• Sonuç bulunamadı

Malzeme Bilimcisinin Yeni Gözdeleri: Biyomoleküller

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Malzeme Bilimcisinin Yeni Gözdeleri: Biyomoleküller"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

12 Bilim ve Teknik

Malzeme bilimcileri, şimdiye de-ğin en az kullandıkları, buna karşın en güçlü ve en kullanışlı araçlarının farkına şimdilerde varıyorlar. Prote-inlerin, peptid adlı protein yapıtaşla-rının ve tek sarmallı DNA dizilerinin molekül tanıyıcı özellikleri, sentetik benzerleriyle karşılaştırılamayacak ölçüde gelişkin. Bazı sorunların varlı-ğına ve ilk modellerin henüz mü-kemmellikten uzak olmalarına kar-şın, metal ve metal oksit yüzeylere seçici biçimde bağlanacak peptidle-rin tasarımı konusunda stratejiler ge-liştirilmeye başlandı bile. Bir grup Amerikalı araştırmacı, milyonlarca peptidi tarayarak belli yarıiletken yüzeylere yapışmaya yatkın olanları saptıyor. Araştırmacılar şimdiden de-ğişik yarıiletkenler arasında ayrım yapabilen, hatta aynı yarıiletken üze-rindeki farklı kristal yüzleri tanıyabi-len protein parçaları belirlemişler.

Biyomoleküller bu yeteneklerini milyonlarca yıllık bir evrim sürecinde geliştirmişler. Bu moleküllerin

biyo-lojik olmayan inorganik yapıtaşları üretiminde (örneğin çok küçük yalıt-kan, yarıiletken ya da metal parçaları) kullanılarak işlevsel malzemeler elde edilmesi, 21. yüzyıl malzeme bilimci-sinin düşlerini süslüyor. Hedef, mo-leküler malzemelerin biyolojik bir montaj süreciyle işlevsel biyoinorga-nik malzemeler üretilmesi. Bu

biyo-lojik yapıştırıcılarla inorganik madde-lerin gene biyolojik araçlarla (biyo-moleküllerle) inşası, özellikle optik-elektronik ve moleküler optik-elektronik (nanoelektronik) alanlarında çekici olanaklar sağlıyor. Melez yapıtaşları, fiziksel ve kimyasal özellikleri bunla-rın kullanım biçimi ve çeşitlerine gö-re değişebilen malzemeler ügö-retimine kapı açıyor. Strateji, hastalık yapan antijenlerle bunları yokeden antikor-lar, protein almaçlarıyla bunlara yapı-şan ligandlar arasındaki ilişkileri de içerecek kadar genişlemiş durumda. Tıp alanında bu malzemelerle çok daha duyarlı tanı aygıtları, özelliği kullanılan biyomolekül ya da inorga-nik maddenin özelliğine göre deği-şen optik araçlar yapılabilecek.

Biyolojik tabanlı elektronik ala-nındaysa, bu inşa tekniği, nanometre (metrenin milyarda biri) ölçeğinde malzemelerin çok büyük paralel di-zeler halinde yerleştirilmesini sağla-yabilecek.

Nature, 8 Haziran 2000

Malzeme Bilimcisinin Yeni Gözdeleri: Biyomoleküller

Bir balığın beyin hücrelerince yö-netilen mekanik bir gövde, "cyborg" ların bilimkurgu fantezisi olmaktan çı-kıp gerçeklik kazanması yolunda önemli bir adım olarak değerlendirili-yor. Şimdilik ilkel bazı işlevler görebi-len yarı-canlı robot, ileride kendi bey-nimizle yönetebileceğimiz protezler için umut veriyor.

Amerikalı ve İtalyan araştırmacılar-ca geliştirilen araçta mekanik gövdeye yerleştirilen ışık algılayıcıları, verileri balık beynine iletiyor ve beyin dokusu da bu bilgileri komut sinyallerine dö-nüştürerek motorların, uyarılar doğrul-tusunda aracı yönlendirmesini sağlıyor. Aslında robot, Petromyzon marinus ad-lı, yılan balığına benzer ilkel bir omur-galıdan birkaç nöron "ödünç almış". Bunlarla, basit ışık uyarılarına karşı "karmaşık" nitelikte davranış tepkile-rinde bulunabiliyor.

