yaflam›fllard›r. ‹lk Müslüman Türk devletlerindendir. S›n›rlar› Afganistan ve Hindistan’› içine al›r. Karahanl›lar ile birlikte Asya k›tas›nda, bölgesel bir güç ol- mufllard›r.

11. Büyük Selçuklu ‹mparatorlu¤u:

Ön Asya'da kurulan ilk ve en büyük Müslüman Türk dev- letlerinden biridir. 1040-1157 y›llar› aras›nda hüküm sürmüfltür.

Güneybat› Asya'n›n tamam›na yak›n bir bölümüne hakim olan Büyük Selçuklu Devleti, bölgenin en büyük gücü olmufltur.

12. Hârizmflahlar Devleti:

Büyük Selçuklu Devleti ile ayn› dönemde, 1097-1231 y›llar›

aras›nda Aral Gölü'nün güneyinde yaflam›fllard›r. Orta Asya'da bölgesel hakim güç olmufllard›r.

Cumhurbaflkanl›¤›

forsu 16 y›ld›zdan oluflur ve her bir y›ld›z flanl› Türk tari- hinde kurulmufl olan devletleri temsil eder.

(18)

13. Timurlar Devleti:

1370-1507 y›llar› aras›nda, Ege k›y›lar›ndan Orta Asya'ya ve Hint Okyanusu'na kadar uzanan genifl topraklar üzerinde hü- küm sürmüfl büyük bir Türk devletidir. Hakim oldu¤u toprak- lardan en büyük bölgesel güç oldu¤u anlafl›l›r.

14. Bâbur Devleti:

1494-1858 y›llar› aras›nda Hindistan'da hüküm sürmüfltür.

Hakim oldu¤u tarihlerde, Asya'da büyük bir güç oluflturmufltur.

15. Alt›nordu Hanl›¤›:

1227-1502 y›llar› aras›nda, Karadeniz ile Hazar Denizi ara- s›nda yaflam›fl bir Türk devletidir. Yaklafl›k üç as›r Asya'da ha- kim güç olmufltur.

(19)

16. Osmanl› ‹mparatorlu¤u:

1299'da Sö¤üt civar›nda kurulmufl ve 1923 y›l›na kadar de- vam etmifl ve üç k›tada hakimiyet kurmufl bir cihan devletidir.

Toprak bak›m›ndan en genifl s›n›rlara ulaflt›¤› dönemde Anado- lu, Kafkasya, K›r›m, Güney Ukrayna, bugünkü Romanya, Yu- goslavya, Bulgaristan, Yunanistan, Macaristan, Suriye, Ürdün, Lübnan, ‹srail, Irak, Suudi Arabistan, Yemen, M›s›r, Tunus, Lib- ya ve Cezayir'i yönetmifltir.

(Türk devletleri konusunda detayl› bilgi için bkz. Harun Yahya, Türk'ün Yüksek Seciyesi, Kültür Yay›nc›l›k)

Osmanl›lar üç k›taya hakim olmufl, en genifl s›n›rlara ulaflm›fl bir impara- torluk kurmufllard›. Ordular› tarihteki en büyük galibiyetleri kazanm›flt›.

(20)

itab›n ilk bölümünde Türk Milleti'nin flanl› ta- rihi hakk›nda k›sa bilgi verdik ve Türk'ün as- ker yönünün ne kadar güçlü oldu¤u üzerinde durduk. Vatan›na, özgürlü¤üne ve flerefine düflkün olan Türk Milleti'nin, milli varl›¤› ve ba¤›ms›zl›¤› u¤runa gösteremeyece¤i kudret ve fedakarl›k yok- tur. Kurtulufl Savafl› Türk'ün bu üstün seciyesinin tüm aç›kl›¤›y- la ortaya kondu¤u çok flerefli bir mücadele olmufltur. Atatürk de dünyan›n en donan›ml› ordular›na karfl› Milli Mücadele'yi bafl- lat›rken Türk Milleti'ne olan güvenini s›k s›k dile getirmifl ve Türk Ordusunu en büyük destekçisi olarak görmüfltür. Ata- türk'ün bu konuyla ilgili baz› sözleri flu flekildedir:

Ordu, Türk Ordusu, iflte bütün milletin gö¤sünü itimat (güven), gurur duygular›yla kabartan flanl› ad›. Ordumuz, Türk birli¤i- nin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverli¤inin çelik- leflmifl bir ifadesidir. Ordumuz; Türk topraklar›n›n ve Türkiye idealini tahakkuk ettirmek (gerçeklefltirmek) için sarfetmekte oldu¤umuz sistemli çal›flmalar›n yenilenmesi imkans›z temina- t›d›r.8

K

K

(21)

Millet, kemal-i azimle içtimai ve fikrî tekâmülle çal›fl›rken, onu bundan al›koyacak dahilî ve haricî manialar›n karfl›s›nda kuvvet- li, kudretli ve büyük görevini müdrik kahraman Ordumuzun ha- z›r bulundu¤unu düflünerek müsterih olabilir.9

Sizin gibi kumandanlar›, subaylar› ve erleri olan bir millet için yâd elleri alt›nda köle olmak mümkün de¤ildir.10

Vatan evlatlar›n›n vatan›n bölünmez bütünlü¤ü için birara- ya geldi¤i, mazisi flanl›, gelece¤i parlak Türk Ordusunu Atatürk flu sözleriyle tan›mlamaktad›r:

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ordusu, istilalar yapmak veya saltanatlar kurmak için flunun bunun elinde ihtiras aleti olmaktan münezzehtir (flunun bunun elinde tutku arac› olmayacak kadar temizdir). ‹nsanca ve müstakil (ba¤›ms›z) yaflamaktan baflka ga- yesi (amac›) olmayan milletin ayn› ideale ba¤l› ve yaln›z onun emrine tabi (onun emrinde) ve sad›k öz evlatlar›ndan mürekkep (oluflan) muhterem ve kuvvetli bir heyettir (sayg›n ve güçlü bir kurulufltur).11

Atatürk Türk Ordusuna her zaman çok büyük bir güven duymufl, Kurtulufl Savafl›'ndan büyük bir zafer ile ç›k›laca¤›n›

her f›rsatta dile getirmifltir. Mustafa Kemal Atatürk bir konufl- mas›nda bu düflüncelerini flu flekilde dile getirmifltir:

Ulusumuzun ve onun yönetimini üstlenmifl olan Büyük Millet Meclisi'nin, büyük savafl›mda kesinlikle baflar›l› olaca¤›na ina- n›yorum.Bu hususlar›n sa¤lanmas› için etkin nedenler ve araçlar vard›r. Burada yaln›zca flunu belirtmek isterim; bu etmen ve ne- denlerin bafl›nda en etkilisi, Ordumuzdur. Ordumuz, yaflam ve onur savafl›nda, ulusun ve ulusun amaçlar›n›n tek dayana¤›d›r.

Ordu kendisine düflen bu yüce görevinde, hakk›yla baflar›l› ola- bilmesi için, gereken niteli¤in birincisi, demir gibi güvenliktir.

