• Sonuç bulunamadı

Yenidoğanın fizyolojik özellikleri ve ekstrauterin yaşama uyumu 2

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yenidoğanın fizyolojik özellikleri ve ekstrauterin yaşama uyumu 2"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yenidoğanın fizyolojik özellikleri

ve ekstrauterin yaşama uyumu 2

(2)

Karaciğer Fonksiyonları

(3)

• Karaciğer fetuste 3.aydan 6.aya kadar kan yapımından sorumlu olan başlıca organdır.

• Doğumda yenidoğanın karaciğer immatürdür.

• Kanın pıhtılaşmasındaki rolü ve indirekt

bilirubin direkt bilirubine dönüştürmesindeki rolü oldukça önemlidir.

• Karaciğerin kan glikoz konsantrasyonunu düzenleme yeteneği azdır.

• Karaciğer yapılan protrombin ve diğer

koagülasyon faktörlerinin yapımı, vitamin K

senteziyle olmaktadır.

(4)

Otoimmün Sistem

(5)

Yenidoğan, immün sistemin immatür olması ve daha önce enfeksiyonla karşılaşmamış

olması nedeniyle enfeksiyonlara yatkındır.

Ig’lerin transferi ya plasenta ya da kolostrum ile olmaktadır. IgG üçüncü trimesterde plasenta

aracılığı ile geçen doğal bağışıklığı sağlayan faktördür.

IgA plasenta ile geçmez. IgA kolostrum ile

bebeğe geçmektedir.

(6)

• 2 aylık oluncaya kadar antijene karşı antikor oluşturmada güçlüğü vardır.

• Bebekte plasenta aracılığıyla anneden geçen IgG antikorlarına ek olarak, poliomyelit,

kızamık, difteri, kızamıkçık, tetanoz ve boğmacaya karşı antikorlar vardır.

• Suçiçeği ve herpes simpleks virüsüne karşı

doğal bağışıklık çok azdır.

(7)

Üreme Sistemi

(8)

Erkek yenidoğanların %90 ında testisler skrotum içine inmiştir. Sünnet derisi yapışıklığı

görülebilir.

Anneden gelen östrojenin etkisi ile dış genitaller pigmentasyonlu ve ödemli olabilir.

Kız ve erkek bebeklerin memelerinde maternal östrojene bağlı şişlik ve süte benzer ince bir

akıntı olabilir.Normaldir.

(9)

Deri

(10)

• Term bebeklerde deri pembedir. Göğüs ve karında kan damarları belirgindir.

• Postmatür bebeklerde deri kurudur ve soyulur. Soluk,

soğuk ve nemli deri şok göstergesidir. Kırk haftalık gebelik yaşından sonra deride soyulmalar ve çatlaklar oluşmaya başlar.

• Derialtı yağ dokusu; diyabetik anne bebeklerinde artmış, SGA bebeklerde azalmıştır.

• Gebelik haftası küçüldükçe deri incelir, altındaki damarsal yapılar belirgin hale gelir, lanuga adı verilen kıllar daha belirgin-çoktur, cilt daha parlak-kırmızı görünür

• Gebelik haftası ilerledikçe deri kalınlaşır, keratinizasyonda artış olur. Renk daha az kırmızıdır.

(11)

Duyu

(12)

• Görme Duyusu: Yenidoğanın görme duyusu yaşamın ilk birkaç ayından itibaren artmaya başlar. Araştırmalar, yenidoğanların ışığın parlaklığındaki farklılaşmalara duyarlılık

gösterdiklerini, doğumdan sonraki çok kısa bir zaman içerisinde bile annelerinin yüzünü

yabancıların yüzünden ayırt edebildiklerini, dört aylık bebeklerin farklı duygusal ifadeler gösteren yüzlerle ve mavi, yeşil, sarı, kırmızı gibi temel renkler arasında ayırım

yapabildiklerini ortaya koymuştur.

(13)

• İşitme Duyusu: Yenidoğanlar doğdukları andan başlayarak

işitebilirler. Öyle ki araştırmalar,

doğum öncesi dönemdeki 26 haftalık fetüslerin bile seslere tepki

verdiklerini göstermektedir.

(14)

• Koku Duyusu: Yenidoğanlar, doğdukları zaman

çeşitli kokuları ayırt edebilmektedirler. Araştırmalar, yeni doğan bebeklerin hoş ve hoş olmayan kokuları ayırt edebildiklerini, bu kokulara karşı çeşitli tepkiler sergilediklerini göstermektedir. Bebeklere, ilk kez

yeni bir koku verildiğinde onların kalp atışlarının ve solunumlarının değiştiği gözlenmiştir. Ancak, bir

süre sonra bu kokuya alıştıkları ve farklı bir tepki göstermedikleri izlenmiş, yeni bir koku

verildiğindeyse yine kalp atışı ve solunumlarının değiştiği ortaya çıkmıştır. Öyle ki, yenidoğan

bebekler kokunun geldiği yönü de keşfedebilmektedirler.

