SAYI : 94
-
--
• • •• •
DSI TEKNIK BU LTENI
Sahibi
DEVLET SU iŞLERi GENEL MÜDÜRLÜGÜ
Sorumlu Müdür
Dr. Yusuf Z. GÜRESiNLi
Yayın Kurulu
Dr. Yusuf Z. GÜRESiNLi Kenan BAYTAŞ
Turgut AKGÜL Dr. Mine ORHON HasanAKYAR Veli ZABUN Hasan SÖGÜT
Basıldığı yer
Teknoloji Dairesi Başkanlığı Basım ve Foto-Film
Şube Müdürlüğü
Etlik -ANKARA
SAYI :94
YIL : 2000
Üç ayda bir yayınlanır.
iÇiNDEKiLER
1. Çelik Hasırla ve Çelik Lifle Güçlendirilmiş Püskürtme Setonun (Şatkrit)'in Kıyaslanması ... 3 (Yazarları : Dr. Yusuf Z. GÜRESiNLi
2. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi inceleme ve
Araştırma Sonuçları ... 7
(Yazarı : Cemalettin SEZER)
3. Gabyon Savakları ... 15
(Yazarı: Fahrettin KABUKÇU)
4. Aksu (Antalya) Havzası Su Kanalları ve
Çevresi Bitkileri. ... 31
(Yazarı:Hüseyin AKKAYA)
5. Bir Akarsuyun Taşıdığı Askıdaki Sediment Miktarının
Pratik Yoldan Hesaplanması ... .47 (Yazarı : Dr. Fuat ŞENTÜRK)
6. Brezilya Hükümeti Ulusal Su Kaynakları Politikasının
Tespiti kanun No: 9433
Tarih : 8 Ocak 1997 ... 61 (Çeviren : Ahmet H. SARGIN)
ÇELİK HASIRLA VE ÇELİK LİFLE GÜÇLENDİRİLMİŞ PÜSKÜRTME BETON'UN (ŞATKRİT'İN) KIYASLANMASI
Yazan: Marc VANDEWALLE (*)
Çeviren : Dr. Yusuf Ziya GÜRESİNLİ (**)
.---ÖZ
ET---,
<<Eğimli Jcayalıiclarda destekleyici> olarale veya yeraltı kazıları gibi uygulamalarda
denenebilen çelilc l!fie güçlendirilmiş şatkrit (SFRS) çelilc hasırla güçlendirilmiş
püskürtme beton ile karşılaştırıldığında yükleme koşullarında nasıl bir performans gösterir.?» sorusu sıkça sorulan bir sorudur.
Illinois Üniversitesinde yapılan az sayıdaki çalışmalar ve bazı yeni İskandinav
araştırmaları SFRS'nin uygun ve iyi bir performansa sahip olduğunu gösterdi.
ı. GİRİŞ
J. HOLMGREN, İsveç Kaya Mühendisliği Kuruluşu (Be Fo) ve İsveç Tahkimat Yönetimi (Fort F) ile işbirliği içerisinde 1972 yılında araştırmasına başladı. Onun "Çengelli Çelik Lifle
Güçlendirilmiş Şatkrit Kaplamalar" konusundaki raporunda bel iı1ilen bazı sonuçlar :
• Genel uygulamalara göre güçlendirilmiş şatkrit kaplamalada aynı sağlaınlıkta ve bükülmede eşdeğer esnekliğe sahip olan çelik lifle güçlendirilmiş şatkrit kaplamaların uygulan-
ması mümkündür. Bu araştırınalar takriben %0.5 hacminde ve uzun, ucu çengelli çelik lifler ile normal hasırla güçlendirilmiş şatkrit kaplanıalar
üzerinde yapılarak bunların karşılaştırılnıasıyla oı1aya çıkarılmıştır.
(*) N.V. Bckacrt S.A.
Dramix·Tıınnclliııg the World.
Bckacrtstraat 2, 8550 Zwcvcgcm, Belgium Sixth Edition 1998
(**) DSİ, TAKK Dairesi Başkan Yardımcısı
• Soğuk çekme demirli tel hasır, esnekliğin istendiği durumlarda stabilite yönünden kay-
aların güçlendirilmesi için uygun değildir. Bu durumlarda yumuşak çelik kullanılmalıdır ..
• Çelik lifle güçlendirilmiş bir kaplanıanın
kesme nıukavemeti, normal olarak güçlendirilen bir kaplanıanın kesme ımıkavemetinden çatla- madan sonra da daha üstündür.
• Bu sonuçlar çimento hamurundan (harç
fazı) lifterin sıyrılmasına sebep olabilecek yeterli yüksek gerginliğe sahip, en son ebada göre tespit edilen çengelli çelik lifler için geçerlidir.
Püskürtme betonun plastik davranışı gerçek püskürtme beton ile bağlanınası sırasında çelik liflerin kayma mukavemetine göre esneklik özel- liklerine bağlıdır.
Yük-Deformasyon İlişkileri :
MORGAN ve MOVVATT'ın l979'da bir- likte yapmış oldukları araştırınada donatısız, hasırlı donatılı ve çelik lifle güçlendirilmiş püs-
3
DSİ TEKNİK BÜLTENİ 2000 SAYI 94
küı1me beton uygulamalarının yük-deformasy9n
davranışlarını ayrıntılı bir şekilde incelemişlerdir.
Bu çalışınanın sonuçları Şekil I 'de belirtilmiştir.
~-r---,
___ ...__
-·-· ~0.75- ZPI0/10~ Ufl
-h
..
-...ç:.a..., ...
~US-ZPJOISO~UIII-"ı o
~
..
