• Sonuç bulunamadı

Attaattüürrkk''üünn A Asskkeerrii G Göörreevvlleerrii

9 Ekim 1917/Becayiflen 2. Ordu Komutan›,

7 Kas›m 1917/Genel Karargah emrine,

20 Aral›k 1917/Veliahtla birlikte Almanya gezisine gitti.

7 A¤ustos 1918/7. Ordu Komutan›,

31 Ekim 1918/7. Ordu Komutanl›¤› ile birlikte Y›ld›r›m Ordu-lar› Grup Komutanl›¤›'na,

7 Kas›m 1918/Y›ld›r›m Ordular›

Grubu'nun la¤vedilmesi üzerine Harbiye Nezareti emrine,

30 Nisan 1919/Askeri ve Mülki yetkilerle, 9. Ordu K›taat› Müfettiflli¤i'ne (15 Haziran 1919'dan sonraki ad› 3.)

8 Temmuz 1919/Er-zurum Kongresi öncesi ordu müfettiflli¤inden ve askerlik mesle¤inden istifa etti.

5 A¤ustos 1921/TBMM Or-dular› Baflkomutan› (Bu görevi üçer ayl›k sürelerle uzat›larak 29 EK‹M 1923'e kadar sürdür-müfltür.)

30 Haziran 1927/Asker-likten emekliye ayr›ld›.51

ustafa Kemal Atatürk'ün askeri dehas›n›n ya-n›nda bir di¤er önemli vasf›, dünya siyasetine vak›f bir lider olmas›yd›. Dünya üzerindeki po-litik geliflmeleri çok yak›ndan takip ediyor ve her konuda son derece isabetli tahliller yap›yor-du. Siyasi konulardaki öngörüleri, onun bu ileri görüfllülü¤ünü tüm aç›kl›¤›yla ortaya koymaktad›r. Vefat›n›n üzerinden 60 y›l-dan fazla bir zaman geçmesine ra¤men, onun söylediklerinin bi-rer bibi-rer gerçeklefliyor olmas›, bu aç›dan son derece önemlidir.

Bu konuyla ilgili bir örnek Atatürk ile Amerikan generali MacArthur aras›nda geçen bir görüflmedir:

Son harbin kahraman› ve Japonya fatihi General MacArthur 1932 y›l›nda Türkiye'yi ziyaret etmiflti. Bu vesile ile, Türkiye'nin lideri ve reformcusu Atatürk ile tan›flma f›rsat› da kendisine verilmifl ol-du. Her iki büyük asker karfl›laflt›klar› anda birbirlerine karfl› bü-yük yak›nl›k duydular. S›cak bir atmosfer ve samimiyet içinde de-vam eden bu uyumlu görüflme esnas›nda; dünya konular›na te-masla; hem ümit, hem korku dolu olarak gelecek hakk›ndaki dü-flüncelerini ifade ettiler.

M

Atatürk, Avrupa'n›n durumu konusunda MacArthur'un sorusu-nu flöyle yan›tlam›flt›:

Versailles Anlaflmas›, 1. Dünya Savafl› nedenlerinden hiçbirini kald›rmam›flt›r. Tersine, dünün bafll›ca düflmanlar› aras›ndaki uçurumu büsbütün derinlefltirmifltir. Galipler, yenilenlere bar›fl koflullar›n› zorla onaylat›rken bu ülkelerin etnik, jeopolitik ve ekonomik özelliklerini görmemifl, yaln›zca düflmanl›k duygula-r›yla giriflimlerde bulunmufllard›r. Böylece bugün içinde bulun-du¤umuz bar›fl dönemi sadece "silahlar› b›rakma" olmufltur. E¤er siz Amerikal›lar, Avrupa iflleriyle u¤raflmaktan caymasayd›n›z, bu

"silahlar› b›rakma" dönemi uzar ve bir gün bar›fla var›labilirdi.

Bence, dün oldu¤u gibi, yar›n da Avrupa'n›n gelece¤i, Alman-ya'n›n davran›fllar›na ba¤l› görünüyor. Büyük bir dinamizme sa-hip olan 70 milyonluk çal›flkan ve disiplinli bir millet, ulusal tut-kular›n› kamç›layacak bir siyasal ak›ma kendilerini kapt›racak olursa, Versay Sözleflmesi'ni ortadan kald›racakt›r."

