19
Temmuz 1999
Haziran sonunda Budapeşte’de yapılan Dünya Bilim Konferansı, ge-lişmekte olan ülkelerden yoğun katı-lıma karşın bu ülkelerce beklenen so-nuçları vermekten uzak kaldı. Sanayi-leşmiş batı ülkeleri, bu ülkelerde bili-min geliştirilmesine yardım konusun-da somut bir yükümlülük üstlenmek-ten kaçındılar. Altı gün süren ve 150’den fazla ülkeden 1 800 delege-nin katıldığı Dünya Bilim Konferansı, bilimle toplum arasında "yeni bir ileti-şim zemini" için ilkeler benimsenme-si ve çerçeveler saptanması konusun-da anlaşılmasıyla 1 Temmuz’konusun-da sona erdi. Konferansın sonuçları iki ayrı belgede toplandı: Bunlardan birincisi, Bilim ve Bilimsel Bilgi Kullanımı Ko-nusunda Deklarasyon. İkincisiyse, Eylem İçin Çerçeve.
Konferansta şu konular üzerinde uzlaşma sağlandı: Farklı ülkelerdeki lisansüstü ve doktora sonrası kurum-lar arasındaki iletişimin desteklenme-si, bilim gazetecilerinin ve iletişim uz-manlarının yetiştirilmesine destek ve-rilmesi, bilim politikası konularında demokratik tartışma yolunu açacak katılım mekanizmalarının kurulması. Üzerinde durulan konulardan biri de, bilim adamı yetiştirme programların-da etik ve sosyal sorumlulukların vur-gulanması gereğiydi. Kadınların bilim ve teknolojiye katkıları ve bu alanlar-da kadınların çalışma koşullarının iyi-leştirilmesi de ele alınan ve tartışılan konular arasındaydı.
Konferansın bir özelliği de, Birleş-miş Milletler’in bu konferansı ilk kez sivil bir organizasyon olan Uluslararası Bilim Konseyi (ICSU) ile birlikte dü-zenlemiş olması. Gelişmekte olan ül-kelerden gelen katılımcılar, konferans süresince gelişmiş ülkelerin bilim po-litiklarını belirleyen ve yardım fonla-rını yöneten kişilerle doğrudan ilişki kurma olanağı buldular.
Düş kırıklıklarına gelince: Bangla-deş gibi, gelişmekte olan ülkeler kate-gorisinin yoksulluk sınırına yakın böl-gelerinde yer alan ülke temsilcileri, araştırma-geliştirme çalışmalarına destek için küresel bir para fonu oluş-turulması yolundaki isteklerine, bazı yuvarlak sözler ve vaatlerin ötesinde olumlu bir karşılık bulamadılar; Oysa birçok ülke Budapeşte’ye böylesi bir
fon konusunda anlaşmaya varılacağı umuduyla gelmişti.
UNESCO’nun 1998’de yayımladı-ğı Dünya Bilim Raporu’na göre 1996 yılında araştırma-geliştirme çalışmala-rına ayrılan 470 milyar doların yalnız-ca % 10’u, dünya nüfusunun % 80’ini barındıran gelişmekte olan ülkelerce kullanıldı. Aynı rapora göre, 1995 yı-lında yayımlanan tüm bilimsel maka-lelerin % 84’ü de Kuzey Amerika, Ba-tı Avrupa ve Japonya’daki bilim adamlarına ait.
Bir önceki Dünya Bilim Konferan-sı, bundan 20 yıl önce Viyana’da yapıl-mış, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke-ler arasındaki bilim uçurumunun iülke-leri- ileri-de daralacağı umutlarıyla sonuçlan-mıştı.
Bu yılki konferans, Viyana’dakin-den farklı bir yaklaşımla Üçüncü Dünya ülkelerinde bilim ve teknoloji-yi geliştirmek değil, bilimin toplum-daki konumu üzerine odaklanmıştı. Ana konu da, gelişmekte olan ülkele-re yardım değil, bu ülkelerin kendi araştırma yeteneklerini nasıl geliştire-bilecekleri oldu; Bu bağlamda geliş-mekte olan ülkelere yapılacak yardım bir "amaç" değil, ekonomik gelişmeyi hızlandıracak bir araç olarak algılanı-yor. Dünya Bankası da geçtiğimiz sonbaharda, bilginin gelişme için öne-mini göstererek, barajlar ve yollar gibi kamu yararı gözeten projelerden çok, bu ülkelere gerek duydukları bilgileri
kendilerinin üretmelerine yönelik destek verilmesi gerektiğini vurgula-mıştı. Bilim bölümünü 15 yıl önce ka-patan banka, şimdi, Üçüncü Dün-ya’daki bilim adamlarının dünya stan-dartlarında araştırmalar yapmasına olanak tanıyacak "Millenium Enstitü-leri"nin kurulmasına yardım etmek is-tiyor.
Budapeşte’deki görüşmelerde de Dünya Bankası’nın planlarına benzer bir biçimde gelişmekte olan ülkeler-deki bilim adamlarının yetiştirilmesi için yeni merkezler kurulması konusu gündeme geldi.
Gelişmekte olan ülke temsilcileri ayrıca, BM konferanslarının tipik bir özelliği olan resmi ön hazırlık görüş-melerinin yokluğunu gerekçe göste-rerek konferansın düzenlenme biçi-mini eştirdiler. Hazırlık görüşmeleri, ülkelere ortak istekler çerçevesinde birleşme ve belgeler henüz tasarı aşa-masındayken görüş bildirme olanağı sağlıyor. Bu görüşmelerin aynı zaman-da gelişmiş ülkelerle olası görüş ayrı-lıklarının belirdiği bir platform olma-sının, Budapeşte Konferansı için res-mi bir ön hazırlık yapılmamasının baş-lıca nedeni olduğu sanılıyor.
Konferansın oldukça "sakin" geç-mesinin nedenlerinden biri olarak, gelişmiş ülkeler arasında alışılagelmiş dayanışmanın bu kez belirgin biçim-de ortaya çıkmaması gösteriliyor. Baş-ka nedenler arasında, konferansa Baş- katı-lan ve genellikle ülkelerin bilimle il-gili bakanlıklarından seçilen delegele-rin deneyimsizliği sayılıyor. Gözlem-cilere göre birçoğu daha önce bu tür-den uluslararası bir görüşmeye katıl-mamış delegeler gereken diplomatik lobi oluşturma ve konuşma becerileri sergileyemiyorlar.
Nature, 8 Temmuz 1999 Science, 11 Temmuz 1999
Aslı Zülâl
Dünya Bilim Konferansı Sona Erdi
Genç bilim adamları da kendi deklarasyonlarını yayınladı. Konferans başkanı
Federico Mayor, açılış konuşmasını yapıyor.