• Sonuç bulunamadı

Türk Halk Danslarına Genel Bir Bakış

Belgede Kırıkkale halk dansları (sayfa 23-31)

“Türk halk dansları tür ve biçim olarak birbirinden farklılıklar gösterse de aynı kültürün farklı ve zenginleşmiş ürünleri olduğunu gösteren ortak paydaları vardır. Bu paydalar dansın fiziki yapılarında görülebileceği gibi doğuş sebeplerini teşkil eden arka motifleri (kuraklık, sel, deprem, yangın, ölüm, düğün vs.) kendilerini hissettirir. Ne var ki aynı motif, değişik etkilenmeler sonucunda değişik mahiyetlerde sergilenir. Coğrafi konum, iklim yapısı, mahalli örf ve gelenekler, bu farklılaşmada rol oynayan başlıca etkenlerdir” (Kılıç, 2002).

12 Bir diğer önemli özellik de, dansların şehir ve kırsal kesimde ayrı yorumlamalarla icra edilmesidir. Kırsal kesimde danslar umumiyetle hazırlıksız icra edildiğinde ya bir düğün ya da bir eğlencede ferdin kendini göstermesi şeklinde görülür. Bu tip danslarda birlik beraberlik mümkün olmaz. Ancak şahsi figürlerle estetik bir arayış konusu olur. Dansçılar dansın hikâyesini kıvrak figürler jest ve mimiklerle süsleyerek anlatmaya çalışır ve danslar şartlar el verdiği ölçüde harmanlarda, harman dizisi şeklinde kendini gösterir (Kılıç, 2002: 16).

Turan Baraz’ın halk oyunlarının sınıflandırılması konusundaki çalışması çalışmada değinilmek istenen noktaları özetlemektedir (Baraz, 2010). Halk danslarının ortaya çıkış sebeplerini ve günümüz toplumundaki yerini kısaca belirtildikten sonra, zengin kültür öğeleri olarak bu dansların yansıttığı anlamlarına, sunuluşlarına, bölgelerine, belirli ortak özelliklerine göre bölümlenmesinden söz edilebilir.

Halk oyunlarının sınıflandırılmasında bir yol olarak bölgesel dağılış ele alınabilir. Çünkü Anadolu’da kimi dans türleri bölgelere de adını vermektedir.

Örneğin Ege, Batı Anadolu Zeybek Bölgesi; Orta ve Güney Anadolu Halay Bölgesi;

Doğu Karadeniz Horon Bölgesi, Doğu Anadolu Bar Bölgesi, Trakya Hora Bölgesi adını almaktadır. Ancak bu tür sınıflandırılmayı da kesin çizgilerle belirlemenin güçlüğü vardır. Öncelikle dansların bölgeler arasındaki geçişleri göz ardı edilemez.

Söz gelimi halay ele alındığında orta Anadolu’nun dışında doğuda, kuzeyde ya da başka bölgelerde de rastlama olanağı vardır. Dansların değişik nedenlerle bir bölgeden öteki bölgeye geçişleri sonucu bir dansın sadece bir bölgeye özgü sayılması olanaksızdır. Bu koşula bağlı kalarak halk danslarının bölgesel tür özelliğine göre dağılımı sınıflandırılabilir.

Zeybek: Aydın, İzmir, Muğla, Denizli, Bilecik, Eskişehir, Kütahya, Çanakkale, Kastamonu, Uşak, Manisa, Balıkesir, Burdur.

Halay: Bitlis, Bingöl, Diyarbakır, Elâzığ, Malatya, Kahramanmaraş, Gaziantep, Erzurum, Erzincan, Sivas, Mardin, Muş, Yozgat, Çorum, Adana, Ankara, Siirt, Hatay, Tokat, Şanlıurfa.

Horon: Trabzon, Samsun, Ordu, Rize.

13 Bar: Erzurum, Kars, Ağrı, Artvin, Gümüşhane, Bayburt, Erzincan.

Hora: Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale.

Karşılama: Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, İzmit, Adapazarı, Çanakkale, Bursa, Bilecik.

