• Sonuç bulunamadı

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ Mahkeme İçtihadına İlişkin Bilgi Notu. Sayı. 162 Nisan 2013

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ Mahkeme İçtihadına İlişkin Bilgi Notu. Sayı. 162 Nisan 2013"

Copied!
42
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

Mahkeme İçtihadına İlişkin Bilgi Notu

Sayı. 162

Nisan 2013

(2)

Bu gayri resmi çeviri, Adalet Bakanlığı, Uluslararası Hukuk ve DıĢ ĠliĢkiler Genel Müdürlüğü, Ġnsan Hakları Daire BaĢkanlığı tarafından yapılmıĢ olup, Mahkeme’yi bağlamamaktadır. Mahkeme Ġçtihadına ĠliĢkin Bilgi Notlarının Ġngilizce veya Fransızca orijinal metinlerine Mahkeme’nin internet sayfası www.echr.coe.int (Case-Law / Case-Law Analysis / Case-Law Information Note) üzerinden ulaĢılabilmektedir.

Bu çeviri Avrupa Konseyi ve Avrupa Insan Haklari Mahkemesi’nin izniyle yayınlanmıĢ olup sadece Adalet Bakanlığı’nın sorumluluğundadır.

Bilgi Notlarında yayınlanan hukuki özetler, HUDOC veritabanında da mevcuttur.

Mahkeme’nin Ġçtihat Bilgi ve Yayınlar Dairesi tarafından derlenen bu Bilgi Notu, Yazı ĠĢleri Müdürlüğü’nün özel ilgi arz ettiğini düĢündüğü söz konusu dönem süresince incelenen dava özetlerini içermektedir. Bu özetlerin, Mahkeme üzerinde bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Geçici versiyonunda, özetler normalde ilgili davanın dilinde hazırlanmakta olup, nihaî tek-dil versiyonu sırasıyla Ġngilizce ve Fransızca olarak çıkmaktadır. Bilgi Notu,

<www.echr.coe.int/Pages/home.aspx?p=caselaw/analysis&c=>adresinden indirilebilmektedir.

<http://appform.echr.coe.int/echrrequest/request.aspx?lang=gb> adresinden çevrim içi form yoluyla yayın servisiyle irtibata geçilerek, yıllık 30 Avro (EUR) veya 45 Amerikan doları (USD) karĢılığında, bir dizin dâhil olmak üzere, basılı kopya üyeliği mümkündür.

HUDOC veritabanına, Mahkeme’nin internet sayfası (<http://hudoc.echr.coe.int/sites/tur/>) üzerinden ücretsiz ulaĢılabilmektedir. Veritabanı, Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihadına (Büyük Daire, Daire ve Komite kararları, kabul edilebilirlik kararları, tebliğ edilen davalar, istiĢarî görüĢler ve Ġçtihat Bilgi Notu’ndan hukuk özetleri), Avrupa Ġnsan Hakları Komisyonu’na (kararlar ve raporlar) ve Bakanlar Komitesi’ne (kararlar) eriĢim sağlamaktadır.

Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi (Avrupa Konseyi)

67075 Strasbourg Cedex France

Tel : 00 33 (0) 3 88 41 20 18 Fax : 00 33 (0) 3 88 41 27 30 publishing@echr.coe.int www.echr.coe.int

© Avrupa Konseyi / Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi, 2013

(3)

İÇİNDEKİLER

2. MADDE ... 8

POZĠTĠF YÜKÜMLÜLÜKLER ... 8

Tıbbi ücretleri ödeyememesinden dolayı hamile bir kadına acil müdahalede bulunmanın reddedilmesi: ihlal ... 8

Mehmet Şentürk ve Bekir Şentürk / Türkiye –13423/09 ... 8

3. MADDE ... 9

ĠNSANLIK DIġI VE AġAĞILAYICI MUAMELE ... 9

SINIR DIġI ETME ... 9

Somalili mültecinin, Dublin II Tüzüğü uyarınca, Ġtalya’ya ihraç edilmesi önerisi: kabul edilemez ... 9

Mohammed Hussein ve Diğerleri / Hollanda ve İtalya ... 9

– 27725/10 ... 9

AġAĞILAYICI MUAMELE ... 10

BaĢvuranların mahkeme duruĢmaları sırasında metal kafese konulması: dava Büyük Daire’ye gönderilmiştir ... 10

Svinarenko ve Slyadnev / Rusya – ... 10

32541/08 ve 43441/08 ... 10

ETKĠLĠ SORUġTURMA ... 11

Yerel makamlara Ģikâyette bulunmak için on bir sene bekleyen baĢvuranın eylemsizliği: dava Büyük Daire’ye gönderilmiştir ... 11

Mocanu ve Diğerleri / Romanya – ... 11

10865/09, 45886/07 ve 32431/08 ... 11

SINIR DIġI ETME ... 11

Uluslararası toplum için Afganistan’da çalıĢmıĢ olan Ģoför ve tercümanın Kabil’e ihraç edilmeleri önerisi: tehcir bir ihlal teşkil etmez ... 11

H. ve B. / Birleşik Krallık –70073/10 ve 44539/11 ... 11

Ciddi ruhsal rahatsızlıklardan muzdarip Ģüpheli teröristin BirleĢik Devletlere iade edilmesi halinde tutukluluk koĢulları hakkında belirsizlikler olması: suçlunun iade edilmesi ihlal teşkil eder ... 13

Aswat / Birleşik Krallık – 17299/12 ... 13

5. MADDE ...14

5§1 MADDESI ...14

YASAYA UYGUN YAKALAMA VEYA TUTUKLAMA ... 14

Yargılamayı yapan mahkemeye karĢı küçümseyici davranıĢlarda bulunulduğu iddiasıyla duruĢmadan önce tutuklama: ihlal ... 14

Tymoshenko / Ukrayna – 49872/11 ... 14

5 § 1 (F) MADDESI ...16

SINIR DIġI ETME ... 16

Mahkemenin baĢvuranın ihraç edilmesini önlemeye yönelik geçici tedbiri yürürlükte iken baĢvuranın tutuklanması: ihlal ... 16

Azimov / Rusya – 67474/11 ... 16

6. MADDE ...18

(4)

6 § 1 MADDESI (MEDENI) ...18

MEDENĠ HAKLAR VE YÜKÜMLÜLÜKLER ... 18

MAHKEMEYE ERĠġĠM ... 18

ALENĠ KARAR ... 18

Ġstihbarat memurunun zihinsel olarak göreve uygun olmadığı değerlendirmesi hakkında adli inceleme yapılmaması; kararların aleni olarak verilmemesi: ihlaller... 18

Fazliyski / Bulgaristan – 40908/05 ... 18

ADLĠ YARGILANMA ... 19

Adaleti tanımama anlamına gelen keyfi iç hukuk kararı: ihlal ... 19

Anđelković / Sırbistan – 1401/08 ... 19

6§1 MADDESI (CEZAI) ...20

CEZAĠ ALANDA YÖNELTĠLEN SUÇLAMALARIN KARARA BAĞLANMASI... 20

MAHKEMEYE ERĠġĠM ... 20

YASAYLA KURULMUġ MAHKEME ... 20

Ek vergi konulmasına dair tam inceleme yetkisi olan bir mahkemeye temyiz baĢvurusu yapma hakkının bulunmaması: ihlal ... 20

Julius Kloiber Schlachthof GmbH ve Diğerleri ... 20

Avusturya – 21565/07 et al. ... 20

ADĠL YARGILANMA ... 21

Yargılamayı yapan mahkeme huzurunda duruĢma öncesi geri çekilen kilit tanık ifadelerine dayanan mahkûmiyet: ihlal ... 21

Erkapić / Hırvatistan – 51198/08 ... 21

7. MADDE ...22

7§1 MADDESI ...22

NULLA POENA SĠNE LEGE (KANUNSUZ CEZA OLMAZ) ... 22

Ceza Kanunu’na konulmasından önce iĢlenmiĢ eylemleri içeren, “mütemadi” suçtan mahkûm edilme: ihlal bulunmamaktadır ... 22

Rohlena / Çek Cumhuriyeti – 59552/08 ... 22

8. MADDE ...23

POZĠTĠF YÜKÜMLÜLÜKLER ... 23

ÖZEL HAYATA SAYGI GÖSTERĠLMESĠ ... 23

AĠLE HAYATINA SAYGI GÖSTERĠLMESĠ ... 23

Çocuk istismarı Ģüphesiyle baĢlatılan ceza soruĢturmaları derdest durumdayken evlat edinme kararının feshedilmesi: ihlal ... 23

Gizli bilgilerin izinsiz olarak ifĢa edilmesi hakkında yeterli inceleme yapılmaması ve çocuk istismarı Ģüphelisi ebeveynin itibarının korunmaması ve masumiyet karinesinden yeterli ölçüde yararlanmaması: ihlaller ... 23

Ageyevy / Rusya – 7075/10 ... 23

ÖZEL HAYATA SAYGI GÖSTERĠLMESĠ ... 26

AĠLE HAYATINA SAYGI GÖSTERĠLMESĠ ... 26

(5)

Cinsiyet değiĢtirmesinin ardından evliliğini medeni birlikteliğe dönüĢtürmedikçe baĢvurana kadın kimlik

numarası vermeyi reddetme: dava Büyük Daire’ye gönderilmiştir ... 26

H. / Finlandiya – 37359/09 ... 26

ÖZEL HAYATA SAYGI GÖSTERĠLMESĠ ... 27

Ceza gerektiren suçların Ģüphelileri olan fakat mahkûm edilmemiĢ kiĢilerin parmak izi kayıtlarının toplanması, saklanması ve silinmesine yönelik tedbirlerin mevcut olmaması: ihlal ... 27