10
o 10 10 10 10
Şolıii:I-Uhiı,ÇIIIı-
... ,.,_....,...,_...,...._
-~... - . . .~ckil-1 Lifsiz, çelik hasırlı ve çelik lifle
güçlendirilmiş püskürtme betonun yük
taşıma kapasitesi yönünden mukayesesİ.
Büyük paneller üzerinde yapılan yük-deformas- yon deneyleri göstermiştir ki ilk çatlak oluşuncaya
kadar olan küçük deformasyonlarda malzemeler
arasında tel kafesle (hasır) güçlendirilmiş
püskürtme betona göre yük taşıma kapasitesi yönünden herhangi bir fark bulunamamış, buna
karşın büyük deformasyonlarda çelik lifle
güçlendirilmiş püsküı1me beton (SFRS) çok daha iyi performans (etkinlik) göstermiştir. Bu sonuçlar benzer çalışma neticeleriyle daha sonra yük
taşınmasına ait olarak LITTLE, T. (1 983)
tarafından (British Columbia Hydro and Power Authority) desteklenmiştir.
Bu sonuçların elde edilmesinden sonra İskandinav Ülkelerinde "Blok düşmesi" deneyi
adı verilen ve bir kaya blokun düşmesine benzer
koşullar sağlanmak suretiyle yapılan geniş çaplı araştırmalarla desteklenerek SFRS ve hasırla güçlendirilmiş püskürtme betonun performansı
yeniden mukayese edilmiştir.
Bu deneylerde tünelin tepe kısmında askıda
kalan (gevşek) kaya veya blokların değişik
durumlardaki yüklerine maruz kalan püskürtme beton kaplamaların durumuna benzer bir sistem
tasarımlanmıştır. Çelik lifli püsküı1me betonlara
4
uygulanan blok düşmesi deneyine göre meydana gelen olumsuz değişik durumlara ait örnekler
Şekil-2'de gösterilmiştir.
~··d
.ı.\. . , . . ...
··:•..:.'j'-•'; ;3
. ... ' ... . . . . , . _ _ - - . . . qilıM-.... _Şelliı:2-Çetik wtıi ~ betonlcra ..,..._._ dii i ...
ney;" ne ... kır- yapolalı....,..,. - · ·
rln deti•iın dıru-ı.
Şekil-2 Çelik lilli püskürtme betonlara uygulanan
"blok düşmesi deneyi"ne benzer koşullar altında yapılan deneylerde örneklerin
değişim durumları.
Yer değiştiren blokun ebadı ve temel zemine
bağlantı-yapışma durumu şatkritin mukavemeti ve
kalınlığı gibi hususları ihtiva eden değişik faktörler- den birisine bağlı olan farklı değişimlerde en çok elde edilen belirgin değerin bu deneylerde SFRS'nin
hasırla güçlendirilmiş şatkrite göre yüksek defor- masyonlarda genellikle gayet iyi performansa sahip
olduğunu göstermesidir. Tipik bir blok düşme
deneyi ile elde edilen değerlere göre haZLrlanan yük- deformasyon grafiği Şekil 3'te gösterilmiştir.
.-ı ı: 5- Çelik lifli . . IIIMri
lle..._....,. ____
~ hoarlı püllü--belonun blok ... dıı • ..-,ıan.Şekil-3 Çelik lifli ve çelik hasırlı püsküı·tme beto nun blok düşme deneyi ile bulunan geritme - deformasyon davranışları.
Pratikte Uygulama Farklılıkları : Müteahhitlerce çelik lifli püskürtme betonu cazip kılan nedenlerin başında çelik hasırın mon- taj ihtiyacının ortadan kalkması gelir.
Hasırın tünel yüzeyine tutturulması zordur.
Masraflı ve bazan tehlikeli bir uygulama olmak- la beraber uzunca bir zaman cia gerektirir. Kazı
DSi TEKNiK liÜLTENi 2000 SAYI 9-1
yüzeylerinin düzensiz olması dolayısıyla hasır
tünel yüzeyine projeele belirtilen noktalardan tes- bit bulonlarıyla bağlanır.
Bulonlarla bağlantı sağlanan hasırın arkasında geniş çapta engebeli-düzensiz durunı
lar nedeniyle daha fazla küçük çukurluklarla desteklenen boşluklar vardır. (Şekil 4).
Şekil-4 Çelik litli ve çelik hasıı·lı püskürtme belonun uygulanmasında
tesbit edilen farklılıkların karşılaştırılması
British Columbia'da Fraser Vadisinele bir demiryolu rüneli rehabilitasyon projesine ait
çalışmada, 3 saat süren her hasırlamanın şatkritle kaplanmasının 1 saat sürdüğü ancak SFRS uygu-
landığı takdirde 4 saat süreyle şatkrit yapılabildiği
müteahhit tarafından rapor edildi.
SFRS'nin diğer bir avantajı kayanın dış
yüzeylerine tam olarak temasının mümkün
olmasıdır. Hasırla güçlendirilmiş şatkrit kullanılması durumunda hasırın arka tarafındaki
tUm boşlukların iyi bir şekilde betonla doldu- rulup, hasır yüzeyinin de sıkca talep edilen
kalınlık olarak 30-50 mm betonla· kaplanması
gereklidir.
Hasırın arka tarafındaki boşlukların doldu-
rulması ayrıca-daha fazla alanın betonla takviye edilmesine yol açar. Hatta şatkrit ile kaplan-
mamış çelik hasır bölümleri kalabilir.
