• Sonuç bulunamadı

HARRAN ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "HARRAN ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ"

Copied!
27
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ŞANLIURFA

HARRAN OVASI

AKÇAKÇAKALE

HARRAN ÜNİVERSİTESİ

ZİRAAT FAKÜLTESİ

(2)

HARRAN OVASINDA TUZLULAŞMA NEDENLERİ VE

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

İÇİNDEKİLER

1. GİRİŞ... 5

2. SULAMA VE ARAZİ KULLANIM DEĞİŞİMLERİ ... 7

3. HARRAN OVASINDA SULAMA DRENAJ VE TUZLULAŞMA İLE İLGİLİ SORUNLAR ... 11

3.1. SULAMA İLE İLGİLİ SORUNLAR ... 11

3.1.1. Mevcut Sulama Sistemini ve Sulama Yönteminden Kaynaklanan Sorunlar ... 11

3.1.2. Çiftçilere Sulama Konusunda Verilen Eğitimin Yetersiz Olması ... 12

3.1.3. Yasal ve Su Yönetimden Kaynaklanan Sorunlar ... 13

3.1.4. Sosyo-Kültürel Yapıdan Kaynaklanan Sorunlar ... 13

(3)

3.1.5. Tarım Politikası Kaynaklı Sorunlar (ürün deseni ve destekleme politikası)

... 13

3.1.6. Harran Ovasında Sulamanın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler ... 13

3.1.7. Mevcut Sulama Performanslarının Geliştirilmesi ... 14

3.2. HARRAN OVASINDA DRENAJ PROBLEMLERİ ... 16

3.2.1.Taban Suyu Seviyesinin Sulamalarla Değişimi ... 17

3.3. HARRAN OVASINDA TUZLULAŞMA NEDENLERİ ... 19

4. SONUÇ VE ÖNERİLER ... 23

4. 1. Sulamaların İyileştirilmesine Yönelik Yasal Düzenlemeler ... 23

4.2.Yüzeyaltı Drenaj Sisteminin Öncelikli Alanlara Kurulması ve Maliyeti ... 24

4.3.Taban Suyu ve Tuzluluğun İzlenmesi ... 25

5. SONUÇ VE ÖZET ... 25

6. KAYNAKLAR ... 26

ŞEKİL LİSTESİ Şekil 1. Harran Ovası’nda Sulama Öncesi ve Sulama Sonrası Arazi Kullanımında Olan Değişimler ... 8

Şekil 2. Harran Ovasında Sulama Sonrası Arazi Kullanım Değişimi ... 9

Şekil 3. Harran Ovasında Sulanan Alanlar ve Sulama Birliklerinin Görev Alanları . 10 Şekil 4. Harran Ovası Eğim Haritası, Mevcut Tuzlu Alanlar ve Potansiyel Tuzluluk Tehlikesi Altında Olan Alanlar. ... 20

Şekil 5. Harran Ovası’nda 2000 Yılında Tuzluluktan Etkilenen Alanlar ... 22

(4)
(5)

1. GİRİŞ

Kuru tarım kültürü altında olan toprakların sulanması sonucu arazi kullanımında önemli değişmeler meydana gelmektedir. Geniş alanlarda meydana gelen bu değişimler bölgesel yatırım plan ve projelendirmelerin gelişim yönününün çizilmesinde etkili olmaktadır.

Kurak ve yarı kurak bölgelerde yapılan tarımsal üretimde, topraktan sonra en önemli faktör sulamadır. Sulama, bitki gelişimi için gerekli olan ve yağışlarla karşılanamayan suyun bitki kök bölgesine verilmesidir. Tarımsal üretimde, yetiştirilen bitkilerin kök bölgesindeki toprak rutubetinin arzu edilen sınırlar içerisinde bulundurulması kurak ve yarı kurak iklimlerde olduğu kadar nemli bölgelerde de tarımın önemli sorunlarından biridir (Tekinel ve Çevik, 1985).

GAP kapsamında sulamaya açılan Harran Ovası’nda, sulamanın başlaması ile bitki deseni değişmeye başlamış ve sulanan alanlarda özellikle pamuk yetiştiriciliği yaygın hale gelmiştir. 1998 yılı itibari ile sulamaya açılan yaklaşık 100 000 ha arazinin % 90’nında pamuk üretimi yapılmıştır. Sulama alanında öngörülen bitki desenin, gerçekleşen bitki desenine göre önemli oranda farklılık gösterdiği belirlenmiştir (Karlı, 1999).

Harran Ovası, sulanmaya başlanmadan önce drenaj alt yapısının eksik olmasından dolayı taban suyunda yükselmeler ve dolayısıyla tuzlulaşma olayı meydana gelmiştir. Ovanın çukur bir topoğrafyada yer alması, biriken taban sularının başka alanlara hareket edememesi, aşırı sulama ve yüksek buharlaşma olayın boyutunu artırmaktadır. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin Harran Ovası’nda yaptığı çalışmalarda ovanın yaklaşık % 10’u ve sulanan alanların % 14’ünde çoraklaşmanın meydana geldiğini belirlemiştir.

Ovada 1997 yıllarında 7500 hektar alanda görülen tuzluluk problemi, günümüzde yaklaşık 15000 hektara yaklaşmıştır. Drenaj sorunu çözülmedikçe, çok yakın bir zamanda drenajı bozuk olan ovanın yaklaşık % 40’lık bölümünde tuzluluk probleminin daha da artması beklenmektedir.

Tuzluluk problemi kısa vadede düşük miktarda verim kayıplarına neden olurken, uzun vadede bitkisel verimi önemli derecede düşürebilmektedir.

Günümüzde tuzluluk sorunu görülen alanlarda bitkisel verimde ciddi kayıplar meydana gelmeye başlamıştır.

(6)

GAP’tan beklenen yararın görülmesi toprakların yeteneklerine uygun ve rasyonel kullanılmasına bağlıdır. Su doğru kullanıldığında yarar, yanlış kullanıldığında toprağa zarar getirmektedir. Harran Ovası’na suyun kavuşması, susayan bir insana bir bardak yerine bir kova su içirilmesine benzemektedir. Tuzlulaşma açısından uygun iklim, toprak ve topografik koşulları içeren Harran Ovası ve benzer alanlarda bulunan topraklara ihtiyacı kadar su verilmeli ve kullanımı kontrol edilmelidir. Günümüzde taban suyundan dolayı giderek artan tuzlulaşmanın önüne geçilmesi için ovaya verilen su ve drenaj yönetimlerinin doğru yapılması büyük önem taşımaktadır.

