• Sonuç bulunamadı

KÜRESEL ÇEVRE SORUNLARI VE DOĞAL AFETLER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "KÜRESEL ÇEVRE SORUNLARI VE DOĞAL AFETLER"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TEST 1

1. Erozyon, sel suları ve rüzgârların etkisiyle yaşanan toprak süpürül- mesidir. Özellikle eğimin fazla ve bitki örtüsünün cılız olduğu alan- larda etkilidir. Aşırı sıcaklıklar eroz- yona yol açmaz. Kuraklık afetinin sebeplerinden birisidir.

Cevap B 2. Erozyon, su ve rüzgârın topra- ğın üst kısmını süpürmesi sonucu oluşan ve yavaş gelişen bir doğa olayıdır. Deprem sonucunda aynı alanda erozyon yaşanır diyemeyiz.

Deprem anında heyelan, tsunami, çığ ve kaya düşmesi yaşanabilir.

Cevap D 3. Doğal afetler oluşum hızlarına göre

yavaş gelişen doğal afetler ve hız- lı gelişen doğal afetler olarak ikiye ayrılır. Kuraklık, erozyon, çölleşme yavaş gelişen doğal afetlerdir. Dep- rem, heyelan, orman yangını, çığ, volkanik patlama, kasırga, tsunami, sel ve taşkın ise hızlı gelişen doğal afetledir.

Cevap A 4. Şili, Pasifik Okyanusu kıyısında bulunur. Pasifik Okyanusu kıyıları 1. dereceden deprem alanlarıdır.

Şili ayrıca volkanik faaliyetlerinin de yaşandığı bir ülkedir.

Cevap C 5. Aşırı yağışlar ve kasırgalar atmos- ferik afetlerdir. Yıl içerisinde sürekli yaşanan doğal olaylardır. Volkaniz- ma ve tsunami jeolojik afetlerdir.

Pek sık yaşanmazlar.

Cevap E 6.

IV III II I

V

Soruda verilen dünya haritasına baktığımız zaman levhaların sınır- larında bulunan ülkelerde deprem- ler sıkça yaşanmaktadır. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Asya(V) ve

Amerika kıtalarının batı kıyıları(II) deprem açısından çok tehlikeli yer- lerdir.

Cevap D 7.

III I II

IV

V Soruda verilen haritaya baktığımız zaman IV numaralı alan Rusya’dır.

Bu ülkede fay hatları geçmemekte- dir.

Cevap D 8.

I ve IV numaralı alanlar Büyük Ok- yanus kıyısında yer almaktadırlar.

Bu alanlar levha sınırlarına karşılık gelir. Depremlerin, volkanizmanın ve tsunamilerin sıkça yaşandığı yerlerdendir.

Cevap B 9. Harita üzerinde II numaralı alan

And Dağları’nın bulunduğu alana karşılık gelir. Bu bölgelerde yük- seltinin fazla olmasından dolayı çığ afeti yaşanmaktadır.

Cevap C 10. Soruda verilen dünya haritasına

baktığımız zaman III numaralı alan Batı Afrika bölgesidir. Bu alanda fay hattı bulunmadığı için deprem böl- gesi değildir. Afrika’nın doğu kıyıları deprem sahasıdır.

Cevap C 11. Doğal afetler içerisinde bulunan

sel ve taşkınların görülebilmesi için sağanak yağış, yüzey şekillerinin eğimli olması, akarsu drenaj siste- minin bozuk olması, toprağın yağı- şı zemine yeterince sızdırmaması, betonlaşma, orman tahripleri, alçak düzlüklerin ve akarsu yataklarının yerleşime açılması gibi bir takım

etkenlerin varlığı gereklidir. Ancak sorumuzda verilen III numaralı böl- ge Sahra Çölü'nün Akdeniz kıyısı ve kıyıya yakın sahalarıdır. Burası sel ve taşkın yaşanması için gerekli nedenlerin hemen hemen hiç biri taşımamaktadır. Kaldı ki çöl alanla- rında gerçekleşebilecek en son afet sel ya da taşkınlardır.

Cevap C 12. Dünyada volkanik oluşumların da- ğılışına bakıldığında sönmüş veya aktif hâldeki volkanların tektonik bakımdan hareketli olan levha sı- nırlarında bulundukları görülür. Bu dağılış, orojenik hareketlerin ve depremlerin dağılışına uygun bir görüntü sergilemektedir. İzlanda, Japonya, İtalya, Endonezya aktif volkan ülkeleridir. Finlandiya ise masif arazilerdendir.

Cevap D 13. Dünya üzerinde en yaygın olan afet depremdir. Büyük Okyanus kıyıları, Atlas Okyanusu, Alp-Himalaya ku- şağı deprem alanlarıdır.

Cevap D

TEST 2 1.

Soruda verilen dünya haritasına baktığımız zaman Güneydoğu Asya adaları daire içine alınmıştır.

