• Sonuç bulunamadı

Washington camiine yeniden yapılan türk çinileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Washington camiine yeniden yapılan türk çinileri"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Caminin dış görünüşü

Washington

camiine

yeniden

yapılan

türk çinileri

Mahmut AKOK, Arkeoloğ

Birleşik Amerikanın başkenti Was-hington'da İslâm milletleri topluluğu tara-fından 15 yıl önce yaptırılmış olan cami-ye, Türk Hükümeti yardım olarak tarihî «üsleme san'atlarmm bir dalı olan ve günü-müzde de Türkiye'de yapılmakta bulunan duvar kaplaması çinilerinden, binaya uy-gun düşen bir grup çini gönderilmiş ve yerine monte edilmişti.

O günkü teknik imkânlarla yapılan çi-nilerde kısa zaman sonra arızalar belirmiş olduğundan, bunların değiştirilmelerine Başbakanlıkta kurulan Bakanlıklararası idari ve teknik bir komisyon karar ver-mişti.

Bu karardan sonra yeni çiniler Sü-merbank'ın Yıldız Porselen Sanayii Mües-sesesine daha üstün kalite ve işçilik ile ha-zırlatıldı.

Çinilerin, kompozisyon ve desen pro-jeleriyle tatbikat plânları Millî Eğitim Ba-kanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Mü-dürlüğü uzmanlarından arkeoloğ Mahmut Akok tarafından (16. ve 17. yüzyıl Türk San'atı Eserleri gözönünde tutularak) hazır-lanmıştır.

Evvelce hazırlanmış olan projeler yeni yapılan çinilerde de aynen tatbik edilmiş-lerdir.

Yirminci yüzyıl ortalarında yapılan ve tarihî Türk süsleme san'atını temsilen Ame-rika'ya gönderilen bu çinilerin kompozis-yon müellifi, aşağıda, Türk Süsleme san'-atları arasında çiniciliğin yerini kısaca özet-liyerek, Washington camiine gönderilen çi-nilerdeki özelliği ve san'at değerini açık-lamaktadır.

TÜRK ÇİNİ SANATI :

Onbeşinci yüzyıldan sonra, kesme çi-nicilik, Türk sanatında yerini plâk çinici-liğe bırakarak, teknikte de örtücü sır ye-rine şeffaf sırrın kullanılmasına başlanıl-mıştır. Geniş ölçüde sır altı boya ve renk-lerile süslerin işlenmesine başlanmıştır.

Kesme ve mozaik çiniciliğin kendi tek-niğine en uygun düşen süs tarzı mücerret çizgi ve şekillerin meydana getirdiği

geo-metrik tertipli süslerden meydana gelmiş

iken, 15. yüzyıldan sonra gelişen ve ilerle-yen teknik buluşlara paralel olarak süs ve dekor tertip ve kompoze etmede de geni? ölçüde yeni buluşlara gidilmiştir.

Türk mimarisinin tarih içinde, kay-dettiği ilerlemeğe ayak uyduran çini süs-leme sanatı da mücerret ve geniş ölçüde geometrik kalıplardan sıyrılarak natürel (Devamı 28. sahifada)

Bu münasebetle eski günlerden bugü-ne dek, bir sanat varlığı olarak görülen ve san'at tarihçileri tarafından üzerinde çalış-ma ve tanıtçalış-malar yapılan, Türk çiniciliği, Anadolumuzda ilk Türk siyasî hakimiyet-lerin tesisi gününden bu yana kurulan anıt-sal mimariye bağlı sanatlardan biri oldu-ğunu kaydetmek isterim.

Tarihde mimariye bağlı çini sanatı, Selçuklu çağı yapılarında, kesme çini tek-niğinde, mozaik tarzı işçilikle, binaların iç ve dış kısımlarını süsleyici bir eleman ola-rak kullanılmış, bir çok ahvalde de bazı mimarî parçaların yaratılmasında önemli

rol oynamıştır. (Mihrap ve minare yapım- Yeni yapılan ve yerine konan lan gibi). çini panolar

(2)

Kilisenin çevresindeki ahşap evler

çok az bir kısım muhafaza edilebildiğin-den bunun bir Hıristiyan yapısı olarak ka-bul edilip edilmemesi ortaya çıkar.

