Ş İ İ R
44 TÜRK DİLİ TEMMUZ 2020
gitme desem de gidersin biliyorum
peşin sıra sürüdüğün
tekerleği kırık bavul olur bakışlarım elinde ateşten bir nehir yatağına kıvrılır bedenim yüreğim ağzıma gelir kargışlarımı mühürlemeye uzayı yutan boşluğa
loş bir mum kokusu dökülür gidersin
baş başa kalır kül ile bülbül
uçsuz bucaksız okyanus olur dünya yeniden dümdüz ve gergin cildi çatlar suyun
seçilmiş bir kibir iflas eder aniden erlik çıkar meydana hayret edersin tufanda tutunacak dallar kurur avuçlarında nefesi buğulanır güneşin yeleleri ışıktan bir ata binersin
ışkına durmuş şuurumu söküp yerinden elimi koynuma sımsıkı diker
kemikten kirmenlerde boynumu büker gidersin biliyorum gidersin
ayak ucumdan mıhlanırım mucur tozlarına turna kanatlı
tıklım tıklım
hüzün vagonları geçer üzerimden hem zemin olurum hem gök gözünü kapar bulutlar turuncu göz kapaklarıyla akşamüzeri
apar topar
GIDERSIN
Ş İ İ R
45
TEMMUZ 2020 TÜRK DİLİ
sen gidersin
aynaya bakmaksızın yüzümde gördüğüm ipsiz bir kördüğüm olur kendimden kaçış çiy düşer çimleri sararmış tenime
eli açık derviş
heybesinden kekremsi bir elma düşürür çöle kum damlar damarlarımdan
tuzu mezar edip yarama ekmeği dirhem dirhem gömer
heybetli bir duvar örersin benimle benim arama sensiz
yalnızlığın sözlük anlamı olduğumu bilir de bilmezden gelir
gidersin