(7)

2. SULAMA VE ARAZİ KULLANIM DEĞİŞİMLERİ

Son yıllarda gıda üretiminin artırılmasında sulu tarımın önemli yeri bulunmaktadır. Yeterli yağış alan bölgelerde istenen ölçüde üretim yapılamamaktadır. Dünyada tarım yapılan 1.5 milyar hektar alanın 250 milyon hektarında sulama yapılmaktadır. Toplam tarım alanlarının % 17’sini oluşturan sulanan alanlar, dünya gıda üretiminin % 40’ını karşılamakta ve geriye kalan % 60’lık bölüm ise yeterli yağış alan bölgelerden karşılanmaktadır (FAO, 2002).

Arazi örtüsü, yer yüzeyi özelliklerini gösteren bir bileşim, arazi kullanımı ise yer yüzeyinde ve yer yüzeyine yakın olan insan aktivitesi sonucu meydana gelen oluşumlardır. Arazi kullanımı doğal, ekonomik, kurumsal, kültürel, resmi etmenler gözönüne alınarak belirlenir. Bu etmenlere iklim, topoğrafya, toprak, jeoloji, suyun varlığı ve bitki örtüsü tipi de girmektedir. Ayrıca tarımsal uygulamalar bölgeden bölgeye göre de değişiklik göstermektedir. Yaşam biçimi, gelenekler ve alışkanlıklardan dolayı benzer alanlarda farklı tiplerdeki arazi kullanımı görülebilmektedir (Jansen ve ark., 2001).

Şanlıurfa-Harran Ovaları’nda sulamanın başlaması ile birlikte, arazi kullanımında belirgin değişmeler meydana gelmiş ve planlanan ürün deseninden çok farklı bir arazi kullanımı ortaya çıkmıştır (Şekil 1). Şekil 1’de görülen uydu görüntüleri incelendiğinde, sulama öncesi (1989 yılı) ve sulama sonrasında (1996, 2000 ve 2004 yılları) Harran Ovası’nda çok belirgin bir arazi kullanım değişiminin olduğu görülebilmektedir. Arazi kullanımı çeşidi içerisinde özellikle pamuk, yüksek oranda tercih edilen bitkiler arasında yer almaktadır.

(8)

Şekil 1. Harran Ovası’nda Sulama Öncesi ve Sulama Sonrası Arazi Kullanımında Olan Değişimler

Sayısal uydu görüntüleri kullanılarak 2000 yılında yapılan çalışmada Harran Ovasında sulama ile birlikte tahıl ekim alanlarının 2 kat azaldığı ve pamuk ekim alanlarının ise 3 kat arttığı belirlenmiştir (Şekil 2).

Ovada sulamanın başladığı 1995 yılında bitki deseninin % 96’sı, 1996 yılında % 90, 1997 yılında % 82, 1998 yılında % 81, 1999 yılında % 78 ve 2000 yılında ise % 77’sı pamuk olduğu belirlenmiştir (Tarım İl Müd., 2003).

(9)

Şekil 2.Harran Ovasında Sulama Sonrası Arazi Kullanım Değişimi

Sulama sonucu meydana gelen bu değişim, bölgede yapılacak tarımsal planlamalar için önemli bilgileri içermektedir. Bu bilgilerin doğruluğu ve elde edilme hızı yapılacak ideal planlamalar için önemli verilerdir. Sulanan bölgelerde yer alan sulama birliklerinin görev yaptığı alanlarda arazi kullanımının bilinmesi, özellikler bitki su tüketiminin hesaplanmasında kullanılması açısından büyük önem taşımaktadır (Şekil 3).

(10)

Şekil 3. Harran Ovasında Sulanan Alanlar ve Sulama Birliklerinin Görev Alanları

Sulamaya açılan alanlarda, bitki desenini etkileyen çok sayıda faktör bulunmaktadır. Bu faktörler doğal, sosyal ve ekonomik faktörler olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doğal faktörler toprak yapısı, iklim durumu ve sulama alanına verilen su miktarıdır. Sosyal faktörler ise çiftçilerin örgütlenmesi, ekonomik faktörler ise tarım ürünlerinin fiyatları, ürünlerin pazarlanabilme durumları, teknoloji düzeyi, işgücü ihtiyacı, kredi kullanımı ve bölgedeki sanayileşme durumu sayılabilir (Karlı, 1999).

GAP kapsamında sulamaya açılacak tarım alanları için devlet ve özel kurumlar ve kuruluşlarca bitki desenleri arasında belirgin farklar bulunmaktadır.

Harran Ovası’nın tamamının sulamaya açılması ile gerçekleşmesi öngörülen bitki deseninde yer alacak ürünler, DSİ raporuna göre % 25.8 hububat, %36.5 pamuk, % 15.7 yağlı tohumlar, % 7.5 sebze-bostan, % 6.5 meyve-antep fıstığı şeklinde olacağı tahmin edilmiştir (DSİ, 1986).

Harran Ovası’nda öngörülen bitki deseni ile gerçekleşen bitki deseni karşılaştırıldığında (1995-1997 ortalama bitki deseni) önemli farklılıklar olduğu dikkati çekmektedir. Ovada öngörülmediği halde % 82.74 pamuk yetiştiriciliği yapılmıştır. Diğer ürünlerin gelişme durumuna bakıldığında; tahıl (sulu) % 50 gelişmesi beklenirken, % 24.60 ve % 5.24 oranında II. ürün mısır ekimi yapılmıştır (Karlı, 1999).

Ovada sulama sonrasında arazi kullanımında meydana gelen değişim ve özellikle pamuk bitkisinin fazla tercih edilmesi aşırı su kullanımına ve yüksek taban suyu oluşumuna neden olmaktadır.

(11)

3. HARRAN OVASINDA SULAMA DRENAJ VE TUZLULAŞMA İLE İLGİLİ SORUNLAR

3.1. SULAMA İLE İLGİLİ SORUNLAR

3.1.1. Mevcut Sulama Sistemini ve Sulama Yönteminden Kaynaklanan Sorunlar

1995 yılından itibaren sulamanın başladığı Harran Ovası’nda, 2007 yılı sonu itibariyle sulanan alan yaklaşık 133 000 hektara ulaşmıştır.

Basınçlı sulama sistemlerinin ilk yatırım masraflarının yüksekliği nedeniyle Harran Ovası’nda sulama şebekesi cazibeli açık kanal/kanalet sistemi (klasik sistem) şeklinde planlanmıştır. Bu da ülkemizdeki diğer sulama şebeklerinde olduğu gibi su kayıplarının fazla olması nedeniyle düşük sulama randımanına neden olmaktadır. Sulama şebekesinin işletilmesinde rotasyon yönteminin benimsenmesine rağmen çiftçi müdahaleleri nedeniyle şebekenin işletilmesinde rotasyon yöntemi tam anlamıyla gerçekleşememektedir. Onun yerine su kayıplarının fazla olduğu devamlı akış yöntemi ile ovaya su verilmektedir.