Orduda güvenli¤in tek oluflum arac› ayd›n, kahraman, özverili subaylard›r. Bugün Ordumuzun subaylar›, sayd›¤›m niteliklere

(22)

tamamen sahiptir. Fakat buna bir fley eklemek gerekir ki, bu içinde bulundu¤umuz ola¤anüstü durumlar ve koflullar›n cofl- kular›yla, istekleriyle yetiflecek olan genç subaylar›m›z, bize, gelecek için daha güçlü umutlar vereceklerdir.12

Atatürk'ün büyük bir güven ve sayg› duydu¤u, milli ege- menli¤i tek amaç edinmifl Türk Ordusu, kan›n›n son damlas›na

Kan›n›n son damla- s›na kadar vatan topraklar›n› savun- maktan çekinmeyen kahraman askerlere sahip olan Türk Ordusu, tüm dünya uluslar›na örnek ol- mufltur.

(23)

kadar vatan topraklar› u¤runda mücadele etme azmi göstermifl- tir. Güvene ve övgüye lay›k olan kahraman Türk Ordusu, büyük bir zaferle düflmandan ar›nd›r›p, kanlar›yla sulad›¤› Türk topra-

¤›n› yüce Türk Milleti'ne arma¤an etmifltir. Baflkomutan Atatürk kahraman Türk Ordusunun büyük zaferini flu sözleriyle Türk halk›na müjdelemifltir:

Büyük Türk Milleti, Ordular›m›z›n kabiliyet ve kudreti, düfl- manlar›m›za dehflet, dostlar›m›za güven verecek bir mükem- melliyetteydi.Millet ordular› on dört gün içinde büyük bir düfl- man ordusunu yok etti. Dört yüz kilometre aral›ks›z bir takip yap- t›. Anadolu'daki iflgal edilmifl bütün topraklar›m›z› geri ald›.13 Türk Ordusunun, düflman süngüsüne gözünü k›rpmadan, vatan u¤runa gö¤üs gererek kahramanca savaflmas›ndan duy- du¤u büyük gururu ise Atatürk flöyle ifade etmifltir:

Tarihte, bütün bir vatan›, çok üstün düflman kuvvetleri karfl›s›nda son toprak parças›na kadar kar›fl kar›fl kahramanca ve namuska- rane müdafaa etmifl ve yine varl›¤›n› koruyabilmifl ordular görül- müfltür. Türk Ordusu, o cevherde böyle bir ordudur. Yeter ki, ona kumanda edenler, kumanda edebilmek evsaf›na haiz bulunsun.14 Kahraman Türk Ordular›n›n kazand›klar› büyük zaferlerden, flahs›ma düflmüfl olan vazifeleri yapabilmiflsem çok bahtiyar›m.

Yaln›z bu noktada bir gerçe¤i aç›klamak için söylemeliyim ki: Be- nim ordular›m› ve sevk ve tevcih etti¤im (gönderdi¤im ve yönel- ti¤im) hedefler, esasen ordular›m›n her erinin, bütün subaylar›n›n ve kumandanlar›n›n görüfllerinin, vicdanlar›n›n, azimlerinin, mefkurelerinin (ülkülerinin) yönelmifl oldu¤u hedefler idi.15 Baflkomutanl›¤›n› yapt›¤› Kurtulufl Savafl› zaferinin tek sa- hibi olarak Türk Ordusunu gösteren Atatürk, Türk erinden duy- du¤u memnuniyet ve güveni flu sözleriyle dile getirmifltir:

Türk neferi kaçmaz, kaçmak nedir bilmez.16

(24)

Öleni görüyor, üç dakikaya kadar ölece¤ini biliyor, en ufak bir fütur (y›lg›nl›k) bile gösteremiyor; sars›lmak yok! Okumak bi- lenler ellerinde Kuran-› Kerim, cennete girmeye haz›rlan›yor.

Bilmeyenler, kelime-i flahadet getirerek yürüyorlar. Bu, Türk as- kerlerindeki ruh kuvvetini gösteren, flafl›lacak ve övülecek bir misaldir. Emin olmal›s›n›z ki, Çanakkale Muharebesini kazan- d›ran bu yüksek ruhtur.17

Atatürk, Türk askerinin, vatan sevgisini ve iman›n› anlata- rak, eflsiz özelliklerin tarifini bu sözlerinde yapm›flt›r. Türk as- kerlerinin birlik olup oluflturdu¤u üstün gücü ise flöyle tarif et- mifltir:

Benim için Ordumuzun k›ymetini ifadede ölçü fludur: Türk Ordu- sunun bir k›tas› muadilini behemahal ma¤lup eder. ‹ki mislini durdurur ve tespit eder (ve yerine çiviler).18

Vatan›n her yerinde destanlar yazan, flan›n› tüm uluslara duyuran büyük Türk Ordusuna Atatürk flu sözlerle hitap etmifl- tir.

Türk Ordusu! Dünyan›n hiçbir ordusunda yüre¤i seninkinden daha temiz, daha sa¤lam askere rastgelinmemifltir. Her zaferin mayas› sendedir. Her zaferin en büyük pay› senindir. Kanaatinle, iman›nla, itaatinle hiçbir korkunun y›ld›rmad›¤› demir gibi te- miz kalbinle düflman› sonunda alt eden büyük gayretin için gö- nül borcumu ve teflekkürümü söylemeyi kendime aziz bir borç bi- lirim.19

Atatürk her zaferin alt›ndaki imzan›n Türk Milleti'ne ve Türk Ordusuna ait oldu¤unu çok iyi biliyor ve her konuflmas›n- da bunu mutlaka vurguluyordu. 1925 y›l›ndaki bir konuflmas›

onun üstün kiflili¤inin, tevazusunun ve Türk Milleti'ne olan güç- lü sevgisinin de bir ifadesi niteli¤indedir:

(25)
(26)

Bu defa Büyük Millet Meclisi'nin, hakk›mda yeni bir rütbe ve ün- van›yla tecelli eden iltifat ve teveccühü do¤rudan do¤ruya size râ- cidir. Milletin verdi¤i bu rütbe ile yükselen ordu, en ulu bir gazâ ile mümtaz olan yeni bir ordudur. Sizin kahramanl›¤›n›zla, sizin gösterdi¤iniz nihayetsiz fedakârl›k pahas›na kazan›lan büyük muvaffakiyetin millet taraf›ndan takdirine delâlet eden bu rütbe ve ünvan›, ancak izafe ederek büyük askerlik hayat›m›n en büyük iftihar sermayesi olarak tafl›yaca¤›m. Cenab-› Hak, giriflti¤imiz kurtulufl mücadelesinde flerefli silah arkadafllar›ma kendilerini temyiz eden asaletin, civanmertli¤in, kahramanl›¤›n hakk› olan kati kurtuluflu nasip etsin.20

Atatürk'ün, memleketin büyük bir s›k›nt› içinde oldu¤u dö- nemde bile büyük bir zafer kazanan Türk Ordusundan, Türk Milleti ad›na bir de beklentisi vard›r. Bu beklenti, zor zamanlar- da gösterilen çaban›n Cumhuriyetin hakim oldu¤u dönemde de sürdürülmesidir. Atatürk, ileri görüfllü bir lider olarak, gelece¤i düflünerek, Türk Hava Kuvvetleri ve Donanmas› ile ilgili flu gö- rüfllerini dile getirmifltir:

Pilotlar, flunu unutmay›n›z ki, yar›n›n en büyük tehlikeleri sema- lardan gelecektir. Bu sebeple sizler ani gelebilecek tehlikelere kar- fl› koymak için daima haz›r bulunmaya ve o flekilde yetiflmeye gayret edeceksiniz.21

Hudutlar›n›n mühim ve büyük aksam› deniz olan Türk Devle- ti'nin donanmas›n›n da mühim ve büyük olmas› gerekir. O zaman Türkiye Cumhuriyeti daha müsterih ve emin olacakt›r.22

Vatan›n bölünmez bütünlü¤ünün korunmas›na, halk›n her türlü kargafla ve anarfliden uzak, refah içinde yaflamas›na yöne- lik gösterilecek bu çabay›, Atatürk, Cumhuriyetin 15. y›ldönümü nedeniyle yapt›¤› konuflma s›ras›nda flöyle ifade etmektedir:

Zaferleri ve mazisi insanl›k tarihi ile bafllayan, her zaman zafer- le beraber medeniyet nurlar›n› tafl›yan kahraman Türk Ordusu!

