• Sonuç bulunamadı

7. SINIF VIP TÜRKÇE. EDİTÖR Turgut MEŞE. YAZAR Komisyon

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "7. SINIF VIP TÜRKÇE. EDİTÖR Turgut MEŞE. YAZAR Komisyon"

Copied!
32
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)

2

7. SINIF VIP TÜRKÇE

EDİTÖR Turgut MEŞE

YAZAR Komisyon

Bütün hakları Editör Yayınevine aittir.

Yayıncının izni olmaksızın kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekânik yolla ya da fotokopi yoluyla basımı,

çoğaltılması ve dağıtımı yapılamaz.

ISBN / TARİH 978-605-280-246-5 / 14-05-20

SERTİFİKA NO 16199

KAPAK TASARIMI Editör Yayınevi Dizgi Ekibi

SAYFA TASARIMI Editör Yayınevi Tasarım Ekibi

BASKI VE CİLT Melih Ambalaj

ANKARA

İLETİŞİM

İvedik Organize Sanayi Matbaacılar Sitesi 1518 Sok. Mat-Sit İş Merkezi No:2/20

Yenimahalle / ANKARA Tel: 0 312 384 20 33 - 0 505 925 57 81

Fax: 0312 342 23 58 www.editoryayinevi.com Kitap hakkında görüş ve önerileriniz için

WhatsApp hattımız: 05422620337

(4)

3 İÇİNDEKİLER

SÖZCÜKTE VE SÖZ GRUPLARINDA ANLAM ...5

TEST - 1 ...14

TEST - 2 ...18

TEST - 3 ...22

TEST - 4 ...25

TEST - 5 ...28

CÜMLEDE ANLAM ...31

TEST - 1 ...35

TEST - 2 ...38

TEST - 3 ...43

TEST - 4 ...46

NOKTALAMA İŞARETLERİ ...49

TEST - 1 ...56

TEST - 2 ...59

YAZIM KURALLARI ...63

TEST - 1 ...73

TEST - 2 ...77

FİİLLER (EYLEMLER) ...80

TEST - 1 ...90

TEST - 2 ...93

ZARFLAR (BELİRTEÇLER) ...96

TEST - 1 ...99

TEST - 2 ...102

(5)

4

PARÇADA ANLAM ...106

TEST - 1 ...113

TEST - 2 ...119

TEST - 3 ...123

ANLATIM BOZUKLUKLARI ...129

TEST - 1 ...131

ŞİİR BİLGİSİ VE METİN TÜRLERİ ...136

TEST - 1 ...140

TEST - 2 ...144

MEDYA KAYNAKLARI / GÖRSEL OKUMA / AKIŞ ŞEMASI ...148

TEST - 1 ...151

SÖZLÜ İLETİŞİM ...157

TEST - 1 ...159

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME ...162

TEST - 1 ...166

TEST - 2 ...170

CEVAP ANAHTARI ...174

(6)

SÖZCÜKTE VE SÖZ GRUPLARINDA ANLAM

“Çiçek, masa, koşuyorum” gibi keli- melerin tek başına bir anlamı vardır.

“Gibi, ve, üzere, de” gibi sözcükle- rin ise tek başına bir anlamı yoktur.

Bunlar kullanıldıkları cümlede an- lam ve görev kazanır.

Bir sözcüğün temel anlamlı olabil- mesi için, tek başına karşıladığı anlamı ile cümle içindeki anlamının aynı olması gerekir.

Not

Eş sesli (sesteş) sözcüklerin her iki anlamı da temel anlam olarak kabul edilir.

F

Ali’nin yüzü kızarmış.

F

Yasemin sınavdan yüz almış.

Not

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde

“ağır” sözcüğü temel anlamında kul- lanılmıştır?

A) Babam ağır bir ameliyattan çıktı.

B) Öğretmeni çok ağır konuştu.

C) Çocuğun çantası ağırdı.

D) Bugün üzerimde bir ağırlık var.

Örnek:

“Ağır” sözcüğü; A’da “ciddi” ve “zor”, B’de “kötü” ve “incitici”, D’de “yorgunluk”

ve “halsizlik”, C’de “tartıda çok çeken, hafif karşıtı” anlamında kullanılmıştır.

“Ağır” kelimesi temelde “tartıda çok çe- ken” anlamındadır. Bu durumda “ağır”

sözcüğü C seçeneğinde temel anlamın- da kullanılmıştır.

Cevap: C Çözüm:

Dilin anlamlı en küçük birimlerine söz- cük (kelime) denir. Sözcükler bir araya getirilerek cümleler oluşturulur.

Sözcükler, sahip oldukları anlamların dışında zamanla yeni anlamlar kazana- bilir. Ayrıca dilde aynı anlamı karşılayan birden çok sözcük de bulunabilir. Söz- cükler tek başlarına anlamlı olabildikleri gibi cümlede veya söz içinde kullanılış- larına göre yeni anlamlar da kazanabilir.

SÖZCÜKTE ANLAM GERÇEK (TEMEL) ANLAM

Sözcüklerin akla gelen ilk anlamına gerçek anlam denir. Gerçek anlam, bir sözcüğün söylendiği anda zihnimizde uyandırdığı ilk çağrışımdır. Gerçek an- lam, sözcüklerin sözlükteki ilk anlamıdır.

Yani herkesçe bilinen yaygın anlamıdır.

Örnek:

F

Soğuktan su boruları patlamış. (Sıvı durumda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde)

F

Biraz sonra toprak bir yola girdik. (Bir yerden başka bir yere gitmek için aşı- lan uzaklık, geçilen yer)

F

Meğer anahtar arka cebindeymiş. (Bir kilidi açıp kapamak için kullanılan araç)

F

Kanadı kırık bir martı gördüm. (Çoğu beyaz renkte, deniz kuşları)

F

Soğuk sudan boğazı şişmişti. (Boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan or- ganlar)

F

Yataktan kalkarken başımı duvara çarptım. (Bir yapının yanlarını oluştu- ran dikey düzlem)

Verilen cümlelerde altı çizili sözcükler zih- nimizde oluşan ilk anlamlarıyla kullanılmış- tır. Bu nedenle sözcüklerin bu anlam özelli- ğine gerçek anlam diyoruz.

Kazanım: Sözcüklerin anlam özelliklerini kavrar. Sözcükleri anlamlarına uygun kullanır.

Bağlamdan hareketle bilmediği sözcük ve sözcük gruplarının anlamını tahmin eder. Söz gruplarının metne katkısını belirler.

1. BÖLÜM

(7)

6

MECAZ ANLAM

Bir sözcüğün gerçek anlamından bütü- nüyle uzaklaşarak kazandığı yeni anla- ma mecaz anlam denir. Başka bir deyiş- le bir kelimenin; gerçek anlamı dışında, başka bir kelimenin yerine kullanılması sonucu ortaya çıkan anlamdır. Mecaz anlamda anlatımı renklendirmek ve kuv- vetlendirmek esastır.

Örnek:

F

İşsizlik sorunu hükümeti terletecek.

F

Doktora boş gözlerle bakıyordu.

F

Orada bizi çok sıcak karşıladılar.

F

Bu söze, gençlerden biri ince bir kar- şılık verdi.

Yukarıdaki cümlelerde renkli yazılan söz- cükler gerçek anlamlarını kaybedip mecaz anlam kazanmıştır.

Bir sözcüğün mecaz anlamlı ola- bilmesi için gerçek anlamla hiçbir anlam ilişkisinin kalmaması gerekir.

Deyimlerin ve atasözlerinin çoğu mecaz anlamlıdır. Mecaz özelliği kazanan kelimeler genellikle soyut anlamlılık niteliği kazanır.

F

“Kendine yapılan haksızlıktan dolayı kırıldığını söylüyor.” cüm- lesinde renkli yazılan sözcüğü ilk anlamıyla düşündüğümüzde bu özelliğini tamamen kaybettiğini ve

“üzülmek, gücenmek” anlamına gelerek soyut anlam kazandığını görüyoruz.

Not

Aşağıdakilerin hangisinde “boş” söz- cüğü gerçek anlamı dışında kullanıl- mamıştır?

A) Sıranın gözü boştu.

B) Bunlar boş vaatler.

C) Senin gibi boş birini hiç görmedim.

D) Onun sözlerine boş yakalandım.

Örnek:

A seçeneğinde “boş” kelimesi “içinde hiçbir şey bulunmayan” anlamına ge- lecek şekilde, gerçek anlamda kullanıl- mıştır.

Cevap: A Çözüm:

TERİM ANLAM

Herhangi bir bilim, sanat ya da meslek dalı ile ilgili özel anlamlı sözcükler cüm- lelerde kendi dallarıyla (alanlarıyla) ilgili kullanılınca terim anlamlı olur.

