• Sonuç bulunamadı

Kırıkkale halk dansları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Kırıkkale halk dansları"

Copied!
106
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANA BİLİM DALI

MUHSİN KILIÇ 124201051011

KIRIKKALE HALK DANSLARI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Doç. Dr. AKTAN MÜGE YILMAZ

2016 – KIRIKKALE

(2)
(3)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANA BİLİM DALI

MUHSİN KILIÇ 124201051011

KIRIKKALE HALK DANSLARI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Doç. Dr. AKTAN MÜGE YILMAZ

2016 – KIRIKKALE

(4)

KABUL-ONAY

Doç. Dr. Aktan Müge Yılmaz danışmanlığında Muhsin Kılıç tarafından hazırlanan “Kırıkkale Halk Dansları” adlı bu çalışma jürimiz tarafından Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim dalında Yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

…/…/20..

(İmza)

[Unvanı, Adı ve Soyadı] (Başkan)

………

[İmza ] [İmza ]

[Unvanı, Adı ve Soyadı] [Unvanı, Adı ve Soyadı]

……… ………

[İmza ] [İmza ]

[Unvanı, Adı ve Soyadı] [Unvanı, Adı ve Soyadı]

……… ………

Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.

…/…/20..

(Ünvan, Adı Soyadı) Enstitü Müdürü

(5)

KİŞİSEL KABUL

Yüksek Lisans tezi olarak sunduğum Kırıkkale Halk Dansları adlı çalışmanın, tarafımca bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını ve faydalandığım eserlerin kaynakçada gösterilenlerden oluştuğunu, bunlara atıf yapılarak faydalanılmış olduğunu beyan ederim.

Muhsin Kılıç

(6)

I ÖNSÖZ

Halk dansları ait olduğu toplumun orijinal karakterini taşıyan, fertlerin müşterek duygu, düşünce ve davranışlarını sergileyen kültürel bir kimliktir. İçinde barındırdığı melodi, ritim ve hareket yapısı ile beraber hareket etmekle, paylaşımı ve kendini ifade etme olanağını sunmaktadır. İnsanın bireysel gelişiminin yanı sıra toplumsal gelişiminin de sağlanmasına katkıda bulunmaktadır. Var olan kültürün kaybolmaması ve belirttiğimiz kimliği korumak adına belirlemiş olduğumuz eksikliği gidermek çalışmamızın çıkış noktasını oluşturmaktadır.

Kırıkkale il merkezinde icra edilen halk dansları bilimsel araştırma yöntem ve teknikleriyle yeteri kadar incelenmemiştir. Bu nedenle bu çalışmanın amacı Kırıkkale yöresi halk danslarının karakterini, icra edilen danslarda kullanılan geleneksel giyim kuşamı, adım ve ezgi uyumunu müziksel bütünlük içinde bir araya toplayarak gelecek kuşaklara doğru bir şekilde aktarımının sağlanmasıdır.

Milletler kendi kültür kaynaklarına sahip çıktıkları sürece varlıklarını devam ettirebilirler. Çünkü kültür değerlerinin korunup işlenmesi milli değerleri oluşturur.

Bu bilinç ise milli birlik beraberliğin güçlendirilerek sürekli taze ve dinamik kalmasını sağlar. Kültürel değerlerin yok olmasına engel olup milli kültürümüzün korunmasını sağlayabilmek, yöresel kültürlerin yaşatılması ile mümkün olduğu düşünülmektedir. Bu anlamda Kırıkkale yöresi halk danslarının yeterli bir şekilde araştırılıp incelenmemiş olması, mevcut oyunların eskisi kadar oynanmaması pek çok oyunun unutulmasına sebebiyet vermiştir. Dolayısıyla bu oyunların milli kültürün bir parçası olduğu düşünülerek hareket edilmesi ve bütün özelliklerinin gelecek nesillere aktarılabilmesi, sistemli ve bilimsel bir çalışma ile sağlanabilecektir.

Türk halk dansları halkın geleneğine bağlı manevi kültürünü, yaşantısını, düşüncelerini, sevinç ve acılarını anlatan en zengin kültür değerlerinden biridir. Halk danslarının gelişmesinin, yöre oyunları ve figürlerinin en ince ayrıntısına kadar

(7)

II bilimsel araştırmalar çerçevesinde incelenmesi ile mümkün olabileceği düşünülmektedir.

Bu çalışmada Kırıkkale yöresi halk danslarının müzik yapısının, ritim yapısının, oyun analizlerinin ve halk dansları oynanırken giyilen kıyafetlerin derlenmesi ve bir arada sunulması hedeflenmiştir. Yöre oyunlarının hangi karakteristik özelliklere sahip olduğu belirlenerek tür saptanması gerçekleştirilmiş, bölümleri, dizileri, formları, tavırsal özellikleri incelenerek mevcut oyunların analizleri yapılmıştır. Müzik ve ritimler notaya alınarak eser analizleri yapılmış, oyun ve müzik uyumunu gösterecek analizler tablolar halinde sunulmuştur.

Çalışmada fikir ve yönlendirmelerinden istifade ettiğim, danışmanım Doç.

Dr. Aktan Müge YILMAZ’a, değerli bilgilerini paylaşan kaynak kişilere ve beni yetiştiren bütün hocalarıma en derin şükranlarımı sunarım.

Kasım 2016 Muhsin KILIÇ

(8)

III ÖZET

Kırıkkale halkının kültürel bir etkinliği olan halk dansları, geleneksel toplum hayatının köklü kültür kalıplarının yer aldığı bir alandadır. Bu nedenle Kırıkkale merkezde icra edilen geleneksel halk danslarının karakteristik özellikleri, müzikleri, oyun analizleri, geleneksel oynayış biçimleri ve geleneksel halk dansları giysileri tez konusu olarak belirlenmiştir.

Kırıkkale yöresi halk dansları ile ilgili yapılan çalışmalar incelenmiştir.

Kırıkkale halk danslarının icrasında geleneksel tavrı belirleyen özellikler, karakteristik özellikler adı altında toplanmıştır. Alan araştırması sırasında gözlem tekniği kullanılarak, doğal ortamlarda oyunlar değerlendirilmiş, yöredeki usta oyuncu olarak kabul edilen oyuncular ve yöre müzisyenleri ile görüşme yöntemi kullanılarak yörenin oyun geleneği hakkında bilgi edinilmiştir.

Kırıkkale ili merkezinde erkeklerin oynadığı oyunlar tespit edilerek derleme yöntemi ile incelenmiştir. Oyunların müzikleri yörenin en iyi müzisyenlerinden kayıt altına alınarak notaya alınmıştır. Notaya alınan halk dansları müzikleri, yöredeki mevcut oyun adımları ile eşleştirilerek adım ve ezgi bütünlüğü oluşturulmuştur.

Dansların analizleri yapılarak geleneksel oynanış biçimleri tablo haline getirilmiştir.

Kırıkkale hakkında bu güne kadar yazılan makaleler, broşürler tespit edilmiş ve bu alana yıllarca hizmet vermiş kişilerin görüşleri alınarak temel bilgilere ulaşılmıştır. Oyunların tarihi çok eskiye dayanmış olup nasıl çıktığı bilinmediği için araştırmanın sonucunda oyunların kaynağının anonim olduğu ortaya çıkmıştır.

(9)

IV ABSTRACT

Being a cultural activity of the people of Kırıkkale, folk dances belong to a field where deep-rooted cultural patterns of the traditional community life are present. Therefore the characteristics, music, performance analyses, traditional choreography and traditional folk dancing outfits of the traditional folk dances performed in central Kırıkkale, are chosen as the thesis subject.

Research conducted on the subject of Kırıkkale folk dances has been studied.

Features determining the traditional style during the performance of Kırıkkale folk dances are gathered under the name of characteristics. The performances were evaluated in their natural environment by using the observation method during the field study and information about the region’s dancing tradition has been gathered by using the interview method with the performers, considered “master performer” in the region, and with the region’s musicians.

The dances performed by the men in Kırıkkale City Center have been determined and examined by using the compilation method. The music of the dances has been recorded by the best musicians of the region and notated. A step and tune harmony has been created by matching the notated folk dancing music with the existing dancing steps in the region. The traditional dancing styles were made into a table by analyzing the dances.

The articles and booklets about Kırıkkale until now have been determined and basic information has been gathered by consulting to the people who devoted their years to this subject. Since the history of the dances goes way back and nobody knows how it originated, the origin of these folk dances is determined to be anonymous at the end of our research.