Bu alanda sıcaklık yıl boyu yüksek- tir. Çünkü Ekvator üzerinde yer alan bu bölge güneş ışınlarını yıl boyu büyük açı ile almaktadır. Bu alanda aşırı düşük sıcaklıkların görülme olasılığı çok azdır.

Cevap C 2. Bir bölgede yaşanan sağanak ya- ğışlar, volkanik patlamalar, tsuna- miler ve aşırı kar yağışları insan- ları aniden etkilemekte ve zarar vermektedir. Fakat Orta Asya çöl-

(2)

çevre zarar görmüştür. Bu durum beşeri bir afeti doğurmuştur.

Cevap E 4. Depremler, tsunamiler, aşırı yağış- lar ve kasırgalar doğal afet olarak nitelendirilebilir. Antarktika kıtasın- da eriyen buzullar ise doğal afet olarak nitelendirilemez. Çünkü kıta- da insan yaşamı yoktur.

Cevap E 5. Göl alanlarının küçülmesi, bitkilerin

erken çiçek açması, göçmen kuş- ların göç dönemlerinin değişmesi, ilkbaharın erken gelmesi, sonba- harın gecikmesi atmosferdeki sera etkisinden kaynaklanmaktadır.

Cevap C 6. Fosil yakıtların yakılması, sanayi

süreçleri, arazi kullanımı değişik- likleri ve ormansızlaşma gibi çeşitli insan etkinlikleri sonucunda, önemli sera gazlarının atmosferdeki biriki- minin artmasına bağlı olarak Yer- küre iklimini ısıtması küresel iklim değişimini ortaya çıkarmaktadır.

Bunun sonucunda; hidrolojik dön- günün değişmesi, kara ve deniz buzlarının erimesi, deniz seviye- sinin yükselmesi, tarımsal alanla- rın azalması ve verimin düşmesi, temiz su kaynaklarının azalması, canlı türlerinin azalması, oksijen miktarının azalması, sıcak hava dalgalarının şiddet ve sıklığının artması, bazı bölgelerde ekstrem yüksek yağışların ve taşkınların, bazı bölgelerde ise kuraklıkların daha şiddetli ve sık oluşması gibi, sosyo-ekonomik sektörleri, ekolojik sistemleri ve insan yaşamını doğru- dan etkileyecek önemli değişiklik- lerin ortaya çıkması kaçınılmazdır.

Ancak ulaşım sistemleri ve sanayi kuruluşları üzerinde küresel iklim değişiminin fazla bir etkisi bulun- mamaktadır.

Cevap D

Cevap D

8. Küresel ısınma Dünya üzerinde;

✔ deniz seviyesinin yükselmesi,

✔ temiz su kaynaklarına deniz suyunun karışması ve tuzlan- ma sorunu,

✔ aşırı buharlaşma ve kuraklık,

✔ tarım ürünlerindeki azalmalara bağlı göçlerin yaşanması gibi değişiklere neden olacaktır.

Fakat akarsuların derin vadiler oluşturması yer şekillerinin eğimli olması ile alakalıdır.

Cevap E 9. Atmosferdeki sera gazlarının art- ması sonucu küresel ısınma, ku- raklığın genişlemesi, okyanus su- larının yükselmesi, yer altı sularının azalması ve bitki örtüsünün değiş- mesi olayları yaşanır. Sera gazları- nın artması ile volkanizma arasında bir bağlantı kurulamaz. Volkanizma jeolojik bir doğa olayıdır.

Cevap D 10. Herhangi bir yerde mevsim nor- malleri üzerinde seyreden sıcaklık değerleri;

✔ Tarımsal verimi, kaliteyi, üre- timi ve geliri azaltır (Kuraklık),

✔ Orman yangınlarını artırır,

✔ Ev ve iş yerlerinde enerji tüke- timine artırır (klima, serinletici cihazların kullanımı),

✔ Barajlardaki su seviyesini dü- şürür (Buharlaşma)

Ancak tarım alanlarında her yıl top- rağa farklı ürünün sıra ile ekilmesi anlamına gelen nöbetleşe ekimi azaltmaz. Zira sorumuzda uzun süreli yüksek sıcaklıklardan değil, mevsim normalleri üzerindeki hava

yettir.

Cevap C

TEST 3

1. Gelişen teknolojik yöntemlerle eğimli alanlar teraslandırılmış, ormanlık alanlar tarıma açılmış, bataklıklar kurutulmuş ve kıyılar doldurulmuştur. Fakat mera alanla- rının ıslah edilmesi teknoloji gerek- tiren bir uygulama değildir.

Cevap B 2. Günümüz dünyasında orman alan- larının tahribi ciddi boyutlara ulaş- mış durumdadır. Özellikle 3. dünya ülkeleri tarafından yaygın olarak yapılmakta olan orman alanlarının tahribi, bu ülke insanların tek gelir kaynağı olmaktadır. 3. Dünya Ül- keleri; Orman ve orman kaynakla- rını kısa dönemli ekonomik ilerleme kaynağı olarak gördüğünden, or- manlarını koruma adına gerekli ko- ruyucu tedbirleri alamamaktadırlar.