Örnek:

Bilim, Sanat,

Meslek Terimleri

Futbol Korner, penaltı

Edebiyat Redif, dörtlük, mısra

Coğrafya Enlem, boylam

Tiyatro Sahne, dekor,

replik

Terzilik Mezura, yaka,

bel

Matematik Üçgen, açı,

rakam

Bir sözcüğün terim anlamlı olabilmesi için cümlede mutlaka bilim, sanat ve spor dallarından herhangi biriyle ilişkili olması gerekir. Bazen sözcükler terim özelliklerini kaybedebilir.

Not

Örnek:

F

“Perdeler eve değişik bir hava katmış.”

cümlesinde “perde” sözcüğü bir tiyatro terimi olarak kullanılmadığından terim anlamlı değildir.

(8)

7 SÖZCÜKLER ARASI ANLAM İLİŞKİLERİ

Sözcükler cümle içerisinde kullanıldığı yere göre diğer sözcüklerle farklı anlam ilişkileri kurar. Bunların başlıcaları şun- lardır:

EŞ SESLİ (SESTEŞ) SÖZCÜKLER

Yazılışları aynı, anlamları farklı sözcük- lere eş sesli (sesteş) sözcük denir. Eş sesli sözcükler arasında hiçbir anlam ilişkisi yoktur. Eş sesli sözcüklerde tüm anlamlar mutlaka gerçek olmalıdır.

Örnek:

F

Bir güzele dedim gözlerin sürmelidir.

Dedi vallahi seni Hint’e sürmelidir.

Dedim ey sevgili al bu gece beni!

Dedi boşuna yorulma bütün kapılar sürmelidir.

Dizelerde geçen “sürmelidir” sözcüklerinin yazılışları aynı olmasına rağmen anlamları birbirinden farklıdır. Bu nedenle bu tür söz- cüklere eş sesli kelimeler adı verilir.

Hem yazılışları aynı olan hem de ara- larında anlam bağı bulunan sözcüklere

“kökteş (ortak köklü) sözcük” denir. Bu sözcükler bir anlamıyla isim, diğer an- lamıyla fiil kökünde olur.

Not

Örnek:

F

Evimizi sonunda boyadık. (eylem kökü)

F

Bu boya çok güzel. (isim kökü) Yukarıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin yazımı aynıdır. Bu sözcüklerin anlamları da birbiri ile ilgili olduğundan bu sözcükler sesteşlik özelliği göstermez. Bu tür kelime- lere kökteş (ikiz kök, ortak kök) sözcükler denir.

Anlamları ve söylenişleri birbirinden farklı olup yazılışları düzeltme işa- retiyle (^) ayrılan sözcükler eş sesli sayılmaz.

F

hala (babanın kız kardeşi) hâlâ (henüz)

F

adet (tane) âdet (gelenek)

Not

EŞ ANLAMLI (ANLAMDAŞ) SÖZCÜKLER

Yazılışları farklı, anlamları aynı olan sözcüklere eş anlamlı sözcük denir. Eş anlamlı sözcükler kalıplaşmış söz öbek- leri dışında genellikle birbirlerinin yerine kullanılabilir.

Örnek:

Sözcük Eş Anlamlısı

konuk misafir

yasa kanun

tabiat doğa

ulus millet

şüphe kuşku

Bir sözcüğün, başka bir sözcüğün eş anlamlısı olabilmesi için cüm- lede yerine kullanıldığı sözcüğün anlamını tamamen karşılaması ge- rekir.

F

“Koyu sohbetlerini bölmek isteme- dim.” cümlesindeki ”koyu” sözcü- ğünün eş anlamlısı “derin” sözcü- ğü olur.

F

“Çayın koyu değil mi?” cümlesin- de ise “koyu” sözcüğünün eş an- lamlısı “demli” olur.

Not

(9)

8

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zıt anlamlı kelimeler yoktur?

A) Çok satış yaptı ama az kâr etti.

B) Sonunda aradığı kitabı buldu.

C) Çocuk önce ödevini yaptı, sonra uyudu.

D) Adam uzun yolu kısa zamanda yü- rüdü.

Örnek:

A’da "çok - az", C’de "önce - sonra", D’de

"uzun - kısa" sözcükleri zıt anlamlıyken B’de böyle bir durum yoktur.

Cevap: B Çözüm:

YAKIN ANLAMLI SÖZCÜKLER

Anlamca birbiri ile ilgili olan ve gerekti- ğinde birbirinin yerine kullanılabilen söz ya da söz öbekleri yakın anlamlıdır.

Sınavlarda bu konudan soru gelme ihtimali oldukça yüksektir. Bu ko- nuyla ilgili;

…..altı çizili sözle anlatılmak istenen nedir?

…..altı çizili sözün cümleye kattığı anlam nedir?

…..altı çizili sözlerden hangileri ya- kın anlamlıdır?

tarzında soru kalıpları karşınıza çı- kacaktır.

Not

Örnek:

“O arkadaşımız öteden beri bütün işleri- ni üstünkörü yapar.”

Yukarıdaki cümlede renkli yazılan sözcü- ğün yerine “gelişigüzel, öylesine, özensiz- ce, baştan savma” gibi ifadeleri kullanabi- liriz. İşte bu tür sözcüklere yakın anlamlı sözcükler denir.

ZIT (KARŞIT) ANLAMLI SÖZCÜKLER

Anlam bakımından birbiriyle çelişen sözcüklerdir. Ancak zıt sözcüklerle du- rumların karşıtlığını birbiriyle karıştırma- mak gerekir.

Örnek:

F

Uzun ince bir yoldayım Gidiyorum gündüz gece

Yukarıdaki dizelerde gece ve gündüz söz- cükleri zıt anlamlı sözcüklerdir.

Örnek:

F

Ağustosta buz tutar yüreğim.

Bu dizede ise zıt anlamlı sözcükler olma- masına rağmen karşıtlık anlamı vardır.

Çünkü ağustosta havalar çok sıcak olur ancak şair buz tuttuğunu ifade etmektedir.

Sözcük Karşıt Anlamlısı

gelmek gitmek

çalışkan tembel

doğmak ölmek

ağlamak gülmek

Verilen sözcükler anlam bakımından zıt özellik göstermektedir.

Dilimizde her sözcüğün zıt anlamlısı yoktur. Sözcüklerin olumlu-olumsuz biçimleri zıt anlam taşımaz.

F

Sesli → sessiz → (olumsuz anlam)

F

Öter → ötmez → (olumsuz anlam) Not

(10)

9 Örnek:

F

Çocuk sevgiyle büyür. (bütün çocuklar

→ genel anlamlı)

Çocuk az önce buradaydı. (tek çocuk

→ özel anlamlı)

YANSIMA SÖZCÜKLER

Doğadaki sözcüklerin taklidi olan söz- cüklere yansıma sözcükler denir. Tüm yansıma sözcüklerin kökü isimdir.

Örnek:

F

tak, tuk, vız, güm, şır, hav, miyav, hor, fıs, gür, şak, pat, çat, şangır...

F

Sen döndükçe ardın sıra melerim.

F

Şu homurtuyu kesin lütfen!

F

Suyun şırıltısına kapılıp orada uyuyu- vermişim.

Yansımalar ses-anlam ilişkisi olan söz- cüklerdir. Bu nedenle; “kişnemek, ötüş- mek, parıltı…” sözcükleri yansıma de- ğildir. Çünkü bu sözcüklerde sesin taklit edilmesi yoktur.

Not

Aşağıdakilerden hangisi yansımadan doğmuş bir sözcük değildir?

A) Şırıldamak B) Horlamak C) Gıcırdamak D) Köpürmek

Örnek:

"Şırıldamak, horlamak, gıcırdamak" söz- cükleri doğadaki seslerin taklidiyle ya- pılmıştır. D seçeneğindeki “köpürmek”

sözcüğü yansımadan doğmuş bir kelime değildir.

Cevap: D Çözüm:

SOMUT VE SOYUT ANLAMLI SÖZCÜKLER SOMUT ANLAMLI SÖZCÜKLER

Beş duyu organımızdan biri veya birkaçı ile algılayabildiğimiz kavramları karşıla- yan sözcüklere somut anlamlı sözcükler denir.

F

Hava, ışık, ısı, lamba, rüzgâr, kalem, kitap, araba, ses, koku...

SOYUT ANLAMLI SÖZCÜKLER

Beş duyu organımızın hiçbirisi ile algı- layamadığımız, varlığını akıl veya sezgi yoluyla bildiğimiz kavramları karşılayan sözcüklere soyut anlamlı sözcükler de- nir.

F

Rüya, zekâ, endişe, korku, sevgi, öfke, güzellik…

Bir sözcük gerçekte somut iken kulla- nıldığı cümleye göre soyut, soyut an- lamlı bir sözcükken de cümle içinde somut anlam kazanabilir.

Not

Soyut anlamlı bir sözcük bazen cümle içinde benzetme yoluyla somut anlamda kullanılabilir. Buna somutlaştırma denir:

F

“Öfke, kızgın bir lav kütlesidir; değdiği yeri yakar.” cümlesinde soyut bir kav- ram olan “öfke”, “kızgın bir lav kütlesi"ne benzetilerek somutlaştırılmıştır.

