• Sonuç bulunamadı

Yanıyoruz, görmüyor musun?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yanıyoruz, görmüyor musun?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

g e çm iş zaman olur k O

BURHAN

FELEK

A

m t

---v___

n .

________

J

Türk basınının en kıdemlisi, ustası Burtıan Felek’in yayınlanmamış son yazısını okurlan- mıza sunarken, kendisini bir kez daha saygıyla anıyoruz.

"YANIYORUZ,

GÖRMÜYOR MUSUN?"

Sultan Abdülaziz, Dolmabahçe Sarayı’nm Beşiktaş caddesine nâzır olan meşhur Camlıköşk’ünde oturu- yormuş. Bir yangın olmuş. Tulumbacılar, sarayın önünden geçerken bir de fiyakalı nara atmışlar. Tulum­ bacıların hangi tulumba takımı olduğunu haber vermek için evvelâ nâra attıkları malumdur. Sarayın önündeki grubun nârayı bastıklarına içerleyen padişah, baş- müsahibi Nevres Paşa’ya sormuş:

— Nevres!.. Ara-sıra millet millet diye lakırdısını ettiğiniz bu baldırı çıplaklar değil mi?.. Bunlardan ne olur?..

— Evet velinimetim!.. Millet, millet dediğimiz bunlardır. Şu karşıda yatan Donanma-yı Hümâyûnunuz bunlardır, Has Mutfaktaki beyler bunlardan, Has Ahır’daki adamlar bunlardan olur!., dediği sırada, padi­ şah Nevres P aşa’yı:

— Çık dışarı, edepsiz herif!., diye kovmuş, fakat üç ay sonra affedip, tekrar yanına almış diye işitmiştim.

İstanbul'daki Hârik-i Kebîr

Köşklüler teşkilâtını anlatırken, biraz genişlettiğimiz bu yangın bahsini burada kaparken, dünyanın iki büyük şehrinde büyük yangınlar olduğunu hatırlatırım. Bunlardan birisi Londra’dır. Londra’da hangi tarihte olduğunu bilmediğim, fakat oldukça eski bir yangın, iki gün sürmüştür. İstanbul’da Nâîmâ “ Hârik-i Kebîr” , yâni büyük yangın diye 1000 Hicri tarihleri civarında bir büyük yangından bahseder ki, şehrin üçte ikisinin yanmış olduğunu anlatır. Daha sonra bundan 50-60 yıl evvelki Aksaray-Eatih yangınları şehri kül etmiştir.

Bugünkü Millet, Vatan caddeleri vaktiyle mahalleler iken, sonradan yanmış, kül olmuş yerlerdir. Devlet o zaman yangında açıkta kalan binlerce aile ve yüz- binlerce kişiye yer bulmak için “ Hârikzâdegân apart­

manları’' adıyla Lâleli semtinde güzel binalar yaptırmış, ve buralara bir kısım aileler yerleştirmişti.

Köşklüler münasebetiyle bu acı hatıraları bir kere daha yazarken, İstanbul’u bu yangın âfetinden kurtaran ve bunun için modern itfaiye teşkilâtını kuran vâli ve belediye reisi Haydar Bey merhumu bir kere daha

rahmet ve minnetle yâdetmeliyiz.

Yangın hikâyelerini 60 senelik yazı hayatımızda bir­ kaç defa tekrarlamış olmamızı okurlarımız normal bu­ lurlar ümidindeyim. Çünkü, 20-25 senede bir nesil değiştikçe, bu hikâyeleri bilenler azalır. Onun için, şu vakayı anlatırken, kimbilir kaç yıl önce bir kere daha yazmış olduğumu hatırlarım.