(10)

V İÇİNDEKİLER

ÖN SÖZ ÖZET

İNGİLİZCE ÖZET (ABSTRACT) İÇİNDEKİLER

GİRİŞ

1. Çalışmanın Konusu, Amacı ve Önemi ……….1

2. Metot ve Kullanılan Teknikler ……….3

3. Kırıkkale İlinin Sosyo-Kültürel Durumu ……….4

BİRİNCİ BÖLÜM KIRIKKALE HALK DANSLARI 1. Halk Danslarının Ortaya Çıkışı ………8

2. Türk Halk Danslarına Genel Bir Bakış ………..11

3. Kırıkkale Merkezde İcra Edilen Halk Dansları ……….19

3.1. Ağırlama ……….23

3.2. İkileme ………25

3.3. Yanlama ………..28

3.4. Hoplatma.……….30

3.5.Kırıkkale Merkezde Oynanan Halk Danslarının İcra Bağlamları...32

3.6.Kırıkkale Merkezde Oynanan Halk Danslarında Giyilen Kıyafetler ...34

3.6.1. Erkek Giyim-Kuşam ve Süslenmesi ………35

3.6.2. Kadın Giyim-Kuşam ve Süslenmesi ………38

3.7.Kırıkkale Merkezde Oynanan Halk Danslarında Kullanılan Enstrümanlar ve İcracıları…………...………....39

(11)

VI 3.8.Kırıkkale Merkezde Oynanan Halk Danslarının İcralarının Karakteristik

Özellikleri ………..………48

3.8.1. Tek Bölümlü Danslar ………..48

3.8.2. İki Bölümlü Danslar ………48

3.8.3. Diziler ………..49

3.8.4. Formlar ………49

3.8.5. Tavır ………50

3.8.6. Komut Şekilleri ………...50

3.8.7. El Tutuş Şekilleri………..50

3.8.8. Ağırlık Birimleri………...50

3.9. Kırıkkale Merkezde Oynanan Halk Danslarının Biçimsel Ögeleri.……51

3.10. Kırıkkale Merkezde Oynanan Halk Danslarının Analiz Tabloları…....55

3.10.1. Ağırlama.………....56

3.10.2. İkileme….………57

3.10.3. Yanlama………...58

3.10.4. Hoplatma…….……….…..58

3.11. Kırıkkale Merkezde Oynanan Halk Dansları Müziklerinin Notaları ve Eser Analizleri………...59

3.11.1. Ağırlama ..………...59

3.11.2. Keskin Halayı………..61

3.11.3. İkileme……….63

3.11.4. Yanlama.……….64

3.11.5. Hoplatma……….65

3.12. Kırıkkale Merkezde Oynanan Halk Danslarında Söylenen Türküler…67 3.12.1. Allı Durnam Bizim Ele Varırsan……….68

3.12.2. Başımda Altın Tacım………..70

3.12.3. Bu Gün Ayın Işığı………...75

3.12.4. Yaylalar İçinde Erzurum Yayla………..78

3.12.5. Köprüden Geçti Gelin………...80

3.12.6. Şu Dağlar Ulu Dağlar………..84

3.12.7. Değirmenin Bendine………...87

(12)

VII SONUÇ………...88 KAYNAKÇA………..91

(13)

1 GİRİŞ

1. Çalışmanın Konusu, Amacı ve Önemi

Toplumların kendilerini ifade etme aracı olarak kullandıkları kültürel üretimleri, somut olmayan kültürel miras üzerine yapılan çalışmalarda yol gösterici önem taşımaktadır. Geleneksel yaşamlarını sürdüren toplulukların oyunları ve müzikleri bu ifade biçimlerinin başında gelmektedir. Diğer yandan somut kültürel miras kapsamında ele alınan geleneksel giyim kuşamlar da bir yerin kültürel tanımının yapılmasında belirleyici rol oynamaktadır.

Halk oyunları ve müziği konusundaki çalışmalardan kısaca bahsetmek çalışmanın önemini vurgulamak açısından yararlı olacaktır. 1926-1929 yılları arasında İstanbul Belediye Konservatuvarı’nın halk bilimi araştırmaları yapması, 1927 de Türk Halk Bilgisi Derneği’nin halk bilimi konularını kategorize etmesi ve halk danslarına raks başlığıyla yer vermesi Türk halk oyunları alanındaki ilk çalışmalar olarak bilinmektedir. 1932 yılında kurulan Halkevlerinin halk oyunları ve müziği konusundaki çalışmaları, 1936 da kurulan Ankara Devlet Konservatuvarı’nın çalışmalarıyla gerçekleşen derlemeler, 1955 yılında Yapı Kredi Bankası’nın kurduğu Türk Halk Oyunlarını Yaşatma ve Yayma Tesisi’nin yaptığı teorik ve pratik çalışmalar bu alanda yapılan önemli çalışmaların devamı ve bu konuda akademik çalışmaların temeli niteliğindedir. Özet olarak verilen bu çalışmaların sonrasında akademilerin kurulmasıyla halk dansları konusunda alan araştırmalarının boyutu genişletilmiş, derlemecilik konusunda ilerlemeler kaydedilmiş, tür ve biçim sınıflamasıyla dans ve müzik analizleri yapılmaya başlanmış, arşivleme teknikleri geliştirilmiştir.

Halk danslarında tür ve biçimlerin belirlenmesine yönelik yapılan çalışmalar devam etmekte, kültürel zenginliğin ortaya çıkarılmasında araştırma ve derlemenin önemi artmaktadır. Kültürel yönünün yanı sıra estetik biçimlerde sunulan halk dansları, yarışmaların da etkisiyle repertuar bakımından sınırlı şekillerde sahnelenmektedir. Her yörenin ya da türün popüler olan danslarının değişik sahne

(14)

2 düzenlemeleriyle sunulması, derlenmiş arşivlenmiş ancak sahnelenmemiş diğer oyunların unutulması hatta zamanla yok olması sonucunu doğurmaktadır.

Halk dansları akademik çalışmalar kapsamında, adım-ezgi ve ritim uyumunu temel alan adım analizi konusuyla çözümlenmektedir. Öğretim yöntem ve tekniklerinin niteliği açısından da sınıflama ve adım analizi oldukça değerlidir. Buna bağlı olarak yapılan alan araştırmalarında derlenen oyun, müzik ve ritim kalıpları halk dansları disiplininin akademik çalışmalarına önemli ölçüde katkıda bulunacak, oyun ve müzik repertuarının genişlemesini sağlayacaktır.

Çalışma Kırıkkale Halk Dansları başlığıyla ele alınarak geleneksel giyim kuşam, oyun ve müzik yapısı incelenmiş, halay geleneğine değinilmiştir. Kırıkkale yöresi halk danslarının halay bağlamında teknik incelemelerinin yapılmaması, oyunları uygulanış biçiminden dolayı sorunlu hale getirmiştir. Yörede çok fazla oyun olmasına rağmen bilinen oyunların oldukça az olduğu dikkat çekmektedir. Bu nedenle yöredeki halk danslarının isim tespitleri yapılmış dansların yapısal (adım, ezgi, ritim, tavır) açıdan incelenmesinde güçlüklerle karşılaşılmıştır.

Yerel kültürün milli ve evrensel boyutları temel alınarak Kırıkkale halk danslarının adım, müzik ve ritim yapısının incelenerek düzenli ve sistemli bir hale getirilmesi, kuşaktan kuşağa aktarılarak devamlılığının sağlanması araştırmanın amacını oluşturmaktadır.

Günümüzde küresel bir kimliğe bürünmeye başlayan dünya üzerinde, Türk halk danslarının evrensel anlamda var olması; her bir parçasının ayrı bir önemle incelenmesi, korunması ve devam ettirilmesi ile sağlanabilir. Zengin bir kültürün var olduğu Kırıkkale yöresinde yapılacak bir araştırma, Türk halk dansları açısından hem tarihsel hem de kültürel bir öneme sahiptir.

Çalışma konusunun sınırları Kırıkkale yöresinin çevresiyle etkileşimleri çerçevesinde oluşmuş geleneksel giyim kuşamları, yörede bilinen halk danslarının genel özellikleri, adım ezgi ve ritim analizlerinin yapılması şeklinde belirlenmiştir.

(15)

3 2. Metot ve Kullanılan Teknikler

İnsan doğası gereği kültürlenme sürecini hayatının her evresinde yaşamaktadır. Birey, aynı kültür havzasından beslendiği kişilerle ortak bir bağ kurmaktadır. Kurulan bu bağ, kültürel dönüşümü ve zihinsel gelişimi de sağlamaktadır. Bu dönüşüm sayesinde kültürel varlıklar, özümsenmiş değerleri içerisinde meydana gelen hayat şartları çerçevesinde devamlılıklarını sağlarlar. Bu nedenle çalışma, bir metot dahilinde hazırlanmıştır.

Çalışmada tarihsel verilerin elde edilebilmesi için ilgili literatür taranmıştır.

Kırıkkale geleneksel halk oyunları hakkında yazılan makaleler, tezler, kitaplar tespit edilmiş ve bu alana yıllarca hizmet vermiş kişilerin görüşleri alınarak birliktelik oluşturulmaya çalışılmıştır. Ancak kaynak taramasında Kırıkkale merkezinde icra edilen oyunlar ile ilgili yeteri kadar yazılı kaynağın olmadığı görülmüştür. Kırıkkale Valiliği yayınları, Kırıkkale Üniversitesi Kütüphanesi ve Kırıkkale İl Halk Kütüphanesi incelenerek Kırıkkale ilinin tarihi, coğrafyası ve yöre oyunları konusundaki tespitler tez içerisinde değerlendirilmiştir.

Genel veri toplama sürecinde toplanan verilerin yorumlanması belli bir düzen içerisinde işlemektedir. Bu çerçevede ele alınan konu, göreceli bir bakış açısı ile incelenmiştir. Öncelikle kayıtlar yapılmış, daha sonra mevcut kayıtlar anlamlandırılmış ve anlamlandırılan unsurlar da bütün olarak açıklanmıştır.

Araştırma süresince gözlem ve görüşme teknikleri kullanılmıştır. Gözlem tekniği, sözlü kültür ürünlerinin icra edildiği zamanın kayda alınması için kullanılmıştır. Kırıkkale merkezde icra edilen oyunlar tespit edilerek bunların ortak tanımları ortaya çıkarılmış, karakteristik özellikler adı altında yer verilmiştir.

Kırıkkale yöresinde en yaygın şekilde icra edilen halk dansların tespitleri yapılmış ve bu dansların ezgileri yöredeki mevcut en iyi icracıların davul-zurna kayıtları alınarak derlemeler gerçekleştirilmiştir. Bu oyunların icrasındaki adım-ezgi uyumsuzluğunun giderilmesi anlamında, geleneksel biçim tablosu oluşturularak yöredeki bu kültürün kaybolmaması için doğru ve bilimsel bir yöntem kullanılarak gelecek nesillere aktarılmasını kolaylaştırmak amaçlanmıştır.