Sulama şebekesinin işletilmesinde maalesef otomasyonun gerektirdiği yeni teknolojik yaklaşımlar devreye sokulamamıştır.

DSİ’nin ilk hesaplamalarında projenin kabul edilen sulama modülü 0.99 lt/s/ha'dır. Gerçek gereksinime göre hesaplanmış sulama modülü ise değişik araştırmalara göre 1.50-2.20 lt/s/ha arasındadır. Sorunu çözmek amacıyla gelecekte verilecek su miktarını artırmak düşünülse bile, bu durumda da iletim- dağıtım kanal sisteminin yetersizliği söz konusu olacaktır. Dolayısıyla hesaplanan akış miktarı, sulanması öngörülen sahaların sulama suyu ihtiyacını karşılamada mevcut ürün deseni ve sulama şekli dikkate alındığında yetersiz kalacaktır.

(12)

Yüzey sulaması, bölgede en çok kullanılan yöntem olmasına karşın, tekniğine uygun olarak yapılmamakta, daha çok adi salma şeklinde uygulanmaktadır.

Yüzey sulama sisteminin başarısı arazi tesviyesi ile doğrudan ilişkilidir. Bölgede arazi tesviyesi konusunda çalışmaların sürmesine rağmen bu konudaki çalışmalar yetersizdir. Ovada henüz 23000 ha arazinin tesviyesi tamamlanmıştır.

Bölge çiftçileri gece sulamasının önemini tam olarak kavrayamamıştır. Gece sulamalarının etkin bir şekilde yapılmaması, sulama suyunun israfına neden olmaktadır. Ova genelinde eşit su dağılımı olmadığı gibi tarla içinde de eş su dağılımının olmadığı ve tarlaların sulamaya yeterince hazırlanmaması (özellikle tesviye konusundaki aksaklıklar), sulama alet ve ekipmanlarının yetersiz olması, çiftçilerin kanal ve kanaletlere karşı sorumsuz davranması, (fazla su almak için kanaletleri taşla doldurma veya kanaletleri kırarak su alması gibi) nedenlerle ovadaki sulama randımanı düşüktür (% 45 civarındadır). Genel olarak ovada sulama randımanlarının düşük olmasının başlıca nedenleri ise (ı) sulama sistemi, (ıı) sulama yöntemi, (ııı) su ücret sistemi, (ıv) arazinin/toprağın sulamaya hazırlanması ve (v) çiftçilerin sulama konusundaki bilgileri ile mülkiyet sistemi sayılabilir.

Harran Ovası genelinde sulama şebekesinin yapımında malzeme kalitesinden kaynaklanan inşaat sorunu olduğu ve bu durumda özellikle su iletim (sızma) kayıplarını arttırmaktadır. Yörede en yaygın hatalardan biri sulamada yüksek debili suların kullanılmasıdır. Bunun sonucunda verimli yüzey toprağı su erozyonu ile drenaj kanallarına taşınmakta, bunun sonucunda hem topraklar verimsizleşmekte hem de drenaj kanalları kısa sürede dolmakta, bakım sorunları ortaya çıkmaktadır.

3.1.2. Çiftçilere Sulama Konusunda Verilen Eğitimin Yetersiz Olması

Çiftçiler ve sulama tekniksiyenleri araziye suyu ölçülü olarak verebilecek eğitime sahip değillerdir. Ayrıca bölge çiftçilerimiz, sulu tarımın gerektirdiği alet- ekipmana sahip değildir. Bölgede yüzey sulamanın yaygın olmasına rağmen sifon kullanan çiftçi sayısı oldukça azdır. Çiftçiler etkin bir karık sulamanın şartları olan karık uzunluğu, karıklara verilecek debi ve eğim konusunda bilgi yetersizliğine sahiptir. Çiftçiler sulama programı yaparken (sulama süresi, sulama aralığı ve sulama suyu miktarı) ya kendi yetersiz bilgileri doğrultusunda ya da komşu çiftçilerden etkilenme ile karar vermektedir.

(13)

3.1.3. Yasal ve Su Yönetimden Kaynaklanan Sorunlar

Başarılı ve çağdaş bir su yönetimi, suyun kaynaktan tarla başına, tarlada ise etkin bir şekilde kullanılıp yüksek sulama randımanlarının elde edilmesine bağlıdır. Bu ancak çiftçilerin iyi bir şekilde organize olmaları ve sulu tarım konusunda eğitilmeleri ile mümkündür. Harran Ovası sulamaları, sulama başlamadan önce DSİ tarafından, kurulan sulama birliklerine devredilmiştir.

Suyun kullanımında, sulama birliklerinin yeterli kontrolleri yapamaması ve su miktarına göre değil alana göre su ücretinin alınması bitki ihtiyacından fazla su kullanımına neden olmaktadır.

3.1.4. Sosyo-Kültürel Yapıdan Kaynaklanan Sorunlar

Bölge çiftçilerinin eğitim seviyeleri düşük olup, arazi sahiplerinin büyük bir kısmı arazisini kendisi işlememekte; kiralama ve yüzdecilik (% 30) ile arazisini başkalarına vermektedir. Ovada ortakçılık ve kiracılığın yaygın olmasından dolayı fazla su kullanımı meydana gelmekte ve taban suyu yükselmektedir

3.1.5. Tarım Politikası Kaynaklı Sorunlar (ürün deseni ve destekleme politikası)

Su ücretlerinin belirlenmesinde yapılan yanlışlık (su ücretleri alan ve bitki temeline dayalı olarak belirlenmektedir) ova çiftçisini diğer bazı etmenlerle birlikte fazla su kullanımına itmekte ve aşırı sulama yapmasına neden olmaktadır.

Ayrıca sistem planlanırken önerilen ekim deseninin uygulanamaması, bunun yerine ovanın çok büyük bir bölümünde su tüketimi yüksek olan pamuk bitkisinin tercih edilmesi fazla su kullanımına neden olmaktadır.

3.1.6. Harran Ovasında Sulamanın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler

Harran Ovasında iklim koşullarının bitki su tüketimini hızlandırması, ova topraklarının infiltrasyon hızının yüksek olması, tarla yüzeyinin tamamen ıslatıldığı yüzey sulama metotlarının tercih edilmesi suyun etkin kullanımını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu sorunu minimize etmek için yüksek sulama randımanlı basınçlı sulama sistemlerini (yağmurlama ve damla sulama) içeren modern sulama teknolojilerinin bölgeye adaptasyonu çalışmalarına hız verilmelidir. Basınçlı sulama sistemlerine çiftçi eğilimini arttırmak için teşvik edici önlemler alınmalıdır.

