• Sonuç bulunamadı

Çiviyazısının Kullanıldığı Diller ve Yazının Çözümü Hurrice:

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çiviyazısının Kullanıldığı Diller ve Yazının Çözümü Hurrice:"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Çiviyazısının Kullanıldığı Diller ve Yazının Çözümü

Hurrice:

3.bin yılın sonlarına doğru Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu ve Kuzey Mezopotamya çevresinde ortaya çıkmıştır. Hurriler çivi yazısını Akkadlardan almışlardır.

Ancak ne Semitik, ne Hint-Avrupa dilleriyle ve ne de Sümerce ile yakınlığı olan dillerinin, sadece yine ölü bir dil olan, Asya kökenli dillerden Urartuca ile akraba olduğu anlaşılmıştır.

Huriler bir devlet kurmamışlar fakat kültürleri tüm Ön Asya’da yoğun bir etki oluşturmuştur.

Mitannice:

Hint-Ari dillerindendir. 2.bin yılın ortalarında, Suriye ve çevresinde güçlü bir devlet kurmuşlar, bölgede büyük bir etkiye sahip olmuşlardır.

Hititçe:

Hint-Ari dil ailesindendir. Yazıyı M.Ö. 17. yy’ın ortalarında dillerine uygulamışlardır.

Hattice:

Hatti halkı yazıyı kullanmamıştır fakat Hititleri kültürel olarak etkiledikleri için Hititler Hatti dilinde dini ayinler yazmışlardır. Hattice de Asianik dillerin Kafkas dil ailesindendir.

Urartuca:

M.Ö. 1.bin yılda çivi yazısına uygulanmıştır. Asianik dillerdendir. Hurriceye çok yakındır. Urartular, kendilerine özgü bir hiyeroglif yazı sistemini de kullanmışlardır. Bunun nedeni de Geç Hitit şehir devletlerinden Tabal'de hiyeroglif kullanılması ve Urartular’ın onlarla temas halinde bulunmalarıdır. Bu örneklere çoğunlukla seramik kaplar üzerinde ve az sayıda mühürlerde rastlanmıştır.

Ugaritçe:

Suriye’de, Akdeniz kıyısında kurulan Ugarit Devleti de yazıyı kullanmıştır. Ugaritçe Sami dillerdendir. Sumer-Babil çiviyazısına dış görünüşleriyle benzeyen, fakat kesinlikle alfabetik olan bu yazıda sadece 30 işaret vardır ve bir de kelime ayracı kullanılmıştır. Her ne kadar işaretler, çivi yazısına benzerlik gösterse de, soldan sağa ve stylusla kil üzerine

yazılmalarından başka hiç bir ortak yanları yoktur.

(2)

Ugarit’de Ugarit dili ve Babilce yazılmış ekonomik içerikli belgelerin yanı sıra bulunan mitolojik metinler, teoloji çalışmalarına da kaynaklık etmiştir.

Eski Persçe:

Çivi yazısından sadece dış görünümüyle etkilenen yarı alfabetik yazı sistemlerinden biri de Eski Persçedir. Bu yazıda kullanılan dil, M.Ö. 6. yy. ortalarında, Pers Akhamenid sülalesinin resmi diliydi. Dönemin yazıtları, çoğunlukla Eski Persçe, Elamca ve Babilce olmak üzere 3 dilde yazılmıştır. Olasılıkla o devirde Arami alfabesinin Ön Asya'da hâkim dil olması, yazının alfabetik değer kazanmasına, ancak aynı zamanda Elam’la olan manevi bağlar, çivi yazısı formunun benimsenmesine neden olmuştur. Yazıda toplam 41 işaretin, 36'sı hece işareti, 5'i ise ideogramdır. 3 sesli harf ve yine kelime ayracı da kullanılmıştır.

Sonuç olarak Sumerlerin icat ettiği yazı bütün Ön Asya’da çok farklı dillere uygulanmıştır, dolayısıyla Sumer kültürünün bütün Ön Asya’yı etkilemesinin temel nedeni çivi yazısıdır.

Yazının Çözümü

Çiviyazısı Sumer’de doğup Ön Asya’da gelişerek Pers bölgesine kadar yayılmıştı.

Çiviyazısının çözümü Persçe yazıtlarda başlamıştır. Rönesansla birlikte, Avrupalı gezginler Akheimenid Sülalesine ait Pers krallarının kayalara yazdırdıkları yazıtları ziyaret etmeye başlamışlardır.

Çiviyazılı yazıtlar hakkında bir şeyler yazan ilk kişi 1621’de kopya ettiği beş çiviyazısı işaretini bir mektupla Şiraz’dan Napoli’deki arkadaşına gönderen Pietro Della Vella olmuştur.