(27)

Memleketi, en buhranl› ve müflkül anlarda zulümden, felaket ve musibetlerden ve düflman çizmelerinden nas›l korumufl ve kurtarm›flsan, Cumhuriyetin bugünkü verimli devrinde de as- kerlik tekni¤inin bütün ça¤dafl silah ve araçlar›yla donanm›fl olarak görevini ayn› baflar›l›l›kla yapaca¤›na hiç kuflkum yok- tur.23

Bugün, Cumhuriyetin on beflinci y›l›n› mütemadiyen artan büyük bir refah ve kudret içinde idrak eden büyük Türk Milleti'nin hu- zurunda kahraman ordu, sana kalbi flükranlar›m› beyan ve ifade ederken büyük ulusumuzun iftihar hislerine de tercüman oluyo- rum.

Türk vatan›n›n ve Türk camias›n›n flan ve flerefini, dahili ve ha- rici her türlü tehlikelere karfl› korumaktan ibaret olan vazifeni her an ifaya haz›r ve amade oldu¤una benim ve büyük ulusu- muzun tam inanç ve itimad›m›z vard›r. Büyük ulusumuzun or- duya bahfletti¤i en son sistem fabrikalar ve silahlar ile bir kat da- Tahsin Bey'in müttefiklerin Çanakkale Bo¤az›'na denizden

sald›r›s›n› anlatan ya¤l›boya tablosu.

(28)

Kahraman Türk Ordusu Atatürk'ün izinde flerefle yürümektedir.

(29)

ha kuvvetlenerek büyük bir feragati nefs ve istihkari hayat ile her türlü vazifeyi ifaya muhayya oldu¤una eminim. Bu kanaat ile Ka- ra, Deniz ve Hava Ordular›m›z›n kahraman ve tecrübeli komu- tanlar› ile subay ve eratini selamlar ve takdirlerimi bütün ulus muvacehesinde beyan ederim.24

Hiç flüphesiz flanl› Ordumuz, Atam›z›n bu iste¤ini, halk›na verdi¤i güven ve gururla yerine getirerek, dünyada Türk Silahl›

Kuvvetleri olarak flanl› tarihiyle yerini almaktad›r. Büyük bir gö- rev aflk›yla bu emaneti alan Türk Silahl› Kuvvetleri, Atatürk'ün çizdi¤i yolda emin ad›mlarla taviz vermeden flerefle yürümekte, Türk Milleti'nin bekas›na ve ba¤›ms›zl›¤›na karfl› geliflen, gizli ve aç›k her türlü tehditle mücadele etmektedir.

A

Attaattüürrkk''üünn fi fiaannll›› T Tüürrkk O Orrdduussuu H

Haakkkk››nnddaakkii D Dii¤¤eerr S Söözzlleerrii

Ordu, Türk Ordusu. ‹flte bütün milletin gö¤sünü itimat, gurur duygular›yla kabartan flanl› ad.25(1937)

Büyük milli disiplin okulu olan ordunun; ekonomik, kül- türel, sosyal savafllar›m›zda bize ayn› zamanda en lüzumlu ele-

(30)

manlar› da yetifltiren büyük bir okul haline getirilmesine, ayr›ca itina ve himmet edilece¤ine flüphem yoktur.26(1937)

Hiçbir millet ve memlekete karfl› tecavüz fikri besleme- yiz. Fakat varl›¤›m›z› ve istiklâlimizi korumak için, emniyet için- de çal›flarak müreffeh ve mesut olmas›n› temin için her vakit memleket ve milletimizi müdafaaya gücü yeten bir orduya sa- hip olmak da emelimizdir.27(10 Aral›k 1922)

En yüksek askerlik budur: Muhtelif ihtimalleri çok iyi he- sap etmeli, en iyi görüneni cüret ve katiyetle tatbik etmelidir.28 (1924)

D›fl siyasetimizde; ülkenin dokunulmazl›¤›n›, güvenli¤i- ni, yurttafllar›n haklar›n› herhangi bir sald›r›ya karfl› bizzat savu- nabilmek kudreti de özellikle göz önünde tuttu¤umuz nokta- d›r.29

Türk Ordusunun bir parças› eflde¤erini kesinlikle yener.

‹ki kat›n› durdurur ve k›p›rdayamaz hale getirir. fiimdilik bun- dan fazlas›n› istemiyorum. Çünkü fazlas›n› ulusumuzun yara- d›l›fltan sahip oldu¤u cengaverlik zaten sa¤lamaktad›r. Ancak, bu de¤eri ne yap›p yap›p korumam›z gerekir. Bunu tüm arka- dafllar›mdan özellikle istiyorum. Bu de¤er sakl› kald›kça örgütü- müzün, talim ve terbiyemizi, yönetim ve güdümümüzü bu he- def ve amaç yönünde yürüttükçe Türkiye her türlü sald›r›dan uzak kalacakt›r, bundan kimsenin kuflkusu olamaz... Türkiye Cumhuriyeti sadece iki fleye güvenir. Biri ulusun karar›, öbü- rü de en ac›l› ve zor koflullarda dünyan›n övgüsünü hakl› ola- rak kazanan Ordumuzun kahramanl›¤›d›r. Bu iki fleye güve- nir... Arkadafllar, komutam›zdaki ordular kahramanl›¤›na ger- çekten güvenilir ordulard›r. Bu ordular tarihte benzeri görül- memifl kahramanl›klar, özveriler göstermifltir. fianl› zaferler kazanm›fllard›r. Ulusun ve ülkenin minnet ve flükranlar›n›

hak etmifllerdir...

(31)
(32)
(33)

Arkadafl, Türkiye en zay›f oldu¤u san›lan bir zamanda en güçlü oldu¤unu kan›tlam›flt›r. Bu, ordusu sayesinde olmufltur.

Ordumuz vatan için zafer kazanm›flt›r. Bu olay Türkiye'nin ola-

¤anüstü canl›l›¤›na, kutsal kararl›l›¤›na ve ölümsüz varl›¤›na en aç›k seçik bir kan›tt›r.30

Bir ordunun de¤eri, subay ve komuta heyetinin de¤eriy- le ölçülür.31

Komutan, yarat›c› gücü olan kimse demektir.32

Ordumuz babalar›na ve soyuna lay›k evlatlardan olufltu-

¤unu göstermifltir.33

Türk Ordular›, tarihte benzeri görülmemifl kahramanl›k- lar, fedakarl›klar göstermifltir.34

... Ulusu yönlendiren ve yönetenlerin dayana¤› ordu ol- mufltur. Öbür uluslarda ordu ile ulus daima birbiriyle karfl› kar- fl›yad›r. Oysa bizde tamamiyle tersinedir. Bundan sonraki yük- selme ve ilerleme de sizin bilinçli gücünüzle olacakt›r...35

Büyük Türk Ordusu! Dünyan›n hiçbir ordusunda yüre¤i seninkinden daha temiz ve daha sa¤lam bir askere rastgelinme- mifltir.36

