• Sonuç bulunamadı

S Dislekside Beyin Görüntüleme Yöntemleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "S Dislekside Beyin Görüntüleme Yöntemleri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

yi etkileyen hemokromatozis hastası için yeni bir beslenme tedavisi önerildi. Bu kan hastalığına HFE geninde meydana gelen mutasyonun neden olması sonucunda hepsidin üretimi düşüyor. Hemokroma-toziste vücut demiri metabolize etme ye-teneğini kaybediyor ve sindirim sistemin-den çok miktarda emilen demir vücutta birikiyor. Beta talasemi hastalarında ol-duğu gibi, biriken demir karaciğer bozuk-luğuna hatta bazen karaciğer kanserine neden olabiliyor. Ekip fareleri kullanarak yaptığı deneysel çalışmada, hemokroma-tozisli farelerden kan alındığında vücudun karaciğerdeki depo demiri kullanmak ye-rine beslenmeyle alınan demiri kullanma-yı tercih ettiği sonucuna ulaşmış.

Şu günlerde hepsidin benzeri bir ilacı beta talasemi ve hemokromatozis hasta-larında sınamayı planlayan Dr. Rivella ve çalışma arkadaşları böylece vücutta artan hepsidinin fazla demirin ve kansızlığın te-davisine yardımcı olmasını umuyorlar.

Dislekside Beyin

Görüntüleme

Yöntemleri

Özlem İkinci

S

tanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden araştırmacılar disleksili gençlerden okuma yeteneklerini zamanla geliştire-bilecek olanları % 90 doğrulukla tahmin etmek için gelişmiş bir beyin görüntüleme yöntemi kullandılar.

Öncelikle kişinin okuma zorluğunun üstesinden gelebilme yeteneği için özel beyin mekanizmalarını tanımlayarak baş-ladıkları bu çalışmanın disleksili kişilerin okumayı daha iyi öğrenmelerine yardımcı olacak yeni girişimlere öncülük edebilece-ği düşünülüyor.

Stanford Üniversitesi Disiplinlerarası Beyin Bilimleri Araştırma Merkezi’nde öğretim üyesi ve görüntüleme uzmanı Fumiko Hoeft zamanla gelişme kaydede-bilecek çocukların belirlenmesi için Proce-edings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan çalışmalarının kendilerine umut verdiğini söylüyor.

Amerika’daki çocuklarda % 5-17 ora-nında görülen beyin temelli öğrenme

zor-luğu olarak bilinen dislekside kişi okuma yeteneğini geliştirilebiliyor. Disleksiden etkilenen çocukların okuma yeteneği-ni geliştirme derecesi büyük farklılıklar gösterse de % 20’si çeşitli girişimlerden yararlanıyor ve yetişkinlik dönemlerinde okuma yeteneklerini yeterince geliştiriyor. Fakat bu noktaya gelene kadar bu gelişme-lerin nasıl olduğu, beyinde neler olduğu bilinmiyor.

Geçmiş görüntüleme çalışmalarında okuma ile ilgili bir eylem sırasında çocuk-ların ve disleksili yetişkinlerin beyinleri-nin belirli bölümleribeyinleri-nin daha fazla aktif olduğu görülmüş. Beynin ön lobunun bir bölümünün disleksik bireylerde normal bir okuyucununkine göre daha çok kulla-nıldığı fark edilmiş.

Bu çalışmada ise Hoeft ve meslektaşları beyin görüntüleme yöntemiyle okuma ye-teneğindeki gelişmeyi tahmin edebilmeyi ve beyin temelli ölçümlerle geleneksel eğitim ölçümlerini karşılaştırmayı amaç-ladılar.

Araştırmada yaşları 14 civarında olan 25 disleksik çocuğun ve normal okuma ye-teneğine sahip 20 çocuğun okumaları stan-dart testlerle değerlendirildi. Ardından çocuklar okuma işlemini gerçekleştirirken işlevsel manyetik rezonans görüntüleme ve yayılım tensör görüntüleme (manyetik rezonans görüntüleme tekniğinin özel bir çeşidi) olmak üzere iki çeşit görüntüleme yöntemi kullandılar. İki buçuk yıl sonra, okuma başarımlarını tekrar değerlendir-diler ve beyin görüntüleme yönteminin mi yoksa standart okuma yönteminin mi temel alınması gerektiğini ve çocukların okuma yeteneklerinin zamanla ne kadar geliştiğini öğrenmeyi amaçladılar.

Araştırmacılar okumadaki kazanımlar-la ilgili standart okuma ve dil testlerinde güvenilir tahminler elde edemedi. Fakat okuma sırasında beyinlerinin sağ inferior ön kıvrımlarında daha fazla aktivite görü-len ve bu sağ ön bölgesiyle bağlantısı olan beynin beyaz maddesinin daha iyi organi-ze olduğu disleksik çocukların okumala-rında, gelecek iki buçuk yıl boyunca daha çok gelişme olacağı düşünülüyor. Araş-tırmacılar aynı zamanda tüm beyindeki aktivite modellerine bakarak disleksik çocuklarda gelecekteki okuma kazanım-larını çok doğru bir şekilde tahmin etme imkânına sahip olacaklarını düşünüyorlar. Diğer heyecan verici bulgu ise tedaviy-le ilgili. Çalışmada distedaviy-leksik çocuklardaki okuma kazanımlarında normal gelişen çocuklardakine göre sinir sistemine ait farklı mekanizma ve yolakların olduğu görülmüş. Bunların anlaşılmasıyla araş-tırmacıların beynin uygun bölümlerine odaklanarak çocuklardaki okuma yetene-ğinin gelişmesinde daha etkin müdahale-ler geliştirebileceği belirtiliyor.

Hoeft bu çalışma sayesinde diğer has-talıkların anlaşılmasında ve tedavisinde görüntüleme yönteminin kullanılmasının teşvik edilebileceğini söylüyor ve beyin gö-rüntüleme yönteminin klinik hastalıklarda gelecekte olabilecek belirtilerdeki azalma ya da artışların öngörülmesinde önemli rol oynayabileceğini de ekliyor. Ayrıca araştır-macı çocukları iki buçuk yıl takip ettikleri-ni, daha uzun vadedeki sonuçların bilinme-diğini ve çalışmaya dahil edilen çocukların ergenlik çağında olduklarını, daha küçük çocuklardaki okuma gelişimini öngörebil-mek için daha çok çalışma ve beyin temelli ölçüm yapmak gerektiğini de ekliyor.

Bilim ve Teknik Ocak 2011

Referanslar

Benzer Belgeler

Pongpudpunth M, Demierre MF, Goldberg LJ: A case report of inflammatory nonscarring alopecia associated with the epidermal growth factor receptor inhibitor

Genetik bozukluk, intrauterin ölüm, artmış malignite riski, yapısal ve/veya fonksiyonel gelişim anomalisi ve mental retardasyon radyasyonun olası teratojenik

Bu kistlerin üretra ile iliş- kisi yoktur, genellikle küçük (uzun eksende en fazla 15 mm) ve yaygın olarak interseks bozuklukları, inmemiş testis ve hipospadias

Ayrıca araştır- macı çocukları iki buçuk yıl takip ettikleri- ni, daha uzun vadedeki sonuçların bilinme- diğini ve çalışmaya dahil edilen çocukların ergenlik

Dört kameralı ayrışık parçacık hızı görüntüleme düzeneği Test edilen akış Kamera merceği Işık kaynağı Mercek Mercek Bıçak ucu veya süzgeç Perde Şekil 6.. Hızı

Mikrokanama olan ve olmayan gruplar arasında yaş, cinsiyet, NIHSS değerleri ve diğer risk faktörleri açısından anlamlı fark gözlenmedi (p>0,05) (Tablo I).. Her

Genellikle sublingual bezin kanalından yayılan müsine bağlı olarak gelişmekle birlikte submandibuler tükürük bezi veya ağız tabanındaki minör tükürük

Çalı şına verile rimi z ML stent uygulanan olgularda gözlenen uzun dönem klinik ve anjiyografik sonuç-. larının gerek aynı cins stentlerle yapıl m ı ş orta