Yüzey sulama, vahşi salma şeklinde yapılmakta ve sulama aleti olarak kürekten başka alet kullanılmaktadır. Bu amaçla, portatif kanal sedde, çadır

(14)

savak, sifon ve tüp kullanımına yönelik çalışmalar yaygınlaştırılmalı ve bunların kullanımları sağlanmalıdır. Diğer taraftan karık ve border yapımında kullanılan sedde pullukları yaygınlaştırılmalıdır.

3.1.7. Mevcut Sulama Performanslarının Geliştirilmesi

Sulama randımanları ve sulama performanslarının artırılması yönünde yapılacak çalışmalar aşağıda özetlenmiştir:

a- Sulanan Alanların Düzeltimi: Yüzey sulama yöntemleriyle sulanan alanlarda aşırı su kaybı olduğu yaygın bir kanıdır. Bu durum mevcut sulama sisteminin hem kendi yapısından ve hem de arazi yapısından ileri gelmekte ve sulama sırasında büyük oranlarda su kaybı olmaktadır.

Sulanan alanlarda su kaybının başta gelen nedenlerinden biri arazilerin sulama için uygun olarak hazırlanmamasıdır. Arazi düzeltimi için çiftçi katılımı olmadığı için yapılan işin değeri yeterince kavranamamaktadır. Arazi düzeltimi için çiftçiye alet-ekipman sağlanma yolları geliştirilerek ve teknik destek sağlanarak düzeltim işlerinin çiftçi tarafından yapılması sağlanmalıdır. Kısa sürede bozulan arazi yüzeylerinin düzeltimi yapılmadığından randımanlar düşmektedir.

Sulama sistemleri için yapılacak yeni yatırımlar yerine, halihazır sulama sistemlerinde sulama randımanlarının sadece %10 artırılması halinde tasarruf edilecek su ile hiçbir ek yatırım yapmadan üç tane Harran Ovasının sulanabileceğini göz önüne alırsak konunun önemi daha iyi anlaşılacaktır.

Sulama sistemlerinde sulama randımanlarının dünya standartlarına ulaşabilmesi için yatırım, araştırma, eğitim ve organizasyon çalışmaları yanında yeni yasal düzenlemelerin yapılması kaçınılmaz bir duruma gelmiştir.

Yörede en yaygın hatalardan biri yüzey sulamada yüksek debili suların kullanılmasıdır. Bunun sonucu olarak verimli yüzey toprağı su erozyonu ile drenaj kanallarına taşınmakta, hem toprak verimsizleşmekte hem de drenaj kanalları kısa sürede dolmakta, bakım sorunları ortaya çıkmaktadır. Bu durumu önlemek için yüzey sulamalarda çiftçilerin sifon ve tüp kullanımı özendirilmelidir.

b- Çiftçi Eğitimi: Çiftçilerimiz “ne kadar su verirsem o kadar ürün alırım” hesabıyla aşırı su kullanmaktadır. Çiftçilerin eğitilmesine yönelik projeler geliştirilmeli, örnek

(15)

alanlarda gösteriler (demonstrasyon) yapılarak doğru sulama ve zamanlaması öğretilmelidir.

c- Sulama birliklerinin re-organizasyonu: Sulama birliklerinin düzenlenmesindeki yasal mevzuatın yetersiz olması, yetersiz denetim ve zorlayıcı hükümlerin olmaması, idari ve teknik personelin eğitimsizliği nedeniyle sulama birlikleri istenilen seviyeye gelememiştir. Başta ABD olmak üzere bir çok batılı ülkede sulama tesislerinin yapımı, işletme-bakımı tesislerden faydalanan çiftçilerin kurdukları birimlere devredilmiştir. Bu şekilde, hem kırsal alandaki sosyal ilişkilerin geliştirilmesine hem de çiftçilerin sulu tarıma etkin olarak katılımı sağlanmıştır. Ülkemizde ise durum daha dar boyutlu ele alınmış, sulama birlikleri sadece tesislerin işletilmesi, bakım-onarımını üstlenmiş olmasına rağmen, bu konuda bile istenilen başarı elde edilememiştir. Sulama birliklerin başarısı birlik personelinin başarısına bağlıdır. Bunun için birlikte istihdam edilen personelin sosyal ve ekonomik açıdan güvencede, teknik anlamda ise sulama konusunda yeterli olması gereklidir. Bu anlamda sulama birliklerinin yapısında yasal düzenleme yapılarak, her bir sulama birliği bünyesinde yeterli sayıda teknik eleman ve sulama konusunda uzman kişilerin görevlendirilmesi önem kazanmaktadır. Şu andaki durumu ile sulama birliklerinin başarılı bir su yönetimi gösterdiği söylenemez. Bu durum ileride daha büyük sorunları da beraberinde getirebilir. Diğer yandan birlik başarısı için bölgedeki çiftçiler ile daha etkin bir diyalog kurulmalıdır. Bu etkinlik ise birliğin yönetiminden uygulamaya varıncaya kadar şeffaf, demokratik, adil ve bilgili bir yaklaşım ile sağlanabilir.

Sulama birliğinin mevcut kuruluş yasası günün şartlarına ve ihtiyaçlarına cevap vermekte yetersizdir. Sulama birliği rant kaynağı olarak görülmektedir.

Birlik yönetiminin daha şeffaf hale getirilmesi ve denetim mekanizmasının güçlendirilmesi gerekir. Birliğin kuruluş tüzüğünde personelin yetki ve sorumluluklarının açık ve net olarak belirlenmesi gerekmektedir. Sulama birlikleri bünyesinde hizmet içi eğitim kurslarının düzenlenmesi ve bu çerçevede sulama birlikleri, üniversite ve ilgili tarım kuruluşları arasında eğitim protokolleri oluşturulabilir. Sulama birliklerinin kuruluşunu düzenleyen bir yasanın bir an önce çıkarılması ve sulama birliklerinin bütçelerinin belli oranda bakım-onarım, eğitim ve araştırma hizmetlerine ayrılmasının temini gerekmektedir.

(16)

3.2. HARRAN OVASINDA DRENAJ PROBLEMLERİ

Toprakların tuzlulaşmasında, bilinçsiz sulama yanında, drenaj olanaklarının yetersizliği ve yüksek taban suyunun da rolü çok büyüktür.

Özellikle, sulama sonucu toprakların tuzlu ve alkali hale dönüşmesi, sulu tarımın uygulandığı bölgelerde güncel bir sorundur. Drenaj şebekelerinin yetersizliği ve sulama sonucu yükselen taban suyu, kurak bölgelerde tuzluluğun başlıca sebebidir. Bitki kök bölgesinde fazla miktarda çözünebilir tuzların birikmesi, toprakta tuzluluk probleminin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Böyle bir toprakta, kültür bitkilerinin çimlenme, büyüme ve ürün verimleri, mevcut tuzların cinsi ve miktarlarına bağlı olarak azalmakta ve hatta tamamen durmaktadır (Richards, 1954; Dizdar, 1978).