Atatürk, "Almanya'n›n çok k›sa sürede, ‹ngiltere ve Rusya d›fl›n-da bütün Avrupa'y› egemenli¤i alt›na alacak güçte ordu kurabilece¤i-ni, savafl›n en geç 1940-45 y›llar›nda patlayaca¤›n›, Fransa'n›n güçlü bir ordu kurma yetene¤ini yitirdi¤ini ve ‹ngiltere'nin adalar›n› koru-mak için Fransa'ya güvenemeyece¤ini"52 söylemifl, bu tahminler ilerleyen y›llarda aynen gerçekleflmifltir.

Atatürk'ün ‹talya konusundaki görüflü ise flöyledir :

‹talya, Mussolini'nin yönetiminde unutulmayacak aflamalar yap-m›flt›r. E¤er Mussolini, gelecekteki savafl›n d›fl›nda kalabilmek ba-flar›s›n› gösterebilirse, bar›fl masas›na güçlü bir devlet olarak otu-rabilir. Ama korkar›m ki, ‹talya'n›n bugünkü lideri Sezar rolünü oynamaktan kendini alamayacakt›r. Bu da ‹talya'n›n askeri bir gücü olmad›¤›n› hemen ortaya ç›karacakt›r.

‹talya hakk›ndaki bu tahmin de do¤ru ç›km›fl, Mussoli-ni'nin ordular›n›n hiç de güçlü olmad›¤› II. Dünya Savafl›'n›n ilk

y›llar›nda aç›kça ortaya ç›km›flt›r.

Atatürk, General MacArthur ile yapt›¤› konuflmada, Ame-rika'n›n geçen savaflta oldu¤u gibi tarafs›z kalamayaca¤›n› ve sa-vafla kat›lmas›yla Almanya'n›n yenilece¤ini de belirterek, sözle-rini Sovyet ve Japon tehlikelerine dikkat çekerek flöyle sürdür-müfltür :

Avrupa'da ç›kacak savafl› kazanan ne ‹ngiltere, ne Fransa, ne de Almanya olacakt›r. Savafl› Bolflevik Rusya kazanacakt›r. Rusya'n›n yak›n komflusu ve onlarla en çok savaflm›fl bir ulus olarak biz Türkler, oradaki olaylar› yak›ndan izliyoruz. Tehlikeyi bütün ç›p-lakl›¤›yla görüyoruz. Uyanan do¤u halklar›n›n duygular›n› pek güzel kullanan, onlar› okflayan ve kinlerini dile getirmesini bilen Bolflevikler, yaln›z Avrupa'ya de¤il, Asya'ya da gözda¤› veren bir güç haline gelmektedir.

Avrupa devlet adamlar› bafll›ca anlaflmazl›k konular›n› her türlü bencillikten uzak, yaln›zca genel ç›karlar yönünden ele almazlsa, korkar›m ki, felaket önlenemeyecektir. Avrupa'n›n sorunu ar-t›k ‹ngiltere, Fransa ve Almanya aras›ndaki anlaflmazl›k de¤ildir.

Bugün Avrupa'n›n do¤usunda bütün uygarl›¤›, üstelik insanl›¤›

tehdit eden yeni bir güç belirmifltir. Bütün maddi ve manevi ola-naklar›n› topluca, bir dünya devrimi için seferber eden bu kor-kunç güç, üstelik Avrupa ve Amerikal›lar›n bilmedikleri yepyeni politika yöntemleri uygulamakta ve karfl›tlar›n›n en küçük hatala-r›ndan bile yararlanmaktad›r. Kanaatime göre Avrupa'da ç›kacak bir harp, hemen Asya'ya s›çrayacak ve Japonya, Asya üzerinde-ki arzular› için lüzumsuz kahramanl›klara kalk›flacakt›r.53 II. Dünya Savafl›, tam da Atatürk'ün 1932 y›l›ndaki bu ana-lizine göre geliflmifl, Avrupa'daki savafl›n en büyük galibi, Al-manya'n›n yenilgisinde en büyük pay sahibi olan Sovyet Rusya olmufltur. Bunun ard›ndan Sovyet Rusya tüm Do¤u Avrupa ve Orta Asya üzerinde hakimiyet kurmufltur. Japonya ise tam

Ata-türk'ün öngördü¤ü gibi "Asya üzerindeki arzular› için lüzumsuz kahramanl›klara kalk›flm›fl", Çin'i iflgal etmifl, ard›ndan Pasifik'te yay›lmaya çal›flm›flt›r.

