• Sonuç bulunamadı

Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliği"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliği

1

• Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği koyun ve keçileri kapsayan yetiştiriciliktir.

• Dünya genelinde koyun varlığı keçi varlığından fazla olmakla birlikte, özellikle bazı bölgelerde keçi yetiştiriciliğinin yoğun olarak yapıldığı görülmektedir.

• Son yıllarda hayvansal üretim içerisindeki payları azalmakla birlikte küçükbaş hayvan yetiştiriciliği bir üretim geleneği olarak devam edecektir.

2

KOYUNLARIN VE KEÇİLERİN EVCİLTİLMESİ

• Koyunlar mizacı gereği insana en kolay yaklaşım gösteren türlerin başında gelmektedirler.

• Sevk ve idaresinin kolay olması nedeni ile de Milattan Önce 10-11 bin yıl önce ilk

evcilleştirilen çiftlik hayvanı olduğu bilinmektedir.

• Keçilerin evciltilmesi de aynı dönemlere denk gelmektedir.

3

• Koyun ve keçi yetiştiriciliği dünyanın hemen hemen her bölgesinde farklı yetiştirme sistemlerinde ve farklı amaçlarla (yapağı-tiftik- kaşmir, et, süt, kürk, hobi)

gerçekleştirilmektedir.

• Yeryüzünde bu türlerin dağılımına bakıldığında gelişmekte olan ülkelerde sayının fazla, verimin düşük, buna karşılık gelişmiş olan ülkelerde sayının az ama hayvan başına verimin yüksek olduğu görülmektedir.

4

• Bugünkü evcil koyunların Muflon, Arkal ve Argali olarak bilinen yabani formlardan meydana geldiği varsayılmaktadır.

• Evcil keçilerin ise Burgu boynuzlu keçi, kılıç boynuzlu keçi, Kafkasya yabani keçisi, Sibirya yabani keçisi ve İber Yarım adası yabani keçisi yabani formlarından meydana geldiği sanılmaktadır.

5 6

(2)

KOYUNCULUK VE KEÇİCİLİK TERİMLERİ

• Evcil koyunlar yaklaşık 10-12 yıl, keçiler ise 15- 18 yıl yaşayabilmektedir.

• Ancak koyunların ekonomik ömrü 7-8 yaşında, keçilerinki ise 8-10 yaşında sona ermektedir.

• İşte bu yaşam sürelerinde koyun ve keçiler doğumlarından itibaren cinsiyetlerine ve yaş dönemlerine göre farklı isimlerle adlandırılırlar

7

• Koyun: Bir tür adı olmakla birlikte, doğum yapmış dişi hayvan için kullanılmaktadır.

• Kuzu: Doğumdan 6 aylık yaşa kadar olan dişi ve erkek koyun yavrusuna denilmektedir.

• Toklu: 6-12 aylık yaştaki koyun türüne ait bireylere denir. Cinsiyete göre erkek toklu veya dişi toklu olarak adlandırılmaktadır.

• Şişek: Bir yaştan itibaren doğum yapana kadar koyun türüne ait dişi bireylere denir.

• Koç: Damızlık olarak aşımda kullanılan koyun türüne ait erkek bireylere denir.

• Marya: Verimden düşmüş yaşlı dişi koyunlara denir.

8

• Eneme koç: Testisleri fonksiyon dışı bırakılan koyun türüne ait erkek bireylere denir.

• Oğlak: Doğumdan 6 aylık yaşa kadar olan erkek ve dişi keçi yavrularına denir.

• Çebiç: 6-12 yaştaki erkek-dişi keçilere denir.

• Dişi (Anaç) Keçi: Doğum yapmış dişi hayvanlara denir.

• Teke: Damızlıkta kullanılan erkek bireylere denir.

• Seyis (erkeç): Testisleri alınmış veya fonksiyon dışı bırakılmış erkek bireylere denir.

• Yapağı: koyunlardan kırkılarak elde edilen hayvansal kıllar topluluğuna denir.

9

KOYUNLARIN VE KEÇİLERİN ZOOLOJİK SİSTEMDEKİ YERİ

Zoolojik Sistem Koyun Keçi

Şube (Typus) Vertebra (Omurgalılar) Vertebra (Omurgalılar) Sınıf (Classis) Mammalia (Memeliler) Mammalia (Memeliler) Alt sınıf (Subclassis) Placentalia (Plasentalılar) Placentalia (Plasentalılar)

Takım (Ordo) Ungulata (Tırnaklılar) Ungulata (Tırnaklılar) Alt takım (Sub ordo) P. Artiodactyla (Çift tırnaklılar) P. Artiodactyla (Çift tırnaklılar)

Grup (Gruppia) Ruminantia (Geviş getirenler) Ruminantia (Geviş getirenler) Aile (Familia) Cavicornia (Boş boynuzlular) Cavicornia (Boş boynuzlular)

Alt aile (Sub familia) Ovinae (Koyun) Caprinae (Keçi)

Cins (Genus) Ovis (Yabani ve evcil koyunlar) Capra (Yabani ve evcil keçiler) Tür (Species) Ovis Aries (Evcil koyun) Capra hircus (Evcil keçi)

10

KOYUN VE KEÇİ ARASINDAKİ FARKLILIKLAR

• Koyun ve keçi tür olarak birbirlerine yakın hayvanlardır.

• Bazen dışardan bakıldığında iki türü birbirinden ayırmak zordur.

• Bu nedenle anatomik, morfolojik ve fizyolojik olarak bazı özelliklerin bilinmesi iki türü birbirinden ayırmada faydalı olmaktadır.

• Genel olarak koyun ve keçiler arasındaki farklılıklar şu şekilde özetlenebilir:

11

1. Koyunların tırnak aralarında salgı bezeleri bulunurken bu yapı keçilerde bulunmaz.

2. Koyunlarda gözyaşı çukuru bulunurken bu yapı keçilerde bulunmaz.

3. Keçilerin kuyrukları küçük, yatay veya yukarı doğru kıvrık iken koyunlar da kuyruk genelde uzun, aşağıya doğru, kuyruk dip kısmından başlayıp kuyruk ucuna doğru azalan şekilde bir yağ birikimi vardır.

4. Keçilerin boynuzlarının arka dip tarafında boynuz bezeleri bulunmaktadır, buna karşın bu bezeler koyunlarda bulunmamaktadır.

12

(3)

5. Koyunlar 54 kromozoma sahipken, keçiler 60 kromozoma sahiptir.

6. İki tür, vücut ve iskelet yapısı, ses, mizaç, vücut kıl örtüsü, salgıladıkları ter bezelerinin ortaya çıkardığı koku bakımından farklıdır.