Somut anlamlı bir sözcük bazen cümle içinde soyut anlamda kullanılabilir. Buna da soyutlaştırma denir:

F

“Ahmet, konuşmasıyla sohbetimize renk katıyordu.” cümlesinde somut bir kavram olan “renk” sözcüğü, "güzellik"

anlamına gelecek şekilde kullanılarak soyutlaştırılmıştır.

GENEL VE ÖZEL ANLAMLI SÖZCÜKLER

Anlam çerçevesi geniş olan sözcükle- re genel anlamlı, dar olan sözcüklere de özel anlamlı sözcükler denir. Genel anlamlı sözcük bir türün tamamını, özel anlamlı sözcük de türün birini ya da bir kısmını kapsar.

(11)

10

Çıkmış soruları incelediğimizde MEB’in ikilemelerle ilgili dört şekilde soru sor- duğunu görüyoruz:

1. İkilemenin cümleye kattığı anlam sorulur.

2. İkilemenin türü (sıfat mı zarf mı ol- duğu) sorulur.

3. İkilemenin anlamsal oluşumu (kuru- luşu) sorulur.

4. İkilemenin yazımı sorulur.

Not

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kul- lanılan ikileme yakın anlamlı sözcük- lerden oluşmuştur?

A) Çocuklar okullarına doğru hızlı hızlı ilerliyordu.

B) Yalan yanlış bilgilerle herkesi kan- dırdı.

C) Yavru köpek, kulübesinde az çok yi- yecek bir şeyler buldu.

D) Öğrenciler öğretmenlerini sakin sa- kin dinledi.

Örnek:

A ve D seçeneklerinde kullanılan "hızlı hızlı" ve "sakin sakin" ikilemeleri aynı sözcüğün tekrarı ile oluşturulmuştur. C seçeneğindeki "az çok" ikilemesi de zıt anlamlı kelimelerle oluşturulmuştur. B seçeneğindeki "yalan yanlış" ikilemesi yakın anlamlı olan kelimelerle oluşturul- muştur.

Cevap: B Çözüm:

SÖZ GRUPLARINDA ANLAM İKİLEMELER

Aynı sözcüğün, yakın anlamlı sözcükle- rin, karşıt veya birbirini çağrıştıran söz- cüklerin anlamı güçlendirmek için tekrar edilmesiyle oluşan söz gruplarına ikile- me denir.

İkilemeler farklı yollarla yapılabilir:

Aynı Sözcüğün Tekrarıyla Yapılan İkile- meler:

F

Bu kitabı sayfa sayfa incelemelisin.

F

Ağlaya ağlaya gitti.

F

Uzun uzun düşündük ve nerede hata yaptığımızı bulduk.

Yakın Anlamlı Sözcüklerin Tekrarıyla Yapılan İkilemeler:

F

Doğru dürüst görüşemedik.

F

Evleri de dayalı döşeliymiş.

F

Eş dost herkes oradaydı.

Karşıt Anlamlı veya Olumsuz Sözcükle- rin Tekrarıyla Yapılan İkilemeler:

F

İrili ufaklı çocuklar gördüm.

F

İyi kötü bir şeyler yapıyoruz.

F

Yerli yersiz konuşup herkesi sıktı.

Biri Anlamlı Biri Anlamsız Sözcüklerle Oluşturulan İkilemeler:

F

Ufak tefek biri seni sordu.

F

Ona kapı mapı açmam ben!

F

Eğri büğrü yollardan geçtik.

İkisi de Anlamsız Sözcüklerle Yapılan İkilemeler:

F

Ivır zıvır ne varsa hepsini toplayın.

F

Fazla mırın kırın etmeyin.

F

Annem abur cubur yememizi yasakla- yalı yıllar oldu.

Yansıma Sözcüklerin Tekrarıyla Yapılan İkilemeler:

F

Bu saat tıkır tıkır çalışıyor.

F

Hıçkıra hıçkıra ağlayarak sınıfa gitti.

F

Ateşten çıt çıt sesleri geliyordu.

(12)

11 Deyimler özel anlamlı sözlerdir:

Deyimler genel yargı bildirmez. Deyimler bir kavramı belirtmek için bulunmuş sözler- dir, öğütte bulunmaz. Atasözleri ise genel anlamlı sözlerdir; ders vermek, öğütte bu- lunmak için ortaya konulmuştur. Deyimle atasözünü ayıran en önemli nitelik budur.

Örneğin “İşleyen demir ışıldar.” ifadesi bir atasözüdür ve çalışmanın önemini anlat- maktadır. Bu yargı dünyanın her yerindeki insan için geçerlidir.

Deyimlerin çoğunda kelimeler gerçek anlamlarından uzaklaşıp mecaz anlam kazanmıştır:

F

Çantada keklik, ağzı açık, kulağı delik, abayı yakmak, devede kulak, hapı yut- mak, fol yok yumurta yok, hem nalına hem mıhına, ne şiş yansın ne kebap...

Bazı deyimler ise gerçek anlamlarından uzaklaşmamıştır:

F

İsmi var cismi yok, âdet yerini bulsun, yükte hafif pahada ağır, özrü kabaha- tinden büyük, dosta düşmana karşı, bundan iyisi can sağlığı...

Deyimlerdeki sözcükleri başka söz- cüklerle değiştirmek ya da deyim- leri anlamlarına uygun cümlelerde kullanmamak anlatım bozukluğuna yol açar:

F

“Çocuğun düştüğünü görünce saçlarım diken diken oldu.” cümle- sindeki deyimin aslı “tüyleri diken diken olmak”tır. Dolayısıyla bu cümlede anlatım bozukluğu yapıl- mıştır.

F

“Çok korkmuş, ayaklarına kara su- lar inmişti.” cümlesindeki “ayakla- rına kara sular inmek” deyimi “çok yorulmak” anlamındadır. Bu de- yim bu cümlenin anlamına uygun değildir. Dolayısıyla bu cümlede de anlatım bozukluğu yapılmıştır.

Not DEYİMLER

Deyim, en az iki kelimenin kalıplaşarak yeni bir anlam kazanmasıyla oluşan me- cazlı sözdür. Deyimi oluşturan kelime- lerden biri veya her ikisi anlam kaybına uğrar.

F

Kendi düşüncelerinde ayak diretiyor- du.

F

Korktuğu başına gelmiş, sınavı kaza- namamıştı.

F

Öğrenciler, beni can kulağı ile dinliyor- du.

DEYİMLERİN ÖZELLİKLERİ

Deyimler kalıplaşmış sözlerdir. Deyim- lerdeki sözcüklerin yerleri değiştirile- mez, herhangi biri atılamaz, yerlerine başka kelimeler konulamaz:

F

“Yüzün ak olsun” yerine “yüzün beyaz olsun” denilemez.

F

“Ocağına incir ağacı dikmek” yerine

“ocağına çam ağacı dikmek” denile- mez.

Ama istisnalar yok değildir, "baş başa vermek" ve "kafa kafaya vermek" gibi.

Deyimler kısa ve özlü anlatımlardır. Az sözle çok şey anlatır:

F

“Çam sakızı çoban armağanı”, “dili çö- zül-”, “dilinde tüy bit-”, “dilini yut-” ...

Deyimler en az iki sözcükten oluşur. Bu özellik deyimi mecazdan ayırır. Deyim- ler şu şekillerde olur:

1. Bazı deyimler kelime grubu veya mastar şeklinde olur:

F

kulağı delik

F

kaşla göz arasında

F

pire için yorgan yak-

F

akıntıya kürek çek-

2. Bazı deyimler cümle şeklinde olur. Bun- ların bir kısmı gerçek olaylara ya da hikâyelere dayanır:

F

Dostlar alışverişte görsün.

F

Atı alan Üsküdar’ı geçti.

(13)

12

Bazı atasözleri iki cümleden oluşur:

F

Ev alma, komşu al.

F

Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır.

Bazı atasözleri karşılıklı konuşma şek- lindedir:

F

Tembele dediler “Kapını ört.”, dedi “Yel eser örter.”.

F

Yengece “Niçin yan yan gidersin?” de- mişler,“Bende kabadayılık var.” demiş.

Bazı atasözleri devrik, bazıları da eksil- tili cümle biçimindedir:

F

Tarla çayırda, bağ bayırda... (eksiltili cümle)

F

Besle kargayı, oysun gözünü. (devrik cümle)

Atasözleri sosyal olayların, doğa olayla- rının nasıl olduğunu; insanın ve ait ol- duğu ulusun inanç ve törelerinin neler olduğunu yansıtır:

F

Kız beşikte, çeyiz sandıkta. (Gelenek- le ilgili)

F

Ayağını yorganına göre uzat. (Öğüt ve ahlak dersi verir.)

F

Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır. (Doğa olaylarını anlatır.)

F

Taşıma su ile değirmen dönmez. (Yol gösterir.)

F

Akacak kan damarda durmaz. (İnanış bildirir.)

Bazı atasözleri kinayeli bir söyle- yişe sahiptir yani hem gerçek hem de mecaz anlama gelecek biçimde kullanılabilir.

