Yayıncılık Etik İlkeleri
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile Televizyon Yayıncıları Derneği tarafından, Türkiye’de televizyon yayıncılığı
alanında yaşanan sorunlar karşısında yayın kuruluşlarının, etrafında uzlaşacakları ortak bir etik davranış zemini
oluşturulması amacıyla yürütülen çalışmalar sonucunda hazırlanan “Yayıncılık Etik İlkeleri” imzalandı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile Televizyon Yayıncıları Derneği’ nin ortaklaşa yürüttüğü çalışma kapsamında, 25 Mayıs 2007 tarihinde bir toplantı düzenerek Türkiye’deki çeşitli üniversitelerden medya etiği alanında önemli çalışmaları bulunan akademisyenlerin görüşlerine
başvuruldu. Bir toplantı sonucunda ortaya çıkan genel yayıncılık etik ilkeleri ışığında taslak bir metin hazırlandı.
Hazırlanan taslak metin çalışmasının ikinci ayağını oluşturmak üzere 25 Haziran 2007 tarihinde Televizyon Yayıncıları Derneği (TVYD) üyeleri ile toplantı yapılarak uzlaşma sağlandı. Aynı tarihte Televizyon Yayıncıları Derneği, Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği ve Yerel ve Bölgesel Televizyon Birliği ile de bir toplantı düzenlenerek sektörde yer alan meslek örgütlerinin de metin üzerindeki görüşleri alındı ve mutabakata varıldı.
Türkiye’de radyo ve televizyon yayıncılığı alanında ilk uygulama olan
Yayıncılık Etik İlkeleri 3 Temmuz 2007 tarihinde düzenlenen törenle imzalandı.
Yayın
Kuruluşları Tarafından Altına İmza Konulan
Yayıncılık Etik İlkeleri
Şunlardır:
İnsanı onuruna, temel hak ve özgürlüklere saygılı olmak.
İfade özgürlüğü ve haber alma hakkı çerçevesinde, olay ve olguları doğru, tarafsız ve eksiksiz yayınlamak.
Yayıncılığı haksız amaç ve çıkarlar doğrultusunda kullanmamak.
Çoksesliliğin ve kültürel çeşitliliğin korunmasına önem vermek.
Yayınlarımızda ırk, renk, dil, din, ve cinsiyet ayeımcılığına, aşağılama ve önyargılara yer vermemek.
Kişi ve kurumların cevap ve düzeltme haklarına saygılı olmak,
Toplumda korku ve infial yaratabilecek olaylar karşısında ve kriz zamanlarında sağduyulu davranmak.
Şiddeti teşvik etmemeye ve meşrulaştırmamaya özen göstermek.
Özel hayata ve mahremiyete saygılı olmak.
Kadınların sorunlarına duyarlı olmak ve kadınları nesneleştirmekten kaçınmak.
Çocuk ve gençleri uygun olmayan içerikten korunmaya özen göstermek.
İzleyicilerin ve dinleyicilerin gereksinim, beğeni ve hassasiyetlerine
önem vermek.
SİYASET ETİĞİ
Siyaset Felsefesi özgürlük, eşitlik, hak ve ödev gibi kimi temel idelerle çalışacağı için öncelikle bu idelerin felsefi açıklamasını, kavramlaştırılmasını vermek gereklidir. Bu bir anlamda siyaset olgusuna felsefi açıdan bakmak, siyaset olgusunu felsefi olarak açıklamak, siyaset sorunlarına felsefi çözümler getirmek demektir. İşte tam burada siyaset ile etik kesişirler. Siyaset insanın başkalarıyla ilişki içinde gerçekleştirdiği eylemlere bağlı olarak ortaya çıkan bir olgudur ve aynı şekilde etik de insanın başkalarıyla ilişki içinde gerçekleştirdiği eylemlere açıklama getiren bir disiplindir. Öyleyse her siyaset olgusu aslında etik bir olgudur, bu yüzden de siyaset felsefesi etikten bazı temeller alacaktır.