Drenaj ve tuzluluk sorunu bulunan topraklarda belirli bir süre sonra bitki yetiştiriciliğinin mümkün olamayacağı, toprakların sonradan ıslah edilmesinin de çok pahalı olabileceği, ıslah edilseler bile eski verimlerine döndürmenin hemen hemen mümkün olamayacağı bilinen bir gerçektir. Benzer durum, Akçakale Yer altı Sulaması Projesinde meydana gelmiş, tarla içi drenaj sistemlerinin bulunmayışı ve yağışların yetersizliği nedeniyle bu arazilerde tuzluluk ve yer yer alkalilik sorunları ortaya çıktığından, tarımsal açıdan kullanılamaz duruma gelmişlerdir (Çevik, 1998; Çevik ve Tekinel, 2000).

Harran Ovası’nda 1995 yılında kısmen başlatılan sulama özellikle ovanın topoğrafik olarak en çukur olan güney kesimlerinde taban sularının yükselmesine neden olmuştur. Ovada drenaj alt yapısının yetersiz olmasından dolayı taban suları uzun süre toprak içerisinde beklemekte ve yüksek buharlaşmadan dolayı tuz konsantrasyonunu artırmaktadır. Çok yüksek konsantrasyonlarda tuz içeren

(17)

bu taban suları, yapılan yeni sulamalarla toprak yüzeyine daha fazla yaklaştırılmakta, bu durum Harran Ovası’nın güney kesimlerinde gerek tuz yoğunluğu gerekse tuzlu alanların artışına neden olmaktadır.

3.2.1.Taban Suyu Seviyesinin Sulamalarla Değişimi

Sulama öncesi yapılan planlama drenaj etütleri sonucunda hazırlanan 1978 yılı Şanlıurfa-Harran Ovası drenaj raporuna göre taban suyu problemi olan sahalar, düşük kodlu Türkiye-Suriye sınırındaki arazilerde ve Harran ilçesi ile Akçakale arasında uzanan kesimde tespit edilmiştir. Rapor sonuçlarına göre taban suyunun kritik en yüksek durumunda 0-2 m arasında bulunduğu alanların toplamı 2747 ha, 2-3 m arasında olan alanların toplamı 7869 ha olduğu ölçülmüştür ( DSİ, 1978).

Sulama sonrası Harran Ovası’nda 2003 yılında yapılan çalışmalarda taban suyu seviyesi 0-2 m arasında olan alanların 51047 ha (% 46.47), 2-3 m arasında olan alanların ise 14657 ha olduğu belirlenmiştir.

Harran Ovası’nda 2004 yılı itibariyle 16000 hektar 0-1 m ve 34000 hektarda alanda ise 1-2 m arasında olmak üzere toplam 54000 hektar alanda 0-2 m arasında taban suyu bulunduğu ölçülmüştür (DSİ, 2004).

Harran Ovası’nda ortaya çıkmış bulunan tuzluluk ve drenaj sorunlarını incelemek ve değerlendirmek amacı ile 2003 yılı sulama sezonu su bilançosu çıkarılmıştır. 2003 yılı sonu itibariyle inceleme alanında DSİ’ce inşaatı tamamlanarak sulamaya açılan alan 121 168 ha, yer altı sulamaları 8 650 ha olmak üzere toplam sulama altında olan alan yaklaşık 130 000 ha seviyesindedir. Şanlıurfa tünelinden bırakılan su 1 197 912 672 m3, yer altı sulamaları 84 452 000 m3, sulama sezonunda ovaya düşen ortalama yağış miktarı toplam 18.30 mm (23 790 000 m3 ), işletme alanlarında belirlenen bitki deseni pamuk % 90, hububat % 5, II. ürün mısır % 3 ve sebze % 2’dir. Bu desene göre hesaplanan gerçek evapotranspirasyon miktarı 994 071 000 m3 ve

(18)

ovadan atılan su miktarı 188 987 040 m3 ‘dır. Bu değerlere göre bilanço yapıldığında bir sulama döneminde 123 096 632 m3 su ovada depolanmaktadır.

Bu depolanma taban suyu seviyesini ve taban suyundan etkilenen alanların genişlemesine neden olmakatdır (DSİ, 2004).

Bu seviyelerdeki yüksek taban suyu, toprak tuzlulaşmasında Harran Ovası gibi topoğrafik, toprak ve iklim koşullarına sahip alanlarda kısa sürede tuzlulaşmaya neden olabilmektedir. Topraklarda çoraklaşmanın ve ürün kayıplarının önlenmesi için ortaya çıkan genel eğilim bir an önce yüzey altı drenaj sistemlerinin uygulanması yönündedir.

Ovada kapalı drenaj tesislerini kurmak amacıyla 19770 ha alanın projesi tamamlanmış ve 6920 hektarlık kısmı (1. ve 2. kısım) 1998 yılında ihale edilmiş, 2005 yılında % 30 ilave keşif ile 8670 hektara çıkarılmış ve % 75 gerçekleşme oranı ile devam etmektedir. Ovada toplam 36570 ha alanda etüt, proje ve uygulama çalışmaları devam etmekte, ancak ödenek yetersizliği nedeniyle projenin önemli bir kısmı gerçekleştirilememektedir. Yüksek taban suyu ve drenaj sorunlarının giderilmesinde ovada mevcut tahliye şebekeleri yetersiz kalmaktadır. Kapalı drenaj sisteminin tesis edilmesi ve tesis edilen kapalı drenaj şebekelerinin çalıştırılabilmesi için açık tahliye kanallarının derinliklerinin artırılması gerekmaktedir. Bu açık kanalların yeterli derinlikte olmayışı ve etkin çalışmaması kapalı drenaj sisteminin mansap şartının sağlanamaması projelerde en önemli teknik sorun olarak ortaya çıkmaktadır (Köy Hiz. Bolatlar Proj. Müd., 2005).

DSİ tarafından kurulan geri dönüşüm pompaları ile drenaj kanallarında toplanan sular, bazı alanlarda sulama sistemine verilmesine karşın, yine de ana drenaj kanalı ile uzaklaştırılan su miktarı 190-200 milyon m3/yıl dolayındadır.

Drenaj sularının elektriksel iletkenlikleri bütün yıl boyunca 0.5 ile 3.62 dS/m arasında, Temmuz ve Ağustos aylarında ise 0.39 dS/m ile 0.81 dS/m arasında değişmektedir. Taban suyunun kalitesi alansal olarak değişmekle beraber, izlenen alanların % 88’lik bölümünde EC= 2.5 dS/m’den daha düşüktür.