Bu tarz ülkelerde ormanların yok edilmesi, yoksullara yakacak ve tar- la açmanın yanında, elde edilen ke- reste ilgili hükümetlere döviz girdisi sağlar. Bu ülkelerdeki, uluslararası borç batağı, hükümetleri arayışlara yöneltmiş ve bu yüzden Amazon havzasında sığır yetiştiriciliği hü- kümetlerce desteklenmiştir. Ekva- tor, Fildişi kıyıları ve Endonezya'da kereste elde etmek için kanunlarla kısıtlamalar hafifletilmiş ve endüst- riyel bitkilerin ekimi yaygınlaşmış;

çiftçilik yapanlar Afrika'nın daha hassas bölgelerine ilerleyip, bura- larda yeni tarım alanları açılması desteklenmiştir. Dolayısıyla soru- muzda haritada verilen II (Amazon Havzası) ve V (Endonezya Adaları) numaralı alanlar orman tahribi en fazla yaşanan yerlerdir.

Cevap C

(3)

3. Dünya üzerinde orman alanları hızlı azalma eğilimdedir. Dünya ta- rihinde sanayileşme ilk olarak Batı Avrupa ülkelerinde başlamıştır. Bu nedenle ormanlar bu bölgede zarar görmeye başlamış olur.

Cevap B 4. Kuraklık bir bölgede uzun süre ya- ğış değerlerinin belirgin bir şekilde azalmasıdır. Kuraklık özellikle tarım ve hayvancılık faaliyetlerini olum- suz etkiler. Özellikle toprağın ve- rimsiz olması kuraklığın zararlarını daha da şiddetlendirir.

Cevap E 5. Kullanılmış olan malzemelerden

arta kalan unsurlara atık denir. Atık- ların ve atıklardan kaynaklanan teh- likeli maddelerin litosfer, hidrosfer, atmosfer ve biyosferde birikmesi, küresel çevre sorunlarını ortaya çı- karmaktır. Bu sorunları azaltmanın en önemli çözüm yollarından birisi de geri dönüşümdür. Geri dönüşüm kullanım dışı kalan geri dönüştürü- lebilir atık malzemelerin dönüşüm yöntemleri ile ham maddenin tekrar imalat süreçlerine kazandırılması- dır. Geri dönüşüm neticesinde;

✔ Doğal kaynaklar korunur,

✔ Atık miktarı azalır,

✔ Enerji tasarrufu sağlanır,

✔ Çevre kirliliği azalır,

✔ Ülke ve Dünya ekonomisine katkı sağlanır.

Ancak geri dönüşüm ile atık depola- ma tesislerinin sayısı artmayacağı gibi, bu sayının artması da olumlu bir durum olarak değerlendirilemez.

Cevap E 6. Dünya üzerinde son yıllarda ku- raklık sonucu temiz su kaynakları sürekli azalma eğilimindedir. İnsan- ların aşırı su kullanımı bunun en büyük nedenlerinden birisidir. Eroz- yon suların azalmasına yol açmaz.

Aksine sular azalırsa erozyon afeti yaşanabilir.

Cevap D 7. Erozyon yavaş yavaş gelişen bir

doğal afettir. Toprak örtüsünün akarsu ve rüzgârlar vasıtasıyla süpürülmesidir. Tarımsal üretimin azalması erozyonun en büyük za- rarlarındandır.

Cevap C

8. Dünya üzerinde Kuzey Afrika ve İç Avustralya çöllerle kaplı alanlardır.

Buralarda kuraklık yıl boyunca ya- şanan bir doğal afettir. Bu nedenle kuraklık ekstrem olay olarak görü- lemez.

Cevap E 9. Tarım alanları son yıllarda azalma

eğilimindedir. Tarım alanlarında verimi arttırmak için gübre kulla- nımının artması toprak kayıplarını engellemez. Toprağa ihtiyacı kadar gübre atılmalı.

Cevap C 10. Tarım topraklarına uygulanan tarım

ilaçları yer altına sızmaktadır. Bu durumda yer altı sularının kirlenme- sine yol açmaktadır.

Cevap C 11. Küresel ısınma son yüzyıllarda etkili

olan bir beşer kaynaklı afettir. Geç- miş dönemlerde görülen bitki türleri günümüzde görülmemektedir. Küre- sel ısınma bitki ve hayvan türlerinin yok olmasına sebep olmuştur.

Cevap C 12. Karbon döngüsünde kireç taşlarının

yakılması, fosil yakıtların kullanıl- ması, su kirliliğinin artış göstermesi gibi durumlar ortamdaki karbonun artmasına yol açar. Fakat bitkilerin kömürleşmesi esnasında doğadaki karbon azalır.

Cevap B 13. Karbon, su, oksijen ve azot döngü- leri küresel ekosistemlerdeki mad- de döngülerindendir. Toprak döngü- sü bu tür döngülerden biri değildir.