7. Koyunlar keçilere göre daha sakin bir mizaca sahiptirler.

8. Boynuz yapıları birbirlerinden farklıdır.

13

KOYUN IRKLARININ SINIFLANDIRILMASI

• Koyun ırklarının sınıflandırılması kuyruk yapılarına göre, yapağı özelliklerine göre ve verim özelliklerine göre olmak üzere üç şekilde yapılmaktadır.

• Geçmişte yapağı daha değerli olduğundan, yapağı özelliklerine göre sınıflandırma önem arz etmekteydi.

• Günümüzde yapağı eski önemini kaybettiğinden, kuyruk yapısına göre sınıflandırma da daha çok morfolojik bir özellik olduğundan dolayı en yaygın sınıflandırma şekli verim yönlerine göre yapılan sınıflandırmadır.

14

KOYUN IRKLARININ SINIFLANDIRILMASI

Kuyruk yapılarına göre Yapağı özelliklerine göre Verim yönlerine göre Kısa kuyruklu İnce ve birörnek yapağılı Yapağı verimli

Oyluğu yağlı Orta ince yapağılı Et verimli

Yağlı kuyruklu Uzun yapağılı Et-Yapağı verimli Yağsız uzun kuyruklu Melez yapağılı Süt verimli

Kaba karışık yapağılı Döl verimi yüksek

Kıl tipi Kürk koyunları

15 16

KOYUN IRKLARI

• Koyunlar çiftlik hayvanları içerisinde en fazla ırka sahip olan türlerden birisidir.

• Yeryüzünde iki binden fazla koyun ırkı olduğu bilinmektedir.

• Koyunların evcilleştirilme bölgelerinin farklılığı, çok farklı iklim koşullarına adapte olması, zamanla yetiştiricilerin verim yönlerinde yaptıkları değişimler koyunlarda çok sayıda ırkın ortaya çıkmasına neden olmuştur.

17

1. Yapağı verimli koyun ırkları

• Yapağı verimi için üretilen koyun ırklarıdır.

• Burada amaç kaliteli yapağı elde etmektir.

• Yapağıların incelik, uzunluk, bir örneklilik, dayanıklılık gibi birtakım özellikler bakımından sınıflandırılmasına sortiman (S) denir.

• Yapağı kalitesine etki eden en önemli özellik ise inceliğidir.

• Düzgün iplik yapabilmek için yapağının ince olması istenmektedir.

18

(4)

• Merinos: Yapağı verimleri ince, bir örnek, parlak, yumuşak ve hakiki yapağı kıllarından meydana gelmekte olup kumaş yapımına uygun özelliktedir.

• Bu nitelikteki yapağı veren koyunları merinoslar temsil etmektedir.

• Yapağının stratejik bir ürün olduğu dönemlerde her ülke kendi hammaddesini elde etmek amacıyla bu nitelikte yapağı veren hayvanları kendi yetiştirmeye ve elde etmeye özen göstermiştir.

19

• Bu nedenle her ülkeye ait merinos (İspanya, İtalya, Fransa, Türkiye, Avusturalya, Rusya, Almanya, Macaristan) koyunları elde edilmiştir.

• Merinosun anavatanı Anadolu olmakla birlikte, Merinos kimliğini İspanya’da kazanmış ve buradan dünyaya yayılmıştır.

• İspanya Merinosu: Anaç koyunlarda canlı ağırlık 30-55 kg civarındadır. Kirli yapağı verimi 2-4 kg, lüle uzunluğu 4-10 cm, yapağı kalitesi ise 60-80 S’dir. Doğumdaki kuzu sayısı 1.0-1.1 civarındadır.

20

• Rambouillet: Yerli Fransız koyunları ile İspanya merinoslarının melezlenmesi sonucunda ortaya çıkmıştır.

• Canlı ağırlık koyunlarda 60-70 kg, koçlarda 100-150 kg, kirli yapağı verimi 4.5-5.0 kg, lüle uzunluğu 6-9 cm, yapağı kalitesi 64-80 S’dir.

• Doğumdaki kuzu sayısı 1.3-1.4’dür.

• Ülkemizde dağlıçlarla melezlenerek Ramlıç genotipinin oluşturulmasında kullanılmıştır.

21

• Avusturalya Merinosu: Bugün dünya kaliteli yapağı ticaretinde lider olan Avusturalya’ya merinosların götürülmesi 18. yüzyıl sonlarında olmuştur.

• Avusturalya merinoslarında kirli yapağı verimi 5-6 kg, lüle uzunluğu 8-9 cm, yapağı kalitesi 60-80 S’dir.

• Anaç koyunlarda canlı ağırlık 40-50 kg ve doğumdaki kuzu sayısı 1.0 dir.

22

23

2. Et verimli koyun ırkları

• Bu gruba giren koyun ırkları özellikle İngiltere kökenlidirler.

• Çoğunlukla İngiliz etçileri olarak ele alınırlar.

• İngiliz etçi koyunları;

kısa yapağılı ve siyah başlı, uzun yapağılı ve beyaz başlı ve dağ koyunları olarak üç gruba ayrılır.

24

(5)

• Dünyadaki gelişmelere paralel olarak yapağı üretimi üreticiler için fazla karlı olmadığından et üretimi ön plana çıkmış, ancak yapağı üretimi de ikinci ürün olarak üretilmeye devam etmiştir.

• Bazı bölgelerde ise yapağı esas ürün, et ikincil ürün olarak değerlendirilmektedir.

• Bu üretim modeli için de yapağı-et verimli koyun ırkları mevcuttur.

• Et-yapağı verim yönlü koyunlar da bu başlık altında değerlendirilmektedir.

25

• İngiliz siyah başlı, kısa yapağılı koyun ırkları;

• South Down: Et verim yönü ile ün yapmış, İngiltere’nin en eski koyun ırklarından biridir.

Baş ve ayakuçları gri, vücut beyazdır.

• Koçlarda canlı ağırlık 75-90 kg civarındadır.

• Anaç koyunlarda canlı ağırlık 50-55 kg, yıllık yapağı verimi 2-3 kg’dır.

• Doğumdaki kuzu sayısı 1.6-1.7 civarındadır.

Kuzuları erken gelişir. Karkas kalitesi iyi ve karkasta yağ azdır. Kuzular 4 aylıkken 13-17 kg karkas vermektedirler.

26

• Suffolk: Etçilik vasıfları iyi olan bir ırktır. Anaç koyunlarda canlı ağırlık 75-90 kg, koçlarda 100-130 kg gelmektedir. Kuzuları günlük 300- 400 gram canlı ağırlık kazanabilir ve hızlı gelişir. Yapağı kalitesi 54-58 S’dir.