F

Mum dibine ışık vermez.

F

Armut dibine düşer.

Yukarıdaki örneklerde hem gerçeklik hem de mecaz olma özelliği vardır.

Not ATASÖZLERİ

Atalarımızın engin tecrübeleriyle ortaya koydukları, öğüt ve ders verici, yol gös- terici, kalıplaşmış ve halka mal olmuş özlü sözlere atasözü denir. Atasözlerinin söyleyeni belli değildir.

F

Rüzgâr eken fırtına biçer.

F

Ağaç, yaprağı ile gürler.

F

Güzün gelişi yazdan belli olur.

ATASÖZLERİNİN ÖZELLİKLERİ

Atasözleri kalıplaşmış sözlerdir. Ata- sözlerine sözcük eklenemez, atasözle- rinden sözcük çıkartılamaz ve atasözle- rindeki sözcüklerin yerine eş anlamlıları dahi getirilemez:

F

Ağanın eli tutulmaz. (doğru) Zenginin eli tutulmaz. (yanlış) Atasözleri genellikle mecaz anlamlıdır:

F

Her taş baş yarmaz. (Her korkulan şey tehlikeli değildir.)

F

Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez.

(Büyük çıkar sağlanan yerden ufak te- fek özveriler esirgenmez.)

Atasözlerinin bazıları gerçek anlamlı- dır:

F

Taşıma suyla değirmen dönmez.

F

İyiliğe iyilik olsaydı, koca öküze bıçak olmazdı.

Bazı atasözleri hem gerçek hem de me- caz anlamlıdır:

F

Ağaç yaşken eğilir.

F

Dere geçilirken at değiştirilmez.

Atasözleri genellikle geniş zaman ve emir kipiyle çekimlenir:

F

Arı, bal alacağı çiçeği bilir. (geniş za- man)

F

Bugünün işini yarına bırakma. (emir kipi)

Bazı atasözleri tek cümle değerindedir:

F

Taş yerinde ağırdır.

F

Çiğnemeden yutulmaz.

(14)

13 Örnek:

GÜN 1. Güneş:

F

Gün biraz yükselince ısı, sıcak kırları kapladı.

2. Gündüz:

F

Güneş bütün gün enselerinde boza pişirmiş.

3. Yer yuvarlağının kendi ekseni etrafın- da bir kez dönmesiyle geçen 24 saat- lik süre:

F

Kız kardeşi bir gün olsun canı sıkılma- dan yaşadı Bahçesaray’da.

4. İçinde bulunulan zaman:

F

Aylıkları, günün ihtiyaçları karşısında devede kulak gibi kalıyordu.

5. Zaman, sıra:

F

Biz, bu ihtiyara son günlerinde aklın- dan hiç geçirmediği bir rahatlık sağla- dık.

6. İyi yaşanmış zaman:

F

Zavallı gün görmemiş.

7. Belirli günlerde hanımların konuk ağırlamak için yaptıkları toplantı:

F

Yarın Güler Hanım’ın günü var.

8. Bayram niteliğinde özel gün:

F

Anneler Günü’nde seninle annemize bir hediye alalım.

Örnek:

GİTMEK

F

Bu sabah Ankara’ya gitti. (Bir yere yol almak.)

F

Bu yolun sonu nereye gidiyor? (Var- mak, ulaşmak.)

F

Bu önlük sana üç yıl gider. (Belirli bir süre kullanmak.)

F

Bu kadar para nereye gidiyor. (Harca- mak, kullanmak.)

DEYİMLER VE ATASÖZLERİNİN ORTAK ÖZELLİKLERİ

Kim tarafından söylendikleri belli değil- dir.

Kısa ve özlü sözlerdir.

Kalıplaşmış sözlerdir. Herhangi bir deği- şikliğe uğramazlar.

Genellikle mecaz anlam taşırlar.

DEYİMLER VE ATASÖZLERİ ARASINDAKİ FARKLAR

Atasözleri cümle şeklindedir. Deyimler ise genellikle söz grubu şeklindedir.

F

Söz gümüşse sükut altındır. (atasözü)

F

Etekleri tutuşmak (deyim)

Atasözleri tüm zamanlar için ve herkes için geçerlidir. Deyimler ise anlık durum- lar ve sözü söyleyen kişi için geçerlidir.

Atasözleri öğüt verir, deyimler ise sade- ce içinde bulunulan durumları bildirir.

F

“Damlaya damlaya göl olur.” sözü ders verdiği için atasözüdür.

F

“Göz dikmek” sözü, ders verme amacı taşımayan bir deyimdir.

ÖZDEYİŞLER

Bilge kişilerin, kültürlü insanların söyle- dikleri kısa, yoğun anlamlı sözlere özde- yiş denir.

Özdeyişlerin atasözlerinden farklı olarak söyleyeni bellidir.

F

“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fen- dir.” (M. Kemal Atatürk)

F

“İyi dostu olanın aynaya ihtiyacı yok- tur.” (Mevlana)

SÖZCÜKTE ÇOK ANLAMLILIK

Belli bir kavramı veya nesneyi karşıla- mak için kullanılan bir sözcük değişik nedenlerden dolayı birçok kavramı veya nesneyi karşılayacak duruma gelerek anlam genişlemesine uğrayabilir. Bu özellikteki sözcüklere çok anlamlı söz- cükler denir.

(15)

14

4. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcük- lerin yay ayraç içinde istenen karşılıkla- rını bulunuz ve bulmacadaki ilgili yerle- re yerleştiriniz.

A B C D

I.

II.

III.

IV.

Soldan Sağa

I. Kaç tane ekmek alacağız. (Eş an- lam)

II. Ben bu işin acemisiyim. (Zıt anlam) III. Dün bana çok ters davrandın. (Yakın

anlam)

IV. Bugün farklı derslere çalıştım. (Zıt anlam)

Buna göre bulmacanın C sütununda yer alan harfler aşağıdakilerden han- gisinde doğru verilmiştir?

A) N S T E

B) S T E N

C) E S T N

D) E T S N

5. Yağmur gibidir çocuk I

Toprak olmayı bileni En azından gülümseyeni Besler pamuktan elleriyle

II .

Yüreğinde özenle koruduğu Sevgi tohumuyla

III

yeşerir

Ve huzur verir kısık gözleriyle IV

.

Bu dizelerde altı çizili söz grupları- nın hangisinde soyut bir kavram so- mutlaştırılarak anlatılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV

TEST - 1

1 ve 2. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız.

Sakarya Nehri, Kızılırmak ve Fırat nehirle- rinden sonra Türkiye’nin en uzun üçüncü akarsuyudur. Onu besleyen en önemli kol- ları Porsuk Çayı, Ankara Çayı ve en kısa olanı Çark Suyu’dur. Nehir ismini, Yunan mitolojisindeki Sangarius’tan almaktadır.

1. Parçadaki “besleyen” sözcüğünün cümleye kattığı anlam aşağıdakiler- den hangisidir?

A) Eklenmek, katılarak çoğaltmak B) Bir şeyin sağlamca durmasını sağ-

lamak

C) Yetiştirmek ya da bakmak D) Birinin geçimini sağlamak

2. Parçadaki altı çizili “kolları” sözcüğü- nün anlam ilgisi aşağıdaki cümlele- rin hangisinde vardır?

A) Yeşil gözleri adeta parlıyordu.

B) Masanın ayağını sağlamlaştırmalıyız.

C) Kollarındaki ağrıya dayanamıyordu.

D) Sevinçten ağzı kulaklarına varmış.

3. Eksiksiz

1 tanım yoktur. Tanımlanan kav- ramlar, her zaman tanımlarıyla birebir örtüşmez

2 . Bu, tanımın doğasından 3 gelir biraz da. Çünkü tanımlama, kavramı belirli sınırlar içine çekme

4

, bir tür yoğun-

laştırmadır.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerle ilgili olarak verilen açıklamalardan hangisi yanlıştır?

A) 1 - Noksanlıkların olduğu B) 2 - Tam olarak uyuşmaz C) 3 - Yapısal özelliğinden D) 4 - Alanı daraltma

(16)

15 6. Öğretmen, öğrencilerinden aşağıda verilen görseli anlatan bir metin yazmalarını ve bu

metinde geçen kelimelerden dört tane seçip eş ve zıt anlamlarını bulmalarını istemiştir.

Aşağıda verilen tablo Mehmet adlı bir öğrenciye aittir.

Balık ziyafeti herkesin ho- şuna gitmişti. Yemeğin üs- tüne ballı manda yoğurdu verdiler. Bu, aynı zamanda balığın taze olduğunu gös- teriyordu. Tadına ve mal- zemelerin çeşidine bakınca burada yapılan balığın ne- den bu kadar meşhur oldu- ğu anlaşıldı. Gerçekten bu şehirde bin bir çeşit vardı.