M. K. / Fransa – 19522/09 ... 27

AĠLE HAYATINA SAYGI GÖSTERĠLMESĠ ... 28

Tutuklunun haksız bir Ģekilde ziyaretçi aile üyelerinden fiziksel olarak ayrılması: ihlal ... 28

Kurkowski / Polonya – 36228/06 ... 28

KONUTA SAYGI GÖSTERĠLMESĠ ... 28

Makale yazarının kimliğini teyit etmek üzere gazete binasında gerçekleĢtirilen arama ve el koyma iĢlemi: ihlal ... 29

Saint-Paul Lüksemburg A.Ş. / Lüksemburg – 26419/10 ... 29

SINIR DIġI ETME ... 30

Ġki suçtan mahkûm edilmiĢ göçmenin reĢit olmayan çocuklarını görmesini engelleyecek olan tehcir ve sınır dıĢı etme emirleri: tehcir bir ihlal teşkil eder ... 30

Udeh / İsviçre – 12020/09 ... 30

10. MADDE ...31

ĠFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ... 31

Siyasal reklamlara iliĢkin kanuni yasaktan ötürü sivil toplum kuruluĢlarının televizyon reklamı yayınlatmalarına izin verilmemesi: ihlal bulunmamaktadır. ... 31

Animal Defenders International ... 31

Birleşik Krallık [BD] – 48876/08 ... 31

Baro Meclisi BaĢkanı’nın, baro üyesi kadının hapishane gardiyanları tarafından “aranmasına” iliĢkin yorumlarına karĢılık tazminat ödemesine hükmedilmesi: ihlal ... 33

Reznik / Rusya – 4977/05 ... 33

BĠLGĠ ALMA ÖZGÜRLÜĞÜ ... 35

BĠLGĠ YAYMA ÖZGÜRLÜĞÜ ... 35

Gazetecinin kaynaklarının keĢfedilmesinin önüne geçmeyen, geniĢ kapsamlı Ģartlar içeren arama ve el koyma emri: ihlal ... 35

Saint-Paul Luxembourg S.A. ... 35

Lüksemburg – 26419/10 ... 35

11. MADDE ...35

BARIġÇIL GÖSTERĠ YAPMA ÖZGÜRLÜĞÜ ... 35

Gösteri düzenleme usulünü belirleyen bir iç mevzuat bulunmamasına rağmen, gösteri düzenleme usulünün ihlal edilmesi gerekçesiyle yapılan idari yakalama: ihlal ... 35

Vyerentsov / Ukrayna – 20372/11 ... 35

18. MADDE ...36

ĠZĠN VERĠLMEYEN HUSUSLARA ĠLĠġKĠN KISITLAMALAR ... 36

Muhalefet liderinin bir suç iĢlediğine yönelik makul Ģüpheyle yetkili yasal makamın huzuruna çıkarılmasından baĢka amaçlarla özgürlüğünden yoksun bırakılması: ihlal ... 36

Tymoshenko / Ukrayna – 49872/11 ... 36

34. MADDE ...36

(6)

BAġVURU HAKKININ KULLANILMASINA ENGEL OLMA ... 36

KiĢinin kötü muameleye maruz kalma tehlikesi mevcutken zorla Tacikistan’a nakledilmesi ve Mahkeme tarafından emredilen geçici tedbirlerin önlenmesi: ihlal... 36

Savriddin Dzhurayev / Rusya – 71386/10 ... 36

35. MADDE ...37

35§3 (B) MADDESI ...37

BAġVURANIN ÖNEMLĠ BĠR ZARAR GÖRMEMĠġ OLMASI ... 37

Önemsiz miktarda vergiyle ilgili yargılamaların uzun olmasına dair Ģikayet: kabul edilemez ... 37

Cecchetti / San Marino (k. k.) – 40174/08 ... 37

37. MADDE ...37

37§1 MADDESI ...37

BAġVURUNUN ĠNCELENMESĠNĠN SÜRDÜRÜLMESĠNĠ HAKLI KILAN BĠR NEDEN OLMAMASI ... 37

BaĢvuranın davasını iç hukuk düzeyinde takip etmeye gayret etmemesi: kayıttan düşürülmüştür ... 37

Goryachev / Rusya (k. k.) – 34886/06 ... 37

41. MADDE ...38

ADĠL TAZMĠN ... 38

Çok az miktarda paraya iliĢkin olarak açılan davanın uzunluğu hakkındaki baĢvuru ile Mahkeme’yi meĢgul ederek yığılmalara sebep olmak: ihlal bulgusu yeterli adil tazmin teşkil eder ... 38

Ioannis Anastasiadis ve Diğerleri ... 38

Yunanistan – 45823/08 ... 38

46. MADDE ...38

KARARIN ĠNFAZI... 38

Gayrimenkullerin kamulaĢtırıldığı hallerde, mülkiyet haklarını güvence altına almak için savunmacı Devlet’in hukuki ve idari tedbirler alması gerekliliği: uygunluk için süre uzatılmıştır ... 39

Maria Atanasiu ve Diğerleri / Romanya – ... 39

30767/05 ve 33800/06 ... 39

GENEL TEDBĠRLER ... 39

BarıĢçıl gösterilerin düzenlenme usulüne iliĢkin savunmacı Devlet’in mevzuatında ve idari uygulamalarında reformlar gerçekleĢtirmesi gerekliliği ... 39

Vyerentsov / Ukrayna – 20372/11 ... 39

Suçluların iadesi ve sınır dıĢı etme vakalarında, Devlet icraatının yasaya uygunluğunun ve olası mağdurların etkili bir Ģekilde korunmasının, savunmacı Devlet tarafından gecikmeksizin sağlanması gerekliliği ... 39

Savriddin Dzhurayev / Rusya – 71386/10 ... 39

BĠREYSEL TEDBĠRLER ... 41

Savunmacı Devlet’in, baĢvuranın yaĢam ve sağlığına iliĢkin olarak yabancı ülke mahkemelerinin yargı yetkisi altında maruz kalabileceği risklere karĢı baĢvuranı korumak üzere çözüme yönelik somut iyileĢtirici tedbirler alması gerekliliği ... 41

Savriddin Dzhurayev / Rusya – 71386/10 ... 41

1 NO’LU PROTOKOLDEKĠ 2. MADDE ...41

EĞĠTĠM HAKKI ... 41

(7)

Tıp ve diĢçilik alanında devlet üniversitelerinde ve özel üniversitelerde derslere katılabilmek için numerus

clausus (sınırlı sayı) kıstasını ve giriĢ sınavını zorunlu tutan mevzuat: ihlal bulunmamaktadır ... 41

Tarantino ve Diğerleri / İtalya – ... 41

25851/09, 29284/09 ve 64090/09 ... 41

BÜYÜK DAĠRE’YE GÖNDERĠLME ...42

43§2 MADDESI ...42

AĢağıdaki davalar SözleĢme’nin 43§2 maddesi uyarınca Büyük Daire’ye gönderilmiĢtir: ... 42

Mocanu ve Diğerleri / Romanya – 10865/09, ... 42

45886/07 ve 32431/08 ... 42

Svinarenko ve Slyadnev / Rusya – 32541/08 ... 42

ve 43441/08 ... 42

H. / Finlandiya – 37359/09 ... 42

(8)

2. MADDE Pozitif Yükümlülükler

Tıbbi ücretleri ödeyememesinden dolayı hamile bir kadına acil müdahalede bulunmanın reddedilmesi: ihlal

Mehmet Şentürk ve Bekir Şentürk / Türkiye – 13423/09 Karar 9 Nisan 2013 [2. Daire]

Olaylar ve Olgular – Hamileliğinin otuz dördüncü haftasında olan ilk baĢvuranın eĢi ve ikinci baĢvuranın annesi, eĢiyle birlikte sürekli ağrı Ģikâyetiyle bir üniversite hastanesine gitmiĢtir. Acil servis doktoru tarafından muayene edildikten sonra kadın hastalıkları ve doğum anabilim dalı doktorlarından oluĢan bir ekip tarafından hastaya müdahalede bulunulmuĢ ve ultrason çekilmesinin ardından hastanın taĢıdığı bebeğin ölü olduğu saptanarak hastanın acilen ameliyata alınması gerektiği kararına varılmıĢtır. Ardından, iddiaya göre, hastaneye yatıĢ ve ameliyat için ücret alınacağı ve depozito olarak yaklaĢık 1,000 Avro (EUR) ödenmesi gerektiği hastaya söylenmiĢtir. Ġlk baĢvuranın kendisinde gerekli miktardaki paranın bulunmadığını belirtmesinden ötürü eĢi hastaneye yatırılamamıĢtır. Bunun üzerine acil servis doktoru, hastanın sağlık personeli bulunmayan bir araçla baĢka bir hastaneye nakledilmesini ayarlamıĢtır. Hasta yolculuk sırasında ölmüĢtür.

Sağlık Bakanlığı’na bağlı olarak çalıĢan bir soruĢturma komisyonu tarafından, hastanın ölümünden hastane doktorlarının sorumlu olduğunu ortaya koyan bir soruĢturma açılmıĢtır. SoruĢturmada hastanın tedavi edilmeden nakledilmesine yönelik karar ve tıbbi ücretlerin ödenmesine verilen önem eleĢtirilmiĢtir. Ġsnat edilen suçun kovuĢturulması zaman aĢımına uğramıĢ olduğundan, nöbetçi doktor hakkında herhangi bir ceza yargılaması yapılmamıĢtır.