Yukar›da al›nt› olarak aktard›¤›m›z bu sözleri, Türk Mille-ti'ne modern Türkiye Cumhuriyeti'ni hediye eden Mustafa Ke-mal Atatürk'ün dünya politikas›n› ve dünya üzerindeki siyasi geliflmeleri çok yak›ndan takip eden ve son derece isabetli tahlil-ler yap›p de¤erlendirebilen büyük bir devlet adam› oldu¤unu da ortaya koymaktad›r. Atatürk Almanya'n›n ve ‹talya'n›n 2.

Dünya Savafllar›'ndaki rolünü, Rusya'n›n kazanaca¤› gücü yüz-de yüz isabetle tahmin etmifl, önlem al›nmazsa savafl›n kaç›n›l-maz olaca¤›n› ortaya koymufltur.

Atatürk'ün gerek Türkiye, gerekse dünyaya iliflkin yarg›la-r› hep do¤ru ç›km›flt›r. Devrim Tarihi ve Toplumbilim Aç›s›ndan

Atatürk adl› eserde Atatürk'ün bu yönü flu flekilde anlat›l›r:

... Birinci Dünya Savafl›'n› kaybedece¤imiz, ‹kinci Dünya Sava-fl›'n›n ç›kaca¤›, Kral Edward'›n Madam Simpson için taht›ndan ayr›laca¤›, Mussolini'nin halk› taraf›ndan linç edilece¤i, ‹kinci Dünya Savafl›'nda Romanya'n›n kaderi, Hatay konusunda Fran-sa'n›n tutumu hep do¤ru tahmin etti¤i olaylard›r... Özellikle ulus-lararas› iliflkilerde belirginleflen bu ileri görüfllülük 1935 y›l›nda Gladys Baker'›n a¤z›ndan aktar›lan flu öyküde iyice vurgulan›r:

"Savafl ç›kt›¤› takdirde Amerika tarafs›zl›k siyasetini koruyabile-cek mi?" "Olanak yok" dedi. "Olanak yok. E¤er savafl ç›karsa, Amerika'n›n milletler toplulu¤unda iflgal etti¤i yüksek durumu herhalde etkili olacakt›r. Co¤rafi durumlar› ne olursa olsun, mil-letler birbirlerine birçok ba¤larla ba¤l›d›rlar."54

Atatürk Kurtulufl Savafl› s›ras›nda yapt›¤› tahminlerle de çok iyi bir komutan oldu¤unu, ileri görüfllülü¤ünü ve üstün as-keri bilgisini ortaya koyuyordu. Yunus Nadi'nin aktard›¤› afla¤›-daki olay onun, düflman›n› ne kadar iyi tan›d›¤›n› da ortaya koy-maktad›r:

Sakarya Muharebesi'nden sonrayd›. Erkan-› harp zabiti cepheden al›nan malumat› Baflkumandan Müflir Gaze Mustafa Kemal'e okuyordu. Malumat meyan›nda cephe kumandanlar›ndan birinin Seyit Gaze veya Döker'in bilmem ne kadar flark veya flimalinde bir düflman f›rkas› görüldü¤ünden bahsediyordu. Pafla kafllar›n›

çatarak, "Hay›r, orada düflman f›rkas› olamaz ve yoktur. Yaz›n›z, iyi baks›nlar!" dedi. Erkan-› harp zabiti gittikten sonra orada iki saat daha kald›. Biz ö¤le yeme¤i yerken, zabit tekrar geldi. "Haber ald›m, filhakika (gerçekten) orada düflman f›rkas› yokmufl efen-dim" dedi. Cephedeki kumandan gözle görülen bir düflman f›rka-s›ndan bahsederken, Gazi Pafla, alt› yüz kilometre uzaktan orada düflman f›rkas› olmad›¤›n› görüyor ve ihtar ediyordu.55

tatürk bir asker olarak, amans›z ve hatta baz› anlar›nda ümitsiz gözüken bir mücadeleden muzaffer ç›km›fl ve sonra da devlet sorumlulu¤unu üzerine alm›flt›r. 29 Ekim 1923'te Türkiye Cumhuriyeti'nin ilân›, onun dip-lomatik dehâs›n›n bir eseridir. Türk Devleti'nin demok-ratik geliflmesini engelleyen, mâziden kalma baz› gelenek, örf ve âdetlerin de¤ifltirilmesi veya kald›r›lmas› gerekiyordu. O cesurâ-ne ve azimkâracesurâ-ne ideallere sahipti, y›lmak bilmeyen bir yarat›c›-l›kla eserlerini gerçeklefltirme¤e bafllad›... Atatürk, Almanlarla ge-leneksel, yürekten ve karfl›l›kl› güvene dayanan iliflkiler kurmufl ve sürdürmüfltür.56