(16)

4 Kırıkkale ilinin halk dansları konusunda ileri gelenleri ile ön görüşmeler yapılmıştır. Görüşmelerde araştırma konusu ana hatları ile anlatılarak akıllarda oluşabilecek soru işaretleri giderilmeye çalışılmıştır. Bu görüşmelerde yapılacak olan çalışmanın kendilerine ait kültür hazinelerinin kayda alınması ve kültürel malzemenin kaybolmasının önüne geçilmesi için ne denli önemli olduğu hususu ifade edilerek farkındalık yaratılmaya çalışılmıştır. Gözlem sonucu eksik kalan konular halk oyunlarıyla ilgili yeterli bilgiye sahip olan kaynak kişilerle birebir görüşülmüştür. Bu kişiler her kesimden, her yaştan olmak kaydıyla seçilmiştir.

Eğitim durumları göz önünde bulundurulmadan değerlendirilmeye çalışılmıştır.

Kırıkkale merkezinde icra edilen oyunların incelenmesinin yanı sıra yapısal özellikleri uzam ve biçem bağlamında değerlendirilerek oyunların icrası sırasında giyilen giysilerle geleneksel giyim kuşam arasındaki farklılıklar ortaya konmaya çalışılmıştır.

3. Kırıkkale İlinin Sosyo-Kültürel Durumu

Tarihin her devrinde, Orta Anadolu coğrafyasında önemli bir yeri bulunan Kızılırmak’ın Kırıkkale ve yöresinin tarihinin oluşmasında da mühim bir rolü olduğu söylenebilir.

“1071 Malazgirt Zaferi’nden kısa bir süre sonra bu coğrafya da, çeşitli Türk cemaat ve aşiretlerine tâbi bazı kimselerin yaşamaya başladığı görülmektedir. Dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük imparatorluklarından birini kurmuş olan Oğuz’un Bozok kolundan ve 24 boydan ilki olan Kayı’ya bağlı Karakeçili aşireti, reisleri Ertuğrul Gazi (Osman Gazi’nin babası) ile birlikte bugün Kırıkkale’nin ilçesi olan Karakeçili’de belli bir süre kalmıştır. Osmanlı devletinin kurucusu Osman Gazi’nin kayın pederi aynı zamanda devletin manevi kurucusu olarak da bilinen Şeyh Edebali’de bu coğrafya da yaşamıştır” (Aslıyüce, 1974: 19).

“Kırıkkale ve havalisi Anadolu Selçukluları ve Danişmentliler’in yönetiminden sonra bir süre Osmanlılar, Karamanlılar ve Timur kuvvetleri arasında

(17)

5 el değiştirdikten sonra 15. yüzyılda Osmanlı topraklarına katılmıştır. 11. yüzyıldan sonra Kırıkkale yöresine çeşitli Türk boyları yerleştirilerek iskâna açılmıştır.

Özellikle Oğuz Türkmenlerinden Kayı, Yazır, Avşar, Beğdili, Yuva, Karkın, İmir ve Bügdüz olmak üzere diğer boy, aşiret ve cemaatler yerleştirilmiştir. Kayı Boyuna bağlı Karakeçili aşireti de bunlardan birisidir” (Sakallı, 1998: 23).

Keskin ilçesi Kırıkkale’nin en eski yerleşim yerlerinden birisi olarak bilinmektedir. 16. yüzyıla gelindiğinde Osmanlı arşiv belgelerinde, Keskin adına sık sık rastlanmaya başlanmıştır. Osmanlı Devletinde yapılan idari yapılandırmalarda Keskin ismi nahiye, kaza, hatta bazen Keskin ili şeklinde de geçmektedir. Keskin denilince şimdiki ilçe sınırları değil o bölge ve buradan Ankara’ya kadar uzanan alanı kapsayan bölgeye verilen isim olarak bahsi geçmektedir.

Cumhuriyetten sonra 1925 yılında Top ve Mühimmat Fabrikasının temellerinin atılması, Kırıkkale’nin şehirleşmesinin çekirdeğinin oluşturur. Aynı kuruma bağlı fabrika sayısı arttıkça personel ve işçi sayısı da artar. Görülmemiş bir biçimde nüfus artışı görülür. Yeni gelen işçilerin konutları halka halka mahalleler çevreye yayılır. Demiryolu fabrikalar ile yerleşim bölgesi arasında sınır oluşturur.

“1960’lı yıllarda Kırık köyü ve Yuva Köyünü mahalleleri içine katan Kırıkkale, 1970’li yıllardan itibaren hızlı nüfus artışı ile birlikte mahalle sayısını da artırmıştır. Kırıkkale 1925 yılında 12 hanelik bir köyden 2013 te 27 mahalleye ve 192 bin nüfuslu bir yerleşim alanına ulaşmıştır” (Sevimli, 2014: 13).

“Kırıkkale adının kaynağı; şehrin 3 km. kuzeyindeki Kırık köyü ile merkezindeki Kale Tepe’nin kısaltılarak birleştirilmesinden ortaya çıktığı söylenir.

Bu ismin halk tarafından yakıştırıldığı kanaati yaygın olmaktadır. XVI. ve XVII.

yüzyıllarda, doğudan gelen çeşitli Türk aşiret ve cemaatlerinin Anadolu'da bilhassa Orta Anadolu'da iskân edildikleri bilinmektedir. Bunlardan "Oğuz, Oğuzhan" adı verilen büyük bir oymağın Ankara yakınlarında, o zamanki söyleyişiyle “Kırıkkal'a”

yerleştirildikleri belgelerde ifade edilmektedir. Yörükan taifesinden olduğu zikredilen Oğuz Oymağı, Anadolu'yu Türkleştirerek ve İslamlaştırarak, Türk vatanı haline getiren, aynı zamanda “Türkmen adıyla da bilinen büyük bir aşirettir. Bu

(18)

6 durumda bölgenin adının en az 400 yıllık bir tarihe sahip olduğunu kabul etmek gerekir. Türklerden önce yörenin çok eski bir tarihi geçmişi mevcuttur. Bugün Kırıkkale il sınırları içinde kalan bazı tarihi kalıntılar, ören yerleri ve höyüklerin varlığı ile bazı araştırma ve incelemelerde M.Ö. yıllara ait arkeolojik buluntulara rastlanması, Kırıkkale'nin coğrafi alanının ne kadar eski bir yerleşim sahası olduğunu göstermektedir” (Aslıyüce, 1974: 20).

Kırıkkale İli Sosyo-ekonomik Yapısının Yöre Oyunlarına Etkisi

Kırıkkale ili sahip olduğu coğrafi konum ve iklim açısından tarıma müsait bir ildir. Kırıkkale’nin tarıma elverişli olma nedeni, endüstri ve ticaret merkezlerine olan uzaklığında önemli bir etken olmuştur. Kırsal kesimlerde yaşayan halkın büyük bir bölümünün geçim kaynağı bağcılık, buğdaycılık ve hayvancılıktır. Dağ köylerinde yaşayanlar ise ülkenin verimli topraklarına sahip illerine gidip mevsimlik işçi olarak geçimlerini sağlamaktadırlar. Bunun sonucunda mevsimlik işçilerin gittikleri yerlerin kültürleri ile etkileşim haline geçmekte ve bu etkileşimin sonucunda, kendi köylerinin kültürleri ile gittikleri yerlerin gelenekleri arasında bir kültür uyuşmazlığı içine düşmektedir. Bu durum halkın geleneğini, yaşamını, hatta düğün geleneğini bile etkilemektedir.

Kırıkkale İli Coğrafi Yapısının ve İkliminin Yöre Oyunlarına Etkisi

Yöre insanlarının geçim kaynağı çiftçilik olduğundan dolayı günlük yaşamlarını bu yönde etkilediği görülmektedir. Bu durumdan dolayı yöre oyunlarına da konu olmuştur. İklim ve coğrafi şartlardan dolayı halk hayvancılık ve tarımla uğraşmaktadır. Karasal iklimin göstermiş olduğu özellikler, yazların kurak ve sıcak geçmesi, kışların soğuk ve sert olması bunların sonuçlarının getirmiş olduğu hüzün, sevinç, kuraklık, bolluk, isyankârlık yöre halk oyunlarında açıkça görülen hareketlerdir.

Tüm bu duygular yöre halk oyunlarında farklı hareketlerde ortaya çıkmış ve çeşitlenmiştir. Yılın bol mahsullü bitmesi ve hasat sevinci oyunlarda coşku ve şölen havasını yaratmıştır. Sıcaklıktan dolayı gelen kuraklık ve halkın yağmur duasına çıkması, hayvancılıkla uğraşan köylülerin yaz aylarında yaylalara göç etmelerini ve orada başlarından geçenleri anlatmaları göz önünde bulunan başlıca nedenlerdir.

(19)

7 Kısaca iklim, tabiat ve coğrafi koşullarla olan mücadele yöre halk oyunlarını etkileyen en önemli etkenlerdir. Kızılırmak nehrinden dolayı birçok türkü yakılmış ve bu türküler oyunlara yansıtılmıştır.

(20)

8 BİRİNCİ BÖLÜM

KIRIKKALE HALK DANSLARI

1. Halk Danslarının Ortaya Çıkışı

İnsanlığın varlığını sürdürebilmesinde en önemli etken, doğa ile savaşında doğaya yenik düşmeme özelliğidir. İnsanın doğa ile savaşında kendi gücünü fark etmesi, insana kazandırdığı maddi manevi kültür değerlerinin birikimini oluşturmuştur. Bu birikim uygarlık tarihimiz olmuştur.

“İlk insanlar doğa ile ilişkilerinde kullandıkları araç ve gereçlerin ilkelliği nedeniyle doğa olaylarını algılayamıyor değerlendiremiyorlardı. Toplu yaşıyor ve bu yaşama biçiminden güç alıyorlardı. Davranışları ortak düşünceye o topluluğun ortak çıkarlarına, isteklerine bağlıydı. Henüz birey olma bilincine erişememişlerdi. Bu ilkel dönemlerinde insanlar doğa olaylarının neden-sonuç bağlantısını kurmadıkları için belli bir yaratıcı aramışlar, olguları somutlaştırmak kişileştirmek eğiliminde olmuşlardır. O zamanda algılayamadıkları, bir nedene bağlayamadıkları olguları, mistik kuvvetlerle açıklıyorlardı. Buna bağlı olarak tapınmalar dinsel tören ve büyüler geliştirmişler bunları gelenekselleştirmişlerdi” (Aydın, 2002: 16).