KELİMELER ARASINDAKİ İLİŞKİLER E: Eş anlamlı

Z: Zıt anlamlı X: İlişki yok

Şölen Bayat Hakikat Tür Bölüm

I- Ziyafet E X X X X

II- Taze X Z X X X

III- Gerçek X X E Z X

IV- Çeşit X X X E E

Buna göre Mehmet, kaç numaralı kelimelerin eşleştirilmesinde yanlış işaretle- me yapmıştır?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve III D) III ve IV

7. “Uçağa yetişemeyince biletim yandı.”

Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde bu cümledeki altı çizili sözcüğün karşıt anlamlısına yer verilmiştir?

A) İtfaiye yangını zorla söndürdü.

B) Lamba sönünce karanlıkta kaldık.

C) Bu kış çok soğuk geçecek.

D) Eski pasaportum hala geçerliymiş.

8. “Bir kelimenin gerçek anlamının dışın- da kullanılmasına mecaz anlam denir.”

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde mecaz anlamlı bir kelime yoktur?

A) Ayşe, dişlerine köprü yaptırdı.

B) Onunla aramızdaki bağ da koptu.

C) Etrafa keskin bir koku yayıldı.

D) Benden gizli bir şeyler çevirdiğine eminim.

(17)

16

12. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi diğerlerinden farklı bir anlam bildir- mektedir?

A) El elin eşeğini türkü çağırarak arar.

B) Birlikten kuvvet doğar.

C) Yalnız taş duvar olmaz.

D) Bir elin nesi var iki elin sesi var.

13. “Büyük” sözcüğü aşağıdaki cümle- lerin hangisinde “önemli” anlamında kullanılmıştır?

A) Başarısızlığının en büyük sebebi il- gisizlikti.

B) Piyangodan ona büyük para çıkmıştı.

C) İhaleden büyük bir arsa aldık.

D) Büyüklerine saygılı olmayı bilmelisin.

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansıma sözcük yoktur?

A) Kapının gıcırtısı bizi iyice rahatsız etmeye başlamıştı.

B) Dün gece bahçedeki köpeklerin havlamasıyla uyandık.

C) Su şırıltısı kadar insanı dinlendiren bir şey yok.

D) Ormanda, kuşların ötüşmeleri eşli- ğinde kamp yaptık.

15. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde mecaz anlamda kullanılmış bir söz- cük yoktur?

A) Herkes bir araya gelince sohbet de renklendi.

B) O tatsız olaydan sonra seyirciler sta- dı terk etti.

C) Suratına top çarpan futbolcunun burnu kanadı.

D) Kendisi hakkında konuşulanları du- yunca biraz bozuldu.

9. Bahçesindeki bitkilere I

çok hassas dav- ranıyordu. Güllerin

II

, bahçedeki diğer çiçeklerden

III

ayrı bir yeri vardı. Hele kırmızı gülleri

IV

çocukları gibi görüyordu.

Parçadaki numaralandırılmış söz- cüklerin genelden özele sıralaması hangi seçenekte doğru verilmiştir?

A) I-II-III-IV B) II-IV-I-III C) IV-II-III-I D) I-III-II-IV

10. “Kökü geçmişe dayanan güzel bir dost- lukları vardı.” cümlesindeki altı çizili sözcüğün karşıt anlamlısı aşağıdaki cümlelerin hangisinde kullanılmış- tır?

A) Bu işten geri adım atmak ona yakış- mazdı.

B) Bu kalabalıkta onun yanına nasıl gi- deceğim.

C) Çocukların geleceğini inşa etmek büyüklerin görevidir.

D) Başımızın üzerinde, nereden geldiği belli olmayan bir rüzgâr esiyordu.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özelden genele doğru bir anlatım vardır?

A) Tiyatro en sevdiğim sanat dalıdır.

B) Petrol ürünlerinden benzine zam geldi.

C) Kalem, insanlığın var olma serüve- ninde önemli rol oynar.

D) Müzik türleri içerisinde ilgimi en çok sanat müziği çeker.

(18)

17 16. Aşağıdaki şekillerde numaralanmış bölümlere, çevresindeki sözcük veya söz grupları-

nın çağrıştırdığı en uygun kavram yazılmak istenmektedir.

Sevgi

I

Arkadaş Aile

Kabiliyet

II

Özen Gayret

Şiir

III

Sanat Yazar

Buna göre, numaralanmış yerlere getirilecek kavramlar aşağıdakilerin hangisin- de doğru verilmiştir?

I II III

A) Birliktelik Cesaret Tarih

B) Temizlik İletişim Gelecek

C) Cesaret İletişim Duygular

D) Samimiyet Başarı Edebiyat

17. Anlamlar

• Satmak

• Öyle yorumlamak

• Bir duruma yol açmak

• Katmak, kazandırmak

Cümleler 1. Dolu, ekinlere zarar verdi.

2. Baharatlar, yemeğe tat verir.

3. Arabayı çok ucuza verdik.

4. Başının ağrısını soğuk havaya verdi.

5. Sürekli cevap vermesine sinirlenmişti.

6. İki saat ders verince yoruldu.

“Vermek” sözcüğünün yukarıdaki anlamlarıyla numaralandırılmış cümleler eş- leştirildiğinde hangi iki cümle dışta kalır?

A) 2 - 5 B) 1 - 6 C) 3 - 4 D) 5 - 6

18. Tiyatro, bir sahnede seyircilerin önünde oyunların sergilenmesi amacıyla hazırlanmış gösterilerdir. Farklı bir şekilde duyguların ve olayların jest ve konuşmalarla anlatılma- sıdır.

Bu parçada geçen aşağıdaki sözcüklerden hangileri bir tiyatro terimleri sözlü- ğünde bulunabilir?

A) Sahne, oyun, konuşma, olay, olgu B) Seyirci, olay, konuşma, duygu, jest C) Oyun, seyirci, tiyatro, sahne, jest D) Sahne, seyirci, tiyatro, duygu, jest

(19)

18

TEST - 2

1. Dedesi Erhan’a telaşla ve sabırsızca yapılan işlerin, genellikle kötü sonuçlar doğurduğunu ve kimseye faydasının olmadığını, atasözlerini de kullanarak anlatmıştır.

Buna göre dedesi Erhan’a aşağıdaki atasözlerinden hangisini söylemiş olamaz?

A) Acele; bir ağaçtır, meyvesi pişman- lıktır.

B) Acele ile menzil alınmaz.

C) Acele giden yol alır.

D) Acele işe şeytan karışır.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde iki- leme anlamsal kuruluşu bakımından diğerlerinden farklıdır?

A) Kıyıda irili ufaklı kayalar vardı.

B) İyi kötü çalışıyoruz.

C) Doğru dürüst uyuyamadım.

D) Bu konuyu az çok anladım.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili deyim, açıklamasıyla verilmiş- tir?

A) Yıllarca burnunun dikine gitti, kimse- nin nasihatini dinlemedi.

B) Kardeşlerine sürekli göz kulak olur, kendisine vakit ayıramazdı.

C) Akşamları el ayak çekilince bekçiler sokakları kontrol ederdi.

D) Dostlarının kendilerini niçin terk etti- ğine akıl erdiremiyordu.

4. “El” sözcüğü aşağıdaki seçeneklerin hangisinde bir deyimin içerisinde kullanılmamıştır?

A) Evi de elden gidince ne yapacağını şaşırdı.

B) Sıcak çay elime dökülünce canım çok yandı.

C) Kardeşleri sayesinde ekmek elden su gölden yaşıyordu.

D) Hepimiz el birliği edip bahçemizdeki zararlı otları yolduk.

5. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde hem deyim hem de zaman anlamı ka- tan bir ikileme kullanılmıştır?

A) Sen gittin gideli buraların tadı kaçtı.

B) Güneş, etrafı yavaş yavaş ısıtıyordu.

C) Yaşlı adam merdivenleri usul usul çıkıyordu.

D) Hem vazoyu kırmış hem de arsız ar- sız gülmüştü.

6. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde

“korkmak” veya “heyecanlanmak” an- lamına gelen bir deyim kullanılma- mıştır?

A) Karşısında duran köpeği fark edince yüreği hopladı.

B) Polislerin geldiğini anlayan hırsızın etekleri tutuştu.

C) Sınıf arkadaşları zavallı çocuğa göz- dağı vermişti.

D) Babasını görünce çocuğun yüzü kâ- ğıt gibi olmuştu.

(20)

19 10. “İnsan kendisine kötülük edene iyilik

etmeli, sert davranana bile yumuşak davranmalıdır.” anlamındaki atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sana taşla vurana sen aşla vur.

B) Suyu getiren de bir, testiyi kıran da.

C) Kötü komşu insanı mal sahibi eder.

D) Bir kötünün yedi mahalleye zararı dokunur.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde iki- leme, kuruluşu yönünden diğerlerin- den farklıdır?

A) Yaşına bakmayıp ileri geri laflar edi- yor.

B) Er geç benim şartlarımı kabul ede- cek.

C) Onunla aşağı yukarı iki yıldır görüş- müyoruz.

D) Yalan yanlış sözlerle beni kandıra- mazlar.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde iki- leme “rahatsız edici biçimde, kaba, izin almadan” anlamlarına gelecek şekil- de kullanılmıştır?