Bell'e göre yapının erken devre ait ol-duğunu gösteretı ne dekorasyon, ne de in-şa şeklinde bir özellik vardı. Kalenin güney duvarında bir kitabe vardır : «Mervanid Abûl Qâsım Naşr—- 1071 - 1072». Fakat bu kitabe ile, kilisenin üzerinde yer aldı-ğı duvar arasında hiçbir bağ yoktur. Bu se-bepten yapı kesinlikle Araplar devrinden kalmadır da diyemiyoruz.

Bu hususta şimdiye kadar Diyarba-kır —nestorin— Kilisesi üzerinde araştır-ma yapmış olan Sanat tarihçileri değişik fikirler ileri sürerler. Şöyle ki; H. de Hell, Diyarbakır,ı ziyaret ettiğinde Keldanî mez-hebinden bir ihtiyara ait güzel bir evde konaklar, valinin evinin hemen yanında bulunan eski bir kilise olduğu söylenen ve cephanelik olarak kullanılan çifte kubbe-li bu eski yapıya büyük bir ilgi duyar. Dış avlunun kapısı şark motiflerinin süslediği, yalnız hiçbir minare izine rastlamadığını, tezyinatın intikal devrine ait olduğunu ve buranın Araplardan kalma bir yapı ola-bileceğini ileri sürer.

Strzygowski; «Persler 6. Y. Y. da Amı'dayı ele geçirdikten sonra,

Nestorian-lardan kalan yapı bu işe daha eski tarih-lere ait bir kilise yapısı ile karşı karşıya-yız, takribi olarak 4. Y. Y.'a aittir. 518 tarihinde Anastasios tarafından yenilenen yapı 14-15. Y. Y.'da camiye çevrilmiş-tir.» der.

Bell; bu yapıyı çok dikkatli incelemiş olmasına rağmen tarihlendirme hususunda kararsızdır.

Reuther; 1917'de burayı ziyaret eder, nef kemerlerinin ve sütunlarının pre - isla-mik bir devre ait olduğu ileri sürer. Hal-buki kemerlerin formu bu fikri çürütür.

Vallard; «Batıdaki kısmın Müslüman-lık devrine ait olduğunu söylerken» doğu-daki kısım esas bakımından antiktir, fa-kat tamirat geçirmiş olduğundan esas ola-rak hangi devre ait olduğunu söyleyemi-yoruz» der.

Harzferld : Yapının Müslümanlık dev-rine ait olduğunu zannediyor. Hangi top-luma ait olursa olsun Türk tesirli olup, se-kiz istinadlı plânı ayrı bir çevrede tem-sil ettiğinden değerlidir. Tarihlendirme hu-susunda «yapı için geç devre aittir.» diye-biliriz.

Bu yapıda kubbeye intikal tromplarla-dır ve içleri mukarnaslıtromplarla-dır, ayrıca orta me-kân dört istikamette eyvan şeklinde

açıl-maktadır. Bütün bunlara rağmen hiçbir süs izine rastlanmamaktadır. Bu özellikle-rine dayanılarak İslâm devrinden kaime olarak gösterilmek istense de tarihlendir-mede eserin ilmî bir ekilde etüd ve analizi yapılmadan kesin bir sonuca varılamaz.

(Baştarafı 26. sahifada) ifadeli bir kavrayış içinde bitki ve çiçek dünyasından konu edindiği bir dekoratif anlayışa geçmiş ve bunu Türk varlığına has olgun ve üstün bir sanat haline getir-miştir.

Türk çinilerdeki stili, mimarinin iç ve dış mekânlarında yer alan başka dekoratif sanatlarla süslemede bütünlüğe yardımcı olan bir sanat durumuna girmiştir.