Üsküdar Tabutçulariçi yangını

Birinci Cihan Harbi sırasında Üsküdar’da Tabutçu- lariçi’nde bir yangın oldu. Biz, Ihsaniye’de oturuyor­ duk. Arada büyük mesafe, büyük mahalleler, mezar­ lıklar vardı. Buna rağmen, yangına gittik. Yanımda emekli binbaşı Ahmet Efendi isminde bir de komşumuz vardı. Yangın yerine vardığımız zaman, Sandıkçılar Dergâhı denilen tekkenin ve adını taşıdığı evliyânın tür­ besi yanıyor, sahibi, saçı-başı dağınık bir kadın yanan türbenin daha yanmamış kapısının halkalarına yapışıp sarsarak:

— Kalk kerata, kalk!., yanıyoruz, görmüyor musun?., diye evliyadan medet umuyordu.

Gerçekten hazin ve düşündürücü bir manzaraydı, itfaiye teşkilâtı ve sigorta gibi yangınların zararını azaltacak ve hafifletecek çareler düşünülecek yerde, yangın olduğu zaman Hazret-i Peygamber’in şekil ve şemailini anlatan ve adına “ Hilye-i Saadet” denilen küçük levhalar yangına karşı asılır ve evlerin en üst çatı altına ve görülecek yerine güzel yazıyla “ Ya hâfız” veyahut “ Ya Mâlikelmülk” levhaları asılırdı. Bunun yanında biraz gözü açık aileler ve gayri müslim halkın evlerinin kapısı üstünde sigortalı olduğunu gösterir, yabancı sigortaların tenekeden yapılmış 15 santim kadar kutrunda yuvarlak plakaları görülürdü.

Sigortacılık millileştirildi

Sonradan Türkiye’de sigortacılık millileştirildi. Yabancılar isimlerini korusalar da, Türk şirketi hâline geldiler ve “ Türkiye Reasürans” denilen ikinci sigorta sistemiyle sigorta şirketlerinin zararlarını hafifleten sis­ temler kuruldu. Bugün evlerimiz, eşyalarımız, araba­ larımız, hatta çoğumuzun hayat sigortalarıyla medenî âlemin bu âfetlere karşı almış olduğu tedbirleri almış bulunuyoruz.

Bu yazımı okuyanların, Sandıkçı Dergâhı yangınının olduğu 1917 tarihiyle bugünü, hatta bundan 30 yıl evveli düşünürse, toplum olarak cumhuriyet devrinde milletimizin ne gibi yükselişlere muvaffak olduğunu kestirmek kabil olur.

Ama, ne olursa olsun, şair Eşrefin şu kıtası her zaman İstanbul için bir acı hakikat olmuştur. Unut­

mamak için tekrarlıyoruz:

“ Belâdır yangını İstanbul’un nisbet olundukta. Kalır yanında ehven ateş-i Nemrud-i nâdânın,

Hususiyle dün akşamki hârik-i hûnmansûzî, Cehennem sandım altında görünce Bâb-ı Fetva’nm”

Referanslar

Benzer Belgeler

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

lunmasını önemle zikre değer buluyoruz. Restore edilmiş olan şehrin tarihî mahalle- leri, yeni maksatlar için, meselâ müze ola- rak veya profesörlere, akademisyenlere bü-

‹nsan hücrelerinin veya çeflitli mik- roplar›n yüzeyinde bulunan ve hücre- leraras› etkileflimde görev yapan fle- kerlerin sentetik benzerlerini yaparak elde edilen

Üzerinden çok zaman geçmediği için hatırlardadır: Emirgân yolunun açılma­ sı mevzuu bahsolurken; bu harab cami - in akıbeti etrafında da münakaşalar ya -

Nous allons nous rencontrer ce soir au Kurfürstendam avec les Süleyman Sirri, et nous prendrons notre repas ensemble.. Il paraît qu.Emin est très occupé avec

Bizde yirminci yüzyılın başlarında beliren sosyoloji hareketlerinin İki büyük temsilcisi vardır: Prena Saba­ haddin.. Prens

Şekil 9: Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun 1944 Gerede Deprem kırığı ve yakınında gözlenen doğrultu atımlı faylanmaya özgü morfolojik şekiller a) Gerede’nin yakın doğusu

1989 yılında gözlem alanında yapılan incelemede söz ko- nusu kırığın yeniden harekete geçtiği ve milimetre cinsinden ötelenmeler olduğu görülmüştür (Şekil 10).