Eğer operatör püskürtme beton uygula-
masında nozulu hatalı kullanırsatalep edilen spe- sifik minimum kalınlık yerine hasır yüzeyine çarpma sonucunda fazladan beton sarfiyatına
neden olur. Bu durumda belki hasır yüzeynin tamamen kaplanamama ihtimalini gündeme getirir. Hasırın arka kısımlarına betonun gitmesi yeterli olmadığından boyluklar kalır ve ince madde (kum) içeriği fazla olan cepler meydana gelir. Buna bağlı olarak beton kaya yüzeyine iyi-
ce yapışamaz. Halbuki çelik lif'li şatkrit uygula-
masında hasırla güçlendirilene göre daha az beton
sarfiyatı söz konusudur. Operatör püskürtme
tekniğine uymayan bir tatbikatta bulunursa SFRS
uygulanması pahalıya mal olabilir. Şatkritte fenalaşmaya ve kayaya bağlanamamaya neden olur. Taban suyunun söz konusu olduğu durum- larda bilhassa hasırın hızla korozyona uğraması (paslanması) başlar. Tünelele sızıntı ve kapla-
manın bozulması gibi agresiv hava şartları ve
donnıa olayları karşısında arzu edilmeyen durunı-
lar meydana getirir. ·
En büyük agregaların hasırın çelik tellerine
çarpması nedeniyle daha fazla bir geri sıçramanın
meydana gelmesiyle hasırların arka tarafında düşük kalitede bir şatkrit ve zemin suyumın drenajı gibi olumsuzluklar meydana gelir.
Hasıı·lara çarpan iri ebattaki agregatların hasırları sürekli titreştİrmesi sonucuncia oluşan
olumsuz etki nedeniyle kaya ile şatkrit tabaka
arasında bağ (aderans) sağlananıaz. Esasen yeter- li bir şatkrit tabakası için en önemli husus beto- nun kayaya bağlanmasıdır.
Genel olmamakla beraber bloklu, yahut
çatiaklı kaya yüzeylerin kaplanmasında hasırla güçlendirilmiş şatkritle SFRS arasında bir mukayese yapılınca hasırla kaplamada önemli
s
O i TEKNİK BÜLTENİ 2000 SAYI 9~
miktarda fazla beton kullanılmakta olup her iki uygulama arasında beton saıfiyatı açısından % 40 fark vardır.
Ekonomik Mukaycsc:
Sadece malzeme bazında fiyat mukayesesi
yapıldığında SFRS'nin umumiyerle hasırla güçlendirilmiş şatkrirten pahalı olduğu görüle- cektir. Bununla beraber temelde, uygulamanın
nihai maliyeti esas alınınca SFRS rekabet oıtamı
içerisinde teklif verme durumlarında daha fazla ekonomik üretim olanağı vermektedir.
K. Garshol ( 1990) Norveç 'te hasırlı şatkrit
ile çelik lifli şatkrit arasında ekonomik ınukayese
konusundaki raporunda :
Hasırla güçlendirilmiş bir çelik telli 100 mm şatkrit uygulanıasında üç geçişe (üç defa püskürtme) ait ın2'sinin maliyeti 125 Norveç kronu kabul edildi.
Her m3'de 50-70 kg iyi kalitede çelik lifin
bulunduğu 100 mm şatkrit uygulamasının 1 ge-
6
çişte (bir püsküıtıne) yapılınası uygun karşılandı
ve böylece en azından uygulama bedelini %50
düşürdü.
Kayanın pürüzlülüğüne göre ihtiyaç duyu- lan desteklenecek şatkrit yanlış hesaplandığı
zaman daha yüksek bir şatkrit sarfiyatına neden olur. Buda SFRS'nin ımıhtemelen ekonomik yönden maliyetini yükseltir.
Keza hızı ilerleyen bir iş programı
ekonomik yönden mukayese edildiğinde diğerine
göre üstün olmasında pozitif bir etkiye sahiptir.
Fransa'da RN 202 yolu lizerindeki Reveston karayolu tünelinin (L=300 m) inşaatı
için çelik hasır yerine Draınix ZP 30/50 çelik lif
kullanıldı.
DDE des Alpes Maritimes'in ahibi (1991) raporunda çelik liflerin kullanılmasıyla önemli seviyede maliyeti azaltarak şatkritiıı toplam maliyetinin %40'ına eşdeğer olan 1,2 milyon FF
(Fransız Frangı) kar sağladığını bildirmiştir.
17 AGUSTOS 1999 MARMARA DEPREMi INCELEME VE ARAŞTIRMA SONUÇLARI
1. GlRİŞ
I 7 Ağustos I 999 günü ülkemiz Marmara bölgesinde İzmit, Adapazarı, Yalova il ve GölcUk ilçe merkezinde meydene gelen 7,4 bUyUkiU- ğUnde ve 45 saniye süren deprem, bUyUk can ve mal kaybına neden oldu. Cumhuriyet tarihimizin bu en büyUk felaketinde 20.000 insanımız canını kaybederken, yine yaklaşık 80.000 konut ve işyeri yıkıldı veya oLurulamaz hale geldi.
Depremin çok şiddetli ve uzun sUreli olması can ve mal kaybının bu kadar ağır olmasında önemli bir rol oynadı. Ancak yaşanan felaketin tek ana nedeni olarak kabul etmek mUmkUn değildir. ÇLinkU, deprem sonrası tUm bölgeyi kapsayacak şekilde yapılan gözlem, teknik inceleme ve araştırınalar sonucu, gerekli mühendislik şartlarını yerine getiren yapıların hasar görmediği veya çok az hasarta ayakta kaldığı görUlnıüştür.
Deprem nıUhenclisliği açısından tanı bir açık hava müzesi durumunda bulunan bölgemizde, yapıların yıkılma ve hasar görme nedenleri, inşaatın yapını aşamalarına ve tespit eelilen hata- lara bağlı olarak dört ana başlık altında toplanmıştır.
1- Zemin araştırması;
2- Projelendirme
(*) DS i IS. Şube Müdürü
Yazan : Cemalettin SEZER(*)
3- İnşaat, a) Malzeme b) İşçilik
4- Kontrolluk hizmetleri.