• Hampshire Down: İri yapısı ile dikkat çekmektedir. Anaç koyunlar 70-80 kg, koçlar 100-130 kg gelmektedir. Kuzu verimi 1-30-1.50 arasındadır. Yapağı verimi 3,5-4 kg ve 48-50 S yapağı vermektedir.

27

• Oxford Down: Boynuzsuz bir ırktır. Anaç koyunlar 80-100 kg, koçlar ise 120-150 kg gelmektedir. Doğumdaki kuzu sayısı 1.5 dir.

• İngiliz beyaz başlı, uzun yapağılı koyun ırkları,

• Lincoln: Anaç koyunlarda canlı ağırlık 80- 90 kg, yapağı verimi 7-8 kg’dır.

• Doğumdaki kuzu sayısı 1,5’dir. Kuzular erken gelişir. Koçlar 130-160 kg canlı ağırlığa ulaşmaktadır.

28

• Leicester:

• Beyaz renklidirler.

• Yapağı verimi anaç koyunlarda 5-6 kg, canlı ağırlık 55-65 kg, lüle uzunluğu 25-30 cm.

• Kuzu verimi 1,5-1,6’dır.

• Koçlarda yapağı verimi 9-12 kg, canlı ağırlık 70- 95 kg kadardır.

• Kuzular hızlı gelişme gösterirler.

29

• Border Leicester: İngiltere’nin İskoçya sınırındaki yerli dağ koyunu ırklarının Leicester ve Cheviot ırkları ile melezlenmesi sonucunda elde edilmiştir.

• Anaç koyunlarda canlı ağırlık 60-70 kg, yapağı verimi 4-5 kg, lüle uzunluğu 15-25 cmdir.

• Bir doğumdaki kuzu sayısı 1,9’dur.

• Günlük 2,5-3,5 kg süt vermektedirler.

• Kuzular erken gelişi ve 4 aylık yaşta 15-18 kg karkas veririler.

• Koçlarda canlı ağırlık 100-120 kg, yapağı verimi 6-7 kg kadardır.

30

(6)

• Romney Marsh:

• Beyaz renkli ve iri yapılı hayvanlardır.

• Anaç koyunlarda canlı ağırlık 70-80 kg, yıllık yapağı verimi 4-5 kg, lüle uzunluğu 12-18 cm’dir.

• Kuzu verimi 1.2-1.5’dir.

• Koçlarda canlı ağırlık 100-120 kg, Yapağı verimi 8-9 kg kadardır.

• Kuzular hızlı gelişi ve 4 aylık yaşta 25-27 kg karkas vermektedirler.

31

• İngiliz etçi ırklarının dışında, et verim yönlü koyun ırkları arasında Fransa’nın İle de France ve Charollais koyun ırkı, Hollanda’nın Texel ırkı ile Alman siyah ve beyaz başlı etçi koyun ırkları da bulunmaktadır.

32

33

3.Süt verimli koyun ırkları

• Süt üretimi amacı ile yetiştirilen koyun ırklarıdır.Bu koyun ırklarının döl verimleri de yüksektir.

• Ost Friz (Doğu Friz): Bu koyun ırkında vücut beyaz, kulaklar uzun ve yataydır.

• Anaç koyunlarda canlı ağırlık 80 kg, süt verimi 500-700 kg, laktasyon süresi 200-250 gündür.

• Doğumdaki kuzu sayısı 2-2.2 civarındadır.

• Ülkemizde Kıvırcık koyunları ile melezlenerek Tahirova koyunlarının meydana getirilmesinde kullanılmıştır.

34

• Langhe: İtalya orijinli bir ırktır. Anaç koyunlarda canlı ağırlık 55 kg kadardır. Süt verimi 200-250 kg, laktasyon süresi 200-250 gündür. Doğumdaki kuzu sayısı 1.3’tür.

• Lacaune: Fransa orijinli bir ırktır. Koyunlarda canlı ağırlık 50-60 kg kadardır. Süt verimi 100- 150 kg, laktasyon süresi 150-200 gündür.

Doğumdaki kuzu sayısı 1.2’dir.

35

4.Döl verimi yüksek koyun ırkları

• Bu grupta değerlendirilen ırklar genellikle ıslah çalışmalarında elde edilen kuzu sayısını arttırmak amacı ile melezlemelere katılırlar.

• En bilineni Romanov olmakla beraber Fin Koyunu, Sakız ve Borola Merinosu da bu grupta değerlendirilebilir.

36

(7)

• Romanov: Rusya kökenli bir ırktır. Süt verimi süt ırkları kadar, et verimi de et ırkları kadar yüksek değildir.

• Ancak Rusya’da esas üretim amacı et verimi yönlüdür.

• Dünya’da popüler olmasının nedeni döl veriminin yüksek olmasıdır.

• Doğum başına kuzulama oranı 2.3 civarındadır.

• Dişilerde doğum sayısı arttıkça yani yaşlandıkça beşiz veya altız doğumlar görülebilir. Yerli ırklardaki düşük kuzulama sayısını arttırmak amacı ile melezlemelerde kullanılmaktadırlar.

37

Doğu Friz ve Romanov koyunlarına ait resimler

38

Yerli koyun ırkları

• Akkaraman: Türkiye’deki yerli koyun ırkları içerisinde sayı bakımından en büyük oranı oluşturmaktadır.

• Eskişehir, Kütahya, Orta Anadolu ve Karadeniz ve Akdeniz Bölgelerinin Orta Anadolu’ya yakın kısımlarında yetiştirilmektedir.

• Bu ırkın birçok alt tipi vardır.

• Yağlı kuyruklu, adaptasyon kabiliyeti yüksek, düşük verimli ve orta irilikte bir yerli ırktır.

39

• Kaba karışık halı tipi yapağı veren koyunlar;

beyaz renklidir, burun, göz çevresi ve ayaklarda siyah lekeler bulunur.

• Yapağı verimi 1.5-2 kg, koyunlar 40-45 kg, koçlar ise 50-60 kg civarındadır.

• Kuzulama oranı 1.2’dir.

40

• Morkaraman: Türkiye’nin Doğu ve Kuzeydoğu bölgelerinde yetiştirilmektedir.

• Sayı bakımından Akkaraman’dan sonra ikinci sıradadır.

• Yağlı kuyruklu koyun ırklarımızdandır.

• Erkekler 60-70 kg, dişiler 45-50 kg ergin ağırlığa sahiptir.

• Yapağı verimi 1.5-2 kg civarındadır.

• Laktasyon süt verimi 60 kg’dır.

• Kuzulama oranı 1’dir.

41

• Dağlıç: Eskişehir, Kütahya, Afyon, Aydın, Muğla, Burdur ve Antalya illerinde yetiştirilmektedir.

• Yağlı kuyrukludur.

• Halı dokuma için elverişli bir yapağı vermektedir.