Ludwig ERHARD

Bat› Alman Cumhurbaflkan›

Türk Ulusal Ordusu güçlü ve etkindir. ‹ngiltere Hükümeti bunu kavrayabilmifl de¤ildir. Yepyeni bir Türkiye do¤mufltur. Bu da in-giltere'de henüz anlafl›lm›fl de¤ildir. Türk'ü Avrupa d›fl›na, Ana-dolu'ya itmeye çal›flmak, ç›lg›nl›kt›r!57

‹ngiliz General Townshend 27 Temmuz 1922

A

Mustafa Kemal Bey, sorumluluk yüklenmekten korkmayan

do-¤ufltan bir flef idi. 25 Nisan sabah› 19. Tümeniyle kendili¤inden düflmana sald›rmaya karar verdi. Onu k›y›ya sürdü ve üç ay bo-yunca kendisine yap›lan çetin sald›r›lara inatç› ve sars›lmaz bir karfl› koymada bulundu. Onun azmine tam olarak güvenebilirim.

Liman Von SANDERS Alman Generali

Millî Kahraman Atatürk, memleketini kurtarmay› ve millî bir ge-lece¤in temellerini atmay› baflard›. Memleketini görüflmelerle ve Cenevre metodlar›yla kurtaramayaca¤›na inanarak mücadele yo-lunu seçti. Bunda yaln›z çelik bir irade ve kuvvet baflar›s› olabilir-di. Memleket içindeki eseri, daha az hayranl›¤a lây›k de¤ildir. Al-manya, ATATÜRK'ün eserine ve mücadelesine hayrand›r. Onda, tarihi eseri, özgürlü¤ü seven bütün milletler için bir sembol ola-rak kalacak kudretli bir kiflilik görmektedir.

Berlin, Alman Ajans›

Atatürk, yeni Türkiye'nin yarat›c›s› oldu¤u kadar, ulusunun e¤iti-cisi ve yetifltirie¤iti-cisi olmufltur. Atatürk, kiflili¤inin kuvvetiyle millet-leri içten ve d›fltan de¤ifltiren savafl flefmillet-leri aras›nda özel bir yer tu-tacakt›r. O, yeni Türkiye'nin yarat›c›s› ve kurucusu olmufltur. Ya-k›n do¤unun flimdiki çehresini bu adam tespit etti.

Alman Germania Gazetesi

Kendisinin tarihi büyüklü¤ü, eseri olan yeni Türkiye'ye bak›larak bu günden ölçülebilir. Çelik gibi azim ve gayreti, uza¤› gören ak›l ve hikmetle birleflmifl olan bu gerçek halk önderi ve devlet adam›;

Anadolu da¤lar›n›n en uzak ve ›ss›z köflesindeki köylere bile bafl-ka bir ruh afl›lam›flt›r.

Alman Illustrierte Dergisi

Atatürk'ün hayat› ve Türk Milleti'nin yeniden uyan›fl ve kalk›n›fl, Türk Milleti'nin ruhunun ilk evini henüz yirminci as›rda kurmufl olmad›¤› kanaatini gösteriyor. Kemâl Atatürk ile yüzlerce asr›n derinli¤inden kahraman bir ruh ayd›nl›¤a yükseliyor ve bu ruh, dünyan›n esarete düflmüfl k›s›mlar›ndaki milletlere hürriyet ve kurtulufl yolunu gösteriyor. Onun hüviyeti, Nil sahillerinden eski Çin denizlerine kadar uzanan bir efsane olmufltur. Bununla bera-ber o gene milletinin ortas›ndad›r. Olgun ve kemâle ermifl zekâ-s›yle, münevver ve ebedi gençli¤in yorulmak bilmez kudret ve ciddiyetine mazhar olan, o, kendi milleti ve befleriyet âlemi için besledi¤i muhabbetle, bir dâhinin neler yaratt›¤›na dair, cihana fevkâlâde heyecanl› bir sahne seyrettirmektedir.