Cevap A 14. Fosil yakıtların yanması, volkaniz- ma, solunum ve orman yangınları doğadaki karbon oranını arttırır. Fo- tosentez olayında ise bitkiler karbo- nu kullanır ve oksijen üretir.

Cevap E 15. Atmosferde oksijen üretiminde iki

yol vardır. Birinci yol bitkilerin yap- tığı fotosentez olayı ikinci yol ise fotolizdir. Fotosentezde bitkiler ha- vadan karbondioksit, topraktan ise suyu alıp oksijen ve glikoz üretirler.

Bu olaya fotosentez denir.

Cevap A

TEST 4

1. Ekosistem içerisindeki canlıların gereksinim duyduğu azotun esas kaynağını atmosfer oluşturur. Bu azotun bitkiler tarafından kullanı- labilmesi için nitrit ve nitratlara dö- nüşmesi gerekir. Topraktaki bazı bakterilerin ölen canlıları ayrıştır- ması ve havada oksijenle birleşen azotun yağışlarla toprağa geçmesi gerekmektedir.

Cevap D 2. Tsunami okyanuslarda meydana

gelen deprem, volkanizma ve heye- lan sonucu oluşur. Endonezya’daki tsunami ve Japonya’daki deprem jeolojik kaynaklıdır.

Cevap E 3. Tsunami okyanuslarda meydana

gelen deprem, volkanizma ve he- yelan sonucu oluşur.

Cevap E 4. Arkansas Nehri’nde meydana ge- len sel taşkınlar bölgede birçok çevre sorununa yol açmıştır. Sula- ma sistemleri hakkında herhangi bir bilgiye değinilmemiştir.

Cevap D 5. Arkansas Nehri boyunca yapay

göller oluşturulmuştur. Bu durumun nedeni çevrede oluşabilecek sel ve taşkın riskini azaltmaktır.

Cevap A 6. Yoğun yağışlar sonucu akarsuların kabarması sonucu çevrede oluşan sel baskınlarının adı taşkındır.

Cevap A 7. Günümüzde doğal afetlere neden olan olaylardan biri de sel ve taşkın- lardır. Yağışlar ve eriyen kar sularıy- la seviyeleri yükselen akarsular sel ve taşkınlara neden olabilmektedir.

Özellikle kentlerde dere yataklarına yapılan binalar, çevrenin betonlaş- ması ve akarsuyun doğal drenajının değiştirilmesi gibi nedenler, taşkın- larda can ve mal kaybına neden ol- maktadır. Arazi kullanımında yapılan yanlışlıklar sel ve taşkın afetinin sık yaşanmasına yol açmıştır.

Cevap D

(4)

man karınca sürüsünün taşıma ka- pasitesinin artması sonucu koloni sayısında da artış yaşanmaktadır.

Cevap A

10. Aral Gölü, dünyanın en geniş göl- lerinden biriydi. Beşeri faaliyetler sonucu gölde kurumalar başlamış ve seviyesi epey azalmıştır.

Cevap D

11. Soruda verilen olaylar zincirinde göldeki mikroorganizmalar ve bitki türlerinin yok olmasıyla balıkçılık faaliyetleri zarar görür. Bu durumda balıkçılık ile geçimini sağlayan aile- lerin zor durumda kalmasına sebep olur.

Cevap C

TEST 5

1. Dünya üzerindeki birçok canlı türü, doğal ortamlarına müdahale ve buna bağlı olarak nesillerinin tüken- mesi tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Örneğin Amazon Ormanları, dün- yadaki canlı türlerinin yarıdan faz- lasını barındırmaktadır. Bu alanda yapılacak tahribat, 30 yıl içerisinde türlerin yaklaşık % 10’unun yok ol- masına neden olabilir. Ayrıca, ticari değere sahip olmaları nedeniyle, okyanuslardaki balina, Afrika Kıta- sı’ndaki fil ve gergedan gibi canlılar sayı olarak çok azalmıştır. Canlı türü sayısının azalmasında bir di- ğer etken de artan talebi karşıla- mak için giderek yaygınlaşan tarım ve endüstri etkinliklerinin yarattığı kirliliktir.

Yukarıdaki parçada orman yangın- larından bahsedilmemiştir.

Cevap E

da ise Viktoria ve Gibson Çölleri bulunmaktadır. Bu alanlarda bitki örtüsü seyrek veya yok dene- cek kadar az olduğu için birinci tüketiciler(otçullar) enerji ihtiyaçla- rını zor karşılar.

Cevap C 3. Dünya haritası üzerinde yer alan

III numaralı alanda Sahra Çölü, V numaralı alanda ise büyük Viktorya ve Gibson Çölleri bulunmaktadır.

Cevap D 4. Harita üzerinde verilen III numaralı

alan Namibya Çölü’ne, V numaralı alan ise Sibirya’ya karşılık geliyor.

Bu alanlarda insan yaşamı zor ol- duğu için biyoçeşitliliğe yapılan mü- dahale daha azdır.

Cevap D 5.