ZEMiN ARAŞTIRMASI
Ülkemizde genellikle inşaat öncesi gerekli zemin araştırmaları yapılmadan, uygun olmayan zeminlerele her tUrlU yapılaşmaya gidilmektedir.
Bunun sonucu olarak, buralarda inşa edilen yapılar bir deprem sırasında öncelikle zemin şart
larından kaynaklanan nedenlerle yıkılnıakta veya ağır hasar görmektedir.
1) İzmit ve Adapazarı gibi, zeminierin alüvyon dolgusu ve balçık olduğu alanlarda yoğun bir yapıtaşmaya gidilmiştir. Oysa bu zeminierin taşıma gücü çok küçüktür. Örneğin, bu eleğer Adapazarı'nda 0,4 kg/cnı2 civarındadır.
2) Bu alanlarda özellikle yeraltı suyunun yUksek olması ve zeminin kil, silt ve ince kum- dan oluşması nedeniyle, deprem sırasında ortaya çıkan boşluk suyu basıncı ve zeminin yapısı sonu- cu SIVILAŞMA meydana gelmektedir.
3) Çok düşük olan zemin taşıma gücU sıvılaşma sonucu yok olarak, yapının yıkılmasına veya çökerek yerinde oturmasına neden olmak-
tadır.
4) Bu tür zeminlerde inşa eelilen eski ve yaşlı yapılar daha şanslı görUnmektedir. Çünkü, özellikle kurak mevsimlerde, zeminler YAS'nun
7
DSi TEK iK BÜLTENi 2000 SAYI9-I
Foto: 1-Fay hattı ve zeminde çökme, Gölcük -Kavaldı
Foto:2-Deprem sonrası sahilden görünüm, Gölcük-Kavakit
8
düşmesiyle birlikte zamanla azalan bir oranla
çökınelerini tamamlamakta ve konsolide olmak-
tadırlar. Bunun sonucu olarak zeminin taşıma
güclinde bir artma meydana gelmekte ve zemin daha kararlı bir davranış göstermektedir.
5) Gölelik Kavak lı 'da yapılaşmanm yoğun olduğu geniş bir alanda zeminde ortaya çıkan
çökme olayı, incelenmesi ve ders alınınası
gereken teknik bir konudur. Deniz ve fay hattı arasında kalan doğal ve sonradan doldurulan dolgu alanlarında yaklaşık 2-3 nı arasmda bir çökme meydana gelmiştir.
Çökme ve oturmanın, zeınının yüzeydeki fay çatiağı çizgisinden başlayarak denizin derin- liklerine doğru inen bir kayma aynası üzerinde hareket etmesi sonucu gerçekleştiği düşünül
mektedir. Konuyla ilgili gerçek bilgiler, yerbilim- cilerin araştırmaları sonucu ortaya çıkacaktır.
6) Deprem bölgelerinden geçen fay hat-
larının yeri kesin olarak belirleıınıediği ve imar
planiarına işlennıediği için fay hatları üzerine veya çok yakınına inşa edilen yapılar büyük oran- da yıkılmakta veya ağır hasar görmektedirler.
7) Fay hatımı n her zaman bir doğru boyun- ca hareket etmemesi, yer yer kırıklar ve eğriler
boyunca devanı etmesi veya ana fay çatiağının
yüzeyde birden çok olması nedeniyle, yapılarda
bir dönme ve yer değiştirme meydana gelmekte- dir. Bunun sonucu temellerde burulma kuvveti ortaya çıkmakta ve yapı ağır hasar görmektedir.
Bu durum Ford Otosarı fabrika inşaatında açık bir
şekilde görülmektedir.
8) Bazı dere güzergah ları veya batak zeminler üzerinde gelişigüzel cloldurularak
inşaat yapılmaktadır. Taşıma gücü düşlik zemin üzerine uygun olmayan malzeme ile
sıkıştırılınadan dolgu yapılınası nedeniyle, deprem sırasında büyük çökme ve farklı otur-
nıalar gerçekleşmektedir. Bunun sonucu yapıda
beklenmedik iç kuvvetler meydana gelmekte ve
yapı hasar görerek yıkılınaktaclır.
9) Yapıların projelendirilınesinclen önce zemin emniyet gerilmesinin sağlıklı bir şekilde
belirlenmesi gerekmektedir. Zaman zaman bu alanda büyük yanlışlıklar yapılmaktadır. Deprenı
den önce yapımı devam eden Kocaeli Üniversite-
DSİ TEKNİK BÜLTENİ 2000 SAYI 94
si Tıp Fakültesi Yeniköy Araştırma Hastanesi
inşaat alanında zemin taşıma gücü 2,4 kg/cnı2 alınmışken, ya pm ı n depremde hasar görmesi sonucu fay hattmın çok yakınmda bulunan bu alanda gerçek zemin taşıma gücünün 0,8 kg/cm2 olarak saptandığı rektörllikçe ifade edilmiştir.
PROJELENDİRME
Konut ve işyeri projesi hazırlayan
mühendislerin bir kısmı alanlarında yeterli ve uzman değildirler. Proje öncesi, bu konuda otorite sayılabilecek birimlerde bir eğitim
almadan ve gerekli bilgi birikimi sağlamadan yapımma ve uygulamasına başlamaktaclırlar.
Üzerine inşaat yapılacak zeminierin özel- likleri her zaman projede dikkate alınmamak
tadır. Birinci derece deprem bölgelerinele taşıma
glicli zayıf zeminlerde kesinlikle yüksek yapılar
dan kaçmılnıalıdır. Bu bölgelerde yapılar, radye temel olarak projelendirilıneli ve kat adedi ilgili
kurumların zemin cinsine göre belirleyeceği değeri aşmamalıdır.