Ġlk davada suçlu bulunmuĢ olan diğer doktorlar, Yargıtay’ın yargılamaları 2010 yılının Ekim ayında sonlandırmıĢ olması ve ayrıca zaman aĢımı nedeniyle herhangi bir cezaya çarptırılmamıĢlardır.

Hukuksal Değerlendirme – 2. Madde

(a) Esas Bakımından – Mahkeme, Devlet’in SözleĢme’nin 2. maddesi kapsamındaki pozitif yükümlülüklerine dayanarak, hem özel hem de devlet hastanelerinin, hastaların hayatlarını korumaya yönelik uygun tedbirler almalarını zorunlu kılacak düzenlemelerin Devlet tarafından yapılması gerektiğini vurgulamıĢtır.

Mevcut davada Ģikâyet konusu olayların meydana geldiği tarihte, tedavi hizmetlerine eriĢime iliĢkin Devlet’in kamu sağlığı politikası hakkında in abstracto hüküm vermek Mahkeme’nin görevi olmamasına rağmen, Mahkeme’nin söz konusu hastanede tedavi olmanın ön ödemeye tabi olduğunu kaydetmesi için ulusal makamların bulgularını dikkate alması yeterli olmuĢtur.

Bu gereklilik hasta için caydırıcı olmuĢ ve hastanede tedavi görmeyi reddetmesine sebep olmuĢtur. Bu tür bir kararın bilgiye dayalı olduğunu veya ulusal makamları merhumun alması gereken tedaviye iliĢkin yükümlülükten muaf tuttuğunu tasavvur etmek mümkün değildir. Hastaneye ulaĢtığında hastanın durumunun ağır olduğu ve acil ameliyata alınması gerektiği;

alınmadığı takdirde ağır sonuçların ortaya çıkabileceği hususlarında ihtilaf bulunmamıĢtır. Sağlık çalıĢanları hastayı baĢka bir hastaneye nakletmenin, hastanın hayatını riske sokacağının tamamen farkında olmuĢtur. Ayrıca ilgili personel hakkında kovuĢturma yapılmasına izin vermeyi reddetmiĢ olan heyete, zorunlu ücretlerin ödenmediği acil tıbbi durumlarda, nasıl bir yol izleyeceklerini belirten herhangi bir materyal sağlanmamıĢtır. Bu bakımdan iç hukukun, merhuma sağlık durumu nedeniyle verilmesi gereken tedavinin verilmesini engelleyecek nitelikte olduğu görülmemiĢtir.

Bununla birlikte, hastane yetkililerinin bariz hataları sonucunda, merhumun uygun ve acil tedaviye eriĢimi engellenmiĢtir. Bu bulgu Mahkeme’nin, Devlet’in hastanın fiziksel

(9)

9 bütünlüğünü koruma yükümlülüğünü yerine

getirmediği kararına varması için yeterli olmuĢtur.

Sonuç: ihlal (oybirliğiyle)

(b) Usul Bakımından – Devlet’in pozitif yükümlülükleri arasında, ister kamu sektöründe ister özel sektörde, tıbbi bakım altındaki hastaların ölüm sebeplerini tespit edebilmek ve ilgililerin sorumlu tutulmasını sağlamak için etkili ve bağımsız bir yargı sistemi oluĢturmak da bulunmaktadır. Fakat Mahkeme, ilk baĢvuranın eĢinin ölümünden sorumlu olduklarından Ģüphelenilen kiĢilere zaman aĢımından ötürü nihai bir ceza verilmemiĢ olduğunu gözlemlemiĢtir.

Ġlaveten, davaya iliĢkin yargılamaların uzun sürmüĢ olması, derhal inceleme yapılması gerekliliğini karĢılamamıĢtır. Nöbetçi doktoru yargılamaya yönelik herhangi bir adım atmak konusunda, ceza yargılamalarının baĢından itibaren belirgin bir ihmal söz konusu olmuĢtur. Dolayısıyla Devlet mevcut davada etkili bir ceza soruĢturması gerçekleĢtirmemiĢtir.

Sonuç: ihlal (oybirliğiyle)

(c) Ceninin Yaşam Hakkına İlişkin İddia – BaĢvuranlar ceninin ölüm zamanının tespit edilmesi için herhangi bir soruĢturma gerçekleĢtirilmemiĢ olduğunu iddia etmiĢlerdir. Mahkeme, yaĢamın baĢladığı noktaya iliĢkin Avrupa’da bir görüĢ birliği bulunmamasından ötürü bu konuyu belirlemenin Devlet’in görevi olduğunu kaydederek, önceki davalarda benimsediği yaklaĢımı yinelemiĢtir. Mevcut davada ceninin yaĢamı merhumunkiyle yakından bağlantılı olduğundan, bu Ģikâyetin ayrıca incelenmesine gerek kalmamıĢtır.

41. Madde: Manevi tazminata karĢılık müĢterek olarak 65,000 Avro (EUR) ödenmesine karar verilmiĢtir; maddi tazminat talebi reddedilmiĢtir.

(Ayrıca bk: Vo / Fransa [BD] no. 53924/00, 8 Temmuz 2004, Bilgi Notu sayı 66; A, B ve

C / İrlanda [BD], no. 25579/05, 16 Aralık 2010, Bilgi Notu sayı 136; Tysiąc / Polonya, no. 5410/03, 20 Mart 2007, Bilgi Notu sayı 95).

3. MADDE

İnsanlık Dışı ve Aşağılayıcı Muamele Sınır Dışı Etme

Somalili mültecinin, Dublin II Tüzüğü uyarınca, İtalya’ya ihraç edilmesi önerisi:

kabul edilemez

Mohammed Hussein ve Diğerleri / Hollanda ve İtalya 27725/10 Karar 2 Nisan 2013 [3. Daire]

Olaylar ve Olgular – Ġlk baĢvuran Somali vatandaĢıdır ve iki küçük çocuğun (ikinci ve üçüncü baĢvuranın) annesidir. Ġlk baĢvuran 2008 yılının Ağustos ayında Ġtalya’ya gelmiĢ ve sığınma baĢvurusunda bulunmuĢtur. Bir karĢılama merkezine nakledilmiĢ ve iki ay sonra, Ġtalya’da çalıĢmasına imkân veren geçici bir oturma izni almıĢtır. 2009 yılının Ocak ayında kendisine üç yıllık oturma ve seyahat izni belgesi verilmiĢtir. Ġlk baĢvuran 2009 yılının Nisan ayında karĢılama merkezinden ayrılmıĢ ve Hollanda’ya giderek, hamileliğinin ilerleyen evrelerinde tekrar sığınma baĢvurusunda bulunmuĢtur.

Ġlk baĢvuranın sığınma talebine iliĢkin sorumluluğun Dublin II Tüzüğü uyarınca Ġtalyan yetkililere ait olduğu gerekçesiyle, baĢvurusu reddedilmiĢtir. BaĢvuran, Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi’ne sunduğu baĢvuruda, Hollanda’dan Ġtalya’ya nakledilmesi durumunda SözleĢme’nin 3.

maddesi kapsamındaki haklarının ihlal edileceğinden Ģikâyet etmiĢtir.

Hukuksal Değerlendirme – 3. Madde: M.S.S. / Belçika ve Yunanistan [BD] (no. 30696/09, 21 Ocak 2011, Bilgi Notu sayı 137) davasındaki durumdan farklı olarak, mevcut davada baĢvuran Ġtalya’ya varmasından itibaren üç gün içerisinde, Ġtalyan yetkililerinin sığınmacılar için devreye sokmuĢ olduğu karĢılama merkezinden faydalanmıĢtır ve üç ay içerisinde kendisine iĢ arama izni

(10)

10 verilmiĢtir. BaĢvuranın uluslararası koruma

talebi kabul edilmiĢtir ve kendisine ek olarak üç yıl geçerli oturma izni verilmiĢtir. Böylece baĢvuran, yabancılar için seyahat izni belgesini almaya, çalıĢmaya ve toplumun geneliyle aynı Ģekilde sosyal yardım planlarından, sağlık hizmetlerinden, sosyal konutlandırma ve eğitim hizmetlerinden yararlanmaya hak kazanmıĢtır. Yeni gelen sığınmacılara yer açmak için baĢvuranın yerleĢme merkezinden ayrılmaya zorlandığı varsayılsa bile, hamile bir kadın olarak baĢvuranın, kabul edilen mültecilere açık bir tesise öncelikli olarak yerleĢtirilme hakkı bulunmuĢtur. Fakat baĢvuranın, iĢ bulma konusunda ya da yoksul veya evsiz kalma riski bulunan savunmasız kiĢiler için Ġtalya’da oluĢturulmuĢ olan özel kamu veya özel sosyal yardım planları kapsamında barınma alternatifi için yardım istemiĢ olduğuna yönelik bir emare bulunmamıĢtır. Bu Ģartlar altında, baĢvuranın Ġtalya’da gördüğü muamelenin 3. madde kapsamına girmesi için gereken asgari önem seviyesini kazanmıĢ sayılabileceği kanaatine varılmamıĢtır.

Ancak baĢvuranın oturma izni bitmiĢ olduğundan, Mahkeme, Ġtalya’ya geri gönderilmesi halinde baĢvuranın durumunun nasıl olacağını değerlendirme yoluna gitmiĢtir. Mahkeme bu konuda, Hollanda yetkililerinin nakil hakkında Ġtalyan makamlarını önceden bilgilendireceklerini ve böylece gerekli hazırlıkların yapılması için yeterli süre tanıyacaklarını kaydetmiĢtir.