Arkadafllar, ordudan söz ederken bu ulusun gerçek sahi- bi olan Türk Ulusu'nun ayd›n evlatlar›ndan söz ediyorum. Bu evlatlar›m›z aras›nda yar›n›n kahramanlar›n› yetifltiren e¤itmen- lerimiz de vard›r. Gerekti¤inde hemen giysilerini de¤ifltirerek gereken yerde bafl›n› veren ve ordu ile birlikte yürüyen ö¤ret- men arkadafllar›m›z da vard›r. Ben büyük Ordumuzun subay- lar›ndan ve onlarla birlikte Türk'ün ayd›n evlatlar›ndan söz etti¤imde, onlarla birlikte olan, fikriyle, vicdan›yla ve bilim anlay›fl›yla ulusal kahramanl›¤a kat›lmaya haz›r Türk gençle- rinden söz etmifl oluyorum...37

(34)

Türk Ulusu ordusunu çok sever, onu kendi ülküsü- nün bekçisi sayar.38

Heyeti içtima- iyemizi, hedefi hakika- te, hedefi saadete ulafl- t›rmak için iki orduya ih- tiyaç vard›r. Biri vatan›n hayat›n› kurtaran asker ordusu, di¤eri milletin is- tikbalini yo¤uran irfan or- dusu: Bu iki ordunun her ikisi de k›ymetlidir, alidir, fe- yizlidir, muhteremdir, fakat bu iki ordudan hangisi daha k›ymetlidir, hangisi yekdi¤eri- ne müreccaht›r. fiüphesiz böy- le bir tercih yap›lmaz, bu iki ordunun ikisi de hayatidir.39 (24.03.1923)

(35)

Türk neferi kaçmaz, kaçmak nedir bil- mez. E¤er Türk neferinin kaçt›¤›n› görmüfl- seniz, derhal kabul etmelidir ki, onun bafl›nda bulunan en büyük kumandan

kaçm›flt›r.40

... Ordumuzun hiçbir eri müstesna olmaks›z›n tümünün iz- ledi¤imiz kutsal davay› bilinçli ola- rak alg›lad›¤›na inanabilirsiniz. Or- dular›m›z Türkiye'nin düflmanlar›- n› anlam›flt›r, dostlar›n› da anlam›fl- t›r. Ne için savaflt›¤›n› biliyor ve han- gi sonuca ulafl›ncaya kadar savaflmas›

gerekti¤ini de sükunet içinde, vicdan›n- da duyarak biliyor... Kurmay› baflard›¤›m›z ordular gerçi Viyana surlar›na dayanan eski Os- manl› ordular›ndan biri de¤ildir. Ancak sahip oldu¤u yüce ve in- sanc›l ülkü bak›m›ndan onlardan daha yukar› düzeyde erdemli- likte ve de¤erde bir çelik parças›d›r. Türkiye Büyük Millet Mec- lisi Hükümeti'nin Ordusu istilalar yapmak ya da saltanatlar y›k- mak ya da kurmak için flunun bunun buyru¤unda h›rs arac› ol- maktan uzakt›r. ‹nsanca ve ba¤›ms›z yaflamaktan baflka bir ama- c› olmayan ulusun ayn› ülküyle duygulu ve yaln›z onun buyru-

¤una ba¤l› öz evlatlar›ndan oluflan sayg›n ve güçlü bir topluluk- tur... Yak›ndan temas ve incelemelerime dayanarak inançla arz edebilirim ki, Ordular›m›z›n gücü ve iç durumu ve çok yüksek olan ahlak ve maneviyat› Yüce Meclisinizin her türlü sorunu sükun içinde gözden geçirerek ulusun gerçek amaçlar›na ve gerçek ç›karlar›na uygun biçimde sonuçland›rmas›n›n sorum- lulu¤unu üstlenmesine yeterlidir.41

(36)

Ü

Üllkkeem miizziinn V Vaarrll››¤¤››nn››nn E Enn B Büüyyüükk T

Teem miinnaatt››::T Tüürrkk O Orrdduussuu

Büyük Önder Atatürk’ün, "Ordumuz; Türk topraklar›n›n ve Türkiye idealini tahakkuk ettirmek için sarfetmekte oldu-

¤umuz sistemli çal›flmalar›n yenilmesi imkans›z teminat›d›r"

ifadesiyle de dikkat çekti¤i gibi, Ordumuz varl›¤›m›z›n en önemli güvencesidir. fianl› Ordumuz, milli varl›¤›m›z› korumak için yüz binlerce flehit vermifl, tarihi flanl› zaferlerle dolu bir or- dunun mirasç›s›d›r. Ve bu mukaddes ordu, Türk Milleti'nin sa- hip oldu¤u üstün seciyeyi büyük bir gurur ve liyakatla en güzel flekilde üzerinde tafl›maktad›r.

fierefli Ordumuz yüksek karakterini tarihin her döneminde

Kahramanl›¤›, vatanseverli¤i ve askeri dehas›yla tüm dünyan›n hayranl›¤›n›

kazanm›fl olan flerefli Türk Ordusu...

(37)

tüm dünyaya ispatlam›flt›r. Ordumuz bugüne kadar, hiçbir kar- fl›l›k beklemeksizin memleketimizin ve milletimizin hayr›n›, gü- venli¤ini ve bütünlü¤ünü gözetmifl; tüm kurumlar›yla Cumhu- riyetimizin savunucusu olmufltur.

Türk Ordusu, ülkemiz üzerinde sinsi emeller besleyen ül- kelerin ve örgütlerin faaliyetlerini hep bofla ç›karm›flt›r. Bugün de yüksek karakteri ve üstün seciyesi ile tüm düflmanlar› üzerin- de çok büyük bir cayd›r›c›l›k oluflturmaktad›r. Ordumuz, top- raklar›m›z› iflgalcilerin elinden kahramanca kurtarm›fl, düflman ne kadar güçlü olursa olsun hiçbir zaman Türk Ordusunu geçe- memifltir. Balkan Savafllar›'nda, I. Dünya Savafl›'nda, Çanakka- le'de, Süveyfl'te, Kafkasya'da dünyan›n en güçlü ordular›yla mü- cadele etmifltir. Kurtulufl Savafl› ise dünya milletlerine Türk'ün gücünü ve azmini göstermifltir. Ordumuz Anadolu'yu iflgal eden Yunan ordusuyla savaflm›fl, Avrupa'n›n yay›lmac› güçlerini fren- lemifl ve vatan topraklar›m›z› tek bir düflman b›rakmamacas›na savunmufltur. fianl› Ordumuzun cayd›r›c›l›¤›, Türkiye Cumhuri- yeti’ni 2. Dünya Savafl›'ndan korumufl, tüm Avrupa'y› iflgal eden faflist lider Hitler'i ülkemizden uzak tutmufltur. 1980'lerin bafl›n- dan bu yana, Ordumuz ülkemizin bütünlü¤üne kasteden teröre karfl› en zor ve çetin mücadeleleri vermifl ve bu mücadeleden de baflar›yla ç›km›flt›r. Bugün terör örgütünün bir çözülme ve da¤›l- ma süreci yaflamas›n›n en büyük nedeni, Ordumuzun ve kahra- man askerlerimizin yaklafl›k 15 y›ld›r azimle sürdürdükleri mü- cadeledir.