Türk çinileri, yanyana yer aldığı öte-ki mimarî parçalarla birlikte ömür sürecek kadar, dayanıklı ve değişmez güzelliklere sahiptirler.

Tabiattan aldığı elemanları form ve renklerle değerlendiren Türk süsleme sa-natı üstün bir zevkin ürünüdür.

Çinicilikte, yalnız duvar kaplaması plaklardan başka, bir tür seramik sanatı demek olan, Arani yapım sanatı da var-dır. Türk tarihî sanat yürüyüşü devamınca

bu sanat dalında da ileri buluş ve üstün başarı örnekleri yaratılmıştır.

Türk süsleme sanatında bütünlüğe gi-den stil anlayışı içinde oluşan sanat eser-lerinde bütünlük anlamını sağlamıştır.

Bu bakımdan, mimariye bağlı sanatlar arasında geliştirilen çinicilik dalı da geli-şen mimariye ayak uydurmakla başarılı ol-masını bilmiştir. B. Amerikamn başkentin-deki İslâm topluluğu Camiine bir Türk sa-nat ürünü olarak yeni baştan kompoze edilen çiniler bu anlayışın bir devamı ola-rak hazırlanmıştır.

Cami iç süslemesinin genel tanzimin-de, binanın harem kısmı duvarları 190 cm. yükseklikte çinilerle kaplandığı gibi, me-kân ortasında yer alan dört köşe plânlı direklerin alt kısımları ve giriş çıkış kapı-larının üst kısmı taçları, çini panolarla kaplandığı gibi, ayrıca 4.50 x 6.50 m. öl-çüde muhteşem ifadeli bir çini mihrab,

ca-mii'nin iç dekorunu tamamlamaktadır. Yeni çiniler elverişli ambalâjlarla ek-siksiz olarak Washington'a gönderilmişler-di.

1970 yılı Temmuz Eylül ayları içinde Ankara'dan Washington'a gönderilen Ar-keolog Mahmut Akok ve Bayındırlık Ba-kanlığı Yapı İşleri Müşaviri mimar Nihat Fer'in direktifleri altında, eskiden yapıl-mış olan çiniler tamamen sökülerek yeni-leri yeryeni-lerine konulmuştur.

200 M2 tutan bu çiniler, Washington'-un İslâm dünyasının kardeş san'atlarının birleşik meşheri sayılan camide, klâsik Türk süsleme san'atının tanınmasını da yapacağı şüphesizdir.

Çinilerin montajı için Türkiye'den ay-rıca dört çini kaplama ustası da götürül-müştür. Camiye Türk Hükümetinin yar-dım ve katkıda bulunması çok yerinde ve isabetli olmuştur.

Referanslar

Benzer Belgeler

Swiss albino / Balb-c mice were seperated into four groups: (1) used as control group, (2) second-degree burn model+ burn wounds were infected with P.aeruginosa + S.aureus +

The main objective of this study is to derive the higher order inhomogeneous impedance boundary condition for the perfectly conducting periodic rough surfaces and to give a

Resmi politikası özümseme (asimilasyon) ve bütün- le§me (entegrasyon) olmasına rağmen, Fransa çok kültürlü bir toplum olmu§tur. On dört milyon Fransa

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha

Nadir bir Endoskopik Bulgu: Rektum Kanserli Hastada Çift Pilor* Mehmet Suat YALÇIN 1,a , Şehmus ÖLMEZ 2 , Adnan TAŞ 2.. 1 Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Histopatolojik incelemede yine bu iki grup arasında doku hasarının farklı olmaması leptin tedavisinin yenidoğan ratlarda hipoksi-reoksijenasyonun neden olduğu incebarsak

Yazar ayrıca ki­ taplarını

Nous travaillions beaucoup avec quelques ouvrières Que nous avons déniché au prix de mille difficul­ tés pour terminer les robes que nous avions. Nous allons