BaĢvuranın oturma iznini yenilemesi gerekmesine rağmen, iki küçük çocuğun bekar annesi olarak baĢvuranın, uygulanan mevzuat uyarınca savunmasız bir kiĢi olarak özel değerlendirilmeye tabi tutulma hakkı saklı kalmıĢtır.

Ġtalya’da sığınmacılar için hazırlanan karĢılama planları raporlarında, sığınmacılar ile mültecilerin genel durumları ve yaĢam koĢulları açısından bazı eksiklikler olduğu açıklanmıĢ olsa da, destek veya kolaylık sağlama konusunda herhangi bir sistemsel yetersizlik görülmemiĢtir. BirleĢmiĢ Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) ve Ġnsan Hakları Komiseri’nin düzenlediği raporlarda, bazı eksiklikleri tamamlamayı amaçlayan son iyileĢtirmelere

atıfta bulunulmuĢtur ve tüm raporlar sığınmacıların ihtiyaçlarını karĢılamaya yönelik hizmetlerin ve kolaylıkların niteliklerini detaylı olarak tarif etme konusunda hemfikir olmuĢtur. BaĢvuranın 2008 yılının Ağustos ayında geliĢinin ardından yaptığı korunma talebi birkaç ay içerisinde iĢleme konmuĢ olup, kendisine barınma imkânı sağlanmıĢ ve sağlık hizmetleri ile diğer kolaylıklara eriĢim hakkı verilmiĢtir. Bu Ģartlar altında Mahkeme, baĢvuranın Ġtalya’ya geri gönderilmesi halinde gelecekte maddi, fiziksel veya psikolojik açıdan haiz olacağı imkânlar değerlendirildiğinde, baĢvuranın 3. maddenin kapsamı alanına girecek kadar ciddi, yeterince gerçek ve yakın bir sıkıntı riski bulunduğunu ispat etmediğine karar vermiĢtir.

Sonuç: kabul edilemez (açıkça temelden yoksun).

Aşağılayıcı Muamele

Başvuranların mahkeme duruşmaları sırasında metal kafese konulması: dava Büyük Daire’ye gönderilmiştir

Svinarenko ve Slyadnev / Rusya – 32541/08 ve 43441/08 Karar 11 Aralık 2012 [1. Daire]

ġiddet suçlarından yargılanan baĢvuranlar, mahkeme huzuruna bir metal kafes içerisinde çıkarılmıĢlardır. Yargılamayı yapan mahkeme tarafından, baĢvuranların bu tür bir muameleye tabi tutulması hakkında herhangi bir gerekçe sunulmamıĢtır.

11 Aralık 2012 tarihli bir kararı ile Mahkeme dairelerinden biri 6§1 maddesinin (ceza yargılamalarının aĢırı uzun olması) ve 3.

maddenin ihlal edildiğine oybirliğiyle karar vermiĢtir. BaĢvuranların sürekli olarak silahlı polis memurları tarafından korunmuĢ olduklarını ve mahkeme salonunda diğer güvenlik tedbirlerinin alınması gerektiğini kaydederek ve baĢvuranların duruĢma salonunun düzenine veya güvenliğine karĢı bir tehlike teĢkil etmesinden, Ģiddete baĢvuracaklarından, firar edeceklerinden veya baĢvuranların kendi güvenliğinin risk altında olacağından endiĢe etmek için ciddi

(11)

11 gerekçeler sunar nitelikte herhangi bir delilin

ileri sürülmemiĢ olduğunu da dikkate alarak Mahkeme, baĢvuranların duruĢma salonunda halka açık bir Ģekilde metal bir kafese konulmalarının haksız olduğu kanaatine varmıĢtır. ġikayet konusu muamele, baĢvuranları kendi gözlerinde ve toplumun gözünde küçük düĢürmüĢ ve baĢvuranlarda keder ve aĢağılanma duygusu yaratmıĢ olduğundan, aĢağılayıcı bir muamele teĢkil etmiĢtir. Mahkeme, baĢvuranların maddi tazminat talebini reddetmiĢ ve her baĢvurana manevi tazminata karĢılık olarak 7,500 Avro (EUR) ödenmesine karar vermiĢtir.

Hükümet’in talebi üzerine dava 29 Nisan 2013 tarihinde, Büyük Daire’ye gönderilmiĢtir.

Etkili Soruşturma

Yerel makamlara şikâyette bulunmak için on bir sene bekleyen başvuranın eylemsizliği: dava Büyük Daire’ye gönderilmiştir

Mocanu ve Diğerleri / Romanya – 10865/09, 45886/07 ve 32431/08 Karar 13 Kasım 2012 [3. Daire]

1990 yılının Haziran ayında Romanya Hükümeti, anılan zamandaki yönetim Ģeklini protesto eden göstericilerin birkaç hafta süren Üniversite Meydanı iĢgalini sonlandırmaya yönelik tedbirler almıĢtır. 13 Haziran 1990 tarihinde güvenlik güçleri müdahalede bulunmuĢ ve pek çok göstericiyi tutuklamıĢtır. Bu durum gösterilerin artmasına neden olmuĢtur. Ordu en hassas bölgelere gönderilmiĢtir ve (göstericiler tarafından kuĢatılmıĢ olan) ĠçiĢleri Bakanlığı’nın içinden ateĢ edilmiĢ ve ilk baĢvuranın eĢinin ölümüne sebep olmuĢtur.

Aynı zamanda, 13 Haziran 1990 sabahı iĢ yerine doğru yürümekte olan ikinci baĢvuran Bay Stoica, devlet televizyon istasyonunun yakınlarında yakalanmıĢ, götürülmüĢ, ardından bağlanmıĢ ve darp edilmiĢtir. Bu olayların sonucunda gece bilincini kaybetmiĢ ve ertesi gün hastanede uyanmıĢtır. 1990 yılında uygulanan baskı hakkında ceza soruĢturması açılmıĢtır.

Bay Stoica’nın 2001 yılına kadar, olayların ardından on bir yıl geçmesine rağmen ilgili

makamlara Ģikâyette bulunmamıĢ olmasından ötürü Mahkeme, dairelerinden birinin 13 Kasım 2012 tarihli kararı ile (bk.

Bilgi Notu sayı. 157), oybirliğiyle, inter alia (diğerlerinin yanı sıra), 3. maddenin usul bakımından ihlal edilmemiĢ olduğuna karar vermiĢtir.

Ġkinci baĢvuranın talebi üzerine dava 29 Nisan 2013 tarihinde Büyük Daire’ye gönderilmiĢtir.

Sınır Dışı Etme

Uluslararası toplum için Afganistan’da çalışmış olan şoför ve tercümanın Kabil’e ihraç edilmeleri önerisi: tehcir bir ihlal teşkil etmez

H. ve B. / Birleşik Krallık –70073/10 ve 44539/11 Karar 9 Nisan 2013 [4. Daire]

Olaylar ve Olgular – Afganistan vatandaĢı olan iki baĢvuran, birinci baĢvuranın BirleĢmiĢ Milletler adına Ģoförlük ve ikinci baĢvuranın BirleĢik Devletler adına tercümanlık görevini icra ederken, uluslararası toplum için Afganistan’da gerçekleĢtirdikleri çalıĢmalara misilleme olarak Taliban tarafından kötü muameleye tutulma endiĢesiyle, BirleĢik Krallığa sığınma baĢvurusunda bulunmuĢlardır. BirleĢik Krallık yetkililerinin, baĢvuranların her halükarda güvenli bir Ģekilde baĢkent Kabil’e ulaĢabileceklerine yönelik kanaati ve aynı zamanda güvenilirlik nedeniyle baĢvuranların talebi reddedilmiĢtir.

Hukuksal Değerlendirme - 3. Madde: Bir bireyin Afganistan’a geri gönderilmesi durumunda kötü muameleye maruz kalma konusunda ciddi bir riskle karĢılaĢacağı türden genel bir durum Afganistan’da mevcut olmamıĢtır ve baĢvuranlar böyle bir risk bulunduğunu ileri sürmemiĢlerdir; ancak baĢvuranlar uluslararası topluma verdikleri destek dolayısıyla Taliban tarafından kötü muameleye maruz kalma riskine yoğunlaĢmıĢlardır. Hükümet’in baĢvuranları Kabil’e göndermeyi önermiĢ olmasından ve iki baĢvuranın da buraya kabul edilmeyeceklerine veya yerleĢemeyeceklerine dair herhangi bir görüĢ belirtmemiĢ

(12)

12 olmasından ötürü, ülkenin herhangi bir diğer

bölümünde risk bulunup bulunmadığı konusunun incelenmesine gerek görülmemiĢtir.

Kabil’deki risklere iliĢkin olarak, BirleĢmiĢ Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin (UNHCR) 2010 tarihli kılavuzunda, silahlı ve hükümet karĢıtı grupların gerçekleĢtirdiği hedefli saldırıların ve suikastların çoğunun, bu gruplar tarafından iyi korunan bölgelerde meydana geldiğinin gösterilmiĢ olması önemlidir. Ayrıca Landinfo Raporu’nda dikkat çekmeyen görevlilerin, söz konusu grupların Kabil gibi denetime sahip olmadıkları bölgelerde öldürüldüğünün bildirilmediği belirtilmiĢtir. Dolayısıyla hedefli suikastların sayısının, önceden daha güvenli olarak değerlendirilen bölgelerde arttığına yönelik iddialara rağmen Mahkeme, Taliban’ın Kabil’de veya denetimi altında olmayan diğer bölgelerde, söz konusu görevlileri takip etme isteği veya imkânı olduğunu ortaya koyan yeterli delillerin bulunmadığı kanaatine varmıĢtır. Bununla birlikte uluslararası topluma destek verdiği düĢünülen belirli kiĢilerin, Kabil’de Taliban tarafından gerçek ve kiĢisel bir risk altında bulunduklarını ispatlamaları gerekmekteyken, bu gereklilik BirleĢmiĢ Milletler veya BirleĢik Devletler kuvvetleriyle bağlantısı olan herkes için geçerli olmayıp, davanın kendine özgü Ģartlarına, kiĢilerin uluslararası toplumla iliĢkilerine ve kiĢilerin profillerine bağlıdır.