“Bu değerlere bağlı sanat yaratımlarında da danslar, danslı törenler önemli bir yer tutuyordu. Bu dinsel törenlerin sözlü bölümü somutlaştırılan kavramı anlatan nesne ve eylemlerde ritüellerden oluşurdu. Böylece bu geleneksel işlemler sanatlarına da yansıdı. Zamanla toplumsal üretim gelişti. Bunun sonucu olarak doğal iş bölümü, teknik iş bölümü, toplu çalışma tüketim farklılıkları oluştu ve ekonomik yapılanma belirginleşti. Bu değişim ve gelişmeyle birlikte sosyal ortamda karşılıklı görev anlayışı toplumsal örgütlenme, gelenekler ve toplumsal alışkanlıklar, aile yapısı, akrabalık ilişkileri oluştu. Böylece toplumsal yapı mekanikleşti bütün çabalar toplumsal yararı gözetmeye yönelik oldu. İnsanlar doğa olayları karşısında kendi güçlerini fark ettiler ve bireyselleşme gerçekleşti” (And, 1974: 24).

(21)

9 Resim 1. Tören Alayı Ortostatı

Kaynak: Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi

“Ekonomik yapılanma gelişir ve buna bağlı olarak toplumsal anlayış değişirken insanların soyutlama yetileri de gelişmiştir. Doğa olaylarını algılayabiliyor, bir nedene bağlayabiliyor, nesneleştirdikleri doğaüstü güçleri açıklayamıyorlardı. Bu gelişim süreci içinde günümüze gelindi. İnsanlar doğal olarak ilkel dönemlerindeki yaşama özelliklerini değiştirdiler. Bu değişim eski yaşam biçiminden bütünüyle kopmak yerine farklılaşma biçiminde oldu. İlkel dönemlerindeki büyüyü, dinsel törenleri ve bu geleneksel işlemlerin en önemli bölümünü oluşturan dansları; kötü ruh korkusundan değil, ortak iş yapmanın zevkli olması birbirinden güç kazanması iş bölümünün sağlanması, dayanışma ve bütün değerleriyle birbirini anlama gibi nedenlerle yaptılar. Halk dansları dinsel kökenli törenler olmaktan çıktı ve toplu coşkuyu simgeledi” (And, 1974: 74).

Anadolu folkloru da bu varoluş koşullarından ayrı düşünülemez. Anadolu insanı, Orta Asya’dan Anadolu’ya yerleşince Anadolu’da geliştirdiği uygarlık süresince birçok eski kültürden etkilenmiştir. Anadolu danslarında eski Anadolu uygarlıklarının etkisini bulmak mümkündür. Zaman içinde bu etkilenmelerin

(22)

10 kaynakları, dansların doğuş anlamları, amaçları unutulmuş ama danslar günümüze değin ulaşabilmiştir. Anadolu’da da dans geleneğinin çok eskilere dayandığı, eski uygarlıkların resimlerinden heykel ve duvar kabartmalarından anlaşılabilmektedir.

Metin And, Konya - çatal höyük kazılarında çıkarılan bir duvar resimlerindeki toplu dans sahnesini, Anadolu’da dans geleneğinin eksikliğine örnek gösterir.

Resim 2. Tören Alayı Ortostatı

Kaynak: Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi

“Anadolu insanı dinsel açıdan ortak değerler yaratarak büyük bir manevi değerler bütünlüğü sağlamıştır. İslamiyet'in kadın ve erkek ilişkilerinde sınırlayıcı etkilerinin olması, köy danslarını bu açıdan pek etkilememiştir. Metin And bu konudaki düşüncesini “… İslam dinine karşı bir tepki sonucu olarak çıkan tarikat danslarında bu etkinin bir bakıma olumlu sonuçlarından sayılabilir” şeklinde ifade etmektedir. Bu yarı dinsel danslara semadan bozma semah (samah, zamah) dendiğini belirtir. İslamiyet etkisinde kadın ve erkeğin aynı oyunda yan yana oynamaları, toplum yapısının içe kapanık daha dar gruplara oluşturmasının, üretim ilişkilerinin

(23)

11 aile topluluklarına dayalı olması, iş gücüne önemli ölçüde gereksinim duyulmasının ve ortak üretimin sonucudur” (And, 1974: 78).

“Osmanlı İmparatorluğu içinde yaşayan çeşitli ulusların kültürel etkileri onlarla olan kültür etkileşimi de halk danslarını etkileyen önemli bir öğedir. Bu etkileşim Türk danslarına da yansımaktadır. Anadolu uygarlıkları büyük bir zenginlik taşır. İlk çağlardan beri var olan maddi ve manevi kültür değerlerinin oluşumunda en önemli etkenler; coğrafi özellikler iklim, yaşam koşulları üretim ilişkileri ekonomik ve toplumsal yapılanma savaşlar ve dinler olmuştur. Toplum yapısının mekanik olduğu dönemlerde bilgi aktarımı yoğun olmadığı için maddi ve manevi kültürel değerleri açısından etkilenmede yoğun değildir. Anadolu insanının geliştirdiği kültürel değerler; göçler, savaşlar ve toplumsal örgütlenmenin sonucunda farklılaşmalar göstermiştir” (Baykurt, 1965).

Oluşturulan topluluk ve örgütlenmelerin küçük aile toplulukları özelliği göstermesi, yerleşim bölgelerinin birbirinden kopuk olması, yoğun ekonomik ilişkilere girmemeleri, halk bilim değerlerinin yüz yıllarca korunmasına olanak sağlamıştır. Kırsal toplum yapısından kentsel toplum yapısına geçişte gittikçe gelişen iş bölümü, tarımda makineleşme, sanayileşme ve kitle iletişim araçlarının yaygın kullanımı, yoğun bilgi aktarımı ve uzmanlaşmayı geliştirmiştir. Bu gelişen toplumsal yapı içinde sanatsal yaratıların kaynaklandığı ortamların yok olması, günümüzde değer yargılarının da değişimine neden olur (Baykurt, 1965).

2. Türk Halk Danslarına Genel Bir Bakış

“Türk halk dansları tür ve biçim olarak birbirinden farklılıklar gösterse de aynı kültürün farklı ve zenginleşmiş ürünleri olduğunu gösteren ortak paydaları vardır. Bu paydalar dansın fiziki yapılarında görülebileceği gibi doğuş sebeplerini teşkil eden arka motifleri (kuraklık, sel, deprem, yangın, ölüm, düğün vs.) kendilerini hissettirir. Ne var ki aynı motif, değişik etkilenmeler sonucunda değişik mahiyetlerde sergilenir. Coğrafi konum, iklim yapısı, mahalli örf ve gelenekler, bu farklılaşmada rol oynayan başlıca etkenlerdir” (Kılıç, 2002).

(24)

12 Bir diğer önemli özellik de, dansların şehir ve kırsal kesimde ayrı yorumlamalarla icra edilmesidir. Kırsal kesimde danslar umumiyetle hazırlıksız icra edildiğinde ya bir düğün ya da bir eğlencede ferdin kendini göstermesi şeklinde görülür. Bu tip danslarda birlik beraberlik mümkün olmaz. Ancak şahsi figürlerle estetik bir arayış konusu olur. Dansçılar dansın hikâyesini kıvrak figürler jest ve mimiklerle süsleyerek anlatmaya çalışır ve danslar şartlar el verdiği ölçüde harmanlarda, harman dizisi şeklinde kendini gösterir (Kılıç, 2002: 16).

Turan Baraz’ın halk oyunlarının sınıflandırılması konusundaki çalışması çalışmada değinilmek istenen noktaları özetlemektedir (Baraz, 2010). Halk danslarının ortaya çıkış sebeplerini ve günümüz toplumundaki yerini kısaca belirtildikten sonra, zengin kültür öğeleri olarak bu dansların yansıttığı anlamlarına, sunuluşlarına, bölgelerine, belirli ortak özelliklerine göre bölümlenmesinden söz edilebilir.

Halk oyunlarının sınıflandırılmasında bir yol olarak bölgesel dağılış ele alınabilir. Çünkü Anadolu’da kimi dans türleri bölgelere de adını vermektedir.

Örneğin Ege, Batı Anadolu Zeybek Bölgesi; Orta ve Güney Anadolu Halay Bölgesi;

Doğu Karadeniz Horon Bölgesi, Doğu Anadolu Bar Bölgesi, Trakya Hora Bölgesi adını almaktadır. Ancak bu tür sınıflandırılmayı da kesin çizgilerle belirlemenin güçlüğü vardır. Öncelikle dansların bölgeler arasındaki geçişleri göz ardı edilemez.

Söz gelimi halay ele alındığında orta Anadolu’nun dışında doğuda, kuzeyde ya da başka bölgelerde de rastlama olanağı vardır. Dansların değişik nedenlerle bir bölgeden öteki bölgeye geçişleri sonucu bir dansın sadece bir bölgeye özgü sayılması olanaksızdır. Bu koşula bağlı kalarak halk danslarının bölgesel tür özelliğine göre dağılımı sınıflandırılabilir.

Zeybek: Aydın, İzmir, Muğla, Denizli, Bilecik, Eskişehir, Kütahya, Çanakkale, Kastamonu, Uşak, Manisa, Balıkesir, Burdur.

Halay: Bitlis, Bingöl, Diyarbakır, Elâzığ, Malatya, Kahramanmaraş, Gaziantep, Erzurum, Erzincan, Sivas, Mardin, Muş, Yozgat, Çorum, Adana, Ankara, Siirt, Hatay, Tokat, Şanlıurfa.

Horon: Trabzon, Samsun, Ordu, Rize.