• Yapağı verimi 2.3 kg’dır.

• Erkekler 45-50 kg, dişiler 40-45 kg ağırlıktadır.

• Kuzu verimi 1’dir.

42

(8)

• İvesi: Gaziantep, Şanlıurfa ve Hatay illerinde yetiştirilmektedir.

• Sıcak ve kurak iklime iyi adapte olmuş bir ırktır.

• Yerli ırklar içerisinde en yüksek süt verimine sahiptir.

• Ortalama laktasyon süt verimi 170-200 kg civarındadır.

• Ancak 500 kg süt verimine ulaşan koyunlar mevcuttur.

• Erkekler 70 kg, dişiler 50 kg ergin ağırlığa sahiptir.

• Kuzulama oranı 1.1.’dir.

43

• Sakız: İsmini Ege denizinin Sakız Adası’ndan almaktadır.

• Süt verimi yüksektir ve laktasyonda ortalama 180-200 kg civarındadır.

• Erkekler ortalama 70 kg, dişiler 50 kg canlı ağırlıktadır.

• Kuzulama oranı 2’dir.

• Yerli ırklarda süt ve döl verimini arttırmak amaçlı kullanılmaktadır.

• Sayısı azalmaktadır.

44

• Kıvırcık: Trakya ve Marmara bölgesinde yetiştirilmektedir.

• Ayrıca Yunanistan ve Bulgaristan’ın ülkemize yakın bölgelerinde de yetiştirilmektedir.

• Baş, boyun, karın altı ve bacaklarda yapağı yoktur.

• İnce uzun kuyruğa sahiptir.

• Et kalitesi ön planda olan bir ırktır.

• Kuzulama sayısı 1.2’dir.

• Erkekler 50-55 kg, dişiler ise 40-45 kg canlı ağırlıktadır.

45

• Karayaka: Sinop’tan başlayıp Trabzon’a kadar uzanan sahil şeridi ile Amasya ve Tokat illerinde yetiştiriciliği yapılan ince uzun kuyruklu, et verimi ön planda olan bir ırktır.

• Koyunlar 45-55 kg, koçlar 60-80 kg canlı ağırlığa ulaşabilmektedir.

• Kuzulama oranı 1.2.’dir.

• Ancak bakım besleme ve ıslah düzeyine bağlı olarak ikizlik oranı %60’a kadar

çıkabilmektedir.

46

• Malya: Akkaraman koyunlarının Alman Yapağı Et Merinosu ile melezlenmesinden elde edilen, %30-35 Merinos ve %65-70 Akkaraman kanı taşımaktadır.

• Yağlı kuyruklu olmakla birlikte, kuyruk Akkaramanların yarısından azdır.

• Malya koyunları Akkaramanların yetiştirildikleri koşullarda yetiştirilebilen, kuzuları Akkaramanlara göre daha iyi gelişen ve daha küçük kuyruklu oldukları için tercih edilmektedir.

47

• Tuj: Kars, Ardahan ve Iğdır bölgesinde yayılım göstermektedir.

• Yüksek rakımlı ve engebeli arazilerde kolaylıkla yetiştirilebilir.

• Mera değerlendirmesi yüksektir.

• Kombine verimlidir.

• Erkekler 50-55 kg, dişiler 45-50 kg ağırlığındadır.

• Laktasyon süresi 124 gün olup ortalama süt verimi 45 kg civarındadır.

• Kuzulama oranı 1.2’dir.

48

(9)

49

KEÇİ IRKLARI

• Keçi ırklarının sınıflandırılmasında değişik kriterler kullanılmasına karşılık en uygun sınıflandırma verim yönlerine göre yapılandır.

• Bu amaçla keçiler süt verimli, et verimli, keşmir ve tiftik keçileri olarak üç grupta ele alınabilir.

• Ayrıca, yetiştirildikleri coğrafi koşullara göre de sınıflandırılabilmektedirler.

• Bu sınıflandırmada genellikle Avrupa keçi ırkları, Akdeniz keçi ırkları, Asya keçi ırkları ve Afrika keçi ırkları olarak yapılmaktadır.

50

1. Süt verimli keçi ırkları

• Keçi ırklarının büyük çoğunluğu bu grup içerisinde yer alır.

• Süt ırkı keçiler zayıf yapılı hayvanlardır.

• Memeleri iyi gelişmiştir.

• Süt verimleri yüksek ve laktasyon süreleri uzundur.

• Bu ırkların döl verimleri diğer keçi ırklarına göre daha iyidir.

51

• Saanen:

• İsviçre ırklarındandır.

• Vücut rengi düz beyaz olan Saanen keçileri, gelişme hızı, süt ve döl verimi yüksek bir ırktır.

• Uyum yeteneklerinin iyi olması birçok farklı bölgede yetiştirilmesine imkan vermiştir.

• Özellikle saf ırkların ıslahında yoğun olarak kullanılmışlardır.

52

• Saanen keçilerinde canlı ağırlık ergin keçilerde 50 kg, tekelerde 65-70 kg civarındadır.

• Mera ve yemlemenin uygun olduğu koşullarda yetiştirilebilen Saanen keçileri, laktasyon süresince 700 kg ve üzerinde süt verirler.

53

• Toggenburg:

• İsviçre ırklarındandır.

• Vücut rengi kahverengiden griye kadar değişen tonlarda olabilmektedir.

• Ergin keçilerin ağırlığı 45 kg, tekelerin ise 65 kg dolayındadır.

• Çevre koşullarına adaptasyonları oldukça iyidir.

• Yüksek süt verimi için bakım ve besleme koşullarının iyi olması gerekmektedir.

54

(10)

• Adaptasyon yeteneklerinin yüksek olması bu ırkın da ıslah amacı ile farklı bölgelere götürülmesine olanak vermiştir.

• 270 gün süren laktasyonda 650-700 kg süt verirler.

• Gelişme hızı ve döl verimi yüksek olup, ikiz ve üçüz doğumlara sıklıklar rastlanır.

• Nubya Keçisi:

• Akdeniz keçi ırklarındandır.

• Kuzey Afrika ülkelerinin tümünde yetiştirilmektedir.

55

• Renk olarak kahverengi-siyah ve sarı-alacalı olabilmektedir.

• Ergin keçiler 35 kg, tekeler 55 kg ağırlıktadır.

• Çok geniş, uzun ve sarkık kulakları vardır.

• Yüksek döl verimine sahiptir.

• İkiz ve üçüz doğumlara sıklıkla rastlanır.

• Doğumdan sonra 10 ay sağılan keçilerde süt verimi 850-900 kg dolayındadır.

• Sütteki yağ oranı %7-8 ile diğer ırkların iki katına yakındır.