Kaşık: Eskişehir, Afyon, Kütahya, Bilecik, Kırşehir, Konya, Mersin, Antalya, Bolu, Bursa.

Bengi: Balıkesir, Manisa, Bursa, Çanakkale.

Halk danslarının sınıflandırılmasında izlenebilecek diğer bir yol da konularına göre ayrılmasıdır. Bu sınıflandırma değişik bir biçimde yapılabilir. Bir ayrım dansçıların sayı ve cinsiyetine göre yapılabilir. Tek kişilik kadın danslarından Estireyim mi (Bolu), Yoğurt (Eskişehir) bu duruma örnek olarak verilebilir. Tek sınıflamalara örnek olarak verilebilir. Türk halk oyunlarının zenginliği içerisinde bu tip sayısız örnekler bulunmaktadır. Bir başka gruplama dansın eşliği konusunda yapılabilir; Türkülü Bağ Belleme (Afyon), Çalgılı Bengi (Balıkesir) ya da suskun kılıç kalkan (Bursa) oluşuna dayanmaktadır.

Bir başka ayrımlaşma biçimi de dans çeşitlerinin anlamlarından kaynaklanır.

Yer adı taşıyan danslar; Sivas Halayı (Sivas), Tavas Zeybeği (Denizli); renk adı belirtilen danslar Yeşilim (Konya) vb. Sayı adı taşıyan danslar Beş Ayak (Malatya) ve On dörtlü (Artvin); iş, meslek belirten danslar; Kasap (Edirne), Yağcılar (İzmir) ve Ormancı (Kastamonu) örneklerden bazılarıdır.

Dansları bu değişik ayrımlaşmalarının ardından konuları bakımından en sağlıklı sınıflandırma şu şekilde olabilir:

14 Anadolu halk danslarının büyük bir bölümü taklitli, dramatik yapıya sahip danslardır. Bu nitelikli danslar doğa olaylarını, günlük yaşamı, kadın erkek ilişkilerini, vuruşmaları, hayvanları taklide dayanır.

Örneğin hayvan yansımalı danslar; Tavuk Barı (Erzurum) tavuğun hareketlerini; Ceylani (Kars) ceylanın yürüyüşünü, Serçe oyunu (Gaziantep) serçe sıçramasını taklit etmektedir. Aynı biçimde Horoz oyunu (Yozgat), Kurt Kuzu (Diyarbakır), Ördek (Bolu), Keklik (İçel), Ayı oyunu (Bitlis), Kartal oyunu (Bingöl) hayvan taklitlerini konu edinen diğer örneklerdir.

İş ve günlük yaşamı taklit eden danslardan; Teşi (Artvin), Yün eğirme, Köy halayı (Sivas) günlük yaşamın değişik görüntülerini, Türkmen kızı (İçel), Hamur yoğurma, ekmek yapma, yün eğirme hareketlerini taklit etmektedir. Madımak (Sivas), Yayılı halayı (Yozgat), Kirman (Kayseri), İş halayı (Sivas) en bilinen oyunlara örnektir.

Kadın erkek ilişkilerinin hareketle taklidine dayanan danslardan Sarı zeybek (Sivas) ve Bıçak (Elâzığ) erkeğin kadına dil dökmesini ve sonunda beraberliklerini anlatır. Aynı kümede tekerleme, Kıskanç (Kars), Hürünü (Çorum), Sürdüm (Ankara), Sudan geçirme (Kütahya) dansları da sayılabilir.

Çarpışma ya da savaşı konu alan danslar arasında Hançer barı (Erzurum), Bıçak horonu (Trabzon) örnekleri saldırma, vuruşma ve savunma taklidine dayanır.

Çandırlı tüfek oyunu (Giresun) dansçıların tüfeklerle belli bir noktaya ateş etme hareketine dayanmaktadır. Kılıç kalkan oyunu (Bursa) dansçıların kılıç ve kalkan seslerine uyarak çarpışmalarını anlatır. Ayrıca yine bu küme içinde fakat silahsız çarpışmayı anlatan taklitli danslar da vardır. Örneğin Sinsin (Adıyaman), Çepik (Bingöl-Diyarbakır), Harkuşla (Bitlis) çatışmaları içeren hareketli erkek danslarına örnektir.

