Türk Ekonomi Bankası
Haftalık Ekonomi Bülteni
Emin Öztürk(212) 251 21 21 (1671)
31 Temmuz 2006 emin.ozturk@teb.com.tr
Yeni iyimserlik dalgası eski ikilemleri tekrar gündeme getirebilir
Geçen haftadan iz bırakanlar
• Yabancı fon girişleriyle YTL geçen hafta boyu değer kazandı, YTL/$ kuru 1.50 düzeyinin altına indi, tahvil piyasasında faizler yüzde 19.50 düzeyine geriledi ve Cuma haricinde Borsa’da yükselişler görüldü
• Merkez Bankası hem PPK toplantısı değerlendirmelerinin özetini hem de üç aylık enflasyon raporunu yayımladı ancak söz konusu metinlerde öncekilerden farklı ve piyasa görüşünü değiştirecek nitelikte görüşler yer almadı
• IMF İcra Direktörleri Kurulu 3. ve 4. gözden geçirmelerin tamamlanması nedeniyle 1.85 milyar dolarlık kredi dilimini serbest bırakma kararı aldı
• Geçen hafta açıklanan ABD verileri büyüme konusunda karışık sinyaller verdi ancak piyasalarda Fed’in faiz artışlarının sonuna geldiği görüşü ağırlık kazandı Bu haftaya bakış
• Orgeneral Büyükanıt’ın Genel Kurmay Başkanlığı’na atanmasıyla bu konudaki spekülasyonlar ve belirsizlik sona erdi
• Haziran dış ticaret açığı beklentilerin altında 4.2 milyar dolar olarak gerçekleşti
• Yurt içinde bu haftanın en önemli verisi Perşembe günü açıklanacak olan
Temmuz enflasyonu; piyasa beklentisi TÜFE için yüzde 0.45, ÜFE için yüzde 1.69
• ABD’de Salı günü açıklanacak çekirdek pce deflatörü ile Cuma günü açıklanacak olan tarım dışı istihdam raporu piyasalar için ön plandaki veriler
Her hakkı saklıdır. İzinsiz çoğaltılamaz. Bu raporda yer alan bilgi ve veriler güvenilir olduğu düşünülen kamuya açık kaynaklara dayanmaktadır. İfade edilen görüşler, tahminler ve beklentiler bu raporun yazıldığı tarih itibariyle yazarın vardığı sonuçları yansıtmaktadır. Türk Ekonomi Bankası’nı bağlamaz. Ticari kararlar için veya yatırım tercihi
yapmak amacıyla kullanılması durumunda Türk Ekonomi Bankası hiç bir sorumluluk üstlenmez.
Piyasadaki son dalga yüksek yurt içi faizlerle yurt dışındaki iyimser havanın bir sonucu.
Geçen haftaki bültenimizde görünür gelecekte yurt içi faizlerin hem nominal hem de reel olarak yüksek kalacağı öngörüsünü ana fikir olarak sunmuştuk. Bu öngörünün arkasındaki gerekçelerden bir tanesi, ABD’de faiz artışlarının Ağustos ayından itibaren sona ermesi durumunda bile en azından bu yılın kalanında yüzde 5 ya da üzerinde bir faiz düzeyinin muhafaza edileceği düşüncesiydi. Buna bağlı olarak, yani referans olarak kullanılan (“risk- free”) ABD doları faizinin en az yüzde 5 olduğu bir durumda, YTL cinsinden reel faizlerin hızla aşağı inmesinin zor olacağı sonucuna varmıştık. Yurt içinde ise Merkez Bankası’nın Haziran ayının ilk haftasında başlattığı faiz artış sürecini daha da devam ettirebileceği yönündeki sinyallerine bakarak kısa vadeli faizlerin yüksek olmasının orta ve uzun vadeli faizlerin uzun boylu aşağı gitmesine engel olacağını söylemiştik. Ayrıca, piyasaların bir müddet istikrarlı gitmesi ve enflasyon verilerinin olumlu çıkması durumunda bile Merkez Bankası’nın Nisan ayı enflasyonu açıklanmadan önce yapılan faiz indirimine benzer bir mahcubiyetle karşılaşmamak için faiz indirimlerinde ayak sürüyeceğini tahmin etmek zor değildir.