(15)

• Tat Alma Duyusu: Yenidoğanlar, temel tatları ayırt edebilmektedirler. Böylece; ekşi, acı,

tuzlu, tatlı (şekerli) ve nötr tatlar arasında ayrım yapabilirler. Araştırmalar;

yenidoğanların tatlı (şekerli) bir sıvıyı, nötr ya da tuzlu olan bir sıvıya tercih ettiklerini; şeker sıvısına emme tepkisini verirken acı ya da ekşi olan sıvıya suratlarını buruşturarak tepki

verdiklerini göstermiştir. Zamanla, bebeklerin tat alma duyusu iyice gelişerek daha da

keskinleşir.

(16)

• Dokunma Duyusu: Yenidoğanlarda, dokunma duyusu son derece gelişmiştir ve bu duyu,

yaşamı boyunca insanın gelişiminde önemli bir rol oynar. Bebeklerin; alın, dudak, dil ve kulak bölgeleri dokunmaya karşı son derece

duyarlıdır. Bebekler; kendilerine dokunulduğu zaman tepki olarak bazı refleks eylemler

(tutma, yakalama ve emme refleksleri gibi) sergilerler. Sıcak, soğuk, baskı ve acı gibi

ciltteki değişikliklere karşı duyarlıdırlar.

(17)

Motor gelişim

(18)

• Yenidoğanlar, doğuştan getirdikleri refleksleriyle motor etkinliklerde

bulunurlar. Bu refleksler, yenidoğanın çevresine uyumunu sağlar.

Yenidoğanlar göz kırpma, öksürme, hapşırma ve esneme gibi çeşitli

reflekslere ve bunun yanı sıra yaşamsal değeri yüksek bazı ilkel

reflekslere sahiptirler.

(19)

Nöromüsküler gelişim

(20)

• Moro Refleksi: Ani bir uyaran karşısında ekstremitiler yanlara doğru açılır. İki taraflı ve simetriktir. 1-4. aya kadar devam eder.

• Tonik-Boyun Refleksi: Sırtüstü yatan bebeğin başı yana dönüktür. Başın dönük olduğu taraftaki kol ve bacak ekstansiyonda diğer kol bacak fleksiyondadır. 3. aya kadar devam edebilir.

• Yakalama Refleksi: Avuç içine dokundurulduğunda avucunu kapatır.

Kuvvetli bir reflekstir.

• Arama Refleksi:Ağız kenarına parmakla dokunulduğunda ağzını açar ve yüzünü ve ağzını o tarafa çevirir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Doğa' nın bu mutluluk veren haline rağmen bazılarımız mutlu olmak için değişik şeylere ihtiyaç duyuyor, Vıctor Hugo gibi;?. " Neler mi istiyorum, uyanınca

• Sütlü tatlı, puding, kek ve kurabiyelerde ara malzemesi olarak kullanılabilir.... • Doğal bir antioksidan görevindedir, bu sebeple bağışıklık sistemini güçlendirir ve

İKS, bu alanlardaki uygulamaların ülke genelinde koordineli olarak yürütülmesini ve iyileştirmelerin bir an önce hayata geçirilmesini hedeflemektedir. Göreve yeni

Yenidoğan doğumdan kısa bir süre sonra ya da ilk 24 saat içinde idrarını yapar.. Günde 6-8 kez

Kris- tal silisyum güneş gözelerinden farklı olarak amorf si- lisyum güneş gözelerinde p ve n tabakalarının (˜20- 30nm) arasında, bu iki tabakadan çok daha kalın olan

Diğer etkiler sabit tutulduğunda, bir ekonomide reel kurun değerlenmesi, kısa vadede ihracatçı şirketlerin uluslararası rekabetçi gücünü düşürecek, ithal ürünlerin

Ayaktan tedavi edi- len toplumdan edinilmifl pnömonilerde etkenlerin %30’undan viruslar, %45’inden atipik pnömoni etkeni (Mycoplasma pne- umoniae, Chlamydia pneumoniae ve

(2009), tamamı erkek yavru hibrit tilapialarda (Oreochromis niloticus x Oreochromis aureus) yaptıkları araştırmada, kontrol grubu deney boyunca günde iki kez