Doğa olaylarını konu edinen danslardan Uzun dere (Kars) ve Coşkun Çoruh (Artvin) ırmağın akışına, coşkunluğunu canlandıran hareketleri taklitlerle anlatırken Kavak (Erzurum) dansında da kavak ağacının rüzgâr hareketi canlandırılmaktadır.

Doğa olgularını canlandıran danslar arasında Burçak tarlası (Yozgat), Yayla yolları (İçel), Yağmur duası (Diyarbakır), Yağmur yağar (Nevşehir), Sis dağı (Giresun) örnekleri en bilinenler arasındadır.

15 Her toplumun kendine özgü ve geçmişten günümüze taşıdığı, gelenek halinde devam eden bir kültürü vardır. Toplumların kültürlerini dil, din, gelenek, sanat ve hayat tarzı gibi unsurlar belirlemektedir. Bu unsurlardan biri olan sanat kavramı, bünyesinde halk oyunlarını ve halk müziğini barındırmaktadır. Geçmişten günümüze kadar halk oyunları ve halk müziği etkileşim içinde olmuştur. Halkın düşüncelerini, duygularını ve hislerini ezgilere dönüştüren olgu halkın müziği denilirken, bu ezgilere çeşitli figürler ekleyerek dansa dönüştüren olguya ise halk dansları denilmektedir.

Halk dansları genel olarak, görsel kültür ürünlerinden harekete dayalı bir tür olarak karşımıza çıkmaktadır. Halk dansları tabiat unsurlarını da içine alarak insana ait her türlü olayı konu alarak üretilmişlerdir. Geçmişten günümüze halk bilimi içerisinde araştırılması gereken bir tür olarak düşünülmüştür. Halk dansları hakkında bazı sosyal bilimci ve araştırmacının görüşleri şu şekildedir;

“Ait olduğu toplumun kültür değerlerini yansıtan, bir olayı, bir sevinci, bir üzüntüyü ifade eden; orijini din ve büyü ilgili (majik ve kültik) olan; müzikli (bir müzik aleti eşliğinde veya bir müzik aleti olmaksızın el, ayak gibi organlar veya bıçak, kılıç-kalkan vb. araçlarla tempo tutarak veyahut şarkı-türkü söylemek suretiyle yaptıkları müzikten tempo alarak) olarak, tek veya guruplar halinde icra edilen;

ölçülü, düzenli hareketlerdir” (Eroğlu, 1999: 33).

Demirsipahi (1975)’ye göre halk oyunları “ulusal müziğimizin bünyesine göre oyun kuran kişilerle, adları bilinmeyen halk sanatçılarının kurgularına dayanan düzenlilik, (ritim) kurallarına bağlı olarak müzik eşliğinde yapılan tartımlı hareketlere oyun denir. Oyunlar bir ulusun duygu ve düşüncelerine dayalı ise Ulusal Oyun (Halk oyunları, Milli Oyun) adını kazanır” şeklinde tanımlanmaktadır (Ertural, 2006: 8).

Kılıç (2002)’a göre halk oyunları, “insanın geleneksel yapı içerisinde süre gelen yaşam biçimini, inançlarını, dinsel ve sosyal değerlerini, duygu ve düşüncelerini, hareketler serisine çevirerek, anonim üretimlerle yaygınlaştırıp, ritim ve ezgi eşliğinde bireysel veya toplu olarak beden diliyle anlatma biçimidir.”