56

2. Et verimli keçi ırkları

• Esas olarak süt ve tiftik üretimi yapılamayan tüm ırklar bu grupta değerlendirilebilir.

• Özellikle geri kalmış, kırsal kesimde yaşamın fazla olduğu ülkelerde keçi eti tüketimi yaygınlaşmıştır.

• Bu grup içerisinde en bilinen ırk Boer keçisidir.

57

• Boer Keçisi:

• Güney Afrika’da yetiştirilen Boer keçileri et verimi yönünde seleksiyonla elde edilmiştir.

• Renk beyaz, baş ve boyunları kızıl renklidir.

• But gelişmesi çok iyi olan Boer keçilerinde kastre edilen erkekler 100 kg gelmektedir.

58

3. Keşmir ve Tiftik ırkları

• Tekstil sanayii hammaddesi olan keşmir ve tiftik üretimi anacıyla yetiştirilirler.

• Orta Asya’nın yüksek dağlık bölgelerinde yetiştirilen Keşmir keçileri Orta Asya Yün Keçisi olarak da adlandırılır.

• Burada Paşmina olarak isimlendirilmiştir.

59

• Dişileri 25-40 kg, erkekleri 60 kg ağırlıktadır.

• Vücut kalın ve çok uzun kıllarla, keşmir olarak adlandırılan ince alt kıllardan oluşmuştur.

• Keçi başına keşmir üretimi 100-200 g arasında değişir.

• Çok ince kıllardan oluşan keşmir yüksek fiyatlarla satılmaktadır.

• İran, Irak, Rusya, Pakistan, Hindistan ve Nepal’de 20’nin üzerinde Keşmir ırkı keçi yetiştirilmektedir.

• Tiftik keçi üretimi Ankara keçileri ile yapılmaktadır.

60

(11)

4. Yerli keçi ırkları

• Kıl keçisi:

• Uzun süredir yetiştirildikleri zor şartlara çok iyi uyum sağlamış olan kıl keçiler, zayıf meralardan yararlanabilen dayanıklı hayvanlardır.

• Yetiştirme koşullarına göre farklı tipleri ortaya çıkmıştır.

• Renkleri beyazdan siyaha kadar değişmekle birlikte yaygın olarak siyahtır.

61

• Genellikle boynuzlu, tırmanma ve yürüme kabiliyetleri çok iyi hayvanlardır.

• Keçiler 45, tekeler 55 kg gelmektedir.

• Kıl keçiler 180 günlük laktasyonda 60-80 kg süt verirler.

• Kıl verimleri 350 g ile 1000 g arasında değişmektedir.

• Genelde yılda bir yavru verirler.

62

• Ankara (tiftik) keçisi:

• Anavatanı Ota Asya’dır.

• Türkler tarafından Anadolu’ya getirilmiş ve Orta Anadolu’ya çok iyi uyum sağlamışlardır.

• Dünyada Ankara keçisi (Angora Goat) olarak tanınan bu ırk 1838 yılına kadar sadece Anadolu’da yetiştirilmiş, bu dönemden sonra Güney Afrika öncelikle olmak üzere değişik ülkelerde yetiştirilmeye başlanmıştır.

63

• Asıl verim yönü tiftiktir.

• Tiftik üretimi ergin keçilerde 2 kg civarındadır.

• Türkiye’de tiftik keçisi yok olma tehlikesi yaşamaktadır.

• Ankara (Tiftik) keçisi küçük cüsseli, dişisi ve erkeği boynuzlu olan bir hayvandır.

• Canlı ağırlık tekelerde 40-55 kg dişilerde 30-40 kg’dır.

64

• Kilis keçisi:

• Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, özellikle Hatay, Gaziantep ve Urfa dolaylarında yetiştirilen bu ırk, Damascus (Şam) keçileri ile kıl keçilerin melezlenmesi ile ortaya çıkmıştır.

• Yerli keçilerden süt verimi en yüksek olandır.

• Genellikle siyah renk hakim olmakla birlikte başka renklere de rastlamak mümkündür.

• Kulaklar uzun ve sarkıktır.

65

• Ergin keçilerde canlı ağırlık 45-50, tekelerde 60-90 kg arasındadır.

• Süt verimleri 200-350 kg, sütte yağ oranı % 4.7, kıl verimi 500 g civarındadır.

• Doğuran 100 keçiden 120-160 oğlak alınabilmektedir.

66

(12)

YETİŞTİRME SİSTEMLERİ

• Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yaygın olarak mer’aya dayalı bir üretim şekli olarak görülse de, dünya genelinde entansif, yarı-entansif ve ekstansif üretim sistemleri kullanılmaktadır.

• Özellikle kuzu besisinin yaygın olduğu

bölgelerde entansif yetiştiricilik yapılmaktadır.

• Türkiye ise geniş mer’a alanları, ekolojisi, topoğrafik yapısı, sosyo-ekonomik ve sosyo- kültürel özellikleri nedeniyle küçükbaş hayvan yetiştiriciliği için uygun bir coğrafyaya sahiptir.

67

• Anadoluda tarihi süreç içerisinde bu yetiştiricilik alanı çok önemli bir yere sahip olmuş hem yetiştiricisine hem de ülke ekonomisine önemli katkılar sunmuştur.

• Bu nedenle ülkemizde entansif yetiştiricilik fazla yaygın değildir.

• Bunun yerine genel olarak meraya dayalı olarak yapılmaktadır.

• İklim ve mera durumu bakımından koyun yetiştiricisinin tercih ettiği ırklar bölgelere göre değişmektedir.

68

• İç Anadolu, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ve Akdeniz bölgesinde yağlı kuyruklu yerel koyun ırklarının

yetiştiriciliği yaygın iken, Karadeniz, Ege ve Marmara bölgesinde yağsız ince kuyruklu koyun ırkları tercih edilmektedir.

• Ancak tüm bölgelerde diğer koyun ırklarını tercih eden ya da kültür ırkları ile çeşitli melezleme denemeleri yapan yetiştiriciler de bulunmaktadır.

69

• Keçi yetiştiriciliğinde ise hâkim olan ırk Kıl keçisidir.

• Bunun yanında Akdeniz, Ege ve Marmara Bölgelerinde sahile yakın olan ve bakım ve besleme koşulları iyi olan işletmelerde süt verim yönlü keçi ırklarının yayılmaya başladığı görülmektedir.

• Koyun-keçi yetiştiriciliğinde, işletmenin ekonomik ve sürdürülebilir olabilmesi için, yetiştiricilik yönünün (damızlık, et, süt, yapağı) ve bu yetiştiriciliği gerçekleştirecek olan ırkın iyi tespit edilmesi gerekir.