Türk Ordusu kahramand›r, vatanseverdir ve askeri deha- s›yla tüm dünyan›n hayranl›¤›n› ve sayg›s›n› kazanm›flt›r. Bu ise, kuflkusuz vatan›n› ve devletini seven her Türk'ün gö¤sünü ka- bartmaktad›r. Milletimizin Ordumuza olan inanc› ve güveni tamd›r.

(38)

A

Attaattüürrkk''üünn Ç Çaannaakkkkaallee''ddee G

Göösstteerrddii¤¤ii Ü Üssttüünn B Baaflflaarr››

15 fiubat 1915, Çanakkale savafllar›n›n bafllang›c›d›r. Mus- tafa Kemal ilk günden beri elindeki kuvvetler ile savafl›n bafl›n- da ve içindedir. Var güçleriyle Çanakkale Bo¤az›'na sald›ran düflman kuvvetleri 18 Mart 1915'de denizdeki savaflta yenilir.

Fakat, ‹stanbul'a ulaflmak isteyen ‹tilaf Devletleri bu kez de ka- radan flanslar›n› denemeye kalkarlar.

Bu arada 25 Nisan 1915 sabah› ilginç bir olay olur. Osman- l› Hükümeti ve Genelkurmay› Gelibolu ve Ege Denizi taraf›n- dan gelecek bir kara savafl›n› düflünmemektedir. Bu konuda ha- z›rl›kl› da de¤ildir. Ancak Mustafa Kemal, düflman›n, ölü bir ko- numu olan Ar›burnu'ndan ç›kartma yapaca¤›n› anlad›¤› için, emri alt›ndaki 57. Alay› Kocaçimen mevkine getirir. Mustafa Ke- mal Conkbay›r›'na vard›¤› s›rada 9. Tümene ba¤l› 27. Alay›n as- kerlerinin Conkbay›r›'na do¤ru kaçt›klar›n› görerek önlerini ke- ser ve sorar:

- Nereye gidiyorsunuz?

- Düflman geldi.

K,

(39)

- Nerede?

Kaçan askerler 261 Rak›ml› tepeyi iflaret ederler. Gerçekten de, düflman önünde hiçbir engel olmayan tepeye do¤ru yaklafl- maktad›r. Mustafa Kemal'in yan›nda ise bir, iki subay ve kaçan erlerden baflka kimse yoktur. Kendi alay› hala Kocaçimen'dedir.

Hemen kumanday› ele alarak emir verir:

- Düflmandan kaç›lmaz.

- Cephanemiz yok.

- Cephanenizden daha güçlü süngünüz var.

- Süngü tak, hücum!

Hemen arkas›ndan "Allah Allah" sesleri bütün ovaya yay›-

Seddülbahir'deki Türk siperlerinde bir savafl an› (May›s 1915)

(40)

l›r. Kahraman Türk askeri flimdi süngüsüyle, bo¤az bo¤aza çarp›flmaktad›r. Bu mücadele neticesinde biraz zaman kaza- n›lm›fl ve 57. Alay savafl alan›na yetiflmiflir ve Mustafa Ke- mal'in emriyle tekrar hücuma geçmifltir. Bu savafl› Türk Ordu- su kazanm›flt›r. Ancak 57. Alay tümüyle flehit düflmüfltür. 1 Haziran 1915'de Mustafa Kemal Albayl›¤a yükselmifltir.

Bu yenilgiye ra¤men ‹tilaf Devletleri 6-7 A¤ustos gecesi Anafartalar'a asker ç›karm›fl ve fliddetli çarp›flmalar baflla- m›flt›r. Bu s›rada kurulan Anafartalar Grup Komutanl›¤›n›

üstlenen Mustafa Kemal 10 A¤ustos'taki çarp›flmalarda düfl- mana büyük kay›plar vermifl, düflman›n Conkbay›r›'na yer- leflmesini engellemifltir.42

Bu savafllar için, ‹ngiliz Kuvvetleri Kumandan› Hamil- ton, yazd›¤› Gelibolu Savafllar› adl› kitab›nda flöyle der:

Türkler birbiri ard›nca "Allah, Allah" hayk›r›fllar›yla hakika- ten pek yi¤itçe savaflt›lar. Bu savafl› yaz› ile anlatmak müm- kün de¤ildir.43

‹ngilizler, bütün ç›rp›nmalar›na ra¤men, kahraman Meh- metçi¤in savunma hatlar›n› afl›p, Çanakkale Bo¤az›'n› geçe- mezler ve 20 Aral›k 1915 günü Çanakkale'den çekilmeye bafl- larlar.

Bu savaflta Mustafa Kemal'in oynad›¤› rol ise, ‹ngiliz ya- zar Alan Moorehead'in Gelibolu adl› kitab›nda flöyle anlat›l›r:

O genç ve dahi Türk flefinin, o esnada orada olmas› müttefik- ler bak›m›ndan en ac› darbelerden biridir.44

Çanakkale Savafl› komutanlar›: General Esat Pafla, Albay Mustafa Kemal, Albay Fahrettin, Yüzbafl› ‹zzettin, Yarbay Nazmi, Yarbay Rüfltü ve Albay Kemal.

(41)
(42)

‹nnggiilltteerree K Krraall›› 55.. E Eddw waarrdd::

""M Muussttaaffaa K Keem maall B Biirr M Miillyyoonn A

Asskkeerree B Beeddeellddiirr..""

"Y›l 1936, ‹ngiltere Kral› VIII. Edward, Atatürk'ü ziyarete gelir. 4 Eylül 1936 günü Atatürk misafirinin flerefine bir yemek verir. Dolmabahçe Saray›'n›n salonunda yenen yemek s›ras›nda

‹ngiltere Kral›, Atatürk'e sorar:

-Türkiye bir savafl an›nda ne kadar asker ç›karabilir Ekse- lans?

Mustafa Kemal'in cevab› fludur:

-Bu düflmana ve savafla göre de¤iflir. ‹cab›nda kad›nl› er- kekli bütün Türkler askerdir. Fakat talim görmüfl bir milyon...

Kral biraz düflündü:

-Demek bir savafl ç›kt›¤›nda derhal iki milyonluk bir kuv- vete sahiptirler.

Atatürk düzeltir.

-Hay›r ... Umumiyetle yetiflmifl asker, nüfusun yüzde yedi- sekizi hesaplan›r.

Kral hayranl›kla Mustafa Kemal'e bakar, gülümseyerek ba- fl›n› sallar.

-Ben do¤ru hesap yapt›m, Ekselans. Bir milyon ordunuz, B‹R M‹LYON DA fiAHSEN S‹Z... Toplam› benim dedi¤imdir."45

S

Saakkaarryyaa M Meeyyddaann M Muuhhaarreebbeessii

5 A¤ustos 1921 günü Baflkumandanl›k görevini üstlenen Mustafa Kemal, 15 A¤ustos 1921'de Fevzi (Çakmak) Pafla ile bir- likte Polatl›'da Baflkumandanl›k karargah›na gitti. 23 A¤ustos 1921 günü, Yunan ordusu tekrar tüm cephelerde sald›r›ya geçti.

Sakarya Meydan Savafl›, geceli gündüzlü tam 22 gün sürdü.

Mustafa Kemal Pafla emrindeki kahraman Mehmetçik tarihin al-

(43)

t›n sayfalar› aras›na yeni bir destan ekledi. Destan Mustafa Ke- mal'in flu sözleri ile bafll›yordu:

Savunma hatt› yoktur, savunma sath› vard›r. O sat›h bütün va- tand›r. Vatan›n her kar›fl topra¤› vatandafl›n kan›yla ›slanma- d›kça terk olunamaz.