Ġlk baĢvuranın davası yerel yetkililer tarafından derinlemesine incelenmiĢ olup, baĢvuran hem sığınma görüĢmesinde, hem de bir göçmen yargıcı önünde dinlenmiĢtir ve temyiz aĢamasında yasal olarak temsil edilmiĢtir. Yerel yetkililerin kararlarının yetersiz olduğu, değerlendirmelerinin ilgili materyaller ile yeterli ölçüde desteklenmediği veya gerekçelerinin uygunsuz olduğu sonucuna varmak için herhangi bir sebep bulunmamıĢtır. Ġlk baĢvuranın Taliban’ın dikkatini üzerine çektiğine yönelik yeni bir delil bulunmadığı ve özellikle de baĢvuranın BirleĢmiĢ Milletler adına çalıĢmayı bırakmasının ardından dört sene geçmiĢ olduğu dikkate alınarak, ilk baĢvuranın yasaklanmıĢ bir muamele görme konusunda ciddi risk altında olacağı kararına varmak için

sağlam gerekçeler bulunmadığına yönelik yerel makam kararına Ģüphe düĢürebilecek herhangi bir yeni delil bulunmamıĢtır.

Ġkinci baĢvuranın iddiası da ulusal makamlar tarafından kapsamlı bir Ģekilde incelenmiĢtir ve ulusal makamlar ikinci baĢvuranın BirleĢik Devletler kuvvetleri adına tercüman olarak çalıĢmıĢ olduğunu kabul etmiĢ; fakat baĢvuranın bir yardım çalıĢanının kurtarılmasına katılmıĢ olduğunu kabul etmemiĢtir. Ulusal mahkemelerin olaylara iliĢkin bulgularından sapmak için ikna edici gerekçeler bulunması Ģartken, bu türden herhangi bir gerekçe bulunmamıĢtır. Ġkinci baĢvuranın Afgan yetkilileri tarafından risk altına sokulduğuna iliĢkin iddiası iç hukuk düzeyinde ileri sürülmemiĢtir ve bu iddia herhangi bir delil ile desteklenmemiĢtir. Ġddia edilen Taliban kaynaklı riske iliĢkin olarak Mahkeme, baĢvuranın yalnızca önceki tercümanlık görevi dolayısıyla Kabil’de riske maruz kalacağına ikna olmamıĢtır ve baĢvuranın 2011 yılının baĢlarına kadar belirli bir profilinin bulunmadığı, farklı bir ilde çalıĢmıĢ olduğunu kaydetmiĢtir. BaĢvuran, Taliban’ın denetimi dıĢındaki bir bölge olan Kabil’de tanınabileceğini veya orada Taliban’ın dikkatini üzerine çekebileceğini ortaya koyan herhangi bir delil veya gerekçe ileri sürmemiĢtir. Son olarak, baĢvuranın Kabil’e geri gönderilmesi halinde yoksulluk çekeceğine yönelik iddiasına iliĢkin olarak Mahkeme, iadenin yapıldığı ülkedeki insani Ģartların yalnızca çok istisnai durumlarda 3.

maddenin ihlaline neden olabileceğini vurgulamıĢtır. Sağlıklı, genç bir adam olan ve Afganistan’dan 2011’de yetiĢkin bir birey olarak ayrılmıĢ olan ikinci baĢvuranın, aile üyelerinin hala yaĢamakta olduğu ve hükümet denetimindeki bir kent olan Kabil’e gönderilmesi durumunun yukarıda anılan istisnai durum koĢulunu karĢıladığını ortaya koyan herhangi bir delil, baĢvuran tarafından Mahkeme’ye sunulmamıĢtır.

Sonuç: ihlal bulunmamaktadır (bire karĢı altı oyla).

Suçluların İadesi

(13)

13 Ciddi ruhsal rahatsızlıklardan muzdarip

şüpheli teröristin Birleşik Devletlere iade edilmesi halinde tutukluluk koşulları hakkında belirsizlikler olması: suçlunun iade edilmesi ihlal teşkil eder

Aswat / Birleşik Krallık – 17299/12 Karar 16 Nisan 2013 [4. Daire]

Olaylar ve Olgular – BaĢvuranın cihat eğitim kampı kurma planı yapması hakkındaki iddianameyle bağlantılı olarak, BirleĢik Devletlerin baĢvuranın geçici olarak tutuklanmasına yönelik talebinin ardından düzenlenen yakalama emrine dayanılarak, baĢvuran 2005 yılının Ağustos ayında BirleĢik Krallıkta yakalanmıĢtır. 2006 yılının Mart ayında DıĢiĢleri Bakanlığı baĢvuranın iade edilmesini emretmiĢtir. BaĢvuran BirleĢik Krallığın ruh sağlığı yasası uyarınca tutuklanma Ģartlarını taĢıdığından, 2008 yılının Mart ayında yüksek güvenlikli bir ruh ve sinir hastalıkları hastanesine nakledilmiĢtir. 2011 yılının Kasım ayında Birinci Derece Ruh Sağlığı Mahkemesi baĢvuranın davasını değerlendirmiĢ ve baĢvuranın paranoid Ģizofreniden muzdarip olduğu ve dolayısıyla kendi sağlığı ve güvenliği için bir sağlık hastanesinde tutulmaya devam etmesinin uygun olduğu sonucuna varmıĢtır.

Hukuksal Değerlendirme – 3. Madde:

BaĢvuranın BirleĢik Devletlere iade edilmesinin SözleĢme’nin 3. maddesini ihlal edip etmeyeceği, önemli ölçüde baĢvuranın tutulma koĢullarına ve BirleĢik Devletlerde eriĢebileceği tıbbi hizmetlere bağlı olmuĢtur.

Fakat ne duruĢma öncesinde, ne de duruĢma sonrasında baĢvuranın hangi tutukluluk merkezi veya merkezlerinde kalacağının kesin olarak bilinmemesi, söz konusu tutukluluk koĢullarının değerlendirilmesine engel olmuĢtur. Özellikle de hakkında çok az bilgi verilmiĢ olan, yargılama öncesi tutukluluk konusunda bir değerlendirme yapılamamıĢtır. BaĢvuranın iade iĢlemi sırasında tıbbi kayıtlarının BirleĢik Devletler makamlarına verilmesine rıza gösterdiği takdirde, baĢvuranın tutukluluk süresi boyunca nerede kalacağına karar verilirken, ruh sağlığına iliĢkin endiĢelerin dikkate alınacağını belirtmesine rağmen BirleĢik

Devletler Adalet Bakanlığı, baĢvuranın nerede tutulacağı veya tutulabileceği hakkında herhangi bir bilgi vermemiĢtir.

Ayrıca baĢvuranın ne kadar süre tutuklu olarak yargılanacağı da belirlenmemiĢtir.

BaĢvuran iade edildiği takdirde, temsilcilerinin baĢvuranın ruhsal rahatsızlığı nedeniyle BirleĢik Devletlerde yargılanmaya uygun olmadığını ileri sürme hakkı bulunurdu. Bu durumda bölge yargıcının baĢvuranın yargılanma ehliyetini değerlendirmesi gerekirdi ve baĢvuranın yargılanmaya ehil bulunması halinde Temyiz Mahkemesi’ne baĢvuruda bulunma hakkı bulunurdu. Yargılanma ehliyetine iliĢkin değerlendirmenin veya sonraki temyiz aĢamasının muhtemel süresi hakkında Mahkeme önünde herhangi bir bilgi mevcut olmamıĢtır; fakat baĢvuranın bu haklarını ileri sürmesi durumunda, duruĢma öncesi tutukluluk süresinin uzayabileceğini varsaymak makuldür. Son olarak Mahkeme, bölge yargıcının baĢvuranın yargılanmaya uygun olmadığını saptaması halinde baĢvuranın karĢılaĢacağı sonuçlar hakkında herhangi bir bilginin mevcut olmamasını kaygıyla kaydetmiĢtir.

Mahkeme, baĢvuranın mahkûm edilmesi halinde, hangi kurumda alıkonulduğuna bakılmaksızın, tıbbi tesislere ve daha da önemlisi, ruh ve sinir sağlığı hizmetlerine eriĢimi olacağını kabul etmiĢtir. Doğrusu Mahkeme, Babar Ahmad davasında, BirleĢik Devletlerin federal hapishanelerinde verilen psikiyatrik hizmetin, Bay Babar Ahmad’ın tutulduğu hapishanede mevcut olan hizmetten önemli derecede farklı olduğunun belirtilmediğini hatırlatmıĢtır. Fakat mevcut baĢvuranın muzdarip olduğu ruhsal rahatsızlığın yeterince ağır olması, baĢvuranın sıradan hapishaneden yüksek güvenlikli bir ruh ve sinir hastalıkları hastanesine nakledilmesini gerektirmiĢtir ve tıbbi deliller baĢvuranın “kendi sağlığı ve güvenliği için” orada kalmaya devam etmesinin uygun olduğuna açıkça iĢaret etmiĢtir. Ayrıca, baĢvuranın yargılanması ve mahkum edilmesi halinde, “oldukça kısıtlayıcı” bir yönetim altında, uzun süreli sosyal tecride maruz kalacağı ADX Florence’ta tutulmayacağının garantisi

(14)

14 olmamıĢtır. Mahkeme, Babar Ahmad

davasında ADX Florence’taki koĢulların sağlıklı kiĢiler veya daha hafif ruh sağlığı sorunları bulunan kiĢiler için 3. maddedeki sınıra ulaĢtığını kabul etmemiĢ olsa da, baĢvuranın davası zihinsel hastalığının ciddiyetinden ötürü ayırt edilebilir olmuĢtur.