(25)

13 Bar: Erzurum, Kars, Ağrı, Artvin, Gümüşhane, Bayburt, Erzincan.

Hora: Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale.

Karşılama: Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, İzmit, Adapazarı, Çanakkale, Bursa, Bilecik.

Kaşık: Eskişehir, Afyon, Kütahya, Bilecik, Kırşehir, Konya, Mersin, Antalya, Bolu, Bursa.

Bengi: Balıkesir, Manisa, Bursa, Çanakkale.

Halk danslarının sınıflandırılmasında izlenebilecek diğer bir yol da konularına göre ayrılmasıdır. Bu sınıflandırma değişik bir biçimde yapılabilir. Bir ayrım dansçıların sayı ve cinsiyetine göre yapılabilir. Tek kişilik kadın danslarından Estireyim mi (Bolu), Yoğurt (Eskişehir) bu duruma örnek olarak verilebilir. Tek kişilik erkek dansları Zeybek (Aydın), Misket (Ankara) de diğer bir örnektir. İki kişilik kadın dansları Ördek (Bolu), Mandalar (Kırklareli) ve iki kişilik erkek dansları Hançer Barı (Erzurum), Kırka Zeybeği (Eskişehir). Toplu kadın dansları Güvercin (Erzurum), Çömüdün (Kütahya) ve toplu erkek dansları Coşkun Çoruh (Artvin), Koçaklama (Ağrı) bu grubun örnekleridir. Kadın erkek karışık danslardan Delile (Elâzığ) ve Dokuzlu (Gaziantep) yine sayı ve cinsiyete göre yapılan sınıflamalara örnek olarak verilebilir. Türk halk oyunlarının zenginliği içerisinde bu tip sayısız örnekler bulunmaktadır. Bir başka gruplama dansın eşliği konusunda yapılabilir; Türkülü Bağ Belleme (Afyon), Çalgılı Bengi (Balıkesir) ya da suskun kılıç kalkan (Bursa) oluşuna dayanmaktadır.

Bir başka ayrımlaşma biçimi de dans çeşitlerinin anlamlarından kaynaklanır.

Yer adı taşıyan danslar; Sivas Halayı (Sivas), Tavas Zeybeği (Denizli); renk adı belirtilen danslar Yeşilim (Konya) vb. Sayı adı taşıyan danslar Beş Ayak (Malatya) ve On dörtlü (Artvin); iş, meslek belirten danslar; Kasap (Edirne), Yağcılar (İzmir) ve Ormancı (Kastamonu) örneklerden bazılarıdır.

Dansları bu değişik ayrımlaşmalarının ardından konuları bakımından en sağlıklı sınıflandırma şu şekilde olabilir:

(26)

14 Anadolu halk danslarının büyük bir bölümü taklitli, dramatik yapıya sahip danslardır. Bu nitelikli danslar doğa olaylarını, günlük yaşamı, kadın erkek ilişkilerini, vuruşmaları, hayvanları taklide dayanır.

Örneğin hayvan yansımalı danslar; Tavuk Barı (Erzurum) tavuğun hareketlerini; Ceylani (Kars) ceylanın yürüyüşünü, Serçe oyunu (Gaziantep) serçe sıçramasını taklit etmektedir. Aynı biçimde Horoz oyunu (Yozgat), Kurt Kuzu (Diyarbakır), Ördek (Bolu), Keklik (İçel), Ayı oyunu (Bitlis), Kartal oyunu (Bingöl) hayvan taklitlerini konu edinen diğer örneklerdir.

İş ve günlük yaşamı taklit eden danslardan; Teşi (Artvin), Yün eğirme, Köy halayı (Sivas) günlük yaşamın değişik görüntülerini, Türkmen kızı (İçel), Hamur yoğurma, ekmek yapma, yün eğirme hareketlerini taklit etmektedir. Madımak (Sivas), Yayılı halayı (Yozgat), Kirman (Kayseri), İş halayı (Sivas) en bilinen oyunlara örnektir.

Kadın erkek ilişkilerinin hareketle taklidine dayanan danslardan Sarı zeybek (Sivas) ve Bıçak (Elâzığ) erkeğin kadına dil dökmesini ve sonunda beraberliklerini anlatır. Aynı kümede tekerleme, Kıskanç (Kars), Hürünü (Çorum), Sürdüm (Ankara), Sudan geçirme (Kütahya) dansları da sayılabilir.

Çarpışma ya da savaşı konu alan danslar arasında Hançer barı (Erzurum), Bıçak horonu (Trabzon) örnekleri saldırma, vuruşma ve savunma taklidine dayanır.

Çandırlı tüfek oyunu (Giresun) dansçıların tüfeklerle belli bir noktaya ateş etme hareketine dayanmaktadır. Kılıç kalkan oyunu (Bursa) dansçıların kılıç ve kalkan seslerine uyarak çarpışmalarını anlatır. Ayrıca yine bu küme içinde fakat silahsız çarpışmayı anlatan taklitli danslar da vardır. Örneğin Sinsin (Adıyaman), Çepik (Bingöl-Diyarbakır), Harkuşla (Bitlis) çatışmaları içeren hareketli erkek danslarına örnektir.

Doğa olaylarını konu edinen danslardan Uzun dere (Kars) ve Coşkun Çoruh (Artvin) ırmağın akışına, coşkunluğunu canlandıran hareketleri taklitlerle anlatırken Kavak (Erzurum) dansında da kavak ağacının rüzgâr hareketi canlandırılmaktadır.

Doğa olgularını canlandıran danslar arasında Burçak tarlası (Yozgat), Yayla yolları (İçel), Yağmur duası (Diyarbakır), Yağmur yağar (Nevşehir), Sis dağı (Giresun) örnekleri en bilinenler arasındadır.

(27)

15 Her toplumun kendine özgü ve geçmişten günümüze taşıdığı, gelenek halinde devam eden bir kültürü vardır. Toplumların kültürlerini dil, din, gelenek, sanat ve hayat tarzı gibi unsurlar belirlemektedir. Bu unsurlardan biri olan sanat kavramı, bünyesinde halk oyunlarını ve halk müziğini barındırmaktadır. Geçmişten günümüze kadar halk oyunları ve halk müziği etkileşim içinde olmuştur. Halkın düşüncelerini, duygularını ve hislerini ezgilere dönüştüren olgu halkın müziği denilirken, bu ezgilere çeşitli figürler ekleyerek dansa dönüştüren olguya ise halk dansları denilmektedir.

Halk dansları genel olarak, görsel kültür ürünlerinden harekete dayalı bir tür olarak karşımıza çıkmaktadır. Halk dansları tabiat unsurlarını da içine alarak insana ait her türlü olayı konu alarak üretilmişlerdir. Geçmişten günümüze halk bilimi içerisinde araştırılması gereken bir tür olarak düşünülmüştür. Halk dansları hakkında bazı sosyal bilimci ve araştırmacının görüşleri şu şekildedir;

“Ait olduğu toplumun kültür değerlerini yansıtan, bir olayı, bir sevinci, bir üzüntüyü ifade eden; orijini din ve büyü ilgili (majik ve kültik) olan; müzikli (bir müzik aleti eşliğinde veya bir müzik aleti olmaksızın el, ayak gibi organlar veya bıçak, kılıç-kalkan vb. araçlarla tempo tutarak veyahut şarkı-türkü söylemek suretiyle yaptıkları müzikten tempo alarak) olarak, tek veya guruplar halinde icra edilen;

ölçülü, düzenli hareketlerdir” (Eroğlu, 1999: 33).

Demirsipahi (1975)’ye göre halk oyunları “ulusal müziğimizin bünyesine göre oyun kuran kişilerle, adları bilinmeyen halk sanatçılarının kurgularına dayanan düzenlilik, (ritim) kurallarına bağlı olarak müzik eşliğinde yapılan tartımlı hareketlere oyun denir. Oyunlar bir ulusun duygu ve düşüncelerine dayalı ise Ulusal Oyun (Halk oyunları, Milli Oyun) adını kazanır” şeklinde tanımlanmaktadır (Ertural, 2006: 8).

Kılıç (2002)’a göre halk oyunları, “insanın geleneksel yapı içerisinde süre gelen yaşam biçimini, inançlarını, dinsel ve sosyal değerlerini, duygu ve düşüncelerini, hareketler serisine çevirerek, anonim üretimlerle yaygınlaştırıp, ritim ve ezgi eşliğinde bireysel veya toplu olarak beden diliyle anlatma biçimidir.”

Halk oyunları hakkında yapılan tanımlar özetlenecek olursa çeşitli inançlara ve sosyal değerlere bağlı olarak halkın duygularını müzikli ya da müziksiz bir

(28)

16 şekilde hareketler serisine çevirme biçimidir. Halk oyununun başına getirilen Türk kavramını da bazı sosyal bilimciler tarafından şu şekilde açıklamaktadır;

Oğuz (2003), 1990’lı yılların başlarında Türk dünyasındaki pek çok Türk boyunun bağımsızlığını kazanmasından sonra ortak kültürel değerler etrafında, halk kültürü çalışmaları gibi halk oyunları icralarının da diğer halk bilgisi ürünleri gibi millet bilinci etrafında şekillendirildiğini söylemektedir. Bu bağlamda, Türk gençliğini küreselleşme ile yükselen rekabet ortamında başarılı olmasını sağlayacak ve kültürel değerlerine sahip çıkacak bireyler olarak yetişmesine olanak tanıyacağını belirtmektedir. Bunun yanı sıra bireylerin kültürleri ve kimlikleri ile ilgili bilinç seviyelerinin artacağını, dünya ile etkileşimlerinde kimliklerini korumalarına imkân vereceğini söylemiştir (Ertural, 2006: 15).