26 A¤ustos 1921: Destan›n son sayfas› da 1922'de Dumlup›- nar Meydan Muharebesi'nin kazan›lmas›ndan sonra 1 Eylül 1922'de gene Baflkumandan'›n flu sözleriyle kapan›yordu:

Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir. ‹leri!

(44)

Sakarya Meydan Muharebesi'nin neticesini, 12 Eylül 1921 gününün kararan fecrinde, Genelkurmay Baflkan› Fevzi (Çak- mak) Pafla, Basirettepe'den Ankara'ya flu telgrafla bildiriyordu:

"-Anadolu'nun Yunan ordusu için mezar olaca¤› hakk›ndaki kanaatimizin gerçekleflmekte oldu¤unu arz ederim."46

Sakarya Zaferi'nden sonra Atatürk Türk Ordusuna flu flekil- de seslenmifltir:

Arkadafllar, milletimizi yabanc›lar›n ellerinde köle olmufl görme- mek için giriflti¤imiz bu muharebe de Sakarya Zaferi gibi ad› da- ima an›lacak yeni ve büyük bir zafer kazand›n›z. Benim gibi ömrünü senelerden beri saflar›n›z yan›nda geçirmifl olan bir silah arkadafl›n›z; ezilmifl, kahredilmifl düflman›n çekiliflinden sonra hakk›n›zda duydu¤umuz takdir ve hayreti, minnet ve flükran› or- dunun her ferdi ve memleketin her taraf›nda duyulacak kadar yüksek sesle söylemeye lüzum gördüm.

Sakarya boyunda biz bütün memleket, bütün varl›¤›m›z ve istik- lâlimiz pahas›na denecek kadar ehemmiyetli büyük bir muhare- beye girifltik. 21 gün, 21 gece bir milletin istilâ ve ya¤ma fikri bir- biriyle bo¤ufltu.

Mazlum milletimizi tarihin en tehlikeli bir zaman›nda yeniden ›fl›-

¤a ve necata kavuflturan bu muharebede sizin baflkumandan›n›z olmaktan dolay› bir insan kalbi için mukadder olabilecek en derin saadet ve iftihar› duydum. Dünyan›n hiçbir taraf›nda ve ordusun- da yüre¤i seninkinden daha temiz ve daha sa¤lam bir askere ras- gelinmemifltir. Her zaferin mayas› sendedir. Her zaferin en büyük pay› senindir. Hayat›nla, iman›nla, itaatinle, hiçbir korkunun y›l- d›rmad›¤› demir gibi pâk kalbinle düflman› nihayet alt eden bü- yük gayretin için minnet ve flükran›m› söylemeyi nefsime en aziz bir borç bilirim.47

Sakarya Meydan Muharebesi'nden sonra 19 Eylül 1921 tari- hinde TBMM taraf›ndan Mustafa Kemal Pafla'ya Gazi ünvan› ve

(45)
(46)
(47)

Mareflal rütbesi verildi. Mustafa Kemal'in kendisine "Gazi"lik ünvan› ve "Mareflal"lik rütbesi verilmesi dolay›s›yla ayn› gün TBMM'de yapt›¤› konuflma ne denli tevazu sahibi oldu¤unun çok güzel bir örne¤idir:

... Kazan›lan bu baflar›, yüksek heyetinizin iradesiyle kuvvet bulan Ordumuzun iradesi sayesinde, düflman ordusunun irade- sinin k›r›lmas› suretiyle belirtilmifltir. Bu sebeple ödüllendiri- flinizin gerçek muhatab› yine ordudur.48

D

Duum mlluupp››nnaarr,, T Tüürrkk M Miilllleettii''nniinn T Taarriihhiinnddee B

Biirr D Döönnüüm m N Nookkttaass››dd››rr

26 A¤ustos 1922 sabah› saat 04.30:

Topçular›m›z›n kulaklar› ç›nlatan at›fllar› ile büyük taarruz bafllad›.

26 A¤ustos sabah› bafllayan sald›r›, 29 A¤ustos gününe ka- dar çok kanl› geçti. Nihayet Yunan ordusu ayn› gün kaçmaya bafllad›. Ama Dumlup›nar'da k›st›r›ld›.

30 A¤ustos 1922 akflam› Yunan ordusunun ana bölümü yok edilmiflti. Esirler aras›nda Yunan ordular›n›n komutan› General Trikopis de vard›.

Dumlup›nar Savafl› yeni bir devletin tarih sahnesine ç›k›fl›- n›n belgesidir. Gazi Mustafa Kemal, 31 A¤ustos 1922 akflam› mu- harebe meydan›nda gördü¤ü manzaray› flöyle anlat›yor:

Yeniden bu savafl meydan›n› dolaflt›¤›m zaman Ordumuzun ka- zand›¤› zaferin büyüklü¤ü, buna karfl›l›k düflman ordusunun u¤rat›ld›¤› felaketin korkunçlu¤u beni çok duyguland›rd›. O karfl›ki s›rtlar›n gerilerindeki bütün vadiler, bütün dereler, bü- tün korunmufl ve kapanm›fl yerler, b›rak›lm›fl toplarla, otomo- billerle ve say›s›z araç ve gereçlerle ve bütün bu b›rak›lanlar›n

(48)

aralar›nda y›¤›nlar meydana getiren ölülerle, toplan›p karar- gahlar›m›zla gönderilmekte olan sürü sürü esir kafileler, geçek- ten bir mahfleri and›r›yordu...

Gazi Mustafa Kemal, savafl›n neticesini yüce Türk Ulusu'na flu sözleriyle ilan ediyordu:

BÜYÜK VE AS‹L TÜRK M‹LLET‹, Garp cephesinde 22 A¤ustos 1922'de bafllayan taarruz hareketimiz, Afyonkarahisar'›, Alt›ntafl, Dumlup›nar aras›nda büyük bir meydan muharebesi halinde, befl gün befl gece devam etti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordular›n›n, yi¤itli¤i fliddet ve sü-

(49)

rati, Allah'›n yard›m etmesine sebep oldu. Ac›mas›z ve gururlu düflman ordusunun esas ö¤eleri, ak›llara dehflet verecek kati- yetle yok edildi. Teflkilat ve donan›m gibi gelecek ve zaferleri ve ismi, yaln›z milletimizin akl›ndan, ezeli ve edebi iman›ndan mey- dana gelen Ordular›m›z›, fedakarl›klara lay›k olarak size takdim ediyorum.

En büyük kumandan›ndan, en genç neferine kadar Ordular›m›- za hakim olan fikir, milletin gösterdi¤i vazife u¤runa flehit ol- makt›r. Milletimizin yap›s›ndaki kudret ve ülküyü, üç buçuk sene evvel, çal›flma arkadafllar›mla ifade etmeye bafllayarak, da- yan›lmaz müflkülat içinde devam eden mücadelelerimizin neti- celeri art›k meydandad›r.

Milletimizin rey ve idaresine dayanan her iflin neticesi, millet için hay›r ve selamet oldu¤u sabit, gelece¤e emindir. Ve söz verilen za- feri ordular›m›z›n elde etmesi muhakkakt›r.