1666’da Jean Chardin Persapolis ve civarını dolaşmış, burada kopya ettiği bir gurup üç dilli (Eski Persçe, Elamca, Babilce) kısa yazıt ve Nakşî-Rüstem yazıtlarını yayınlamış ve çiviyazısının soldan sağa yazıldığını doğru olarak fark etmiştir.

1686’da Persepolis’i dolaşan Engelbert Kömpler çözüme bir katkısı olmasa da yazıya “çivi biçimli” benzetmesini yapmıştır.

(3)

Eski Persçenin çözümü için gerekli olan yeterli sayıdaki yazıtı Carsten Niebuhr bir araya getirmiştir. 1761’de Persepolis’te aldığı net ve doğru kopyalar yazının çözümünde büyük rol oynamıştır. Niebuhr ilk olarak yazıtların üç farklı nüsha içerdiğini söylemiştir.

Carsten Niebuhr’un kopyalarını ilk kullanan doğu bilimcisi O. Gerhard Tyehsen, şimdi bizim Eski Persçede kullanıldığını bildiğimiz bir yatay çivinin kelime ayracı olarak kullanıldığını ve yazım sisteminin üç ayrı dili içerdiğini fark etmiştir.

Friedrich Münther üç dilli yazıtların ilk nüshasının Akhamenid krallarına ait olduğunu keşfetmiş ve bunun da İran’da o dönemde yaygın olan Zerdüşt dininin kutsal kitabı Zent-Avesta’nın diline yakın olabileceğini fark etmiştir. Ayrıca Münther, üç dilin de aynı şeyi anlattığını ileri sürmüş ve metinde geçtiğini tahmin ettiği “kral” ve “kralların kralı” ifadelerini doğru yerinde buluştur.

1771 yılında A. Duperron Zent-Avesta’yı tercüme etmiş ve bir gramer çalışması da ortaya koymuştur.

Silvestre de Sacy İran eski eserleri üzerine yayınladığı bir kitapta Nakşî-Rüstem’deki Sasani krallarına ait bir yazıtı incelemiştir.

Gothingen’de Latin dili profesörü olan George Friedrich Grotefend 1802 yılında yazının çözülmesinin temellerini atar. Grotefend ilk olarak bu üç dilli karmaşık yazıtta olası tek “girişin”

ancak, bir dilden diğerine genel yapıları bakımından pek fazla değişmeden geçtikleri için belirlenmeleri daha kolay olan özel isimler sayesinde gerçekleşebileceğini düşünmüştür. Öte yandan Yunanlı tarihçiler sayesinde, Akhamenid soyundan gelenlerin isimleri hanedanlık sırasına göre oldukça iyi biliniyordu: Kurus, Kambis, Histaps, Darius, Kerkes, Artakerkes.... Sasani hükümdarları, kendi isim ve unvanlarının ardından atalarının isim ve unvanlarını da tanıtıyorlardı: “Ben, kral X, kral Y’nin oğlu, kral Z’nin torunu....” Bunların tekrarlanan sesçil öğelerini ve bir girişten diğerine, yazıtın yazarına göre değişen yerlerini göz önüne alan Grotefend, bu yapıtlarda yazılmış olan kral isimlerini oldukça açık bir biçimde tanımlamayı ve bunları okumayı başarmıştır.

Referanslar

Benzer Belgeler

• M.Ö 4000 yıldan itibaren eski küçük tarım toplumlarından bazıları 10.000’den fazla nüfuslarıyla rahipler ve yazıcılar tarafından yönetilen tapınak

anlatılmak istenen düşünce için daha önce bir nesne resmi yeterliyken, soyut ifadeleri birden fazla nesne resmini yan yana getirerek veya bir eylem durumunu çizmek suretiyle

Kuzeyde şehir girişinde mevcut hastahane imar plânında olduğu yerde bırakılmıştır.. Bugün kâfi olan bu sağlık yapısı, ilerdeki ilâvelere de

Şiş- lideki İNKILÂP MÜZESİ de Şehir Mü- zesi gibi perşembeden gayri her gün ve Şehir Müzesinin açık olduğu saati/erde ziyaretçi kabul etmektedir.. Burası da

İkinci binyılın başlarından itibaren yaklaşık 250 yıl devam etmiş olan Eski Asur Ticaret kolonileri olarak tanımlanan dönem içerisinde Eski Asur tipinde

Ebla’ya kadar yayılmasından sonra, Akkad’lı Sargon ve Naramsin’in seferleriyle alanı genişleyen ve Asur Ticaret Kolonileri ile de Anadolu'ya giren çivi yazısı, bu bölgeyi

• Horizontal düzleme göre bütün alt ön gurup dişlerin kesici kenarları bu düzlemle temas halinde olacak şekilde dizim yapılır... II-Gurup halinde dizim kuralları -ÜST

doğu cephe merkezi haç kuzey yarısındaki taş bezeme 5’de çift şeritli zencerek motifi (Foto.. Van Gölü Çarpanak Adası’ndaki Saint Jean Baptiste Kilisesi’nin