A) Seninle iyi kötü anılarımız var.

B) Alışverişte benden izinsiz abur cu- bur almak yok!

C) Öğretmenimiz dersteyken paldır kül- dür içeri girdiler.

D) Davette eski püskü bir elbise giyin- mişti.

7. I. Böyle yalan yanlış sözlere kulak asıl- mamalıdır.

II. Bu dönem sorunlarımızı enine boyu- na tartışalım.

III. Ülkeye adımını atar atmaz yakayı ele vermişti.

IV. Bırakıp gidiyoruz bu dünyayı birer birer.

Yukarıdaki cümlelerin hangisinde, ikileme cümleye “ayrıntılı olarak” anla- mı katmıştır?

A) I B) II C) III D) IV

8. İsimlerin yerini tutan sözcüklere zamir denir. Zamirlerin tekrarlanması yoluyla ikileme oluşturulabilir.

Aşağıdakilerden hangisinde bu açık- lamayı örnekleyen bir kullanım var- dır?

A) Onu, yalan yanlış sözlerle kandırdı.

B) Son gördüğümde hızlı hızlı yürüyor- du.

C) Bu işte az çok onun da payı var.

D) Onun bunun sözlerine asla kanma.

9. “Çıkmadık candan umut kesilmez.” ata- sözüyle yakın anlamlı olan atasözü aşağıdakilerden hangisinde veril- miştir?

A) Ay var yılı besler, yıl var günü besler.

B) Bugün bana ise yarın sana.

C) Gün doğmadan neler doğar.

D) Deliye her gün bayram.

(21)

20

13.

B A Y K U Ş L A R

Baykuşlar, diğer yırtıcı kuşlardan farklı

I olarak, genellikle avlarını bir bütün olarak yutar. Büyük

II

avlar yakaladıklarındaysa avlarını çengel biçimindeki güçlü

III

gagalarıyla parçalara ayırıp yutarlar. Baykuşlar avlarını yuttuklarında,

yedikleri önce

IV sindirim sistemlerinin taşlık adı verilen bölümüne gider. Yedik- leri besinler burada parçalandıktan sonra mideye iner. Avın kemik ve benzeri sert bölümleri, kılları, tüyleri sindirilemez. Bunlar mide tarafından taşlığa geri gönderilir. Ardından bu parçalar bir topak halinde baykuş tarafından kusula- rak çıkarılır. İşte bu kütleye pelet adı verilir.

K L M N P

I II III IV

Numaralanmış altı çizili söz- cüklerin aşağıda belirtilen anlamlarını bulunuz ve verilen bulmacaya yerleştiriniz.

I- Zıt anlam II- Zıt anlam III- Zıt anlam IV- Zıt anlam

Buna göre bulmacanın L sütununda yer alan harfler aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?

A) N

Ç A O

B) Y

Ü A O

C) N

Ü A R

D) I

K A R

(22)

21 17. İşlerini

I

bitirebilmek II

için bütün gün III koşturdu

IV .

Numaralanmış sözcüklerden hangisi mecaz anlamlıdır?

A) III B) IV C) II D) I

18. Atasözleri, genellikle geniş zaman ki- piyle çekimlenmiş yüklemlere sahiptir.

Aşağıdaki atasözlerinden hangisi bu açıklamaya örnek oluşturmaz?

A) Acı patlıcanı kırağı çalmaz.

B) Baba koruk yer, oğlunun dişi kama- şır.

C) Dost ile ye iç, alışveriş etme.

D) Erken kalkan yol alır.

19. Fatih, İstanbul’un Fethi’nde büyük toplar yaptırmıştır. Bu topları Türklerden öğre- nen Avrupa, topu Orta Çağ’ın yönetim şekli olan feodaliteyi yıkmakta kullan- mıştır.

Buna göre;

I. Gerçek anlamlı sözcük II. Terim anlamlı sözcük III. Zıt anlamı olan sözcük

yukarıdaki metinde hangileri vardır?

A) Yalnız II B) I ve II C) I ve III D) I, II ve III 14. I. Söz gümüşse sükut altındır.

II. İki dinle, bir söyle.

III. Körle yatan şaşı kalkar.

IV. Bal, demekle ağız tatlı olmaz.

Atasözlerinden hangileri yakın an- lamlıdır?

A) I ve III B) I ve II C) II ve IV D) III ve IV

15. I. Zil çalar çalmaz sınıftan çıktılar.

II. Yıllarca olur olmaz işlerde çalıştı.

III. Vakitli vakitsiz öterdi horozlar.

IV. Haberi alır almaz yola koyulduk.

Numaralandırılmış cümlelerde ge- çen ikilemelerden hangi ikisi yakın anlamlıdır?

A) I ve II B) II ve III C) III ve IV D) I ve IV

16. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde altı çizili deyim cümleye ötekilerden farklı bir anlam katmıştır?

A) Sınav sorularını arkadaşlarımla göz- den geçirdik.

B) O, her şeyi ince eleyip sık dokumayı sever.

C) Öğretmenimiz, ödevlerimizi kılı kırk yararcasına inceledi.

D) Tartıştığımız konularda ayrıntıya in- meyi severdi.

(23)

22

TEST - 3

1 - 4. soruları aşağıdaki metinlere göre cevaplayınız.

A Metni

1. A metninde numaralandırılan cümlelerin hangilerinde deyim kullanılmıştır ? A) II, IV, V ve VI B) I, II, III ve IV C) II, V, VI ve VII D) I, III, V ve VII

2. A metninde altı çizili olarak verilen ikilemenin oluşum şekli aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yansıma sözcüklerin tekrarıyla B) Biri anlamlı biri anlamsız sözcüklerle C) Eş anlamlı sözcüklerin tekrarıyla

D) Karşıt anlamlı veya olumsuz sözcüklerin tekrarıyla

B Metni

3. B metnindeki kaç numaralı cümlede geçen altı çizili sözcük gerçek anlamda kul- lanılmıştır?

A) II B) III C) V D) VII

4. B metnindeki I ve VI numaralı cümlelerdeki ikilemelerin oluşma şekilleri sırasıy- la aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?

A) I - Biri anlamlı biri anlamsız sözcüklerden oluşan ikileme VI - İkisi de anlamsız olan sözcüklerden oluşan ikileme B) I - Her iki sözcüğü anlamsız olan ikileme

VI - Zıt anlamlı sözcüklerin oluşturduğu ikileme C) I - Aynı sözcüğün tekrarıyla oluşan ikileme

VI - Biri anlamlı biri anlamsız sözcüklerden oluşan ikileme D) I - Aynı sözcüğün tekrarıyla oluşan ikileme

VI - Zıt anlamlı sözcüklerin bir araya getirilmesi ile oluşan ikileme

(24)

23 5. Deyimler sözlerimizin anlaşılmasını

kolaylaştıran, anlatımı renklendiren ve dakikalarca konuşarak ifade edemeye- ceğimiz fikirleri bir çırpıda dile getiren kalıplardır. Bu kalıplar dilimize yerleş- miştir ve anlamları hemen herkes tara- fından bilinir. Örneğin sözü konu ile hiç- bir ilgisi olmayacak bir biçimde anlamak ..., çok özlemek anlamında ..., bir konuda birinin görüşü- nü sormak anlamında ... deyi- mini kullanırız.

Aşağıdakilerden hangisi bu metinde boş bırakılan yerlerden birine getiri- lemez?

A) göze gelmek B) akıl danışmak

C) bayram haftasını mangal tahtası an- lamak

D) burnunda tütmek

6. • Bütün gün ders çalıştı.

• Doğum günüme az kalmıştı.

• Gün doğmadan neler doğar.

• Kadıncağız gün yüzü görmemiş.

Yukarıdaki cümlelerde “gün” sözcü- ğü kaç farklı anlamda kullanılmıştır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zıt anlamlı sözcükler bir arada kullanıl- mamıştır?

A) Dar sokaktan geçince geniş bir cad- deye çıktık.

B) Her zorluğun bir kolaylığı olduğunu bilmelisin.

C) Sorununu anlatmış ama kimse ona yardımcı olmamış.

D) Siz o yollardan giderken biz geliyor- duk.

8. Türkçedeki bazı harflerin Mors alfabe- sindeki karşılıkları aşağıda verilmiştir.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi

“ufak tefek; kısa boylu kimseler” için kullanılan deyimin Mors alfabesine göre yazımıdır?

A)

B)

C)

D)

9. “Duvar” sözcüğü aşağıdaki cümlele- rin hangisinde mecaz anlamda kulla- nılmıştır?

A) Evin duvarı depremde çatlamış.

B) Fotoğrafını televizyonun karşısında- ki duvara astı.

C) Sınavı kazanmak, bana aşılmaz bir duvar gibi geliyor.

D) Çocuklar duvara resim çizmişler.