BaĢvuranın davası ayrıca, sınır dıĢı edilmemiĢ, fakat hiçbir bağlantısının olmadığı, tutuklu kalacağı ve ailesi ile arkadaĢlarından destek alamayacağı bir ülkeye iade edilen Bensaid’in davasından da ayırt edilebilir olmuĢtur. Dolayısıyla, mevcut tıbbi delillerin ıĢığında, baĢvuranın farklı bir ülkeye ve daha kötü ve farklı bir hapishane ortamına iade edilmesi halinde, baĢvuranın ruhsal ve fiziksel sağlığının önemli ölçüde bozulması sonucuyla karĢılaĢılma riski mevcut olmuĢtur ve bu tür bir bozulma 3.

madde sınırına ulaĢacak mahiyette olmuĢtur.

Sonuç: iade etme ihlal teĢkil eder (oybirliğiyle) 41. Madde: Herhangi bir tazminat talebinde bulunulmamıĢtır.

(Bk. Babar Ahmad ve Diğerleri / Birleşik Krallık, no.lar 24027/07 et al., 10 Nisan 2012, Bilgi Notu sayı 151; ve Bensaid / Birleşik Krallık, no. 44599/98, 6 ġubat 2001, Bilgi Notu sayı 27)

5. MADDE 5§1 Maddesi Yasaya Uygun Yakalama veya Tutuklama

Yargılamayı yapan mahkemeye karşı küçümseyici davranışlarda bulunulduğu iddiasıyla duruşmadan önce tutuklama:

ihlal

Tymoshenko / Ukrayna – 49872/11 Karar 30 Nisan 2013 [5. Daire]

Olaylar ve Olgular – BaĢvuran Ukrayna’nın ileri gelen muhalefet partilerinden birinin lideri ve eski Ukrayna BaĢbakanıdır. 2011 yılının Nisan ayında aĢırı yetki ve makamın kötüye kullanılması suçlamasıyla baĢvuran hakkında ceza yargılamaları baĢlatılmıĢtır ve 2011 yılının Ağustos ayında yargılamayı

yapan mahkeme baĢvuranın tutuklu olarak yargılanmasına hükmetmiĢtir. Ardından baĢvuran isnat edilen suçlardan mahkûm edilmiĢ ve hakkında hapis cezası verilmiĢtir.

BaĢvuran Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi’ne yaptığı baĢvuruda, inter alia (diğerlerinin yanı sıra) tutukluluk koĢullarından, tutuklu kaldığı süre boyunca yeterli tıbbi tedavi görememekten ve hastaneye nakli sırasında kötü muameleye maruz kalmaktan (SözleĢme’nin 3. maddesi), tutukluluğunun keyfi olmasından, tutukluluğa itiraz edebilmesi veya tazminat talep edebilmesi için herhangi bir hukuk yolunun bulunmamasından (5. madde) ve siyasal nedenlerle tutuklanmıĢ olmasından (5.

madde ile birlikte 18. madde) Ģikâyet etmiĢtir.

Hukuksal Değerlendirme – 3. Madde

(a) Başvuranın Duruşma Öncesi Tutukluluk Koşulları Hakkında: Mahkeme, baĢvuranın tutukluluğunun bir bölümü boyunca, özellikle de güneĢ ıĢığına sınırlı eriĢim, sıcak su bulunmaması ve sınırlı sürelerde ısınma imkânı olması gibi somut koĢullara iliĢkin belli sıkıntılar yaĢamıĢ olabileceğini kabul etmiĢtir. Ayrıca baĢvuran hareket etme sorunu nedeniyle günlük yürüyüĢ yapamamıĢtır; hâlbuki bir baston veya bir koltuk değneği bu konuda yardımcı olabilirdi. BaĢvuranın durumu rahatsızlık verici olmuĢ olsa da, 3. maddenin kapsamına girecek kadar ağır bulunmamıĢtır.

Sonuç: kabul edilemez (oybirliğiyle).

(b) Tutukluluk Sırasında Uygun Tıbbi Tedavi Yapılmadığı İddiası Hakkında: Mahkeme önündeki materyallerden, Ukrayna yetkililerinin baĢvuranın sağlığına dikkate değer ölçüde önem gösterdikleri ve Ukrayna’daki sıradan tutuklulara sağlanan sağlık hizmetlerinin ötesinde hizmetler sunmaya gayret ettikleri anlaĢılmıĢtır. Fakat baĢvuran aĢırı temkinli davranmıĢ ve yetkililere güvenmediği için kendisine önerilen tıbbi iĢlemlerin çoğunun uygulanmasını reddetmiĢtir. Mahkeme, hasta güveninin doktor hasta iliĢkisinde ana unsurlardan biri olduğunu ve tutukluluk halinde bu güvenin oluĢmasının zor olduğunu; ancak yine de hastaların da sağlık yetkilileriyle iletiĢime geçmek ve onlarla

(15)

15 iĢbirliği yapmak gibi bir sorumluluğu

olduğunu dikkate almıĢtır. BaĢvuranın tutukluluk dönemine ait tıbbi geçmiĢinde, baĢvuranın sağlık yetkililerine güvenmemesini açıklayabilecek belirli bir olay kaydedilmemiĢtir. Avrupa ĠĢkenceyi Önleme Komitesi (AĠÖK) baĢvuranın alıkonduğu tutukevlerinden birini ziyaret etmiĢ ve baĢvurana sağlanan tıbbi bakımın uygunluğuna iliĢkin özel bir kaygı belirtmemiĢtir. BaĢvuran ayrıca uzman bakımı almak üzere dıĢarıda bir hastaneye nakledilmiĢtir. Özet olarak, yerel yetkililer baĢvurana kapsamlı, etkili ve Ģeffaf bir tıbbi yardım sağlamıĢlardır.

Sonuç: kabul edilemez (oybirliğiyle).

(d ) Başvuranın Hastaneye Nakledilmesi Sırasında Kötü Muameleye Maruz Kaldığı İddiası Hakkında: Tutukluluğu sırasında baĢvuranın vücudunda birçok morluk meydana gelmiĢtir. Sadece bu bile, Devlet yetkililerinin morlukların kaynağına iliĢkin bir açıklama yapmalarını gerektirmiĢtir. Morlukların baĢvuranın karnında ve kollarında bulunması, baĢvuranın hastaneye nakledildiği gün Ģiddetli bir biçimde yatağından çekildiğine ve karnından yumruklandığına yönelik anlatımıyla tutarlı bulunmuĢtur.

Fakat Mahkeme’nin, morlukların meydana geldiği anlaĢılan zamanın, baĢvuranın iĢaret ettiği zamanla eĢleĢmediğine ve morlukların dıĢ travmayla ilgisi olmayan baĢka Ģekillerde de meydana gelme olasılığı bulunduğuna yönelik önündeki tıbbi delilleri göz ardı etmesi mümkün olmamıĢtır. Bu bulgular, ancak baĢvuran tam bir adli tıp muayenesine tabi tutulmuĢ olsaydı tatmin edici olarak doğrulanabilir veya çürütülebilirdi; fakat baĢvuran iki sefer muayene olmayı reddetmiĢtir. BaĢvuranın muayene olmayı reddetmesiyle bu tür bir adli tıp delili

bulunmadığı göz önünde

bulundurulduğunda, morlukların baĢvuranın hastaneye nakledilmesi sırasında gördüğü tedavi sonucunda meydana geldiği ve böylece 3. maddenin ihlal edildiği iddiası, uygun delillerle kanıtlanamamıĢtır.

BaĢvuranın adli tıp muayenesi yaptırmayı reddetmesi, kötü muameleye maruz kalma Ģikâyeti hakkındaki soruĢturmanın etkililiğine de zarar vermiĢtir. Dolayısıyla soruĢturma 3.

madde amaçlarına göre etkili olmuĢtur.

Sonuç: ihlal bulunmamaktadır (üçe karĢı dört oyla)

5§1 Maddesi: BaĢvuranın tutuklu olarak yargılanması kararının belirsiz bir süreliğine verilmiĢ olması 5. maddenin gerekliliklerine aykırı olmakla beraber, yasal boĢluktan kaynaklanan ve tekrarlanan bir sorun teĢkil etmiĢtir. Ayrıca baĢvuranın tutuklama sebepleri arasında ileri sürülen suçlamalardan, kaçma riski olmadığı fark edilebilir olmuĢtur. Bu suçlamaların tümü önemsiz nitelikte olup, baĢvuranın

duruĢmalara katılmamasıyla

sonuçlanmamıĢtır. Açıkçası yargıcın baĢvuranın tutuklanması için gösterdiği gerekçe, baĢvuranın yargılamalara zarar verdiğine ve küçümseyici tavırlar sergilediğine yönelik iddiası olmuĢtur ve bu suçlamalar 5§1 maddesindeki özgürlüğünden yoksun bırakma gerekçeleri arasında yer almamaktadır. Ayrıca baĢvurana Ģehirden ayrılmama yükümlülüğü vermek yerine baĢvuranı tutuklamanın, bu Ģartlar altında neden daha uygun bir önleyici tedbir olduğu açık değildir. BaĢvuranın duruĢma öncesi tutukluluğuna iliĢkin sebeplerin, baĢvuranın mahkûm edilmesine kadar aynı kaldığı göz önünde bulundurulduğunda, baĢvuranın duruĢma öncesi tutukluluk döneminin tamamının keyfi ve yasaya aykırı olduğu anlaĢılmıĢtır.