“Türkiye’de Türk halk oyunları çalışmalarının başlangıcı olarak kabul edilen ilk bilimsel yazı, 1900 yılında Rıza Tevfik Bölükbaşı tarafından Nev-sal-i Afiyet (Salname-i Tıbbi) adlı bir Tıp yıllığında yayımlanan Raks (Raks ve Muhtelif Tarzları) adlı makale olmaktadır. Bu çalışmalar, Atatürk’ün verdiği destekler ile sürdürülmüştür” (Güzeloğulları, 2005: 23).

Türk halk oyunlarının bölgelere göre çeşitlilik göstermesi ve bir bölgede birden fazla oyun çeşidi görülme olasılığı nedeniyle türlerin net sınırları çizilememektedir. Bu nedenle alan uzmanları ve araştırmacılar bazı farklı sınıflandırma yollarına gitmişlerdir. Göktan Ay Folklora Giriş kitabında bu sınıflandırmayı şu şekilde yapmıştır;

Coğrafik dağılıma göre:

Orta Anadolu Bölgesi: Halay, Kaşıklı oyunlar, Semah, Zeybek, Seymen, Sinsin oyunları,

Doğu Anadolu Bölgesi: Bar, Halay, Semah, Yallı oyunları, Karadeniz Bölgesi: Horon, Halay, Kafkas, Bar oyunları, Ege Bölgesi: Zeybek, Teke oyunları, Semahlar,

Akdeniz Bölgesi: Zeybek, Teke oyunları, Bengi, Semai, Semah, Kaşıklı oyunlar, Halay oyunları,

(29)

17 Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Halay oyunları,

Marmara ve Trakya Bölgesi: Karşılama, Zeybek, Kaşıklı oyunlar, Bar, Horon, Kasap, Çiftetelli, Kafkas, Güvende, Sekme, Çete, Hora, Bengi oyunları şeklinde sınıflanmaktadır. Oyun türlerine göre dağılımları ise, Halay, Zeybek, Horon, Bar, Kaşık-Bengi-Mengi-Güvende, Karşılama ve Hora oyunlarını, oyun türleri şeklinde adlandırarak açıklamaktadır. Ayrıca oyunların şekillerine göre ve oyunların isimlerine göre dağılmaktadır (Aktaran: Güzeloğulları, 2005: 45-46).

Ahmet Çakır’a göre ise bu sınıflandırma şu şekildedir;

Oynanış yerine göre; sahne, açık-kapalı yer, harman yeri, Oynanış nedenine göre; nişan, düğün, hasat şenliği, bayram, Oyuncuların cinsiyetine göre; kadın-erkek gibi,

Müzik yapısına göre; çalgılı-çalgısız, türkülü usullü,

Eşlik eden çalgıların yapısına göre; üflemeli, vurmalı, telli vb., Aldıkları adlara göre; Abdurrahman halayı, Atabarı vb.,

Konusuna göre; insan-tabiat ilişkisi, astronomik olaylar, sosyal olaylar, kavga-savaş, aşk-sevgi, insan adı vb.,

Kullanılan araçlara göre; kılıç, kalkan, bıçak, kaşık, mendil vb., Oyun oynama geleneğine göre; Bar, Halay, Horon vb.,

Oynanış biçimine göre; daire düz, tek sıra, çift sıra, el ele tutuşarak, omuzdan tutuşarak, tutunmadan vb.,

Oyuncu sayısına göre; tek, çift vb.” (Aktaran: Güzeloğulları, 2005: 48-49).

Yukarıda belirtilen halk oyunları sınıflandırmalarından ve bilgilerden hareketle İç/Orta Anadolu bölgesinde tek bir halk oyunu olmadığı anlaşılmaktadır.

Orta Anadolu bölgesinde görülen oyunlarına bakıldığında Halay, Kaşıklı oyunlar, Semah, Zeybek, Seymen ve Sinsin isimli oyun türlerine rastlanılmaktadır ve

(30)

18 araştırmanın konusu olan halay oyununun Ege, Marmara ve Trakya bölgesi hariç hemen hemen tüm bölgelerde görüldüğünü söylemek mümkün olmaktadır.

Demirsipahi (1975)’ye göre “Halay veya Alay Orta Anadolu ile Güney Anadolu (Çorum, Sivas, Malatya) bölgelerimizde toplu düz dizi halinde ve disiplinli bir şekilde oynanan oyunların tümüne birden denir”

Gazimihal (1991)’e göre “Halay oyunları; el ele tutuşulup yahut kol kola girilip bazen de omuz omuza tutuşularak omuzdaşlık duygusuyla yürütülen sıra oyunudur. Halay sözcüğünün kaynağını anlayabilmek için insanların tarım isleri içerisinde kullandıkları sözcüklerin anlamlarına da bakmak gerekmektedir.

Anadolu’da tarlalarda biçilirken dökülen tanelerden ertesi sene yetişen ‘hububat’

anlamına gelen ‘halaya’, ‘halaza’, ’haraza’ ve ‘halazı’ sözlerinin etimolojik araştırmalarının da dikkate alınması gerekmektedir” (Ertural, 2006: 23).

Sarısözen (1941)’e göre “Halay oyun icraları, en az üç kişiden başlayarak oynanan yerin (alanın) müsaadesi ve oyuncunun sayısı nispetinde kadrosu genişleyebilen toplu oyunların adı olup konularını dini ayinlerden almaktadır”

(Ertural, 2006: 23).

Ataman (1975) biçimsel özelliklerine göre incelediği halayları; Süit oynanan toplu oyunların en yaygını olarak görmektedir. Halayların, kendilerine özgü bir kuruluşa sahip olduğunu, Ağırlama, Yeldirme, Yanlama, Sıktırma, Yaslama, Kollama, Ayrılma, Zahma, Hoplatma gibi hareket ve tempo ifade eden bölüm adlarıyla ifade edildiğini belirtmekte ve halayların; şiir, hareket, soyluluk, tavır, metrik sistem, müzik ve dans formu tekniği yönlerinden birbirine zıt; fakat tonal yönden birbirine bağlı süit halinde ve birlik içinde değişikliği ifade eden oyun biçimleri olduğunu söylemektedir” (Ertural, 2006: 23).

Anadolu’da eşlik türkülerin ya da figürlerin kaynaklandığı olay, yer ya da kişilerin adını taşıyan yüzlerce halay saptanmıştır. Halaylar düğün, nişan, kına gecesi, dini ya da resmi bayramlar nedeniyle düzenlenen törenler, asker uğurlama vb.

toplu halde yapılan her türlü eğlentide oynanır.

(31)

19 Yapılan tanımlamalar sonucunda halay oyununun İç /Orta ve Güney Anadolu bölgelerinde belirli bir dizi halinde disiplinli bir şekilde oynan, kendine özgü bölümlerden oluşan, hareket ve tempoya dayalı bir oyun olduğu görülmektedir.

Halk danslarının müzikal yapısı ve müzikte kullanılan çalgılar her oyuna göre ya da oyunların içindeki bölümlere göre değişiklik göstermektedir. Bu durum halay oyunu için de geçerlidir. Bu konu hakkında bazı görüşler şu şekildedir;

Bileşiminde başka hiçbir usûl bulundurmayan Türk halk müziği ve halk oyunları müziklerinin temelini teşkil eden 2, 3 ve 4 zamanlı usûllerdir. İki zamanlı usûller genellikle Orta Anadolu’da oyun havası ve halayların hızlı bölümlerinde görülür” (Şahin, 2009: 73).

Bu bilgilere göre Halay oyunu müziğinde davul ve zurnanın olmazsa olmaz çalgılar olduğu görülmektedir. Halay oyununun bölümlerine göre ağır ya da hızlı tempo çeşitleri olduğu söylenebilir. Halayların usûllerinin 2/4, 4/4, 5/8, 6/8 şeklinde olduğu belirtilmektedir.

3. Kırıkkale Merkezde İcra Edilen Halk Dansları

Kırsal kesimlerde halk dansları, umumiyetle hazırlıksız icra edildiğinden ya bir düğün ya da bir eğlencede ferdin kendini göstermesi şeklinde görülmektedir. Bu tip halk oyunlarında birlik, beraberlik görmek pek mümkün olmamaktadır. Ancak şahsi adımlarla, estetik bir arayış söz konusudur. Oyuncular, oyunun hikâyesini kendi üslubuyla kıvrak adımlarla, jest ve mimiklerle süsleyerek anlatmaya çalışmaktadırlar.

Kırıkkale ilinin en zengin kaynaklarından biri de halk oyunlarıdır, yani halaylarıdır.

Halaylar Kırıkkale halkını tanımada bir etkendir. Halay adımlarında insanın kucağında büyüdüğü dağ havasının, yayla havasının ve bunların oluşturduğu kültürün özelliklerini görmek mümkündür. Bu bölgenin insanı uysaldır, ağırbaşlıdır, ciddidir, sabırlıdır, tevekkül sahibidir. İşte bu insan türküsünde bunu söyleyip, halayında bunu oynamaktadır. Onun karakteri budur, oyunlarında karakterini sembolize etmektedir. Bunun içindir ki Kırıkkale’deki halaylar çok ağır hareketlerle başlamakta, yavaş-yavaş hızlanıp hareketlenmekte ve sonunda coşkun, sesli gür adımlarla bitmektedir. Genel özelliği bu şekilde tanımlanan Kırıkkale halaylarında

(32)

20 erkek ve kadın grupların ayrı ayrı oynadığı görülmektedir. Erkekler oyunlarını kadınlara göre daha sert ve keskin yapmalarına karşılık, kadınlar biraz daha nazik ve yumuşak hareketlerle göstermektedirler.