70

• Türkiye’de koyun ve keçi yetiştiriciliği, birkaç baş hayvandan bin baş ve üzerinde hayvan sayısına kadar değişen sınırlarda

gerçekleştirilmektedir.

• Dolayısıyla ülkemizde yetiştiricilik biçimi olarak sabit (yerleşik) tipteki yetiştiricilikten, göçer yetiştiriciliğe kadar farklı uygulamaları görmek mümkündür.

71

• 1. Yerleşik sistem yetiştiricilik

• Yerleşik sistemde koyun/keçi yetiştiriciliğinde hayvanların geceleri barındıkları yer sabit olup yıl boyu aynı mekânı kullanırlar.

• Yerleşik sistem kendi içerisinde yarı yerleşik ve tam yerleşik olarak ikiye ayrılabilir.

• Tam yerleşik sistemde hayvanlar sürekli aynı barınağı kullanırlar.

• Yarı yerleşik sistemde hayvanlar kışın belli bir yerde barındırılırlar.

72

(13)

• Yaz mevsiminde ise başka bölgelere, genellikle yaylara çıkartılarak barındırılırlar.

• Her iki durumda da daha önce konakladıkları barınaklarda barındırılırlar.

• Bu tip yetiştiricilik bakımından işletmeler birkaç şekilde isimlendirilmektedir.

Aile işletmeleri

• Yerleşik sistemdeki küçük aile işletmelerinin hayvan sayıları genellikle 5 ile 50 arasında değişmektedir.

• Bu tip işletmelerde küçükbaş hayvanların yanı sıra başka türlerin yetiştiriciliği de yapılmaktadır.

73

• Bu üretim sisteminde genellikle aile iş gücü hakimdir.

• Dişi hayvanlar genellikle erkeklerle bir arada bulunur.

• Yılın her döneminde sürü içerisinde kuzu/oğlak görmek mümkündür.

• Sürü içerisinde akrabalık çok yüksektir.

• Daha çok ailenin et-süt ihtiyacını karşılamak esas amaçtır.

74

Kamu ve özel tarım işletmeleri

• Bu tip tarım işletmelerinde, işletme ekonomisi koyun/keçi yetiştiriciliğinden sağlanmaktadır.

• Ülkemizde birçok tarım işletmecisi birden fazla faaliyeti birlikte yürütmektedir.

• Dolayısı ile bu tip işletmeleri birbirinden ayırmak pek kolay değildir.

• Örneğin, 500 baş hayvanı olan bir işletme sahibinin aynı zamanda bitkisel üretimi veya bağ bahçe işlerini ya da diğer ticari bir faaliyeti sürdürdüğü görülmektedir.

75

• Ancak bu tip işletmelerde genel ağırlık koyun/keçi yetiştiriciliğindedir.

• Hayvanlar yetiştiricinin özel otlatma alanlarında, köy ortak malı meralarda, yarı göçer diye tabir edilen sistemle yaylalarda barındırılır.

• Aile işgücü hakim olmakla birlikte çoban bulundurmak da yaygındır.

• Hayvanların yayladaki konaklama yerleri ve kışın barınma alanları daha iyi durumdadır.

• Bu tip işletmelerde erkek hayvanlar dişilerden ayrı olarak otlatılmaktadır

76

Köy sürüleri halinde yetiştiricilik

• Bu tipteki yetiştiricilikte köydeki küçük sürülerin bir araya getirilmesi esastır.

• Bütün sürü, ortak tutulan çoban tarafından sabah saatlerinde toplanır akşam ise sahiplerine teslim edilir.

• Her sürü kendi barınağında geceler.

• Farklı durumlarda tüm sürü beraber de geceleyebilir.

• Her sürü sahibi kendi hayvanlarını ayırt edeceği bir takım işaretlemeler yapar

77

Göçer yetiştiricilik

• Sayıları gittikçe azalmakla birlikte Türkiye’nin Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve İç barı Anadolu Bölgelerinde gerçekleştirilen bir üretim sistemidir.

• Hayvanların barınıp beslenmeleri için gerekli olan bitki örtüsünün yeterli olduğu bir güzergah takip edilir.

• İlkbahardan başlayarak bu güzergah boyu yükseklere, kışa doğru ise alçak yerlere doğru hareket edilir.

• Sürü mevcudu 500-600 baştan başlayıp 1000- 3000 başa kadar çıkabilir.

78

(14)

• Bir takım sosyal olaylar nedeni ile bu tip yetiştiricilik özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yerini yerleşik tipteki yetiştiriciliğe veya yayla koyunculuğuna (yarı yerleşik sistem) bırakmış durumdadır.

• Göçer koyunculukta hayvanlar için belirli bir yerleşim yeri söz konusu olmaz iken yayla koyunculuğunda kış ve yaz yatak yerleri sabittir.

79

KÜÇÜKBAŞLARDA ÜREME

• Koyunlarda Üreme

• Koyunların üreme aktiviteleri mevsime bağlı olarak gerçekleşmektedir.

• Yani üreme faaliyeti koyun ve keçilerde gün uzunluğuna bağlı olarak yılın kısalan günlerinde ortaya çıkmaktadır.

• Diğer zamanlarda dişilerde ovaryum (yumurtalık) aktivitesi sakin durumdadır.

• Ancak bazı ırklarda üreme etkinliğinin süresi 250 güne kadar uzayabilmektedir.

80

• Ekvatora yaklaştıkça mevsime bağlılık ortadan kalkmaktadır ve hayvanlar üreme açısından sürekli aktif durumdadırlar.

• Erkek hayvanlar ise üreme mevsimi dışında da aktiftirler, ancak ürettikleri gamet (sperm hücresi) miktarı ve kalitesi mevsim dışı dönemde düşmektedir.

• Erken gelişen ırklarda cinsel olgunluk yaşı 4-6 ay civarındadır.

• Geç gelişen ırklarda ise 7-8 aylık yaşta cinsel olgunluğa ulaşırlar.

81

• Cinsel aktivite gösterseler bile bu yaşlardaki hayvanların damızlıkta kullanılması uygun değildir.

• Erken gelişen ırkların 7-8 ay, geç gelişen ırkların ise 16-20 aylık yaşta iken damızlıkta kullanılmaları tavsiye edilmektedir.

• Yavrular ergin yaşta ulaşacakları ağırlığın %40- 60’ına ulaştıklarında cinsel aktivite başlar.

• Ancak, damızlıkta kullanılmaları için ergin ağırlığın %70-75’ine ulaşmaları beklenmelidir.

82

• Cinsel olgunluğa ulaşan dişi koyunlar, üreme mevsiminde gebe kalmadıkları sürece 17 günde bir kızgınlık gösterirler.

• Koyunlarda yumurta hücresi veya hücrelerinin serbest bırakılması (ovulasyon) kızgınlığın başlangıcından 24-30 saat sonra

gerçekleşmektedir.