Mustafa Kemâl, h›rpalanm›fl, silah› elinden al›nm›fl olan milletle elele vererek tarihe yeni bir devir açmak için mücadeleye at›ld› ve mücadelesinde, ruh kudretinin dünya yüzündeki bütün silahlar-dan üstün oldu¤unu ispat etti.

Mustafa Kemâl'i yüksek kumandanlar›n ço¤una üstün k›lan nite-lik, ölümü küçümsemek ve yi¤itlik göstermek bak›m›ndan asker-lerine en büyük örnek olmas›d›r.58

Profesör Herbert MELZIG, Alman Tarihçisi

Atatürk bu yüzy›l›n büyük insanlar›ndan birinin tarihi baflar›lar›-n›, Türk halk›na ilham veren liderli¤ini, modern dünyan›n ileri görüfllü anlay›fl›n› ve bir askeri lider olarak kudret ve yüksek ce-saretini hat›rlatmaktad›r.

Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye'nin do¤mas›, yeni Türkiye'nin özgürlük ve ba¤›ms›zl›¤›n› flerefli bir flekilde ilân ve o zamandan beri korumas›, Atatürk'ün Türk halk›-n›n iflidir. fiüphesiz ki, Türkiye'de giriflti¤i derin ve genifl

ink›lâp-lar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha baflar› ile gös-teren bir örnek yoktur.59

John F. KENNEDY,

ABD Baflkan›, 10 Kas›m 1963

Asker-devlet adam›, ça¤›m›z›n en büyük liderlerinden biri idi.

Kendisi, Türkiye'nin, dünyan›n en ileri memleketleri aras›nda hak etti¤i yeri almas›n› sa¤lam›flt›r. Keza o, Türklere, bir milletin bü-yüklü¤ünün temel tafl›n› teflkil eden, kendine güvenme ve dayan-ma duygusunu vermifltir. Ben, Atatürk'ün sad›k arkadafllar›ndan biri olmakla büyük bir iftihar duyuyorum.

General MacARTHUR

Kemâl hakk›nda alm›fl oldu¤um malûmat çok tazedir. Bu husus-taki bilgilerimi kendisini çok iyi tan›yan birisinden temin ettim.

5 fiubat 1923, Baflkumandan Gazi Mustafa Kemal Pafla ve efli Latife Han›m ‹zmir'-den Akhisar'a do¤ru giderken u¤rad›klar› bir istasyonda halkla beraber...

Sosyalist Sovyet Cumhuriyetleri Birli¤i Hükümeti'nin tan›nmas›

hakk›nda Sovyet Rusya Hariciye Nâz›r› Litvinof ile görüflürken kendisine onun fikrince bütün Avrupa'n›n en k›ymetli ve en ziya-de dikkate ziya-de¤er ziya-devlet adam›n›n kim oldu¤unu sordum. Bana verdi¤i cevapta: Avrupa'n›n en k›ymetli devlet adam›n›n bugün Avrupa'da yaflamad›¤›n›, bunun Türkiye Cumhurreisi Mustafa Kemâl oldu¤unu söyledi.

Franklin D. Roosevelt'in bu sözlerine karfl›, Disraeli'nin ‹ngilte-re'yi idare etti¤i zamandan beri, Avrupa'da o ›rktan gelmifl bütün devlet adamlar› içinde en maharetlisi olan Litvinof taraf›ndan söylenmifl olan bu mütaleân›n çok k›ymetli oldu¤unu beyan et-tim.60

Roosevelt, Franklin D.

ABD Baflkan›, 1928

Kemal Atatürk'ün ça¤›m›z›n yetifltirdi¤i en büyük devlet adamla-r›ndan biri oldu¤u hakk›nda en ufak bir kuflkum yoktur. Benim ülkemin en büyük adamlar›ndan biri olan Winston Churchill,

"Atatürk"ü 1. Dünya Savafl› ve sonras›n›n en büyük dört-befl si-mas›ndan biri" olarak anlat›r. Churchill ondan "Türk Milleti'nin önderi, büyük bir asker olarak Savaflç› Prens" diye söz etmiflti.

