İKDAM — UECE POSTASI
Tarihten Y a p ra k la r:
Abdüihamidin yüzüne
karşı ağır, şiddetli tenkid-
ier yapan mebus!
Moskof Sefirinin ültimatomu üzerine Yıldız Sarayında
toplanan fevkalâde mecliste neler olmuştu
1877 Harbi Osmanlı ordularının aleyhinde tecelli etmesi üzerine Rusya ile bir mütareke akdi za rurî olmuştu. Rus ordusunun Ye_ şilköye kadar gelmiş olması dola- yısiyle İngiltere donanması Bahri Sefit Boğazının methalinde bului nan Kumkaleye demir atmış ve Amiral Boğaz muhafızından mü. saade talep ederek altı kıt’a büyük zırhlı Boğazdan geçmiş, Gebbolu- yıa doğru ilerlemişti.
Rus orduları Başkumandanı Grandük Nikola Babıâliye gönder diği bir nota ile eğer İngiliz ge mileri İstanbul limanına gelirler se kendilerinin dahi ona mukabil istanbula asker sokmağa mecbur kalacaklarını bildirmişti: Bu sı rada Meclisi Meb’usan dağılmış bulunduğundan Rus tehdi karşı sında ne gibi hareket olunmak lâ zım geleceğinin fevkalâde bir mec lis huzurunda müzakere olunma sına hükümetçe karar verilmişti, kabine âzaları eski Sadrâzam ve Vükelâ, eski Şeyhülislâmlar, Mec lisi Ayan Jleisi, Ulema, Müşir ve Ferikler, Ayan Azalan ve îstan- buida bulunan bazı rneb’uslar Yıl diz Kasrına dâvet edilerek İkinci Abdüihamidin huzuru ile müza kereye başladılar. Başvekil Ah met Vefık Paşa vaziyeti askeriye ve siyasiyeyi izah ederek Rusya askeri İstanbula doğru ilerliyecek olursa ya müdafaa ile tecdidi muharebe edilmek veyahut bir mukavele tahtında ve sureti mus- lihanede kabullerine muvafakat olunmak şıklarından birinin ihti yarı lâzım geleceğini söyledi, ka rar verilmesini talep etti. Meclis toplanmazdan evvel İkinci Ab- dülhamit sureti mahsusada pe derim Mahmut Celâlettin Paşayı huzuruna çağırdı ve vaziyetin ne zaketinden bahisle Rusya askeri nin istanbula duhulüne aslâ
mii-bissedarı felâket olacağım. Benim başıma gelen felâket ecdadımdan hiç bir Padişahın zamanında vâki olmamıştır. Bu adamın
huzuru-=
YAZAN: =
Aziz Esenbel
nuzda makamıma karşı söylediği sözleri aslâ kabul etmem!...»
Başkitabette bulunmuş olan Da hiliye Nâzın Sait Paşa da ayağa kalkarak harbin nasıl başlamış ol duğunu anlattı ve bazı zehaba gö re Sarayın harbin sevk ve idare sine karışmış olduğunun aslı ol madığını ifade eyledi. Ahmet E- fendi ise tekrar tenkidlerine baş lamıştı. Pervasızca söylediklerini tekrar ediyor ve:
— «Ben mukaddes vazifemi ya pıyorum. Beni susturacak dünyada hiç bir kuvvet yoktur!...» diye gürlüyordu!...
Ahmet Efendi eski bir tüccar ve saf bir adam olduğundan sözle rinin ikinci Abdüihamide nasıl tesir edebileceğini düşünmek ha tırına bile gelmiyordu. İkinci Ab- dülhamit her tarafı titriyerek pür hiddet tekrar ayağa kalktı:
— «Ben her türlü fedakârlığa hazırım. Din ve milletime sada katle oan vermiş olduğumu isbat için yalnız başıma Rus ordugâhına gidip kumandanına kendimi bil dirip evvelâ bir tabanca ile onu öldürmek ve sonra şahsıma yapı
lacak hücuma vücudumu karşı tutup ve ayaklar altında kalıp öl mektir. Fakat bu adamın haddini bilmiyerek şu Mecliste Hükümda rınıza karşı ettiği cür’et üzerine tedibini yine yüksek Meclisinizden beklerim. Zira bir takım garaz-kârlar bu makule efkâr ve h are-' saade edemeyeceğini ve lüzumun- kât üe şu zamanda devlet işlerini I da Saneakı Şerifi çıkarıp Rus or- . İŞ-Kâl etmeğe çalışıyorlar» dedi, a- dusu üzerine gitmeğe hazır bu- ’ sabiyetle meclisi terketti!... lunduğunu bildirdi. Başvekilin bu <
kararı Meclise tebliğ etmesini s ö y ! ikinci Abdüihamide en ziyade ledi. Müzakere sırasında Başve- dokunan nokta Ahmet Efendinin ^ kil Ahmet Vefik Paşa Padişahın kendisini harbin sevk ve idaresine iradesini tebliğ etmiş ise de harbe müdahale etme^ıe itham etmiş oı_ , mâni olunmak üzere Rus askeri- 1 ması idi. ikinci Abdülabamıdm
nin bir mukavele tahtında kabu- Ahmet Erendi hakkında gösteım.ş j lüne âra hâsıl olmuştu. Müzakere f olduğu şiddet ve hiddetin ^ gizi;] esnasında söz alan İstanbul Meb- ; sebebi ise şudur: Ahmet Efendi | usu Ahmet Efendi gayet namus-!bazı Vükelânın evlerme ve biihas- . îu, dirayetli, sözünden, doğruluk- !sa Tophane Müşiri Damat Man-, ğundaıı çekinmez bir adamdı.1 mut Paşanın konağına sık sık gi- Ayağa kalkarak: ‘diyordu. Bu itibarla Abdülhemit
— «Böyle meclis akdiyle işle-
j
Ahmet Efendinin tahrik ve teşvik- j rimize çare düşünülmesi vaktinde 1 le kendisine karşı geldiğini sa-1 gerekti. Harben ve siyaseten v a -iniyordu. O gün Ahmet ^Efendi | ziyetimizin güzel zamanları geçi-[Yıldız Sarayından ayrılacağı s ır a -jrildi. Memleket düşman
istilâsına j
da yolu kesildi ve bir müddet ne-; uğradı. Şimdi de payitahtımız teh z»s.ret altına alındı. Fakat sonra j dit ediliyor. Iş bu dereceye gel-;serbest bırakıldı!...dikten sonra ne yapabilir ve ne t istibdadın şiddetli yıllarında Is- denilir?...» diye tenkidlerde bu- tanbul Mebusu Ahmet Efendinin lundu. ikinci Abdülhamit kendi- büyük bir cesaretle İkinci Ab- sini za.ptedemiyerek hiddetle aya- dülhamide karşı yaptığı bu şid- ğa kalktı ve Hazine Nâzın Sait detli tenkidler mecLisi hayretler Paşaya hitaben: {içinde bırakmıştı. Bir çok
münev-— «Şu herife bir cevap ver, he- j ver vatandaşlar, hürriyet âşıkı Is_ yet işitsin!...» dedi ve sonra M ec-. tanbullular Ahmet Efendiyi hane lise dönerek şöyle bağırdı: j sinde ziyaret ederek alkışladılar. — «Ben millet ve devletimin Hattâ bu nümayişten dolayı ziya- hukukunu izaa etmedim, devleti- j retçiler arasında bazı kimseler min izm ihlâlinden en ziyade ben tevkif edildiler!
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi