• Sonuç bulunamadı

İLKÖĞRETİM DÖNEMİ İLKÖĞRETİM DÖNEMİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İLKÖĞRETİM DÖNEMİ İLKÖĞRETİM DÖNEMİ"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İLKÖĞRETİM DÖNEMİ İLKÖĞRETİM DÖNEMİ

(GÖRSEL OKUMADAN DİLSEL (GÖRSEL OKUMADAN DİLSEL

OKUMAYA GEÇİŞ DÖNEMİ) OKUMAYA GEÇİŞ DÖNEMİ)

1. Evre: Dinleme, Okuma –Yazma 1. Evre: Dinleme, Okuma –Yazma

Becerisinin Edindirilmesi

Becerisinin Edindirilmesi

(2)

Okuyan Beyin ile Okumayan Beyin Okuyan Beyin ile Okumayan Beyin

Arasında Fark Var mı?

Arasında Fark Var mı?

Carnegie Mellon Üniversitesi Bilişsel Beyin Görüntüleme Carnegie Mellon Üniversitesi Bilişsel Beyin Görüntüleme Merkezi Araştırmacılarından Marcel Just ve Timothy Keller’in, Merkezi Araştırmacılarından Marcel Just ve Timothy Keller’in, 8-12 yaşları arasında çocuklarda okumanın beyin üzerindeki 8-12 yaşları arasında çocuklarda okumanın beyin üzerindeki etkilerini araştırdığı çalışmada; deney grubunda okuma etkilerini araştırdığı çalışmada; deney grubunda okuma sorunları olan çocuklar, kontrol grubunda ise normal düzeyde sorunları olan çocuklar, kontrol grubunda ise normal düzeyde okuyabilen çocuklar yer aldı. Araştırmacılar, çocukların okuyabilen çocuklar yer aldı. Araştırmacılar, çocukların beyinlerini, Manyetik Rezonans Görüntüleme tekniği beyinlerini, Manyetik Rezonans Görüntüleme tekniği kullanarak inceledi. Bu teknikle, çocukların beyinlerindeki kullanarak inceledi. Bu teknikle, çocukların beyinlerindeki

“beyaz madde” adı verilen ve beynin değişik bölgeleri arasında

“beyaz madde” adı verilen ve beynin değişik bölgeleri arasında bilgi alışverişi sağlayan bölgeler inceleme konusu yapıldı.

bilgi alışverişi sağlayan bölgeler inceleme konusu yapıldı.

Çalışma, okuması zayıf olan çocukların beyinlerinin beyaz Çalışma, okuması zayıf olan çocukların beyinlerinin beyaz maddesinin yapısal kalitesinin, normal okuyan çocuklara göre maddesinin yapısal kalitesinin, normal okuyan çocuklara göre daha düşük olduğunu ortaya koydu (Karaçay, 2011: 25) .

daha düşük olduğunu ortaya koydu (Karaçay, 2011: 25) .

(3)

Okuma, Beyinde Yapısal Değişikliklere Neden Olan Okuma, Beyinde Yapısal Değişikliklere Neden Olan

Bir Eylem Bir Eylem

Okuma sorunu olan çocuklara, bir sonraki ders yılında Okuma sorunu olan çocuklara, bir sonraki ders yılında 100 saatlik özel bir program uygulandı. Belli sözcük ve 100 saatlik özel bir program uygulandı. Belli sözcük ve cümleler defalarca tekrar ettirilerek öğrencilerin cümleler defalarca tekrar ettirilerek öğrencilerin okumaları ilerletildi. Programın sonunda beyin okumaları ilerletildi. Programın sonunda beyin görüntüleri alındı ve öğrencilerin yalnızca okuma görüntüleri alındı ve öğrencilerin yalnızca okuma yeteneklerinin değil, beyin dokularının da değiştiği yeteneklerinin değil, beyin dokularının da değiştiği belirlendi. Yoğun okuma programı, çocukların belirlendi. Yoğun okuma programı, çocukların beyinlerindeki beyaz maddede önemli düzeyde beyinlerindeki beyaz maddede önemli düzeyde iyileşmeye neden olmuştu. Beyinlerinde daha fazla iyileşmeye neden olmuştu. Beyinlerinde daha fazla iyileşme görülen çocukların okumalarında da daha fazla iyileşme görülen çocukların okumalarında da daha fazla iyileşmeleşme görülmesi; okumanın beyinde yapısal iyileşmeleşme görülmesi; okumanın beyinde yapısal değişikliklere neden olduğunun belirlenmesi, değişikliklere neden olduğunun belirlenmesi,

araştırmadan elde edilen en çarpıcı veri oldu

araştırmadan elde edilen en çarpıcı veri oldu

(Karaçay, (Karaçay, 2011: 25).

2011: 25).

(4)

Bahri Karaçay, Iowa Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatri Bölümü, Çocuk Bahri Karaçay, Iowa Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatri Bölümü, Çocuk Nörolojisi Kürsüsü Öğretim Üyesi. Aynı üniversitenin, Gen Tedavi Merkezi ve Nörolojisi Kürsüsü Öğretim Üyesi. Aynı üniversitenin, Gen Tedavi Merkezi ve Holden Kanser Merkezi Üyesi. Nörolojik doğum kusurları üzerinde genler Holden Kanser Merkezi Üyesi. Nörolojik doğum kusurları üzerinde genler düzeyinde araştırmalar yürütüyor. “Yaşamın Sırrı DNA” adlı kitabı, Aralık düzeyinde araştırmalar yürütüyor. “Yaşamın Sırrı DNA” adlı kitabı, Aralık 2010’da TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları arasında yayımlandı.