Gerçek de budur. Atatürk herfleyden önce, büyük bir askerdi; fa-kat zamanla, büyük bir devlet adam› oldu. Tarihin bize anlatt›¤›

pek çok büyük askerler ve büyük devlet adamlar›n›n yan›nda, bu iki özellli¤i kendinde toplayan pek az kifli vard›r ve Atatürk, bu seyrek görülür kiflilerdendir. O büyük bir asker-devlet adam›d›r.

Atatürk, bir taraftan savafl adam›, öte yandan da bar›fl adam›d›r.

‹çindeki büyük askeri deha, milletini çökmekten kurtarm›fl ve yi-ne içindeki devlet adam› özelli¤i, hayat›na ›fl›k saçt›¤› milletinin yeniden do¤uflunu sa¤lam›flt›r. Bu büyük baflar›, insanlarda az rastlanan yetenek birleflimlerinin eseridir.61

Mustafa Kemal, sonraki ad›yla Kemal Atatürk, yirminci yüzy›l›n ilk yar›s›n› ola¤anüstü kiflili¤iyle etkilemifl büyük bir asker ve devlet adam›yd›. Onu ça¤›n›n diktatörlerinden ay›ran iki önemli nokta vard›: D›fl politikas›, s›n›rlar› geniflletmek yerine daraltmak esas›na; iç politikas› ise kendi ölümünden sonra da ayakta kalabi-lecek bir siyasal sistem kurmak düflüncesine dayan›yordu. Bu gerçekçi ruhlad›r ki, memleketini yeniden canland›rmay› ve y›-k›k, da¤›n›k Osmanl› ‹mparatorlu¤u'ndan yeni, kat›ks›z bir Türki-ye CumhuriTürki-yeti yaratmay› baflarabildi.62

Lord Kinross, ‹ngiliz Yazar ve Gazateci

Mustafa Kemal'e asi demek kolay. Ama, Türkiye'nin yerinde ‹n-giltere'yi varsay›n, böyle bir adam asi de¤il, gerçek bir yurtsever olurdu: Vatan› için dövüflen, onun bölünmesini ve bir imparator-lu¤u ne kurmaya, ne de yönetmeye gücü yeten bu miskin Yunan-l›lara verilmesini kabul etmeyen bir yurtsever.63

Lord Derby, ‹ngiliz Devlet adam›

Mustafa Kemal hazretleri herfleyden önce tam anlam›yla savaflç›

bir komutan, metin, genifl simal›, derin ve mütekâflif düflünceli, sert ve canl› sözlü bir zatt›r...

General Charles Sherrill ABD Ankara eski Büyük elçisi

Unutmamal›d›r ki Kemâl, Dumlup›nar'da parlak bir strateji kabi-liyeti göstermifl ve düflmandan çok az olan Türk kuvvetlerinden gere¤ince yararlanmay› bilmifltir.

Dünya üzerinde istilâ ordular›, Yunanl›lar›n u¤rad›klar› büyük bozgun gibi bir yenilgiyle pek az karfl›laflm›fllard›r.64

General Charles Sherrill ABD Ankara eski Büyük elçisi

Ankara'da bulundu¤um zaman Günefl'e bakar, fakat bu Günefl'i ufukta de¤il, Çankaya'da görürdüm. Samimiyetle diyebilirdim ki, hakiki Günefl, Çankaya'daki Günefl'ti. Atatürk'ün ac› kayb› dünya için büyük bir kay›pt›r. Onun yüksek dehâ ve azimkâr karakteri-ne karfl› büyük bir hayranl›k besliyen Belçika Kral›, bu duygular›-n› eylemde de göstermek için beni, Büyük Ölü'nün cenaze töre-ninde bulunmaya memur etti.

1923 y›l›nda Mustafa Kemal, ‹zmit'te maiyeti erkan› ve ‹stanbul gazete-cileriyle birlikte.