II

I III IV

V

Soruda verilen dünya haritasına baktığımız zaman II numaralı alan- da amazon havzası ve IV numaralı alanda ise Gobi Çölü’nün olduğunu görmekteyiz. Bu alanlarda nüfusun seyrek olması hava kirliliğinin az ol- masına sebep olmuştur.

Cevap C 6.

I numaralı alan Kuzeybatı Avrupa ülkelerine karşılık gelir. Bu ülke- lerde sanayileşmeden dolayı hava kirliliği yaşanır.

Cevap A

8. Fosil yakıtların yanmasıyla karbon oranı artmaktadır. Çin’de kömürle çalışan termik santrallerden çıkan dumanlar karbon oranını arttırır. Çin hava kirliliğinin en fazla olduğu ülke- lerin başında gelir.

Cevap C

9. Gelişmiş ülkelerde giderek artan endüstriyel üretimle ortaya çıkan katı atıkların yok edilmesi ya da dönüştürülmesi, her geçen yıl daha pahalıya mal olmaktadır. Bu gibi nedenlerle, 1987 yılında, Amerika Birleşik Devletleri kaynaklı 4000 ton zehirli atık Haiti’de bir sahile boşal- tıldı. Bir yıl sonra 15000 tonluk atık Gine’de eski bir taş ocağına dökül- dü. Aynı yıl, bir diğer Afrika ülkesi Gine-Bissau, 600 milyon Amerikan Doları karşılığında 15 milyon ton atığı almayı kabul etti. Önerilen ra- kam bu ülkenin ulusal gelirinin dört katıydı. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’da her yıl çöpe atılan 100 milyon bilgisayar Nijerya tarafından, 130 milyon cep telefonu ise Hindis- tan ve Pakistan tarafından alınmak- tadır.

Yukarıdaki parçayı okuduğumuz za- man Amerika Birleşik Devletleri’nde atılan toplam atık 4000 ton iken Avrupa’da ise herhangi bir oran ve- rilmemektedir.

Cevap E

10. Günümüzde doğal ve kültürel mi- raslara yönelik tehlikeler devam etmektedir. Her ne kadar doğal ve kültürel mirasların korunmasında devlet yönetimleri sorumluluklarını yerine getirmeye çalışsa da zaman zaman bazı tehditler ortaya çıkmak- tadır. Bu tehditler özellikle tarihi mi- ras alan olarak milli park haline ge- tirilerek koruma altına alınmaktadır.

Bu şeklide doğal ve beşeri yapılar zarar görmemektedir.

Cevap A

(5)

11. Sera gazlarının kullanımına bağlı olarak yaşanacak olan küresel ısın- ma buzulların erimesine sebep ola- caktır. Yeryüzünde orman sahaları gün geçtikçe azalmaktadır. Bu iki olay doğal çevreye çok büyük tah- ribatlara yol açabilir.

Cevap B 12. İnsanların altyapılara gereken öne- mi vermemesi, bitki örtüsüne ya- pılan olumsuz müdahaleler, dere yataklarına verilen zararlar sel ve taşkınlara yol açmaktadır. Çığ afe- tinin yaşanmasında da insanların bitki örtüsüne verdiği zararlar yol açmaktadır.

Cevap B

TEST 6

1. Erozyon, sel sularının ve rüzgârın etkisiyle toprağın üzerindeki verimli alanların süpürülmesi olayıdır. Asit yağmurları ise kullanılan fosil yakıt- ların oluşturduğu karbonun yağmur suyuyla tarihi alanları yok etmesi olayıdır.

Cevap B 2. Asit yağmurları, fosil yakıtların kul- lanılması sonucu oluşan zehirli du- manların yağmur ile birleşip topra- ğa düşmesidir. Asitli sular özellikle beşeri yapılara, toprağa ve canlı- lara zarar verir. Küresel ısınmanın artışına etkisi bulunmaz.

Cevap D 3. İnsan etkisine bağlı olarak doğal

sistemlerde meydana gelen deği- şimler bütün canlı yaşamını ciddi oranda etkiler. Bu etkinin artarak devam etmesi hâlinde doğal sis- temlerde geri dönülmez sorunların yaşanacağı öngörülmektedir. Özel- likle enerji üretiminde fosil kaynak- ların kullanımının teşvik edilmesi bu sorunları daha da büyütecektir.

Cevap A 4. Günümüzde enerji yalnızca en-

düstrileşmenin değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal hayatın da zo- runlu bir tüketim maddesi durumu- na gelmiştir. Uygarlık düzeyi, tüke- tilen enerji miktarına paralel olarak arttığından yeryüzünde tüketilen enerji miktarı da fazlalaşmaktadır.

Enerjinin üretilmesi ve tüketilmesi

süreçlerinde hava, su ve toprak gibi doğal çevre kaynakları kirletilmekte ve kirliliğin miktarı da sürekli art- maktadır. Bu gibi çevre sorunlarının önlenmesi, bu mümkün olmaya- caksa azaltılması için yeni ve yeni- lenebilir enerji kaynaklarından daha fazla yararlanılması gerekmektedir.