2010’da TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları arasında yayımlandı.

“ABD’de çocukların henüz anaokulunda iken kitaplarla “ ABD’de çocukların henüz anaokulunda iken kitaplarla tanıştırılmasının, birinci sınıftan başlamak üzere tanıştırılmasının, birinci sınıftan başlamak üzere okuma ve yazmaya özel bir önem verilmesinin, okuma ve yazmaya özel bir önem verilmesinin, ilköğretim 2. sınıfı bitiren pek çok çocuğun giriş, ilköğretim 2. sınıfı bitiren pek çok çocuğun giriş, gelişme ve sonuç bölümlerini içerecek şekilde kısa gelişme ve sonuç bölümlerini içerecek şekilde kısa hikayeler yazabilecek düzeye ulaşmasının ve yaşam hikayeler yazabilecek düzeye ulaşmasının ve yaşam boyu süren okuma alışkanlığının çocuklara boyu süren okuma alışkanlığının çocuklara kazandırılmasının, ABD ile geri kalmış veya kazandırılmasının, ABD ile geri kalmış veya gelişmekte olan ülkeler arasındaki farkta çok önemli gelişmekte olan ülkeler arasındaki farkta çok önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum. Çocuklarımız için bir rolü olduğunu düşünüyorum. Çocuklarımız için yapabileceğimiz en büyük iyiliklerden biri onlara yapabileceğimiz en büyük iyiliklerden biri onlara okuma sevgisi kazandırmaktır. …”

okuma sevgisi kazandırmaktır. …”

(5)

OECD tarafından 28 Haziran 2016’da yayımlanan Skills Matter:

Further Results from the Survey of Adult Skills (Yetenekler:

Yetişkin Becerileri Anketinden Elde Edilen Diğer Sonuçlar) isimli

rapor 16-65 yaş aralığındaki yetişkinlerin "temel bilgi işleme

becerilerinin" genel durumunu ortaya koymayı hedeflemektedir. 33

ülkede 216.250 yetişkinden elde edilen verileri kapsayan bu

araştırmaya, Türkiye’den de 5277 yetişkin katılmıştır

(TEDMEM, 2016).

(6)

Türkiye’de yetişkinler sözel becerilerde ortalama olarak 227 puan elde ederek 268 olan OECD ortalamasının altında kalmıştır.

Türkiye sözel becerilerde elde ettiği bu puan ile araştırmaya katılan ülkeler arasında en düşük puana sahip üç ülkeden biri olmuştur. Sadece Şili (220) ve Jakarta (Endonezya: 200) Türkiye’den daha düşük puanlara sahiptir. Türkiye’de yetişkinlerin % 45.7’si sözel becerilerde 1. düzey ve altında başarı göstermiştir. OECD ortalamasında bu oran %18.9’dır.

Diğer taraftan Türkiye’de yetişkinlerin sadece % 0.5'i sözel becerilerde en üst beceri düzeyleri olan 4. ve 5. düzeyde başarı gösterebilmiştir

(TEDMEM, 2016).

.

(7)

Bununla birlikte Türkiye’de yetişkinler, sayısal beceri ve teknoloji yoğun

ortamlarda problem çözme becerisinde de OECD ortalamasının gerisinde

kalmıştır. Öte yandan, Türkiye’deki üniversite mezunu yetişkinlerin sözel

beceri puanı ortalamasının Japonya’daki lise mezunu bile olmayan

yetişkinlerin puan ortalamasından daha düşük olması, üzerinde önemle

durulması gereken bir eğitim sorununa dikkat çekmektedir

(TEDMEM, 2016).

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada, bir doğrultuda simetrik, diğer doğrultuda simetrik olmayan çelik endüstri yapısının TS648, TS500 ve Yeni Deprem Yönetmeliği ve ihtiyaç duyulduğunda

In future work, mobile Apps that associate with other prediction modelswill be used to predict ETA of vehicles in transportation serviceand a comparison study can be conducted

Sonuç olarak, “mini beyin” (mini brain) görünümü soliter plazmositomda tanımlanan ve plazmositom için nadir ancak patognomonik kabul edilen MRG bulgusudur. Vertebrada böyle

2003 Akciğer Kanseri Kılavuzu’nda; KHDAK’lı hastalarda beyin metastazlarını araştırmada, nöro- lojik semptom ve bulgusu olan evre I ve II, semp- tomu olsun veya olmasın evre

Ayrıca araştır- macı çocukları iki buçuk yıl takip ettikleri- ni, daha uzun vadedeki sonuçların bilinme- diğini ve çalışmaya dahil edilen çocukların ergenlik

Sonrasında bir süre Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’de araştırmalarına devam eden Sitti, 2002 yılından bu yana Carnegie Mellon Üniversitesi Makine Mühendisliği

Karışık metalik renkler üze­ rinde ölçüsüzce büyütülmüş bilet, kendi renk ortamını ara­ maktadır.. Koyu maviler ve ge­ çici eflatunlardan gelen im

Çocukluk Başlangıçlı Şizofreni tanısı olan çocuklarla ergenlik dönem inde yapılan izlem çalışmalarında, bu çocuklarda sağlıklı kontrol grubuna göre ergenlik