(25)

24

13. I. Rüyasında gördükleri gerçek oldu.

II. İçeri çok soğuk, sobayı yakalım.

III. Sevdamı bu şiirle anlatmak istedim.

IV. İdeallerini kısa sürede gerçekleştire- bilirsin.

Numaralanmış cümlelerin hangisin- de altı çizili sözcük somut anlamlı- dır?

A) I B) II C) III D) IV

14. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi somut bir anlam taşımamak- tadır?

A) Geniş düşünürsen hoşgörünün in- san için vazgeçilmez olduğunu an- larsın.

B) Bu şehrin sokakları çok dardı.

C) Ilık bir duş yapmak vücuda iyi gele- bilir.

D) Evlerinin büyük bahçesinde toplantı yaptı.

15. Aşağıdakilerin hangisinde “yansıma”

bir sözcük kullanılmıştır?

A) Bu sabah kuşların ötüşü ile uyan- dım.

B) Hayvanat bahçesindeki aslanın kük- remesi çok korkunçtu.

C) Yemyeşil çimenlerdeki minik kuzular meleşiyordu.

D) Yarışa hazırlanan atlar kişniyordu.

10. Bu olayda mutlaka onun da parmağı vardır.

Mecaz

Anlam Gerçek

Anlam Dilimizde ekler,

sözcüklerin sonlarına gelir.

Mecaz

Anlam Gerçek Anlam

Yolun sonunu ben de merak ediyordum.

Mecaz

Anlam Gerçek Anlam

Yukarıdaki altı çizili sözcüklerin an- lamlarıyla ilgili etkinlik doğru olarak tamamlandığında hangi sembole ulaşılır?

A) B) C) D)

11. Aşağıdaki cümlelerde kullanılan iki- lemelerden hangisinin sözcükleri tek başına kullanılamaz?

A) Mırın kırın etme de olanları anlat.

B) Seninle uzun uzun konuşmayı özle- mişim.

C) Koşa koşa yanıma geldi.

D) Yalan yanlış bilgiler vermiş.

12. Aşağıdaki cümlelerde bulunan altı çizili sözcüklerden hangisinin seste- şi yoktur?

A) İstediklerini alırım yeter ki sen gül.

B) Bütün yazı kitap okuyarak geçirdi.

C) Yılanı gören at birden şaha kalktı.

D) Koşarken çok kötü düştüm.

(26)

25

TEST - 4

1 ve 2. soruları aşağıdaki görsele göre cevaplayınız.

Aa . —. . Rr . — .

Bb — . . . İi — — .— Ss . . .

Cc — . — . Jj . — — — Şş — . . — .

Çç . . — . . Kk — . — Tt

Dd — . . Ll . — . . Uu . . —

Ee . Mm — — Üü . . . — .

Ff . . — . Nn — . Vv . . . —

Gg — — . Oo — — — Yy — . — —

Ğg — . . — Öö . . —. — Zz — — . .

Hh . . . . Pp . — — .

1. Buna göre aşağıdakilerden hangisi “yol almak” deyiminin Mors alfabesi ile yazı- lışını karşılar?

yol almak

A) — . — — — — — . — . . . . — — . . . — . — . . — . — — . — . — B) — . — — — — — . — . . . . . — . . — . — — . — . — C) — . — — — — — . — . . . — . — . . — — . — — . — D) — . — — — — — . — . . . — — — . . . — . . — — . — . —

2. Görselde verilen Mors alfabesine göre “başarmak” sözcüğünün doğru yazılışı aşağıdakilerden hangisidir?

A) — . . . . — — . . — . . — . — . . .

B) — . . . . — — . . — . . — . — . — — . — — . — C) — . . . . — — . . — . . — . . . — — — . — — . — D) — . . . . — — . . — . . — . . . — — . — — . . . — . . 3. Aşağıdakilerden hangisi “Ağaç yaş

iken eğilir.” atasözünde geçen söz- cüklerden birinin yakın anlamlısı olamaz?

A) Fidan B) Islak

C) Bükülmek D) Kuru

4. Aşağıdakilerden hangisinde “terim anlamlı” bir sözcük kullanılmamıştır?

A) Yarın hava çok güzel olacakmış.

B) Haftaya fiilleri işleyeceğiz.

C) Dünkü maçta bana üç faul yapıldı.

D) Oyunun en güzel kısmı üçüncü per- desiydi.

(27)

26

8.

Bu parçalarda geçen eş sesli söz- cükler aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?

Eğitim Çocuklarımız A) yaz, temel,

at, el el

B) yaz, at, el, is an, el, ol C) temel, at, baş an, san, hâl

D) ad, is, gel, az gel, san, yavan, hâl

9. Aşağıdakilerden hangisinde “ileri”

sözcüğünün zıt anlamlısı kullanıl- mıştır?

A) Yüksek yerlerde tanıdığının olduğu- nu söylüyordu.

B) Kendini bu konuda sürekli geri plan- da tutuyordu.

C) Bu durumu hemen yakınlarına haber vermeliyiz.

D) Bu işin sorumlusunu uzaklarda ara- mamalıyız.

5. Aşağıdakilerin hangisinde “Çocukla- rımız gelecek günlerimizin teminatıdır.”

cümlesindeki altı çizili sözcüğün zıt anlamlısı kullanılmıştır?

A) Geçmişini unutan bir milletin gele- ceği de olmaz.

B) Güzel günlerin yakın olduğuna ina- nıyorum.

C) Yarınlarımızı düşünüyorsak bugün çok çalışmalıyız.

D) Bugünün işini yarına bırakmamalı- yız.

6. Bir sözcüğün gerçek anlamından uzak- laşarak yeni bir anlam kazanmasına

“mecaz anlam” denir.

Buna göre aşağıdakilerden hangi- sinde mecaz anlamlı bir sözcük kul- lanılmamıştır?

A) Mesleğini zirvede bırakmaya karar- lıydı.

B) Bu konudaki çabaları sonuç verme- ye başladı.

C) Öğretmenimizin sözlerinden sonra sınıfın ortamı bir anda buz gibi oldu.

D) Çok düz fikirleri olduğu için bize ayak uyduramıyordu.

7. Aşağıdakilerden hangisinde geçen altı çizili sözcük temel anlamında kullanılmamıştır?

A) Dedem birden yerinden doğrularak

“Hadi köye gidiyoruz.” dedi.

B) Akşam karanlığında birden çıkmaz yola girdik.

C) Haberi duyunca birden gözleri dol- du.

D) Başarının kapısını aralamak bizim elimizdedir.

(28)

27 10. I. Somut anlamlı kelimeler, beş

duyu organımızla algılayabildiği- miz isimleri karşılamaktadır. Kok- lama, işitme, tatma, dokunma ve görme duyularından en az biriyle hissedebildiğimiz tüm varlıklar so- muttur.

II. Soyut anlamlı kelimeler, ge- nellikle beş duyu organımızla algılayamadığımız kavramları ifade etmek için kullanılır. Soyut kelimeler dokunamadığımız, gö- remediğimiz, duyamadığımız, tadına bakamadığımız veya kok- layamadığımız kavramlardır.

Bu açıklamalara göre aşağıdakiler- den hangisinde II. grup içerisinde değerlendirilecek bir sözcük yoktur?

A) Kurtlar, düşman saldırısına karşı gözleri açık uyurlar.

B) Akşam oldu, hüzünlendim ben yine.

C) Doğayla baş başa, huzurlu bir gün geçirdik.

D) Rüyamda gökyüzünde bir kuş gibi süzülüyordum.

11. Soyut bir anlam ifade eden bir kelime- nin, somut bir kavram veya durumu ifa- de etmek için kullanılmasına “somutlaş- tırma” denilmektedir.

Buna göre aşağıdakilerin hangisin- de buna örnek vardır?

A) Yufka kalbi ile yapılanlara daha fazla dayanamadı.

B) Bu dersi çok daha kolay öğrenebil- menin bir yolu olmalı.

C) Bu soğuklukla kimseyle yakınlık ku- ramayacağı belliydi.

D) Bu yılki şehirler arası bilgi yarışma- sında genç zihinler yarışacak.

12. Aşağıdakilerden hangisinde mecaz anlamlı bir sözcük yoktur?

A) Onun küçüklükten beri gözü hep yükseklerdeydi.

B) Bu durumda mutlaka onun da par- mağı vardır.

C) O her zaman olaylara karşı kör ve sağırdır.

D) Kuşun kanadındaki yarayı iyileştir- meye çalışıyoruz.

13. Aşağıdakilerden hangisinde eş an- lamlı sözcükler yanlış eşleştirilmiş- tir?

A) hayat → yaşam B) hayal → düş C) yapıt → bina D) sene → yıl

14. Aşağıdakilerin hangisinde soyut an- lamlı bir sözcük kullanılmamıştır?

A) Bu çocuğun zekâsından hiçbir za- man endişemiz olmadı.

B) Bu konuda endişelenmekte son de- rece haklı olduğunu söyleyebilirim.

C) Buralarda hava sıcaklığı gün geçtik- çe artıyordu.

D) Böyle söyleyeceğini bilseydim yıllar önce bu güzelliklere dikkat ederdim.