Bütün Belçikal›lar, yas›n›za içtenlikte kat›l›yorlar. Mebusan Mecli-si'nde Atatürk'ün an›s›n› anmak için yap›lan gösteri bunun bir de-lilidir.65

De RAYMOND

Belçika'n›n Eski Ankara Elçisi

Büyük Asker, cesaretli ›slahatç› ve müstesna devlet adam› "Ata-türk" ad›n› hakl› olarak tafl›m›fl olan adam, art›k yaflayanlar ara-28 A¤ustos 1925, Cumhurbaflkan› Gazi Mustafa Kemal ‹nebolu'da askeri komu-tan ve sivil görevlilerle...

s›nda de¤ildir. Yeni Türkiye'nin tarihi son on befl y›l içinde, onun ad›na ayr›lmaz bir surette ba¤l›d›r. O, Osmanl›

‹mparatorlu-¤u'nun en tehlikeli anlar›ndan birinde politik sahnede gözükerek memleketin enerjisini canland›rmay› ve millî gelecek için iman il-ham etmeyi baflarm›flt›r. O anda devletin var olmas› söz konusuy-du ve Türk Milleti yenilmiflti, ümitsizlik içinde bulunuyorkonusuy-du. Gö-revi kolay de¤ildi. Uzun ve çetin bir savafltan sonra, Türk toprak-lar›n›n üçte ikisi yabanc› askerler taraf›ndan iflgal edilmiflti ve kendisi iki cephede savunmaya mecbur bulunuyordu: D›flta düfl-manla, içte Sultan'la...

Atatürk, verdi¤i örnekle hepsi kendi fikirlerine ba¤l› genç ve enerjik devlet adam›, asker, yönetici ve bilgin yaratm›flt›r.

B. PAVLOF

Bulgaristan, Ankara Orta elçisi

Hiçbir memleket, Yeni Türkiye'nin Ata's› taraf›ndan baflar›lan ye-nilik kadar çabuk ve o kadar derin bir yenileflme görmemifltir. O, her tarafta dâhi bir asker, müstesna bir ›slahatç› ve yurdun kurta-r›c›s› olarak bilinmektedir. Bu derecede insanlar, yüzy›llar içinde yaln›z bir defa görülür. fiimdiki Türkiye'nin tarihi bu müstesna devlet adam›n›n tarihidir.66

Dness Gazetesi Bulgaristan

Eserini O, bir savaflç› ve bir de devlet adam› olarak meydana ge-tirmifltir. Atatürk'ün askerlik eserini iyice anlayabilmek lâz›md›r:

Y›k›lm›fl bir devlet, bozguna u¤ram›fl bir ordu, bitkin ve umutsuz bir millet!

Buna ra¤men Atatürk, karfl›s›na ç›kar›lan bütün ordular› ezdikten sonra, Lozan'da 1923 Haziran›'nda yenilmifllere millî Türkiye Devleti'ni dikte etmifltir. Atatürk, hudutlar›n› çizmifl oldu¤u

Tür-kiye'nin ona öncekinden daha büyük görevler yükleyece¤ini kav-ram›flt›. O, arkas›nda modern bir devlet b›rakm›flt›r.67

Berlinske Tidence Gazetesi Danimarka

Atatürk, flahsiyet ve yetene¤in dev gibi bir simgesi idi, O, yirmin-ci yüzy›l›n en muazzam olay›n› yaratan adamd›. Gerçekten mey-dana getirmifl oldu¤u eser, yar› Do¤ulu olan ve halifenin flahsiyle dini tek kuvvet olarak tan›yan bir milleti modern, lâik ve millî bir devlet haline getirmesidir. Hakikatte, Do¤unun ruhuna kök sal-m›fl sembollerin at›lmas›n› yeni bir hayat için radikal bir de¤iflme-yi ifade ediyordu.

Atatürk'ün d›fl politikas›, tarihte bir örnek olarak kalacakt›r. Dost-ça anlaflmalarla d›fl borçlar sorununu düzeltmifl, Bo¤azlar› tekrar sa¤lamlaflt›rm›fl, kan dökmeden Hatay sorununu çözmüfltür.

Birçok islâhat aras›nda iflçiye yeni bir hayat standard› sa¤lam›fl olan Atatürk, arkas›nda manen ve maddeten kendi izi üzerinde yürüyebilecek kudrette donat›lm›fl bir Türkiye b›rakm›flt›r.

National Tidence Gazetesi Danimarka

"Tarihte büyük bir diplomat›n veya ünlü bir kumandan›n hayat›-n› okudu¤umuz onun yüzünü, sözünü, bak›fllar›hayat›-n› hayal

"Tarihte büyük bir diplomat›n veya ünlü bir kumandan›n hayat›-n› okudu¤umuz onun yüzünü, sözünü, bak›fllar›hayat›-n› hayal

Benzer Belgeler