Yurt içinde faiz cephesindeki bu görünüm ile enflasyon konusundaki tereddütlere karşılık yurt dışında geçen hafta yeni bir iyimserlik dalgası başlamış bulunmaktadır. Bu dalganın görünürdeki nedeni ise geçen hafta açıklanan ABD verilerinin Fed faiz artışlarında artık sona gelindiği algılamasına yol açmış olmasıdır. Aslında geçen hafta ABD’de açıklanan verilere yakından bakıldığında büyümenin temposu konusundaki sinyallerin karışık olduğu söylenebilir.
Örneğin, Salı günü açıklanan tüketici güveni verileri ile Perşembe günü açıklanan dayanıklı mal siparişleri ve yeni ev satışı verileri beklendiğinden daha güçlü çıkmıştır. Buna karşılık, Çarşamba günü açıklanan “Beige Book” raporu ile Cuma günü açıklanan milli gelir verileri ise ABD ekonomisinde yavaşlamaya işaret etmektedir. Ancak, global piyasaların yukarıda anılan verilerden ikinci grupta olanlarına daha fazla ağırlık verdiği ve ABD ekonomisinin hızla yavaşladığı sonucuna vardığı görülmektedir. Dolayısıyla, önceki haftalarda oluşan kanaatin aksine, global piyasalar 8 Ağustos tarihli Fed toplantısında faiz artırımı olmayacağını fiyatlamaya başlamış bulunmaktadır. Geçen Cuma günü itibariyle 10 yıllık ABD tahvili faizinin yüzde 5 düzeyine inmiş olması bunun en belirgin sonucudur.
ABD’deki faiz artışının sonuna gelindiği düşüncesi ister istemez uluslararası piyasalardaki havayı iyimserleştirmekte ve risk alma iştahını arttırmaktadır. Bu durumun bir sonucu olarak geçen hafta yabancı yatırımcıların döviz satıp YTL alarak piyasaya girdikleri ve ilk etapta kısa vadeli para piyasası araçlarına ve bir ölçüde de Hazine kağıtlarına yatırım yaptıkları görülmüştür. Bir başka deyişle, yurt dışında iyimserliğin arttığı bir ortamda Türkiye’deki faiz düzeyini cazibesi daha da artmıştır. Söz konusu girişler sonucunda geçen hafta Perşembe ve Cuma günleri YTL/$ kuru 1.50 seviyesinin altına, gösterge tahvilin getirisi ise yüzde 19.50 civarına kadar inmiştir. Aynı iyimserlik dalgasının bir yansıması olarak Türkiye Eurobond fiyatlarının ve Borsa’nın da yükseldiği not edilmelidir.
Geçen hafta başlayan olumlu havanın devamı açısından kritik tarihler 3 ve 8 Ağustos.
Mayıs ve Haziran aylarındaki aşağı yönlü sert hareketlerden sonra piyasaların Temmuz ayının son haftasında olumlu bir hava içine girmeleri ilk olarak bu durumun ne kadar kalıcı olabileceği sorusunu akla getirmektedir. Kanımızca bu sorunun cevabını belirleyecek etkenlerden en önemli iki tanesi 3 Ağustos Perşembe günü ve 8 Ağustos Salı günleri netleşecektir.
İlk olarak, 3 Ağustos Perşembe günü açıklanacak olan Temmuz ayı enflasyon verileri son derece önemlidir. Piyasadaki ortalama beklenti TÜFE enflasyonunun yüzde 0.45 civarında çıkması yönünde olmakla birlikte, işlenmemiş gıda ve giyim fiyatlarındaki mevsimsel düşüşlerin beklenenden daha sert olma ihtimali oldukça yüksektir. Bu tür bir durumda Temmuz TÜFE enflasyonunun piyasa beklentisinden çok daha düşük hatta eksi çıkması ihtimali vardır.