Sonuç: ihlal (oybirliğiyle).

5§4 Maddesi: Yerel mahkemelerin baĢvuranın tutuklanmasının yasaya uygunluğuna iliĢkin çeĢitli incelemeleri, sadece yargı tarafından emredilmiĢ önleyici bir tedbirin değiĢtirilmesi kararına karĢı itiraz yolu bulunmadığı ifadesinden ibaret olmasından ve böylelikle baĢlangıçta öne sürülen eksik gerekçelendirmenin vurgulanmasına neden olmasından ötürü, söz konusu incelemeler 5§4 maddesinin gerekliliklerini karĢılamamıĢtır. BaĢvuranın salıverilme talebi sırasında öne sürdüğü açık ve konu ile ilgili iddiaların yerel mahkemeler tarafından değerlendirdiğine yönelik bir emare bulunmamıĢtır. Açıkçası, Mahkeme diğer davalarda, Ukrayna mevzuatının tamamında, 5§4 maddesinin gerekliliklerini karĢılayan bir yargılama öncesi

(16)

16 soruĢturmanın tamamlanmasından sonra,

tutukluluk halinin devam etmesinin yasaya uygunluğunun incelenmesi için bir usul bulunmadığına karar vermiĢtir.

Sonuç: ihlal (oybirliğiyle).

5§5 Maddesi: Ukrayna mevzuatı uyarınca, özellikle de yasaya aykırılığın bir yargı kararı ile sabit olduğu durumlarda, tazminat hakkı doğmaktadır. Fakat Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi tarafından 5. maddeyi ihlal ettiği kararına varılan bir özgürlükten yoksun bırakma vakasında, Ukrayna mevzuatı uyarınca tazminat talebinde bulunmak için herhangi bir usul bulunmamaktadır. Bu kanun boĢluğu Ukrayna aleyhine önceden açılan diğer davalarda da görülmüĢtür.

Sonuç: ihlal (oybirliğiyle).

5. madde ile birlikte 18. madde: Hakların ve özgürlüklerin uygunsuz bir gerekçeyle kısıtlandığı iddiasında bulunan baĢvuranın, yetkililerin gerçek hedeflerinin, bildirilen veya içerikten çıkarılabilen hedeflerle aynı olmadığını ikna edici bir Ģekilde göstermesi gerekmektedir. Yetkililerin SözleĢme’de belirlenen amaçlar dıĢında yetkilerini kullandıklarına dair salt bir Ģüphe, 18.

maddenin ihlal edildiğini ispatlamak için yeterli bulunmamıĢtır.

BaĢvuranın davasının Lutsenko / Ukrayna (no. 6492/11, 3 Temmuz 2012, Bilgi Notu sayı 154) davasıyla genel olarak benzeĢtiği görülmüĢtür. Anılan davada olduğu gibi, iktidarın el değiĢtirmesinden kısa bir süre sonra, eskiden BaĢbakanlık yapmıĢ olan ve en güçlü muhalefet partisinin lideri olan baĢvuran, yetkisini kötüye kullanmakla suçlanmıĢ ve yargılanmıĢtır. Mahkeme, baĢvuranın tutukluluğunun SözleĢme’nin 5§1 (c) maddesinde öngörülen amaçlar çerçevesinde resmen gerçekleĢtirilmiĢ olmasına rağmen, tedbirin asıl amacının baĢvuranı yargılamalar sırasında mahkemeye karĢı sergilediği iddia edilen saygısızca davranıĢlardan ötürü cezalandırmak olduğunun, hem fiili içerik hem de yetkililerin öne sürdüğü gerekçeler tarafından ortaya koyulduğunu önceden saptamıĢtır.

BaĢvuranın hürriyetinin kısıtlanması, baĢvuranı yetkili bir yasal makam huzuruna bir suç iĢlemiĢ olma Ģüphesiyle çıkarmaktan farklı amaçlarla gerçekleĢtirilmiĢtir.

Sonuç: ihlal (oybirliğiyle)

41. Madde: Herhangi bir tazminat talebinde bulunulmamıĢtır.

5 § 1 (f) Maddesi Sınır Dışı Etme

Mahkemenin başvuranın ihraç edilmesini önlemeye yönelik geçici tedbiri yürürlükte iken başvuranın tutuklanması: ihlal

Azimov / Rusya – 67474/11 Karar 18 Nisan 2013 [1. Daire]

Olaylar ve Olgular – Tacikistan vatandaĢı olan baĢvuran 2002 yılından itibaren Rusya’da yaĢamıĢtır; fakat düzenli olarak birkaç aylık sürelerle Tacikistan’a gitmiĢtir. BaĢvuran 2010 yılının Kasım ayında Rusya’da yakalanmıĢtır ve silahlı çatıĢmalardan sorumlu olduğu iddia edilen bir karĢıt grubun üyesi olmak suçuyla arandığı Tacikistan’a iade edilmesi talebinin incelenme aĢamasında tutuklu kalmıĢtır.

Ardından talep Rusya BaĢsavcı Vekili tarafından onaylanmıĢtır ve iade emri Rus mahkemeleri tarafından kabul edilmiĢtir.

BaĢvuranın yaptığı sığınma talebi reddedilmiĢtir. 2011 yılının Kasım ayında Bölge Mahkemesi, baĢvuranın kanunun izin verdiği azami tutukluluk süresi olan on iki ay boyunca tutuklu kalmıĢ olması nedeniyle, baĢvuranın iade edilmesi gerekirken tutukluluğunun uzatılamayacağına hükmetmiĢtir. Aynı zamanda Bölge Mahkemesi, baĢvuranın Rusya’da gerekli belgelere sahip olmadan ikamet etmesinden ötürü baĢvuranın sınır dıĢı edilebileceğini (idari nakil) ve bu gerekçeyle tutuklanabileceğini belirtmiĢtir. Ertesi gün Eyalet Mahkemesi, baĢvuranın Rusya’da yasaya uygunsuz olarak ikamet etme idari suçunu sabit bulmuĢ, sınır dıĢı edilmesini emretmiĢ ve suçun ağırlığı ile baĢvuranın Rusya’da sürekli gelirinin bulunmamasından dolayı baĢvuranın sınır dıĢı edilmesine ve sınır dıĢı edilmek üzere tutuklanmasına hükmetmiĢtir. BaĢvuranın tutukluluğu için belirli bir süre sınırı verilmemiĢtir. 23 Kasım

(17)

17 2011 tarihinde Avrupa Ġnsan Hakları

Mahkemesi, Mahkeme Ġç Tüzüğünün 39.

maddesi uyarınca, Hükümet’ten baĢvuranı Tacikistan’a veya baĢka bir yere, bir sonraki bildirime kadar nakletmemesini talep eden bir ara karar vermiĢtir. 2011 yılının Aralık ayında Bölge Mahkemesi, baĢvuranın tutukluluğu için bir süre sınırı belirlemeden, sınır dıĢı etme ve tutuklama emirlerinin geçerliliğini onaylamıĢtır.

Hukuksal Değerlendirme – 5§1 Maddesi:

BaĢvuranın yakalanmadan önce birkaç ay boyunca Rusya’da yasa dıĢı olarak ikamet etmiĢ olduğu konusunda mutabakata varılmıĢtır. Mahkeme, baĢvuranın iade edilmek üzere tutuklanması kararının, konuya iliĢkin yargı yetkisi olan bir mahkeme tarafından ve sınır dıĢı edilmeyle cezalandırılabilen bir suçla bağlantılı olarak verilmiĢ olmasını olumlu karĢılamıĢtır. Fakat baĢvuranın sınır dıĢı edilmek üzere tutuklanmasını çevreleyen koĢulların, yetkililerin asıl niyetinin, baĢvuranın kanun tarafından belirlenmiĢ olan azami tutukluluk süresinin dolmasının ardından, iade edilmesi nedeniyle tutuklu kalmasını sağlamak olduğunu gösterdiği makul karĢılanmıĢtır.

Yetkililer, baĢvuranın yakalandığı tarih olan 3 Kasım 2010’dan itibaren, baĢvuranın usulsüz göçmenlik sıfatından haberdar olmuĢlardır.

Buna rağmen yetkililer, iade edilmek üzere tutukluluk için öngörülen süre sınırı bitene kadar baĢvuranı alıkoyma gerekçeleri arasında, baĢvuranın usulsüz göçmen sıfatını göstermemiĢlerdir. Bölge Mahkemesi baĢvurana iliĢkin iade davasını incelemiĢ ve emniyet yetkililerine baĢvuranı bu yeni gerekçeye dayanarak tekrar tutuklamaları talimatını vermiĢtir. En önemli konu ise baĢvuranın iade edilmesine iliĢkin yargılamalar hala derdest durumdayken baĢvuranın “sınır dıĢı edilme amacıyla”

tutuklanmıĢ olmasıdır. Rus yetkililer bazen iade etme yerine sınır dıĢı etme (idari nakil) yöntemini kullanmıĢlardır. BaĢvuranın iade edilmesi “Rusya Federasyonu Devlet BaĢkanı’nın denetiminde” olmuĢtur;

dolayısıyla baĢvuranın Tacikistan yetkililerine (sınır dıĢı edilme veya iade ile) teslim edilmesinin öncelikli olduğunun değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmiĢtir.