Yarı-canlı robotu geliştiren ABD’nin Northwestern ve İllinois Üni-versiteleriyle, İtalya’nın Cenova üni-versitesinden bilim adamları, aracı "ya-pay bir hayvan" olarak nitelendiriyorlar.

Ekip, yılanbalığının beyin kökünü ve omurili-ğinin bir bölümünü

çıkar-tarak bol oksijenli, soğutulmuş bir tuz-lu eriyik içinde korumuş. Araştırmacı-lar daha sonra Müller hücreleri denen olağanüstü büyüklükteki birkaç hücre-nin yerini belirlemişler. Bunlar, motor hücrelere giden algılama sinyalleriyle komutları birleştirip balığın ışığa karşı konum almasına yardımcı oluyor.

Northwestern Üniversitesi’nden Ferdinando Mussa-Ivaldi ve ekip arka-daşları, Müller hücrelerini, normal ko-şullarda algılayacakları uyarıların ben-zerlerini sağlayan elektrotlara bağla-mışlar. Başka elektrotlarla da nöron çıktılarını ileten aksonlar izlenmiş. Be-yin dokusu, robotun üzerine yerleşti-rilmeyip, içinde tutulduğu özel eriyik-ten düzeneğe tellerle bağlanmış.

Deneyde kullanılan robot, "Khepera" adıyla piyasada satılan bir düzenek, as-lında bir yılan balığından çok, daire bi-çimli baskı devreleriyle tekerleki bir bisküviye benziyor. Robota değişik ışık uyarıları verildiğinde, canlı beyni ışığı

izlemek, ışıktan kaçınmak ve bir daire çizmek gibi karmaşık komutlar oluştu-rup uygulatıyor.

Mussa-Ivaldi, nöronların yapay maki-nelerle nasıl iletişim kurduklarının belir-lenmesiyle özürlülere kendi beyinleriyle yönetebilecekleri protez bacaklar ya da benzeri aygıtlar takılabileceğini söylüyor. Ekipte yer alan Cenova Üniversitesi araş-tırmacılarından Vittorio Sanguinetti, çalış-manın ayrıca beynin öğrenme süreciyle belleğin nasıl iş gördüğü konularına da ışık tutacağı görüşünde. İngiltere’nin Re-ading Üniversitesi’nden sibernetik uzma-nı Kevin Warwick daha da iddialı: Birgün bedeni ölen bir insanın beyni bir robota transfer edilebilecek. Warwick, güç ol-makla birlikte, insanın tüm beyin fonksi-yonlarının bir robota yüklenmesini ola-naksız görmüyor. Şimdilik daha gerçekçi bir hedefse, cep telefonları ve benzeri elektronik araçların doğrudan beyinle ilintilendirilmesi.

New Scientist, 3 Haziran 2000

Yarı Balık, Yarı Robot

Biyolojik bağlaçlar

İnorganik maddeler (yapıtaşları)

Referanslar

Benzer Belgeler

olmak üzere, Edirne’nin ekinsel yapısı ve müzik yaşamının son 100 yılına tanık olarak bu değerleri günümüze taşıyan, yörenin müzik yaşamına

Dünyada artan engelli sayısı ve engelli bireylere sağlanan bu sosyal destekler ile turistik ülkelere seyahat eden engelli birey sayısı artmış ve turizm sektöründe engelli

Karbon, oksijen, azot gibi yaşam için gerekli olan daha ağır elementler henüz yoktu ve çok sonraları yıldızlar tarafından oluşturulacaktı.. Ancak organik

Giyim malzemesi olarak doğal kauçuktan çok daha dayanıklı olan sentetik kauçuk izopren, 1892 yılında üretildi.. Bu malzeme,

ayetin354 tefsirini yaparken şöyle sıralamaktadır: “İlme’l-yakîn mertebesini geçtikten sonra Allah için sefere çıkanlar, kulu ayne’l-yakîne götüren fena fillah

dağılımında birliktelik sunan ve aynı faktörden etkilenen Pb, Zn ve As bu yatakların aranmasında iz bulucu element olarak kullanılacaktır. 9) Dışbudak sahadasın

Bununla birlikte Sulzer ve ark.'nın (63) yaptığı bir başka çalışmada karaciğer, böbrek ve barsaklara giden kan hacminin etil alkol alımı sonrası gelişen şok

Thus, our model suggests, in line with the expectations based on the solution of the autarky model as discussed in the previous section, that the high population growth rate-country