1) Marmara deprem bölgesinde çoğunlukla
üç veya daha az katlı yapılar depremden büyük zarar görmezken, yüksek yapılar veya ağır hasarlı
hale gelmiştir.
2) Ülkemizin büyük oranda birinci derece deprem bölgesi olması nedeniyle yapıların radye temel ve tünel kalıp sistemi olarak proje- lendirilmeleri konusu ciddi bir şekilde incelen-
nıeli, gerekirse yaygın ve zorunlu hale getirilme- lidir.
3) Özellikle bu sistenıle uygun olmayan zemin üzerine ekiz kat olarak inşa edilen İzmit Yahya Kaptan konutları depremde herhangi bir hasar görmemiş ve iyi bir sınav vermiştir.
4) Yapılarda narin kolonlardan kaçı
nılmalıdır. Çünkü deprem bölgesinele yapılar,
genellikle taşıyıcı sistemin öncelikle zemin kat- larda tümüyle tahrip olması ve görevini yerine getirememesi sonucu yıkılnııştır. Kolonların hasarlı da olsa, yapıyı ayakta tutması bir yana, hiç bir varlık gösteremeclikleri ve çok kolay bir
şekilele kınldıkları yaygın olarak gözlenmiştir.
9
DS i TEKNiK BÜLTENi 2000 SAYI 94
Foto: 3-Taşıma gücü düşük zeminde yapıların yan yatması, Adapazarı
Foto:4-Paı·çalanmış kolon, etriye sayısı yetersiz, Değirmendere
10
5) Yapıların yıkılmasında önemli nedenler- elen biri ele zemin katların "yumuşak kat" olarak
projelenclirilnıesidir. Zemin kat yüksekliğinin
normal kat yüksekliğinden fazla alınması sonucu deprem sırasında bu kat kolon ve perdelerinde büyük moment ve kesme kuvvetleri meydana gelmektedir. Bu örnek kapsamına giren yapıların
büyük bir kısmının ağır hasarla olduğu tespit edil-
miştir.
6) Öze ll i kle zemin kat kolonlarının, yeteri i
sayıda etriye kullanılmaması nedeniyle kesilerek
kınldıkları çok yaygın bir şekilde görülmüştür.
Bunu, hemen hemen kırılan tüm kolonlarda görmek mümkün olmuştur. Etriye aralıklarının
orta bölgelerde 30-40 cm, sık sarma bölgelerinele 20-25 cm alındığı tespit edilmiştir.
7) Perdelerin zemin kaılarda, deprem
sırasında oluşan büyük eğil me momenti ve kesme kuveti sonucu yetersiz kesit ve etriye sayısı
nedeniyle kesilerek kınldıkları ve hatta ötelendik- leri görülmüştür. Perdelerin, yapının oturma planı
dikkate alınmadan seçilerek yerleştirilmesi bu sonuçta etkili olmuştur.
8) Aşırı yüklenen ve sürekli bir kiriş sis- teminin elemanı olmayan konsol kirişlerin, sap-
landıkları perele ve kolonlara büyük zarar vererek hasar görmelerine ve kırılmaianna neden olduk-
ları tespiı edilmiştir.
9) Yapı yüksekliği; deprem bölgesi derece- si, zemin şartları seçilen yapı sistemi ve yapının
oturma alanına bağlı olarak sınırlandırılnıalıclır.
Ancak deprem bölgesinele bu husunun yerine getiri ınıediği görü 1 müştür.
10) Deprem bölgesinde bulunan hasarlı yapıların yaklaşık %6-8 kadarı esasen sağlam
olmakla beraber, bitişiğinde veya yakında yıkılan
ya da ağır hasar gören diğer yapılar nedeniyle zarar görmüştür. Bu zararların en aza indirilmesi için yapılar arasında minimum bir derz aralığı bırakılmalı ve bitişik nizanıcia projelendirilen
yapıların kat yükseklikleri, düğüm noktaları çakışacak şekilde aynı seçilmelidir.
ll) Bazı binaların, inşaat sonrası yapılan ve
yapının emniyeti tümüyle yok eden hatalar yüzünden yıkıldığı saptanmıştır. Yapıyı ayakta tutan ve yük taşıyan bazı kolonların çeşitli neden- lerle kırılarak iptal edilmesi sonucu bir çok bina
yıkılmış, gövdcleriııden kalorifer borusu geçirilen
kirişlerde ha ar meydana gelmiştir.
DSİ TEKNİK BÜLTENİ 2000 SAYI 9~
12) Kolon ve perdeler üzerine eksenel olarak oturmayan kirişler, düğüm noktalarında
büyük eksantrik kuvvetler meydana geıirmekıe
dir. Bu durum, yapının deprem sırasında bu nok- talardan kolayca tahrip olmasına neden olmak-
tadır.
13) Zemin kat üzerinde bulunan kat alan-
larının konsol kiriş ve döşemelerle büyütülmesi, deprem bölgelerinde, yapıların yıkılmasına veya
ağır hasar görmesine neden olan en öneml i proje
hatalarından birisidir. Bu durum, deprem
sırasında oluşan yüzey dalgaianna bağlı olarak sal ınan yapıda çok büyük kuvvetler meydana getirmekte ve yapının yıkılmasına neden olmak-
tadır.
İNŞAAT A- MALZEME
Birinci derece deprem bölgesinde inşa
edilen tüm betonarme yapılarda donatı olarak nervürlü demir ve BS 20 beton kullanılması şart
name gereğidir. Ancak, deprem bölgesinde
yaptığımız inceleme ve araştırmalarda yaygın bir
şekilde düz demir kulanıldığı, dökülen betonun kalitesiz, dayanaksız ve kül malzeme görün- tüsünde olduğu tespit edilmiştir.
1) Kullanılan kum-çakıl malzeme granüler
değildir. Beton içinele yaklaşık %40 oranında olması gereken kum malzemenin çok yüksek oranda kullanıldığı görülmüştür.