Halk oyunları hakkında yapılan tanımlar özetlenecek olursa çeşitli inançlara ve sosyal değerlere bağlı olarak halkın duygularını müzikli ya da müziksiz bir

16 şekilde hareketler serisine çevirme biçimidir. Halk oyununun başına getirilen Türk kavramını da bazı sosyal bilimciler tarafından şu şekilde açıklamaktadır;

Oğuz (2003), 1990’lı yılların başlarında Türk dünyasındaki pek çok Türk boyunun bağımsızlığını kazanmasından sonra ortak kültürel değerler etrafında, halk kültürü çalışmaları gibi halk oyunları icralarının da diğer halk bilgisi ürünleri gibi millet bilinci etrafında şekillendirildiğini söylemektedir. Bu bağlamda, Türk gençliğini küreselleşme ile yükselen rekabet ortamında başarılı olmasını sağlayacak ve kültürel değerlerine sahip çıkacak bireyler olarak yetişmesine olanak tanıyacağını belirtmektedir. Bunun yanı sıra bireylerin kültürleri ve kimlikleri ile ilgili bilinç seviyelerinin artacağını, dünya ile etkileşimlerinde kimliklerini korumalarına imkân vereceğini söylemiştir (Ertural, 2006: 15).

“Türkiye’de Türk halk oyunları çalışmalarının başlangıcı olarak kabul edilen ilk bilimsel yazı, 1900 yılında Rıza Tevfik Bölükbaşı tarafından Nev-sal-i Afiyet çizilememektedir. Bu nedenle alan uzmanları ve araştırmacılar bazı farklı sınıflandırma yollarına gitmişlerdir. Göktan Ay Folklora Giriş kitabında bu sınıflandırmayı şu şekilde yapmıştır;

Coğrafik dağılıma göre:

Orta Anadolu Bölgesi: Halay, Kaşıklı oyunlar, Semah, Zeybek, Seymen, Sinsin oyunları,

Doğu Anadolu Bölgesi: Bar, Halay, Semah, Yallı oyunları, Karadeniz Bölgesi: Horon, Halay, Kafkas, Bar oyunları, Ege Bölgesi: Zeybek, Teke oyunları, Semahlar,

Akdeniz Bölgesi: Zeybek, Teke oyunları, Bengi, Semai, Semah, Kaşıklı oyunlar, Halay oyunları,

17 Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Halay oyunları,

Marmara ve Trakya Bölgesi: Karşılama, Zeybek, Kaşıklı oyunlar, Bar, Horon, Kasap, Çiftetelli, Kafkas, Güvende, Sekme, Çete, Hora, Bengi oyunları şeklinde sınıflanmaktadır. Oyun türlerine göre dağılımları ise, Halay, Zeybek, Horon, Bar, Kaşık-Bengi-Mengi-Güvende, Karşılama ve Hora oyunlarını, oyun türleri şeklinde adlandırarak açıklamaktadır. Ayrıca oyunların şekillerine göre ve oyunların isimlerine göre dağılmaktadır (Aktaran: Güzeloğulları, 2005: 45-46).

Ahmet Çakır’a göre ise bu sınıflandırma şu şekildedir;

Oynanış yerine göre; sahne, açık-kapalı yer, harman yeri, Oynanış nedenine göre; nişan, düğün, hasat şenliği, bayram, Oyuncuların cinsiyetine göre; kadın-erkek gibi,

Müzik yapısına göre; çalgılı-çalgısız, türkülü usullü,

Eşlik eden çalgıların yapısına göre; üflemeli, vurmalı, telli vb., Aldıkları adlara göre; Abdurrahman halayı, Atabarı vb.,

Konusuna göre; insan-tabiat ilişkisi, astronomik olaylar, sosyal olaylar, kavga-savaş, aşk-sevgi, insan adı vb.,

Kullanılan araçlara göre; kılıç, kalkan, bıçak, kaşık, mendil vb., Oyun oynama geleneğine göre; Bar, Halay, Horon vb.,

Oynanış biçimine göre; daire düz, tek sıra, çift sıra, el ele tutuşarak, omuzdan tutuşarak, tutunmadan vb.,

Oyuncu sayısına göre; tek, çift vb.” (Aktaran: Güzeloğulları, 2005: 48-49).

Yukarıda belirtilen halk oyunları sınıflandırmalarından ve bilgilerden hareketle İç/Orta Anadolu bölgesinde tek bir halk oyunu olmadığı anlaşılmaktadır.

Orta Anadolu bölgesinde görülen oyunlarına bakıldığında Halay, Kaşıklı oyunlar, Semah, Zeybek, Seymen ve Sinsin isimli oyun türlerine rastlanılmaktadır ve

18 araştırmanın konusu olan halay oyununun Ege, Marmara ve Trakya bölgesi hariç hemen hemen tüm bölgelerde görüldüğünü söylemek mümkün olmaktadır.