• Gebelik süresi 142-150 gün sarasında değişebilmektedir.

83

• Keçilerde Üreme

• Keçiler de koyunlar gibi mevsime bağlı kızgınlık gösterirler.

• Keçilerde de erken ve geç gelişen ırklar vardır.

• Oğlaklar 5-7 aylık yaşa geldiklerinde, üreme mevsimi içerisinde iseler, ergin canlı

ağırlıklarının %40-60’ına ulaştıklarında cinsel olgunluğa ulaşırlar.

• Erken gelişen ırklar 8-9 aylık yaşta geç gelişenler ise 15-18 aylık yaşta damızlıkta kullanılabilirler.

84

(15)

• Keçiler kızgınlık mevsimi içerisinde gebe kalmadıkları süre içinde 18-22 gün arasında (ortalama 21 günde) kızgınlıklarını

tekrarlamaktadırlar.

• Kızgınlık süresi (dişinin erkeği kabul etme süresi) 24-48 saat arasında değişmektedir.

• Ovulasyon kızgınlığın çıkışından 30-36 saat sonra gerçekleşir.

• Keçilerde gebelik süresi 144-157 gün arasında değişmektedir.

• Üreme davranışı olarak da koyunlara göre daha aktiftirler.

85

• Çiftleştirme

• Koyunlarda/keçilerde çiftleştirme işlerine koç katımı/teke katımı veya sıfat işleri denmektedir.

• Yetiştirici koç / teke katımını, çiftleşme mevsimini dikkate alarak, elde edeceği yavruları en iyi büyütebileceği ve

pazarlayabileceği şartlara göre ayarlayabilir.

• Çiftleştirmelerin en fazla 60 gün içerisinde bitirilmesi, gebe hayvanların bakımı, doğan yavruların bakımı ve pazarlanmasında avantaj sağlamaktadır.

86

• Çiftleşme mevsimi dışında da hayvanların kızgınlıklarını yapay hormonlarla düzenleyerek yavru alınabilir.

• Ancak bu masraflı ve zahmetli bir iştir.

• Serbest aşım

• Geleneksel üretim işletmelerinde koçlar sürüye rast gele katılmaktadır.

• Üreme mevsiminde sürüye katılan koçlar 5-6 hafta süre ile sürüde tutulurlar.

• Eğer koçlar genç yaşta ve deneyimsiz ise koçbaşına 20-25 koyun, deneyimli ise koçbaşına 30-35 koyun hesaplanarak koç katımı yapılır.

• Keçilerde de durum benzerdir.

87

• Sınıf usulü ve elde aşım

• Sürüsünün kuzu verimi bakımından daha düzenli ve verim açısından daha iyi olmasını isteyen işletmeler koç katımına daha fazla özen gösterirler.

• Bu amaçla bilinçli yetiştiriciler koyunlarını ya sınıf usulü veya elde aşım şeklinde

çiftleştirirler.

• Sınıf usulü çiftleştirmede eksik olan bir verimin düzeltilmesi, elde aşımda ise yetiştiricinin hedefleri doğrultusunda koyunun çiftleşeceği koç/teke belirlenir.

88

• Rastgele çiftleştirmede bir kuzunun babasının bilinmesi mümkün değildir.

• Sınıf usulü çiftleştirmede, her bir sınıf için kullanılan koçlar o sınıftaki kuzulardan birinin babasıdır.

• Elde aşımda ise hangi koyunun hangi koçla çiftleştirildiği ve her bir kuzunun babası bellidir.

• Bu çiftleştirme yönteminde ıslah için gerekli bireysel kayıtlardan kolaylıkla yararlanılabilir.

89

• Bu şekilde aşım yapılacak sürülerde koyunlar sabah meraya çıkarılmadan önce penisleri aşım yapamayacak şekilde bez ile kapatılmış arama koçları sürüye katılır.

• Arama koçlarından kaçmayan ve onların aşma davranışına izin veren koyunlar uygun koçlarla ayrı bölmelerde çiftleştirilir.

• Bu yöntemde 60-90 koyun için 1 koç hesap edilir.

90

(16)

• Yapay tohumlama

• Yapay tohumlamanın amacı kaliteli damızlık koç ve tekelerden mümkün olduğunca fazla yararlanmaktır.

• Küçükbaş hayvanlarda serviksin genellikle kıvrımlı olan anatomik yapısı yapay tohumlamada serviksin aşılmasına imkân vermemektedir.

• Bu nedenle başarı sığırlardaki kadar yüksek değildir.

• Ancak, laparoskopik yöntemle uygulanan yapay tohumlamada başarı oranı yükselmektedir.

91

SÜRÜ İDARESİ

• Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde sürünün idaresi, işletmenin sürdürülebilir ve karlı olabilmesi için gerekli planlamaları ve işleri içermektedir.

• Bunlar arasında uygun dönemde çiftleştirme, koç-teke katımı, doğum, sağım, kırkım, tırnak bakımı, boynuz köreltme, damızlık seçimi, ayıklama, sürü ikamesi, besleme, hastalıklar ve hastalıklarla mücadele gibi konuları

bulunmaktadır.

92

• Sağım

• Sağım yavruların anaları ile birlikte

bulundurularak büyütülmeleri durumuna göre değişmektedir.

• Ekstansif yetiştiricilikte sağım yavruların sütten kesimine bağlıdır.

• Sağımın başlaması, işletmenin şartlarına ve yetiştirilen ırka bağlı olarak değişmektedir.

• Sağım elle veya makine ile yapılmaktadır.

• Makinalı sağımın için meme yapısı uygun olmalıdır.

93

• Hayvanın meme sağlığının korunması ve temiz bir süt elde edilebilmesi için memenin temizlenmesi gerekmektedir.

• Bunun için memenin yıkanması ve memeye zarar vermeyecek antiseptik maddeler kullanılarak temizlenmesi gerekmektedir.

• Elle sağım bölgelere göre, sağım bölmeleri, sağım kotraları, koşan koşma yöntemi şeklinde yapılabilir.

94

• Koşan koşma yönteminde koyunlar, bir hat boyunca özel bir urgan ile yüzleri birbirine bakacak şekilde çabuk çözülen düğümler yapılarak bağlanır.

• Böylece koyunları ayrıca tutmaya gerek kalmaz.

• Yünden örülmüş bağlama urganına koşan denir.

• Ortalama, 50-60 sağmal koyundan bir koşan yapılır.

• Entansif süt üretim işletmelerinde makinalı sağım uygulanır.

95 96

(17)

• Kırkım

• Kırkım zamanı olarak, havaların ısınıp yapağıda bulunan yağlıtının erimeye başladığı zaman baz alınmaktadır.