Bu ise Merkez Bankası’nın gelecek aylarda faiz arttırması ihtimalini azaltacak, Mayıs-Haziran dönemindeki türbülansın enflasyon üzerindeki etkisinin sınırlı olacağını düşündürecek ve böylece geçen haftaya kadar yatırımcılara hakim olan “toz duman dağılana kadar siperde kalma” içgüdüsü zayıflayacaktır.
İkinci olarak, 8 Ağustos tarihinde Fed’in 25 baz puanlık yeni bir artış yapıp yapmayacağı özellikle global piyasalar açısından son derece önemlidir. Geçen hafta itibariyle piyasalara hakim olan beklentiye paralel olarak Fed’in faiz artışı yapmaması durumunda yurt dışındaki iyimserlik dozunun hem artacağı hem de daha uzun bir süreye yayılacağı tahmin edilebilir.
Olumlu hava biraz daha sürerse eski para politikası ikilemleri tekrar gündeme gelecek.
20 Temmuz tarihinde yapılan ve kısa vadeli faizlerde 25 baz puanlık bir artışla sonuçlanan PPK toplantısından sonra yapılan açıklamada, söz konusu toplantının özet değerlendirmelerinde ve 28 Temmuz tarihinde yayımlanan Enflasyon Raporu’nda Merkez Bankası sürekli olarak daha fazla sıkılaştırma yapılabileceği mesajını vermiş bulunmaktadır.
Gerek faiz artışları gerekse daha fazla faiz artış olabileceğine ilişkin sinyallerin amacı bir yandan enflasyonu diğer yandan da enflasyon bekleyişlerini hedeflere uyumlu bir düzeye getirmektir. Ancak, yurt dışındaki iyimser havanın devam etmesi, Temmuz ayı enflasyonunun düşük çıkması ve Fed’in faiz artışı yapmaması gibi etkenlere bağlı olarak para girişlerinin sürmesi halinde YTL/$ kurunun daha da aşağılara gitmesi ve 1.40 düzeyini de zorlaması beklenebilir.
Böyle bir durumda Merkez Bankası’nın tekrar döviz alım ihalelerine başlaması hatta doğrudan müdahale etmesi olasılığı ortaya çıkacaktır. Ancak, Merkez Bankası’nı bu yöndeki eylemleri piyasaya YTL likiditesi verilmesi anlamına gelecektir. Oysa Haziran ayının ilk haftasından beri hızla faiz arttırıldığı ve yoğun bir şekilde piyasadan likidite çekildiği düşünülürse, olumlu havanın devam etmesi ve döviz girişinin sürmesi Merkez Bankası’nı faizlerin ve kurların düzeyi ile likidite yönetimi konularında tekrar ikilem içine sokacaktır.
Yukarıda sözünü ettiğimiz olumlu senaryonun gerçekleşmesi durumunda, tıpkı Nisan ayında yapılan ve daha sonra çok fazla eleştiri konusu olan faiz indirimine benzer şekilde Temmuz ayında yapılan faiz artışının da yoğun bir şekilde eleştirilmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Bir başka deyişle, piyasaların gerisinde kaldığı imajını kırmak amacıyla çok ta gerekli olmayan bir faiz artışını gerçekleştiren Merkez Bankası dışarıda havanın olumluya dönmesiyle ironik bir şekilde kendisini yeniden piyasaların bulunduğu noktanın gerisinde kalmış (İngilizce deyimiyle “behind the curve”) bulabilir.