Kırıkkale halayları en az 3 kişiden başlayarak yerin müsaadesi ve oyuncunun sayısı nispetin de kadrosu genişleyebilen toplu oyunlardandır. Oyuncular düz sıra ya da bir hilal şeklinde bir kavis teşkil edecek surette el ele tutarak oyunlarını icra etmektedir. Buralarda halk halayı çok sevmekte ve iyi halaycılara daima saygı göstermektedirler. Halaylar düğünlerin, bayramların, askere uğurlamaların ve eğlence mahiyetindeki her çeşit toplulukların başlıca zevk ve heyecan kaynağı sayılmaktadır. Bir yerde halayın başlaması orada bütün kalplerin beraberce ve aynı maksat için çarpması demektir. Halay takımının etrafında halka halka toplanan halk için halay bir mihver vazifesi görmektedir. Bütün seyirciler bu nefis mihvere gönül bağlamakta bütün heyecanlar orada dönüp dolaşmaktadır. Halaylardaki bu toplayıcı ve uzlaştırıcı kuvvet pek yamandır. Onun cazibesine bir kere kapılanların bir daha ayrılması güçtür. Bütün halk oyunları türlerinde olduğu gibi halaylar da milli ruhun kaynaşma vasıtalarından biridir.

Resim 3. Kaynak: Kırıkkale Yahşihan Belediyesi Arşivi

(33)

21 Kırıkkale halaylarını incelerken oyuncuların halaya seçilmesinden de söz edilmesi gerekmektedir. Halayı icap ettiren topluluklarda ev sahibi, düğün kâhyası yahut o topluluğu idare eden kimse davulcu ve zurnacıya bir halay havası çalmasını söyleyerek oradaki misafirlere de bir halay çekmelerini rica ve teklif etmektedir. Bu sırada her taraftan halaya kaldırılması gereken halaycıların adları ortaya atılmaya başlamaktadır. Bir müddet sonra, esasen oradakilerin de yabancısı olmadıkları halay için en kuvvetli oyuncuların yüzde yüz bir isabetle meydanda yer aldığı görülmektedir.

Resim 4. Kaynak: Kırıkkale Yahşihan Belediyesi Arşivi

Halk tarafından seçilen bu oyuncular, kendi aralarından birisini başa geçirmektedir. Burada dikkati çeken bir nokta vardır ki bu da pek mühimdir; şayet başa getirilen oyuncu takımda kendisinden daha iyi oynayan birinin olduğunu sezerse derhal başı ona terk eder, kendisi ikinci sıraya ya da ortalara geçer. Kırıkkale halaylarının ve bu neviden toplu oyunların bulunduğu yerlerde işi ehline vermek ve başta ancak ehil olanı tutmak halk arasında anane halinde yaşayan bir meziyettir.

(34)

22 Resim 5. Kaynak: Kırıkkale Yahşihan Belediyesi Arşivi

Aynı coğrafik özellik taşıyan yerlerin oyunları arasında da benzerlikler görülmektedir. Tabiat, iklim gibi şartların etkisinde olmakla beraber bu benzerlikleri daha çok etnolojik sosyal faktörlere bağlamak yerinde olacaktır. Her oyun tipi kendi bölgesi içinde bir coğrafya gerçeği olmakla beraber sınırları kesin olarak gösterilmesi mümkün değildir.

Kırıkkale ilinin bilinen tarihi çok eskilere dayanmış olmasına rağmen konuyla ilgili önce yapılmış kapsamlı bir çalışmaya rastlanamamıştır. Araştırmalarımıza göre oynanan oyunların İç Anadolu’ya yönelik bir Türkmen oyunu olduğu ortaya çıkmaktadır. Ayrıca Türk toplulukları arasındaki alış veriş ve karşılıklı ilişkilerden kaynaklanıp hayat bulmuştur. Halaylardan bazıları toplum vicdanında derin izler bırakmış olan büyük olayların, oyun figürleri halinde zamanımıza kadar gelmiş birer hikâyesi konumundadır.

(35)

23 Resim 6. Kaynak: Kırıkkale Yahşihan Belediyesi Arşivi

Figürlerin anlatımına bakıldığında Ağırlama halayı adındaki oyunun bir yokluktan varlığa ya da bir kıtlıktan bolluğa kavuşmayı ifade eden bir mahiyeti sezilmektedir. Ancak tahmin edildiği gibi bu halayların bir kıtlığın bolluğa kavuştuğu devri anlatıyorsa da ne zaman nerede oluştuğu ve hangi topluluğunun başından geçtiği bilinmemektedir.

3.1. Ağırlama (Ağır Halay)

Yöresi : Kırıkkale

Oyunun Adı : Ağırlama (Ağır Halay)

Sözcük Anlamı : Yöredeki oynanan en yavaş oyun anlamına gelmektedir.

Derleyen : Muhsin Kılıç Derleme Tarihi : 2016

İnceleme Yeri ve Tarihi: Kırıkkale Merkez, Keskin, Köprüköy Sayısal Anlatımı : 1+2+3+4+5+6+7+8

Oyunun Bölümleri: Yerinde, Çökme, Yürüme, Ayak Çelme, Ayak Savurma,

(36)

24 Adım Anlatımı:

Yerinde Adım: Oyun sağ ayak ile başlamaktadır. Yerinde sağ sol sağ adımı ile yerinde basar. Sol adım sağ ayağın önünde parmak ucu ile vurulmaktadır. Sol adım tekrar yerine basar, sağ ayak ise sol ayağın arkasına parmak ucu vurulur ve yukarıda hamle yaptıktan sonra sağ ayak öne kendi hizasında öne doğru basar sol ayak yerinde diz kırılır ve sağ ayak tekrar yerine çekilmekte daha sonra ikinci adıma geçilmektedir.

Çökme Adımı: Adım cümlesi sağ ayak ile başlamaktadır. Yerinde sağ sol sağ adımı ile yerinde basar. Sol adım sağ ayağın önünde parmak ucu ile vurulur ve yerine basar. Sağ ayak arkaya pençede ağırlık merkezi sağ ayakta kalacak şekilde basılır sol ayak havada kalır ve sağ ayak sol ayağın yanına getirilerek dizler aşağı doğru kırılarak sırt düz kalacak biçimde çökülür ve son sayıda ayağa kalkılır.

Yürüme Adımı: Sağ ayak ile sağ taraf doğru sağ sol ve sağ ayakla ileriye doğru yürünür. Sol ayak sağ ayağın önüne doğru pençe vurulur. Sol ayak tekrardan yerine basar. Sağ ayak sol ayağın arkasına pençe vurulur. Sağ ayak kendi hizasında öne doğru basar ve sol ayak yerinde diz kırılır ve sağ ayak tekrar yerine çekilir.

Ayak Çelme Adımı: Adım cümlesi sağ ayak ile başlar. Sağ adım öne basar.

Sol ayak doğal halinde pençeye kalkar ve diz kırılır. Sol ayak yerinde basar sağ ayak yerine getirilir. Sol ayak önden ayak bileği hizasında sola doğru çekilerek sağ ayağın yanına getirilir.

Sağ ayak bilek hizasında sağa doğru sağa doğru çevrilir arkaya doğru çekilir ve tekrardan öne basılır. Sol ayak doğal pozisyonda pençeye kalkar ve tekrar yerinde basar sağ ayak önde kalır.

Ayak Savurma Adımı: Adım cümlesi sağ ayak ile başlamaktadır. Yerinde sağ sol sağ adımı ile yerinde basar. Sol adım sağ ayağın önünde parmak ucu ile vurulur ve yerine basar. Altıncı sayıda sağ ayak bilekten ileriye doğru hamle yaparak

(37)

25 öne savrulur. Sağ ayak savrulduktan sonra yedinci sayıda öne basar sol ayak pençeye kalkar sekizinci sayıda sol ayak yerinde tam taban basar.

Ezginin Özellikleri : Kerem dizi ile başlar ve Karciğar Makamında biter.

Adım - Ezgi Uyumu : Uyumludur Oyun Aracı : Mendil.

Biçim : Yöresel formatında, düz çizgide ve yarım çemberde eller baş hizasının önünde tutularak (üçüncü pozisyonda) oynanır.

Sanat ve Estetik : Geleneksel kalıplar bozulmadan, düz çizgide kurgu yapılabilir.

Resim 7. Kaynak: Kırıkkale Yahşihan Belediyesi Arşivi

3.2. İkileme

Yöresi : Kırıkkale Oyunun Adı : İkileme

(38)

26 Sözcük Anlamı : Yöredeki oynanan en yavaş oyundan sonra oynandığı için ikileme denilmiştir.

Derleyen : Muhsin Kılıç Derleme Tarihi : 2016

İnceleme Yeri ve Tarihi: Kırıkkale Merkez Sayısal Anlatımı : 1+2+3+4+5+6+7+8

Oyunun Bölümleri : Yerinde, Topuk Çarptırma, Çevirmeli Çökme, Ayak Çekmeli Yürüme, Titretme şeklinde adlandırılabilir.

Resim 8. Kaynak: Kırıkkale Yahşihan Belediyesi Arşivi

Adım Anlatımı

Yerinde Adım: Birinci sayıda yerinde sağ ile adım alınırken aynı zamanda sağ ayakta pençeye yükselir. Bu yükselme yapılırken sol ayak sol ön vereve atılır.

Aynı zamanda sol ayağın topuğu sol ön vereve atıldığı yerde yere vurulur. İkici sayıda aynı adım sol ayak ile tekrarlanır. Üçüncü sayıda sağ ayak yerinde sağ ile adım alınırken sağ ayak pençeye yükselir. Dördüncü sayıda sol ayak önde diz hizasına kadar yukarı çekilir (parmak uçları yeri gösterecek biçimde). Aynı zamanda

(39)

27 bu dört ve beş sayılarında kollar dirseklerden kırılır ve açılır. Beşinci sayıda sol ayak yerinde adım basar. Altıncı sayıda sağ ayak önde diz hizasında olacak şekilde yukarı çekilir. Yedinci sayıda sağ ayak önde öne adım alır. Sekizinci sayıda ise sol ayak yerinde pençeye kalkar (doğal halinde).