Büyük zaferi önce Mudanya Konferans› (3 Ekim 1922) son- ra da Lozan Konferans› (20 Ocak 1922) takip eder. 11 Ekim 1922 tarihinde "Mudanya Ateflkes Antlaflmas›" ‹smet Pafla'n›n baflkan- l›¤›ndaki Türk heyeti ile, ‹ngiltere (General Harrington), Fransa (General Chappy) ve ‹talya (General Mobelli) delegeleri aras›n- da imzalan›r. Anlaflman›n imzalanmas›ndan hemen sonra 16 Ekim 1922 tarihli New York Times gazetesi flöyle yaz›yordu:

Küçük ve sonsuza kadar uzan›yormufl gibi görünen toprak yolun nihayetindeki Mudanya kasabas›na, bar›fl antlaflmas›n›, Türk de- legesi ‹smet Pafla'ya dikte ettirmeye gelen müttefik kuvvetlerinin temsilcileri, ‹smet Pafla taraf›ndan kendilerine dikte ettirilen an- laflmay› imzalad›ktan sonra, r›ht›mda kendilerini bekleyen gemi- lerine, Türk Ordusunun çald›¤› hareketli bir marfl eflli¤inde bini- yorlard›.49

(50)

M

Muussttaaffaa K Keem maall C Ceessuurr B Biirr A Asskkeerrddii

Mustafa Kemal cesur, atak, isabetli kararlar alan ve hiçbir zorluk karfl›s›nda y›lmayan, son derece kararl› bir askerdi. Özellikle de savafl alanlar›ndaki davran›fl ve ko- nuflmalar› onun bu üstün özelliklerini kan›tlard›. Bu güç- lü karakteri onunla birlikte savaflan ve onu yak›ndan tan›- yan insanlar üzerinde çok büyük bir etki meydana getiri- yordu. Onunla tan›flan yabanc› siyasetçi ve gazeteciler kendisine hayran kal›yorlard›. Onun cesaretini tarif etmek için binlerce hat›ra anlatmak ve binlerce örnek vermek mümkündür. Ancak afla¤›da aktaraca¤›m›z birkaç örnek bu cesaretin boyutlar›n› anlamak için yeterlidir:

Mustafa Kemal her zaman atefl alt›nda dolafl›yordu. Asker- lerin maruz kald›¤› her türlü tehlikeyi paylaflt›¤›, etraf›nda yüzlerce insan öldü¤ü halde ona birfley olmuyordu. Bir se- ferinde yeni kaz›lan bir siperin önünde otururken, bir ‹ngi- liz bataryas› üstlerine atefl açt›. Top menzilini bulmaya ça- l›fl›rken, gülleler de gittikçe yaklafl›yordu. Vurulmas›, ma- tematiksel bir kesinlik arz ediyordu. Yan›ndakiler sipere girmesi için yalvarmaya bafllam›fllard›. O;

-Hay›r, diye itiraz ediyordu. Sipere gizlenecek olursam, as- kerlerime kötü bir misal olurum. Geride siperde bulunan- lar korku ve hayretle kendisini seyrederken, o sigaras›n›

yakm›fl, hiçbir fley yokmuflças›na gayet sakin konufluyor- du. Düflman topçusu menzili biraz daha yaklaflt›rd›. Patla- yan flarapnel ya¤muru alt›nda üstü bafl› toz içinde kald›¤›

halde, Mustafa Kemal'e bir fley olmam›flt›.50

(51)
(52)

Beflinci Rütbeden Mecidi Niflan› (25 Aral›k 1906)

Dördüncü Rütbeden Osmanl› Niflan› (6 Kas›m 1913)

Fransa Legion D'honneur Niflan› (11 Mart 1914) Üçüncü Rütbeden Osmanl› Niflan› (1 fiubat 1914)

Bulgaristan ST. Alexander Niflan› Komandor Rütbesi (23 Mart 1915)

Gümüfl ‹mtiyaz Madalyas› (30 Nisan 1915) Harp Madalyas› (15 Temmuz 1915)

Muharebe Gümüfl Liyakat Madalyas› (1 Eylül 1915) Alman Demir Haç Niflan› (28 Aral›k1915)

Muharebe Alt›n Liyakat Madalyas› (17 Ocak 1916)

Avusturya-Macaristan üçüncü Rütbeden Muharebe Liyakat Madalyas› (27 Temmuz 1916)

‹kinci Rütbeden Mecidi Niflan› (12 Aral›k 1916)

‹kinci Rütbeden Osman› Niflan› (1 fiubat 1917)

Alman Birinci, ‹kinci Demir Haç Niflanlar› (9 Eylül 1917) Avusturya Macaristan ‹kinci Rütbeden Muharebe Liyakat Madalyas› (9 Eylül 1917)

Birinci Rütbeden K›l›çl› Mecidi Niflan› (16 Aral›k 1917) Birinci Rütbeden Alman Kron Dö Prus Niflan› (19 fiubat 1918) Fahri Yaver Payesi verilmesi (23 Eylül 1918)

TBMM taraf›ndan Gazilik Ünvan› verilmesi (19 Eylül 1921) Aliyülala Niflan› Verilmesi (Afganistan taraf›ndan) (27 Mart 1913)

Yeflil (Cephe Gerisi Hizmet) ve K›rm›z› (Cephe Hizmeti) fieritli

‹stiklal Madalyas› (21 Kas›m 1923) AY-

LA- B‹- LA-

vvee T Taakkddiirrnnaam meelleerrii

(53)
(54)

11 Ocak 1905/Kurmay Staj› için 5. Ordu 30. Süvari Alay›'na.

13 Ekim 1907/Selanik'teki 3. Ordu Karargah›'na,

22 Haziran 1908/Rumeli fiark Demiryollar› Müfettiflli¤i'ne getirildi

13 Ocak 1909/3. Ordu Redif, 17. Selanik Tümeni Kurmayl›-

¤›'na ve bu arada "Hareket Ordusu"nun 1. kademesinde Kur- may Baflkanl›¤›na,

5 Kas›m 1909/3. Ordu Karargah›'na,

6 Eylül 1910/3. Ordu Subay Talimgah› Komutanl›¤›'na,

1 Kas›m 1910/Tekrar 3. Ordu Karargah›'na,

15 Ocak 1911/5. Kolordu Karargah›'na, sonradan K›demli Yüzbafl› rütbesiyle 38. Piyade Alay Komutanl›¤›'na,

13 Eylül 1911/Genel Kurmay Karargah›'na,

1 Ocak 1912/Bingazi ve Derne fiark Gönüllüleri Komutanl›-

¤›'na,

11 Mart 1912/Derne Komutanl›¤›'na getirildi.

24 Ekim 1912/‹stanbul'a döndü,

21 Kas›m 1912/Genel Karargah emrine verildi. Akdeniz Bo-

¤az› Kuvvei Mürettebe Komutanl›¤› Harekat fiubesi Müdürü, daha sonra da Bolay›r Kolordusu Kurmay Baflkan›,

27 Ekim 1913/Sofya Askeri Ateflesi,

11 Ocak 1914/Sofya görevine ek olarak Belgrad Atefle milite- ri,

20 Ocak 1915/19. Tümen Komutan›,

28 Temmuz 1915/15. Kolordu Komutan›,

8 A¤ustos 1915/Anafartalar Grup Komutan›,

19 A¤ustos 1915/Anafartalar Grup Komutanl›¤›'na ek olarak 16. Kolordu Komutan›,

27 Ocak 1916/Karargah› Edirne'de olan ve 25 Kas›m 1916'da Diyarbak›r'a nakledilen 16. Kolordu Komutanl›¤›,

A

Attaattüürrkk''üünn A Asskkeerrii G Göörreevvlleerrii

(55)