Daha genel bir makro çerçevede bakılacak olursa, geçen hafta global piyasalarda kuvvetlenen olumlu rüzgarın gelecek aylara da yayılması durumunda ekonomide olması beklenen yavaşlama eğiliminin korkulduğundan çok daha az olacağını, buna karşılık cari işlemler açığının da ümit edildiği kadar düşmeyeceğini öngörmek mümkündür. Bu ise 2004-2005 döneminde görülen genel eğilimlerin bu yılın Mayıs-Haziran dönemindeki türbülanstan sonra devam etmesi anlamına gelecektir. Şüphesiz buradaki önemli fark, reel ve nominal faiz düzeyinin daha yüksek bir platoya oturması ile enflasyon açısından 2006 yılının kaybedilmiş bir yıl olması olacaktır.
Bütün bunları dikkate aldığımızda, “Temmuz ayı enflasyonun çok düşük ya da eksi çıkması ve yurt dışından para girişlerinin devam etmesi arzu edilir bir durum mudur” sorusuna çok net bir cevap verememekteyiz.
Ekonomi gündemi 31 T
1 A
2 A 3 A
4 A
Mali araçların getirileri
% İ İ Dolar Kur D Eur
Makroekonomik veriler
Cari Fiy
2003 t 2004.I 2004.II 2004.III 2004.IV 2004 t 2005.I 2005.II 2005.III 2005.IV 2005 t
atlarla ve Dolar Bazında Milli Gelir
Cari fiyatlarla GSMH Dolar bazında GSMH (Milyar YTL) (% değişim) (Milyar USD) (% değişim)
oplam 356.7 29.7 239.2 32.3
80.5 19.1 60.3 47.0
95.6 21.4 65.7 27.3
133.3 17.8 91.0 15.2
119.5 23.0 82.4 22.1
oplam 428.9 20.3 299.5 25.2
94.5 17.4 71.3 18.3
109.5 14.5 80.2 22.1
149.5 12.1 111.4 22.3
132.9 11.2 98.0 18.8
oplam 486.4 13.4 360.9 20.5
2006.I 107.0 13.3 80.3 12.6
emmuz Pazartesi Türkiye: Dış ticaret (Haziran 2006)
Türkiye: Hazine'nin aylık borçlanma programı (Ağustos 2006) ABD: Chicago PMI anketi (Temmuz 2006)
AB: Euro-bölgesi ekonomik durum anketleri (Temmuz 2006) Almanya: Perakende satışlar (Haziran 2006)
ğustos Salı ABD: PCE ve çekirdek PCE deflatörü (Haziran 2006) ABD: Kişisel gelir ve harcamalar (Haziran 2006) ABD: ISM imalat endeksi (Temmuz 2006) ABD: Motorlu araç satışları (Temmuz 2006)
AB: Euro-bölgesi PMI imalat anketi (Temmuz 2006) AB: Euro-bölgesi işsizlik oranı (Haziran 2006) Almanya: ILO işsizlik oranı (Haziran 2006) ğustos Çarşamba AB: Euro-bölgesi ÜFE (Haziran 2006)
ğustos Perşembe Türkiye: TÜFE ve ÜFE enflasyonları (Temmuz 2006) ABD: Fabrikalardan siparişler (Haziran 2006)
ABD: Yeni işsizlik başvuruları (29 Temmuz 2006)
ABD: Devam eden işsizlik başvuruları (22 Temmuz 2006) ABD: ISM hizmetler endeksi (Temmuz 2006)