Tüm bunlar baĢvuranın, yetkililerin yetkilerini kötüye kullandıkları ve iade edilmek üzere tutuklama için öngörülen azami süre sınırını bertaraf etmek üzere tutuklama için yeni bir gerekçeye atıfta bulundukları iddiasını desteklemiĢtir.

5§1 (f) maddesi uyarınca tutuklama, iyi niyetli ve Hükümet’in dayandığı gerekçeyle yakından bağlantılı olarak yapılmalıdır. Bu iki gereklilik mevcut davada, baĢvuranın iade yargılamalarının hala derdest durumda olduğu kısa süre zarfında ve muhtemelen yargılamalar bittikten sonra da yerine getirilmemiĢtir. BaĢvuranın tutuklu kaldığı toplam süre (iki yıl beĢ ayın üzerinde) iki döneme ayrılabilir. Ġlk dönem bir yıldan fazla sürmüĢtür (baĢvuranın 2010 yılının Kasım ayında yakalanmasıyla bu davaya iliĢkin son iç hukuk kararının 2011 yılının Aralık ayında verilmesi arasındaki dönem). Bu dönemin çoğu eĢ zamanlı olarak gerçekleĢtirilmiĢ olan üç yargılama süreciyle ifade edilebilir (iade, sınır dıĢı etme ve sığınma). Bu yargılamalar, Devlet’in uzun süre herhangi bir giriĢimde bulunmadığı iddia edilememeksizin, dikkatli bir Ģekilde yapılmıĢtır. 2011 yılının Aralık ayından itibaren baĢlayan dönem endiĢe konusu olmuĢtur. BaĢvuranın bu süre boyunca tutuklu kalması, Mahkeme’nin 2011 yılının Kasım ayında Mahkeme Ġç Tüzüğü’nün 39. maddesi uyarınca vermiĢ olduğu geçici tedbir kararının ardından, iade ve sınır dıĢı etme emirlerinin infazının geçici olarak askıya alınmasına dayandırılabilir.

Mahkeme’nin verdiği geçici tedbir kararına bağlı olarak yerel yargılamaların askıya alınması, baĢvuranın makul olmayan bir süre boyunca hapishanede kalmasıyla sonuçlanmamalıydı. Bununla birlikte, baĢvuranın sınır dıĢı edilmek üzere tutulmasına iliĢkin olarak, yerel mahkemeler tarafından belirli bir süre sınırı açıkça belirtilmemiĢtir. Uygulanabilir mevzuat uyarınca, sınır dıĢı etme kararının iki yıl içinde infaz edilmesi ve bu süre dolduğunda yabancı uyruklu kiĢinin salıverilmesi gerekmektedir. Fakat yasa dıĢı olarak bir ülkede ikamet eden yabancı uyruklu bir kiĢinin tutukluluk süresini kısıtlayan bir kural iç hukukta açıkça öngörülmemiĢtir. Ġki yıllık dönemin bitmesinin ardından baĢvuranın

(18)

18 yasa dıĢı olarak ikamet etmesine bağlı olarak

tekrar sınır dıĢı edilebileceği ve sonuç olarak bu gerekçeyle tutuklanabileceği açıkça anlaĢılmıĢtır; dolayısıyla bu dönem bittikten sonra durumun ne olacağı belirlenememiĢtir.

Sınır dıĢı etme amacıyla tutuklama, yapısı itibarı ile cezalandırıcı mahiyette olmamalı ve uygun tedbirler eĢliğinde yapılmalıdır. Fakat mevcut davada “önleyici” tedbir “cezai”

tedbirden daha ağır olmuĢtur (idari suç için azami ceza süresi otuz gündür). Yetkililer, Mahkeme’nin ara tedbirinin yürürlükte olduğu aĢamaların hiçbirinde, baĢvuranın tutukluluğunun devam etmesinin yasaya uygun olup olmadığını yeniden incelememiĢlerdir. Sonuç olarak yetkililer, davanın Mahkeme önünde incelenmesinin zaman alacağını bilmelerine rağmen, ara tedbirin kaldırılması halinde sınır dıĢı etme emrinin infazını sağlamak üzere “alternatif çözüm” arayıĢına gitmemiĢlerdir.

Sonuç: ihlal (oybirliğiyle).

(Ayrıca bk. Keshmiri / Türkiye (no. 2), no.

22426/10, 17 Ocak 2012; ve S.P. / Belçika (k. k.), no. 12572/08, 14 Haziran 2011, Bilgi Notu sayı 142)

5§4 Maddesi: Sınır dıĢı edilmek üzere tutulduğu süre boyunca baĢvuran için tutukluluğunun yasaya uygunluğunun adli olarak incelenmesini sağlayan herhangi bir usul mevcut olmamıĢtır.

Sonuç: ihlal (oybirliğiyle).

Mahkeme ayrıca baĢvuranın zorunlu olarak Tacikistan’a geri gönderilmesinin 3. madde ihlali teĢkil edeceğine oybirliğiyle karar vermiĢtir.

41. Madde: Manevi tazminata karĢılık olarak 5.000 Avro (EUR) ödenmesine hükmedilmiĢtir.

6. MADDE 6 § 1 Maddesi (medeni) Medeni Haklar ve Yükümlülükler Mahkemeye Erişim

Aleni Karar

İstihbarat memurunun zihinsel olarak göreve uygun olmadığı değerlendirmesi hakkında adli inceleme yapılmaması;

kararların aleni olarak verilmemesi:

ihlaller

Fazliyski / Bulgaristan – 40908/05 Karar 16 Nisan 2013 [4. Daire]

Olaylar ve Olgular –ĠçiĢleri Bakanlığı Psikoloji Kurumu’nun baĢvuranın gizli bilgileri toplama ve dağıtmayı içeren görevlerini gerçekleĢtirmeye zihinsel olarak uygun olmadığına karar vermesinin ardından, baĢvuranın ĠçiĢleri Bakanlığı’nın Ulusal Güvenlik Hizmetleri’ndeki görevine son verilmiĢtir. Yüksek Ġdari Mahkeme’nin üç üyeden oluĢan heyeti, psikolojik değerlendirmenin sonuçlarını incelemeye yetkili olmadığını belirtmiĢ, doğru usulün uygulanmıĢ olduğunu ve mevzuatın Ģartları uyarınca kararın geçerli olduğunu saptayarak, baĢvuranın karara itirazını reddetmiĢtir. Bu karar, aynı mahkemenin beĢ üyeden oluĢan bir heyeti tarafından onaylanmıĢtır.

Yargılamalar gizli yapılmıĢ olduğundan baĢvuran, aleni olarak verilmeyen Yüksek Ġdari Mahkeme karar metinlerinin kopyalarını alamamıĢtır.

Hukuksal Değerlendirme – 6§1 Maddesi

(a) Uygulanabilirlik: Bulgaristan mevzuatında tanınmıĢ bir hak olan, iĢinden haksız yere çıkarılmama hakkına iliĢkin gerçek ve ciddi bir ihtilaf olduğuna Yüksek Ġdari Mahkeme önündeki yargılamaların sonuçlarının, ilgili hak konusunda doğrudan belirleyici nitelikte olduğuna itiraz edilmemiĢtir. Devlet memurlarının istihdamıyla ilgili ihtilaflarda6§1 maddesinin uygulanmasına iliĢkin Vilho Eskelinen ve Diğerleri davasında yer almıĢ olan testi uygulayarak Mahkeme, Bulgaristan mevzuatının ĠçiĢleri Bakanlığı tarafından istihdam edilen memurların iliĢiğinin kesilmesinin adli olarak incelenmesine açıkça izin vermekte olduğunu ve baĢvuranın iliĢiğinin kesilmesine karĢı yasal itirazının Yüksek Ġdari Mahkeme tarafından incelenmiĢ olduğunu kaydetmiĢtir.

Buna uygun olarak, 6§1 maddesinin medeni haklara iliĢkin kısmı, bu mahkeme önündeki yargılamalara uygulanabilirdi. Yargılamaların,

Referanslar

Benzer Belgeler

Kapasiteler Özel Programı kapsamında, araştırma altyapılarının geliştirilmesi ve en uygun kullanımının sağlanması, Avrupa genelindeki araştırma potansiyelinin

Ancak Anayasanın 38(10) fıkrasın- da, ‘Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından’ kişi hürriyetinin kısıt- lanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulanabileceği,

Söz konusu proje 2006-2007 mali yılı kapsamında değerlendirilecek proje tekliflerinin sunulmasının ardından AB Komisyonu tarafından, Personel Genel Müdürlüğü tarafından

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürlüğü tarafından yapılan bir duyuruyla Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlığı

Madde  5‐  Şirketin  merkezi  İstanbul’dadır.  Adresi,  Nispetiye  Cad.  Akmerkez  E‐3  Blok  Kat:4  Etiler  34337  İstanbul’dur.    Adres 

MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Trabzon) – Önergenin gerekçesine baktığımda, köy ve mahalle muhtarlarından söz ediyor ama önerge sadece köy muhtarlarını kapsama

HIGHTEX 2012 İstanbul Teknik Tekstiller ve Nonwoven Fuarı Teknik Tekstiller ve Nonwoven ve Üretim Teknolojileri, Kompozitler Hammaddeler, Kimyasallar, Endüstriyel,

- Adınız ve Soyadınızı bizim kayıtlarımızda yer alan şekli ile yazınız, Mahkeme kararı ile veya evlilik nedeniyle olan değişikliği aşağıda belirtiniz.. Şu anda