Tuzluluğu 5 dS/m’den yüksek alanların oranı ise % 5’den azdır (DSİ, 2003).

Bugün ve gelecekte ovada karşılaşılabilecek diğer önemli sorunlardan birisi drenaj sularını boşaltım alanlarıdır. Harran Ovasında yapılan pilot bir çalışmada yüzey altı kapalı drenaj sistemlerinden açık kanallara boşalan su miktarı üç yıllık ortalama 40-50 mm/yıl dolayında olduğu belirlenmiştir.

(19)

Halihazırda deşarj edilen su miktarı bunun yaklaşık 4-5 katıdır (Bahçeci ve Nacar, 2004).

Harran Ovası’nda sulamadan artan ve drenaj sonucu meydana gelen ve yukarıda tuz içerikleri verilen suların mutlaka tekrar kontrollu bir şekilde sulamada kullanılması gerekmektedir.

3.3. HARRAN OVASINDA TUZLULAŞMA NEDENLERİ

Geniş bir tarımsal potansiyeli olan Harran Ovası, topoğrafik olarak çevresine göre çukur bir yapıda yer almakta ve kuzey-güney arasında belirgin bir eğim farkı bulunmaktadır (Şekil 4). Bu eğim farkından dolayı taban suları öncelikle Harran ve Akçakale ilçeleri arasında birikmektedir.

(20)

Şekil 4. Harran Ovası Eğim Haritası, Mevcut Tuzlu Alanlar ve Potansiyel Tuzluluk Tehlikesi Altında Olan Alanlar.

Çevreden sızan ve aşırı sulamalar sonucu ovada biriken bu sular yeterince tahliye edilemediğinden taban suyunun yükselmesine neden olmaktadır. Toprak yüzeyine yakın taban suları, yüksek buharlaşma sonucu meydana gelen kapiler hareket ile toprak yüzeyine kadar taşınmakta ve suyun buharlaşması nedeniyle suyun içindeki tuzlar toprak içerisinde birikmektedir.

Topraktaki bu tuz birikimi, taban suyu 1-2 m arasında olduğu sürece devam etmektedir.

Harran Ovası’nda sulamada kullanılan sular, sulama açısında kaliteli olmakla birlikte (EC= ortalama 0. 3 dS/m, C2 sınıfı), aşırı sulamalar sonucunda özellikle ovanın güneyinde bulunan ve tuz konsantrasyonu yüksek taban sularını (taban sularının tuz içeriği 0.5-20 dS/m arasında değişmektedir) toprak yüzeyine yaklaştırmakta ve taban sularındaki tuzun toprak içerisinde birikmesine neden olmaktadır.

Harran ovası’nda yagın olarak ekimi yapılan pamuk bitkisi tuza orta dayanıklı olmasına karşın, toprağın EC’si 8 dS/m’yi geçince belirgin verim kayıpları meydana gelmektedir.

Harran Ovası’nda sulama öncesi yapılan çalışmalarda da yaklaşık 10000 ha alanda tuzluluk problemi olduğu bellirlenmiştir. Sulama alanlarındaki artış ve taban sularının yükselmesi sonucunda tuzluluktan etkilenen alanlarda yaklaşık olarak % 50 artış meydana gelmiştir. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü ovada meydana gelen tuzluluk değişimleri, tuz çeşitleri ve tuzluluğun tehlike boyutları üzerinde detaylı çalışmalar yapmıştır.

Yapılan detaylı arazi çalışmalarında 1997, 2000 ve 2004 yıllarında ovanın tuzlulaşma boyutları ve tuzluluktan etkilenen alanların haritaları hazırlanmıştır (Çullu ve ark., 2000 ve 2004). Sayısal uydu görüntü yorumlamaları ve arazi çalışmaları sonucunda farklı tuzluluk derecelerinden etkilenen alanlar belirlenmiştir (Şekil 5).

(21)

Sulama sonrasındaki farklı zamanlarda yapılan çalışma sonuçları Çizelge 1’de verilmiştir.

b

(22)

Şekil 5. Harran Ovası’nda 2000 Yılında Tuzluluktan Etkilenen Alanlar

Çizelge 1. 1997-2004 Yılları Arası Harran Ovası’nda Farklı Tuz Şiddetinden Etkilenen Alanlar.

Haran üniversitesi Ziraat fakültesi Toprak Bölümünce ova toprakları ile ilgili yapılan detaylı analizler sonucunda alkali toprak belirlenememiştir. Bununla birlikte 2004 yılında ürün gelişiminin önemli oranda sınırlandığı 8276 ha tuzlu- alkali alanın bulunduğu saptanmıştır. Bu alanlar hiçbir kimyasal madde uygulamadan kısa sürede tarıma kazandırılması taban suyu seviyesinin düşürülmesine bağlıdır.

Ovada meydana gelen tuzluluk ürün veriminde belirgin kayıplara neden olmaktadır. 2004 yılı arazi kullanım durumu ve tuzluluktan etkilenen alanlardaki bitkilerde ortalama % 20 verim kaybı ve arazi kullanımdurumu dikkate alındığında ortalama yıllık verim kayıpları;

Pamuk verim kaybı =13500 ha X 800 kg/ha x 0.7 YTL = 7 560 000 YTL.

Tahıl ve II. ürün ekili alanlardaki ortalama verim kayıpları= 200 000 YTL.

Tuzlu alanlarda 2004 yılı için ortalama tahmini verim kaybının parasal değeri 7 560 000+200 000 =7 760 000 YTL olarak hesaplanmıştır.

TUZLULUK SINIFI 1997

Alan (ha)

2000 Alan (ha)

2004 Alan (ha)

Hafif Tuzlu 3150 4814 4229

Orta Tuzlu 2219 3912 2300

Şiddetli Tuzlu 2128 2676 8276

TOPLAM 7487 11430 14805

(23)

4. SONUÇ VE ÖNERİLER

4. 1. Sulamaların İyileştirilmesine Yönelik Yasal Düzenlemeler

Ovada; uygulanan açık kanal-kanalet şebekesinden dolayı bitki su ihtiyacının karşılanmasında tava ve karık sulama yapılmaktadır. Bu tür uygulamalarda yüzey kayıpları kaçınılmaz olduğundan, sulama randımanları ciddi boyutlarda düşmektedir. Özellikle basınçlı sulama (yağmurlama-damla) uygulamalarında, yüzey akış ve derine sızma kayıpları düşeceğinden, randımanların yükselmesi ve birim sudan yararlanma şansının artacağı bilinmektedir. Böylece, Atatürk Barajı’ndan yıllık bırakılan suyun hacminde ciddi azalışların gerçekleşeceği beklenebilir. Suyun tarlaya uygulanmasında basınçlı sulama yöntemlerinin kullanılması sonucu, tuzluluk sorununun azalacağı ve çoraklaşmanın önlenmesi mümkün olacaktır.