2) Hazır beton öncesi inşa edilen yapılarda
çok iri taşların ayıklanmadan beton içerisinde
kullanıldığı tespit edilmiştir.
3) Kullanılan kum-çakıl malzeminin kirli
olduğu, içinde silt, mil ve kil oranının yüksek
olduğu gözlenmiştir.
4) Betonun, elde kolayca ufalannıası ve görüntüsü nedeniyle dozajının, yani çimento
oranının düşük olduğu tahmin edilmektedir.
5) Tespit edilen en önemli hatalardan biri de betonun yanmasıdır. Betonun, dökülmesinden sonra yaklaşık bir hafta -1 O gün sulanması gerek- mektedir. Bunun yerine getirilmemesi durumun- da beton bi.iyi.ik bir dayanım kaybına uğramak
tadır.
ll
DS i TEKNiK 13Üı:rENi 2000 SAYI 9-1
Foto: S-Perde kc~il~ı·ck ağır hasar görmüş, Dcrince-İzmit
Fotu:6-Pcrdc kesilerek ötelennıiş, beton ve donatının durumu, Dcrinec-İzmit
12
6) Yaygın olarak yapılan bir diğer hata da,
akıcılık sağlamak amacıyla betona ilave su veril- mesidir. Bunun sonucu olarak betonun mukavemeti düşmekte ve aşırı su çinıentoyu taşımaktadır. Setona su verilmesi yerine akıcılık sağlayan katkı maddesi ve vibratör kullanılması
daha uygundur.
7) Bazı yapıların sadece deniz kumu ile inşa edildiği bilinen bir gerçektir. Yıkanmadan kul-
lanılan eleniz kumu içinde tuzlar ve diğer
kimyasal atıklar bulunmaktadır. Bunlar belonun mukavemetini clüşürınekte ve donatıya zarar vererek kesitini küçültnıektedir. Ayrıca, pas nedeniyle donatı ile beton arasındaki aderans çok
azalmaktadır.
n-
iŞÇiLİKinşaat aşamasında yapılan işçilik hataları, yapıların bir deprem sırasında çok büyük hasarlar görme ine neden olabilmektedir. Bu hataları, kalıp, demir ve beton işçiliğinele yapılan hatalar olarak özetteyebi I i riz.
I) Kalıp hataları nedeniyle, kolanların plan- da belirlenen yerlerinde ve düşey eksenlerinde sapmalar meydana gelmektedir. Bunun sonucu olarak kolonlarda büyük eksantrik kuvvetler
oı1aya çıkmakta ve yapıya zarar vermektedir.
Buna örnek olarak, Derince Belediyesi koope-
ratİf evlerini verebiliriz. Perele eksenleri ikinci
katın üzerinden itibaren yaklaşık 10-I 5 cm
dışarıya kaymıştır.
2) Kalıp çalışınalarının taınaııılanınasınclan
sonra tüm yüzeyler ahşap kırıntıları ve diğer artık
maddelerden iyice teınizlennıeli ve daha sonra
donatı döşenmesi ve beton işine devanı edilme- lidir. Deprem bölgesinde, kırılan kesitlerde özel- likle kolon başlarında çimento tarbalarına ve
ahşap parçalarına raslannııştır.
3) Genellikle, kiriş ve kolonlara ait detay projelerele sık etriye bölgelerinin belirlenmesine
rağmen, deprem bölgesinde kırılan ve hasar gören kolonlar üzerinde yapılan incelemelerde bu kurallara uyulmadığı görülmüştür. Kolonların sık
etriye sarına bölgelerinde etriye aralıkları 20-25 cm, açıklıkta ise 30-40 cm olarak ölçülmüştür.
DSİ TEKNİK BÜLTENİ 2000 AYI 9-1
4) Yapılan i ncelemelerde, bazı kolon ve
kirişlerde pas payının bulunmadığı, bazılannda da
donatının kesit içine doğru kaydığı tespit edil-
miştir. Donatıların yanlış yerleştirildiği bu tür kesitierin öngörülen yükleri alınası mümkün
değildir.
5) Kalan başlannın pürüzlü bırakılınaması
ve yeni kat betonu dökUlUrken çimento şerbeli kullanılınaması sonucu, yeni ve eski beton yüzeyler arasında bir kaynaşma olmadığı ve
soğuk derzler meydana geldiği, deprem sonrası
tespit edilmiştir.
KONTROLLUK HİZMETLERİ
Deprem bölgelerinde meydana gelen hasar-
ların bu derece büyiik olmasının yukarıda açıklanan ana nedenleri yanında, inşaat öncesi ve
inşaat sırasında yapılması gereken kontrolluk hizmetlerinin gerektiği şekilde yapılmama ı da büyük rol oynaınanııştır. Bu eksiklikleri ve yerine getirilmesi gereken hususları şu şekilde özetleye- biliriz:
1) inşaat yapılacak alanlarda, yapı m öncesi gerekli jeolojik ve jeofizik incelemeler yapılarak
zeminin ıslahı için alınacak tedbirler belirlenmeli ve bir proje kapsaınında uygulanmalıdır.
2) Hazırlanan yapı projeleri doğru ve tanı
olarak uygulanmalı, belirlenen kolon ve perde eksenlerinin kaymasına neden olacak kalıp hata-
larına izin verilmemelidir.
3) Özellikle projede belirlenen donatı mik- tan doğru ve tanı olarak yerinde kullanılmalıdır.
4) Beton dökülmeden önce tüm yüzeyler
artık maddelerden ıenıizlennıeli ve pürüzlü
bırakılması gereken kolon başlarına bir miktar çimento şerberi dökülerek, eski ve yeni beton yüzeyleri arasında gerekli kaynaşma sağlan malıdır.