• Erken yapılması durumunda serin havalarda bazı hayvanlar hastalanabilir.

• Kırkım genellikle yılda bir kez yapılır.

• Kırkım, kırkım makinası, kırkım makası veya kırklık denen araçlarla yapılmaktadır.

• Kırkılan hayvanların yaralanmamasına dikkat etmek gerekir.

97

• Erkeklerde penisin, dişilerde de meme başlarının çevresi dikkatlice kırkılmalıdır.

• Yaralanma olursa dezenfektan ile temizlenmelidir.

98

• Tırnak bakımı

• Uzun süre kapalı alanda kalan hayvanlarda tırnak yapıları bozulur, tırnakların tabanları yumuşar ve tırnak uçları uzar.

• Bu hayvanların yürümesini zorlaştırır.

• Ayrıca erkeklerde aşım güçlüğüne neden olur.

Bunun yanı sıra hassaslaşan tırnaklar mikro organizmalar için uygun bir üreme ortamı oluşturur.

• Bu nedenle tırnak bakımı ve temizliğinin yapılması gerekmektedir.

99

• Banyo

• Hayvanların dış parazitlerden temizlenmesi için yaptırılır.

• Ayak ve vücut banyoluğu olarak ikiye ayrılır.

• Ayak banyoluğu padokların girişine yerleştirilir.

• Hayvanların tek sıra halinde geçerek ayak dezenfeksiyonlarının yapılması sağlanır.

• Vücut banyosunda ise banyo havuzu su ile doldurulup içine ilaç karıştırılır.

100

KÜÇÜKBAŞ YETİŞTİRİCİLİĞİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

• Küçükbaş yetiştiriciliğinin avantajları

• Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin bir takım avantajları bulunmaktadır. Bu avantajlar şu şekilde sıralanabilir:

1. Küçükbaş işletmesi kurmak için gereken sermaye, diğer hayvan türleri için gerekli olandan daha azdır.

2. Basit barınaklar ile yetiştiricilik yapılabilir.

101

3. Küçükbaş yetiştiriciliği iş gücü kullanımı bakımından diğer türlere göre daha avantajlıdır.

4. Küçükbaş hayvanlarda gebelik süresi 5 aydır, bir yılda iki yavru (kuzu/oğlak) alınabilir, böylece kısa sürede hayvan sayısı artırılabilir.

5. Koyun ve keçi, düşük kaliteli bitkileri tüketerek yaşamını sürdürebilmekte ve bunları ürüne çevirmektedir.

6. Koyun ve keçilerin adaptasyon kabiliyetleri yüksektir. Böylelikle farklı bölgelerde yetiştirilebilmektedirler.

102

(18)

7. Küçükbaşların barınması için gerekli alan diğer türlere kıyasla daha azdır. Hatta diğer hayvanlarla birlikte de yetiştirilebilirler.

8. Küçükbaş yetiştiriciliği eğitimi verilerek, işsiz gençlere istihdam ve ticaret olanağı sağlanabilir.

103

• Küçükbaş yetiştiriciliğinin olumsuzlukları

• Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin bu olumlu yönlerine rağmen olumsuz yönleri de bulunmaktadır.

• Bu olumsuzlukların bazıları koyun-keçi yetiştiriciliğinin genel sorunları olmakta bazıları da sadece Türkiye’ye özgü sorunlar olarak görülmektedir. Bu olumsuzluklar şu şekilde özetlenebilir:

104

1. Küçükbaşlar havanın serin olduğu zamanlarda otlamayı sever, bu da güneş doğmadan çok önce ve güneş batımından akşamın ilerleyen

saatlerine denk gelen süre demektir. Bu nedenle fedakârlık ve sabır isteyen bir iştir.

2. Savunmasız hayvanlardır ve birçok av hayvanının saldırısına maruz kalabilmektedir.

3. Hastalık ve parazitlere duyarlıdır, gerekli önlemler alınmadığı takdirde yüksek ölüm oranları ile karşılaşılabilir.

4. Tecrübeli çoban ve eğitimli çoban köpeği bulmak zordur.

105

5. Son yıllarda yapağı/tiftik önemini kaybetmiştir. Gelirler azalmıştır.

6. Mera alanları gittikçe daralmakta ve mera vejetasyonu kötüleşmektedir.

7. Tüketim alışkanlıkları değişmektedir.

8. Sağım için eleman bulmakta sıkıntılar yaşanmakta ve hayvanlar sağılamamaktadır.

9. Yetiştirici destekleri yetersizdir.

10.Örgütlenme yetiştirici haklarını savunmada yetersizdir.

106

11.Pazarlamada sıkıntılar yaşanmaktadır.

12.Irkların ıslahı konusunda ne Tarım ve Orman Bakanlığının ne Damızlık Koyun Keçi Yetiştirici Birliklerinin ne de yetiştiricilerin kendilerinin planlı bir hedefleri bulunmamaktadır.

13. Kontrolsüz melezlemeler yapılarak ırkların saflığı bozmakta, genetik kaynaklar tahrip edilmektedir. Bu da düşük verimli yerel ırkları yok olma tehlikesi ile karşı karşıya

getirmektedir.

107

Referanslar

Benzer Belgeler

Türkiye’de kırmızı et üretimi ve çeşitli türlerin payı Türkiye’de süt üretimi ve çeşitli türlerin payı... Koyun ve Keçinin

• Koyun ve keçide yıla isabet eden ovulasyon ve doğum sayısını artırmaya yönelik uygulamalar. • Koç ve

• Koyun ve keçide üreme ve süt üretimini kontrol eden genetik süreçler • Koyun ve keçide üreme ve süt üretiminin poligenik ve tek gen kalıtımı • Koyun ve keçide üreme

• Koyun ve keçi çiftliklerinde çevre yönetimi(genel) • Koyun ve keçi çiftliklerinde gübre ve atık yönetimi • Keçi üretimi ve orman ilişkileri. • Koyun ve

• Koyun ve keçi barınaklarının planlanması için gerekli yapısal ve teknik bilgiler. • Koyun ve keçi barınaklarında kullanılan ekipmanlar(sağım, yemleme, sulama,

• İşletmenin ve koyunculuk biriminin yönetimi hakkında bilgi alınması • Öğrencilerin hazırladıkları soruları sormaları. SAHA ve

değerlendirmek suretiyle insan tüketimine uygun halde et, süt, yapağı, deri gibi çeşitli önemli ürünlere dönüştürebilen bir hayvancılık etkinliği olması nedeni ile

 Bu sistemde koyun sürüleri kış ayları dışındaki sürelerde köy yakınlarındaki ortak merada, bitkisel ürün hasadının ardından anızda, özel mülkiyet arazilerde