Sorunun çözümü için yasal düzenleme gerekir. Yasal düzenleme için Üniversitenin görüşü detaylı olarak alınabilir. Ancak yasanın özü bu dünyanın en verimli ovasındaki çiftçilerinin eğitim yetersizliği ve ilgili kuruluş etkinliklerinin yavaş ve gecikerek devreye girmesi göz önüne alındığında Türkiye’de ilk defa özel bir toprak kullanım yasası olacağı dikkate alındığında 1 500 000 da alanın kısa sürede kurtulacağı söylenebilir. Ovanın sulamadan kaynaklanan temeldeki sorunu aşırı sulamadır. Özellikle gece sulaması yapılmamaktadır. Gece sulamasının yapılması yasal düzenleme ile giderilebilir. Her kanalet şebekesinin mevsim içerisinde çalışma saatleri sezon başlamadan önce takvime bağlanabilir.

O tarihler dışında anılan kanalete su verilmeyebilir. Kanaletin çalıştığı tarihlerde suyun tasarruflu kullanımı için sulama süresi yağmurlama ve damla sulamaya uygun hale getirilebilir. Ayrıca mutlaka çiftçilerimizin sulama için kullandıkları su miktarı m3 olarak ücretlendirilmelidir. Yağmurlama ve damla sulama için ihtiyaç duyulan suyun hacmi hesaplama ile saptanabilir. Her iki yöntem için üreticiler T.C. Ziraat Bakası Zirai kredilerden ilk iki yıl ödemesiz 8 yıl ödemeli ve normal zirai kredilerden %1 veya %2 daha düşük faizli ödeme planı ile desteklenerek özendirilebilir. Sorunun çözümü için; Üniversite, DSİ, diğer ilgili Tarım teşkilatları

(24)

ve T.C. Ziraat Bankası ile müşterek çalışma yapılarak sulama programları ve teknikleri oluşturulabilir. Sulama sistemlerinin birim alan maliyeti (dekar olarak);

tava, karık, yağmurlama ve damla sulama için sırasıyla 10 YTL, 15 YTL, 105 YTL ve 350 YTL’dir.

Ovada taban suyunu yükselten esas neden olan aşırı sulama mutlaka önlenmelidir. Bu hem önemli oranda bir su kaybına neden olmakta hem de ovanın çoraklaşmasına ve önemli verim kayıplarına neden olmaktadır. Bu amaçla, yüzey sulama yerine basınçlı (yağmurlama ve damla) sulama sistemlerinin ovaya girmesi için yasal değişikliklerin yapılması gerekmektedir.

Yasal düzenlemeler yapıldıktan sonra çiftçilerin basınçlı sistemleri arazilerine uygulamaları için kolaylıklar getirilmeli ve çiftçi teşvik edilmelidir.

Tuzlulaşma konusunda kritik iklim, topoğrafik yapı ve toprak özellikleri içeren Harran ovasında az su isteği olan diğer bitkiler de teşvik edilmelidir.

Basınçlı sulama sistemlerinin ovadaki çiftçi tarlalarına döşenmesi, çalıştırılması için uzmanlar görevlendirilmeli ve sulamalar surekli denetlenmelidir.

Basınçlı sulama sistemlerinin kullanılmaya başlamasıyla yalnız taban suyu ve tuzluluk sorununa çözüm getirilmeyecek, aynı zamanda her yıl yaklaşık 100 000 000 m3 su tasarrufu sağlanacaktır.

4.2.Yüzeyaltı Drenaj Sisteminin Öncelikli Alanlara Kurulması ve Maliyeti

Harran Ovası’nda 50000 hektarı aşan ve taban suyundan etkilenen alanların yaklaşık % 20’den daha küçük bir bölümünde yüzeyaltı drenaj sistemleri tamamlanmıştır. Çok yüksek bir maaliyet gerektiren yüzeyaltı drenaj sistemlerini tamamlamak yerine, sadece tuzluluk sorunu bulunan ve taban suyu 1-2 metreler arasında bulunan alanlara (15000 ha) döşenmesi ve tüm ova için yapılacak yasal düzenleme ile getirilecek basınçlı sulama sistemlerinin uygulanması ile çoraklık sorunu yok edilebilir. Böylelikle tamamen aşırı su kullanımı sonucu yükselen taban suları, basınçlı sulamaların devreye girmesiyle minimum seviyelere indirilerek tuzluluğun yayılması engellenecektir.

Yüzey altı drenaj sistemlerinden yeterli randımanın alınabilmesi için, geliştirilen sulama uygulamaları, arazi yönetim sistemleri ve yüzey drenaj gibi diğer yöntemlerle birlikte ele alınmalıdır.

Yüzeyaltı (kapalı) drenaj sistemlerinin maliyeti ise, bugünkü koşullarda, hektara 1000-1500 YTL dolayındadır.

(25)

Öncelikli olan ve tuzluluk problemi bulunan yaklaşık 15 000 hektar alanda drenaj sistemlerinin inşa edilmesi için gerekli maliyet;

4.3.Taban Suyu ve Tuzluluğun İzlenmesi

Yapılan çalışmalara göre Harran Ovası’nda sulama öncesi (1978) ve sulama sonrası (1994) taban suyu seviyesi yaklaşık 5 kat ve tuzluluk % 50 artış göstermiştir.

Harran Ovası’nda sulama sistemleri değiştirilerek basınçlı sulama sistemlerine dönüştürülse bile, ovadaki taban suyu ve tuzluluk değişimleri sürekli olarak ölçülmeli ve bir izleme programı oluşturulmalıdır. Taban suyu seviyesi DSİ tarafından ovaya yerleştirilen gözlem kuyuları ile yapılmaktadır. Gözlem kuyuları tüm ova için planlanmalı ve taban suyu sürekli izlenmilidir. Tuzluluk değişimleri için, tuzluluk izleme laboratuvarı kurulmalı ve ovada yıl içerisinde meydana gelebilecek değişimler izlenerek zamanında gereken önlemler alınmalıdır.

Tuzluluk her yönü ile izlenmeli, toprakta tuzlulukla ilgili meydana gelen değişimler bilimsel olarak incelenerek zamanında müdahale edilmelidir. Bu amaçla kurulacak laboratuvarın üniversite bünyesinde bulunmasında yarar bulunmaktadır.

5. SONUÇ VE ÖZET

Tüm bu çalışmalar ışığı altında önümüzdeki yıllarda dünyanın bu en bereketli ovasında mevcut uygulamaların bu haliyle devam etmesi ve çözümü ile ilgili devlet yatırımlarının çok yavaş ve maliyetli olmasından dolayı sorunların artarak büyüyeceği bir gerçektir. Bu nedenle mutlaka Harran Ovası için özel bir toprak sulama yasası çıkartılarak çiftçilerimizin yanlış sulama yöntemleri ve fazla su kullanmaları önlenmeli ve devlet yatırımlarının bir bölümünün hızla tüm ovaya yüksek basınçlı sisteme dönüştürülmesi sağlanmalıdır.