Topuk Çarptırma Adımı: Sağ ayak sağ tarafa doğru ayakuçları karşıyı gösterecek şekilde adım alır. Sol ayak topuğu sağın yanına getirilerek sağ ayağın topuğuna topuk vurulur. Dizler vurulma esnasında hafif kırılır ve vücut bel hizasından öne doğru kırıktır. İkinci sayıda sol ayak topuk vurduktan sonra sol tarafa adım alır ve sağ ayak topuğu sol ayak topuğuna çarptırılır ve dizler kırıktır.

Üçüncü sayıda sağ ayak yerine getirilir ve taban basılır. Dördüncü sayıda sol ayak diz hizasına önden çekilir. Beşinci sayıda sol ayak yere taban basar. Aynı zamanda bu dört ve beş sayılarında kollar dirseklerden kırılır ve açılır. Altıncı sayıda sağ ayak diz hizasına önden çekilir. Yedinci sayıda sağ ayak önde öne adım alır.

Sekizinci sayıda ise sol ayak yerinde pençeye kalkar (doğal halinde).

Çevirmeli Çökme Adımı: Sağ ayak sağ tarafa doğru ayakuçları karşıyı gösterecek şekilde adım alır. Sol ayak topuğu sağın yanına getirilerek sağ ayağın topuğuna topuk vurulur. Dizler vurulma esnasında hafif kırılır ve vücut bel hizasından öne doğru kırıktır. İkinci sayıda sol ayak topuk vurduktan sonra sol tarafa adım alır ve sağ ayak topuğu sol ayak topuğuna çarptırılır ve dizler kırıktır. Üçüncü sayıda sağ ayak yerine getirilir ve taban basılır. Dördüncü sayıda sol ayak diz hizasına önden çekilir. Beşinci sayıda sol ayak yere taban basar. Aynı zamanda bu dört ve beş sayılarında kollar dirseklerden kırılır ve açılır. Altıncı sayıda sağ ayak sol ayağın gerisinde pençe basar ve sol ayak yerinde taban basar. Yedinci sayıda sağ ayak sol ayağın yanına getirilerek dizler sağ ön vereve doğru kırılır ve yarım çökülür.

Sekizinci sayıda sağ tarafta olan dizler karşıya doğru döndürülerek ayağa kalkılır.

Ayak Çekmeli Yürüme Adımı: Birinci adımda sağa doğru dönülerek sağ ayak ile adım alınır. Sol ayak diz hizasında arkaya doğru çekilir. İkici sayıda çekilen sol ayak sağ ayağın önüne taban basılır ve sağ ayak diz hizasında arkaya doğru çekilir. Üçüncü sayıda çekilen sağ ayak taban basar ve daire içerisine dönülür.

(40)

28 Dördüncü sayıda sol ayak öne diz hizasına kadar yukarı çekilir. Beşinci sayıda sol ayak yerinde adım basar. Altıncı sayıda sağ ayak öne diz hizasına kadar yukarı çekilir. Yedinci sayıda sağ ayak sol ayağın yanına getirilerek dizler sağ ön vereve doğru kırılır ve yarım çökülür. Sekizinci sayıda sağ tarafta olan dizler karşıya doğru döndürülerek ayağa kalkılır.

Titretme Adımı: Sağ ayak sağ tarafa doğru ayakuçları karşıyı gösterecek şekilde adım alır. Sol ayak topuğu sağın yanına getirilerek sağ ayağın topuğuna topuk vurulur. Dizler vurulma esnasında hafif kırılır ve vücut bel hizasından öne doğru kırıktır. İkinci sayıda sol ayak topuk vurduktan sonra sol tarafa adım alır ve sağ ayak topuğu sol ayak topuğuna çarptırılır ve dizler kırıktır. Üçüncü sayıda sağ ayak yerine getirilir ve taban basılır. Dördüncü sayıda sol ayak diz hizasına önden çekilir. Beşinci sayıda sol ayak yere taban basar. Aynı zamanda bu dört ve beş sayılarında kollar dirseklerden kırılır ve açılır. Altıncı sayıda sağ ayak sol ayağın gerisinde pençede basar ve yedinci sayıda sağ ayak sol ayağın önünde pençede olacak şekilde konulur. Sekizinci sayıda öne konulan ayak sağdan sola doğru ayak yerinde sadece diz titretilir. Titretme adımı yapılırken sekizinci sayıda dizler kırılır.

Ezginin Özellikleri : Kerem dizi ile başlar ve Karciğar Makamında biter.

Adım - Ezgi Uyumu : Uyumludur.

Oyun Aracı : Mendil.

Biçim : Yöresel formatında, düz çizgide ve yarım çemberde eller baş hizasının önünde tutularak (üçüncü pozisyonda) oynanır.

Sanat ve Estetik: Geleneksel kalıplar bozulmadan, düz çizgide kurgu yapılabilir.

3.3. Yanlama

Yöresi : Kırıkkale Oyunun Adı : Yanlama

Sözcük Anlamı : Yöredeki oynanan oyunlardan üçüncü sırada geldiğinden dolayı halk arasında genelde üçleme diye bilinmektedir.

Derleyen : Muhsin Kılıç Derleme Tarihi : 2016

(41)

29 İnceleme Yeri ve Tarihi : Kırıkkale Merkez

Sayısal Anlatımı : 1+2+3+4+5+6

Oyunun Bölümleri : Diz Çevirme, Topuk Vurma

Resim 9. Kaynak: Kırıkkale Yahşihan Belediyesi Arşivi

Adım Anlatımı

Diz Çevirme Adımı: Birinci ve ikinci sayıda sağ ayak yerinde sağ ön vereve doğru dize ileri doğru hamle yaptırarak pençe ile bas bas adımı yapılır. Üçüncü ve dördüncü sayıda sol ayak yerinde sol ön vereve doğru diz ileri doğru hamle yapılarak pençe adımı ile bas bas adımı yapılır. Beşinci ve altıncı sayıda ise sol tarafta kalan dizler aşağı doğru kırılarak soldan sağa doğru çevrilerek dizler düzeltilir ve adım tamamlanır.

Topuk Vurma Adımı: Topuk vurmaya hazırlık bölümü; Birinci sayıda sağ ayak sol ayağın önünde sol ön vereve bakacak şekilde pençe basılır. İkinci sayıda

(42)

30 pençe basan ayak ileri doğru fırlatılır. Üçüncü sayıda sağ ayak geriye taban basar.

Dördüncü sayıda sol ayak sağ dizin hizasına kadar önden yukarı doğru çekilir.

Beşinci sayıda ise sol ayak öne taban basar. Altıncı sayıda sağ ayak arkaya çekilip sol dizin önüne doğru getirilir.

Topuk vurma bölümü; Birinci ve ikinci sayıda sağ ayak sol diz kapağına topuk vurulur ve sağ ayak geriye doğru çekilir. Üçüncü ve dördüncü sayıda çekilen sağ ayak arkada taban basılır. Sol ayak önde sağ diz hizasına kadar çekilir. Beşinci ve altıncı sayıda çekilen sol ayak önde taban basılır. Sağ ayak arkadan sol dizin önüne kadar getirilir. Bu adım cümlesinden üç defa tekrarlanır.

Daha sonra birinci sayıda sağ ayak sol ayağın önünde sol ön vereve bakacak şekilde pençe basılır. İkinci sayıda pençe basan ayak ileri doğru fırlatılır. Üçüncü sayıda sağ ayak geriye taban basar. Dördüncü sayıda sol ayak sağ dizin hizasına kadar önden yukarı doğru çekilir. Beşinci sayıda ise sol ayak öne taban basar. Altıncı sayıda sağ ayak arkaya çekilip sol dizin yanına doğru getirilir.

Ezginin Özellikleri : Kerem dizi ile başlar içinde çeşitli makamsal geçkiler yapılır ve kerem olarak tekrar biter.

Adım - Ezgi Uyumu : Uyumludur.

Oyun Aracı : Mendil.

Biçim : Yöresel formatında, düz çizgide ve yarım çemberde eller baş hizasının önünde tutularak (üçüncü pozisyonda) oynanır.

Sanat ve Estetik : Geleneksel kalıplar bozulmadan, düz çizgide kurgu yapılabilir.

3.4. Hoplatma

Yöresi : Kırıkkale

Oyunun Adı : Hoplatma (Oba Sıçratması)

Sözcük Anlamı : Yörede genelde oba köyleri tarafından ve sıçrayarak oynandığı için bu adı vermişlerdir.

Derleyen : Muhsin Kılıç

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu araştırmada, yaygın eğitim kurumları yönetmeliğinde yer alan İl ve İlçe Halk Eğitimi Planlama ve İşbirliği Kurulları’nın çalışmaları incelenip, yapılan

Şiddet, her yerde karşımıza çıkmaktadır. Şiddet, ceza hukukunun ilgi duyduğu temel konulardan bir tanesidir. Kriminoloji de bu konuya çok zaman ayırmış ve bu konu

Singapur okul çocuklarında yapılan bir skolyoz prevelans çalışmasında 6-14 yaşları arasında 72,699 kişi taranmış ve Cobb açısı ≥ 10 0 olan genel idyopatik

Uluslararası Asya ve Kuzey Afrika Çalışmaları Kongresi (ICANAS‟38 ) Bildirisi. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumu Başkanlığı. Müzik Öğretimi Teknolojisi ve

Kırıkkale ili ağızlarından derlenen metinlerde teklik ikinci ve çokluk ikinci şahıslarda, ölçünlü dilde kullanılan diş ünsüzü n yerine damak ünsüzü n

Dünyada sürekli karşılaşılan bu göç olgusunun öne çıkan yönü uluslar arası göçler olarak karşımıza çıksa da iç göç olarak tabir edilen kırdan kente

TRT Türk Halk Müziği Repertuarında Bulunan Kırıkkale Türkülerinin Derlendiği Tarihten Günümüze Makamsal Yapısında Oluşan Değişimler Bu bölümde

Kırıkkale yöresinde insanlarda leptospira seroprevalansının saptanması için yaptığımız bu çalışmada, leptospiroz açısından risk faktörlerini taşıyan Grup