9 Ekim 1917/Becayiflen 2. Ordu Komutan›,

7 Kas›m 1917/Genel Karargah emrine,

20 Aral›k 1917/Veliahtla birlikte Almanya gezisine gitti.

7 A¤ustos 1918/7. Ordu Komutan›,

31 Ekim 1918/7. Ordu Komutanl›¤› ile birlikte Y›ld›r›m Ordu- lar› Grup Komutanl›¤›'na,

7 Kas›m 1918/Y›ld›r›m Ordular›

Grubu'nun la¤vedilmesi üzerine Harbiye Nezareti emrine,

30 Nisan 1919/Askeri ve Mülki yetkilerle, 9. Ordu K›taat› Müfettiflli¤i'ne (15 Haziran 1919'dan sonraki ad› 3.)

8 Temmuz 1919/Er- zurum Kongresi öncesi ordu müfettiflli¤inden ve askerlik mesle¤inden istifa etti.

5 A¤ustos 1921/TBMM Or- dular› Baflkomutan› (Bu görevi üçer ayl›k sürelerle uzat›larak 29 EK‹M 1923'e kadar sürdür- müfltür.)

30 Haziran 1927/Asker- likten emekliye ayr›ld›.51

(56)

ustafa Kemal Atatürk'ün askeri dehas›n›n ya- n›nda bir di¤er önemli vasf›, dünya siyasetine vak›f bir lider olmas›yd›. Dünya üzerindeki po- litik geliflmeleri çok yak›ndan takip ediyor ve her konuda son derece isabetli tahliller yap›yor- du. Siyasi konulardaki öngörüleri, onun bu ileri görüfllülü¤ünü tüm aç›kl›¤›yla ortaya koymaktad›r. Vefat›n›n üzerinden 60 y›l- dan fazla bir zaman geçmesine ra¤men, onun söylediklerinin bi- rer birer gerçeklefliyor olmas›, bu aç›dan son derece önemlidir.

Bu konuyla ilgili bir örnek Atatürk ile Amerikan generali MacArthur aras›nda geçen bir görüflmedir:

Son harbin kahraman› ve Japonya fatihi General MacArthur 1932 y›l›nda Türkiye'yi ziyaret etmiflti. Bu vesile ile, Türkiye'nin lideri ve reformcusu Atatürk ile tan›flma f›rsat› da kendisine verilmifl ol- du. Her iki büyük asker karfl›laflt›klar› anda birbirlerine karfl› bü- yük yak›nl›k duydular. S›cak bir atmosfer ve samimiyet içinde de- vam eden bu uyumlu görüflme esnas›nda; dünya konular›na te- masla; hem ümit, hem korku dolu olarak gelecek hakk›ndaki dü- flüncelerini ifade ettiler.

M

(57)

Atatürk, Avrupa'n›n durumu konusunda MacArthur'un sorusu- nu flöyle yan›tlam›flt›:

Versailles Anlaflmas›, 1. Dünya Savafl› nedenlerinden hiçbirini kald›rmam›flt›r. Tersine, dünün bafll›ca düflmanlar› aras›ndaki uçurumu büsbütün derinlefltirmifltir. Galipler, yenilenlere bar›fl koflullar›n› zorla onaylat›rken bu ülkelerin etnik, jeopolitik ve ekonomik özelliklerini görmemifl, yaln›zca düflmanl›k duygula- r›yla giriflimlerde bulunmufllard›r. Böylece bugün içinde bulun- du¤umuz bar›fl dönemi sadece "silahlar› b›rakma" olmufltur. E¤er siz Amerikal›lar, Avrupa iflleriyle u¤raflmaktan caymasayd›n›z, bu

"silahlar› b›rakma" dönemi uzar ve bir gün bar›fla var›labilirdi.

Bence, dün oldu¤u gibi, yar›n da Avrupa'n›n gelece¤i, Alman- ya'n›n davran›fllar›na ba¤l› görünüyor. Büyük bir dinamizme sa- hip olan 70 milyonluk çal›flkan ve disiplinli bir millet, ulusal tut- kular›n› kamç›layacak bir siyasal ak›ma kendilerini kapt›racak olursa, Versay Sözleflmesi'ni ortadan kald›racakt›r."

Atatürk, "Almanya'n›n çok k›sa sürede, ‹ngiltere ve Rusya d›fl›n- da bütün Avrupa'y› egemenli¤i alt›na alacak güçte ordu kurabilece¤i- ni, savafl›n en geç 1940-45 y›llar›nda patlayaca¤›n›, Fransa'n›n güçlü bir ordu kurma yetene¤ini yitirdi¤ini ve ‹ngiltere'nin adalar›n› koru- mak için Fransa'ya güvenemeyece¤ini"52 söylemifl, bu tahminler ilerleyen y›llarda aynen gerçekleflmifltir.

Atatürk'ün ‹talya konusundaki görüflü ise flöyledir :

‹talya, Mussolini'nin yönetiminde unutulmayacak aflamalar yap- m›flt›r. E¤er Mussolini, gelecekteki savafl›n d›fl›nda kalabilmek ba- flar›s›n› gösterebilirse, bar›fl masas›na güçlü bir devlet olarak otu- rabilir. Ama korkar›m ki, ‹talya'n›n bugünkü lideri Sezar rolünü oynamaktan kendini alamayacakt›r. Bu da ‹talya'n›n askeri bir gücü olmad›¤›n› hemen ortaya ç›karacakt›r.

‹talya hakk›ndaki bu tahmin de do¤ru ç›km›fl, Mussoli- ni'nin ordular›n›n hiç de güçlü olmad›¤› II. Dünya Savafl›'n›n ilk

Referanslar

Benzer Belgeler

‹kili puanlanan (Beck Umutsuzluk Ölçe¤i) ve çoklu puanlanan (Boyun E¤ici Davran›fllar Ölçe¤i)ve tekboyutlu duruma getirilen iki ölçe¤in uyguland›¤› 161

Yu- kar›daki parametreler aç›s›ndan de¤erlendirilecek bilgi hedefleri flablonlar halinde, beceri ve tutum lis- teleri ile birlikte komisyonun bölge temsilcileri arac›-

Toplam DYK‹ skor- lar› ve alt grup skorlar› aç›s›ndan liken planus ve psoriyazis has- talar› aras›nda istatistiksel fark saptanmamas› dermatolojik hastal›klara

Simpoz- yumda bilimsel konular d›fl›nda sosyal konu olarak yorgunluk, zindelik, iletiflim , verim ve s›ra d›fl› etki- seçilmifl yaflam seminerlerine kat›l›m fazla

Endojen kontaminasyonun gangrenöz veya perfore apandisitlerdeki kadar yüksek olmad›¤›n› düflündü¤ümüz akut flegmonöz apandisitlerde, steril yap›flkan örtülerin yara

Bu sonuçlara göre stereogram VEP kay›tlar›nda 80 ark/dakikal›k sanal kare boyutu ve 40 ark/dakikal›k dis- Stereogram Görsel Uyar›lm›fl Potansiyel ile

Dokunmatik ekranlar, sizin tam olarak nereye dokundu¤unuzu alg›la- yabilmek için temelde dört farkl› tek- nolojiden faydalan›yorlar: Rezistif (dirençli), kapasitif,

Ancak çok daha az bilinen ve daha az spekülatif olan bir olas›l›k, 40 y›l sü- ren ve ürünleri savafl alanlar›na dökül- mek üzere olan yo¤un bir