• Sonuç bulunamadı

Çanakkale’de bulunan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çanakkale’de bulunan"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Çanakkale’de bulunan İ.Ö. sekizinci yüzyılda kurulmuş bir kent olan Parion’la ilgili kazılar henüz başlamışken bu bölgeye 2100 megavat gücünde termik santral kurulmaya başlandı.Açılan davaya rağmen inşaat sürüyor

Yapımına başlanan termik santral antik çağda güneşle sembolize edilen Parion kentinin üzerinde kara bulutlar oluşmasına ve yöreye asit yağmurları yağmasına neden olacak. Parion kazılarının sponsorluğunu termik santralleri kuracak olan İÇDAŞ şirketinin üstlenmesi de akılları karıştıran bir başka nokta. Durmuş Dede olarak da adlandırılan tepeye 300 metre mesafede henüz hafriyat çalışmaları yapılmayan alanda, yoğun seramik buluntuları olduğu

belirtiliyor. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü ve Ziraat Mühendisleri Odası çanakkale Şube Başkanı Hicri Nalbant, Parion’un henüz sınırlarının bile belli olmadığını, bu nedenle yapılacak termik santralin antik kente zarar vereceğini söyledi.

Parion’a gölge düştü

Termik santrali kuran şirketin 2005 yılında başlanan Parion kazılarını yapan şirket olduğuna dikkat çeken Nalbant, Parion kentinin üzerine söz konusu şirketin gölgesinin düştüğünü söyledi. Kazı başkanının Atatürk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cevat Başaran olduğunu ifade eden Nalbant, kendilerinde, Baraşan’ın daha önce termik santrallin antik kente ve çevreye zarar vereceğine dair yazıları olduğunu belirtti. Başaran’ın termik santrali kuracak firmayı sponsor tayin ettikten sonra düşüncelerinin de değiştiğini anlatan Nalbant, bu gelişmelerden sonra yapılacak bilimsel araştırmaların da etkileneceğini belirtti. “Yapılması gereken, kazının geleceği ve bilimsel araştırmaların zarar görmemesi için kazı başkanının istifa etmesidir” diyen Nalbant, Başaran’ın istifa etmemesi durumunda, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın gereğini yapması çağrısında bulundu.

Santral çevreyi kirletecek

Yanlış yer seçimi yapılarak kurulan termik santrallerin ormanları yok edeceğine dikkat çeken Nalbant, bu termik santralin ayrıca suları zehirleyerek tüketeceğini ifade etti. Bu şekilde tüm canlıların oksijenini tüketerek tarım ürünlerinde kalite ve üretim kaybına neden olacağını belirten Nalbant, termik santralin bulunduğu yöreye göre denizlerde de kirlilik yaratarak balık üretiminin azalmasına neden olacağını kaydetti. Yaşamını tarımdan,

ormancılıktan ve balıkçılıktan sağlayan çok sayıda üreticinin göçe zorlanacağını anlatan Nalbant, termik santral yapılan alanın ‘tarımsal alan’ olduğunu vurguladı.

İnşaat çalışmalarına başlanabilmesi için bölgenin tarım alanından sanayi alanına çevrilmesi gerektiğini kaydeden Nalbant, dönüşümler yapılmadan inşaata başlandığını dile getirdi. Nalbant, alanın ÇED raporunun iptali için 2 dava açtıklarını ancak davanın ve inşaatın hâlâ devam ettiğini söyledi.

Referanslar

Benzer Belgeler

Fransa tarihinin çevreye en büyük zarar veren deniz kazası davasında petrol devi Total suçlu bulundu.. Frans ız mahkemeleri, 1999'da meydana gelen Fransa tarihinin çevreye en

DOĞU Karadeniz'in doğa harikası vadilerinde bütün itirazlara karşın devam eden Hidroelektrik Santrali (HES) in şaatlarının çevreye verdiği zarar bu kez resmi

Çanakkale Biga’ya bağlı Karabiga beldesinde kurulu bulunan termik santralin kül depolama alanı ile ilgili imar planı üzerinden ortaya ç ıkan tepkiler, “Karabiga’da

lar›yla ilgili bir araflt›rmaya dahil olan Rico’nun yaklafl›k 200 sözcükten olu- flan da¤arc›¤›n›n, konuyla ilgili olarak üzerinde çal›fl›lan maymun, yunus

Filolojik bakış bize şunu göstermektedir: Çalışmanın Latincedeki karşılığı olan labor kavramı zor, zahmetli,güç, yorucu bir içeriğe sahipken; eski Germen dilindeki

Söz konusu iki yazının içerdiği tespitler doğrultusunda okunması gerektiğini düşündüğümüz “Şiirde Yeni Cereyana Dair” başlıklı yazıyı, Tanpınar

This study demonstrates that isolating a rabbit calvarial inlay autogenous bone graft from the dura and/or periosteum results in signifıcantly (p < 0.05)

Birleşik Filo’nun Boğaz giriş tahkimatını bu ilk bombardımanı, burada bir so- nuç almaktan ziyade Rusya’dan sonra İngiltere ve Fransa’nın da Osmanlı Devleti’ne