Demirsipahi (1975)’ye göre “Halay veya Alay Orta Anadolu ile Güney Anadolu (Çorum, Sivas, Malatya) bölgelerimizde toplu düz dizi halinde ve disiplinli bir şekilde oynanan oyunların tümüne birden denir”

Gazimihal (1991)’e göre “Halay oyunları; el ele tutuşulup yahut kol kola girilip bazen de omuz omuza tutuşularak omuzdaşlık duygusuyla yürütülen sıra oyunudur. Halay sözcüğünün kaynağını anlayabilmek için insanların tarım isleri içerisinde kullandıkları sözcüklerin anlamlarına da bakmak gerekmektedir.

Anadolu’da tarlalarda biçilirken dökülen tanelerden ertesi sene yetişen ‘hububat’

anlamına gelen ‘halaya’, ‘halaza’, ’haraza’ ve ‘halazı’ sözlerinin etimolojik araştırmalarının da dikkate alınması gerekmektedir” (Ertural, 2006: 23).

Sarısözen (1941)’e göre “Halay oyun icraları, en az üç kişiden başlayarak oynanan yerin (alanın) müsaadesi ve oyuncunun sayısı nispetinde kadrosu genişleyebilen toplu oyunların adı olup konularını dini ayinlerden almaktadır”

(Ertural, 2006: 23).

Ataman (1975) biçimsel özelliklerine göre incelediği halayları; Süit oynanan toplu oyunların en yaygını olarak görmektedir. Halayların, kendilerine özgü bir kuruluşa sahip olduğunu, Ağırlama, Yeldirme, Yanlama, Sıktırma, Yaslama, Kollama, Ayrılma, Zahma, Hoplatma gibi hareket ve tempo ifade eden bölüm adlarıyla ifade edildiğini belirtmekte ve halayların; şiir, hareket, soyluluk, tavır, metrik sistem, müzik ve dans formu tekniği yönlerinden birbirine zıt; fakat tonal yönden birbirine bağlı süit halinde ve birlik içinde değişikliği ifade eden oyun biçimleri olduğunu söylemektedir” (Ertural, 2006: 23).

Anadolu’da eşlik türkülerin ya da figürlerin kaynaklandığı olay, yer ya da kişilerin adını taşıyan yüzlerce halay saptanmıştır. Halaylar düğün, nişan, kına gecesi, dini ya da resmi bayramlar nedeniyle düzenlenen törenler, asker uğurlama vb.

toplu halde yapılan her türlü eğlentide oynanır.

19 Yapılan tanımlamalar sonucunda halay oyununun İç /Orta ve Güney Anadolu bölgelerinde belirli bir dizi halinde disiplinli bir şekilde oynan, kendine özgü bölümlerden oluşan, hareket ve tempoya dayalı bir oyun olduğu görülmektedir.

Halk danslarının müzikal yapısı ve müzikte kullanılan çalgılar her oyuna göre ya da oyunların içindeki bölümlere göre değişiklik göstermektedir. Bu durum halay oyunu için de geçerlidir. Bu konu hakkında bazı görüşler şu şekildedir;

Bileşiminde başka hiçbir usûl bulundurmayan Türk halk müziği ve halk oyunları müziklerinin temelini teşkil eden 2, 3 ve 4 zamanlı usûllerdir. İki zamanlı usûller genellikle Orta Anadolu’da oyun havası ve halayların hızlı bölümlerinde görülür” (Şahin, 2009: 73).

Bu bilgilere göre Halay oyunu müziğinde davul ve zurnanın olmazsa olmaz çalgılar olduğu görülmektedir. Halay oyununun bölümlerine göre ağır ya da hızlı tempo çeşitleri olduğu söylenebilir. Halayların usûllerinin 2/4, 4/4, 5/8, 6/8 şeklinde olduğu belirtilmektedir.

Belgede Kırıkkale halk dansları (sayfa 23-31)

Benzer Belgeler