AB: Euro-bölgesi PMI hizmetler anketi (Temmuz 2006) AB: Avrupa Merkez Bankası (ECB) faiz kararı
İngiltere: İngiltere Merkez Bankası (BoE) faiz kararı
ğustos Cuma Türkiye: TCMB reel efektif döviz kuru endeksleri (Temmuz 2006) ABD: Tarım dışı istihdam (Temmuz 2006)
ABD: İşsizlik oranı (Temmuz 2006)
ABD: Ortalama haftalık kazanç (Temmuz 2006) Almanya: Fabrikalardan siparişler (Haziran 2006)
Yılbaşından
Haftalık beri Yıllık
MKB-100 (dolar bazında) 6.49 -18.56 9.48
MKB-100 (YTL bazında) 3.18 -9.24 23.03
kuru (YTL/ABD$) -3.11 11.45 12.38
sepeti (0.5ABD$+0.5Euro) -3.05 15.81 15.52 İBS performans endeksi (15 ay) 0.70 4.59 10.98
obond (03/15) 1.77 -6.13 -3.82
Y
Ta Sanay İ T Ul Mali k İ G G
Y
Ö Dev Br Br Mal ve Mal ve
Bütç A
M G Fa Fa
Haz A
G Fa Fa
D
Aksi belirtilmedikçe mily
İ İ T
ıllık % reel değişim
2004 2004 2004 2004 2004 2005 2005 2005 2005 2005 2006
I II III IV I II III IV I
rım 2.7 4.3 -1.4 9.1 2 4,3 8,2 7,5 -0,1 5,6 0.6
i 10.4 15.7 7.5 4.0 9.4 6,6 3,9 5,7 10,1 6,5 4.5
nşaat 12.7 6.5 3.9 -0.5 4.6 20,6 25,4 25,6 14,8 21,5 25.9
icaret 17.9 19.7 7.7 8.9 12.8 7,0 5,0 7,5 9,9 7,4 7.4
aştırma ve haberleşme 5.4 12.0 4.3 6.2 6.8 6,8 4,7 8,0 15,2 8,8 4.0 uruluşlar 0.6 1.2 1.3 1.3 1.1 0,7 0,3 -0,5 -1,2 -0,2 -0.5 thalat vergisi 38.1 33.2 20.8 15.7 26.2 8,7 8,8 14,7 16,2 12,2 14.7 ayri Safi Yurtiçi Hasıla 11.8 14.4 5.3 6.3 8.9 6,6 5,5 7,7 9,5 7,4 6.4 ayri Safi Milli Hasıla 13.9 15.7 5.7 6.6 9.9 7,5 4,7 8,0 10,2 7,6 6.3 Üretim Yöntemine Göre Milli Gelir ve Sektörel Büyüme Hızları
ıllık % reel değişim
2004 2004 2004 2004 2004 2005 2005 2005 2005 2005 2006
I II III IV I II III IV I
zel tüketim harcaması 12.4 18.4 7.3 3.6 10.1 4.1 3.9 10.4 16.7 8.8 8.4 let tüketim harcaması 2.6 -7.8 -7.0 11.1 0.5 4.4 4.0 3.2 0.0 2.4 8.1 üt özel yatırımlar 65.5 63.1 38.9 17.7 45.5 8.8 18.4 29.0 41.6 23.6 30.2 üt devlet yatırımları -5.9 -8.7 -10.8 0.9 -4.7 30.7 30.2 38.2 17.1 25.9 34.6 hizmet ihracatı 10.9 17.2 8.2 14.4 12.5 14.0 6.7 3.9 10.9 8.5 3.5 hizmet ithalatı (-) 31.3 32.7 16.1 19.6 24.7 10.6 9.1 11.2 15.3 11.5 8.2 Milli Gelir Harcama Bileşenlerinin Büyüme Hızları
ine'nin Nakit Akımları ksi belirtilmedikçe milyar YTL
Haziran Haziran Değişim İlk 6 ay İlk 6 ay Değişim
2005 2006 (%) 2005 2006 (%)
elirler 9.9 14.9 51.1 60.2 81.7 35.8
iz dışı harcamalar 7.5 9.5 26.6 45.0 60.2 33.9
iz dışı denge 2.3 5.3 131.3 15.2 21.5 41.4