Yüzeyaltı (kapalı) drenaj sistemlerinin maliyeti bugünkü koşullarda, hektara 1000-1500 YTL

Maliyet = 15 000 ha x 1 500 YTL/ ha = 22 500 000 YTL

(26)

6. KAYNAKLAR

Ağca, N., Ş. Ergezer. 1995. Harran Ovası Topraklarında Drenaj, Tuzluluk, ve Alkalilik Sorunları. Harran Üniversitesi Ziraat Fak. Der. Cilt 1, Sayı 3,.81-90.

Bahçeci ve Nacar, 2004. GAP Bölgesi Harran Ovasında Su ve Tuz Dengesi ,Köy Hizmetleri Araştırma Enstitüsü.

Çevik, B. GAP’ta Sulama ve Sulama Sorunları. TEMA Toprak Tuzlulaşması Danışma Toplantısı. Şanlıurfa. (1998).

Çevik, B., Tekinel O. Sulama Şebekeleri ve İşletme Yönetimleri. Ç. Ü. Ziraat Fakültesi Ders Kitapları Yayın No. A-74. Adana. (2000)

Christen E.V., Skehan D., 2001. Design and Management of Subsurface horizontal Drainage to reduce Salt Loads, ASCE J. Irrigation and Drainage 127(3): 148-155, May/June 2001.

Çullu, M. A, A. Almaca, A. R. Öztürkmen, N. Ağca, F. İnce, M. R. Derici. Harran Ovası Topraklarında Tuzluluk Değişimleri. M. Şefik Yeşilsoy International Symposium on Arid Region Soil. Menemen- İzmir, Turkey (1998), 375-380.

Çullu, M. A., A. Almaca, N. Ağca, A. R. Öztürkmen, A. Özdemir, S. Çelik, M. Çeliker.

2001. Harran Ovasında Çoraklaşan Yaygın Toprak Serilerinin Tuz Dinamiği ve Bunu Etkileyen Faktörler. TARP 2510 nolu proje.

Çullu, M. A. 2003. Estimation of the Effect of Soil Salinity on Crop Yield Using Remote Sensing and Geographic Information System. Turkish Journals of Agriculture and Forestry. 27. P:23-28.

Dizdar, M. Y.Türkiye’de Tuzdan Etkilenmiş Topraklar. Toprak Su Dergisi, 47, 36-57, (1978).

DSİ, 1978. Urfa-Harran Ovası Planlama Drenaj Raporu.

DSİ, 1986. GAP DSİ Genel Müdürlüğü Çalışmaları. GAP Tarımsal Kalkınma Sempozyumu. Ankara, S:36.

DSİ, 2001. Şanlıurfa Harran Ovası, Drenaj ve tuzluluk sorunları inceleme raporu, DSİ 14.

Bölge Müdürlüğü.

DSİ, 2004. Şanlıurfa Harran Ovası Drenaj ve Tuzluluk sorunları (Özet Rapor). DSİ 15.

Bölge Müdürlüğü, Şanlıurfa.

(27)

DSİ, 2004. GAP’ ta drenaj ve tuzluluk sorunları inceleme raporu, DSİ 14. Bölge Müdürlüğü.

FAO., 2002. The State of Food Insecurity in The World 2002 FAO Rome. Retrieved 15 October from www.fao.org.

Janssen, L.vF., Jaarsma M. N. And Van Der Linden E. T. M., 1990. Integration Topographic Data With Remote Sensing for Land Cover Classification.

Photographic Engineering and Remote Sensing. (56), P:1503-1506.

Karlı, B. 1999. Sulanan Alanlarda Bitki Desenini Etkileyen Faktörler ve GAP’ta Alınması Gerekli Önlemler. T. C. Başbakanlık GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı.

Köy Hizmetleri Şanlıurfa Bolatlar Proje Müdürlüğü. 2005. Şanlıurfa-Harran Ovası Tarımsal Alt Yapı Çalışmaları.

Özgür, M, Ergezer, Ş., Özyavuz A., Altıntop, F., Çeliker M., Altıniğne M. Şanlıurfa Harran Ovaları Sulaması Tuzluluk ve Drenaj Sorunları İnceleme Raporu (2001).

Richards, I. A., Diagnosis and Improment of Saline and Alkali Soils. USDA. Agric.

Handbook, 60, (1954).

T. C. Tarım ve Köyişleri Bak. Şanlıurfa Tarım İl Müd., 2003. İl Tarım ve Kırsal Kalkınma Master Planlarının Hazırlanmasına Destek Projesi. Şanlıurfa Tarım Master Planı.

Tekinel, O., Çevik, B. Sulama Sistemleri. Ç. Ü. Ziraat Fakültesi Ders Notları Yay. No 70.

Adana, (1985).

Referanslar

Benzer Belgeler

Döşemelerin mevcut olduğu alanlarda, taş döşemelerin altında bulunan boşluklar temiz- lenerek bu bölgeler hidrolik kireç harcı ile en-..

Elektriksel iletkenlik değeri 0.1 ile 5 dS/m arasında olan sularda, bu ilişki 10 x EC (dS/m)=toplam katyon veya toplam anyon iken,; EC değerinin 5 dS/m’den yüksek olduğu

Sulama suyu tuzluluk seviyesindeki artışa paralel olarak mısır çim bitkisi kök uzunluğu değerleri azalmış olup, 3 dS m -1 seviyesinde kontrolden farklı bir

Türkiye'de doğal olarak yetişen tek kestane türü olan "Anadolu kestanesi" 30 m boya erişebilen, geniş tepeli bir ağaçtır. Ülkemizde 25.278 hektar koru, 3.614 hektar

Yurt içinden katılan takımlara ya- rışmaya hazırlık sürecinde “Detay- lı Tasarım Raporu Hazırlama Teş- viği” olarak 4000 TL, “Seyahat ve Konaklama Desteği” olarak 2500

Cevat Ba şaran olduğunu ifade eden Nalbant, kendilerinde, Baraşan’ın daha önce termik santrallin antik kente ve çevreye zarar vereceğine dair yazıları olduğunu

Kırmıtlı Belde Belediye Başkanı Mehmet Doğan yaptığı açıklamada, Kırmıtlı Kuş Cenneti sahas ının oldukça büyük bir alan olduğunu belirterek, kendi belde

Halim PERÇİN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı.. Bölümü Peyzaj Konstrüksiyonu 1 Ders Notları