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ge- nelden özele bir kullanım vardır?

A) Evimizin kedisi Minnoş’u evcil hay- van değil evimizin bir parçası olarak görüyoruz.

B) Bence evde yetiştirilebilecek en gü- zel bitki rengârenk menekşelerdir.

C) İnsan, aklı ile ön plana çıkan bir can- lıdır.

D) Uygun olan her yere ağaç dikelim ki ileride ormanlarımızın da sayısı artsın.

(29)

28

TEST - 5

1, 2 ve 3. soruları aşağıdaki grafiğe göre cevaplayınız.

Mektep Gece Enlem Yol Korku

%100

%75

%50

%25

%0

7/A Sınıfının Sözcükte Anlam Etkinlik Grafiği

%

Sözcükler

1. Grafikte verilen bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Eş anlamlısı olan sözcüğü bilenler ile soyut anlamlı sözcüğü bilenlerin oranı eşittir.

B) Zıt anlamlısı olan sözcüğü bilenlerin oranı %75’tir.

C) Terim anlamlı sözcüğü bilenlerin oranı soyut anlamlı sözcüğü bilenlerden azdır.

D) Eş seslisi olan sözcüğü bilenlerin oranı diğerlerinden fazladır.

2. Grafiğe göre en fazla doğru cevap verilenler sıralandığında üçüncü sırada aşa- ğıdakilerden hangisi yer alır?

A) Eş anlamlı B) Eş sesli C) Soyut anlamlı D) Terim anlamlı

3. Grafikte verilen sözcüklerin özellikleri aşağıdakilerden hangisinde doğru veril- miştir?

Zıt anlamlı Eş sesli Eş anlamlı Soyut anlamlı Terim anlamlı

A) Enlem Mektep Korku Gece Yol

B) Gece Yol Mektep Korku Enlem

C) Yol Gece Enlem Mektep Korku

D) Korku Enlem Yol Gece Mektep

(30)

29 4. Aşağıdakilerden hangisi deyim ve

atasözlerinin ortak özellikleri arasın- da sayılamaz?

A) İlk söyleyenleri belli değildir.

B) Kısa ve özlü sözlerdir.

C) Kalıplaşmış sözler olduğundan her- hangi bir değişikliğe uğramazlar.

D) Genellikle gerçek anlam taşımakta- dırlar.

5. Aşağıdakilerden hangisi atasözü ve deyimler arasındaki farklılıklar ara- sında değerlendirilemez?

A) Atasözleri geçmişi deyimler ise bu- günü yansıtır.

B) Atasözleri cümle, deyimler ise söz grubu şeklindedir.

C) Atasözleri tüm zamanlar ve herkes için, deyimler ise anlık durumlar ve sözü söyleyen kişi için geçerlidir.

D) Atasözleri öğüt verir, deyimler ise sadece içinde bulunulan durumları bildirir.

6. Atasözü ve özdeyişler arasındaki en büyük fark aşağıdakilerden hangisi- dir?

A) Özdeyişler, atasözlerine göre daha etkili sözlerdir.

B) Özdeyişlerin söyleyeni bellidir an- cak atasözlerinin belli değildir.

C) Özdeyişler tüm insanlıkla, atasözleri ise tamamen bizim geçmişimiz ile ilgilidir.

D) Özdeyişler yakın zamanı, atasözleri ise tamamen uzak zamanı yansıtan sözlerdir.

7. I. Aralık kalmayıncaya kadar birbiri- ne yaklaşmak, dokunmak, temas etmek

II. Ulaşmak, erişmek

III. İstenilen yere düşmek, rast gel- mek, isabet etmek

IV. Değerinde olmak

“Değmek” sözcüğünün yukarıda be- lirtilen anlamlarına aşağıdakilerden hangisinde sırasıyla uygun örnek verilmiştir?

A) I. Evet, onun için her şeyi feda etmeye değer.

II. Bu kahve değdi doğrusu.

III. Babaannem özel bir kadındı, anlatılmaya değer.

IV. Bütün dünyaya değer gözlerin.

B) I. Bu sokakta binalar birbirine değmiş.

II. Sizin çocuğa kesinlikle nazar değmiş.

III. Bu tablo verdiğimiz paraya değer.

IV. Tüm yorgunluğumuza değdi doğrusu.

C) I. Kapıdan bir an birbirimize değe- rek girdik.

II. Mektup elime değmedi.

III. Kurşun hedefe değdi.

IV. Benim ömrümün üç günü üç yüz bin liraya değer.

D) I. Bu müze gerçekten görülmeye değer.

II. Attığı ok tam da belirtilen yere değdi.

III. Bahsedilmeye değer bir çalışma olmuş.

IV. Tüm çabama rağmen boya elime değdi.

(31)

30

11. Yansıma sözcükler, doğada bulunan canlı veya cansız varlıkların çıkardığı seslerden esinlenerek ve o sesleri taklit ederek ortaya çıkan kelimelerdir.

Buna göre aşağıdakilerden hangi- sinde yansıma sözcük bulunmamak- tadır?

A) Sabahları kuşların ötüşüyle uyan- mak beni çok rahatlatıyor.

B) Kulağımın dibine gelip duran sineğin vızıltısını duymak istemiyorum artık.

C) Papağan elindeki çekirdekleri çıtır çıtır yedi.

D) Babamın horultusundan gece bo- yunca uyuyamadım.

12. Aşağıdakilerden hangisinde özelden genele sıralama sırasında yanlışlık yapılmıştır?

A) Sandalye → eşya → mobilya → can- sız → varlık

B) Ülke → cadde → mahalle → ilçe → şehir → bölge

C) Üzüm → meyve → bitki → canlı → varlık

D) Harf → hece → kelime → cümle → paragraf

13. Aşağıdakilerden hangisinde soyut anlamlı bir sözcük yoktur?

A) Bu soruyu doğru yapmak için kafa gerek.

B) Onda kalp yok sanki, çok merhamet- siz biri.

C) Öğretmenimiz bizi çok sert bir şekil- de uyardı.

D) Yolunu kaybeden turisti herkes ara- maya koyuldu.

8. Aşağıdakilerden hangisi “bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur.” atasö- zünün anlamını karşılar?

A) Bakılıp onarılan şeylerden yararlanı- lır, bakımsız bırakılanlardan bir yarar elde edilemez.

B) Bir şey yalnızca bakmakla elde edi- lemez, onu ele geçirmek için dav- ranmak gerekir.

C) Herkesin gözü önündeki şeye bakıl- ması önlenemez.

D) Yapılmadan yalnızca nasıl yapıldığı görülerek hiçbir şey öğrenilemez.

9. Anlamı güçlendirmek amacıyla aynı ke- limenin, yakın anlamlı kelimelerin veya zıt anlamlı kelimelerin tekrarıyla oluşan sözcük grubuna “ikileme” denir.

Buna göre aşağıdakilerden hangi- sinde ikileme kullanılmamıştır?

A) Eve giderken vakit geçirmek için sa- hil yolunda ağır ağır yürüdük.

B) Bu anlattıklarımdan sonra artık az çok bir şeyler öğrenmiş olmanız ge- rekiyor.

C) Dün yine karmakarışık rüyalar gör- düm.

D) Son gittiğimiz düğünde hısım akra- ba herkesi gördük.

10. Aşağıdakilerin hangisinde “çıkmak”

sözcüğü “İçeriden dışarıya varmak, gitmek” anlamında kullanılmıştır?

A) Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı.

B) Çiçeği burnunda öğretmen çıkar çık- maz ailesine koştu.

C) Yeni evimizden çıkıp eski evimize taşındık.

D) Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık.

(32)

Referanslar

Benzer Belgeler

Toplumsal ve bireysel yönleriyle ilişkili olarak dilin sözcükleri zihnimizde çeşitli biçimlerde anlam taşır: Bir sözcüğün akla ilk gelen, en yaygın ve en eski

13 Hi! My name is Oliver Queen, and I’m twelve years old. I’m from Britain. I’m a middle school student, and I go to Riverside Middle School. My favorite class is P.E because I

F Yüksek enerji ve plazma fiziği, atom altı parçacıklar ve bu parçacıklar arasındaki iliş- kileri inceleyen bilim dalıdır.. Atom altı parçacıklarla yapılan deneyler

D) Carla talks about Judy’s personality in the dialogue... 4 Hello, everybody! My name is Hailey. I’m tall and slim. I have got green eyes and long brown hair. I’m very punctual

namazından sonra camilerde mukabele okunur. Mukabele, Kur’an-ı Kerim’i bir kişinin yuzunden veya ezbere okuyup diğerlerinin takip etmesine denir. Kur’an-ı Kerim’in bir

Aşağıdaki kelimeleri mecaz ve gerçek anlama gelecek şekilde cümle içerisinde kullanınız. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden hangisi gerçek

A) İş yerindeki huzursuzluğu eve yansıtmam. B) Belgeselde söz edilen geleneklerden bir- çoğu unutulmuş. C) Çetin Tekindor’un oyununu hayranlıkla izledim. D) Bu tarihi