• Sonuç bulunamadı

A Topyekûn Savunma için Fedakârlık Yapan Bakteriler!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "A Topyekûn Savunma için Fedakârlık Yapan Bakteriler!"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Dayanışmacı mayalar invertaz olarak adlandırılan bir protein üretiyorlar. Bu protein, şekerin (sakaroz) parçalanıp po-pülasyonun geri kalanı için gerekli olan besine (glikoz) dönüşmesini sağlıyor. Hi-leci mayalar ise, dayanışmacıların besinine ortak olmalarına karşın invertaz enzimini üretmiyorlar. İnvertaz üretimi için enerji sarfetmediklerinden dayanışmacılara göre daha formda oluyorlar.

Peki nasıl oluyor da bir popülasyon içinde asalakların da varlığı bu popülasyo-nun genel iyiliği açısından daha iyi olabili-yor? Yayımlanan bu çalışmayla, aralarında Profesör Laurence Hurst’un da bulunduğu bir grup araştırmacı bu olayın mekaniz-masını ve bu durumun hangi şartlar altın-da geçerli olduğunu gösterdi.

Professor Laurence Hurst’un belirttiği üzere, popülasyonda besin miktarı azken mayalar şekeri daha verimli olarak kullanı-yor. Bu nedenle popülasyonda azınlık oluş-turacak kadar hileciler bulunduğu zaman besinlerin israf edilmesi bir ölçüde engel-lenmiş oluyor. Araştırmacıların saptama-sına göre, dayanışmacı mayalar ortamda mevcut olan şeker miktarını tam olarak kestiremedikleri için gereksiz yere invertaz üretmiş oluyor ve ortamdaki şeker bittik-ten sonra kullanılmayan invertaz kalabili-yor. Bu nedenle popülasyonunun büyüme-si için gerekli enerjilerini israf etmiş

olu-yorlar ve böylece popülasyonun büyümesi frenleniyor. Diğer taraftan popülasyonun çoğunluğu dayanışmacılardan oluşup geri kalanı hilecilerden oluştuğu durumlarda ise popülasyonda enerjilerini daha verimli kullanmış olan bireyler de var olduğundan, bir önceki duruma göre popülasyon daha fazla büyüme gösterebiliyor.

Diğer yandan tüm bunların olması için belki de en önemli şart, popülasyonun çoğunluğunun dayanışmacılardan oluş-ması ve üretilen besinin çoğunu bunların tüketmesi. Aksi halde tüm bunlar geçersiz oluyor ve hilecilerin varlığı popülasyonun genel form seviyesini zedeliyor.

Topyekûn

Savunma için

Fedakârlık Yapan

Bakteriler!

Oğuzhan Vıcıl

A

ntibiyotik kullanımı tüm dünyada oldukça yaygınlaştı. Bilinçsiz ve ge-reksiz antibiyotik kullanımı neticesinde, bakteriler giderek direnç kazanıyor ve birçok hastalığın tedavisi giderek daha da

güçleşiyor. Bu nedenle son yıllarda bilim insanları, bakterilerin antibiyotiklere karşı nasıl dirençli hale geldiğinin mekanizma-sını çözmeye çalışıyor. Bununla yeni nesil antibiyotiklerin geliştirilmesi amaçlanıyor.

Doğada geçerli bir kavram var: Güç-lü olanlar yaşarlar, güçsüzler elenir. Aynı zamanda doğal seçilimin tanımı olan bu kavram, en ilkel mikroskobik yaşam form-larından olan bakteriler için de geçerli. Na-ture dergisinin Eylül sayısında yayımlanan güncel bir çalışma ise, en ilkel yaşam form-larından olan bakterilerde geçerli olan me-kanizmanın sanıldığı kadar basit olmadığı-nı, bakterilerin toplumun genel refahı için kendi refahından feragat etme gibi, çok gelişmiş canlılarda görülebilen karmaşık davranışlar sergileyebildiğini gösteriyor.

Boston Üniversitesi ile Harvard Üniversitesi’ne bağlı Wyss Enstitüsü’ndeki bilim insanları, gerçekleştirdikleri çalışma-da Escherichia coli kültürünü artan derişim-deki antibiyotiğe maruz bıraktı. Deneyin so-nucunda bakteri izolatlarının büyük çoğun-luğunun, popülasyonun bütünsel direncine nazaran daha az dirençli olduğu gösterildi. Bunun nedeni araştırıldığında oldukça il-ginç bir durum gözlemlendi. Escherichia coli popülasyonu içinde antibiyotiklere en fazla dirençli olan bakteri izolatları, “indol” olarak adlandırılan küçük molekülleri üreti-yor. İndol, steroid gibi bir etki gösterip zayıf olan bakterilerin savunma mekanizması-nı tetikliyor ve antibiyotikler ile mücadele edebilecek yeterli enerjinin sağlanmasına yardımcı oluyor. Bu sayede zayıf olan bak-teriler de savaşa ortak olabiliyor ve neticede bakteri popülasyonu antibiyotiklere karşı verilen bu savaştan galip olarak ayrılma şansını artırıyor. Diğer taraftan indol üreti-mi, bu süreçte aktif rol oynayan bakterilerin zayıflamasına ve performansının düşmesine neden oluyor. Bir diğer ifadeyle, en dirençli bireyler popülasyonun iyiliği açısından çok büyük fedakârlık gösteriyor ve kendi hayat-larını tehlikeye atıyor.

Bu çalışmada yer alan baş araştırmacılar-dan, Boston Üniversitesi Biyomedikal Mü-hendisliği profesörlerinden James J. Collins, bunun beklenmedik bir gelişme olduğunu, normalde antibiyotik stresi nedeniyle sadece dirençli zincirlerin yaşamlarını sürdürmesi, zayıf olanların ise elenmesinin beklendiğini belirtiyor. Bu sonuçlar, antibiyotik direnci mekanizmasının daha iyi anlaşılabilmesi ve buna karşı çözüm üretilebilmesi adına bü-yük ümit vaat ediyor.

Bilim ve Teknik Ocak 2011

Referanslar

Benzer Belgeler

Ebe veya hemşire, hastaya randevu verdiği saatte veya hasta görüşmek istediğinde işi çıktığı için.. görüşemeyecekse bunu hastaya açıkça söylemeli, ne zaman

Hasta, hemşirenin kişisel yaşamıyla ilgili sorular sorduğunda, hemşire önce bu sorunun nedenini araştırmalıdır.. Hemşire, soruyu kısaca

Bu familya içerisinde süt teknolojisi bakımından önemli olan türler Pseudomonas genusu kapsamında yer alırlar.. Genel olarak Gram negatif kısa çubuk şeklinde ,

 Bunun arkasından çiğ keçi sütünün tüketimi aralıksız olarak yasaklanmıştır..  Bunun arkasından çiğ keçi sütünün tüketimi aralıksız

Aerosol yolla hastalık oluşturma potansiyeli taşıyan, çevresel koşullara oldukça dayanıklı olan, çoğu toplumların duyarlı olduğu, yüksek morbidite/mortalite

 Amonyak oksitleyici bacteria (NH3’ü NO2’ye okside eder).. 

Bu çalışmada, yeni bir disiplin olan Uluslararası Politik Ekonominin temel kavramları üzerinden, Kazakistan siyasi tarihi kısaca tanıtılmış, ertesinde Kazak

 Erwinia türleri gibi fakültatif anaerob ve aerob bakteriler. bitki dokularını çürütüp çevredeki oksijeni azaltabilir veya tüketebilirler ve Clostridium türlerinin