Böylece fosil yakıtlara olan bağım- lılık azalacağı gibi, tüketimin neden olduğu çevre sorunları da azaltılmış olacaktır.

Yukarıdaki parçayı okuduğumuz zaman hızlı nüfusun artışına bağlı olarak tüketilen enerji miktarının fazla olduğuna ulaşılamaz.

Cevap E 5. İnsanlar enerji gereksinimlerini kar- şılamak için, termik santraller inşa eder. Fakat termik santraller çevre kirliliğine yol açmaktadır. Tatlı su ihtiyaçlarını karşılamak için yapılan barajlar tarım sahalarının verim- sizleşmesine yol açar. Bu iki olay birbirinden farklı alanda ve farklı sorunlara yol açmaktadır.

Cevap D 6. Sri Lanka, Güneydoğu Asya ülke- lerinden birisidir. Ülkede muson yağışları etkilidir. Yağışların fazla olmasından dolayı baraj inşaatla- rı hız kazanmıştır. Bir süre sonra baraj inşaatlarında bir yavaşlama olmuştur. Turizm etkinliklerinin çe- şitlenmesi baraj yapımının yavaşla- masına neden olmamaktadır.

Cevap C 7. Dünya üzerinde tarım sahaları aç-

mak için göller ve bataklık alanlar kurutulmaktadır. Bu alanlarda eko- lojik hayat büyük zarar görmektedir.

Göllerin kurutulması sonucu yağış- larda bir artış yaşanmaz.

Cevap A 8. • Bitki örtüsündeki aşırı tahribat, dünyanın akciğeri olarak adlandırı- lan bu bölgedeki ormanların büyük oranda yok olmasına yol açacaktır.

→ I

• Buzulların erimesine bağlı olarak deniz seviyesinde meydana gele- cek yükselme, burada yaşayan in- sanların yer değiştirmesine neden olacaktır. →V

• Küresel ısınmaya bağlı olarak at- mosfer sıcaklıklarının artması, bu bölgedeki buzulların erime sürecini hızlandıracaktır. →II

• İklim değişimlerine bağlı olarak yağışlardaki düzensizlik, bu bölge- de çölleşme sürecini hızlandıracak- tır. → III

Dünya haritası üzerinde IV numara- lı alanda Rusya yer almaktadır. Bu bölgenin değişimi hakkında tahmin verilmemiştir.

Cevap D

TEST 7

1. Tarımsal üretimin artması için yapıl- ması gereken önlemler tarıma fay- da yerine zarar vermektedir. Toprak içinde bulunan bazı hayvanlar top- rağın verimini arttırır. Bazı solucan- ların ve kurbağaların yok olması yağış miktarında artışa yol açmaz.

Cevap D

2. 1980 yılından bu yana Kuzey Denizi’nde, deniz suyunun ortala- ma sıcaklık değerinin 1°C artma- sıyla burada yaşayan morina ve mezgit gibi soğuk su balıkları 100 km kuzeye doğru göç etmiştir.

Yukarıda bahsedilen olay ile Venezuela’nın güneyindeki Ama- zon Bölgesi’nde yaşayan ve yağışlı dönemin başlamasıyla yavrulayan anakondaların yavrulama dönemi, 1990 yılından sonra kurak dönemin uzamasıyla birlikte daha geç ger- çekleşmeye başlaması aynı olaylar zincirine dâhildir.

Cevap E

3. Dünyanın tarımsal gıda gereksi- nimi biyoteknolojik yöntemlerle önemli ölçüde karşılanmış ancak hormonal müdahale, ilaçlama ve kimyasal gübreleme insan sağlığını ve çevreyi tehdit edecek boyutlara ulaşmıştır. Bu durum, organik tarım yöntemini gündeme getirmiştir. Bu yöntemde, kimyasal gübre, ilaç, hormonlar ve genetik yapısı değiş- tirilmiş tohumlar kullanılmadan do- ğal ürün elde etmek amaçlanmış- tır. Ancak bu yöntemle elde edilen ürünlerde verimlilik azalmıştır. Bu durum ise organik ürün fiyatlarının değerlerinden fazla olmasına ne- den olmuştur.

Cevap B

(6)

ması hakkında herhangi bir bilgiye ulaşılmamaktadır.

Cevap C 6. Orsloa’da afet sonrasında bölgede

nüfus artış hızı azalma eğilimine girmiştir. Bu durumda nüfus yoğun- luğunun azalmasına sebep olmuş- tur.

Cevap B 7. Sanayi tesislerinin bacalarına filtre

takılması ve çevre kirliliğini önle- yen teknolojilerden faydalanılması doğal hayata yapılacak olumlu iş- lemlerdir. Petro-kimya sanayisinin kentlerin yakınına veya uzağına kurulması doğal hayata zarar veren işlemlerdir.