e Performansı Özeti ksi belirtilmedikçe milyar YTL
Haziran Haziran Değişim İlk 6 ay İlk 6 ay Değişim
2005 2006 (%) 2005 2006 (%)
aliye Bakanlığı Tanımı
elirler 11.3 15.2 34.6 68.4 84.0 22.8
iz dışı harcamalar 9.0 10.3 13.8 47.7 58.7 23.2
iz dışı denge 2.3 4.9 117.8 20.8 25.3 21.7
ış Ticaret Verileri
ar USD
Haziran Haziran Değişim Ocak-Haziran Ocak-Haziran Değişim
2005 2006 (%) 2005 2006 (%)
hracat 6.0 7.6 25.6 35.4 39.5 11.5
thalat 9.9 11.8 18.6 55.1 65.2 18.3
icaret dengesi -3.9 -4.2 7.9 -19.7 -25.7 30.6
Ya
Aksi belirtilmedikçe mily
Ya Ar T Ya Ya
İ
Aksi belirtilmedikçe mily
Ya Ar T
%
T ( ( ( ( ( (F (
Üretici Fiy
TÜFE Ana Kalemleri
% Aylık Kümülatif Yıllık
(Haziran) (İlk 6 ay) (Son 12 ay)
Gıda ve alkolsüz içecekler -2.72 3.61 9.22
Alkollü içecekler ve tütün 0.00 4.84 31.11
Giyim ve ayakkabı 0.84 1.97 0.03
Konut ve kira 2.18 6.12 13.23
Ev eşyası 1.35 0.73 2.49
Sağlık 0.41 4.96 2.54
Ulaştırma 3.77 8.78 12.64
Haberleşme 0.95 2.31 3.72
Eğlence ve kültür 2.52 4.38 3.06
Eğitim 1.96 2.52 7.03
Lokanta ve oteller 0.84 7.40 14.36
Diğer mal ve hizmetler -0.88 10.76 18.87
Enflasyon Verileri
Aylık Kümülatif Yıllık (Haziran) (İlk 6 ay) (Son 12 ay)
üketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) 0.34 4.88 10.12
A) Mevsimlik ürünler hariç 1.01 5.16 9.65
B) İşlenmemiş gıda ürünleri hariç 1.34 4.92 9.44
C) Enerji hariç -0.16 4.42 9.63
D) (B) ve (C) 0.94 4.38 8.72
E) (C) ve alkollü içkiler ile tütün hariç -0.17 4.39 8.38 ) (E) ve fiyatı yönetilen ürünler -0.22 5.63 9.97
G) (F) ve (B) 1.07 5.86 8.95
atları Endeksi (ÜFE) 4.02 11.68 12.52
Tarım -0.25 7.03 11.53
İmalat sanayii 5.37 12.38 13.01
Petrol ürünleri 13.26 46.96 46.50
Petrol ürünleri hariç ÜFE 3.31 8.98 9.92
kıt İthalatı ve diğer ithalat ar USD
Haziran Haziran Değişim Ocak-Haziran Ocak-Haziran Değişim
2005 2006 (%) 2005 2006 (%)
kıt ithalatı 1.6 2.5 58.3 9.0 13.4 49.2
a malı ithalatı 6.8 8.6 26.6 39.4 46.5 17.9
oplam ithalat 9.9 11.8 18.6 55.1 65.2 18.3
kıt hariç ara malı ithalatı 5.2 6.0 16.7 30.5 33.1 8.6
kıt hariç ithalat 8.3 9.3 10.9 46.1 51.8 12.3
thalatın Ana Mal Gruplarına Göre Dağılımı ar USD
Haziran Haziran Değişim Pay Ocak-Haziran Ocak-Haziran Değişim Pay
2005 2006 (%) (%) 2005 2006 (%) (%)
tırım malları 1.8 1.8 -1.3 15.0 9.3 10.5 13.0 16.1
a mallar 6.8 8.6 26.6 72.7 39.4 46.5 17.9 71.3
üketim malları 1.2 1.4 18.4 12.0 6.1 8.0 31.1 12.3