SİYASET ETİĞİ
Etik sorunu, toplumsal sistemde ve daha da önemlisi meşru güç kullanma tekelini elinde bulunduran bir iktidarda söz konusu ise daha büyük sorunlarla karşılaşılabilir. Politikacıların etik olmayan davranışlardan sakınmaları ya da genel manada siyasi yolsuzlukların üstesinden gelinebilmesinde en etkili araç ise şüphesiz siyasal etiktir. Siyasal etik bağlamında, Max Weber’in 1919 yılında “Meslek Olarak Siyaset” adlı eserinde yapmış olduğu etik sınıflamaları ve etiğin siyasi işlevleri konusundaki açıklamaları, özellikle günümüz politikacılarının okumaları ve davranış modeli olarak benimsemeleri gereken ve halen güncelliğini koruyan önemli bir eserdir. ( Yılmaz ve Doğan, 2013 )
SİYASET ETİĞİ
Bir toplumun kalkınması, yeterli kaynağın bulunmasından çok bu kaynakları bir araya getirip yönlendirecek iyi işleyen bir yönetim yapısına ve yöneticilere bağlıdır. Ancak örgütsel, siyasal hukuksal ve ekonomik nedenlerle bunun her zaman gerçekleştiği söylenemez.
Etiğin unsurları olan görev, sorumluluk, vicdan iyi niyet, sevgi, onur, başkalarına saygı, kamu yararı devlet yönetiminde de önemli ögeleri oluşturmaktadır.
Toplumu oluşturan bireylerin de belli bir ahlaki düzeyde olmaları; özen, çalışkanlık ve sabır gibi ahlaki ilkeler benimsemeleri gerekmektedir (MEB, 2013).
SİYASET ETİĞİ
Siyasal iktidarı elde etmek için uğraşan politikacılar, bu hedefe ulaşma noktasında amaca ulaşan her yol mubahtır anlayışla hareket ederek inandırıcılıklarını yitirebilmektedirler. Halka gerçekler yerine halkın seveceği şeyleri söyleyerek onların sempatisini kazanmak, kısa vadede bir başarı olsa da uzun vadede politikacılık mesleği açısından büyük bir kayıptır. Bu kayıp, politikacı ile yalancılığı özleştirecek kadar üst seviyelere ulaşabilmektedir. Politikacıların etik olmayan davranışlardan sakınmaları ya da genel manada siyasi yolsuzlukların üstesinde gelinebilmesinde en etkili araç ise şüphesiz siyasal etiktir (Yılmaz ve Doğan, 2013).
SİYASET ETİĞİ
Demokratik toplumlarda bir siyasi parti liderinin başarısı
yaptıkları ile değerlendirilir. Liderin başarısı; iyi bir insan,
erdemli ve ahlaklı olması değil seçim kazanması, iktidara
gelmesi iktidarda kalması ile ölçülür. Güç insanları baştan
çıkarabilir. İktidar gücünü elinde bulunduranların zamanla
etik değerlerden uzaklaşması söz konusu olabilmektedir
(Erberk,2012).
TÜRKİYE
CUMHURİYETİNDE MİLLETVEKİLİ
YEMİNİ
SİYASİ ETİK İLKELERİ
■ Kişilerin, toplumların ve dünyanın barış ortamında
bir hayat sağlaması ütopik bir söylem olsa da,
bizim yapacağımız bu siyasi etik ilkelerini
oluşturmak ve uygulamaktır.
Siyasetçilerin
uyması gereken siyasi etik
ilkelerini şu şekilde
sıralayabiliriz;
Kamu düzenini sağlamak ve kamu yararını gözetmek,
Dürüst ve güvenilir olmak,
Görev ve sorumluluğunu yerine getirmek,
Uluslararası anlaşmalara uymak,
Sabırlı ve çalışkan olmak,
Onurlu olmak.
Siyasilerin bazı toplumsal olaylara vermiş oldukları tepkiler o toplumun siyasi etik anlayışını göstermektedir.
Dünyanın bütün ülkelerinde deprem, sel, orman yangınları veya tren , uçak kazaları olmaktadır. Bu kazaların sonucunda ihmal varsa bunun sorumluları bir şekilde cezalandırılır. Gelişmişlik düzeyi yüksek olan ülkelerde sorumluluğu bakanlar hatta başbakan bile alırken, gelişmekte olan ülkelerde o işlerden sorumlu genel müdürleri görevden alma ile sonuçlanıyor. Az gelişmiş ülkelerde ise hiçbir yaptırım yapılmamaktadır.
KAYNAKÇA:
Aydın, İ. (2018). Eğitim ve öğretimde Etik. 9. Baskı. Ankara: Pegem Akademi.
Ayhan, A.(2011). Eğitim sevgidir. Ankara: Pegem Yayınları.
Bridge, B.(2004). Etik değerler eğitimi. İstanbul: Beyaz Yayınları.
Dinçer, B., Kaya, İ. ve Diğerleri. (2014). Öğretmenlik mesleğinde etik (Ed:Yard. Doç. Dr. İbrahim Kaya), İstanbul: Paradigma Akademi.
Kolçak, M.(2012). Meslek Etiği. Ankara: Murathan Yayınevi.