Cevap B 8. Fabrika bacalarına filtre takılması,

doğal gaz kullanımının yaygınlaş- tırılması, alternatif enerji kaynakları kullanımının artırılması hava kirlili- ğini azaltmaya yönelik adımlardır.

Cevap B 9. Son yıllarda dünya nüfusunda mey- dana gelen artışlarla beraber enerji ihtiyacı da artmıştır. Tükenmeyen enerji kaynaklarından olan Güneş, rüzgâr, dalga ve suyun doğal çev- reye zararı çok azdır.

Cevap E

TEST 8 1. Küresel ısınma sonucunda;

“Pasifik Okyanusu’nda mercan ka- yalıklarından oluşan bir takımada ülkesi olan Kiribati’de deniz sevi- yesi yükselmeye, buna bağlı olarak ülke yüz ölçümü de giderek küçül- meye başlamıştır. Bu durum yetki- lileri harekete geçirmiş ve Devlet Başkanı Anote Tong, tüm ülkenin

kasırga ve yağışların ardından, Devlet Başkanı Carlos Flores: “Ba- şımıza gelen en büyük felaket bu.

Köprüler, yollar, elektrik hatları, su ve kanalizasyon şebekeleri yıkıldı.

Elli yılda yavaş yavaş yapılanları, yetmiş iki saatte yitirdik.” demiştir.

Carlos Flores ülkede altyapı ve ekonomik olarak ülkenin zarara uğ- radığından yakınmaktadır.

Cevap C 3. Tropikal fırtınalar yeryüzünde daha

çok Ekvator’a yakın okyanus ke- narlarında, sel ve taşkınlar Muson Asyası’nda, kuraklık ise çöl alanla- rında etkilidir. Bu nedenlerle yaşa- nan afetlerin bölgeleri farklı olmak- tadır.

Cevap D 4. Deprem esnasında mümkün oldu- ğunca sakin olunmalıdır. Sağlam alanlarda deprem bitene kadar bek- lenmelidir. Pencere kenarlarından uzak durulmalıdır.

Cevap A 5. Harita üzerinde işaretlenmiş olan Japonya, Şili, Hindistan, Türkiye ve Tanzanya gibi ülkeler depremin şid- detli yaşandığı alanlardır.

Cevap C 6. Greenpeace gibi çevreci örgütler

dünyada çevre bilincini en diri tutan örgütlerin başında gelir. Doğal ha- yat gün geçtikçe tahrip olmaktadır.

Bu örgütler ise çevre sorunlarına yol açan faaliyetleri engellemek için faaliyetler sürdürmektedir.

Cevap A 7. Atıkların bazı işlemlerden sonra ikincil ham madde özelliği kazan- ması geri dönüşüm olarak adlandı- rılmaktadır. Geri dönüşüm süreci- nin sağladığı pek çok yarar vardır.

Fakat atıklardan yeni doğal kaynak

samlıdır.

Cevap D 9. Sanayi atıklarının düzenli olarak

depolanması çevre kirliliğine alı- nacak önlemler arasında değildir.

Saklamak veya depolamak sorun- ları çözmez.

Cevap A 10. Sahra’nın güneyindeki ülkelerde 1984-1985 yıllarında görülen ku- raklığa bağlı olarak 1 milyonun üzerinde insanın açlıktan hayatını kaybetmesi.

Muson Asyası’nda 2004 yılının ha- ziran ve temmuz aylarında meyda- na gelen aşırı yağışlar sonucu 300 kişinin yaşamını yitirmesi ve binler- ce kişinin ise çeşitli şekillerde zarar görmesi.

Yukarıdaki iki olayda da iklimin et- kisi büyüktür. Çünkü ilk cümlede kuraklık, ikinci cümlede ise sel ve taşkınlardan bahsetmiştir.

Cevap B 11. Heyelan, eğimli yamaçlarda aşırı

yağışlar sonucu meydana gelen doğal bir olaydır. Özellikle kil oranı yüksek olan toprakların suya doy- gun hale gelmesiyle meydana gelir.

Cevap E

(7)

TEST 9 1.

Soruda verilen şekle baktığımız zaman, köy dağın yamacında ku- rulmuştur. Heyelan riski bulunmak- tadır. En etkili önlem köyü düzlük alanın doğusuna kaydırmaktır.

Cevap A 2. Okyanus ve denizlerde 500 metre- den daha derin ortamlarda, akar- suların yukarı çığırlarında canlı çeşitliliğinin daha fazla olduğu, akarsuların okyanus ve denizlere döküldüğü ağız kesimlerinde biyo- çeşitliliğin düşük olduğu ve kapalı havzalardaki göllerde yıl içinde gö- lün su seviyesinde oluşan değişim- lerin biyoçeşitliliği artırdığı ifadeleri doğru değildir. Biyoçeşitliliği artıran en önemli etkenlerin başında can- lıların beslenmesi için gerekli kay- naklar bakımından zengin sahala- rın varlığı gelmektedir. Yani besin kaynakları açısından zengin olan yerler, canlı çeşitliliğinin de zengin olduğu alanlardır. Bu nedenle A se- çeneğinde verilen bilgi doğrudur.