5) Yapının en önemli iki elemanından biri olan beton konusuna işin başından sonuna kadar gerekli kontroller yapılarak, teknik şartname ve
standaı1ların tüm gerekleri yerine getirilmelidir.
Bu amaçla belirli aralıklarla betoııla ilgili tüm deneyler yapılınalı ve beton çok iyi korunmal ıdır.
13
DSi TEKI'. iK BÜLn::-i ZOOO SAYI 94
Foto: 7-Yıkılarak üst üste oturan döşemeler ve hasar gören sağlam yapı, Çınarcı k- Yalova
Foto:8-Giı-iş kat ayakta, üst katlar yıkılmış, Gölcük-İzmit
14
GABYON SAVAKLAR
1-GİRİŞ
Gabyon savaklar, entegre bölgesel havza yönetim projelerinde uygulanan su ve toprak koruma yapılarıdır. içme, kullanma ve sulama suyu temini, iletimi, rezervuar oluşumu infil- trasyon bentleri ve akarsu düzenlemesinde
(Taşkın Koruma) yaygın olarak kullanılmaktadır.
Gabyon, esas olarak akarsu ve yanderelerde suyun aşı nd ırma ve oyma gücüne karşı korunmak
amacıyla geliştirilmiş içerisine düzenli ve sıralı
olarak taş doldurulmuş esnek (fleksibl) bir tel kafes sistemidir. Gabyonlar bir yapıyı oyulma ve
aşındırmalardan korumak için mansap tarafına yerleştirilen içi dökme taş dolu madeni kafes biçimindeki "Tarungar"lardan farklıdır. Eğimi i yüzeylerin, özellikle şevlerin korunması amacıyla, pere,kaya dolgu v.b. kaplanıanın uygu-
lanıldığı taş tahkimatı çalışması da "Anroşman"
olarak bilinmektedir. Fildöfer ise bir tel ağ ile
taşların yerinde tutulması ve korunması işlemidir.
Gabyon savaklar, savak gövdesi ınansap yüzeyi biçimine göre inşa edilmektedir. Bu sebepten serbest su napıııın (nappe: su hüzmesi) savak
ınansap yüzeyine yapışına biçimine göre üç tip olarak sınıflandırılmaktadır.
(*)Zir. Yük.Miih.
Adiiye Lojınaııları
U Blok 0: 18 Manisa
Fahrettin KAllUKÇU (*)
-Düşey (Yertical) tip savaklar -Basanıaklı (Stepped) tip savaklar -Eğimli (Siopped) tip savaklar
Düşey tip Gabyon Savaklar, özellikle
dağlık bölgelerde, ağır yatak yükü -erozyon, rUsubat ve sürüntü maddesi- taşıyan çay ve yan- dereler üzerinde sıkça uygulanan basit ve çok kliçük yapılardır. Bu savaklardan en iyi perfor-
nıansı sağlamak için savak yüzeyi bir tel ağ ile örülmekte, böylece eğimli yüzey konınınaktadır.
Ayrıca bu örgü teller, oyuimalara karşı yapı
temeli veya topuğuna ankrajla bağlanmaktadır.
(Resim 1 ve Şekil I)
l{csinı -1
Düşey tip gabyon savak göı·ünüşü (Amerika)
ıs
DSi TEKNiK BÜLTENi 2000 SAYI 94
At A.:
KEsifi
·--, B
·.=;·
:-~ ... ·: · .. ' ~ ...
.. ·.
~·.... .
'':"~. ~ ... •: .
\ ... ;,. ~ ....
Şekil 1 -Düşey tip Gah.\ lHt savak kesiti (Anıeı-ica)
Hidrolik davranışiarına göre üç çeşit düşey
tip savak mevcuttur.
A-A KESiri
a) Mansabında Kontur savak düşey tip Gabyon savaklar (Şekil 2)
B -B KESiTi
Şekil 2- Kaplanmamış düşü havuzu ve konlur ~avak içeren bir düşey tip Gabyon savak kesiti
16
DSi TEKNiK BÜLTENi 2000 SAYI 9~
b) Akarsu yatağı ile aynı düzeyde inşa edilen düşey tip Gabyon savaklar (Şekil 3)
A-A KESITI r---'~~---
IL
:"""'··--
--
Şekil 3-Kaplaıııııı~ uii~ii havuzu iı;cı·cıı, sıçrama kontrollu lıir dü~cy tip Gabyon savak kesiti
c) Subkritik akış şartlardan dolayı, nehir yatak tabanı altında inşa edilen mansap hidrolik sıçrama kontrollu,
düşü (dinlendirme) havuzlu, düşü yatağı (radye) korumalı tip gabyon savaklar (Şekil 4)
A-A KESITI
;..- --- ·- · i · - -· -"
1
~·--· --~---·-"ı
o;
~-·---"-:··-A-.·:.--.:..:~=::..::.:..:~c.:ı:-
r:::J.:':i~~~~rf.8~~~Wi1 ·' .. ; .. ,:,.,.·· ...... ı
ol
ll . A 1 - ,
.... ,.,<_j ... .