Cevap A

GARANTİ SÖZLEŞMESİ ve KULLANICIYA NOT

Kitabımızı bitirdiğinizde size fayda sağlamadı- ğını düşünüyorsanız ve bu bizden kaynaklan- mışsa talebiniz doğrultusunda kitabın ücretini iade edebiliriz (İade garantili kitap).Kitabımızın fotokopi çekilerek (orijinal kitap dışında her tür- lü hakkımız gasp edilerek) kullanılmasına izin vermiyoruz. Sadece bir sınav için ciddi bir telif ücreti ödüyoruz. Kullandığımız yıl ve sınav- ları ve bunların kitap haline gelmesini hesap ederseniz büyük bir ekonomik yatırım yapıyo- ruz. Bundan dolayı yayın ekibi olarak fotokopi çeken, çektirenlere veya PDF paylaşanlara / indirip kullananlara hakkımızı helal etmiyoruz.

Emeğe saygı istiyoruz. Yayınımızın soruları ÖSYM arşividir. Soruları elektronik ortam ve sosyal ağlarda paylaşan, depolayan veya ya- yan kişiler ÖSYM'nin telifli sorularını paylaştığı için ÖSYM'ye ihbar ediyoruz. ÖSYM yaptırım uyguluyor. Hakkımız ihlal edildiği için biz de ayrı dava açıyoruz. Kara Kutu Kitapları'nın PDF'sini paylaşmayınız. Tespit ettiklerimiz hakkında dava açıyoruz. Birkaç yıl sürecek davayı kaza- namasak bile fotokopi çekenler hukuki olarak ciddi anlamda yorulacaklardır. Bundan dolayı PDF'mizi paylaşmayınız fotokopi çektirmeyiniz.

Gerçekten ekonomik durumunuz bu kitabı ala- bilecek kadar iyi değilse kitaba gücünüz yettiği kadar ödeyiniz o şekilde yollayalım. Bu yazıları fotokopiden okuyorsanız fotokopiyi aldığınız yere iade edip durumu bize bildiriniz, kitabımızı size ücretsiz yollayalım. Fotokopi çeken yere de kitabın orijinalini satarak helal ve hukuki yoldan daha çok kazanç elde etmesi için yardımcı ola- lım. 0539775 48 50 numaralı hat ile iletişime ge- çebilirsiniz. Kitabımızda en küçük bir hata dahi tespit ederseniz lütfen bize bildiriniz. Hata tespit edenleri ödüllendirmekteyiz. Kitaplarımızı belirli periyotlarla güncelliyoruz. Yeni çıkacak baskı- mız için fikir ve önerilerinizi bekliyoruz. Eleştiri- leriniz yolumuzu aydınlatan ışıktır. Önerileriniz varsa 0539 775 48 50 numaralı iletişim hattına WhatsApp'tan bildirirseniz çok memnun oluruz.

Sizi vicdanınızla baş başa bırakıyoruz. Başarı- lar hakka girmeden mücadele edenlerin olsun.

Birlikte başaralım…

İsmail KAYNARCA

İnformal Yayınları & Kara Kutu Yayınları Sa- hibi ve Kurucusu

Referanslar

Benzer Belgeler

Çevre sorunlarına daha çok önleyici bir yaklaşım olan çevre korumacı bir anlayışı yansıtan sürdürülebilir kalkınma ile birlikte insan-doğa ve toplum

Gündoğdu Seli ve Heyelânı, 27 Ağustos 2010 günü Rize’nin merkeze bağlı Gündoğdu beldesinde meydana gelen sel ve heyelânlarda 13 kişi yaşamını kaybetmiş ve 6 kişi

Sheehan ve Hewitt (1969) bir doğa olayının doğal afet olarak nitelendirilebil- mesi için yüz ölü, yüz yaralı ya da bir milyon dolarlık zarara neden olması gerekti-

Doğu ile Batı (Asya ve Avrupa) arasındaki en önemli kapı ve aynı zamanda bir liman kenti olan Efes, bu özellikleriyle çağının en etkili kültür ve ticaret merkezi

Bu çalışma kapsamında, Muş ili idari sınırları içinde meydana gelen hidrolojik kuraklık dönemlerinin belirlenmesi amacı ile inceleme alanı ve yakın

Tedros, daha önce bu salgının DSÖ tarafından uluslararası halk sağlığı acil durumu olarak ilan edildiğini, bunun en üst düzey alarm seviyesi olduğunu; pandemi

Haritada tarım ürünleri ve ekim sahalarına baktığımız zaman I nu- maralı yörede zeytin, II numaralı yörede üzüm, III numaralı yörede pamuk ve IV numaralı

A) İpe çekme kuvveti uygulanırsa yük yukarı yönde hareket eder. B) İpe itme kuvveti uygulanırsa yük yukarı yönde hareket eder. C) İpe itme kuvveti uygulanırsa yük