Şekil 4 -Aniden yükselen hidrolik sıçrama kontrollu kaplanmış düşü havuzlu düşey tip Gabyoıı
savak kesiti
17
DSi TEKNiK BÜLTE:-<i 2000 SAYI 9-l
A-A KESiTI
l : Orijinal nahir yatai~
2 : Menba do.lauau (bacltfill) J Depolanan . . lzeae
4 Kaltai.u. oyuntu derinlili 5 Kaaaap yan duvar~
6 laton ltoru.a
B- B KESiti
Şekil 5-ilasamaklı tip Gabyon savak kesiti (İtalya) Ancak basamaklı tip Gabyon savaklar;
düşey tip Gabyon savaklardan farklıdır. Çünkü bu savak üzerinden akan su herbir savak ba anıağında kinetik eneıji yitirmektedir. Bu savaklar genelde debisi çok kliçi.ik ve hiç ağır
yatak yi.iki.i taşınıayan çay ve yan dereler için uygundur. (Resim 2) ve (Şekil 5)
ıs
Resim 2-ilasamaklı tip Gabyon savak görünüşü (İtalya)
Eğimli tip Gabyon savaklar ise hidrolik ve statik görüş noktasından oldukça büyük debili, hafif yatak yükü içeren ve taşıma kapasiresi
düşlik zeminierin (Topraklar) yer aldığı akarsu-
ların düzenlenmesi ve iyileştirilmesinde tercih edilmektedir. Savak gövdesi mansap yüzeyının
tercihan beton veya kumlu ınastik asfalt ile
kaplanınası önerilmektedir.
2- DÜŞEY VE ilASAMAKLI SAVAK- LARDA PROJE ÖLÇÜTLERİ
Düşey ve basamaklı tip Gabyon savaklarda proje ölçi.itleri esas olarak; Hidrolik yatay basınç,
savak ağırlığı, suyun savak üzerindeki ağırlığı,
zeminin (Toprak) kayma direnci, sızma suyunun
kaldırma direnci, sızma suyunun kaldırma
kuvveti, zeminin düşey doğrultudaki direnci, deprem etkisiyle ilave hidrolik ba ınç miniımım
ve maksimum toprak gerilimi v.b. hesapları içer-
ıııektcclir.
Hidrolik Hesaplar
a)Proje taşkın debisine bağlı bir savak gövdesi tasarımı
b) Savak gövdesi ınansap yatağıncia su aşınımını ve oyulmasını önleyici bir dlişli havuzu
boyutlaııclırı lması
c) Su aşınımı ve malzeme sürüklenmesinin önlenmesi bakımından savak çevresi ve altındaki sızmanın kontrolu
Statik Hesaplar :
a) Savak gövdesinin yata; kayma ve devrilmey..: kar~ı elengesinin (Stabilitcsinııı) ince- lenmesi
b) Du~li ha\'Lıllı _·,ııa.,.ının hidrolik
kaldırınaya J...ar~ı stabilitesinin 1-- )ııırolu
c) Temel zemini cınnıyct g..:ri!iıni kontrulu
2.1. SAVAK GÖVDESİ (KRET) TASARIJ\11
0~'~>.,! 2,3 ve 4'tc gösterilen dikdörtgen kesitli savaklar aşağıda verilen, formüle göre tasarlanabi 1 ir.
(ı )
Bu eşitlikte;
Q : Proje debisi (nı3/s)
1-1 : Yaklaşık 0.385-0.600 arasında değişen
mansap kinetik yükünün bir fonksiyonu olan ak ını katsayısı
g : Yerçekim ivnıesi (nı/s2) lg: Savak genişliği (nı)
r ::
o Savak yüksekli~ ği (ın)Q debisi bilindiği ve~~ akım katsayısı tah- min edilcli§:incle formül ._, (!)'elen 1 g' Z o ve f ~ değerleri hesaplanabi 1 ir. Seçilen sava k gen işi iğ1 lg,+ oyuntuları önleyecek ve poıje taşkın debisini geçiribilecek boyutta olmalıdır. Ayrıca fornılilcle kullanılan ( Z0-fg) değeri q spesifik (özgül) akım katsayısından yararlanarak Abak 1 'dende bulu- nabilir. ( Z0 - f..) değeri bulunduktan sonra ise savak üzerincieki ( Z, -f,) su yüklinlin belirlen- mesi mümkündür. Sav;~k üstü su yüksekliği genelele memba su yüklinlin 2/3 kabul edilmekte- dir. Savak kanat duvarı yapıları fa ise daima Z0'dan 30-40 cm daha yüksek inşa eclilıneliclir.
Savak elikdörtgen değil, yamuk ve eğri kesit! i ise ınenba su yükü ( Z.,-f..) kritik su derin-
liğine bağlı Q debisi şöyle lı;saplanır.
DSi TEKi'\iK llLLTENi 2ll00 SAYI 9~
Q :
ve .
A= v
fgA ı;-A : Islak kesit alanı (ın2) b: Savak taban genişliği (nı) V c : Su akış hızı (nı/s)
Alıak l -( Z0-fg) değeri ilc~~ akını katsayısı
ve q, spasifik akım katsayısı ilişkisi
2.1.1. KAPLANMAMIS ZEMiNLERDE
DÜŞÜ
HAVUZU TASARIJ\IIBilindiği gibi savak üzerinden akan su, akarsu yatağını aşınclırmakta böylece suyun kinetik eneıjisi azalmaktadır. O nedenle savak yapısı temel derinliği, suyun oyma derinliğinelen daha derin olmalıdır. (Şekil 6 ve 7).
Bu durunıda çay veya dere yatağıııa sıçrayan suyun savağa olan X maksimum uzaklığının (radye) hesaplanması gerekmektedir.
Suyun, savak gövclesinclen serbest clüşü mesafesi ise,
(2)
formülüyle lıesaplaııabilir.
re
=r 3
vez2. =
23 ısebasit olarak abak 1 'den (Zg - f3) ve (Z" -f") ye karşı X hidrolik sıçrama mesafesi bulunabilir.
Ayrıca oyuımı cleriııliğicle Schoklitsclı formUILiıı
deıı saptanır.
('7
z
)0.2 O S7ZJ -fb
=
4. 75 L..tı- ·1 q ·-d 0.32 (3)
formi.ilde; 1
d1
=
dere yatağı içerisindeki malzeıneııiıı%90'nının geçtiği elek delik çapı (mm)
19